EKONOMİ - 14 Aralık 2018 Cuma 09:42

Cumhur Akbulut: 'Güvenli ihracat, marka tesciliyle başlar'

A
A
A
Cumhur Akbulut: 'Güvenli ihracat, marka tesciliyle başlar'

Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, Türkiye'de dış ticaret yapan pek çok şirketin uluslararası marka tesciline sahip olmadığı için gümrüklerde mallarına el konulma riski ile karşı karşıya olduğunu açıkladı. Akbulut, güvenli ihracatın marka tesciliyle başladığını söyledi.

Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, Türkiye'de dış ticaret yapan pek çok şirketin uluslararası marka tesciline sahip olmadığı için gümrüklerde mallarına el konulma riski ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Dünyanın ileri teknoloji merkezlerinden biri olma vizyonuna sahip Türkiye’nin yurtdışında tescilli marka sayısı oldukça düşük olduğunu kaydeden Akbulut, "Bu nedenle ihracat yapan firmalar ticari anlamda büyük risk altında. Geçmişte sınai mülkiyet konusuna özellikle markalaşmak ve patent almak yalnızca bilim insanlarına özgü ya da teknolojik ürünlere ait bir hakmış gibi algılanırken, bugün fikri hakların korunması için firmalar bilinçli hareket ediyorlar. Ülkemizde marka, patent tescili veya lisanslama gelişmekte olan bir kültür olmasına rağmen, yurtiçi marka başvuru sayısı 1 milyon 300 bin iken tescil edilmiş marka sayısı 800 bin adedi geçmiş durumda. Ancak aynı şeyi uluslararası alanda söylemek ise mümkün değil" dedi. 

"Uluslararası marka tescil oranımız yüzde 2"
Türkiye'de ihracatçı birliklerine kayıtlı firma sayısı 70 binlerde olmasına rağmen, bu firmaların uluslararası alanda marka başvuruları yaklaşık 25 bin adet olduğunu belirten Cumhur Akbulut, "Yani uluslararası marka tescil oranımız yüzde 2. Ülkenin ekonomik vizyonu doğrultusunda yerli üretime daha fazla önem vermeye başladığımız bugünlerde, özellikle ihracata yönelik üretim yapan firmaların marka tescili konusunda bilgilendirilmeleri ve gerekli adımları atmaları, ticaretlerini sürdürebilmeleri açısından önem taşıyor" şeklinde konuştu.

Neden uluslararası marka tescili yapılmalı?
Uluslararası marka tescili, ihracatçı firmalara ürünlerini güvenle ihraç etme olanağı sağladığının altını çizen Akbulut, "Tescillenmiş markalarla taklit edilme riski bertaraf edilir. Başkaları tarafından ürünlerin üretilmesi, piyasaya sürülmesi, satılıp ithal edilmesinin önüne geçilir. Bir markanın birden fazla ülkede marka tescili varsa o markanın değeri artar. Ayrıca yurtdışına ihraç edilecek ürünlerin markasının tescilli olması zorunludur. Tescilsiz ürünler sahte veya taklit mallar olacağı için tüketicilerin gözünde kalite ve güvenden yoksundurlar. Bu nedenle marka tescili olmayan ürünlerle ihracat yapılması mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

Akbulut, ihracat yapılmak istenen ülkeye marka tescilsiz girilmek istenirse gümrüklerde mallara el konabildiğini, bu durumda yüklü tazminatlar ödenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Ayrıca marka tescili olmadan, üstelik de ihracat yapılan ülkedeki tescilli markalara benzer bir markayla pazarda var olmak istenirse ağır hukuki yaptırımlar uygulanır. Bu durum yalnız maddi zarara değil aynı zamanda firmalar için itibar kaybına da yol açar" dedi.

"Madrid Sistemi dünyada en etkin ve yaygın biçimde kullanılan uluslararası tescil sistemi konumundadır"
Adres Patent'in deneyimlerini ihracat yapan firmalarla paylaştığını ve onlara danışmanlık yaptıklarını kaydeden Cumhur Akbulut, "Güvenli ihracat, marka tesciliyle başlar. Madrid Sistemi dünyada en etkin ve yaygın biçimde kullanılan uluslararası tescil sistemi konumundadır. Dünya ticaret hacminin yüzde 80’inden fazlasına sahip olan üye ülkelere her geçen yıl yenisi ekleniyor. Tek bir başvuru ile birden fazla ülkede tescil alınabilmeye olanak sağlayan sistem ile AB ve OAPI (Afrika Fikri Haklar Organizasyonu) gibi topluluklarını kapsamakta. Böylece tek bir başvuruyla çok daha kolay bir şekilde ve zahmetsizce birçok ülkede tescil işlemleri gerçekleştirilebilmektedir" şeklinde konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.