GÜNDEM - 28 Ocak 2021 Perşembe 15:50

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "ABD ve Çin’den sonra COVİD-19 konusunda en çok aşı projesi yürüten üçüncü ülke durumundayız"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "ABD ve Çin’den sonra COVİD-19 konusunda en çok aşı projesi yürüten üçüncü ülke durumundayız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; Amerika ve Çin’den sonra COVİD-19 konusunda en çok aşı projesi yürüten üçüncü ülke durumundayız. Bu alana yaptığımız yatırımlar, sadece salgın dönemi ile sınırlı değildir. İnşallah kendi aşısını tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülke olarak uzun yıllardır ihmal edilmiş bu alanda, uluslararası arenada önde gelen bir oyuncu konumuna geleceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2020 TÜBA - TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreninde konuştu. Bu yıl TÜBİTAK Ödüllerinde 18 bilim insanına, TÜBA ödüllerinde ise 43 bilim insanına ödül verileceğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bilim ve teknoloji alanında yaptıkları özverili çalışmalarla 2020 yılında ödül almaya hak kazanan bilim insanlarını tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başarılı bilim insanlarının diğer bilim insanlarını teşvik edeceğini ifade etti.

Türkiye’nin 18 yılda ortaya koyduğu başarıları ilim ve irfan medeniyetine sahip çıkmasına borçlu olduğunu belirten Erdoğan, "Bu başarının mimarları hiç şüphesiz çocuklarının eğitimi üzerine titreyen anne babalar ve insanlık için gece gündüz demeden katma değer üreten bilim insanlarıdır. Sizlerin ortaya koyduğu her yeni çalışma bilim dünyasında Türkiye’nin varlığını kadim medeniyetimizin gücünü ifade ediyor. Keşfetmeye üretmeye devam eden her bilim insanımızın yanında olarak üzerimize düşen yapmaya çalışıyoruz ”dedi.
Eğitim alanında Türkiye'de önemli bir mesafe kat edildiğini ifade eden Erdoğan, ilk ve orta öğretimde gerekse yükseköğretim seviyesinde gerçekleşen reformlarla kendini geliştirip yetiştirmek isteyen her öğrenciye imkan sağlandığını belirtti. Erdoğan, "Bizden önce kısır ideolojik bakış açısıyla eğitim öğretim sistemi üzerinde kurulan bariyerleri kaldırdık. Lise seviyesinde okullaşma oranını yüzde 100’e yaklaştırdık. Öğretmen başına düşen öğrenci sayımızı ilk okul düzeyinde 28’den 17’ye ortaöğretimde ise 18’den 11’e indirdik. En büyük atılımlarımızdan birini ise yükseköğretimde gerçekleştirdik. Üniversite sayımızı 76’dan 207’e çıkardık. Okullaşma oranını yükseköğretim seviyesinde yüzde 15’ten yüzde 44’e çıkardık. Ortaöğretim ve yükseköğretim seviyesindeki okullaşma oranımız artık OECD ortalamasını yakalamış durumdayız. Şimdi okul öncesi eğitime odaklandık. Biz geldiğimizde yüzde 10 civarında olan okul öncesi eğitim oranını 5 yaş gurubunda yüzde 75’lere kadar yükselttik. Hedefimiz inşallah bu oranı kısa sürede yüzde yüze taşımaktır" açıklamasında bulundu.

"Eğitim alanında yapılan yatırımların meyveleri verdikçe önümüzdeki yıllarda çok daha büyük kazanımlar elde edeceğimize inanıyorum" diyen Erdoğan, "Bu süreçte bilim insanlarımızı, çocuklarımıza rol modelleri olarak gösteriyoruz. Düzenlediğimiz araştırma projesi yarışmaları, ulusal ve uluslararası bilim olimpiyatları ile çocuklarımızı bilim insanı olma ve girişimcilik konusunda geleceğe hazırlıyoruz. TEKNOFEST yarışmaları ile gençlerimizi büyük bir heyecanla buluş peşinde koşmaya teşvik ediyoruz. Dene - Yap Teknoloji atölyelerinde genç yeteneklerimizi, geleceğin mucit adayları olarak yükselen teknolojilerle buluşturuyoruz. Nitekim son 2 yılda 159 öğrencimiz uluslararası ve bölgesel bilim olimpiyatlarından 144 madalya ve 8 mansiyon derecesiyle döndü. Yeni stajyer araştırmacı programı ile bin 500 lisans öğrencimizi AR-GE ve yenilik süreçlerine dahil ettik. TÜBİTAK Sanayi Doktora programı ile 1162 doktora öğrencisi yetiştirdik. TÜBA'nın genç bilim insanlarına yönelik ödüllerini bu açıdan çok önemli görüyorum. Üstün yetenekli genç bilim insanlarının ödüllendirilmesi gelecekteki çığır açıcı çalışmalara kapı açacaktır. Hiç şüphesiz bilim ve teknoloji insanlığın faydasına kullanılabildiği, başkalarına aktarılabildiği ölçüde kıymetlidir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Mesnevide geçen Bedevi ile filozof kısasından bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bir ilmin sadece eyleme dönüşmesi yeterli değildir. Gerekli olan faydalı hale gelmesidir. Sizlerin ortaya koyduğu bilimi teknolojiyi özgün ve değerli kılan bu hassasiyettir. Faydasız ilimden Allah’a sığınırız. Ailenizde, kendinizden feragat ederek yürüttüğünüz , hayatınızı adadığınız çalışmalar insanlığa fayda sağlamıyorsa, oturup ne yaptığımızı düşünmemiz lazım. Her medeniyet kendi teknolojisini, her teknoloji kendi kültürünü ve değerini üretir. Bilim ve teknoloji yıkıcı güç olarak gören, diğerlerine güç olarak bir sömürü aracı olarak kullanan ülkeler var. Bizim medeniyetimiz tüm bu noktada diğerlerinden ayrılıyor. Bilimi sadece ve sadece insanlık yararına üretir. Bu medeniyetin insanları, insanlık yararına geliştirir" diye konuştu.

Türkiye'nin bilim ve teknolojiyi insanlık yararına kullanan bir tutum sergilediğini ifade eden Erdoğan, "Onlar uzak coğrafyaları antrenman sahası olarak kullanır, savaşlar başlatır. Biz yeni bir teknoloji geliştirdiğimiz o coğrafyalarda sefalete ve insanlık dışı durumun önüne geçmek, hayatını değiştirmek için kullanırız. Bizim medeniyetinize yakışan dünyanın bilim insanlarından beklediği bu duruştur. Türkiye’yi kritik teknolojilerin pazarı değil, üretici yapma hedefimizin altında yatan ana sebep budur. Sizlerin laboratuvarlarda araştırma geliştirme merkezlerinde yaptığınız çalışmaların gün yüzüne çıkması, somutlaşması bakımından çok önemlidir" ifadelerini kullandı.

"Şu anda 3 yenilikçi aşı adayımız faz çalışmalarına başlama arefesindedir"

Dünyanın koronavirüs ile boğuştuğu bir dönemde bilim insanlarının aşı ile yaptığı çalışmaların yakından takip edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurulan COVİD- 19 platformu ile bir bilim seferberliği başlatıldığını kaydetti. Bu platformdaki 436 araştırmacının aşı ve ilaç geliştirme odaklı 17 proje yürüttüğünü aktardı. Erdoğan, "Platformun en önemli yanının araştırmacıların çalışmalarını ve tecrübelerini bir birleriyle paylaşarak birlikte geliştirme modelini dünyaya örnek olacak şekilde kullanmasıdır. Şu anda 3 yenilikçi aşı adayımız faz çalışmalarına başlama arefesindedir. Hocalarımızın çalışması, kendin kategorilerinde dünyada klinik aşamaya geçen üçüncü aşı adayı olma potansiyeline sahiptir. Ayrıca mevcut in aktif aşılardan daha etkin olma potansiyeline sahip bir aşımız ile 2’nci nesil bir aşımızın çalışmaları hızla devam ediyor. Yenilikçi aşı adaylarının yerli ve milli üretimi konusunda özel sektör kuruluşlarımızı seferber ettik. Üretim onayı almış firmalarımız yenilikçi yerli aşılarımızın, üretim süreçlerine dahil oldular. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; Amerika ev Çin’den sonra COVİD- 19 konusunda en çok aşı projesi yürüten üçüncü ülke durumundayız. Bu alana yaptığımız yatırımlar, sadece salgın dönemi ile sınırlı değildir. İnşallah kendi aşısını tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülke olarak uzun yıllardır ihmal edilmiş bu alanda uluslararası arenada önde gelen bir oyuncu konumuna geleceğiz" şeklinde konuştu.

Medeniyet Coğrafyasının büyüklüğünün Türkiye'nin en önemli yüzü olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bu gücü değerlendirebilmek için öncelikle elimizdeki potansiyeli kullanılabilir hale getirmemiz gerekir. Bu amaçla; Türk İslam Medeniyeti havzasında farklı dillerde ve farklı lehçelerde üretilmiş telif, tercüme, ve şerh eserleri çeviri basım ve harf çevirisi yoluyla günümüze kazandırıyoruz. TÜBA’nın 2014 yılında başlattığı TÜBA Türk İslam Bilim Kültür Mirası projesi kapsamında pek çok eser genç kuşaklarla buluştu. TÜBA'nın bilim diplomasi kapsamında uluslararası çatı kuruluşlar nezdinde yürüttüğü temsil faaliyetleri de ülkemizin bilim dünyasındaki etkinliğinin artırılması bakımından çok kıymetlidir" dedi.

"21 farklı ülkeden 127 üst düzey araştırmacı, çalışmalarını Türkiye’ye taşıdı"

Türkiye'nin 2025 yılında dünya bilim forumuna ev sahipliği yapmaya talip olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’yi kendi vatandaşlarımız yanında dünyadaki tüm bilim insanları içinde bir cazibe merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda özellikle uluslararası lider araştırmacılar programı vasıtasıyla 21 farklı ülkeden 127 üst düzey araştırmacı, çalışmalarını Türkiye’ye taşıdı. Bunlardan biri Fransa’nın ve Dünya’nın önde gelen araştırma kuruluşlarından birinde 36 yıldır temiz ve güvenli enerji konusunda çalışmalar yürüte Prof. Dr. İskender Gökalp hocamızdır. Bir diğer isim, iklim değişikliği alanında çok önemli çalışmaları olan ve hükümetler arası iklim değişikliği paneli üyesi Prof. Dr. Erik Jeppesen, aynı şekilde Dr. Hasan Demirci de laboratuvarını ülkemize taşıyarak yapısal biyofizik, yapısal biyoloji ve protein mühendisliği çalışmalarını ülkemizde yürütecek. Bu yıl TÜBA ödülü almaya hak kazanan bilim insanlarımızdan Dr. Eliza Gheorghe Dr. Savaş Taşoğlu, gibi uluslararası lider araştırmacılar programı kapsamında ülkemize gelen isimler arasında yer alıyor" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Alanının en iyisi en az 100 araştırmacıyı ülkemize kazandıracağız"

Bilim insanlarını çalışmalarından dolayı tebrik eden Erdoğan, "İnşallah bu yıl içerisinde yeni bir çağrı daha açarak, alanının en iyisi en az 100 araştırmacıyı ülkemize kazandıracağız. Sizlerin gayreti ve müteşebbislerimizin cesareti ile yükselen bilim ve teknoloji sistemimizin meyvelerini vermesi bizleri doğrusu mutlu ediyor. Ancak daha çok gidecek çok yolumuz, yapacak çok işimiz var. Sahip olduğumuz sinerji ve potansiyelin bizleri en kısa sürede hedeflerimize ulaştıracağına yürekten inanıyorum. Ödül alan tüm bilim insanlarımızı şahsım milletim adına tebrik ediyorum" şeklinde konuştu.

2020 TÜBA - TÜBİTAK Bilim Ödülleri Törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir ve çok sayıda davetli katıldı.

Derya Yetim - Hülya Keklik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.