SAĞLIK - 13 Mayıs 2020 Çarşamba 15:33

'Çocukluk çağında görülen öksürükleri önemseyin'

A
A
A
'Çocukluk çağında görülen öksürükleri önemseyin'

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Tuba Özdemir, “Kronik öksürük çocukluk çağında yaygın olarak gözleniyor. 1-6 yaş arasındaki okul öncesi çocuklarda görülme sıklığı yüzde 5-7 iken, 7-14 yaş arasındaki daha büyük çocuklarda yüzde 12-15 arasında gözleniyor” dedi.

Medicana International İstanbul Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Tuba Özdemir, geçmeyen öksürüklerle ilgili tüm merak edilenleri açıkladı. Özdemir “Çocukluk çağında anne babaları endişelendiren konuların başında, çocuklarda gözlenen uzun süreli öksürükler geliyor” diyerek şu bilgileri verdi:

Kronik öksürük nedir?
“14 yaş ve altındaki çocuklarda genellikle dört veya daha fazla hafta süren öksürük, kronik öksürük olarak tanımlanıyor. Herhangi bir solunum yolu enfeksiyonundan sonra, öksürük belirtisinin geçmesi yaklaşık 4 hafta alıyor. Daha uzun süren öksürüklerin altta yatan tıbbi nedeni araştırılması gerekiyor.

Çocuklarda kronik öksürük görülme sıklığı nedir?
Kronik öksürük çocukluk çağında yaygın olarak gözleniyor. 1-6 yaş arasındaki okul öncesi çocuklarda görülme sıklığı yüzde 5-7 iken, 7-14 yaş arasındaki daha büyük çocuklarda yüzde 12-15 arasında gözleniyor.

Öksürük nedeniyle ne zaman doktora başvurulmalıdır?
Öksürük ile birlikte yüksek ateş, halsizlik, iştah kaybı, balgamda kan, kilo kaybı gibi belirtilerden biri varsa, vakit geçirilmeden doktora başvurulmalıdır. Başka hiçbir olası neden ve semptom bulunmadığında, çocuğunuzun öksürüğü 3 haftadan uzun bir süredir devam ediyorsa, doktora başvurmalısınız.

Kronik öksürük tedavisi nasıl yapılır?
Kronik öksürüğün birçok farklı sebebi olduğu için, tedavi altta yatan nedene göre değişiyor. Öksürük, bir enfeksiyon nedeniyle oluşuyorsa antibiyotikler, bir alerji nedeniyle oluşuyorsa, antihistamikler ve reflü nedeniyle oluşuyorsa proton pompa inhbitörleri gibi mide ilaçları kullanılıyor. Astım ve diğer durumlarda çocuğunuzun semptomlarının şiddetine göre ilaçlar reçeteleniyor. Tüm bu ilaçların hekim önerisiyle kullanılması büyük önem taşıyor.

Kronik öksürüğün olası nedenleri nelerdir?
Öksürme, vücudun hava yolunda bulunan tahriş edici bir maddeye verilen doğal ve normal bir tepkidir. Hava yolundaki sinirler, yabancı bir molekülü algıladığında bunu beyne iletiyor ve beyinde öksürme refleksi olur.
Kronik öksürük birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir;

Alerjiler ve sinüzit: Alerjik rinit ve kronik sinüzit, çocuklarda gözlenen öksürüğün en sık görülen nedenlerindendir. Alerjik rinitli çocuklar sık sık hapşırabilir, burundan şeffaf renkli mukus gelebilir ve kaşıntılı gözlere sahip olabilir. Kronik sinüzitte ise çocuklar yüzdeki ağrı veya baskıdan şikayet edebilir ve burun akıntısı kalın, sarı-yeşildir. Yatma pozisyonuna geçildiğinde akıntı genize doğru ilerlediğinden öksürük artabilir.

Astım: Astım her ne kadar soluk alıp verirken hışıltı veya ıslık gibi seslerle karakterize olsa da, bazen tek semptom olarak kronik bir öksürük ile ortaya çıkabilir. Tek belirtisi öksürük olan astımı teşhis etmek için, solunum fonksiyon testi kullanılır. Çocuk uyuduktan sonra ortaya çıkan öksürük, astımı düşündürebilir. Bunun nedeni vücudun kortizol seviyelerinin gece boyunca azalmasıyla iltihaplı ve daralan hava geçitlerinin bronkospazmı tetiklemesidir.

Boğmaca: Boğmaca bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklanır. Boğmaca, insanların kontrolsüz bir şekilde öksürmesine neden olabilir, böylece nefeslerini ancak çok derin bir şekilde alarak (adeta boğulurcasına) yakalayabilirler. Boğmacada öksürük aylarca sürebilir ve apne (nefes almama), azalmış oksijen, pnömoni, nöbetler ve ölüm ciddi gibi komplikasyonlara sahiptir. Boğmaca aşısı çocuğu bu tür enfeksiyonlara karşı korur.
Aspirasyon: Aspirasyon, yutulan yiyecek veya sıvılar ses tellerinin seviyesinin altına ve akciğerlere geçtiğinde ortaya çıkar. Aspirasyon nörolojik durumlardan kaynaklanabilir. Kronik öksürüğün nedeni olarak aspirasyondan şüphelenirse videofloroskopik değerlendirme denen bir test istenebilir.

Reflü: Asit reflü tipik olarak mide ağrıları, mide ekşimesi ve kusma gibi gastrointestinal semptomlarla ilişkili olsa da, çocuklarda kronik öksürük gelişimine de katkıda bulunabilir. Asit reflü tek başına kronik öksürüğe neden olmaz, ancak altta yatan solunum hastalığı olan hastalarda öksürüğü şiddetlendirebilir ve kötüleştirebilir. Reflü ile ilişkili öksürük, tipik olarak, çocuğun dik pozisyonda olduğu gündüzleri daha fazla ortaya çıkan kuru bir öksürüktür. Sıklıkla yedikten sonra ve gülme, şarkı söyleme, konuşma gibi eylemlerden sonra ortaya çıkar.

Hava yolunda tıkanma: Bazı durumlarda, kronik öksürük, çocuğun hava yolunda yabancı bir cismin sıkıştığının bir işareti olabilir. Çocuğunuz boğulma gibi bir olay yaşadıysa bunun iki hafta sonrasında bile kronik öksürük gelişebilir. Çocuğunuzda boğulma olayından sonra gelişen kronik bir öksürük varsa, derhal tıbbi yardım alın.

Alışkanlık öksürüğü: Bazen hava yolundaki tahriş ediciye yanıt olarak öksürük gelişir, ancak altta yatan neden çözüldükten sonra bile devam eder. Alışkanlık öksürüğü tipik olarak çocuk meşgulken kaybolur. Çocuk uykuya daldığında öksürük de mevcut değildir. “

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli OSB’de ‘Örme teknolojisi ve kumaş hataları’ konusu ele alındı DENİZLİ(İHA) – Denizli Organize Sanayi Bölgesi, Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tekstil Mühendisliği işbirliğinde, “Örme Teknolojisi ve Kumaş Hataları” konulu seminer gerçekleştirildi. Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü (OSB), tekstilin başkenti Denizli’de sektör paydaşları, sanayiciler ve personellerine yönelik önemli bir seminere ev sahipliği yaptı. Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tekstil Mühendisliği işbirliğinde, Denizli OSB Konferans Salonu’nda “Örme Teknolojisi ve Kumaş Hataları” konulu seminer gerçekleştirildi. Seminerde Yuvarlak Örgü Satış Müdürü Mehmet Erdem Aktenk, Teknik Müdürü Atılım Kasapçopur ve Çorap- Triko ve Raşel Örgü Teknik Müdürü Muhittin Kaya konuşmacı olarak yer alırken, seminerin moderatörlüğünü PAÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Ali Serkan Soydan gerçekleştirdi. Yoğun katılımın olduğu seminerde katılımcılara bilgi ve deneyimlerini aktaran konuşmacılar merak edilen soruları da yanıtladı. Ev sahipliği için Denizli OSB yönetimine teşekkür Denizli’nin tekstil alanında önemli bir şehir olduğunu vurgulayan Yuvarlak Örgü Satış Müdürü Mehmet Erdem Aktenk, “Denizli’de tekstil sektöründeki paydaşlarımızla birlikte olabilmek, onlara firmamızın son teknolojilerini sunabilmek ve ortak mesleki bir dil oluşturabilmek adına çok güzel bir fırsat oldu. Bizleri burada ağırlayanlara, ev sahipliği için Denizli OSB Yönetimine çok teşekkür ederiz.” diye konuştu. Etkinliğin moderatörlüğünü yapan PAÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Ali Serkan Soydan, “Etkinliğimizi Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şubesi ile ortaklaşa düzenledik. Ev sahipliğimizi yapan Denizli OSB Yönetim Kurulumuza çok teşekkür ederiz.” dedi. “Düzenlediğimiz etkinliklere hız kesmeden devam edeceğiz” Denizli OSB Yönetim Kurulu Başkanı M. Abdülkadir Uslu ise bölge müdürlüğü olarak ev sahipliği yaptıkları etkinliklere katılım sağlayan herkese teşekkür ederek, “Denizli’deki sivil toplum kuruluşlarımız ve Pamukkale Üniversitesi ile işbirliğinde pek çok etkinliğe imza atıyoruz. Sanayicilerimize yarar sağlayacak, kentimizin gelişiminde taş üstüne bir taş daha koyacak her türlü eğitim, seminer, panel vb. etkinliklerde yer almak ve ev sahipliği yapmak bizim için bir mutluluktur. Düzenlediğimiz etkinliklere hız kesmeden devam edeceğiz.” diye konuştu.
Erzurum Moleküler Biyoloji ve Genetik öğrenci kongresinin ilki ETÜ’de gerçekleştirildi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) ev sahipliğinde I. Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi düzenlendi. Moleküler Biyoloji ve Genetik alanındaki güncel gelişmeleri konuşmak ve Türkiye’nin her bölgesinden akademisyenler ile öğrencileri bir araya getirmek amacıyla birincisi düzenlenen Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi’nin açılışına ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Fatih Yetim, Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Programın açılışında konuşan ETÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Kara, moleküler biyoloji ve genetiğin modern bilimde önemli bir role sahip olduğunu ifade ederek, kongrenin öğrencilerin kariyer gelişimine önemli katkılar sunacağını dile getirdi. Prof. Dr. Kara’nın ardından konuşan Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit İncekara, ETÜ Fen Fakültesinde eğitim kalitesinin ortalamanın oldukça üzerinde olduğuna dikkat çekerek, kısa zamanda önemli bir mesafe kaydettiklerini ve birçok yenilikçi uygulamayı hayata geçirdiklerini belirtti. Konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Rektör Çakmak ise öğrenci kongrelerini çok önemsediklerini söyleyerek: “Değerli arkadaşlar bu ve benzeri organizasyonlara katılımınız sizlere ilerleyen süreçlerde çok önemli kazanımlar sağlayacaktır. Kongre, sempozyum ve çalıştay gibi programlara katılımınız sizlerin aynı zamanda ortak çalışma kültürünü çok önemsediğiniz anlamına da geliyor. Nitekim iş hayatına adım atarken derslerde elde ettiğiniz başarıların yanı sıra bu ve benzeri programlara katılımınız size referans olacak. Eğitim öğretim hayatınız boyunca kendinizi geliştirmek için neler yaptığınız sorusu her zaman karşınıza çıkacak. ETÜ olarak Ulusal Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi’nin birincisini yaparak bir geleneği başlattık. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda bu kongrenin devamı da gelecek. Bu vesileyle kongremizin düzenlenmesinde emeği geçen öğrencilerimize ve hocalarımıza teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum” diye konuştu Türkiye genelinden 13 üniversiteden 400’e yakın öğrencinin katıldığı kongrede çok sayıda poster ve sözlü sunumun yapılırken Bitki ve İnsan Çalışmalarında Bor, Nörodejeneratif Hastalıklar, Protein Mühendisliği ve Kanser Çalışmalarında hedef moleküllerin Tespiti ve Aday İnhibitörlerin Sentezi konuları ele alındı.
Ankara Bakan Uraloğlu: “Turistik Diyarbakır Ekspresi, kültürel değerler ile doğa harikası manzaralarıyla kültürel iletişimi de güçlendirecek" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, seferlerine yeni başlayan Turistik Diyarbakır Ekspresi’ne ilişkin, “Güzergah boyunca buralardaki tarihi ve kültürel değerler ile doğa harikası manzaraları görme imkanı sunarak kültürel iletişimi de güçlendirecek” dedi. Bin 51 kilometre hat uzunluğunda Ankara-Diyarbakır güzergahında işletilecek olan 180 kişi kapasiteli Ankara-Diyarbakır-Ankara Turistik Treni, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun da katıldığı trenle seferine başladı. Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirilen uğurlama töreninde konuşan Uraloğlu, trenin Ankara-Diyarbakır seferinde Malatya’da 3 saat, Diyarbakır-Ankara seferinde ise Elazığ’da 4 saat, Kayseri’de ise 3 saat turizm amaçlı duracağını belirterek, “Hiç şüphesiz Turistik Diyarbakır Ekspresi, uzun süre durarak gezme imkanı sağlayacağı Malatya ve Yolçatı destinasyonları başta olmak üzere bölge ekonomisine de katkıda bulunacak. Güzergah boyunca buralardaki tarihi ve kültürel değerler ile doğa harikası manzaraları görme imkanı sunarak kültürel iletişimi de güçlendirecek. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı. “Yurt içinde yeni rotalarda işletilebilecek turizm amaçlı trenlerin sefere konulması ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor” Seyahat severler için sadece yurt içinde değil, yurt dışında da tren rotaları olduğunu kaydeden Uraloğlu, “İstanbul-Sofya Treniyle Avrupa’ya ulaşmak da hem ekonomik hem de çok konforlu. Aslında turistik trenler hem vatandaşlarımıza hem de yurt dışından ülkemize gelen konuklarımıza, demiryollarımızın yeni yüzü ve vizyonuyla, dahası Türkiye’nin yeni yüzü ve vizyonuyla örtüşen bir etkinlik sunmaktadır. Ayrıca yurt içinde yeni rotalarda işletilebilecek turizm amaçlı trenlerin sefere konulması ile ilgili başta Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarla çalışmalarımız da devam ediyor” diye konuştu. “22 yıl içinde demiryollarına 57 milyar dolar yatırım gerçekleştirdik” Uraloğlu, 22 yıl içinde demiryollarına 57 milyar dolar yatırım gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti: “Tarihi İpek Yolunun canlandırılmasını amaçlayan ‘Tek Yol Tek Kuşak’ girişiminin en önemli halkasını oluşturan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nı inşa ettik. Bu projeyle birlikte Asya ile Avrupa kıtaları arasında kesintisiz demiryolu ulaşımı mümkün hale getiren Marmaray ile Londra’dan Pekin’e kadar en güvenli, kısa ve ekonomik uluslararası demiryolu koridorunu oluşturduk. 2002’de devraldığımız 10 bin 948 kilometre olan demiryolu uzunluğumuza; 2023 yılı itibarıyla, 2 bin 251 kilometresi YHT ve Hızlı tren hattı olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre demiryolu ekledik. Demiryolu ağımızı 13 bin 919 kilometreye yükselttik. Ülkemizi, Yüksek Hızlı Tren işletmeciliği ile tanıştırdık ve Avrupa’da 6. dünyada 8. hızlı tren işletmecisi yaptık.” Yüksek Hızlı trenler ile bugüne kadar 85 milyon yolcu taşıdıklarını dile getiren Uraloğlu, bu yükselen trendi daha da yukarıya taşıyacaklarını sözlerine ekledi.