SAĞLIK - 25 Kasım 2020 Çarşamba 16:18

'Cilt kanserlerinde cerrahi tedavi yöntemi ile tamamen iyileşme sağlanabiliyor'

A
A
A
'Cilt kanserlerinde cerrahi tedavi yöntemi ile tamamen iyileşme sağlanabiliyor'

Dr. Öğrt. Üyesi Umut Zereyak, dünya genelinde son 30 yılda cilt kanserlerinin görülme oranının iki kat arttığının altını çizerek, “Farklı türdeki cilt kanserleri için ana tedavi yöntemi cerrahi operasyondur. Erken teşhis sonunda erken evrede belirlenen cilt kanserlerinde cerrahi tedavi yöntemi ile tamamen iyileşme oranı oldukça yüksektir” dedi.

Cilt kanserleri en sık görülen kanserler arasında yer alıyor. Medicana Çamlıca Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Öğrt. Üyesi Umut Zereyak, cilt kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Cilt kanserlerinin en sık görülen ve tüm kanser türlerinin yarısına yakın bir oranda olduğunu aktaran Dr. Öğrt. Üyesi Umut Zereyak, “Cilt kanseri kısa ve genel tanımıyla derinin çeşitli tabakalarındaki hücrelerin kontrolsüz büyümesidir. Bunun DNA’dan, çevresel faktörlere kadar birçok nedeni vardır. Ayrıca uzun zaman devam eden cilt hastalıkları, iyileşmeyen yaralar, vücutta var olan benlerde meydana gelen büyüme, kanama, renk değişikliği, kaşıntı gibi durumlarda cilt kanseri göstergesi olabilmektedir” dedi.

“Erken teşhis edilmiş cilt kanserlerinde tamamen iyileşme sağlayabildiğimizi görüyoruz”
Cilt kanseri tedavi seçeneklerinin hastanın yaşı, deri özelliği, tümörün bulunduğu alan ve yerleşimi, lenf bezleri ve diğer organlara yayılma ihtimali açısından değerlendirilip belirlendiğini; tedavi yöntemleri arasında radyoterapi, kemoterapi gibi farklı seçenekler olsa da ağırlıklı olarak cerrahi yöntemin uygulandığını ifade eden Dr. Zereyak, “Cerrahi yöntem ile özellikle erken teşhis edilmiş cilt kanserlerinde tamamen iyileşme sağlayabildiğimizi görüyoruz. Cerrahi yöntemde kanserin bulunduğu dokuyu tamamen çıkarıyoruz. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahinin uğraş alanlarından biri olan cilt kanserlerinde temel tedavinin yanı sıra, eski haline getirme çabası, vücut bütünlüğü koruma çabası, vücudun görünen alanlarında oluşan yara alanını benzer doku ile onarmak çabası vardır” ifadelerini kullandı.

“Ciltte bulunan her lezyon olmaması gereken hücreler topluluğudur”
Ciltte ortaya çıkan belirtilere ve değişim göstermeyen lezyonlara değinen Dr. Zereyak, “Öncelikle ciltte ortaya çıkan her türlü yabancı oluşumu 'lezyon' olarak tanımlayabiliriz. Ciltte görülen lezyonlar vücutta uzun zamandır varsa ve/veya yeni meydana geldiyse bile kendiliğinden geçer fikrine kapılmadan mutlaka incelenmelidir. Özellikle şekli, rengi değişen, büyüme gösteren, kanama ve kabuklanma yapan, kaşıntı yapan lezyonlar nasılsa geçer düşüncesi ile ihmal edilmemeli, mutlaka bir uzman hekime başvurulmalıdır. Aslında ciltte bulunan her lezyon olmaması gereken hücreler topluluğudur. Bu lezyonlar çevresel etmenler özellikle de güneşten kaynaklı olarak değişime uğrayabilir. Sigara kullanımı ve sigara dumanı ya da zararlı kimyasallar maruz kalmak, kullanılan birtakım ilaçlar lezyonların dönüşümünü hızlandırabilir. Ayrıca uzun zaman iyileşmeyen yaralar, kronik bası yaraları da risk taşımaktadır. Bir diğer önemli etken de yaştır. Daha ileri yaşlarda olan kişiler son dönemlerinden daha sakin bir hayat sürseler bile, yıllarca dış etkenlere maruz kaldıkları için ciltlerinde bir anda lezyonlar ortaya çıkabilmektedir. Bazı meslek grupları, özellikle açık havada çalışanlar, zararlı çevresel etkenlere maruz kalanlar; daha beyaz tenli- sarışın olanlar cilt kanseri açısından yüksek risk altındadır” şeklinde konuştu.

“Lezyonların bir anda belirti vermesi sonucu hekime başvurmaktadır”
Cilt kanserinin belirtilerini ve tanı yöntemlerine açıklayan Dr. Zereyak, “Büyüme, Kaşıntı, Kanama, Ağrı, Kabuklanma, Renk değişimi, gibi belirtiler cilt kanseri belirtileridir. Genel olarak muayene sonrasında bir fikir sahibi olabilsek bile, en kesin tanı yöntemi, ciltte görülen lezyonlardan küçük doku parçası alınarak (bazen lezyonun durumuna göre tamamen çıkartarak) laboratuvarda yapılan biyopsi işlemleridir. Cilt kanseri şüphesi ile polikliniğe başvuran birçok hastada bu inanış vardır. Zaten yıllardır var olan aynı şekilde duran, hiçbir değişimi olmayan bir lezyon için hemen hemen hiç kimse endişe duyup hekime görünmeyi düşünmez. Burada anlatılması gereken önemli nokta şudur. Kişi farkında olmadan uzun zaman içinde değişen, farklılaşan lezyonların bir anda belirti vermesi sonucu hekime başvurmaktadır. Yani özetle bir lezyon biz girişimde bulunduğumuz için değil zaten var olan belli bir şüphe olduğu için kötü huylu olma ihtimali barındırmaktadır. Bu sebeple vücutta görülen lezyonların mutlaka zamanında uzman hekim tarafından incelenmesi önemlidir” dedi.

“En önemli tedavi erken tanıdır”
Kötü huylu lezyonlar doğru tedavi ile bir ömür boyu nüks olmadan yaşayacağını belirten Dr. Zereyak, “Genel olarak birçok cilt kanseri tipi olmasına rağmen toplumda daha sık karşılaştığımız türlerin büyük çoğunluğunda erken tanı ve tedavi ile bir ömür nüks olmadan yaşanabilir. En önemli tedavi erken tanıdır. Bu noktada kötü huylu olan lezyonlar için tedavi şekli genelde cerrahi olarak belirlenir. Cerrahi uygulama acil bir girişim olmayıp çok beklemeden belli bir zamana aralığında yapılabilir. Cerrahi olarak çıkarılırken bir miktar sağlam dokudan da bir parça alınır ve laboratuvara gönderilen lezyon tekrar değerlendirilir. Eğer mevcut dokunun etrafında benzer dokular varsa aynı alandan bir miktar daha doku alınabilir ve belli süre içerisinden kontrol muayeneleri ile takip edilir. Tedavisi yapılan lezyonun bazı türleri hariç farklı yerlere sıçraması (metastaz) pek olası değildir. Cilt kanserlerinde tedavi yöntemi olarak cerrahi tercih edildiğinde en önemli nokta, cerrahi yöntemin fonksiyonel ve estetik açıdan en iyi sonucu verecek şekilde planlanmasıdır. Öncelikle deri üzerinde kesi yapılan her noktada mutlaka iz kalacaktır. Bizler tabi ki izin kalmaması için, dikkat çekmemesi için teknik ve medikal tedavi uygulama amacıyla hareket ederiz. Ancak burada yapılan cerrahi uygulama kanserli dokunun temizlemesi amacı taşıdığı için estetik kaygılar geri planda kalmaktadır. Bu noktada izlerden kaçınmak için cerrahiden ödün vermek tamamen yanlış bir yaklaşımdır” diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.