ÇEVRE - 03 Haziran 2021 Perşembe 16:09

Bostancı Sahili’nde deniz salyası yoğunluğu su altı kamerasıyla görüntülendi

A
A
A
Bostancı Sahili’nde deniz salyası yoğunluğu su altı kamerasıyla görüntülendi

Bostancı Sahili'nde denizin dibini ve yüzeyini kaplayan deniz salyası, su altı kamerasıyla ve drone ile görüntülendi.

Özellikle son aylarda Marmara Denizi ve çevresinde oluşan deniz salyası yoğunlaşmaya devam ediyor. İstanbul sahillerinde yoğunluğunu artıran deniz salyası, yoğun koku ve çevre kirliliğine neden oldu. Marmara Denizi'nde sıklıkla görülen ve deniz salyası olarak bilinen müsilaj, deniz canlılarına zarar verirken balıkçıların da ağlarına yapışarak zorluk yaşatıyor. Deniz salyasının yoğun olduğu alanlardan Bostancı Sahili’ndeki son durum, su altı kamerası ve drone ile görüntülendi.

“İnsanlar artık deniz salyasını görmek istemiyor”

Esnaf Ali Aydın müşterilerin durumdan rahatsız olduğunu vurgulayarak, “İnsanlar önceden burada zevkle otururdu. Şu an ise deniz salyaları nedeniyle kimse buraya gelerek vakit geçirmek dahi istemiyor. Buralar çok kötü oldu. Temizlenmesi gerekiyor. Deniz resmen devir daim yapmıyor. Sadece müşteriler değil, balıkçılar da bu durumdan şikayetçi. Çünkü insanlar balık almaktan da çekiniyor” diye konuştu.

Bostancı Sahili’nde deniz salyası yoğunluğu su altı kamerasıyla görüntülendi

Abdul Samet Kaya - Ahmet Faruk Sarıkoç - Aykut Zor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Emek hırsızlarına JASAT şoku Denizli’nin Babadağ ilçesine bağlı 2 mahallede üç çiftçiyi hileli tartı kullanarak 125 bin TL dolandırdıkları iddia edilen 4 şüpheli, JASAT dedektiflerinin düzenlediği operasyonla Manisa’da yakalandı. Edinilen bilgiye göre, zeytinyağı satın almak için 16 Nisan 2024 tarihinde Babadağ ilçesine bağlı Bekirler ve Kelleci mahallelerine gelen 4 şüpheli, fiyatta anlaştıkları 3 çiftçiyi hileli tartı kullanılarak tuzağa düşürdü. Çiftçileri eksik tartım yaparak dolandıran şüpheliler, 3 kişi yaklaşık 125 bin TL zarara uğrattı. Denizli İl Jandarma Komutanlığına bağlı jandarmanın dedektifleri olan Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ve Babadağ İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince yapılan detaylı çalışmalar sonucunda olay şüphelileri tespit edildi. Eksik tartım yapıp zeytinyağlarını daha düşük göstererek üreticileri dolandırıp haksız kazanç elde eden Tanju K. (35), Çağlayan Ş. (49), Ferit A. (35) ve Sergen A. (21), JASAT koordinesinde Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda gözaltına alındı. Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda 160 kilogram zeytinyağı ve 1 adet el tartısı ele geçirildi. Sorgulanmak üzere Denizli’ye getirilen şüphelilerden Tanju K’nın 13, Çağlayan Ş.’nin 27, Ferit A.’nın 4 ve Sergen A.’nın ise 22 olmak üzere toplam 66 ayrı suç kayıtlarının olduğu tespit edildi. Daha önceden de benzer suçlara karıştıkları ortaya çıkan şüpheliler, ifade işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edildi. Titiz bir çalışma sonucu Babadağ ilçesinde meydana gelen 3 faili meçhul dolandırıcılık olayını aydınlatan jandarma ekipleri, mağdur çiftçilerin oluşan zararlarının şüpheliler tarafından karşılanmasını sağladı.
Konya “Çocuklarımdan bir parça” koleksiyonuyla adeta müze oluşturdu Konya’nın Beyşehir ilçesinde yaşayan, çocuklarına ait dişleri, göbek bağlarını ve birçok eşyayı saklayan Sabit Kasapoğlu, çocuklarımdan bir parça diyerek atmaya kıyamıyor, hatıra diyerek saklamaya devam ediyor. Evinde bir çok antika sayılabilecek eşyalardan da koleksiyonun olduğunu söyleyen Kasapoğlu, "Bizim evde kıymet verdiğimiz hiçbir şey atılmaz" dedi. İlçede yaşayan, bir süre önce Mimarlar Odası Konya Şubesi tarafından meslekte 50’inci yılını doldurmasından dolayı teşekkür plaketi verilen mimar Sabit Kasapoğlu’nun evinin bir odası aile fertleri ile çok az kişinin bildiği birçok ilginç ve sıra dışı koleksiyonları barındırıyor. Çocuklarına ve aile fertlerine ait ne varsa küçük yaşlarından itibaren hatıra olarak biriktiren ve saklayan Kasapoğlu’nun koleksiyonları arasında en ilginçleri olan evlatlarına ait “Çocuklarımdan bir parça” diyerek biriktirdiği diş çıkarttığı dönemden kalan dişler ile diş filmleri de yer alıyor. “Çocuklarımla ilgili ne varsa biriktirdim” Sabit Kasapoğlu, 4 çocuğunun olduğunu ve çocuklarının çıkardığı dişleri de sakladığını ifade etti. Hepsini ayrı kutularda sakladığını ifade eden Kasapoğlu, çocuklarının göbek bağlarını da sakladığını söyledi. Kasapoğlu, geçmişte oğlunun uzattığı saçları da sakladığını belirtirken, ayrıca, annesinin evlenmeden önceki kızlık dönemine ait saçlarını da muhafaza ettiğini ifade etti. Kasapoğlu, uzun yıllar önce bir yakınının boğazına kaçan ve yaptığı müdahale sonrası çıkardığı balık kılçığını bile atmayıp o günlerden hatıra olarak sakladığını kaydetti. Koleksiyonunda pul, eski para, çocuklarına ait ne varsa her türlü eşya ve malzeme, oyuncaklar, kıyafetler, eski eşyalar, aile fertlerine ait saçlar, eski nüfus cüzdanları, eski kap kacaklar, devrin aydınlatmalarının da yer aldığını anlatan Kasapoğlu, odasına sığmayan evin depo ve ardiye bölümlerinde de farklı birçok malzemeyi bulundurduğunu belirtti. Kasapoğlu, “Çocuklarımla ilgili neler varsa biriktirdim. İlk giydikleri ayakkabılar, dişleri, bana ait değeri olan her şey, kullandığım aletler, pense, tornavida. Bana lazım olabilecek her şeyim var biriktirdiklerim arasında. Günümüzde de ihtiyaç olursa yeri geldi mi bunları hala kullanıyorum. Günümüzde kullanmadığım şeyler ise kazma ve balta diyebilirim” dedi. “Sakladıklarımızın hepsi de bizim için çok değerli” İlginç ve sıra dışı koleksiyon hikayesi hakkında bilgiler veren Kasapoğlu, uzun yıllardan beri kendisine göre değer verdiği her şeyi atmayıp biriktirdiğini aktardı. Çocuklarının 4 veya 5 yaşlarında dişlerinin çıkmasının ardından bu hevesin kendisinde başladığını anlatan Kasapoğlu, bu koleksiyonların muhafazası için de evinin bir odasını özel olarak ayırdığını kaydetti. Koleksiyonuyla ilgili olarak, “Bende yok yok” diyen Sabit Kasapoğlu, “En değerli şeylerimin iyi kötü hepsi burada. Aşağıda depolar, ardiyeler var. Oralarda da var, buraya sığmayan. Beyşehir’in 6 veya 7 tane sokak çeşmesi vardı eskiden, benim çocukluğumda. Bir tanesi bende muhafaza oluyor. Biraz kırığı döküğü var ama saklıyorum. Neden saklıyorum? Bu konuya gelince; benim için bunlara paha biçilmez. Başkaları için ne ifade eder, takdir onların. Kimseyi zorlayamam, burada kitaplar var, oyuncaklar var, halı üzerine yapılan bir Atatürk’ümüz var, ilk Atatürk, bir bende değil birçok yerde de vardır muhakkak ama bende de var. Bu malzemeler içinde tarihlerini tam bilemediğim burada saat, takvim, yuvarlak bakır kaplar var. Devrin aydınlatma aletleri, sefer tasları, çay semaveri var, yok yok diyebiliriz. Eski telefonlar var. Bizim evde kıymet verdiğimiz hiçbir şey atılmaz, saklıyoruz, sadece çöpleri atıyoruz. Sakladıklarımızın hepsi de bizim için çok değerli şeyler” şeklinde konuştu. Kasapoğlu, koleksiyon olarak biriktirip sakladığı malzemelerinin yer aldığı odanın herkesin görebileceği bir alan olmadığını ama evine misafir olarak gelenlerden arzu edenler olursa kendilerine gösterdiğini de vurgulayarak, “Meraklıları az çok bilirim gelenlerden, onlara az çok gösteririm. Arzu edene gösteririm ama arzu eden çok fazla değil. Benden sonraki neslime bir hatıra olsun diye bunları biriktiriyor ve saklıyorum. Ayrıca, çocuklarımın yanı sıra eşime ait özel hatıralarım da var bu odada” diye konuştu.