GÜNDEM - 11 Ekim 2019 Cuma 14:38

Binali Yıldırım: 'Amerika’yı defalarca uyardık'

A
A
A
Binali Yıldırım: 'Amerika’yı defalarca uyardık'

AK Parti İzmir Milletvekili ve Türkiye Cumhuriyetinin son Başbakanı Binali Yıldırım’a Yalova Üniversitesi tarafından fahri doktora verildi. Barış Pınarı Harekâtı’nı değerlendiren Yıldırım, “NATO müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri’ne defalarca ’bu gittiğiniz yol yol değildir’ dedik. Oradaki amacımız terör devletini ortadan kaldırmaktır“ dedi.

Altınova Meslek Yüksekokulunun açılış törenine katılan Yıldırım, okulun açılış kurdelesini AK Parti Yalova İl Başkanı Muğlim Bağatar, AK Parti Yalova milletvekilleri Ahmet Büyükgümüş ve Meliha Akyol’un yanı sıra Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suat Cebeci ve Altınova Belediye Başkanı Metin Oral’la birlikte kesti. Meslek Yüksek Okulunu gezen Yıldırım, Rektör Cebeci’den de bilgiler aldı. Binali Yıldırım ardından Yalova’ya geçti. Raif Dinçkök Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Yalova Üniversitesinde akademik yıl açılış törenine katılan Yıldırım’a burada ’Ulaştırma Mühendisliği’ alanında fahri doktora verildi.

“DEFALARCA UYARDIK”

Ardından kürsüye gelen Yıldırım Fırat’ın doğusunda sürdürülen Barış Pınarı Harekatı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Amerika’nın defalarca uyarıldığını hatırlatan Yıldırım, “Türkiye uzun yıllardan beri başımızı ağrıtan, büyük bedeller ödeten alçak bölücü terör örgütlerine karşı yeni bir operasyonu başlattı. Daha önce başbakanlığım esnasında, Fırat Kalkanı ve Afrin Harekatı başarıyla gerçekleştirilmiş ve Fırat’ın batısındaki bölgeler terör unsurlarından temizlenmişti. Bölgedeki halk huzura kavuşmuş, ülkemizdeki mülteciler topraklarına dönmüştü. Bu kez defalarca müttefiklerimize ve bölge ülkelerine ikazımıza rağmen doğuda yerli halkı göçe zorlayan, çocuklarını zorla silah altına alan ve zulüm yapan o alçak PKK, YPG ve SDG gibi değişik isimlerle meydana çıkan bu örgüte karşı bir operasyon başlattık. Bu operasyon durup dururken olmadı. Benim başbakanlığım zamanında ben bir yandan, Cumhurbaşkanımız bir yandan, NATO müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri’ne defalarca dedik ki, ’bu gittiğiniz yol yol değildir.’ Bir terör örgütü olan DEAŞ’ı yok etmek için başka bir terör örgütünü kullanmak devletlere yakışan bir iş değildir. Peki DEAŞ’ı yok ettikten sonra bu terör örgütünü ne yapacaksınız? Onu yok etmek için bir başka terör örgütü mü kuracaksınız? Bu akla zarar bir iştir. O zaman bize, ’bu bizim için bir seçim değil bir mecburiyet’ dediler. Ne yazık ki hatada ısrar edildi. Binlerce PKK’lı, PKK’nın kuzenleri olan Suriye’deki kolu YPG teröristleri donanımlı hale getirildi ve ülkemizde terör faaliyetlerine zemin hazırlandı. Maalesef bu terör örgütü sıradan bir terör örgütü değil. Bu terör örgütü, dost bildiğimiz ülkeler tarafından birkaç yılda muazzam mühimmatlarla donatıldı. Mühimmatın bazıları şöyle; 37 bin Kalaşnikof tüfek, 7 bin 500 makineli tüfek, 4 bin ağır makineli tüfek, 3 bin 400 RPG7 roket atar, 315 havan topu, bin adet ABD ve Rus yapımı AT4 tanksavar silahı, 195 keskin nişancı tüfeği, 450 PV7 tipi gece görüş dürbünü ve 150 adet kızıl ötesi lazer aydınlatıcı dürbün. Liste böylece uzayıp gidiyor. Bunları ne yapacaklar? Ne yaptıklarını görüyoruz. Her etkisiz hale getirdiğimiz terörist grubunun geride bıraktığı silahlar işte bu silahlar” dedi.

“ORADAKİ AMACIMIZ TERÖR DEVLETİNİ ORTADAN KALDIRMAKTIR”

Türkiye’nin sürdürdüğü operasyon tepki gösteren devletlere de cevap veren Yıldırım, “Şimdi dünyanın değişik yerlerinden, Türkiye’nin orada ne işi var diyorlar. Sormak lazım, bunu söyleyen ülkelerin hangisinin Suriye ile bir ortak yanı var? Ortak sınırları, komşulukları mı var? Suriye’deki yangından etkileniyorlar mı? Binlerce kilometreden gelip oraya yerleşeceksiniz. 911 kilometre boyunca sınırı olan Türkiye’ye burada ne işiniz var diyeceksiniz. Bizim oradaki işimiz çok açık ve seçiktir. Suriye ve Irak boyunca bin 300 kilometrelik, hudutlarımızın güneyinde oluşturulmaya çalışılan terör devleti ve oluşumlarını ortadan kaldırmaktır. Fırat’ın batısında bunu yaptık. Şimdi kahraman Mehmetlerimiz Suriye Milli Gücü ile birlikte Fırat’ın doğusunda da Barış Pınarı operasyonunu başlatmışlardır. Bu operasyonla birlikte bölgedeki Arap ve Kürtler huzur bulacak, terör örgütünün sultasından kurtarılmış olacaklar. Hem sınırlarımızın ötesinde, hem de sınırlarımızın içerisinde terör tehdidi ve belası sona ermiş olacak. Tabiatıyla Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim için öncelikli bir konudur. Bunun teminatı da Türkiye’dir. Türkiye’nin yaptığı iç savaştan yararlanarak kendine alan oluşturmak, Türkiye’ye tehdit oluşturmak isteyen unsurları ortadan kaldırmaktır. Kim ne derse desin bu operasyon başarıyla hiçbir sivile zarar vermeden Türk Silahlı Kuvvetlerimizin 100 yıllık tecrübesi ile tamamlanmış olacaktır. 82 milyon vatan evladının destek ve duası onlarla beraberdir” dedi.

Saim Çotuk - Mehmet Mercan

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Doğu ve Güneydoğuyu Karadeniz’e bağlayan yolda kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz’e bağlayan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi nedeniyle ciddi risk oluşturuyor. Vatandaşlar, muhtemel bir depremde karayolunun kapanabileceğini belirterek bir an önce önlem alınması çağrısında bulundu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz Bölgesine bağlayan en kısa karayolu olan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, yılda on binleri aşan sürücü tarafından kullanılıyor. Karayolunun bazı bölgelerinde bariyer olmaması, kaya düşme ve heyelan tehlikesi nedeniyle sürücüler endişeli yolculuk yapmak zorunda kalıyor. Karayolları ekipleri tarafından tehlike oluşturan kayalar zaman zaman alınırken vatandaşlar güzergah boyunca ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini belirtti. Karayolunu sık sık kullandığını aktaran Ahmet Yıldız, kayaların yol yapım çalışmalarından dolayı sarsıntıya uğrayıp tehlike oluşturduğunu kaydederek, ’’Kayalar birbirinden ayrılmış, emaneten duruyorlar. Bölgemizdeki yol şu anda çok hareketli. Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa güzergah. Ovacık karayolunda kaya düşmesi sonucu bir vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Doğu Anadolu’dan Karadeniz’e geçen bütün araçlar bu yolu kullanmaktadır. Bu yol üzerinde bulunan kayaların hepsini ivedi şekilde müdahale edilmesi gerekmektedir” dedi. Bölgede deprem beklendiğini hatırlatan Yıldız, “Depremde bu yolların kapanacağı aşikardır. Kesinlikle kayalar düşebilir, tehlike arz edebilir. Bir an önce önlem alınmalı. Zamanında bazı noktalara bariyerler çekilmişti, genişletme çalışmaları yapılmıştı. Şu an bu yolda kayalarla ilgili bir çalıma yapılması gerekmektedir. Asrın felaketi dediğimiz depremde, deprem illerine Erzincan, Erzurum, Sivas’tan ulaşmak için bu yol kullanılmıştı. Bu yol, bölgemiz için çok önemlidir. Deprem anında bu yol kapalı olsaydı araçlar ve kurtarma ekipleri deprem bölgesine ulaşamayacaktı” diye konuştu.
Samsun Hastane otoparkına GES kuruldu Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açık otoparkına ve çatısına kurulan güneş enerji santrali (GES) ile hastanenin enerji giderlerinden aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf edilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Projesi (KABEV) kapsamında Sağlık Bakanlığı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine GES kuruldu. Konuyla ilgili bilgi veren İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras, "Ülkemizin enerji ihtiyacı, gelişen ekonomiye bağlı olarak şehirleşme ve nüfus artışının da etkisi ile her geçen gün artmaktadır. Artan ihtiyacın paydaşlarına bakıldığında ülkemizde binalar enerji tüketiminde sanayiden sonra ikinci sırada gelmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın KABEV Projesi’nin genel hedefi de; kamunun sektöre öncülük ederek enerji tüketiminin azaltılmasını sağlamak, enerji verimliliği çalışmaları kapsamında karbon salınımını azaltarak çevre dostu enerji sistemlerinin aktif edilmesini sağlayarak, farklı sektörlere örnek olmaktır. Bu çalışmalar çerçevesinde ilimizde de Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanemiz projeye dahil edilmiş ve 7 aydır süren altyapı çalışmaları tamamlanarak, hastanemizde ‘Akıllı Enerji Tasarruf Sistemi’ uygulamaya girmiştir. Uygulama çerçevesinde hastane açık otoparkımızın üstü ve bina çatı üstünde uygun noktalar ‘güneş enerjisi santralleri’ ile donatılmış, otopark ve bu açık alanlar bir enerji santraline çevrilmiş; bina içi aydınlatma sistemleri elden geçirilmiş, kullanılan materyaller enerji tasarrufuna uygun olanlarla değiştirilmiş, ısıtma ve soğutma sistemlerimizde iyileştirmeler yapılmıştır. Enerji kullanımını artıran tüm bağlantı ekipmanları yenilenmiş ve bina enerji sistemi otomasyon üzerinden takip edilerek anlık verimlilik takibinin yapılması sağlanmıştır" dedi. "Enerji giderleri aylık 20 milyondan 7,3 milyon düşecek" Hastanenin tasarruf edeceğini ifade eden Müdür Uras, "Sistem sayesinde elektrik, ısıtma, soğutma gibi enerji giderlerine aylık olarak yaklaşık 20 milyon TL harcayan hastanemiz, uygulamaya giren sistem sayesinde yüzde 36,8 tasarruf sağlayacak, bu da aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf elde edilmesini sağlayacak. Enerjide dışa bağımlığın önlenmesine katkı sağlanmasını da hedefleyen bu çalışma sonucunda hastanemize ait binalarda yıllık ortalama enerji tüketiminden 8 milyon 536 bin 422,28 kilovatsaat tasarruf edilecek ve CO2 emisyonunda yıllık 3 bin 47,09 ton azaltma sağlanarak hastanemiz ‘çevre dostu hastane’ haline gelecek. Bu örnek uygulamasının başarıyla sonuçlanmasından dolayı hem proje kapsamında bize destek olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza hem de süreci yakından takip ederek hızla tamamlanmasını sağlayan hastane yönetimimize teşekkür ediyorum. Örnek enerji tasarrufu uygulamalarımız diğer sağlık tesislerimizde de 2024 yılında adım adım devam edecektir" diye konuştu.