POLİTİKA - 18 Mayıs 2019 Cumartesi 23:37

Cumhurbaşkanı Erdoğan: '82 milyon benim vatandaşımdır, kardeşimdir'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: '82 milyon benim vatandaşımdır, kardeşimdir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “82 milyon benim vatandaşımdır, kardeşimdir, hepsini sevmeye mecburum. Biz bu milletin efendisi değil, bu milletin hizmetkarıyız.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda gençlerin katılımıyla düzenlenen iftar programına katıldı. İftar sonrasında gençlerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın düzenlendiği salonun önemine vurgu yaparak, “Bu salonda geçmişte büyüklerimiz Osmanlı iki kez falan uluslararası toplantılar yaparlarmış. Bende göreve geldikten sonra yine uluslararası bazı müstesna toplantıları bu salonda yapıyorum. Bu salonun adı muayede salonu, her toplantıya da açık değil. Ama görüldüğü gibi çok farklı bir özelliğe sahip, 1856 buranın açılış yılı, o günden bugüne saray 163 yıl geride kaldı. Görüldüğü gibi bütün işçilikleriyle yaptığımız restorasyon çalışmalarıyla burayı ayakta tutmaya çalışıyoruz. Burası 2 bin metrekare büyük bir alana sahip. Şu avize 4,5 ton ağırlığında, üzerinde de 2 milyon adeta bütün avizelerde kristal taş var. O günden bugüne korunması ve bu halde oluşu, zaman zaman Dolmabahçe Sarayı’na gelenler gidenler, bunlar bizim için önemli. Sarayların tamamı Cumhurbaşkanlığına bağlandı, burayı çok hassas bir şekilde korumaya çalışıyoruz. Buraları biz çok iyi korumamız lazım, ama gençlerimizde buraları gezmeleri lazım. İstanbul’da sadece Topkapı Sarayı değil, bunun dışında birçok sarayların restorasyonlarını yapıyoruz. Yıldız, Beylerbeyi Sarayı’nın bakımlarını yaparak gençlere açıyoruz.” diye konuştu. 

İstanbul’un müstesna bir şehir olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçimle beraber de İstanbul müstesna bir kent, sıradan bir yer değil. 1994’te İstanbul halkı beni belediye başkanı olarak seçti. Belediye başkanlığımdan sonra 4 ay 10 gün cezaevi, ondan sonra partimizi kurduk, 16 ay sonra iktidar geldik. 17 yıldır iktidardayız. Gerekse başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı süreci, halkımızın hizmetkarı olarak çalışmalarımızı sürüyor. Eğitimden sağlığa, adalete, tarıma bütün dış politikayla ülkemizi bulunduğu yerden 3,5 kat büyütmek suretiyle farklı bir yere taşıdık. İnşallah daha iyi olacak gayretiyle, ben çok daha iyi olacak diyorum” şeklinde konuştu.

"Herkes karara uydu, CHP neden uymuyor" 

Erdoğan, İstanbul seçimlerinde yaşanan süreç hakkında şunları kaydetti: “Seçimlerde itiraz merci YSK’dır. Siz itirazınızı yaparsınız, ondan sonra nihai merci YSK’dır. YSK kararını verdikten sonra artık şeriatın kestiği parmak acımız deyip işi bitireceksiniz. Şu andaki süreç böyle gitmiyor. 29 binden 13 bine oy düşüyor. Buradan buraya eğer oylar düşüyorsa, bu ne demektir, burada bir hırsızlık var, kaçak var. Nitekim, 1963’te seçime şaibe karıştığı için seçim iptal edildi. Şimdi şaibe çok çok büyük ve itirazlarımız yapıldı, bütün delileriyle yapıldı. Bu itirazları yaptıktan sonra YSK bunun iptaline karar verdi. İptal kararı verilene kadar, CHP başındakiler, YSK methiyeler döşenirken, ne zaman iptal kararı verildi, bu defa neler söylemediler. Çete mi demediler, burada nelerin döndüğünü biliyoruz ama konuşmuyoruz dediler. Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. Bunu da ispat edemiyorsan, kusura bakma. Şu anda YSK kararını verdi, zannediyorum, pazartesi gerekçeli karar açıklanacak. Kararla birlikte şuanda süreç başlamış vaziyetti, bizlerde çalışıyoruz, onlarda çalışıyorlar. 23 Haziran’da bu arada tabi, bir de 2 Haziran seçimleri var. Değişik ilçelerde, buralarda yapılan seçimlerde bizim aleyhimize olanlar var, MHP aleyhine olanlar var. Onlar çirkin yaygara koparmadılar. Herkes karara uydu, CHP neden uymuyor. Aynı şekilde Büyükçekmece, Maltepe reddedildi, bizler niye reddedildi, burada çete var demedik ya, başımız üzerine dedik kabul ettik. Büyükşehirle ilgili olan da nedense çok çirkin, siyaseti kirleten bu tür ifadeler bizleri üzmüştür. Ben inanıyorum ki, İstanbullu hemşerilerim bunun gereğini sandıkta yapacaktır.”

"Subaylık, başarılı olursa generalliğe kadar gidebilir" 

Askerlikle ilgili gençlerin sorusuna yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öncelikle yeni askerlik sistemiyle alakalı, burada 4 hatta 5 başlık var. Bunlardan bira tanesi TSK ihtiyacı, ikincisi öngörülebilir oluşu, üçüncüsü süreklilik, dördüncüsü eğitim ve mesleki gelişim ihtiyacı, eğitimli insan gücünü yetkin ve yararlı kullanılması. Burada bedelli askerlikle diğerleri karıştırılıyor. Yıllarca çok ciddi birikimler, bunun dışında yurt dışında olanların sorunu, bu bedelli de ücretler ağır gibi birçok şeyler oluyordu. Bir dönem yaptığımız değerlendirmelerde belirli bir bedel koyduk, kabul edenler geldiler yaptılar, daha sonra düşüşü söz konusu oldu, bununla birlikte bazı adımlar attık. Son dönemde bedellide ciddi manada düşürüldü. Bu ücretle de askerlik kabul görmeye başladı. Bir defa erler erbaşlar, yedek astsubaylık, yedek subaylık var. Yedek subaylıkta malum alışılmış olan süreç devam ediyor. Asıl önemli olan yedek astsubaylık, burada istihdamda Meslek Yüksekokulları görev alabilecekler. Ayın şekilde yükümlü erbaş er, hepsinde de tabi belirli bir ücret ödeniyor. Belirli ücretlerin ödenmesi de onların süreç içerisinde ihtiyacını temin, evine buradan belirli bir bedeli aktarma imkanı sağlayacak. Asıl olan bizim içinde önemli olan süreçte şu, mesela 5 ay kıta diyoruz, burada belirli bir harçlık ödeniyor. 5 aydan sonra kendisi terhis olabiliyor. Bunun öncesinde temel eğitimden geçiyor. Aynı şekilde yedek astsubaylıkta ise 2 ay temel sınıf eğitimi, ardından 10 ay kıta hizmeti var, burada da yine eğer isterse terhis olur, yok ben devam edeceğim derse devam etme şansı var. Devam kararını verirse, onu astsubaylığa götürür. Astsubay olduktan sonra oradan da subaylığa geçebilir. Bir imkan daha var, eğer gerçekten imtihanları başarı ile verirse generalliğe kadar gidebilir. Yine iki ay temel sınıf eğitim var, Tuzla’da yedek subaylıkta eğitim yaptım, ondan sonra kuramızı çektik, o zaman ben Hasdal’ı bilmiyordum, oraya çıktım. Hasdal’ın biraz aşağısında benim çalıştığımı fabrika vardı. Orada askeri kıtaların olduğunu o zaman öğrendim. 16 ay yedek subaylık yaptım. Albay bana dedi ki, niye sevinmiyorsun? Hasdal neresi komutanım, dedim, Kağıthane’nin üstü dedi, biz de kepi fırlattık. Şimdi çok daha farklı temel eğitimi iki ay, yine harçlık alıyor. Ardından 10 ay kıta var, 12 ay oluyor. İsterse yine terhis, isterse yedek subaylıktan subaylığa geçebiliyor. Subaylık, başarılı olursa generalliğe kadar gidebilir. Onların şansı diğerine göre çok daha fazla.” açıklamasında bulundu.

“Hayvan haklarıyla ilgili çalışmalarımız var” 

Hayvan haklarıyla ilgili sorulan soru üzerin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisin bu dönemdeki çalışmaları içerisinde hayvan haklarıyla çalışmalarımız var. Burada belediyelerin bu alanda yapacakları birçok çalışmalar olduğu gibi aynı şekilde devlet olarak bizim bazı uygulamalar getireceğiz. Bu işin iki boyutu var, bir gerçekten hayvanlara yapılan bu vahşice muamele, bu insanı üzüyor, birde kontrolsüz olarak hayvanların caddelerde Allah göstermesin çocuklarımızın üzerine saldırıp parçaladıklarını görüyoruz. Onun için çok hassa bir hazırlık yapılacak. Öyle bir hassasiyet göstermeliyiz ki, bu hayvanların sahiplerinin kontrolünü artırması lazım, bırakalım ne yaparsa yapsın olmaz. Onun için bütün dünyadaki uygulamaları çalıştılar ve onun üzerine gidiyorlar. Benim büyük oğlumun köpeği var, bayağı eğleniriz, oynarız. Evde oğlum olsun, gelenim olsun bütün aile onu bir mensubu gibi görürler, bana birçok yerden hediye edilenler var. Dünürümle bir yerimiz var orada şu an 15-16 tane var, cins köpeklerden var. Peygamber Efendimiz bir gün Sahabelerle beraber giderken, şöyle yol kenarında bir bazıların kullandığı ifadeyi kullanmayacağım. Köpek ölüsü görüyor, bir koku var, yanındakiler kokudan nefret eder gibi yapıyorlar. Peygamber Efendimiz, kokuya değil dişlerine bakıyor, ‘Ah dişleri ne güzel’ diyor. Biz böyle bir peygamberin ümmetiyiz, bizde hayvanlara bu şekilde bakıp muamele etmeliyiz. Biz başka hükümet olarak bizim, belediyelerinde yapması gerekenler var. Pitbullar vesaire, bunlarda sıkıntılar oluyor, bunların koruma altında olması lazım. O zamanda bedeli bunun çok çok ağır oluyor. Geçenlerde bir kediyle ilgili tablo yaşadım. Belki sizlerde izlemişsinizdir, bayanın o kediye tavrını yenilir yutulur bir şey değildi. O tablo burada anlatılacak gibi bir şey değil. Toplum olarak hayvanlara karşı duyarlılığımızı artırmamız lazım. inşallah bu yasayla beraber buradaki o beklentiyi büyük oranda gidermiş olacağız” dedi.

"Biz devlet olarak 82 milyonun hizmetkarıyız" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet olarak 82 milyonun hizmetkarı olduklarını ifade ederek “Burada bana muhabbeti olanda var, olmayan da var. Benimle yanı siyasi görüşü paylaşan da var paylaşmayan da var. Bugün Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya geldiysek, bu bir sinyaldir, işaret fişeğidir. Derdimiz şudur, bu ülkede inancından, etnik yapısından, bölgesel, dinsel ne olursa olsun kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye ve başı açıkmış, örtülüymüş, şöyle giyiniyormuş, bunlar bizi ilgilendirmez. Biz yaratılanı yaratandan ötürü sevmeye mecburuz. Allah seni yarattığı için seviyorum. Güneydoğlu, doğulu olsun. Kürt Türk, Gürcü Abaza böyle bir ayrıma gidemeyiz. 82 milyon benim vatandaşımdır, kardeşimdir, hepsini sevmeye mecburum. Bizim anlayışımız daha var, biz bu milletin efendisi değil, bu milletin hizmetkarıyız. Özgürlükler noktasında bu kardeşiniz iktidar olduğu ana kadar Güneydoğu’da doğada Kürtçe bir tabela göremezdiniz. Kürtçe tabela, bunun yanında cezaevinde Kürtçe konuşamazdı, konuşur hale geldiler, bunlar bizim zamanımızda oldu. Temel hak ve özgürlük noktasında kimsenin önünü kesmedik, kesmeyiz. Terörle mücadeleye gelince o konuda hassasız, o başka bir şey. 76 üniversitemiz vardı, bizim şuanda 206 üniversite var. 81 vilayetin tamamında üniversite var. Oralara bu üniversiteleri yaptık ilim bütün illere ulaşsın diye yaptık. Biz bunu sağladık mı, yaptık. Hakkari de üniversite var mı var. Bütün bunlar niçin biz devlet olarak tüm 82 milyonun hizmetkarı olduğumuz sağlıkta eğitimde ispatlamamız lazım dedik. Hastanelerimiz illerde değil ilçelere kadar var, bu ayrımı her alanda ortadan kaldıralım diye bu adımı attık. Bu her geçen gün başarılı bir şekilde uygulama alanı bulacak. Böylece çok daha huzurlu günleri yaşamış olacağız” diye konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.