SAĞLIK - 01 Haziran 2020 Pazartesi 13:59

Covid-19 döneminde vatandaşlara uyarı: “Acil değilse ertelenmeli”

A
A
A
Covid-19 döneminde vatandaşlara uyarı: “Acil değilse ertelenmeli”

Koronavirüs salgınında en fazla risk altında bulunan sağlık çalışanlarının içinde diş hekimleri de yer alıyor. Normalleşme dönemiyle birlikte artan diş hekimi randevularına dikkat çeken Prof. Dr. Selçuk Basa, diş hekimine direkt başvurudan önce mutlaka telefon ile veya internet üzerinden bilgi almanın önemine değinerek, pandemi döneminde diş sağlığı için yapılması gerekenleri de anlattı.

Normalleşme takvimi yavaş yavaş hayata geçirilirken, uzmanlar bu süreçte diş sorunları nedeniyle hastaneye gidenleri uyarıyor. Koronavirüsün özellikle damlacık yoluyla hızlı bulaşıcılık göstermesi, diş hekimliği alanını da olumsuz etkilemiş durumda. Bu süreçte diş tedavisi yarım kalan hastalar, diş ağrısı yaşayanlar ve diş ile ilgili işlemleri gerçekleştiren personel, doktor ve sağlık çalışanları internette sıklıkla diş hastaneleri ve diş polikliniklerinin açılacağı tarihi araştırıyor.

“Hastalar eskisi gibi kabul edilmeyecek”
Konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selçuk Basa, “Pandemi sürecinin en başından beri Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan rehberleri takip etmekteyiz. Normalleşme süreci kesinlikle eskisi gibi hasta bakmak şeklinde düşünülmemelidir. Bu kapsamda, normalleşme sürecinin ilk aşamasında günlük bakılan hasta sayısı pandemi öncesi dönemde bakılan günlük hasta sayısının yüzde 20-25’i kadar olacak şekilde planlanmalıdır. Hasta aralarında hasta bakılan odanın ayrıntılı dezenfeksiyonu ve havalandırılması için uygun altyapı ve ekipman ihtiyacı karşılanmalıdır. Tüm bu işlemlerin düzgün bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için ise hasta randevuları arasında boşluk bırakılmalıdır. Covid-19 sonrası alınan yeni enfeksiyon kontrol önlemlerinin hem hastalar hem de sağlık çalışanları tarafından benimsenmesi için normalleşme sürecinin ilk aşamasından faydalanılması gerekmektedir. Covid-19 enfeksiyonunun ülkemizdeki seyrine bağlı olarak Koronavirüs Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri ve Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün kararı ile diş hekimliğinde 1 Haziran itibariyle normalleşme süreci başlamıştır ve kademeli olarak artarak devam edecektir” dedi.

Pandemide diş sağlığı nasıl korunur?
Pandemi günlerinde ağız ve diş hijyeninin nasıl sağlanması gerektiği ile ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Selçuk Basa, “Hepimiz için bu dönemde birçok alışkanlığımızı değiştirmemizi gerektiren yeni bir rutin oluştu. Bu yeni rutinimizde genel sağlığımızın ayrılmaz bir parçası olan ağız ve diş sağlığımızı korumak için hijyen alışkanlıklarımızı en üst seviyede tutmamız gerekmektedir. Bunun için mutlaka günde iki kez dişler fırçalanmalıdır. Diş fırçasının erişemediği alanlardaki bakteri plağını uzaklaştırmak için diş ipi, ara yüz fırçası veya ağız gargarası kullanımı gibi ek önlemler uygulanmalıdır. Ayrıca çürüğe neden olma riski yüksek olan karbonhidrat içerikli yiyeceklerden uzak durulması, bol lifli yiyeceklerin tüketilmesi, öğünler sırasında ve sonrasında bol su içilmesi dişlerimizi çürüğe sebep olan bakterilerin etkisinden koruyacaktır. Bunun yanı sıra ağız bakımı yapılmadan önce ve sonra eller mutlaka etkili bir biçimde yıkanmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.

“Zorunlu olmayan başvurular mümkünse ertelenmeli”
Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı rehberde ağrı, enfeksiyon, kanama ve travma kaynaklı rahatsızlıkların diş hekimliğinde acil ve zorunlu hizmetler olarak tanımlandığını hatırlatan Prof. Dr. Selçuk Basa, “Bunun dışındaki işlemler de normalleşme sürecinin başlamasıyla yapılmaya başlandı. Ancak hastalar rahatsızlıklarının acil bir durum olup olmadığına karar veremiyorlarsa ya da var olan problemin bir diş hekimi müdahalesi gerektirip gerektirmeyeceğini bilmiyorlarsa mutlaka hekimleriyle telefon, mesajlaşma veya video konferans yoluyla bağlantı kurarak durumları hakkında bilgi almalı, gerekiyorsa sağlık kuruluşlarına başvurmalıdırlar. Estetik gibi acil tanımının dışında kalan tedaviler normalleşme süreci ile birlikte yapılmaya başlanacaktır. Ancak pandeminin ülkemizdeki seyri izlenerek bu gibi işlemlerin bir süre ertelenmesinin fayda sağlayacağı bilinmektedir” açıklamasında bulundu.

“Randevulara tam zamanında gelmek bulaşma riskini azaltır”
Salgın sürecinde bulaş ihtimalinin azaltılması ve hastaların uygun tedaviyi güvenli koşullarda almaları için sağlık çalışanları ve kliniklerin aldığı önlemlerin yanı sıra hastaların da bu konuda bilinçli olmasının önemine de değinen Prof. Dr. Selçuk Basa, “Hastalar bekleme alanlarında bulaşma riskini azaltmak için randevulara tam zamanında gelmelidir. Hastalar gerekirse bina dışında ya da araçlarında beklemeli randevu saatleri geldiğinde klinik içerisine giriş yapmalıdırlar. Hasta ve gelmesi zorunluysa refakatçi kliniğe gelirken mutlaka maske takmalıdır. Klinik girişlerinde ve bekleme odalarında alkol bazlı el antiseptiği bulundurulmalıdır. Ayrıca hastalar yakın zamanda Covid-19 benzeri semptomlar geçirdiyse veya Covid-19 pozitif bireylerle temasta bulunduysa bu konuda mutlaka diş hekimine bilgi vermelidirler” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Bu standın tüm kazancı sokak hayvanlarına Adana’da Portakal Çiçeği Karnavalında stant açan hayvanseverler kendi tasarladıkları ürünlerin gelirini sokak hayvanları yararına kullanılmak üzere satışa çıkardı. 12. Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı çerçevesinde hayvanseverler Merkez Park’ta stant açtı. Köpekleri sayesinde tanışan ve hayvanlara olan ilgileri nedeniyle tasarladıkları ürünlerin tamamını sokak hayvanlarına harcanmak üzere satışa çıkaran hayvansever kadınlar, kazandıklarını hayvanların kısırlaştırılması ve yaralı hayvanların tedavisi için kullandıklarını söyledi. Hayvansever kadınlar, herkesi sokak hayvanlarına destek olmaya davet etti. "Hepimizin ortak noktası hayvan sevgisi" Karnavala Antalya’dan geldiğini ve ilk kez arkadaşları ile birlikte stant açtıklarını belirten emekli doktor Nilüfer Hatice Tekin, “Biz hayvansever 3 kadın arkadaşız. Diğer yardımcı olan arkadaşlarımız da var. Hepimizin ortak noktası hayvan sevgisi. Özellikle sokak hayvanları tabi. Hepimizin evcil hayvanları var ama onlara biz bakıyoruz zaten. Hobilerimiz var, buradan yola çıktık. Hobilerimizi yaparken bunları doğru bir şekilde değerlendirelim diye düşündük" dedi. "Hayvanlara yardımcı olabilmek için bir para kaynağı olsun istedik" Hobi atölyelerinde tasarladıkları ürünleri sokak hayvanları yararına satışa çıkardıklarını ve standın ilgi çektiğini ifade eden Tekin, "Bir hobi atölyemiz var. Herkes bir şeyler tasarlıyor ve bu ürünlerin tamamı kendi tasarımımız, kendi hobilerimiz. Ürünlerin hammaddesini tedarik ediyoruz ve kazancımızın tamamını sokak hayvanlarının öncelikle kısırlaştırılmasına kullanıyoruz. Aynı zamanda Antalya’da barınaklarla da iletişim halindeyiz. Çok sayıda kedi ve köpek kısırlaştırma ile sahiplendirme yapıyoruz. Aşılama, tedavi ve besleme de yapıyoruz. Ancak bizim için öncelikle kısırlaştırma. Hayvanlara yardımcı olabilmek için bir para kaynağı olsun istedik, çünkü kısırlaştırma ve tedaviler çok maliyetli. Beslemeler de öyle. Çantalar, oyuncaklar, takılar yani bir hanımın evde hobi olarak yapabileceği her türlü ürünü yapıyoruz" diye konuştu. "Yaptığımız işten zevk alıyoruz” Adanalı olduğunu ve bu sayede şehir dışından gelen arkadaşlarına karnavalda sokak hayvanları yararına stant açmaya yönelik bir fikir önerdiğini belirten öğretmen Fatoş Sezgek ise “Biz Sadece gönüllü bir grubuz. Köpeklerimiz sayesinde tanıştık zaten arkadaşlarımızla. Oluşumun içerisinde birkaç arkadaşımız daha var ancak aktif çalışarak bu ürünleri üreten 3 kişiyiz. Zaten bizim yaptığımız hobilerimiz vardı. Zamanla gelişti, sokak hayvanlarına da duyarlı olduğumuz için empati yapıyoruz, asla dönüp de geçemiyoruz. Madem hobimiz var, bunlardan bir şey üretip sokak hayvanları yararına satalım diye düşündük. Herkes her şeyden bir şeyler yapıyor. Kendimiz tasarlıyoruz tamamen, seri üretim yapmıyoruz. Burada olan bir ürünün aynısından bulamayabilirsiniz. Çünkü o anda nasıl gelişiyorsa o şekilde yapıyoruz. Tasarlayarak hem yaptığımız işten zevk alıyoruz, hem de hayvanlara bir yardımımız olsun diye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Elazığ Medeniyetler beşiği 4 bin yıllık Harput’ta ilkbahar güzelliği Elazığ’da yazılı kaynaklara göre 4 bin yıllık medeniyet ve kültürün ortak noktası olan Harput Mahallesi, ilkbaharın gelişiyle birlikte farklı bir güzelliğe büründü. Elazığ’da ilkbahar mevsimiyle doğa ve tarihi mekanlar rengarenk görüntüye kavuştu. Özellikle tarih ve kültürün iç içe geçtiği Harput, içinde barındırdığı Urartular, Hurriler, Asurlular, Selçuklular, Bizans ve Osmanlı gibi medeniyetlerden kalma tarihi yapılarıyla bir açık hava müzesini andırıyor. Yaklaşık 6 yıl önce UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesine alınan medeniyetler beşiği Harput, 4 bin yıllık geçmişi ile tarihe ışık tutuyor. Harput’ta, M.Ö. 8’inci inci yüzyılda Urartu Krallığı tarafından kurulan ve tarihe ışık tutan Harput Kalesi, İtalya’da bulunan Pisa Kulesinden daha eğri olan Ulu Cami minaresi ve tarihi konakları, ilkbaharın gelişiyle birlikte ayrı bir güzelliğe büründü. Güzel havayı fırsat bilen bazı vatandaşlar ise soluğu tarihi mahallede aldı. Dört mevsim hem yurt içi hem de yurt dışından çok sayıda ziyaretçi kabul eden tarihi mahalledeki eşsiz manzara fotoğraf karelerin yansıdı. ’’Doğuda ilk gelmeleri gereken yer diyebilirim’’ Ailesiyle birlikte İstanbul’dan gelerek Harput Mahallesi’nde konaklayan ve tarihi mahalleyi gezen Atilla Sezgin, ’’Bayram dolayısıyla Elazığ’a gelmek istedik. Geldiğimizde dedikleri gibi burası harika bir yer. Harput’a girdiğiniz gibi maneviyatı da hissediyorsunuz. Her yer birbirine yakın. Biz burada EBUAŞ’a ait Harput konukevlerinde kaldık. Buradaki çalışanlar ve herkes gayet iyi insanlar. Hatta bugün burada beşinci günümüz, gideceğimiz için üzülüyoruz. Tesisleri çok güzel yapmışlar. Burası 5 yıldızlı otelden daha güzel ve her yere konumuyla yakın bir yerdeyiz. Video çekmekten yoruldum. Çok güzel bir yer. İlkbahar ve hava çok güzel. Doğuda ilk gelmeleri gereken yer, diyebilirim’’ dedi. ’’Harput, bütün medeniyet bir tarihin, Anadolu kültürünün burada harmanlandığı Türkiye’nin eşsiz beldelerden bir tanesidir” İlkbaharla birlikte oluşan manzaranın keyfini çıkardıklarını dile getiren Çiğdem Aslanmirza ise ’’Burası, medeniyetler beşiği Harput 4 bin yıllık belki de daha fazla bir tarihi olan güzel bir belde. Burayı, hayal ile gerçeğin birleştiği, insanın ruhunu saran bir güneş olarak nitelendiriyorum. Burası, bütün medeniyet bir tarihin, Anadolu kültürünün burada harmanlandığı Türkiye’nin eşsiz beldelerden bir tanesidir. Evliyalarıyla, bilim insanlarıyla, kültürel varlıklarıyla herkesin mutlaka görmesi gereken önemli bir belde. İlkbahar burada yaşanıyor. Burada çok güzel meltemler var. İnsanlar özellikle yaz mevsiminde gezmek, görmek ve tanımak için buraya akın ediyor” diye konuştu.