POLİTİKA - 26 Ağustos 2019 Pazartesi 12:42

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Doğu Akdeniz'de kimse bizi engelleyemez'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Doğu Akdeniz'de kimse bizi engelleyemez'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muş'ta Malazgirt Zaferi'nin 948. Yıl Dönümü Kutlama Programı'nda konuştu. Erdoğan, Doğu Akdeniz'de sondaj ve sismik araştırma çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor, kimse bizi oralarda engelleyemez, engelleyemeyecektir." dedi.

Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Mehter gösterisinin ardından tören alanına gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kalabalığı selamladı.

Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü vesilesiyle Sultan Alpaslan ve ordusundaki tüm kahramanları hürmetle yad ettiğini belirterek, “Bin yıldır gözlerini kırpmadan canını veren tüm şehitlerimize ve gazilerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Söğüt'te diktiğimiz Osmanlı çınarının dallarını batıda Viyana önlerine, Akdeniz’de Cebelitarık Boğazı'na, güneyde Afrika’nın içlerine kadar uzattık. Bundan bir asır önce Osmanlı'yı hasta adam ilan edip milletimizi yeniden Orta Asya’ya sürmeyi planlayanların heveslerini Çanakkale ile İstiklal Harbimizle kursaklarında bıraktık.

Uzun süre milletimizi kendi iç meseleleriyle uğraştırarak medeniyetinden, tarihinden, kültüründen koparmaya çalışanların senaryolarını boşa çıkardık. Eğer bugün millet olarak, gençlerimizle birlikte Malazgirt Zaferi’ni böylesine bir coşkuyla kutluyorsak, on binler bugün Malazgirt Ovası'nda ise işte bu projeyle birlikte o proje de çökmüştür demektir. Sadece bununla kalmadık, yeni nesillere 2071 vizyonunu miras bırakarak çıtayı daha da yukarı çıkardık. Yarım asır sonra bizler gelemezsek de inanıyorum ki Türkiye her anlamda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olarak çok daha büyük hedeflere yelken açacaktır” dedi.

“Bizim medeniyetimiz bir fetih medeniyetidir”

Medeniyetimizin fetih medeniyeti olduğunu dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu fetih sadece toprakların, coğrafyaların fethi değil, asıl fetih gönüllerin fethidir. Ecdadımızın asırlar boyunca huzurla, güvenle bir şekilde yönettiği coğrafya bugün zulüm ve sefalet içerisinde kıvranıyor. Hiçbir siyasi veya ekonomik çıkar bizi hakkın yanında yer almaktan, mazluma destek vermekten alıkoyamaz. İşte Diyarbakır’da gördünüz, bir yavrusu kaçırılıp öldürülen, diğer yavrusu da ellerinde olan annenin yaptığı eylemini gördünüz. Öyleyse biz dik duracağız ve bu insanların yavrularının istismarına izin vermeyeceğiz.

Bugün Suriye’de katliam var, rejim bir yandan terör örgütleri bir yandan kendilerini destekleyenlerle birlikte her gün masum kanı döküyor. Bugün Kudüs’te, Filistin’de zulüm var. Haydut devlet, 3 dinin kutsallarına ev sahipliği yapan Kudüs’u hoyratça Filistin adım adım işgal etmeye çalışıyor. Bugün pek çok yerde Müslümanlar zulüm altında, Müslümanlara yönelik saldırılar devam ediyor. Daha dün, yakın bir tarihte Balkanlar'dan Karabağlar'a uzanan katliamları unutmadık. Milyonlarca insanın birbirine nasıl kırdırıldığını unutmadık. Irak’ta 2 milyon, Suriye’de 1 milyon ve Afrika’nın Güney Amerika'nın farklı yerlerinde yine milyonlarca insanın çıkar uğruna nasıl katledildiklerini unutmadık. Ellerinden gelse ülkemizde de aynısını yapmak isteyen kara niyetli alçakları da unutmadık. Herkesin bir hesabı olabilir ama en büyük hesap sahibi Allah’tır. Rabbimizin yardımıyla milletimizin duası ve dirayetiyle tüm badireleri geride bırakarak bugünlere geldik.”

“Sen bu işleri anlamıyorsun, anlamayacaksın”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Erdoğan, “Daha düne kadar evlerimizin kapısına kadar getirmek istedikleri mücadeleyi bugün sınırlarımızın ötesine taşımış bulunuyoruz. İnşallah Irak’tan Suriye’ye, Doğu Akdeniz’den diğer bölgelere bu mücadeleyi zaferle taçlandıracağız. Anadolu bizim için büyük davamızın kıtasıdır. Bizim davamız da inşa davası olmuştur. Bin yıldır kan ve terle yoğrulan vatan kıldığımız bu topraklarda yeniden dirilişimize ve güçlü Türkiye davasının inşasına şahitlik edecektir. Malazgirt’te her yıl tekrarladığımız buluşma işte bu büyük vizyonu kafamıza ve kalbimize nakşetmemize vesile olmayı sürdürecektir.

Gençler 2023 hedeflerimize sıkı sıkı sahip çıkıyor muyuz? Gazi Mustafa Kemal’in Çanakkale ruhunu yaşatmakta kararlı mıyız? Bu kararlı duruşunuz geleceği teminattır. Türkiye, tarihinden aldığı güçle her alanda büyük bir mücadele içindedir. Bu mücadele öyle kutludur ki her türlü hesabın üstündedir. FETÖ hainleri, bir darbe girişimiyle ülkemizi işgal etmeye yeltendiklerinde, karşılarında tüm korkularını bir tarafa bırakmış, hayatları dahi her şeylerinden vazgeçerek oraya gelmiş bir milleti ve onun temsilcilerini Malazgirt Ovası’nda olduğu gibi karşılarında buldular. İşte aynı kadro aynı bugün Malazgirt Ovası’nda. Burada 15 temmuz darbe girişimi sırasındaki dik duruşu başta olmak üzere her konudaki samimi desteği için huzurlarınızda Sayın Bahçeli’ye ve ekibine teşekkürü bir borç biliyorum. Aynı şekilde bizimle birlikte olan diğer partilere şükranlarımı sunuyorum. Darbe gecesinde bir araya gelen bu ekip, hep birlikte yol yürümeye devam ediyoruz. Bu kutlu yolculukta yer almayanlarla siyasette kültürde sanatta ve pek çok alanda farklı tercihler elbette saygıyla karşılanır.

Ancak konu ülkemizin ve milletimizin bekası olunca başka saflarda olanların saygıya layık bir tarafı yoktur. Türkiye terörle mücadele ederken, siz söylemlerinizle onların değirmenlerine su taşırsanız bunun adı başka şey olur. Milletimizin menfaati için Türkiye olarak Suriye sınırı boyunca kurulmak istenen terör koridorunu parçalamak için var gücüyle çalışırken, siz bu tuzakları kuranların arkasından giderseniz bunun adı başka bir şey olur. Ana muhalefetin başındaki ‘Türkiye’nin Orta Doğu'da ne işi var.' Bizlere ülkemizin güneyinde taciz ateşi yapılacak, saldırı olacak, bizim orada ne işimiz var. Sen bu işleri anlamıyorsun, anlamayacaksın. Biz ordayız, orda olmaya devam edeceğiz. Bir taraftan Atatürk’ün partisiyiz diyeceksin, diğer tarafta Misak-ı Milli'yi bilmeyeceksin. Önce tarihi oku. Türkiye Doğu Akdeniz’de siyasi, ekonomik ve askeri olarak yakın tarihinin en çetin mücadelesini verirken, siz farklı tarafların ağzıyla konuşursanız bunun adı başka şey olur" diye konuştu.

CHP’ye eleştiri

“Bugün CHP ve onun artık eş kuruluşu haline gelen bölücü örgütün destekçisi partinin yaptıkları işte tam olarak budur. Dağda teröristin, denizde Rumun ve diğer tüm platformda karşımızda her kim varsa onun yanında yer alarak Türkiye partisi olamaz. Dün Trabzon’da CHP yönetimine samimi bir çağrı yaptım. Bu partiyi yönetenlerin yerli ve milli çizgiye gelmesini zor görüyoruz ama bu partiye oy veren vatandaşlarımızın mesajlarımızı aldığına inanıyorum. İşte Ege’de, Amerika var, İngiliz var, şu var bu var. Ama orada tek ülke yok. Öyle diyor Bay Kemal. Kimmiş? Türkiye orada yokmuş. Bu zat bakar kör. Bizim orada sondaj gemilerimiz var, sismik araştırma gemilerimiz var.

4 gemi şu an bu çalışmayı yapıyor. Bizim orada fırkateynimiz var, bizim orada silahlı hava araçlarımız var, her an hazır vaziyette. Denizden, karadan her şeyimizle hazırız, görmüyor. Ama bir şeye daha üzülüyorum. Nedir o? Fatih, Yavuz, devasa ay yıldızlı bayrağımız var. Bay Kemal herhalde bizim ay yıldızlı bayrağımızı da bilmiyor. İşte alanda var. Bunu da öğreteceğiz, bunu da öğrenecek. Öyle lafla biz Atatürk’ün partisiyiz demek olmaz. Sen bitmişsin, tükenmişsin, 3-4 belediye almakla bir yere varılmaz. İnşallah milletim şu anda bizim Doğu Akdeniz’de neler yaptığımızın hesabını soracak. Yaşadığımız kritik süreçte milletimin her ferdinin desteğine ihtiyacımız var. Herkes biliyor ki ülkemizin gelecek yarım asır, bir asrının belirleyicisi olacak bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde hangi saikte olursa olsun milletimizin birliğini, beraberliğini bozmaya hakkı yok. İşte biz bunun için sürekli Rabiamızı tekrarlıyoruz.

Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Öyleyse bunun için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Kardeşlerim, kalıcı olan geride hangi eserlerin bırakıldığıdır. Ecdat yeri geldiğinde canını, canından aziz bildiği evladını feda etmiştir. Bugün güvenlik güçlerimizi her gün hayatları pahasına bir mücadele içindedir. Şu anda Pençe-1, 2 ve 3, içeride ve dışarıda teröristleri inine kadar kovaladık mı? Kovalamaya devam edeceğiz. Unutmayın, bu arada şehitlerimiz de var. Bizim şehitlerimiz hiç kimseyle mukayese edilmez. Rabbimiz, ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ancak siz bilemezsiniz’. Bizimkiler şehadet şerbetini içenler, Rabbim bizleri de aynı yolda haşretsin. Cumhurbaşkanından başlayarak ülkenin tüm yöneticileri olarak günün 24 saat ülkemize hizmet için çalışıyoruz. Hep birlikte bu gök kubbede bir hoş seda bırakırsak ne mutlu bize. Kardeşlerim Malazgirt’in hemen aşağısında Van Gölü’dür.

Van Gölü’nden bir tarafa giderseniz nice sarp dağları aşarak Irak’a, diğer tarafa giderseniz Suriye’ye ulaşırsınız. Sultan Alpaslan’dan sonra nice komundanlar bu güzergahları takip ederek zaferleri görmüştür. Bugün de terör örgütleriyle ve onun arkasındaki güçlerle mücadelemizin zaferini inşallah Malazgirt’te hep birlikte kutlamaya devam edeceğiz. Suriye’de Fırat’ın doğusundan Irak’a sınırımıza kadar olan hat boyunca güvenli bölge oluşturma çabalarımızda mesafe alıyoruz. Bölgedeki hesapların ve sinsi tuzakların çokluğu bizi alsa yolumuzdan alıkoymamıştır, alıkoymayacaktır. Hiç endişe etmeyiniz. Şu an Savunma Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız, jandarma kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz bu yolda devam ediyor.

Birilerinin dokunulamaz, girilemez dediği pek çok sorun gibi Fırat’ın doğusundaki meseleyi de hal yoluna koyuyoruz. Her konuda olduğu gibi bu hususta da önceliğimiz diyalogdur. Bir netice alırsak ne ala, ama isteğimiz dışında bir yola zorlanırsak, tüm hazırlıklarımız tamamdır. Kendi planlarımızı hayata geçireceğiz. İHA, SİHA ve helikopterlerimiz bölgede, çok yakında kara birliklerimizin de bölgeye giriş yapmasını bekliyoruz. Hava harekatı unsurlarımızla sınırlarımızın ötesine geçtiğimizde durumu çok yakında görme ve sürecin geleceğini belirlemeye imkanına kavuşacağız. Suriye sınırımızı teröristlerden temizlemeye konusundaki kararlılığımızı artık hiç kimsenin test etmeyeceğini ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Kimse bizi engelleyemeyecektir”

İdlib hattında rejimden kaynaklanan sıkıntılar olduğunu dile getiren Erdgan, “Putin ile yakından istişare ettik. Görüşmelerimiz olacak, inşallah bu sıkıntıları ortadan kaldıracağız. Irak tarafından da çok önemli adımlar atıyoruz. 35 yıldır ülkemize yönelik saldırıların merkezi olarak kullanılan bölgeleri kalıcı şekilde güvenli hale getiriyoruz. Operasyonların sebebi bu. Irak merkezi hükümeti ve kuzeydeki yönetimin yanında İran’la da işbirliği halindeyiz. Bu operasyonlar herkes açısında olumlu neticeler doğuracaktır. Doğu Akdeniz’deki çalışmalarımız hızla devam ediyor. Kimse bizi engelleyemeyecektir. Bu tür çalışmalar kararlılık da devam ediyor, edecektir. Ekonomiden altyapıya kadar ülkemizin ihtiyaçlarını kesintisiz yerine getiriyoruz. Hafta sonu Artvin’de Yusufeli Barajını yerini inceledik. Muhteşem bir eser. 2 milyar 200 milyon kw enerji üretecek bir baraj yapıyoruz. Önümüzdeki yıl bu zamanlarda barajın su tutmaya başlayacağını göreceğiz. Bir yıl sonra da sadece enerji değil içme suyu kullanımını da göreceğiz. Artvin bizim için bir barajlar şehri. Eskinden bizimle dalga geçiyorlardı, ne diyorlardı? ‘Su akar Türk bakar.’ Şimdi ne diyoruz, su akar Türk yapar” şeklinde konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, KKTC Başbakanı Ersin Tatar, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesi, bakanların katıldığı kutlama programı daha sonra sona erdi.  

Mehmet Salih Akkuş - Yılmaz Sönmez - Veysel Eşin

 


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, meclis toplantısında 2023 Yılı Faaliyet Raporu’nu açıkladı. İmamoğlu, "101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL’lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilk meclis toplantısının son gününde 2023 Yılı Faaliyet Raporu açıklandı. Fatih Saraçhane’de bulunan binada gerçekleşen toplantı, Meclis Başkanvekili Nuri Aslan’ın başlatmasıyla gerçekleştirildi. “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık” 2023 yılına ilişkin faaliyet raporunu açıklayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL’lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik. Çevre için 31 milyar 540 milyon TL kaynak kullandık. Sağlık ve sosyal hizmetler için kullandığımız kaynak 25 milyar 475 milyon TL. Spor, kültür, eğitim hizmetlerimiz için gerçekleştirdiğimiz harcamalarımızın toplamı 19 milyar 645 milyon TL. 37 milyar 545 milyon TL raylı sistemlerimize sermaye yatırımı yaptık. Fen işleri eliyle 29 milyar 945 milyon TL sermaye yatırımı gerçekleştirdik. Yol yapım ve bakımı için gerçekleştirdiğimiz harcama 14 milyar 355 milyon TL. Ulaşımı 21 milyar 415 milyon TL ile sübvanse ettik. Toplumsal dayanışmayı güçlendiren ve böylece insanların sosyal destek sistemine daha az ihtiyaç duymalarını önceleyen bir anlayışla son 5 yılda olduğu gibi, 2023 yılında da çok yoğun sosyal destek hizmetleri sunduk” dedi. “156 bin 322 çocuğumuza ücretsiz süt ulaştırdık” İmamoğlu konuşmasının devamında, "Örneğin, 2023 yılında 231 bin 354, toplamda ise 1 milyon 59 bin 612 haneye Sosyal Destek İstanbulkart ile periyodik olarak nakdi destek sağladık. Karakış Desteği, Ramazan Ayı Desteği, Yaşlı Sanatçılar Desteği, Kadın Sığınma Evi Desteği, Deprem Desteği gibi düzenli ve tek seferlik nakdi destekleri 2023 yılında 353 bin 864 yurttaşımıza, 5 yıllık dönemimizde toplamda 733 bin 41 yurttaşımıza ulaştırdık. 100 bin üniversite öğrencisine 7 bin 500 TL nakdi destek sağladık. Toplamda ise 279 bin 198 üniversite öğrencisine nakdi destek verdik. 156 bin 322 çocuğumuza ücretsiz süt ulaştırdık. Toplamda ise 623 bin 553 çocuğumuza ücretsiz süt dağıtımı yaptık. Evlilik Desteği kapsamında, ihtiyaç sahibi 8 bin 682 çifte nakdi destek sunduk” şeklinde konuştu. “11 kent lokantasıyla yaklaşık 2,5 milyon kişiye 40 TL’ye 4 kap yemek desteği verdik” Kent Lokantası’nın hizmetlerine dikkat çeken İBB Başkanı İmamoğlu, “Dezavantajlı mahallelerdeki okulların çevresinde 823 bin adet Beslenme Desteği dağıtımı yaptık. Açtığımız 11 Kent Lokantası ile yaklaşık 2,5 milyon kişiye 40 TL’ye 4 kap yemek desteği verdik. Açtığımız 14 yurtta 5 bin 619 öğrenciye kamu güvencesiyle barınma imkanı sağladık. Sayıları artık 100’ü geçen Yuvamız İstanbul, ders atölyelerimiz, teknoloji atölyelerimiz ve gençlik ofislerimizle çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim ve gelişimlerine katkı sunduk. 0-4 yaş arası çocuğu olan 614 bin anneye toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanmalarını sağladık. İBB Kadın, Kadın Dayanışma Evi ve kadın danışma birimleri ile binlerce kadına barınma hizmeti ve sosyal hizmetler sunduk” ifadelerini kullandı. İBB Meclisi’nde Filistin’e destek çağrısı Daha sonra söz hakkı alan Büyük Birlik Partisi Grup Başkan Vekili Dursun Çağlayan, “Biz Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolluk ücretimizi, Büyükşehir Belediye Başkanımız Filistinli çocuklara yapmaya başlayacakları yardım kampanyası hesap numarasını bize ilettikleri takdirde sonuna kadar onların hesaplarına yatmasını talep ediyoruz. Buna katılacak olan meclis üyelerimizi arkadaşlarımızdan, kardeşlerimizden siyasi görüş ayırt etmeden emeği geçen katkısı olan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu. "Sandıktan çıkan mesajları herkes kendi zaviyesinden değerlendirecektir, muhasebesini yapacaktır" AK Parti Grup Başkan Vekili Zeynel Abidin Okul ise konuşmasında, “Sandıktan çıkan mesajları herkes kendi zaviyesinden değerlendirecektir, muhasebesini yapacaktır. Bizler de kendi değerlendirmelerimizi çok ciddi bir şekilde yapmaktayız. Her biri 250 yatak kapasiteli 10 huzurevi açacağız denmiş, sadece bana gelen bilgi 1 tanesinin açıldığı birinin de sadece temeli atıldı. Biz görevi devrettiğimizde İstanbul’daki verilere baktığımızda 11 milyona yakın ücretsiz yemek dağıtıldığı, bugün ise bu rakamın 9 buçuk milyona düştüğü görülmektedir. Kent lokantalarını destekliyoruz. Güzel faaliyetlerde bulunuyorlar. Sayılarının arttırılmasını bekliyoruz. Ama bu aradan geçen 1 buçuk milyon eksik yemek acaba kent lokantalarında anlatılan 1,6 milyonluk uygun yemeğin reklamı yapılırken bu kadar yemek neden dağıtılmadı?” cümlelerini kulandı.
İstanbul Emine Erdoğan: "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş bitkiler alemidir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" dedi. Emine Erdoğan, İstanbul’da Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ev sahipliğinde düzenlenen "Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) - Bitkisel İlaçlar İçin Düzenleyici İşbirliği Ağı (IRCH) 15. Yıllık Toplantısı ile Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kılavuz ve Strateji Geliştirme Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’den ve dünyanın farklı yerlerinden gelen, bilim insanları ile buluşmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi. Sağlığı korumanın ve hastalıklardan arınmanın, var olduğu günden bu yana insanlığın ortak derdi olduğunu dile getiren Erdoğan, bu yolda birbirine eklenerek kar topu gibi büyüyen tecrübelerin insanlık tarihinin tüm birikiminden izler taşıdığını belirtti. Erdoğan, sahip oldukları bu hazinenin, Doğu’nun ve Batı’nın, geleneksel ve modernin ahenk içinde yoğurulmasının eşsiz bir sembolü olduğunu kaydederek, "Yüzyıllar boyunca hekimler, ’Biz insanı en güzel biçimde yarattık’ ayeti kerimesinin bir tezahürü olarak, kutsal kabul edilen sağlığı korumak ve bu uğurda tedavi yöntemleri geliştirmek için tabiatı incelemiş, yaratılan her şeyi hikmet nazarıyla satır satır okumuştur. Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" diye konuştu. "Sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" Bugün birçok hastalığın tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaçlar kullanıldığını bildiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Anadolu toprakları, sahip olduğu 3 bini endemik, toplam 12 bin bitki türüyle bitkilerle tedavi alanında müstesna bir yere sahiptir. Sadece bitki çeşitliliği açısından değil, üzerinde birçok önemli hekim ve bilim insanının yaşamış olması hasebiyle de Anadolu toprakları kadim tıp kaynakları açısından önemli bir konumdadır. Razi’den İbni Sina’ya, Hipokrat’tan Galen’e sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, buna bir örnek olarak, geçen yıllarda tercümesini gerçekleştirdikleri "Kitabül Cemi Fil Edviyetül Müfrede" kitabından bahsetmek istediğini aktararak, şöyle devam etti: "13. yüzyılda yaşayan ve botanik biliminin kurucusu olarak kabul edilen İbnü’l Baytar’ın bu değerli eserinin ne yazık ki Türkçe tercümesi bulunmuyordu. 19. yüzyılda Batılı bilim insanları tarafından önemi fark edilerek çeşitli dillere çevrilmiş olan bu eseri Türkçeye kazandırmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ancak elbette yeterli görmüyoruz. Ülkemizin bu anlamda büyük bir potansiyeli ve mirası var. Bu mirasın modern bilimin süzgecinden geçerek günümüze kazandırılmasının, insan hayatına eşsiz bir katkı sunacağı kanaatindeyim." "DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" Tıp alanında miras aldıkları bu köklü geçmişe sahip çıkmayı, milli ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüklerine işaret eden Erdoğan, bu nedenle yürüttükleri çalışmaların bu sorumluluk duygusunun bir sonucu olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, hastalıklarla mücadelenin, biçim değiştirse de her dönem insanlığın temel uğraş konularından biri olduğunu dile getirerek, "Teknolojinin gelişmesiyle teşhiste kat edilen mesafenin önemini yadsıyamayız. Ancak diğer taraftan artan kronik hastalıklar ve aşırı ilaç kullanımı tüm dünyada sağlık politikalarını yeniden gözden geçirmenin zorunlu olduğu kanısını güçlendirmiştir. Bu noktada DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" ifadelerini kullandı. Tarihi öğretilerin gün yüzüne çıkarılıp, modern uygulamalara entegrasyonunda üzerlerine düşeni yerine getirmek için 2012 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı kurulduğunu aktaran Erdoğan, gerekli mevzuat düzenlemesi yapıldığını vurguladı. "GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli" Emine Erdoğan, 2014 yılında yürürlüğe giren Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nin bu çerçevede önemli bir adım olduğundan bahsederek, şunları söyledi: "Bu sayede Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, birçok üniversitede Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT) eğitim ve uygulama merkezleri açıldı. Ancak GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli. Bu minvalde geçtiğimiz aylarda ülkemizin saygın araştırma kuruluşlarından biri olan TÜBİTAK Başkanlığımız tarafından geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın araştırılmasına yönelik proje çağrısına çıkıldı. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum." Bu sayede Türkiye’nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına emin olduğunu vurgulayan Erdoğan, topraklarının zengin şifa birikiminin, Sağlık Bakanlığınca patenti alınan "Anadolu Tıbbı" markası altında daha da geliştirilerek, insanlığın istifadesine sunulacak olmasının ümit verici bir gelişme olduğunu dile getirdi. Emine Erdoğan, başta Sağlık Bakanlığı ve DSÖ olmak üzere organizasyonda emeği geçen herkese ve katılımcılara katkıları için teşekkür etti. Hazreti Muhammed’in "Sağlık, vücutları sağlam insanların başına konmuş bir taçtır. Onu ancak hastaların gözü görür" Hadis-i Şerifi’ni aktaran Erdoğan, "Hastalığın değil, şifanın merkeze alındığı, geleneğin hak ettiği itibara yeniden kavuşarak, hayatımıza hikmeti ve şefkati kazandırdığı bir dünyayı, hep birlikte inşa edebilmeyi diliyorum" şeklinde konuştu. Emine Erdoğan, katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi Emine Erdoğan, programa katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanı Yardımcısı Huzeyfe Yılmaz, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İhsan Ateş, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, DSÖ Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entegratif Tıp Birimi Sorumlusu/ Dünya Sağlık Örgütü Bitkisel İlaçlar İçin Uluslararası Düzenleyici İşbirliği Ağı (DSÖ-IRCH) Sekreterya Grup Başkanı Dr. Kim Sungchol ve DSÖ-IRCH Sekreterya Grup Başkan Yardımcısı Dr. Charles Wu ile aile fotoğrafı çektirdi. Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) tarafından mini konser verilen programda, çalıştayla ilgili tanıtım videosu izletildi. Programda, Sağlık Bakanı Koca ve DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Kluge konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, Sağlık Bakanı Koca Emine Erdoğan’a geleneksel tıbbın simgesi olan "hayat ağacını" hediye olarak takdim etti. Emine Erdoğan daha sonrasında beraberindekilerle, Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan "Anadolu’da Tıbbın Tarihi" sergisini ziyaret etti. Sergide, geleneksel tıp yöntemlerinin yer aldığı kitaplar ve bitkiler tanıtılıyor.