GÜNDEM - 26 Kasım 2020 Perşembe 12:43

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Dijital faşizme karşı birlikte mücadele etmeliyiz'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Dijital faşizme karşı birlikte mücadele etmeliyiz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Etnik ve dini faşizmin acılarını asırlarca çeken, sömürgecilik ve doymak bilmeyen kazanç hırsının ağır bedellerini ödeyen insanlığı bu tehditten korumak hepimizin görevidir. Bireyi bir isim veya numaradan ibaret gören dijitalleşmenin sonu faşizme çıkar. Dijital faşizme karşı hep birlikte mücadele etmeli, hep birlikte çözüm yolları aramalıyız. Elbette bunu söylerken dijitalleşmeyi reddetmeyi kast etmiyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ‘Dijital Çağda İnsan Kalmak’ temasıyla düzenlenen 4. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’ne video konferans yöntemiyle katıldı. Kadınların karşı karşıya bulunduğu şiddet ve ayrımcılık gibi sorunların çözümü konusunda çok daha büyük hassasiyet gösterdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu gayretlerimizde teknolojinin tüm imkanlarını da kullandık. Güçlü bir ailenin temelinde güçlü kadının yattığı, kadının gücünün de kendisine duyulan saygıdan ve haklarını kullanabilme imkanından kaynaklandığını unutmadan yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.

Dünyanın yaklaşık bir asırdır süren küresel, siyasi ve ekonomik güç dengelerindeki sarsılmanın sancılarını yaşadığının altını çizen Erdoğan, “Korona virüs salgını bu sarsıntıyı hızlandırmıştır. Gelişmiş ülkelerin salgınla mücadelede yaşadıkları siyasi ve ekonomik gücün tek başına yeterli olmadığını, mutlaka adil bir paylaşımın gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Tabi bu ders yeteri kadar anlaşılmış mıdır derseniz, henüz onun emarelerini göremiyoruz. Tam tersine suçu, sığınmacılara, yabancılara, Müslümanlara atarak bu eksiğin üzerinin örtülmeye çalışıldığına şahit oluyoruz” şeklinde konuştu.

Benzer bir tehdidin dijitalleşme konusunda da yaşandığının altını çizen Erdoğan, “Güvenlikten eğime, sağlıktan enerjiye, bireysel alışkanlıklardan ticari faaliyetlere kadar her alanda giderek yaygınlaşan dijitalleşmenin en büyük zaafı, veri kontrolünün tekelleşiyor olmasıdır. Az sayıda şirketin tüm dünyanın dijital verilerini kontrol ettiği bu çarpık durum, gelecekte yaşanacak çok büyük sıkıntıların habercisidir. Artık dünyada savaşların bile dijital tabanlı hale dönüştüğü bir dönemde böylesine bir güç temerküzünün yol açacağı sorunların tahmin etmek zor değildir” ifadelerini kullandı.

Dijital faşizme karşı hep beraber mücadele etmek gerektiğini belirten Erdoğan, “İnsanın geleneksel hayat tarzında çeyrek asır gibi kısa sürede yaşanan bu radikal değişimin sonu, doğru bir altyapıyla desteklenmez ve adil bir anlayışla yönetilmezse modern köleliğe varır. Etnik ve dini faşizmin acılarını asırlarca çeken, sömürgecilik ve doymak bilmeyen kazanç hırsının ağır bedellerini ödeyen insanlığı bu tehditten korumak hepimizin görevidir. Bireyi bir isim veya numaradan ibaret gören dijitalleşmenin sonu faşizme çıkar. Dijital faşizme karşı hep birlikte mücadele etmeli, hep birlikte çözüm yolları aramalıyız. Elbette bunu söylerken dijitalleşmeyi reddetmeyi kast etmiyorum. İnsan hayatını kolaylaştıracak her yeniliğin başımızın üzerinde yeri vardır. Teknolojiyi geliştirenin de üretenin de kullanıcı olan insana karşı sorumluluğunu sadece kazanç parantezine hapsetmenin önüne geçilmelidir. İnsanı maddi ve manevi varlığıyla bir bütün olarak gören dijitalleşme, hepimiz için hayırlı neticeleri beraberinde getirecektir. Aksi taktirde dünya yeni çekişme, kavga ve hatta savaş tehditleriyle karşı karşıya kacaktır. Dijitalleşme yoluyla yeni adaletsizliklerin, haksızlıkların, ötekileştirmelerin ortaya çıkmamasını temenni ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Erdoğan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye, dijitalleşme konusunda oldukça iyi bir seviyeye gelmiştir. Ülkemizde bilgi ve teknoloji sektörünün hacmi, 18 yılda 20 milyar dolardan 132 milyar dolara yükseldi. Sektörün ülkemizdeki yatırımları 100 milyar lirayı aştı. Mobil hizmetlerden faydalanan abone sayısı nüfusumuzla aynı rakama ulaştı. Geniş bant internet abonesi sayısı 77 milyonu, sabit geniş bant abone sayısı 14 milyonu, fiber abone sayısı 3,5 milyonu, makineler arası iletişim abone sayısı 6 milyonu geride bıraktı. Bu sürecin devam ettirilmesi için altyapı yatırımlarının en etkin ve verimli şeklide yürütülmesi gerekiyor. Hedefimiz ülkemizdeki haberleşme altyapısının kapsama alanına girmeyen tek karış yer bırakmamaktır. 2016 yılında 4,5G yapısına geçmiştik. Şimdi 5G sürecindeyiz. O zaman da ben bunu ifade ettim. Fakat anlaşılmakta biraz zorlandık. Endüstride hızlı bir dönüşümü beraberinde getirecek 5G, akılı şehirler, akıllı ulaştırma sistemleri, akıllı hastaneler gibi nice alanın temel alt yapısını oluşturacaktır. Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan bu süreci yürütemeyiz. Bunun için tüm kurumlarımızdan ve firmalarımızdan hızlı, etkin ve kararlı bir şekilde hareket etmelerini bekliyorum. Yerli ve milli yenilikçi teknolojilerin kamu başta olmak üzere ülkemizdeki tüm kurumları ve bireyleri kucaklayacak şekilde gelişmesi için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Türkiye, son dönemde siber saldırılara en çok hedef olan ülkelerin başında geliyor. 2016 yılında 9 bini bulmayan ülkemize yönelik siber saldırı sayısı, artık 100 binlerle ifade ediliyor. Akıllı sistemlerle kullanılan saldırıları püskürtmenin yolu daha akıllı sistemleri geliştirmek ve kullanmaktır. Sınırlarımızın güvenliği ne kadar önemliyse, elektronik sistemlerimizin ve buralarda saklanan verilerin güvenliği de o derece önemlidir. Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı anlayışıyla başlattığımız çalışmalarda henüz istediğimiz yere gelemedik. İnşallah bu hususta da en kısa sürede hedeflerimize ulaşacağız.”

Derya Yetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ile MGÜ arasında iş birliği protokolü imzalandı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) ile Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi (MGÜ) arasında akademik iş birliği protokolü imzalandı. MSKÜ’de gerçekleşen törende protokol, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden ile MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar tarafından imzalandı. Protokol kapsamında müzik uygulamaları başta olmak üzere akademik personeller ve öğrenciler arasında deneyim arttırıcı iş birliği ve ilgili alanlarda eğitim faaliyetlerinde ortak çalışmalar yapılacak. Türk müziği odaklı ortak projeler yürütülecek olan protokol kapsamında, müzik alanında yapılan bilimsel çalışma ve araştırmalarda; bilgi, sanat ve teknoloji üretiminde; bilimsel verileri yaymada, evrensel ve çağdaş gelişmeye katkıda bulunan her türlü kültürel faaliyetlerde taraflar birbirine destek verecek. Protokolün Muğla ve Ankara için hayırlı olmasını dileyen Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden, “Üniversitemizdeki hocalarımızın ve öğrencilerimizin selamını getirdim. İnşallah önümüzdeki dönem bu iş birliği fiiliyatla kendini gösterir. Güzel projeler yapacağımıza inanıyorum. Her iki üniversite için hayırlı olsun” dedi. MGÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden’e teşekkür eden MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar ise, “Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ile kuracağımız akademik iş birliği protokolünün her iki üniversite için de hayırlara vesile olmasını dilerim. Bu protokolün Muğla ve Ankara arasında bir köprü olacağına ve deneyim arttırıcı projeler yapacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
Aydın Miniklerin yetenekleri bu fuarda tespit ediliyor Aydın’da bu yıl 11’ncisi düzenlenen ve 550 markanın katıldığı Uluslararası Tarım, Gıda Ve Hayvancılık Fuarı’nın en ilgi çeken stantlarından biri Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Belgesem Mesleki Belgelendirme ve İş Makineleri Operatörlük Eğitim Kursu’nun standı oldu. Tanıtımın yanı sıra miniklerin yeteneklerinin de tespit edildiği fuarda geleceğin iş makinesi operatörlerinin yetenekleri keşfedildi. Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden biri olan Aydın, Uluslararası Tarım, Gıda ve Hayvancılık Fuarı’na 11’inci kez ev sahipliği yapıyor. Aydın Ticaret Borsası öncülüğünde 18-21 Nisan 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan fuar, düzenlenen açılış töreni ile kapılarını ziyaretçilerine açtı. Tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerindeki ulusal ve uluslararası firmaları ve ziyaretçileri bir araya getiren fuara, yetişkinlerin yanı sıra miniklerin de ilgisi yoğun oldu. Aydın-Muğla yolu üzerinde bulunan Efeler Pamuk Tarım Satış Kooperatifi depolarında düzenlenen fuarın açılışını Aydın Valisi Yakup Canbolat ve beraberindeki protokol üyeleri yaptı. 550 firmanın yer aldığı fuarda iş makinelerine ilgi duyan yetişkin ve çocuklar Aydın’da faaliyetlerini sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Belgesem Mesleki Belgelendirme ve İş Makineleri Operatörlük Eğitim Kursu’nun standına akın etti. Yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da gerçek kepçelere uzman eğiticiler eşliğinde iş makinesi kullanmanın keyfini yaşadı. Pek çok oyun oynarcasına kullandığı iş makinelerinin koltuğundan kalkmak istemezken özellikle çocukların küçük bir eğitimden sonra koskoca iş makinelerini kullanmadaki yetenekleri görenleri şaşırttı. “Dönem makineleşme dönemi” Bugün tarımdan hayvancılığa, inşaattan sanayiye kadar her alanda hızlı ve kolay işlemin iş makineleri sayesinde gerçekleştirildiğini belirten Belgesem’in kurucu ve eğitmenlerinden Okan Sezgin, “Dönem artık makine ve teknoloji dönemi. Makineleşmeyi başardık, ancak iş makinelerini hakkıyla kullanabilecek kişilerin sayısı ihtiyacı karşılayamaz oldu. Bu nedenle açtığımız kurslarda iş makinesi operatörü yetiştiriyoruz. Fuar dolayısıyla biz de stant açıp bir yandan iş makinelerinin tanıtımını yapıp diğer yandan da geleceğimizin teminatı çocuklarımızın yeteneklerini tespit etmek istedik. Çocuklarımız çok yetenekli çıktı. Fuar boyunca iş makinelerine ilgi duyan herkesin yeteneğini tespit emesi için de hizmet vereceğiz” dedi.
Denizli Başkan Erdoğan: “Artık seçim değil geçim zamanıdır” Denizli Ticaret Odası (DTO) Meclisi, aylık olağan toplantısını yaptı. DTO Başkanı Uğur Erdoğan, meclis üyelerini, sektörlerdeki son gelişmeler, odadaki projeleri ile faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgilendirdi. Oda ve Denizli olarak her geçen gün daha da büyüyüp güçlendiklerini ifade etti ve geçen ay DTO’ya 121 üye daha kaydettiklerini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre şehirde kurulan şirket sayısının da arttığını açıkladı. DTO hizmet binası meclis salonundaki toplantıda, gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, kürsüye gelerek meclis üyelerine seslendi. Bir önceki meclis toplantısından bu yana olan süreç ile gelişmeleri değerlendirdi. Meclis üyelerine, son ekonomik veriler ve beklentileri aktardı. Başkan Erdoğan hem ülkenin hem de Denizli’nin yerel seçimlerin ardından yeni bir sürece girdiğine dikkat çekti; “Artık seçimler sona erdi; millet kararını verdi. Yerel seçimlerimizin geride kalmasıyla, 4 yıldan daha uzun seçimsiz bir dönem başladı. Bu ülkemiz için önemli bir fırsattır. Şimdi seçim değil geçim zamanıdır! Kaybedecek vakit yok; herkes, bir an önce asli görevlerine geri dönmelidir. Hepimiz işimize gücümüze geri dönelim; dört elle sarılalım. Çalışalım, üretelim ve ihraç edelim; ticaret yapalım, kazanalım kazandıralım. Ancak böylelikle daha büyük ve daha güçlü bir Denizli’ye ulaşabiliriz. Ülke olarak, ekonomide yapacak çok iş var Tüm gücümüzle, enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar ile öngörülebilirlik güçlendirilmelidir. Şimdi artık, iş dünyası olarak Türkiye yüzyılına imza atabilmek, daha huzurlu, daha mutlu ve daha müreffeh bir ülkede yaşayabilmek için daha fazla çalışmalıyız, daha fazla üretmeliyiz. Daha fazla yatırım, istihdam ve ihracat için var gücümüzle durmadan yol almalıyız” dedi. DTO geçen ay 121 üye daha kazandı DTO Başkanı Erdoğan, oda ve Denizli olarak her geçen gün daha da büyüyüp güçlendiklerini söyledi. Geçen ay DTO’ya 121 üye daha kaydettiklerini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre şehirde kurulan şirket sayısının da arttığını belirtti. Başkan Erdoğan, “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimizin verilerine göre kurulan şirket sayısı, şubatta bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 17 arttı. Denizli Ticaret Odamıza geçen ay 121 üye kaydettik. Mart sonu itibarıyla 21 bin 709 üyeye ulaştık. Faal üye sayımızı, son 1 yılda yaklaşık yüzde 9 artırdık. Aynı dönemde toplam üye sayımız da yaklaşık yüzde 4 arttı. Oda olarak yılın ilk üç ayında 200 k belgesi ile 227 sayısal takograf verdik. Ayrıca 96 iş makinasının tescili ile 81 kapasite raporunu onayladık. Bunların yanında 9 ekspertiz raporu, 5 yerli malı belgesi ile 5 de levhaya kayıtlı sigorta acentesi belgesi düzenledik. Levhaya kayıtlı sigorta acentesi belgesi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 400, yerli malı belgesi ile sayısal takograf da yüzde 25 arttı. Odamıza gelen 1.887 evrak karşılığında 6.245 evrak düzenledik verdik” diye konuştu.
Sivas Uzmanı uyardı: “Tokat’ta 6 ve üzeri deprem olabilir” Tokat’ta meydana gelen 4.7 büyüklükteki depremi değerlendiren Deprem Uzmanı Serkan İçelli, 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş fayın üzerinde ufak bir atılımın olduğunu ifade ederek, Kuzey Anadolu fayının ise 6 ve 6.5 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini söyledi. Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, dün Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yaşanan 4.7 ve 4.1 büyüklüğündeki depremlerin ardından değerlendirmelerde bulundu. İçelli, bölge için korkulacak bir durumun olmadığını fakat 23 kilometrelik bir fayda yaklaşık 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş bir fayın üzerinde ufak bir atım olduğunu söyledi. “Bu depremler sürekli devam edecek” İçelli, bu tür depremlerin sürekli devam edeceğine değinerek, “Korkulacak bir durum yok. 23 kilometrelik bire fayda yaklaşık 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş bir fayın üzerinde ufak bir atım oldu. Bu atımlar normaldir çünkü orası çok kaotik bir bölge. Alp Himalaya deprem kuşağında olan ülkemiz Kuzey Anadolu fayı, Doğu Anadolu fayı ve Ege Graben sisteminde bu depremler sürekli devam edecek. Çünkü kıtasal kırıkların yitim zonların da gerçekleşiyor büyük faylar” dedi. “Bu fayların üzerinde bu tip atımlar çok normal” Bölgedeki fayların üzerindeki atılımların normal olduğunu söyleyen İçelli, “Kuzey Anadolu fayı üzerinde 1939’dan başlarsak eğer İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nu baz aldığımızda 3 tane büyük depremimiz var. 7.1, 7.2 ve 7.9’luk Erzincan depremimiz var. Dün yaşadığımız bölge aktif tektonik bir bölge. Burada Kuzey Anadolu fayının çok fazla saçılma kırıkları mevcut. 20-30-40 kilometre orta ve küçük büyüklükte faylarımız var. Bu fayların üzerinde bu tip atımlar çok normal. Bölgeye baktığımız da her yıl 4’lük depremi en az iki kere yaşıyoruz. 5’lik depremi de 5 yılda bir yazıyoruz” diye konuştu. “Biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor” Tokat ve çevresinde biraz daha dikkatli olunmasını gerektiğini ifade eden İçelli, “Bölgede aktif tektonik hatların durumlarına baktığımız da genelde bir birleriyle aynı özellikleri taşımış olsa da bazıları farklı özellikler taşıyabiliyor. Çevrede biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor. Yapılarımızı göz önünde bulundurmamız lazım. Zemin ivme değerleri çok yüksek. Daha yamaçlarının aşağısına alüvyon zeminlere doğru bina yaptığımız da 5, 5.5’lu depremleri dahi 6, 6.5 büyüklüğünde hissedebiliriz” şeklinde konuştu. “Kuzey Anadolu fay zonu şuan da 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebilir” İçelli, Kuzey Anadolu fay zonunun 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebileceğine değinerek, “Faylara özel olarak yaklaşıp o şekilde incelememiz gerekiyor. Bölgeye bütüncül olarak baktığımızda biz yanılıyoruz. Bütüncül bakmayacağız. Tokat’ta deprem olmaz veya Tokat’ta deprem olur dediğinizde gerçekçi olmuyorsunuz. Rasyonel bakmamız lazım. Tokat’ta deprem olmaz nasıl olmaz? Şu fayın üzerinde olmaz dememiz lazım ama maalesef biz onu diyemiyoruz. Bilimde onu söyleyemiyor. Kuzey Anadolu fay zonu şuan da 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebilir. Bu deprem diğer fayları tetikler mi? Tarzında sorular soruluyor. O bölgede 5’li depremin olmaması mümkün değil. Her 4 yılda bir 5’lik depremimiz var. Bunun asıl sebebi 6 Şubat’taki iki büyük deprem. Özellikle Çardak fayındaki depremimiz. Biraz daha Kuzey’e doğru ortalama 3 metre bir baskı uyguladı. Bu 3 metrelik atım Deliler fayı Tecer segmentinden tutunda Kuzey Anadolu fayının Suşehri ilçesinden Amasya makaslama zonuna kadar Niksar makaslama zonuna kadar etki etti. Bu depremler muhtemeldir. 7’lik deprem üretmeseler de 6’lık depremlere hazırlıklı olmamız gerekiyor” diye aktardı.