GÜNDEM - 15 Temmuz 2020 Çarşamba 21:49

Cumhurbaşkanı Erdoğan: '15 Temmuz, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ülkemizi işgal girişimiydi'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: '15 Temmuz, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ülkemizi işgal girişimiydi'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “15 Temmuz, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde, ülkemizi işgal girişimiydi. Bunun için kendi ordumuzun içindeki teröristlerin kullanılmış olması, işgal girişimine alçakça bir ihaneti de eklemiştir. FETÖ içeriden, PKK dışarıdan, kimi alttan, kimi üstten, ne kadar uğraşırsa uğraşsın ezanımızı susturamayacak, bayrağımızı indiremeyecek” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millete Sesleniş konuşmasında 15 Temmuz’un hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde Türkiye’nin işgal girişimi olduğunu belirterek, FETÖ’nin içeriden, PKK'nın dışarıdan ne kadar uğraşırsa uğraşsın ezanı susturamayacağını, bayrağı indiremeyeceğini ifade etti.

“Milletimizin 15 Temmuz’da yazdığı destan, sıradan bir darbe teşebbüsünü bastırma hikayesi değildir”
15 Temmuz darbe girişiminin devlet ve millet hayatında görülen en alçak, en sinsi, en kalleş saldırılardan biri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu müstesna günde, bir yandan milletimizin kazandığı muhteşem zaferin sevincini, diğer yandan darbe girişimi esnasında kaybettiğimiz kardeşlerimizin hüznünü birlikte yaşıyoruz. Allah’ın yardımı ve milletimizin cesaretiyle başarısızlığa uğrattığımız darbe girişimi sırasında, hainlerin kurşunları ve bombalarıyla şehit olan 251 insanımıza Mevla’dan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Her kesimden vatandaşımızla, polisimizle, askerimizle darbe gecesi şehitler kervanına katılan 251 kardeşimizin tamamının ismi, tarihimize ve kalbimize silinmemek üzere kazınmıştır. Kahramanca verdikleri mücadelede gazilik unvanıyla şereflenen kardeşlerime de Rabbim’den sağlık ve afiyet temenni ediyorum. O gece darbecilere direnmek için sokaklara, meydanlara, saldırganların yöneldiği her yere akın akın koşan milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Hayatının baharındaki körpe fidanlardan bastonuna yaslanarak adeta uçarcasına hainlerin üzerine yürüyen aksakallı büyüklerimize kadar, bu mücadeleye katılan insanlarımızın hiçbiri asla unutulmayacaktır. Ankara’da Külliye, İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü girişine yaptığımız anıtlar, bu vefanın birer sembolüdür. Aynı şekilde, ülkemizin dört bir yanında 15 Temmuz’u hatırlamak ve hatırlatmak için meydanlara, caddelere, mahallelere, pek çok esere konulan isimler de bu anlayışın yansımalarıdır. Çünkü milletimizin 15 Temmuz’da yazdığı destan, öyle sıradan bir darbe teşebbüsü ve onu bastırma hikayesi değildir” diye konuştu.

“Türk milleti, ülkesinin sahipsiz olmadığını göstermiştir”

15 Temmuz’u anlamak için bu topraklardaki bin yıllık mücadeleye bakılması gerektiğini söyleyen Erdoğan, “15 Temmuz’u anlamak için, Malazgirt’ten beri vatanımızın her karış toprağını nasıl şehit kanlarıyla yoğurduğumuzu bilmek gerekir. 15 Temmuz’u anlamak için, Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması vesilesiyle bir kez daha hayırla yâd ettiğimiz İstanbul’un fethinin manasına vakıf olmak gerekir. 15 Temmuz’u anlamak için, Çanakkale’den Kutü’l Amareye, İstiklal Harbi'mizden Kıbrıs çıkarmasına, terörle mücadelemize kadar yaşadığımız nice badireleri gözlerimizin önünden geçirmemiz gerekir. 15 Temmuz’u anlamak için, darbecilerin başarılı olmaları halinde ülkemizi ve milletimizi nereye sürüklemek istediklerini kavramak gerekir. 15 Temmuz’u anlamak için, milletimize diz çöktürme, devletimizi ele geçirme, ülkemizi parçalama gayretlerinin gerisindeki sinsi projeyi görmek gerekir. Milletimiz, eşsiz irfanıyla, darbenin ilk saatlerinden itibaren işte tüm bu gerçekleri görmüş ve hemen harekete geçmiştir. Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, her kesimden, her meşrepten insanıyla Türk milleti, ülkesinin sahipsiz olmadığını göstermiştir. Bin yıldır hep süregeldiği gibi bugün de, yerin üstündeki yaşayanları ve yerin altındaki şehitleriyle, Türkiye’nin sahibinin bu aziz millet olduğu bir kez daha teyit edilmiştir. Milletimizin her bir ferdi, ezanı, bayrağı, özgürlüğü ve geleceği için gerektiğinde yenilmez birer kahramana dönüşebileceğini ispatlamıştır. Artık tamamen sönüp gittiği düşünülen istiklal ateşinin, közlerinin altından yeniden harlanabileceği anlaşılmıştır. İstiklal şairimiz Akif’in dediği gibi, ‘ben ezelden beri hür yaşadım, hür yaşarım hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.’ Evet... 15 Temmuz gecesi, hürriyet aşığı bu millete zincir vurmayı tekrar denediler ve hamdolsun başaramadılar. Ezanımızı susturmak, bayrağımızı indirmek, milli iradeyi ayaklar altına almak, geleceğimizi karartmak isteyen hainleri, şanlı bir direnişle hüsrana uğrattık. Dünyada, şehadete cesaretle yürüyen, şairin ifadesiyle ‘ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun’ diyerek hainlerin karşısına dikilen bir başka millet yoktur. İşte bunun için 15 Temmuz’u, Demokrasi ve Milli Birlik Günü olarak ilan ettik. Hep dediğim gibi, beni böyle bir milletin ferdi olarak yarattığı için Allah’ıma hamd-ü senalar ediyorum” şeklinde konuştu.

“Bu darbe girişimi milletimizi yıldırmak bir yana, azmini kamçılamıştır”

“15 Temmuz, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde, ülkemizi işgal girişimiydi. Bunun için kendi ordumuzun içindeki teröristlerin kullanılmış olması, işgal girişimine alçakça bir ihaneti de eklemiştir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tekbirler, salalar, dualar eşliğinde kıyama kalkan milletin, vatanının özgürlüğüne sahip çıkarak, hainleri tepelediğini, kendisi üzerinde hesap yapanların heveslerini de kursaklarında bıraktığını belirtti. Erdoğan, “Milletimiz o gece, hiçbir mecburiyeti olmadan, hiçbir zorlamaya kesinlikle maruz kalmadan, hiçbir karşılık beklemeden, tamamen kendi inisiyatifiyle harekete geçmiştir. Bir asır önce, vatan topraklarının dörtte üçünü kaybederek cumhuriyeti kuran milletimiz, 15 Temmuz’da bir daha aynı felakete izin vermeyeceğini cümle âleme ilan etmiştir. 15 Temmuz, son devletimizi yıkarak vatanımızı ele geçirmeye çalışanlara, bunun ancak milletimizin son ferdi de son nefesini verdikten sonra mümkün olabileceğinin ifadesidir. ‘Sayılmayız parmağ ile tükenmeyiz kırmağ ile taşramızdan sormağ ile kimse bilmez ahvalimiz’ diyen Muhyi misali, bizim ahvalimizi ancak bizden olan bilir. Bu darbe girişimi milletimizi yıldırmak bir yana, azmini kamçılamıştır. Üzerimize çöken o kara gecede, ülkemizi yükseltmek, güçlendirmek, büyütmek için daha çok çalışmamız, daha çok mücadele etmemiz gerektiğini gördük. Biliyoruz ki Türkiye, 83 milyon vatandaşı ve 81 vilayetiyle güzeldir. Biliyoruz ki Türkiye, birliğiyle, beraberliğiyle güzeldir. Biliyoruz ki Türkiye, dostluğuyla, kardeşliğiyle güzeldir. Kimsenin bunları bozmasına izin vermeyeceğiz. FETÖ içeriden, PKK dışarıdan, kimi alttan, kimi üstten, ne kadar uğraşırsa uğraşsın ezanımızı susturamayacak, bayrağımızı indiremeyecek. Ayasofya’da susturulan ezanı nasıl 86 yıl sonra yeniden semaya yükselttiysek, yeminli düşmanlarımızın her fırsatta indirmeye kalkıştığı bayrağımızı nasıl her seferinde daha yükseğe astıysak, terör örgütlerinin saldırılarını da aynı şekilde bertaraf etmekte kararlıyız. Birinci Dünya Savaşı için ‘Osmanlının paylaşım kavgası’ derler. Dünya düzeninin temellerinden sarsıldığı bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti için de aynı hayallere kapılanları hüsrana uğratacağız. Ülkemizi siyasi, ekonomik, askeri kuşatma altına almaya çalışanların senaryolarını, çok daha büyük vizyonları hayata geçirerek yırtıp atıyoruz. Bölgemizde pek çok devleti önce iç karışıklıklarla sarsıp, ardından işgal edenlere, Türkiye’nin öyle bir devlet olmadığını, her alandaki atılımlarımızla bilfiil gösteriyoruz. Milletimizin kendi içindeki görüş ayrılıkları ve tartışmalara bakarak niyetlerini bozanlara cevabımızı, konu vatanımız, ezanımız, bayrağımız olduğunda çelik bir yumruk olup tepelerine inerek veriyoruz" dedi.

"Bu milletin daha söyleyecek çok sözü var. Bu ülkenin daha hayata geçirecek çok projesi var"

"Türkiye’nin, özellikle son 7 yılda yaşadığı her hadise, bu hakikatin farklı veçhelerdeki birer örneğidir" diyen Erdoğan, "Ağaç bahanesinin arkasına sığınanlar da, adalet kisvesi altında milli iradeyi teslim almaya çalışanlar da, çukurlarda bölücülük yapanlar da, sınırlarımızı kuşatmaya kalkanlar da bu akıbetten kurtulamamıştır. Teslim almak için darbe girişimi dâhil her yola başvurdukları Türkiye’nin, silkinip asırlık uykusundan uyanan bir dev gibi yeniden ayağa kalkışı karşısında şaşkınlığa uğrayanlara diyoruz ki, daha bitmedi. Bu milletin daha söyleyecek çok sözü var. Bu ülkenin daha hayata geçirecek çok projesi var. Bu devletin daha harekete geçirecek çok potansiyeli var. Çünkü bu millet, yüreği ve bileği güçlü olmanın yanında, arkasında ancak gönül gözü açık olanların fark edebileceği dua ordusu olan bir millettir. İslam’la müşerref olarak bu duayı aldık. Ayak bastığımız her yerde mazlumların, mağdurların yanında durarak bu duayı aldık. Asırlar boyunca süren Haçlı Seferlerinde Anadolu’yu çapulculara mezar ederek bu duayı aldık. İstanbul’u fethederek bu duayı aldık. Hint Okyanusu’ndan Viyana önlerine kadar çağının en büyük devletini ‘önce insan’ diye yöneterek bu duayı aldık. Çanakkale’den 15 Temmuz’a kadar arkasında 7 düvelin olduğu her saldırıya göğsümüzü siper ederek bu duayı aldık. Fırsat bulduğumuzda elimizdeki tüm imkânları bölgemizdeki ve dünyadaki gariplerle paylaşarak bu duayı aldık. Velhasıl, kahraman ordumuz cephede harp ederken, ‘dua ordumuz’ da onlarla birlikte başka bir harp veriyordu. Fatih’in askerleri İstanbul surları önünde dizi dizi saldırıya geçerken, geride bekleyenler ‘Bugün şehit olma sırası bize geldi’ diyerek seviniyordu. Çanakkale’de düşmanın ölüm kusan silahlarının önüne atılan her asker grubunun gerisinde, şehadet sırasını bekleyen bir başka grup vardı. Uzun yıllardır süren terörle mücadele harekâtlarımızda, benzer pek çok hadisenin yaşandığını biliyoruz. 15 Temmuz’da da, darbecilerin silahlarının üzerine ‘bugün değilse ne zaman öleceğiz’ diyerek, şehadet umuduyla dimdik yürüyen nice kahramanlar vardı. Mehmet Akif, ne güzel ifade etmiş, ‘Sen ki asara gömülsen taşacaksın heyhat, sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat. Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.’ Evet Ne mutlu Peygamberin yoldaşı olanlara, ne mutlu Rabbimizin müjdelediği o kutlu yolda yürüyenlere” ifadelerini kullandı.

“Tanka yumruk, savaş uçağına levye fırlatan, bir milletin önünde kim durabilir ki?”

Güçlü olmanın sadece sayıca çok, silahça üstün olmak demek olmadığını belirten Erdoğan, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı:

“Güçlü olmak, tıpkı yüce kitabımızda müjdelendiği gibi asıl Hakkın yardımına mazhar olmaktır. 15 Temmuz’da milletimiz işte bu hakikati bizzat yaşamıştır. Tanka yumruk, savaş uçağına levye fırlatan, namluya alnını dayayan bir milletin önünde kim durabilir ki? İnşallah, bundan sonra da aynı inanç ve ruhla ülkemize sahip çıkacak, birliğimizi, beraberliğimizi koruyacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, o gece yaşadığımız kutlu kucaklaşmayı bize ilelebet hatırlatacaktır. Bir kez daha 15 Temmuz gecesi dar-ı bekaya uğurladığımız yiğitlere Allah’tan rahmet, gazilerimize sıhhat ve afiyet diliyorum. Rabbim bir daha bu millete 15 Temmuz’lar yaşatmasın diyorum.”

Derya Yetim
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da Asayiş ve Güvenlik Değerlendirme Toplantısı yapıldı Manisa Valisi Enver Ünlü, Asayiş ve Güvenlik Değerlendirme Toplantısında 1 Mart-15 Nisan 2024 tarihleri arasında Manisa’da Emniyet ve Jandarma teşkilatı tarafından gerçekleştirilen çalışmalar ve operasyonlara ait verileri paylaştı. Manisa’da Vali Enver Ünlü başkanlığında Manisa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Zafer Tombul ve Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş’ın katılımıyla Asayiş ve Güvenlik Değerlendirme Toplantısı düzenlendi. Düzenlenen toplantının ardından Manisa’da Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığı teşkilatı tarafından gerçekleştirilen çalışmalar ve operasyonlara ait verileri düzenlenen değerlendirme toplantısında paylaşan Vali Ünlü, “İlimiz genelinde huzur ve güven ortamını korumak, sizlerin can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla çalışmalarımız titizlikle sürdürülmektedir. Manisa’nın huzuru için; asayiş, terör, organize suçlar, kaçakçılık ve narkotik olaylarına karşı önleyici ve caydırıcı tedbirleri almak, suç işleme amacındakileri engellemek, aranan şahısların yakalanması ve suç delillerinin ele geçirilmesi, trafik uygulamaları konularında çalışmalarımız devam etmektedir. Bu çalışmaların temel hedefi, İlimiz genelinde huzur ve güven ortamını korumak, sizlerin can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Bu sebeple her zaman görev başında olan kolluk kuvvetlerimiz Ramazan Bayramı süresince de; asayiş hizmetlerinde 4 bin 965 personel, 848 asayiş ekibi, 44 motosiklet, 32 drone, 11 dedektör köpek ile, trafik hizmetlerinde ise 678 personel, 8 mobil radar aracı, 6 drone ve 1 cayrokopter ile sahada görev yapmışlardır. Ayrıca 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde İlimiz genelinde bin 198 okul ve binada kurulan 3 bin 825 sandıkta 1 milyon 113 bin 141 seçmenin oylarını huzur ve güven ortamında kullanabilmeleri için tüm tedbirler alınmış, bu amaçla 5 bin 298 kolluk kuvveti sahada görev yapmıştır. Alınan tedbirler, siyasi partilerimizin ve vatandaşlarımızın göstermiş olduğu olgun tutum sayesinde 31 Mart Mahalli İdareler seçimleri ilimizde huzur ve güven ortamı içerisinde geçmiş, ilimiz genelinde önemli bir olay yaşanmamıştır. Görev süresi sona eren belediye başkanlarımıza ilimiz için yapmış oldukları çalışmalardan dolayı teşekkür ediyor; yeni ve yeniden seçilen belediye başkanlarımıza görevlerinin hayırlı olmasını dileyerek çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi. “Huzurumuzu bozmak isteyen karanlık odaklarla mücadelemiz devam edecektir” Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ve Manisa İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekiplerle operasyonların devam edeceğini söyleyen Vali Ünlü, “Huzurumuzu bozmak isteyen tüm karanlık odaklarla mücadelemiz aralıksız ve kararlılıkla devam edecektir. Emniyet ve Jandarma Teşkilatımız ile birlikte bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada özveriyle 7 gün 24 saat esasına göre çalışmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda, 1 Mart- 15 Nisan 2024 tarihleri arasında ilimizde yapılan bazı çalışmalarla ilgili bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. İlimizde 1 Mart- 15 Nisan 2024 tarihleri arasında 408 bin kişi sorgulanmış, bin 926 kişi yakalanmış, 571 şahıs gözaltına alınmış, 575 şahıs tutuklanmıştır. Güvenlik birimlerimizce yapılan çalışmalarda yakalaması bulunan ve aranan 813 şahıs da yakalanarak adli makamlara sevk edilmiştir. 1 Mart- 15 Nisan 2024 tarihleri arasında ilimizde 286 yaralamalı kaza meydana gelmiş, bu kazalarda 463 kişi yaralanmıştır. Ayrıca meydana gelen 9 ölümlü kazada ne yazık ki 12 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu sebeple vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak, trafik kazalarının önüne geçmek, sürücü ve yolcuları bilgilendirmek, kurallara uymayanları tespit ederek gerekli işlemleri yapmak üzere trafik ekiplerimiz tarafından yapılan denetimler sonucunda; 376 bin 511 araç sorgusu yapılmış, 3 bin 555 araç trafikten men edilmiştir. Ayrıca okul ve işçi servislerinde 7 bin 790 araç denetlenmiş, kurallara uymadığı tespit edilen 382 araca işlem yapılmıştır. Bir diğer önemli başlığımız ise uyuşturucu tacirleri ile mücadeledir. Bunun için var gücümüzle çalışıyoruz. Manisa’da zehir tacirlerine göz açtırmıyor, gençlerimizin zehirlenmesine asla müsaade etmiyoruz. Bu sebeple zehir tacirlerinin her daim enselerindeyiz. Zehir tacirleriyle mücadelede 1 Mart- 15 Nisan 2024 tarihleri arasında ilimizde 129 narkotik operasyonu yapılmış, yapılan çalışmalarda bin 815 adet narkotik ilaç, yaklaşık 2 milyon 322 bin adet dolu ve boş makaron, 1 kilo 548 gram metamfetamin, 19 kilo 333 gram uyuşturucu madde ele geçirilmiştir. Yine Manisa’nın huzuru, Türkiye’nin huzuru için eli kanlı terör örgütlerine yönelik operasyonlarımız da devam etmektedir. Bu kapsamda ilimizde FETÖ, PKK, DEAŞ gibi terör örgütlerine yönelik yapılan 12 operasyonda 15 şahıs yakalanmış, 9 şahıs tutuklanmıştır. 7 gün 24 saat boyunca şehrimizin her köşesinde görev yapan güvenlik birimlerimiz asayiş operasyonlarında ise 226 adet ruhsatsız tabanca, av tüfeği ve kuru sıkı silah, bin 474 adet farklı şekillerde fişek ele geçirmiştir. Kaçakçılık operasyonları kapsamında ise ilimizde 1 ton 142 kilo tütün, 561 paket sigara, 2 bin 100 şişe alkol, 174 litre alkol, 5 bin 800 litre kaçak akaryakıt ele geçirilmiştir. Ayrıca tarihi eser kaçakçılarına yönelik yapılan operasyonlarda 133 adet tarihi eser ve 146 adet sikke yakalanmıştır. Kadınların ve çocuklarımızın maruz kaldığı veya kalabileceği sözlü, fiziksel şiddet ve taciz gibi eylemler karşısında onları korumak üzere devlet olarak her zaman yanlarındayız. Bu amaçla şiddet olaylarında olaya hızlıca müdahale edebilmemizi sağlayan KADES uygulaması hakkında da 26 bin 368 kişiye bilgi verilmiştir” ifadelerini kullandı. 4 yıldır düzenlenemeyen Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nin huzurla gerçekleştirilebilmesi için gerekli tedbirlerin alındığını belirten Vali Ünlü, “Pandemi ve geçen yıl yaşadığımız deprem felaketi sebebiyle 4 yıldır gerçekleştiremediğimiz UNESCO’nun Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde yer alan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nin 484’sünü kutlayacağız. 23 - 28 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek olan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali için ilimizde hazırlıklar devam ederken güvenlik birimlerimizde hem Manisalıların hem de yurtiçi ve yurt dışından gelecek olan misafirlerimizin huzur ve güvenliği için, Mesir Festivalini yıllar sonra büyük bir coşkuyla doyasıya kutlamamız için gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Kolluk kuvvetlerimiz festival süresince mesai mefhumu gözetmeksizin çalışarak festivalin huzur ve güven ortamı içerisinde geçmesi için çalışacaktır. Bu bilgiler ışığında Manisa’mızda huzuru ve asayişi tehdit eden tüm odaklarla mesai mefhumu gözetmeksizin, yılmayan bir azim ve kararlılıkla mücadele edeceğimizi belirtmek istiyorum. Bu vesile ile Manisamızın huzuru için emek sarf eden bütün mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.