ASAYİŞ - 19 Aralık 2018 Çarşamba 15:24

Böyle vahşet görülmedi! Köpeği bu hale getirdiler

A
A
A
Böyle vahşet görülmedi! Köpeği bu hale getirdiler

Osmaniye'de bir köpeğin yüzüne kimyasal madde dökülerek, kulakları kesildi. Hayvanseverlerin müdahalesi ile Gaziantep'e getirilen köpek, doku tedavisi ile yeniden sağlığına kavuşturulacak.

Türkiye'de son günlerde yürekleri burkan ve büyük tepki toplayan hayvana şiddet vakaları dur durak bilmiyor. Son olarak Osmaniye'de kim tarafından yapıldığı belirlenemeyen olayda, bir sokak köpeğinin yüzüne yakıcı bir kimyasal madde döküldü. İşkence edildiği tahmin edilen hayvanın kulakları kesildi. Vatandaşların ihbarı üzerine Cahide Hayvanları Koruma Derneği gönüllüleri, hayvanı alarak tedavi için Gaziantep'e getirdi.

"Geldiğince durumu çok kötüydü köpeğin, nefes dahi alamıyordu" 

Gaziantep'te tedavi edilen zavallı köpeğe ilk müdahaleyi yapan ve günlerdir onunla ilgilenen Veteriner Hekim Esra Taşkın, "Bize bir ihbar geldi. Cahide Derneği'nden Cemal Bey gidip Osmaniye'den köpeği getirdi. Geldiğince durumu çok kötüydü köpeğin. Nefes dahi alamıyordu ve hala da öyle nefes almakta zorlanıyor hayvan. Canice bir şiddet olayı bu. Kendi kendine oluşması mümkün değil bunun. Sert bir cisim yada bir kaza sonucu oluşan bir şey değil bu. Anladığımız kadarıyla bilerek isteyerek yapılmış bir insan şiddeti bu. Zavallı hayvanın yüzüne kimyasal yakıcı bir madde dökülmüş. Yani kezzap, asit yada ve benzeri bir madde olabilir" dedi.

"Köpeğin yüzündeki dokuların hepsi nekroze olmuş durumda" 

Hayvanın durumu hakkında da açıklamalarda bulunan Taşkın, "Köpeğin yüzündeki dokuların hepsi nekroze olmuş durumda. Yani dokuların hepsi ölmüş alt kısımda sadece kemik kalmış. Kemik sağlam duruyor. O yüzden herhangi bir darbe olayı değil, kimyasal madde dökülmüş. İnsan eliyle yapılmış bu canilik. Zavallı hayvan çok kötü durumda, burnu deforme olmuş, nefes alamıyor, ağızdan beslenemiyor ve bu hayvan bu haldeyken bir de kulaklarını kesmişler. Bize ilk geldiğinde kulakları kanıyordu. Şu anda biz enfeksiyonu kurutmaya çalışıyoruz çünkü köpeğimiz şu an herhangi bir operasyonu kaldırabilecek durumda değil. O yüzden şimdilik ilaçlar, damar içi antibiyotikler ve damar yoluyla besleme yapıyoruz. Genel durumu düzeldikten sonra da Hatay'a veterinerlik fakültesine gidecek ve orada hocalarımız nasıl bir tedavi uygun görürse süreç o şekilde işleyecek ama muhtemelen bir flep uygulaması yapılabilir diye düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

"Köpeğin durumundan sosyal medyadan haberdar olduk, hemen buraya getirdik" 

Cahide Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Güneş Tosun ise "Köpeğin durumundan sosyal medyadan bize ulaşan vatandaşlarımız sayesinde haberdar olduk. Vahşet Osmaniye Düziçi'nde yaşanmış. Biz de ihbarı aldıktan sonra oraya gidip hayvanı aldık ve buraya getirdik. Şu anda burada tedavisine başladık ama ben şunu söylemek istiyorum bu hayvan bu duruma gelirken kimse görmedi mi, kimse müdahale etmedi mi. Bu uzun süreli bir olay yeni yaşanmış bir şey değil. Yani enfeksiyon hayvanın kanına kadar işlemiş" şeklinde konuştu.

"Hayvanlara şiddete karşı yasanın bir an önce çıkması lazım" 

Köpeğin bir süre Gaziantep'te tedavi edileceğini ve hayvanlara şiddete karşı yasanın bir an önce çıkması gerektiğini de aktaran Tosun, "Burada tedavi edip genel durumunu toparladıktan sonra Hatay'a Veterinerlik Fakültesi'ne götüreceğiz. Orada da gerekli tedaviler ve yapılması gerekenler uygulanacak. Zaten hayvanın bu halde bugüne kadar yaşaması da büyük bir olay. Güçlü ve dirençli bir hayvanmış ki böyle bir durumda bile ayakta kalabilmiş. Yazık yani yazık. Nasıl bir toplum olduk, nasıl böyle bir şeyi yapabildiler anlamıyorum. Özellikle hayvanlara karşı çok duyarsız bir toplum olduk. Hayvanlara şiddete karşı yasanın bir an önce çıkması lazım. İlgililerden, meclisten rica ediyoruz" diye konuştu.
Gaziantep'te köpeğin tedavisine devam edilirken, olayın nasıl ve kimler tarafından yapıldığına yönelik araştırmalar sürüyor.  

Barış Türel - Said Vakkas Yağcı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir merkezli “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İzmir merkezli 3 ilde gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından paylaşım yaparak operasyonlar hakkında bilgi verdi. Bakan Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, İzmir merkezli olarak Mersin ve Van’da gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında elebaşılığını Tahsim Aktaş ve Murat Hanaylıoğlu’nun yaptığı 2 ayrı suç örgütü çökertildi. Operasyonlarda toplam 25 şüpheli yakalanırken 16 adet tabanca, 2 adet tam otomatik uzun namlulu silah, 10 adet tüfek, çok sayıda fişek, tüfek kartuşu ve muhtelif miktarda uyuşturucuya ise el konuldu. Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İzmir merkezli Mersin ve Van’da düzenlenen operasyonlarda, organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, eğlence mekanlarını cebir ve tehdit kullanarak ele geçirmeye çalıştıkları, esnaflara ait işyerlerini kurşunladıkları, silahlı tehdit ile mağdur şahıslara zorla senet imzalattırdıkları, 3’üncü şahıslar adına para tahsilatı yaptıkları, silah ticareti yaptıkları, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarını işledikleri tespit edildi.
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."