EĞİTİM - 16 Ocak 2019 Çarşamba 13:38

Bu lisede artık akademisyenler eğitim verecek

A
A
A
Bu lisede artık akademisyenler eğitim verecek

Ziya Kalkavan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde artık akademisyenler eğitim verecek.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2023 eğitim vizyonu kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi ile, “Mesleki ve Teknik Eğitimde İşbirliği Protokolü” imzaladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca ile imzalanan protokol ile İstanbul’da bulunan Ziya Kalkavan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kampüsünde, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından İstanbul Teknik Üniversitesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kurulacak. 2023 Eğitim Vizyonu kapsamında hazırlanan bu model Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından İstanbul Teknik Üniversitesi rehberliğinde Artırılmış Sanal Gerçeklik Laboratuvarının (AVR) kurulması da planlanıyor. Okullarda görev yapan öğretmenlerin ve yöneticilerinin hizmet içi eğitimleri, İTÜ’lü akademisyenlerin koordinasyonunda yapılırken, öğrencilerin eğitimi de akademisyenler tarafından verilecek.

“BURADAKİ MODELİN TÜRKİYE’DE BİR İLK OLDUĞUNU DA İFADE ETMEK LAZIM” 

Programda konuşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Gerçekten tarihi bir günü yaşıyoruz. Ortaöğretimin bir üniversitenin içine taşınması ve bu bağlamda da üniversitenin bütün birikimini sanki orta öğretim öğrencileri birden üniversiteye başlamış gibi, sanki orta öğretim üniversite öğrencileri birdenbire işe başlamış gibi bir pozisyonda bulunacaklar burada. Ve bu tarihsel birlikteliği İnşallah çok daha fazla arttıracağız. Bu çerçevede şunu söyleyebiliriz; buradaki modelin Türkiye’de bir ilk olduğunu da ifade etmek lazım. Çünkü bu tür ilkler gelecekte ortaya çıkacak olan gelişmelerde zincirin ilk halkasını teşkil ediyor. İlk olmasının biraz önce saydığım hususiyetlerinin dışında bir başka açıklaması da şu olabilir; eğer biz orta öğretim öğrencilerini yüksek öğretimdeki akademisyenlerin birikimiyle, yüksek öğretimdeki hazırlık okulunun birikimiyle ve uluslararası literatürün muhtevası ile doğrudan doğruya karşılaştırırsak ve işbaşı üretim ile ilgili bir yaklaşımı ortaya getirirsek tarihsel olarak bir lise ile üniversitenin iç içe olduğu nadir eserlerden birisini mesleki ve teknik alanda ilk olmak üzere ortaya koymuş bulunuyoruz. Bunun düşünsel olarak çok güçlü bir arka planı var. Bunu düşünmek, tasarlamak, ortaya koymak ve gerçek kılmak tüm aşamalar açısından çok değerli” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DEN VE DÜNYADAN BİR ÇOK ÜNİVERSİTE VE KURUM TARAFINDAN TAKİP EDİLECEK” 

Şimdiye kadar yapılanları çok değerli buluyorum diyerek konuşmasını sürdüren Selçuk, “Bu çalışmamızın, bu projemizin, bu protokolümüzün önümüzdeki süreçte neler getireceği, nasıl yeşereceği, nasıl gelişeceği benim açımdan çok çok daha önemli. Ve eminim Türkiye’den dünyadan bir çok üniversite ya da bir çok kurum bu üniversitenin içerisindeki bu projenin nasıl hayata geçtiği, nasıl yürütüldüğü ve başka yerlerde de nasıl çoğaltılabileceği konusunda buradan destek istemeye gelecekler. Bunu şuanda bir temenni olarak söylemiyorum. Çok inanarak ve bilerek söylüyorum. İnşallah bu projenin derinleşmesi, genişlemesi ama kendi tekamülüne de saygı göstererek ilerlemesi bizim dileğimizdir” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Altınova Belediyesi Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nde fide dikim zamanı Yalova’nın Altınova ilçesinde bulunan ve 240 çeşit şifalı bitkiye ev sahipliği yapan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’ne baharın gelmesiyle birlikte fide dikimi işlemleri başladı. 2020 yılında kurulan ve Altınova Belediyesi tarafından işletilen Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nde 40 dönüm alanın 28 dönümünde şifalı bitkilerin üretimleri gerçekleştiriliyor. Yetiştirilen şifalı bitkilerin halka satışlarının da yapıldığı bahçeye, ziyaretçilerin ilgisi her geçen gün artıyor. Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Yalova Şubesi ile iş birliği yapılan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’yle ilgili bilgi veren Müdür Mustafa Sarıgül, bahçede ağaç, sarılıcı, sürünücü bitki gruplarının yer aldığını dile getirdi. Sarıgül, bahçede kekik, lavanta gibi mutfakta kullanabilen bitkileri yetiştirip vatandaşların satışına sunduklarını belirtti. Bahçede bulunan salonda üniversitelerle ortaklaşa halk ve çiftçileri bilinçlendirmek üzere konferanslar düzenlediklerini de kaydeden Sarıgül, “Kendi fidemizi yetiştirebileceğimiz üretim seramızı yaptık. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’yla ortak bir proje. Mürver bitkisi, kudret narı ve tıbbı nane dediğimiz bitkilerden aşamalı olarak çalışmalar yaptık. Tamamen insan sağlığına faydalı olabilecek çalışmalar yapıyoruz. Tabi bunu eczacılık ve tıp fakülteleri hocaları ile beraber yapıyoruz. Yurt dışından getirmiş olduğumuz, adapte etmiş olduğumuz, özel bitkilerimiz var. Şizandra üzümü dediğimiz, hamamelis cadı fındığı dediğimiz, çikolata sarmaşığı dediğimiz çok ilginç bitkiler de var burada. Alanımızda şeker otu steviayı zaten artış çok yaygınlaşmaya başladı. Vatandaşlarımızı bilinçlendirip özelikle diyabet hastası vatandaşlarımızı bunu kullanmaya yönlendiriyoruz. Tamamen sağlıklı, organik bitkiler bunlar” dedi. Sarıgül, bahçede baharla birlikte fide dikimi yaptıklarını anlatan bu yıl 25 bin civarında fide üretimi yaptıklarını ve bunları üniversitelerle de paylaşacaklarını kaydetti. Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca ise ilçeye ve Yalova’ya değer katan mekanlardan olan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nin Türkiye’de örnek bahçelerden birisi olduğunu ifade etti. Yıl boyunca çok sayıda kişinin ziyaret ettiği bahçenin ilgi odağı olduğunu söyleyen Fazlaca, vatandaşları da bu alanı gezmeye davet etti.
Zonguldak ZBEÜ’de 1. Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu başladı Zonguldak’ta ilki gerçekleştirilen Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu’nda iletişimin önemine vurgu yapıldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesince farklı disiplinleri iletişim zemininde buluşturmayı amaçlayan 1. Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu, Farabi Kampüsü İlahiyat Fakültesi Binası Doç. Dr. Ali Aslan Konferans Salonu’nda başladı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu sempozyumun açılış konuşmasını Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Tuğba Akdal yaptı. Akdal, sempozyumun düzenlenmesinde katkı sağlayanlara teşekkür etti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Vekili Profesör Dr. Hamza Çeştepe fakültelerinin öğretim faaliyetlerini yenilikçilik anlayışıyla gerçekleştirdiğine vurgu yaptı. Çeştepe, “Planlama ve uygulama ölçütlerinin yerel, ulusal ve ulus ötesi ihtiyaçlar ve gelişmeler perspektifinde belirleyen ve söz konusu ölçütleri kesinlikle tutarlılık ilkeleriyle uygulamaya konan fakültemiz gerek altyapı çalışmalarını gerekse öğretim faaliyetlerini yenilikçilik anlayışıyla gerçekleştirmektedir. Fakültemizin düzenlediği Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu ile sizlerle buluşmanın ve paylaşmanın onur ve mutluluğunu yaşamaktayız” dedi. İletişimin paylaşmak, öğrenmek, sosyalleşmek gibi birçok konuda var olmanın anahtarı olduğunu belirten Çeştepe, “Hayati nitelik taşıyan ve bu yönüyle yaşamın vazgeçilmez bir gereği olarak açıkladığımız iletişim, paylaşmanın, öğrenmenin, sosyalleşmenin, keşfetmenin kendimizi ve başkalarını tanımanın, kısacası var olmanın anahtarıdır. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde en ufak bir konuda dahil bir sorun ve çatışma varsa nedeni en temelde iletişime dayanmakta ve çözüm yolu da dolayısıyla iletişimden geçmektedir” ifadelerine yer verdi. Çeştepe, iletişimin multidisipliner bir alan haline geldiğini ve iletişime dair çalışmaların hız kazandığını da sözlerine ekledi. ZBEÜ Rektörü Profesör Dr. İsmail Hakkı Özölçer, iletişim kavramının insanlık tarihiyle yaşıt olduğuna dikkat çekti. Özölçer, “Mühendislik ve çevre ile ilgili olduğu kadar sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri de önceliğine alan güzide üniversitemizde ve emeğin başkenti Zonguldak‘ta böylesi bir etkinlikle sizleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim. Nitekim genel anlamda iletişim kavramının ve iletişim fakültelerinde verilen eğitimin en belirgin özelliklerinden biri disiplinler arası bir yapıya sahip olmasıdır. Dolayısıyla iletişimin çok yönlülüğünü temel alan söz konusu bu sempozyumda farklı disiplinlerin iletişim şemsiyesi altında tanık olmalı, ulusal ve uluslararası düzeyde birbirinden değerli davetli konuşmacıları ağırlamanın gururu ve mutluluğunu yaşamaktayız. İnsanlık tarihiyle yaşıt olan iletişim kavramı uygarlıkların oluşmasında ve bilginin nesiller boyunca aktarılmasında şüphesiz ki en önemli araçtır” dedi. İletişimin bireylere sosyal kişilik kazandırılmasının yanı sıra bilginin ve kültürün aktarılmasına, ihtiyaçların giderilmesinden toplum düzeninin devamlılığına pek çok işi yerine getirdiğini ifade eden Özölçer, “Özellikle son yıllarda ekonomi, eğitim, sağlık, teknoloji gibi alanlarda yaşanan toplumsal gelişmeler ve küresel etkiler meydana getiren deneyimler, iletişim ve iletişim çalışmalarının önemini daha da belirgin hale getirmiştir. Yine bununla birlikte 21. Yüzyılda yaşanan dijital dönüşümler bir yandan iletişim eğitiminde ciddi değişimler gerektirmekteyken diğer yandan da iletişim alanında faaliyet gösteren tarafların bu dönüşümün gereklerini en iyi şekilde anlamasını ve uygulamalarına yansıtmasını zorunlu kılmaktadır” diye konuştu. Sempozyum; açılış konuşmalarının ardından Profesör Dr. Nurettin Güz, Profesör Dr. Mine Demirtaş ve Doçent Dr. Nozima Muratova’nın katıldığı ilk oturumla başladı. Toplamda 16 oturumun gerçekleştirileceği sempozyum, 26 Nisan’da sona erecek.