POLİTİKA - 20 Kasım 2019 Çarşamba 12:05

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “AK Parti’nin sahibi millettir”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “AK Parti’nin sahibi millettir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Kongrelerimizde ortaya çıkacak yeni teşkilat yapımız 2023 ve 2024 seçimlerindeki başarılarımızda hayati rol oynayacaktır. Bunun için en küçük bir hataya, boşluğa yer vermeden süreci tamamlamalıyız” dedi.

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, il başkanlarına uyarılarda bulundu. AK Parti’nin 7. Olağan Kongre sürecinin belirlenen takvime uygun şekilde sürdürüldüğünü, Aralık ayında belde kongreleri ile sürece başlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şubat ayı ile birlikte ilçe kongreleri, yaz sonuna doğru il kongrelerinin başlayacağını, yıl sonuna kadar da tamamlanacağını söyledi. AK Parti’nin dinamik bir yapı olduğunu belirten Erdoğan, “AK Parti’de ‘eski’ diye bir kavram yoktur. Her AK Partili son nefesine kadar bu kutlu davanın mensubudur. Partimizde sadece görev değişikliği olur. Teşkilatlarımızda, belediyelerimizde, meclisimizde sorumluluk üstlenmiş tüm arkadaşlarımızla farklı konumlarda birlikte çalışmayı sürdürüyoruz. Görevine devam edecek ve değişecek teşkilatlarımızla ilgili çalışmalarımızı belirli bir safhaya getirdik. Bu süreçte istifa ederek teşkilatlarının yeniden yapılandırılmasına katkıda bulunan kardeşlerime teşekkür ediyorum. Yeni görev alan kardeşlerime de şimdiden muvaffakiyetler diliyorum” diye konuştu.

“AK Parti’nin sahibi millettir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatların milletle en güzel kucaklaşmayı sağlayacak isimlerden oluşması gerektiğini söyledi. Erdoğan, “AK Parti’de ilçe başkanı, il başkanı, yönetim kurulu üyesi, belediye başkanı, milletvekili olmak demek, günün 24 saati milletin emrinde olmak demektir. Böyle bir çalışma temposunu göze alamayan bu tür görevlere de talip olmamalıdır. Millete hizmet etmek yük değil, şereflerin en büyüğüdür. Özellikle 2018 ve 2019 seçimlerinin sonuçlarını adeta sandık sandık, mahalle mahalle, ilçe ilçe tetkik ederek gereken dersleri çıkartmamız şarttır. Şayet bir yerde oyumuz düşmüşse, milletvekili ve belediye başkanı sayımız azalmışsa hiçbir şey yokmuş gibi davranamayız. Kongrelerimizde ortaya çıkacak yeni teşkilat yapımız 2023 ve 2024 seçimlerindeki başarılarımızda hayati rol oynayacaktır. Bunun için en küçük bir hataya, boşluğa yer vermeden süreci tamamlamalıyız” şeklinde konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “AK Parti’nin sahibi millettir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kendi ülkesini küresel sermayeye kötülüyor”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”CHP ve HDP ile onlarla birlikte hareket eden marjinal çevreler yalanda ve iftirada adeta sınır tanımıyorlar. CHP Genel Başkanı Türkiye’nin tüm milli meselelerinde sinsi, hasmane ve yıkıcı tavır içindedir. Yani yabancılara ‘Türkiye’ye yatırım yapmayın’ diyor. Kendi ülkesini küresel sermayeye kötüleyerek dış yatırım gelmesinin önüne geçmeye çalışmanın adı açıkça söylemek gerekirse ihanetin dik alasıdır” dedi.

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Genel Kurulunda CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e yönelik sözlerine tepki göstererek, parlamentonun gereken cevabı vermesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin güvenlikten ekonomiye kadar pek çok cephede aynı anda beka mücadelesi verdiği bir dönemden geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim dışarıdan gelen tehditlerin üstesinden gelme noktasında en küçük bir sıkıntımız yoktur. İster sahada, ister masada olsun ülkemizin ve milletimizin geleceği için tehdit teşkil eden hür türlü hamleyi bertaraf ediyoruz. Teröristleri öne sürüyorlar, ezip geçiyoruz, sınırlarımızı taciz ediyorlar, tehditlerin kaynağına iniyoruz, ekonomimize saldırıyorlar, kısa sürede toparlanıp yolumuza devam ediyoruz. Dışarıdan bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar, dostluklarımızı tazeleyerek bunu da boşa çıkartıyoruz. Son birkaç yılda Suriye’de, Irak’ta, Doğu Akdeniz’de, sığınmacı meselesinde ve pek çok konuda elde ettiğimiz sonuçlar başlı başına başarı hikayesidir. Bu sorunlar üzerinden Türkiye’ye diz çöktürmeyi planlayanlar ülkemizin elde ettiği başarılar karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar” diye konuştu.

“CHP Genel Başkanı Türkiye’nin tüm milli meselelerinde sinsi, hasmane ve yıkıcı tavır içindedir”

Yürüttükleri mücadelede en büyük güç ve moral kaynağının milletin desteği olduğunu kaydeden Erdoğan, “Beka mücadelemizde durum böyleyken iç siyasette bambaşka bir fotoğraf ile karşı karşıyayız. Cumhur İttifakı içinde birlikte olduğumuz MHP ve diğer kardeşlerimiz sağ olsunlar bugüne kadar attığımız her adımda bize destek verdiler. Buna karşılık CHP ve HDP ile onlarla birlikte hareket eden marjinal çevreler yalanda ve iftirada adeta sınır tanımıyorlar. CHP Genel Başkanı Türkiye’nin tüm milli meselelerinde sinsi, hasmane ve yıkıcı tavır içindedir. Dünkü grup toplantımızda Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası, istihdam, emeklilik konularındaki yalanlarına cevaplarımızı verdik. Buna rağmen aynı yalanların bir kısmını bizden hemen sonra geçtiği kameralar karşısında yenilerini ekleyerek tekrarlamaktan hicap duymadı. İspatla diyoruz, yapamıyor, yalan söyleme diyoruz, tıyneti icabı bundan kendi geri alamıyor. Madem hakkı söyleyemiyorsun, öyleyse su diyoruz, onu hiç beceremiyor. Ağzını her açtığında dünyanın en büyük devletlerini kurmuş, medeniyetini inşa etmiş ecdadımıza hakaret etmeyi maharet sanıyor. Bu zatın kendi geçmişinden, köklerinden utanması bizi ilgilendirmez. Ama hiç kimsenin milletimizin tarihine, ecdadın aziz hatırasına haksızlık etmesine rıza gösteremeyiz. Bu kişinin sadece ecdada değil, milletimizin bugün yaşayan fertlerine ve bilhassa çocuklarımızın geleceğine de saygısı yok. Neymiş efendim, can ve mal güvenliği olmayan ülkeye yabancı sermaye gelmezmiş. Yani yabancılara ‘Türkiye’ye yatırım yapmayın’ diyor. Kendi ülkesini küresel sermayeye kötüleyerek dış yatırım gelmesinin önüne geçmeye çalışmanın adı açıkça söylemek gerekirse ihanetin dik alasıdır. Neyse ki bu zatı sadece biz değil, küresel sermaye de ciddiye almıyor. Ülkemizde yatırım yapan veya yapmak isteyen küresel sermaye, Türkiye’nin gücünün ve imkanlarının gayet iyi farkında. Türkiye'nin küresel doğrudan yatırımlardan aldığı pay bizim dönemimizde binde 1’den yüzde 1,1’e çıkmıştır. Bay Kemal bunu bir defa öğrenmen lazım. Bay Kemal binde 1 ile yüzde 1,1’i ayırt edemez. Uluslararası firmaların çoğu özellikle Batı medyasının ve ülkemiz karşıtı lobilerin baskılarına rağmen yatırım için Türkiye’yi tercih ediyor. Küresel yatırımlardaki azalma eğilimine rağmen ülkemiz hala cazibesini sürdürüyor. Borsamız rekor kırıyor. Geldiğimizde 10 bin-11 bindeyken şuan itibarıyla borsamız 107 bini yakalamış vaziyette. Tahvil ihracatlarımıza rekor teklifler geliyor. Ülkemize yatırım kararı alan firmayı caydırmak için belli kesimlerin dışarıda ve içeride nasıl çırpındıklarını hep birlikte izliyoruz. Türkiye her alanda tarihinin en büyük mücadelelerini verirken CHP Genel Başkanı acaba neredeydi. 15 Temmuz’da millet canı pahasına darbeye direnirken bu zatın darbeciler eşliğinde tanklar arasından gittiği Bakırköy Belediye Başkanının evindeki rahat koltuğunda televizyon seyrettiğini biz gayet ili biliyoruz. Ekonomimize yönelik saldırılar yaşanırken kendisini hiç ortada görmedik. Terör örgütleri ülkemizi kuşatmak için saldırı üstüne saldırı yaparken, bu zat orada sadece bizi eleştirecek malzeme çıkartmanın peşindeydi. Hatta teröristlere ‘arkadaşlar’ diyerek onları pohpohlamakla meşguldü. Yürüttüğümüz harekatlar konusunda şöyle içten gelen bir ‘hayırlı olsun’ sözünü ağzından duymadık, teröristlere de hiçbir zaman ‘bunlar teröristtir’ dediğini yine ağzından duymadık” şeklinde konuştu.

“Biz bu ahlaksızlara, bu edepsizlere prim verecek durumda değiliz”

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un TBMM Genel Kurulunda AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e yönelik hakaretlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her milli meselemizde karşımızdakilerin ağzı ve üslubu ile bize saldırdı. Dediğim gibi Allah’a şükür bu zatı sadece biz değil, dünyadaki hiç kimse ciddiye almıyor da, zararı sadece kendi partisiyle sınırlı kalıyor. Bu hastalıklı zihniyet parlamentoda bizim grup başkanvekilimiz hanımefendiye saldırdılar. Aynen geçmişte olduğu gibi. Geçmişte de malum Ecevit o zaman bir bayan milletvekilimize, şimdi Malezya Büyükelçimiz, ona ‘susturun bu kadını’ diye hakaret etmişti. Şimdi dün de herhalde oradan ilhamla Grup Başkanvekilimiz Özlem Hanım'a ‘susturun bu kadını’ diyecek kadar ahlaksız, edepsiz bir şekilde davranan bir CHP’nin yetkilileri var. Biz bu ahlaksızlara, bu edepsizlere prim verecek durumda değiliz. Tüm grubumuz, hele hele bir bayan milletvekilimize bu şekilde saldıracak olan ahlaksız, edepsizlere bu parlamento içinde parlamentonun gereken cevabı vermesi lazım. Ceza ise ceza vermesi lazım. ‘Özür diledi.’ Bıraksınlar bu işi. Bunlar öyle kuru özür ile geçiştirilecek işler değil. Neyse parlamentonun içtüzüğündeki, disiplindeki cezai müeyyideler verilmesi lazım. Bu zatların yaptıkları ilk değil, sürekli yaptıkları şeyler bunlar. Başkanları şahsıma, bir diğeri yine bir konuşmasında şahsıma bu parlamentonun çatısı altında her türlü hakareti edepsizce yaptılar. Bunların edepsizleri karşısında artık susmak diye bir şey yok, gereği neyse aynen cevabını vereceğiz. Grup başkanvekilimizin hukukunu tüm grup olarak orada en yüksek seviyede koruma altına almamız hepimizin görevidir. Ben grupta olmadığım için ne olup bittiğini sonradan dinliyorum. Burası yol geçen hanı değil, parlamentodur. Parlamentonun içinde grup başkanvekili bir hanım kardeşimizin hukukunu sonuna kadar korumak bizim görevimizdir. Bu hastalıklı zihniyete rağmen biz güçlüyüz ve güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. Ülkemizi bunlara rağmen kalkındırıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bizim şuanda IMF ile işimiz yok, biz bize yeteriz”

AK Parti hükümete geldiğinde devletin vatandaşına borçlu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal iyi dinle, sen bu işlerden pek anlamazsın ama öğreteceğim sana da bunu. Devlet ‘zorunlu tasarruf’ diyerek, ‘konut edindirme yardımı’ diyerek vatandaşlarından para kesmiş, ancak ne bunun gereğini yerine getirmiş ne de parayı geri ödemişti. Zorunlu tasarruf kesintileri 1 Nisan 1998 ve 2000 yılı Mayıs ayı arasında yapılmıştı. Memurlarla, 10 ve üzeri iş çalıştıran iş yerleri bu sisteme mecburi olarak dahil edilmişti. Sistemdeki kişi sayısı 10 milyonu buluyordu. Hükümete geldikten sonra bu kesintilerin anaparası ve nemasından oluşan dönemin parasıyla 17 milyar liranın üzerinde bir tutarı, devlet işçisine memuruna borçlu olur mu dedik ve hak sahiplerine bunu ödedik. 1987 ile 1995 yılları arasında konut edindirme yardımı adıyla yapılan kesintiler vardır, bu kapsamdaki toplam 8 milyon kişiye de 3,5 milyarın üzerinde ödemeyi biz yaptık. Hükümete geldiğimizde adeta kucağımızda bulduğumuz 23,5 milyar dolar IMF borcumuzu da son kuruşuna kadar Mayıs 2013’de biz ödedik ve o defteri kapattık. Bunlar geçenlerde bize nasihat ediyorlardı, ne diyorlardı, ‘Yine IMF’den borç almanız lazım.’ Geçen buraya gelenlerle özel toplantılar yaptılar, ondan sonra kıvırmaya başladı. Yapılır, yaparız, bunu yapmakta bir sakınca yok, tamam da size mi kaldı. Siz zaten zamanında yaptınız, bu ülkeyi duman ettiniz. Biz geldik bu borçlanmayı ödedik ve defteri kapattık. Bizim şuanda IMF ile işimiz yok, biz bize yeteriz. Bunların hepsi de bizden önceki dönemlerde toplanıp harcanan, ödemişi bize kalan borçlardır. Devlet milletine borçlu olamaz diyerek bu meseleleri çözdük. 2003-2018 yılları arasında ülkemizi ortalama yüzde 5,6 büyüttük. Böylece satın alma paritesine göre dünyanın en büyük 13. ekonomisi haline geldik. 2002’de yıllık sadece 70 milyar lira yatırım yapan Türkiye, bugün yıllık 1 trilyon liranın üzerinde yatırım yapma seviyesine ulaşmıştır. 70 milyar nere, 1 trilyon nere. Genel ticaret sistemimizdeki ihracatımız 180 milyar doları geçerek her ay rekor tazeliyor. Bu yılın ilk 9 ayında dünya ihracatı yüzde 2,6 azalırken, Türkiye’nin ihracatı yüzde 2,9 oranında yükselmiştir. Cari işlemler dengemiz artık açık değil, fazla veriyor. Bu tablo cari açık meselesinin ekonomimizin yumuşak karnı olmaktan çıkmaya başladığını gösteriyor. Döviz kurundaki ve faizlerdeki yükselme sebebiyle kamu borçlanma oranında bir parça artış yaşanmışsa da hala AB kriterlerine göre çok iyi bir durumdayız. Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirerek, faizleri hızla düşürerek ülkemizin üzerindeki kara bulutları dağıtıyoruz” dedi.

“Endişe etmeyin, tereddüt etmeyin, lütfen kendi sektörünüzde yatırım yapmaya devam edin”

2020 yılının faizlerin çok daha düştüğü bir yıl olacağını belirterek yatırımcılara seslenen Erdoğan, “Buradan girişimcilerimize sesleniyorum, gelin yatırım yapın. Bankalarımızın kapısı artık sizlere açık. Faizdeki oranlar açık ve net ortada, gel yatırım yap. Kendi parana dön, kendi paranı kullanmaktan çekinme. Artık döviz ile borçlanma değil, milli para ile adım atma dönemine döndük ve bunu başarıyla yürütme durumundayız. Şuanda geçen yıl yaşanan sıkıntılar sebebiyle gerileyen konut, otomobil, beyaz eşya satışları ile yeni kurulan şirket sayısının yeniden yükselmeye başlaması ekonomideki toparlanmanın işaretlerinden biridir. Şimdi burada sadece yatırımcılarımıza sesleniyorum, endişe etmeyin, tereddüt etmeyin, lütfen kendi sektörünüzde yatırım yapmaya devam edin” diye konuştu.

Türkiye’nin güvenliğin yanında ekonomi alanında da hedeflerine kararlı bir şekilde ilerlediğini belirten Erdoğan, “Demokrasimizi ve hukuk devletimizi güçlendirmeye, hak ve özgürlüklerin kullanımının genişletilmesine yönelik çalışmalarımızdan asla taviz vermiyoruz. Yargı Reformu Stratejisi Belgesi bu konuda en önemli haritalarımızdan biridir. Son dönemdeki en büyük demokrasi hamlemiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmemiz olmuştur. Böylece milletimizin doğrudan yürütme organının temsilcisi olacak kişiyi belirleyebilmesini sağladık. Gücünü milli iradeden alan ve hesabı oraya veren bir yönetim anlayışının ülkemizi çok daha güçlü kıldığına inanıyoruz. Ülkemizdeki herkes kökeni, meşrebi, mezhebi, ideolojisi ne olursa olsun birinci sınıf vatandaşımızdır. Her vatandaşımız tüm haklardan ve özgürlüklerden eşit şekilde yararlanabilir. Bugün artık dünyanın neresinde olursa olsun her Türk vatandaşı ülkesinin gücünün ve desteğinin arkasında olduğunu biliyor. Türkiye’ye yönelik husumet dalgası genellikle halklar değil, yönetimler ve medya nezdinde geçerlidir. Bunun sebebi de Türkiye’nin yazılan senaryolarda kendine biçilen rolü oynamak yerine milli bir siyaset tarzı izlemekte ısrarcı olmasıdır. Bu birilerini ciddi manada rahatsız ediyor. Küresel ve bölgesel düzeyde kendi haklarımızı savunup, politikalarımızı fiilen hayata geçirirken ekonomimizi ve demokrasimizi geliştirmekte de kararlıyız. Demokrasimizi geliştirmek için atmamız gereken yeni adımlar elbette vardır. Aynı şekilde ekonomide yapısal reformları sürdürmemiz gerektiğini biliyoruz. Bunları da önümüzdeki süreçte birer birer hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.

Derya Yetim - Ömer Çetin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Üniversiteli gençlerden farkındalık eğitimi Tepebaşı Belediyesi tarafından verilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Eğitimi’ni tamamlayan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğrencileri, Eko-Okullar Projesi’ni uygulayan okullardaki öğrencilere verdiği eğitim tamamlandı. Tepebaşı Belediyesi, kentteki çocuklar ve gençler için sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğine karşı farkındalık oluşturacak etkinlikler gerçekleştirmeyi sürdürüyor. Tepebaşı Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Semineri’ne katılan Osmangazi Üniversitesi Atık Yönetimi Kulübü öğrencileri, Eko-Okullar Projesi’ni uygulayan okullardan olan Şehir Koleji ve Özel Çağdaş Okulları’ndaki öğrencilere de eğitim vererek konuyla ilgili farkındalık çalışması yaptı. Tepebaşı Belediyesi, Osmangazi Üniversitesi ve Eko-Okul programı iş birliğinde gerçekleştirilen eğitim, 15 okulda bin 650 öğrenciye verildi. Eğitim veren öğrencilere ise önümüzdeki günlerde sertifika töreni düzenlenecek. Sürdürülebilir kalkınma konusunda farkındalık oluşturmayı ve toplulukları harekete geçirmeyi hedefleyen eğitim, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını öğrenme ve uygulama konusunda öğrencilere güçlü bir temel oluşturuyor. Pratik çalışmalarla birlikte öğrencilerin somut çözüm üretme potansiyellerini ortaya çıkarmayı amaçlayan faaliyetler, küresel amaçların temel prensiplerinin ve hedeflerinin anlaşılması ile etkili bir şekilde başkalarına aktarılması konusunda güçlü bir alt yapı sunuyor. Konuyla ilgili destekleyici görsellerin kullanıldığı eğitimde, katılımcı öğrencilerin soruları da yanıtlandı.
Adıyaman ’Yüzen adaları kurtarma projesi desteklenecek Adıyaman Üniversitesi tarafından Yüzen Adaları Kurtarmak amacıyla hazırlanan proje desteklenmeye değer görüldü. Adıyaman’ın Çelikhan ilçesi Çat Barajı’nda bulunan Yüzen Adaları yaşatmaya yönelik Adıyaman Üniversitesi tarafından hazırlanan proje, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından desteklenmeye değer görüldü. Çat Barajı’ndaki doğa şaheseri Yüzen Adaların yok olmasını önlemek ve yeniden canlandırılmasını sağlamak amacıyla hazırlanan proje ile ilk aşamada 300 metrekare alanda bulunan ada korumaya alınacak. Proje kapsamında Yüzen Adaların 1950’li yıllarda sahip olduğu su seviyesine ulaştırılması ve 30 dekarlık alana kadar genişletilmesi planlanmakta. Proje ile ilgili açıklamalarda bulunan Proje Koordinatörü Üniversite Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Akca, Yüzen Adaların ihyası ile Adıyaman’ın ulusal ve uluslararası turizm potansiyelinin geliştirilmesinin hedeflendiğini ifade etti. Prof. Dr. Akca, “Yüzen Adaların korunması ve yeniden eski görkemine kavuşturulması, iklim değişikliğinin etkisinin azaltılmasına da ciddi katkılar sağlayacak. Bu adaların, iklim değişikliğine yol açan atmosferdeki karbondioksiti organik karbonlar sayesinde tuttuğu ve bunun sonucunda atmosferin korunduğu belirlendi. Üniversite projeden elde edeceği deneyim ile diğer ülkeler için de referans bilgi üretmiş olacak. Projemiz estetikten ziyade iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayacak, Türkiye’de benzeri olmayan örnek bir proje özelliği taşımaktadır” dedi. Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Keleş ise, “Üniversitemiz akademisyenleri tarafından Çelikhan ilçemizdeki Çat Barajı üzerinde yer alan Yüzen Adaları korumak ve mevcut durumundan kurtarmak amacıyla hazırlanan projemizin bakanlık nezdinde kabul görmesi bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. İlimizin önemli turizm değerlerinden biri olan Yüzen Adaların yeniden hayata döndürülerek turizme kazandırılması elzemdir. Projemiz alanın turizme kazandırılmasının yanında iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması konusunda da önemli bir görev üstlenecektir. Bu önemli projede emeği geçen hocalarımıza ve desteklerini bizlerden esirgemeyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü yetkililerine teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
Adıyaman "Minik eller büyük hayaller” projesi Adıyaman’da devam ediyor Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü koordinesinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısı ile başlatılan proje kapsamında, ’Minik eller büyük hayaller’ temalı etkinliklerde çocuklar eğlenirken öğreniyor. 22-26 Nisan haftasında gerçekleşen etkinliklerde matematikten kodlamaya, kültür-sanattan eğitime birçok alanda sunulan etkinliklerle çocuklar hoşça vakit geçiriyor. 23 Nisan Çocuk Şenliği etkinlikleri kapsamında hafta boyunca Adıyaman’da halk eğitimi merkezlerince akıl zeka oyunları, bilim, sanat, seramik, ebru, çini, resim, mutfak atölyesi, geleneksel sanatlar ve kültürel mirasın tanıtılması, fotoğraf sergisi, ağaç dikimi ve spor faaliyetleri gibi birbirinden farklı etkinlikler düzenleniyor. Çocukların yenilikçi, problem çözen, farklı düşünen ve pozitif kişilik özelliklerine sahip olmalarının hedeflendiği "Minik eller büyük hayaller" programı kapsamında hafta boyunca gerçekleştirilen etkinliklerle, 4-14 yaş aralığındaki çocuklar ve gençlerin bireysel yeteneklerini fark etmesi ve doyasıya eğlenmesi bekleniyor. Konuyla ilgili bilgi veren İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tosun, "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında, geleneksel sanatlar ile kültürel mirasımızı çocuklarımıza tanıtmak, çocuklarda yeni ilgi alanları oluşturmak ve çocukların yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olmak amacıyla yola çıkılan ’Minik eller büyük hayaller’ projesiyle Adıyaman’da çok farklı etkinliklere imza atıyoruz. Evlatlarımıza ebru, resim, çini, mutfak atölyesi, ağaç dikimi ve spor atölyeleri gibi pek çok alanda halk eğitim merkezlerimizin kapısını açarak geleceğimiz olan çocuklarımızla kültür ve sanatı buluşturuyoruz" ifadelerini kullandı.
Samsun Geleceğin mühendisleri için iş birliği Makina Mühendisleri Odası(MMO) Samsun Şube Başkanı Kadir Gürkan, SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde çalışmalarını yürüten Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği(MÜDEK) sayesinde ’daha iyi yetiştirilmiş ve nitelikli’ mühendislerin mezun edildiğini açıkladı. MMO Samsun Şubesi, Samsun Üniversitesi(SAMÜ) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Paydaş Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. Toplantıya SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri ve MMO Samsun Şube yöneticileri katıldı. Toplantıda, SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Keleş, bölüm tanıtımını yaptıktan sonra MÜDEK başvuru hazırlıkları hakkında katılımcılara detaylı bilgi aktardı. Gürkan’dan MÜDEK’e övgü Toplantı ile ilgili basına bilgi veren MMO Samsun Şube Başkanı Kadir Gürkan, MÜDEK’in, farklı disiplinlerdeki mühendislik eğitim programları için akreditasyon, değerlendirme ve bilgilendirme çalışmaları yaptığını hatırlatarak, "MÜDEK, Türkiye’de mühendislik eğitiminin kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunuyor. Böylece güncel ve gelişmekte olan teknolojileri kavrayan, daha iyi eğitilmiş ve daha nitelikli mühendisler yetiştirilerek toplumun refahının ileri götürülmesine katkı sağlanıyor" dedi. Eğitim kalitesinde artış MÜDEK’in Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağı (ENAEE-European Network for Accreditation of Engineering Education) ile International Engineering Alliance(IEA) Washington Accord’a üye olduğunu da hatırlatan Kadir Gürkan, "SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü, bu kapsamda başladığı çalışmalarını devam ettiriyor. Bu çalışmalar, öğrencilerimizin eğitim kalitelerinde önemli artışa yol açacaktır" diye konuştu.