ASAYİŞ - 10 Haziran 2016 Cuma 15:22

Cezaevi müdürü jilet yuttu

A
A
A
Cezaevi müdürü jilet yuttu

Mersin’in Silifke ilçesinde G.M. isimli mahkumun cezaevi müdürünün önünde jilet yuttuğu iddiası üzerine soruşturma başlatıldı.

Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı Medya İletişim Bürosu'ndan yapılan açıklamada, Silifke M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olarak bulunan G.M.'nin, cezaevi müdürü Abdullah Yalçın'ın gözleri önünde jilet yuttuğu yönündeki iddialar, haber ve görüntülerin 9 Haziran 2016 tarihinde çeşitli basın yayın organlarında yayınlandığı belirtildi. 

Söz konusu olayın, Silifke M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olarak bulunan G.M. isimli şahsın 6 Aralık 2015 tarihinde koğuşundaki başka bir hükümlü ile kavga etmesi neticesinde aynı gün içerisinde müşahede kısmına alınması sırasında ve sonrasında yaşandığı belirtilen açıklamada, şunlara yer verildi:

"Müşahede kısmında bulunan hükümlünün ağzında jilet olduğu bilgisinin alınması üzerine kurum 1. müdürü ve görevli infaz koruma memurları ile yine aynı gün içerisinde müşahede kısmına gidilerek hükümlü ile iletişime geçilmiştir. Hükümlünün kendisine ve çevresine zarar vermesini önlemek ve kötü muameleye uğradığı yönünde oluşabilecek iddialarının önüne geçmek amacıyla kurum idaresince özel eğitimli robocoplar eşliğinde, rutin bir işlem dahilinde yaşananlar kamera vasıtasıyla kayda alınarak olaya müdahale edilmiştir. Bu süreçte hükümlünün sağlığı ile ilgili herhangi bir olumsuz komplikasyon ortaya çıkmamıştır. Cumhuriyet Başsavcılığımızca hükümlülerin temel hak ve sorunları ile çözümü noktasında gereken hassasiyet gösterilmektedir. Cumhuriyet Başsavcılığımızca konu hakkında adli ve idari yönden soruşturmaya başlanılmış olup, halen devam etmektedir." 

MURAT ŞENGİ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.