GÜNDEM - 08 Aralık 2021 Çarşamba 11:59

BM Genel Sekreter Yardımcısı İklim Değişikliği Zirvesi’ne katıldı

A
A
A
BM Genel Sekreter Yardımcısı İklim Değişikliği Zirvesi’ne katıldı

Son yıllarda etkilerini daha fazla hissettiğimiz iklim krizine karşı farkındalık oluşturmak için Bahçeşehir Koleji tarafından düzenlenen İklim Değişikliği Zirvesi’ne BM Genel Sekreter Yardımcı Nikhil Seth de katılım sağladı. Nikhil Seth yapmış olduğu değerlendirmede Paris Anlaşmasından sonra dünya genelinde çok fazla yol kat edilmediğini, sera gazı emisyonunda gerileme yaşanmadığı gibi rekor seviyelere ulaşıldığını vurguladı.

İklim değişikliği ve etkilerinin eğitim, hukuk ve teknoloji başlıklarıyla sürdürebilir bir dünya inşa etmek hedefiyle tartışıldığı Bahçeşehir Koleji İklim Değişikliği Zirvesi’nin açılışı 7 Aralık’ta Bahçeşehir Üniversitesi’nde gerçekleşti. Konusunda uzman kişiler Bahçeşehir Koleji öğrencileriyle bir araya gelerek ‘iklim krizine karşı neler yapabiliriz’ in sorusunu ve cevabını ele aldılar. Zirveye ayrıca BM Genel Sekreter Yardımcısı Nikhil Seth, BUEK Başkanı ve Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR) Uluslararası Eğitim Merkezi Türkiye Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Üyesi ve SEY Vakfı Başkan Vekili Begüm Yücel, Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ ve Gazeteci Cem Seymen katılım sağladı. Zirve ikinci gününde Bahçeşehir Koleji lise öğrencileri tarafından düzenlenen “Genç Diplomatlar Konferansı” ile devam edecek.

Paris Anlaşmasından sonra dünya genelinde yol kat edilmedi
Nikhil Seth iklim değişikliğine dair yapmış olduğu değerlendirmede 2015 yılında önlem amaçlı yapılan Paris Anlaşmasının altını çizerek, “Sahadaki çalışmalara baktığımız zaman aslında imzaladığımız anlaşmalardan çok farklı şeyler olduğunu görüyoruz. 2015 yılında Paris Anlaşması imzalandığında herkes mest oldu. Fakat 2015’teki sera gazı emisyonlara baktığımızda gerileme olmadığı gibi rekor seviyelere ulaştık. Baktığınız zaman verilen taahhütler ve yapılanlar arasındaki çok fazla fark var. Bu konuda eyleme geçmesi gerekenlerin farklı aktörlerden desteğe ihtiyacı var” dedi.

“Sera gazı emisyonu için kayıt dışı sektörleri kontrol altına almalıyız”
Sera gazı emisyonununda başı çeken özel sektörde Fortune 500’e giren şirketlerden ziyade kayıt dışı sektörlerin denetlenmesi gerektiğini vurgulayan Seth, “İş dünyasına baktığımız zaman küçük-orta ölçekli ve gayri resmi kayıt dışı sektörlerden oluşuyor. Onlara rehberlik edebilmek için kim uğraşıyor? Burada sera gazı emisyonlarının azaltımı için kim onlara yol gösteriyor? Küresel emisyonun yüzde 70’i özel sektörden kaynaklı. Özel sektör büyümemizde etken fakat bir yandan da emisyonların miktarını doğrudan etkiliyor. Sadece Fortune 500’de yayınlanan şirketlere ulaşarak bu değişikliği yapamayız. Görmek istediğimiz bu şirketlerle de uğraşmalıyız ve bu şekilde ilerlemeliyiz” şeklinde konuştu.

“Eğitim önemli ama nasıl eğitim”
Enver Yücel ise açılış konuşmasında artık verilen eğitimlerde gençlerin dünyaya karşı daha bilinçli olması adına harekete geçtiklerini çünkü bu krizin önünü almak için sadece konuşmaların değil fiilen de adım atılması gerektiğini ifade etti. Yücel “Gençlere böyle bir dünya bırakamayız” diyerek açıklamalarına şu şekilde devam etti;

“Gençlere böyle bir dünya bırakmamamız gerektiğini doğa bize öğretiyor. Doğayla savaşmayıp uyum halinde yaşamamız lazım. Biz büyük bir eğitim kurumuyuz. Dünyada eğitimde iklim değişikliği ve çevre ile ilgili, sürdürebilir kalkınma planları ile ilgili zaman zaman söylemler oluyor. Ama biz eyleme geçtik. Türkiye’de iklim değişikliği inisiyatifini kuran ilk kurumların başında olacağız. Evet, Paris Anlaşması yapıldı ama ondan sonra bir eyleme henüz daha geçilmedi. Biz öğrencilerimizle öğretmenlerimizle bu eyleme artık katılıyoruz. İklim değişikliği başta olmak üzere, Birleşmiş Milletler Sürdürebilir Kalkınma Amaçlarını ders programlarımıza da koyduk.

“Eğitim lazım, eğitim çok önemli ama artık nasıl bir eğitim? Biz nasıl bir eğitim yapmalıyız ki geleceğimizi, dünyamızı daha yaşanabilir bir konuma getirelim. Bir kere yeteri kadar üretimi yeterli kadar tüketim anlayışını verip veremediğimize bakmalıyız. Eğitim insanlığın yararı, faydası ve huzuru içindir. O yüzden eğitimde dünyanın sorunlarını gündeme taşıyacak ve bunlara çözüm bulabilecek müfredatlara gitmeliyiz.”

“Söylemden çok eyleme geçmeyi öğrenmeliyiz”
Bahçeşehir Koleji İklim Değişikliği Zirvesi’nde konuşan SEY Vakfı Başkan Vekili ve Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Üyesi Begüm Yücel, değişimin önce kendimizden başlaması gerektiğinin altını çizerek “Bu sinsi bir tehlike ve tüm dünyayı tehdit ediyor. Bir an önce harekete geçilmeli çünkü el birliği ile dünyamızın sonunu getiriyoruz. En basit yol olarak da kendi hayatlarımızda yeni düzenlemeler yapmakla işe başlayabiliriz. Yeni nesle söylemden çok, eyleme geçirmeyi öğretmeliyiz.” dedi.

“Her saniye bir çöp kamyonu kadar kıyafet atılıyor”
Tek bir kişinin bile alışkanlıkları değiştiğinde önemli bir yol kat edildiğini söyleyen İklim Aktivisti Seren Anaçoğlu, çok fazla tüketim yapıldığına dikkat çekmek için, “Her saniye bir çöp kamyonu kadar kıyafet atılıyor” dedi. Anaçoğlu, “Günlük tüketim alışkanlıklarımız hiçbir şekilde azalmıyor. Bir ürün alırken ve kullanırken 50 defa düşünmemiz gerekiyor bu bana ne kadar lazım diye. Her saniye bir çöp kamyonu kadar kıyafet atılıyor. Yani 6295 kg kıyafet atılıyor ya da yakılıyor. Bir kot pantolon için 10 bin litre su harcanıyor. Aşırı tüketime gitmeden kullanmak çok büyük önem arz ediyor. Hâlâ cam yerine plastik tüketiyoruz. Sadece kişisel olarak değil ailemize ve etrafımızdakilere de farkındalık kazandırmak zorundayız. Evde bile küçük alışkanlık değişikliklerinde büyük farklar yaşanıyor. O yüzden önce kendimizden başlayarak herkesi bilinçlendirmekte fayda var. Çünkü doğa ile savaş halindeyiz eğer biz kazanırsak, kaybederiz!”

Genç Diplomatlar iklimi tartışıyor
Bahçeşehir Koleji İklim Değişikliği Zirvesi, iklim değişikliğinin ele alınacağı 8. Genç Diplomatlar Konferansı ile devam ediyor. Bahçeşehir Koleji lise öğrencileri tarafından oluşturulan komiteler, farklı ülkeleri temsil eden delegelerle iklim değişikliğinin küresel etkilerini ve çözüm yollarını konuşuyor. Zirve sonunda öğrenciler tüm ülkeleri temsilen sundukları çözümleri bildiri haline getirip yayımlayacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.