ÇEVRE - 13 Mayıs 2022 Cuma 08:44

Binlerce yıllık kadim kent Bitlis tarihiyle gün yüzüne çıkıyor

A
A
A
Binlerce yıllık kadim kent Bitlis tarihiyle gün yüzüne çıkıyor

Bitlis'te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen 'Dere Üstü Islah Projesi' çerçevesinde yapılan yıkımın ardından onlarca tarihi yapı gün yüzüne çıktı.

Tarihi dokunun ön plana çıkarılması ve şehrin nefes alması için başlatılan proje çerçevesinde yıkılan iş yerlerinin altında kalan özellikle köprüler ilk günkü ihtişamını koruyarak tekrardan ortaya çıktı. Ayrıca yapıların altında kalan köprüler gibi yine betonarme yapıların arkalarında kalan hamam ve cami gibi yüzlerce yıllık eserler ise yine tam anlamıyla gün yüzüne çıkarıldı.

Binlerce yıllık kadim kent Bitlis tarihiyle gün yüzüne çıkıyor

Projenin tamamlandığında Bitlis'i eskiden olduğu gibi bugün de cazibe merkezi haline getireceğini belirten Bitlis Valisi Oktay Çağatay, “Bitlis’i Bitlis’e, tüm Türkiye’ye ve dünyaya hediye etmiş olacağız. Bitlis Deresi üzerinde şu anda çok ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda dere üzerine yerleşmiş bulunan imara aykırı ve dere üzerinde risk teşkil eden binaları geçen yıl ağustos ayında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının talimatı ile yıkmak ve boşaltmak durumunda kalmıştık. Derenin üzeri temizlendikten sonra derenin üzerinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yapılan ihale ile çok güzel bir alan oluşturuyoruz. Müteahhit firmamız çalışmalarına başladı. Şu anda da devam ediyor. Kendisine verilen süre bu yılsonuna kadar. Netice itibari ile derenin gerek içindeki dere yatağı düzenlemesi ve derenin kenarındaki millet bahçesi sıfatıyla yapılan alanı, ağaçlandırmalar, gezme ve dinlenme alanlarının tamamı bu yılsonuna kadar bitecek” dedi.

Binlerce yıllık kadim kent Bitlis tarihiyle gün yüzüne çıkıyor

“Tam 14 tane tarihi köprü ortaya çıktı”

Dere üzerinde yapmış oldukları boşaltma faaliyetinden sonra çok sayıda tarihi eserin de gün yüzüne çıktığını ifade eden Vali Çağatay, “Tam 14 tane tarihi köprü ortaya çıktı. Bunların çok küçük bir kısmı gözle görünüyordu. Ama bize hakikaten gördüğümüz zaman şaşırtan bir sayıda köprüye kavuşmuş oldu. Bunların restorasyonunu mevzuat gereği Karayolları Genel Müdürlüğümüz yapacak. Bu köprülerin ihalesi de önümüzdeki günlerde yapılacak. Bu köprüler 500 ile 600’er yıllık köprüler. Aynı zamanda yine dere üzerinde Hazo Hanı, Behiye Camisi ve Paşa Hamamı isimli tarihi alanlarımızın restorasyon projeleri yapılmıştı. Bu yıkım faaliyetinden sonra onlarında ihaleleri yapıldı. Şu anda müteahhit firmalar girdi çalışıyorlar. Onlar bu yılsonuna yetişmeyecek ama 2023 yılı sonuna kadar bitmiş olacak. Netice itibari ile esasen çok güzel bir tarihi alanı biz Bitlis’e, tüm Türkiye’ye ve dünyaya hediye etmiş olacağız. Çok sayıda vatandaşımız Bitlis’i merak edip gelmek istiyor. Biz böyle bir çalışmayı yürütmekten gerçekten çok gururluyuz mutluyuz. İnşallah Bitlis hakikaten sahip olduğu o kadim kent kimliğine asıl şimdi göstererek kavuşmuş olacak” diye konuştu.

Binlerce yıllık kadim kent Bitlis tarihiyle gün yüzüne çıkıyor

Vali Çağatay'tan seyir terası müjdesi

Bitlis Valisi Oktay Çağatay, vatandaşlardan çok sayıda Bitlis Kalesi ile ilgili soru aldıklarını da sözlerine ekleyerek, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu yürüttüğümüz çalışmalarla beraber tabi Bitlis Kalesi de çok muazzam bir şekilde kendini gösterdi. Binlerce yıllık tarihe sahip Bitlis’imizin en güzel varlıklarından birisi de Bitlis Kalesi’dir. Şehrin tam ortasında, hakim bir görüntünde. Vatandaşlarımız en çok ‘kaleyi ne zaman gezebileceğiz, ne zaman oradan bir seyir imkanına kavuşacağız’ diye bize sorular soruyordu. Bununda müjdesini ben buradan vatandaşlarımıza vermiş olayım. Önümüzdeki günlerde kalede iki tane seyir terasının yapımı ve üzerinde gezinti alanı ihalesini yapıyoruz. Bu yıl sonuna kadarda vatandaşlarımız burada gezme imkanına kavuşacak.”

Vahit Olcay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
Hatay Kızılay Başkanı Hatay’da depremzedelerle iftar sofrasında buluştu Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay Güzelburç’taki Kızılay Yaşam Merkezi’nde depremzedelerle iftar sofrasında bir araya geldi. Ramazan ayının yardımlaşma ruhunu öne çıkaran Yılmaz, son depremzede yuvasına kavuşana kadar desteklerinin süreceğini belirtti. Deprem bölgesinde ilk günden itibaren varlığını hissettiren Türk Kızılay’ı Ramazan ayında da afetzede vatandaşları unutmuyor. Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay’ın Güzelburç bölgesinde bulunan Kızılay Yaşam Merkezi konteyner kentinde vatandaşlarla iftar sofrasında bir araya geldi. "Hatay’da son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız" Ramazan ayının; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı olduğunu belirten Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, "Biz bugün burada zor günleri birlikte atlatmaya çalışıyoruz. Türk Kızılay’ı olarak her zaman söylediğimiz bir konu var; son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız. Ramazan ayındayız, Ramazan ayı; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı ama aynı zamanda Ramazan ayı sevdiklerimizle bir araya gelme ve bir sofranın etrafında buluşma ayı. O nedenle biz bugün burada Hatay’da kardeşlerimizle bir ekmeği bölüşeceğiz, beraber iftarımızı açacağız. Birbirimizi dinleyerek bu zor günleri atlatmak adına bir aşama daha ilerlemiş olacağız. Ben zor günlerin geçeceğine inanıyorum. Son 1 sene de gördüğümüz şu ki herkes tünelin ucundaki ışığı görmüş durumda bu da zor günlerin geçeceğine inancı pekiştiriyor. Bu günlerde biz halkımızla bir arada olmaya devam edeceğiz. Tekrar herkesin Ramazanı hayırlı olsun" şeklinde konuştu.