EKONOMİ - 20 Şubat 2020 Perşembe 14:39

BP’den yanlış dolum vakalarının önüne geçmek için 'Doğru Yakıt Sistemi' projesi

A
A
A
BP’den yanlış dolum vakalarının önüne geçmek için 'Doğru Yakıt Sistemi' projesi

BP Türkiye, akaryakıt sektörünün ortak sorunlarından biri olan yanlış dolum vakalarını önlemek amacıyla ‘Doğru Yakıt Sistemi’ teknolojisi geliştirdi. Yeni teknoloji sayesinde, hatalı yakıt alımının önüne geçilirken müşteri memnuniyetini daha da üst seviyelere taşımayı hedeflenecek.

BP Türkiye, akaryakıt sektörünün ortak sorunlarından biri olan yanlış dolum vakalarını önlemek amacıyla ‘Doğru Yakıt Sistemi’ teknolojisi geliştirdi. Yapılan bilgilendirmede; 2019 yıl sonu itibariyle Türkiye çapındaki BP istasyonlarında aktif olarak hizmete vermeye başlayan bu yepyeni sistem sayesinde, müşteriler karşılaşabilecekleri yanlış dolum kaynaklı sorunlardan korunuyor. Akaryakıt alımında en büyük problemlerden bir tanesi olan benzinli araca motorin, dizel araca benzin ikmali hataları dolayısıyla ortaya çıkan ve sürücülere hem maddi hem de manevi etki oluşturan sorunların bu yeni sistem sayesinde önüne geçilmesi hedefleniyor.

Sistem nasıl çalışıyor?
Bu yeni sistemde; kullanım amacı yanlış dolumu engelleme ile sınırlı olmak üzere, araç plakaları aracın yakıt türü ile otomatik olarak eşleştirilerek Doğru Yakıt Sistemi altında kaydediliyor.

Araç plakası sisteme kayıtlı olan BP müşterilerinin istasyonlardan herhangi birini ilk ziyaret ettiklerinde, pompada yakıt tipinin otomatik olarak tanınmasını ve pompa satış görevlisini yakıt ikmali başlamadan uyararak doğru akaryakıtın verilmesini sağlıyor.

Sisteme henüz kayıtlı olmayan müşteriler, BP’den yaptıkları ikinci akaryakıt alımlarında Doğru Yakıt Sistemi’ne kaydediliyor.

Sistem kurulurken kişisel veri gizliliğine dikkat edildi
Sektörü yakından tanıyan Turpak’ın uzman ekibi ile birlikte hayata geçirilen sistem ile Türkiye’nin dört bir yanında akaryakıt müşterileri daha güvenli yakıt alması ve satın alma sürecinin kolaylaştırılması hedefleniyor. Ayrıca sistem kurulurken kişisel veri gizliliğine dikkat edildiği bildirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.