DÜNYA - 14 Ekim 2021 Perşembe 16:51

Çin’de fenomen eski eşini takipçileri izlerken ateşe veren şahıs idam cezasına çarptırıldı

A
A
A
Çin’de fenomen eski eşini takipçileri izlerken ateşe veren şahıs idam cezasına çarptırıldı

Çin’de mahkeme, Çin'in TikTok’u Douyin'de yüz binlerce takipçisi olan Lhamo adlı kadını 2020 yılında canlı yayın yaptığı sırada ateşe veren eski eşi Tang Lu’yu “kasten ve canice cinayet işlediği” gerekçesiyle idam cezasına çarptırdı.

Çin’in TikTok’u Douyin'de kırsal hayata dair iyimser paylaşımları ve doğallığıyla dikkat çekerek yüz binlerce takipçinin beğenisini kazanan 2 çocuk annesi Lhamo geçtiğimiz yıl eski eşi Tang Lu tarafından vahşice katledilmişti. Sichuan eyaletindeki Aba Tibetan ve Qiang özerk vilayetinde mahkeme, 30 yaşındaki fenomeni 2020 yılında Douyin'de canlı yayın yaptığı sırada üzerine benzin dökerek ateşe veren Tang Lu hakkında karar verdi. Mahkeme, Tang'ı “kasten ve acımasızca cinayet işlediği” gerekçesiyle idam cezasına çarptırdı. Tang’ın eylemlerinin "son derece acımasız" olduğu belirtilen mahkeme kararında, söz konusu olayın sosyal etkisinin kötü, suçun da çok ciddi olduğu ifade edildi. Mahkeme, söz konusu nedenlerden ötürü Tang’ın ağır bir cezayı hak ettiğini vurguladı.

Lhamo, Haziran 2020'de boşandığı eşi Tang tarafından yüzbinlerce takipçisinin gözleri önünde ateşe verilmişti. Vücudunun yüzde 90'ında yanıklar oluşan genç kadın, 2 hafta boyunca hastanede yaşam savaşı vermişti. Lhamo 2 haftalık yaşam mücadelesini Eylül 2020’de kaybetmişti. Lhamo’nun ölümünden sonra takipçileri, Douyin’deki profiline baş sağlığı mesajı bırakmıştı.

Kadına yönelik şiddetle ilgili tartışmalar alevlenmişti

Lhamo’nun eski eşi tarafından acımasızca öldürülmesi ülke genelinde infiale yol açmıştı. Daha sonra ise Lhamo’nun eski eşinin kendisine şiddet uyguladığını ve çocuklarını öldürmekle tehdit ettiğini defalarca kez polise bildirdiği fakat polisin, şiddetin "aile meselesi" olduğunu söyleyerek şikayetleri görmezden geldiği ortaya çıkmıştı. Korkunç olay, halkın tepkisini çekmiş ve kadına yönelik şiddetle ilgili yeni bir tartışmanın fitilini ateşlemişti. Çin'deki aile içi şiddete ve mevzuatta ve hükümet taahhütlerinde yapılan büyük değişikliklere rağmen mağdurları korumada devam eden başarısızlıklara dikkat çekilmişti. Aile içi şiddet mağdurları lehine yasaların güçlendirilmesi ve şiddete maruz kalan kadınlar için boşanmayı kolaylaştırmaya yönelik çevrimiçi kampanyalar başlatılmıştı.

Çin’de aile içi şiddet

Çin’de aile içi şiddet, 2016 yılında suç olarak kabul edilmesine rağmen özellikle kırsal alanlarda yaygınlığını koruyor. Çin merkezli kuruluş All-China Women's Federation tarafından 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre, ülkede evli kadınların yaklaşık 4’te 1’i aile içi şiddete maruz kalıyor. Bazı aktivistler, boşanmak isteyen çiftler için kısa süre önce getirilen 30 günlük zorunlu “sakinleşme” süresinin kadınların istismarcı ilişkilerden ayrılmasını zorlaştırabileceğinden endişeleniyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.