SAĞLIK - 14 Haziran 2022 Salı 09:29

Covid-19'un öğrencilerde öğrenme kaybına neden olduğu belirlendi

A
A
A
Covid-19'un öğrencilerde öğrenme kaybına neden olduğu belirlendi

Türk akademisyenler tarafından yapılan araştırma sonucunda Covid-19’un öğrencilerin okuma becerilerini olumsuz yönde etkilediği ortaya koydu. Akademisyenlerin bu çalışması İngiltere’de bulunan dünyaca ünlü bilim dergilerinde yayımlandı.

Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Kerem Coşkun ve Dr. Cihan Kara, yaptıkları araştırmada sonucunda Covid-19’un öğrencilerin eğitim hayatlarını olumsuz etkiledikleri sonucuna vardılar. Projelerinin bilimsel raporları yayımlanınca dünyanın en yüksek etki faktörüne sahip, yalnızca en üst düzey bilimsel çalışmaların yayımlanabildiği Nature dergi grubunda yayınlanması kabul gördü.

Ayrıca pandemi sürecinin ilkokul çocuklarının matematiksel düşünme becerilerine olan olumsuz etkilerini ortaya koyan bir diğer araştırma ise dünyanın en iyi dördüncü üniversitesi seçilen, İngiltere’nin en saygın üniversitelerinden University College London (Londra Üniversitesi Akademisi)’ın London Review of Education dergisinde yayına kabul edildi.

Artvinli akademisyenler, daha önce de çocukların ahlaki kimliklerini ilk kez bilimsel bir testle ölçmeleri bilim dünyasının dikkatini çekmişti. Projenin devamında ise pandemi öncesi ve esnasında Türkiye’nin farklı bölgelerinden 1379 ilkokul öğrencisi ve veliden veri toplayarak, ilkokul öğrencilerinin matematiksel düşünme becerilerinin oluşumdaki öğrenme kayıplarını tespit ettiler. Her iki araştırmanın ilgi çeken ortak bulguları öğrenme kaybının tüm sosyal katmanlarda yaşandığını ortaya koyuyor.

Covid-19'un öğrencilerde öğrenme kaybına neden olduğu belirlendi

Öğrencilerin pandemide öğrenme kaybı yaşadığını tespit etti

Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Kerem Coşkun konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bu proje ahlaki kimlik, akademik başarılar, matematik becerileri, ses farkındalığı becerileri gibi çeşitli bilimsel beceriler dizesini ölçmeyi amaçlıyor. Türk eğitim politikalarına yön vermeyi amaçlayan proje için Milli Eğitim bakanlığından gerekli izin aldık ve projemizi uygulamaya başladık. 13 Mart 2020’de ilkokullar kapandı hatta biz üniversiteden öğrencilerimizi de göndermek zorunda kaldık. Dolayısıyla biz pandemi öncesi verileri elde etmiştik. Bir de pandemi sonrasındaki verileri elde ettik. Biz burada öğretmenlere online yönlerle ulaştık, bilgi teknolojilerini kullandık öğrencilerin ses farkındalığı ve matematik becerilerini ölçen bir dizi testlere tabi tuttuk. Yapmış olduğumuz analizlerde operasyon aracılık etkisi gibi üst düzey istatistik analizler ile gördük ki, Covid-19 nedeniyle okulların kapalı kalmasının öğrencilerin fanatik ses farkındalığı yani okuduğunu anlama becerisinin temel bir birleşeni olan ses farkındalığı becerilerinde bir gerileme olduğunu, bir öğrenme kaybı olduğunu tespit ettik" dedi.

“Yüz yüze eğitimin asla uzaktan eğitimle karşılık kıyas kabul edilemez”

Çalışmalarını İngilizce olarak raporladıklarını kaydeden Coşkun "Dünyanın en saygın bilim dergilerinden biri olan Nature dergisinde 30 Mayıs 2022 yılında kabul edildi. Çok zorlu bir editörüyle süreç 4 farklı üst düzey kişilerinden hakemlikler sonucunda yayına kabul edildi. Bu çalışmada biz şunu gözlemledik sınıflarda gerçekleştirilen öğrenci öğretmen etkileşimine dayanan yüz yüze eğitimin asla uzaktan eğitimle karşılık kıyas kabul edilemez" diye konuştu.

“Özelikle matematik eğitimde düşüş tespit ettik”

Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyeleri Dr. Cihan Kara ise “Türkiye’nin farklı bölgelerinden bin 379 öğrenci ve ailelerinden elde ettiğimiz verilerde özellikle matematik doğası itibariyle uzaktan eğitim çocukların başarılarında matematiksel becerilerinde düşüş tespit ettik. Yeni testler, yine ölçekler geliştirdik. Anne, baba ve öğrenci ve öğretmen etkileşim ölçeği geliştirdik. Matematik beceri testimizde 10 soru var. Bunlar yaşa göre değişiklik gösteriyor. Biz bu soruları ilkokul müfredatından aldık. Yaş içerisinde çocukların neler bilmesi gerekiyor buna bağlı olarak sorular geliştirdik. Bu sorular neticesinde görebildiğimiz kadarıyla pandemi öncesi grubun 10 soruda 8 doğru ortalamaya sahip. Pandemi sonrası ise uzaktan eğitim alan çocukların ortalamasına baktığımız zaman bu 7’ye düştüğünü gördük. Sınıf seviyesi arttıkça bu ortalama farkının açıldığını gözlemledik” ifadelerini kullandı.

Adem Güngör

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Rektör Çomaklı, YÖKAK Başkanı Kocabıçak ile İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Atay’ı ziyaret etti Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay ile bir araya geldi. Başkent Ankara’da gerçekleşen ve kalite süreçlerinden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Keskin’in de yer aldığı ziyaretler kapsamında Rektör Çomaklı, ilk ziyaretini YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a gerçekleştirdi. Rektör Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin rol modeli olan ve birçok üniversitenin de örnek aldığı Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi hakkında Prof. Dr. Kocabıçak ile bilgi paylaşımında bulundu. Rektör Çomaklı: “Kalite Yolculuğunda Atılması Gereken Tüm Adımları Atıyoruz” Atatürk Üniversitesinin eğitim-öğretim, araştırma ve idari faaliyetlerinin kalite standartlarını yükseltmek adına yapılması gereken tüm çalışmaları dikkatle yerine getirdiklerini aktaran Çomaklı, hayatın pek çok alanında olduğu gibi yükseköğretimin farklı parametrelerinde de çeşitli değişimler yaşandığını söyledi. Araştırma, eğitim-öğretim ve idari faaliyetler başta olmak üzere, yaşanan her değişimin kalite standartlarının da yükseldiğini kaydeden Çomaklı: “Üniversite olarak alana dair yaşanan her değişime titizlikle uymaya gayret gösteriyor ve bu manada atılması gereken tüm adımları atıyoruz” dedi. Bu ve benzeri ziyaretleri sık sık gerçekleştirdiklerini, yapılan görüşmelerin de kurumsal faaliyetlerin son durumunu istişare etme açısından önemli olduğunu aktaran Rektör Çomaklı: “Aynı zamanda bir Araştırma üniversitesi de olan Üniversitemizi en ileri seviyelere taşıma kararlılığı içerisinde çalışmalarımıza temel değerlerimizle ve stratejik hedeflerimizle uyumlu olarak devam ediyoruz. Huzur, güven ve başarıyla tüm paydaşlarımızın kurumsal ilkeler ışığında memnuniyet, aidiyet ve bağlılık duygularını geliştirmeye odaklanmış bir kalite kültürü anlayışı ile çıktığımız kalite yolculuğunda bizlere destek olan YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a ve tüm YÖKAK ailesine teşekkür ediyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” diye konuştu. Başkan Kocabıçak: “Atatürk Üniversitesi Önemli Bir İlerleme Kaydetti” YÖKAK’ın kurulduğu günden bugüne Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin belli bir noktaya gelmesine büyük katkı sağladığını, kendilerinin de göreve geldikten sonra bu misyonu yerine getirmek amacıyla yoğun gayret gösterdiklerini aktaran Başkan Kocabıçak ise misafirlerine yükseköğretimi etkileyen süreçler, Kalite Kurulunun çalışma alanları ve değerlendirme yöntemleriyle ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Kocabıçak: “Üniversitelerin kalite standartlarını yükseltmek için yeni politikalar geliştirerek hayata geçiriyoruz. Sürekli iyileşme ve gelişme bilinciyle yürüttüğümüz çalışmalarımızın Üniversitelerimizi ulusal ve uluslararası düzeyde daha üst seviyelere taşıyacağına inanıyorum. Atatürk Üniversitesi de yapmış olduğu atılımlar ve uygulamaya geçirdiği dönüşüm süreçleri ile önemli bir ilerleme kaydetti. Bu düşüncelerle Rektör Çomaklı’ya nazik ziyareti için teşekkür ediyor, şahsı nezdinde Atatürk Üniversitesi ailesine başarı dileklerimi iletiyorum” dedi. “Kariyer Fuarı, Öğrenci ile Sektör Arasında Köprü Görevi Görüyor” YÖKAK ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisine konuk olan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Başkan Doç. Dr. Salim Atay ile bir araya geldi. Kurulduğu günden itibaren İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın ilişkiler içerisinde olduklarına dikkat çeken Rektör Çomaklı, özellikle Atatürk Üniversitesi bünyesinde üç kez düzenlenen Bölgesel Kariyer Fuarlarının öğrenciler ile sektör temsilcilerini buluşturma noktasında önemli bir başarı yakaladığını söyledi. Birçok öğrencinin mezun olduktan sonra bu fuarlar aracılığıyla kurdukları bağlantılar ile iş sahibi olduğunu belirten Rektör Çomaklı, böylesine bir imkânın oluşmasına vesile olan İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay’a teşekkür etti. Başkan Atay: “Atatürk Üniversitesi, Önemli Statüleri Elde Etti” Atatürk Üniversitesinin başta bulunduğu şehir olmak üzere bölgesi ve ülke yükseköğretimi açısından kıymeti ölçülmez bir değere sahip olduğunu vurgulayan Başkan Atay ise Doğu Anadolu Bölgesini kapsayan ve her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Kariyer Fuarının geniş bir kitleye ulaşmasında emeği geçen herkesi yürekten kutladığını söyledi. Bu doğrultuda Atatürk Üniversitesinin “Öğrencilerin En Memnun Olduğu Kariyer Fuarı” ünvanının da sahibi olduğunu hatırlatan Atay: “Öğrencilerin kariyer yolculuklarında onları yalnız bırakmayan ve mezuniyet sonrasında dahi yanlarında olan, hem Araştırma Üniversitesi statüsüne kavuşan hem de kalite sürecine yoğun katkı sunan Atatürk Üniversitesinin bu başarı sürecinin mimari Rektör Çomaklı’ya tüm emek ve gayretleri için teşekkür ediyor, kendisine ve üniversite ailesine çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” dedi.
Ordu Sudan bedava elektrik: Fatura 3’te bir düştü Ordu’da yaşayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun emekli imam Ahmet Ergin, dere kenarına hurda malzemeleri de kullanarak kurduğu sistem ile evinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını bedava karşılıyor. Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde ikamet eden 72 yaşındaki emekli imam Ahmet Ergin, 2002 yılında emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı elektronik işler ile uğraşısını ilerletti. KTÜ Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun olan Ergin, elektrik faturalarını düşürmek hedefiyle evinin yaklaşık 150 metre uzağında bulunan dereye bir sistem kurmak için çalışmalara başladı. Sistemi 10 yıldır sorunsuz kullanıyor, faturalar 3’te bir düştü Yaptığı araştırmaların yanı sıra, elektrik mühendislerden de bilgiler alan Ergin, az bir suyu olan derenin kenarına yaklaşık 10 yıl önce elektrik üreten sistemi kurdu. Aralarında, hurdalıktan aldığı ve kullanılmış olan malzemeleri birleştiren Ergin, kurduğu sistem ile elektrik faturalarını 3’te bir oranına kadar düşürdü. “İnsanlar bana olmaz dedi ama elektrik üretimini başardım” Ergin, emekli olduktan sonra evinin yakındaki dereyi kullanarak, elektrik üretimi yapmaya karar verdiğini söyledi. Bu konuda mühendislere de danıştığını ancak olumlu yanıtlar alamadığını ifade eden Ergin, ‘olmaz’ diyenlere rağmen çabalamayı bırakmadığını belirtti. Ergin, “Gördüm ki 500 devirde 2 kw elektrik üretiliyormuş, Alternatör aldım ve bunu çarklara bağladım, bu sayede 750-800 watt elektrik ürettim. Bununla kullanabildiğim kadar 10-15 tane lamba bağladım ve kullanıyorum” diye konuştu. “800 watta kadar olan eşyaları çalıştırıyor” “Tesisatta suyum 50’lik boruyu dolduruyor, 200 metreden geliyor ve 37 metre yükseklikten basıyor. Daha yüksek olsa bir bu kadar da elektrik üreteceğime inanıyorum” diyen Ergin, “Bu haliyle yaklaşık 800 watt üretiyorum. Bu şekilde 800 watt üzerinde olan eşyaları, örneğin elektrik şofbeni çalıştırmaz ancak buzdolabı, soğutucu, televizyon ve lambaları çalıştırıyor” ifadelerine yer verdi. Parçaların hepsi hurdadan, elektrik faturası 3’te 1 oranda düştü Ergin, yaklaşık 10 yıldır elektrik faturalarının 3’te 1 oranda düştüğünü belirterek, “Sabaha kadar da her yer yanıyor. Ben bu kadar az bile olsa dere yakınında suyu olan herkese bu sistemi tavsiye ederim. İnsanlar devletimiz üretecek diye beklemesinler. Kanuni yönden ise 500 wattan aşağısı serbest, insanlara da bu konuda yardımcı olmak isterim. Kimi zaman gelenler oldu, kurmak için bilgi aldılar. Dere ile benim evin arası 150 metre, çoğu parçayı da hurda ve kullanılmış olarak temin ettim. Yani orada kullanılmamış parça yoktur” şeklinde konuştu.