POLİTİKA - 11 Mart 2018 Pazar 15:24

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ey NATO sen ne zaman olacak da yanımızda yer alacaksın'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ey NATO sen ne zaman olacak da yanımızda yer alacaksın'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda Suriye'de bu olaylar olurken ey NATO sen ne zaman olacak da yanımızda yer alacaksın? Sürekli terör örgütleri oradan bizi taciz ediyor. Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki, sen ne zaman ortaya çıkacaksın. Sürekli ben, arkadaşlarım bunları mı söyleyecek. Ama maalesef şu ana kadar olumlu bir ses ve söz yok" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Bolu İl Teşkilatı 6. İl Olağan Kongresi'ne katıldı. Karaçayır Mahallesi'ndeki Karaçayır Spor Salonu'nda gerçekleştirilen kongrede Erdoğan'a, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı, Mustafa Ataş ile Ravza Kavakcı eşlik etti. 

Büyük bir coşkuyla salona giren Erdoğan, "Kongremizin Bolu ile birlikte ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bolu 16 Nisan halk oylamasında yüzde 62'lik 'evet' oranıyla, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de yüzde 66'lık destekle yanımızda yer almıştı. Bolulu tüm kardeşlerime özellikle teşekkür ediyorum. Bizim Bolu'den beklentimiz daha büyük. 2019 yerel ve hükümet sistemi seçimlerinde Bolu'yu çok daha üst sıralarda görmek istiyoruz. Mavi berelileri de burada aman ha yalnız koymayın. Ana kademe 2019'a kadar kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız? Kadın kolları 2019'a kadar her eve girmeye, her gönüle dokunmaya, her eli sıkmaya hazır mıyız? Sevgili gençler 2019'a kadar liselerden, üniversitelere, öğrencisinden çalışanına kadar tüm gençlerimize ulaşmaya hazır mıyız? İşte özlediğimiz, görmek istediğimiz Bolu budur" diye konuştu.

"Fatih Sultan Mehmet karadan gemileri yürüttüyse onun torunları olarak biz de denizin altından Marmaray'ı inşa ettik" 

Fatih Sultan Mehmet'in karadan gemileri yürüttüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dışarıda bunun iki misil kongreye gelen vardı. Onları selamlamadan içeriye giremezdik. Onları da selamladık. Ama ben bugün Bolu'yu gerçekten daha farklı gördüm. Fakat inanın şu anda ülkemin her yanı aynen böyle. Dün Mersin'deydim, Antalya'daydım. Biraz sonra Sakarya'da olacağım. Biliyorum ki Sakarya'da böyle. AK Parti milletimize aşık. AK Parti bu vatana aşık. Sizin aşkınız zaten bizi deli divane etti. Aşkınan yürüyen yorulur mu? Onun için yorulmadık. Onun için bu yolda gece gündüz demedik yürüdük. Uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece dedik ve gidiyoruz. Biz bu aşkla Ferhat olduk, milletimiz Şirin oldu. Dağları delerek Şirin'e ulaştık. Bolu dağını kimse delemiyordu ama biz deldik. Onlar ne diyorlardı, 'burayı patates deposu mu yapsak, yoksa doğalgaz mı pompalasak.' Biz siz ne diyorsunuz dedik. Buralardaki trafik kazalarıyla nice canlar gitti. Onları unutmuyoruz. Biz bu dağı deleriz dedik ve deldik. Ve şimdi oralardan bir ucundan girip bir ucundan geçiyor. Öbür tarafta Şirin'e ulaşıyoruz. Fakat biz ne dağları deldik. Türkiye'nin genelinde geldiğimizden bu yana açmadığımız tünel kalmadı. Yeri geldi tüneller açtık, yeri geldi denizin üzerinde köprüler yaptık. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır toprak uğrunda ölen varsa vatandır. Bayrakları başörtüsü yapan kızlarımızı kutluyorum ve tebrik ediyorum. Onunla da kalmadık. Sadece köprü bize yetmez. Tuttuk Marmaray'ı yaptık. Benim ecdadım Fatih sultan Mehmet karadan gemileri yürüttüyse onun torunları olarak biz de denizin altından Marmaray'ı inşa ederiz dedik. Ve Marmaray'ı yaptık. Şu ana kadar milyonlar denizin altından geçti. Yetmedi biz dedik ki araçların da denizin altından geçmesi için bir tünel yapalım. Ve Avrasya tünelini yaptık. Şimdi denizin altından araçlar da geçiyor. Neden işte bize bu yakışır da onun için" diye konuştu.

"Sefer görev emriyle önce ben yola çıkarım" 

Salonda erkeğiyle kadınıyla katılımcıların büyük bir çoğunluğunun askeri kıyafet ve mavi bere taktığını gören Erdoğan, "Bizi Afrin'e götür" sloganlarına da şu yanıtı verdi:
"Her gün ben komuta kademesiyle, Genelkurmay Başkanımla 'ihtiyaç var mı' diyorum. Verdiği cevap, 'Sayın Cumhurbaşkanım olsa bunu size söylerim, ordumuz Evelallah şu anda yolunda kaim, daim devam ediyor cevabını alıyorum. Herhangi bir sıkıntı olduğu zaman sefer görev emrini ilan ederiz. Önce ben yola çıkarım ardından da beraber yürürüz. "

"Ülkemizi hedef alan şer odaklarının hedefi AK Parti olmuştur" 

Vesayetçilerden, darbecilere, terör örgütlerinden, dış güçlere kadar Türkiye'yi hedef alan şer odaklarının hepsinin hedefinin Ak Parti olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"AK Parti milletimizle yol yürümüş bir partidir. Türkiye'yi yolundan, rotasından, rayından çıkartmak isteyen hedeflerinden uzaklaştırmak isteyen herkes önce bizim üzerimize yürümüştür. Partimizi kapatmaya gayret ettiler. Ne oldu olmadı. Çünkü onlar bir şeyi bilmiyordu. Onlar zannediyordu ki 'Biz hesabı yaptık, tezgâhı kurduk, hemen AK Parti'yi kapattık bitti' diyorlardı. Anayasayı değiştirme gücüne sahip bir partiyi kapatmaya çalıştılar. Ama hesap tutmadı. Çünkü hesapların üzerinde bir hesap vardı. Kaderin üzerinde bir kader vardı. Ve Allah bu hesapları da bozdu. En büyük hesap Allah'ın hesabıdır. Karşılaştığımız onca kumpasın maruz kaldığımız onca provokasyonun, uğradığımız haksızlığın ve hatta yer yer hukuksuzluğun üzerinden milletimizin desteği sayesinde geldik. Ülkemize ve milletimize olan borcumuzu da çalışarak, hizmet ederek, yatırım yaparak, proje üreterek, eser inşa ederek ödemenin gayreti içinde olduk. Bu anlayışıyla geçtiğimiz 15 yılda Bolu'ya da 11 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde öğretimde 800'e yakın dersliği, yükseköğretim yurtlarını hizmete soktuk. Bu yıl merkezde 2 bin 800 kişilik, önümüzdeki yıl Gerede'de 300 kişilik yeni yurtları hizmete alacağız. İnşa ettiğimiz 13 spor tesisiyle, gençlerimizin rahat ve düzenli şekilde spor yapabilmesini sağladık. Sağlıkta 16 tesisi tamamladık. Halen 13 tesisin inşası sürüyor. Toplu konutta 5 bin 441 konutta şehrin çehresini değiştirdik. Bolu'nun bölünmüş yol uzunluğunu 300 kilometreye çıkardık. 155 bin dekar alanı sulayacak tekke barajı ile birlikte üç barajın inşaatı da sürüyor. Dedeler ve Hasanlar Barajlarının inşasına da yakında başlıyoruz. Bolu gerçekten hayranlık verici tabiat güzelliklerine, ormanlara ve milli parkalar sahip şehrimiz. Allah'ın bu nimeti karşısında ne kadar hamd etsek azdır. Yedigöller, Abant ve Gölcük Tabiat Parkları başta olmak üzere Bolu'nun sahip olduğu güzellikleri tüm ülkenin hizmetine sunmak için çalışıyoruz. Hem İstanbul'a, hem Ankara'ya mevcut yakınlığı, Bolu'nun imkânlarının değerlendirilmesini de kolaylaştırılıyor. Artık bu güzelliklerin günü birlik turizmin ötesine taşımamız gerekiyor. Yılın 365 ve haftanın 7 gününe yayılmış bir turizm hareketliliği için üzerimize düşeni yapmalıyız. Halen haftada 2 günlük konaklama ortalaması ile 1 milyona yaklaşan turisti ağırlayan Bolu'nun her adımında yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Biz bir yandan ülkemizin 81 vilayetini işte bu şekilde eserlerle, hizmetlerle, yatırımlarla donatırken diğer yanda da istiklalimize ve istikbalimize yönelik tehditlerle mücadele ettik. Afrin mücadelesinde bu günkü rakam 3 bin 300 teröristi etkisiz hale getirdik. Mücadele devam ediyor. Kararlılıkla devam ediyor. Biz de kimini söyleyebildiğimiz kimini söyleyemediğimiz pek çok şey yaşadık. Önümüze hangi engellerin çıkarıldığını, ayağımıza hangi tuzakların kurulduğunu anlatmaya kalksak Bolu dağını aşar. Milletimiz dirayetiyle hep hakkın yanında, haklının yanında yer almıştır. 15 yıllık iktidarımızı başka şeylere değil milletimizle birlikte hakkın ve haklının şanında saf tutmamıza borçluyuz."

"Terör örgütleri kimi zaman nöbetleşe kimi zaman topyekûn saldırıya geçtiler" 

Terör örgütlerinin nöbetleşe ve topyekûn saldırıya geçtiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son 4-5 yıl hepimiz için gerçekten çok zor ve yoğun geçti. Terör örgütleri kimi zaman nöbetleşe kimi zaman topyekûn saldırıya geçtiler. Gabar'da, Tendürek'te, Besler deresinde geçtiler. Kandil'den idare ettiler. Dedik ki 'inlerine gireceğiz.' Ne oldu girdik. Kaçacak delik arar hale geldiler. İşte birileri Penisilvanya'ya kaçtı. Kimileri onun oradaki devasa çiftliğinde kimileri Avrupa'nın değişik ülkelerine tokaçtı. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Yurt dışından üleşimize yönelik tacizlerde zirveye çıktı. Sokakların terörize edilmesinden, mahallelerin çukurlarla kesilip emsali görülmeyen engellerle karşılaştık. Devletin tüm kritik kurumlarına yerleştirilmiş tüm FETÖ ardı ardına geçtikleri darbe teşebbüsleri bizi gerçekten haf salımızı aşan durumlarla bıraktı. Kimileri hayırla, ibadetle meşgul olduğu görülürken diğer yandan böylesi ihanetin içine düşebileceğine asla ihtimal vermedik. Türkiye 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerinde daha tehlikeli hale gelmeden bertaraf ettik. Düşünün 251 şehit verdik, 2 bin 193 gazımız oldu. Gazilerimize inşallah şifalar lütfetsin" diye konuştu.

"Terör koridoru oluşturmak isteyenler maskelerini indirip niyetlerini ifşa ettiler" 

Suriye ve Irak sınırları boyunca terör koridoru oluşturmak isteyenlerin yüzlerindeki maskeleri indirip niyetlerini ifşa ettiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: 

"Ülkemizi ve milletimizi esir etmek, ezanımızı susturmak, bayrağımızı indirmek için bu saldırılarımızı boşa çıkartır çıkartmaz hemen bir başka tehdit başımıza musallat edildi. Suriye ve Irak sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturmak isteyenler maskelerini indirip niyetlerini ifşa ettiler. Bunun üzerine hemen kararlı bir şekilde harekete geçtik. Kimsenin ummadığı, ihtimal vermediği operasyonları başlattık. Ülkemizin de içinde bulunduğu bölgede uygulanmaya çalışılan plan bizim işbirliği yaptığımız güçleri gözden geçirmeye mecbur bıraktı. Müttefikimiz hatta dostumuz dediğimiz güçlere bakışımızı bize söylenen sözlere değil sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik. İçinde bulunduğumuz NATO'nun en güçlü üyesiyiz. Herhangi bir yerde bir sıkıntı olduğu zaman NATO'dan bize bir görev olduğunda yeri geldi Balkanlarda olduk, yeri geldi Somali'de olduk, yeri geldi Afganistan'da olduk. Biz bütün buralarda olurken şu anda Suriye'de bu olaylar olurken ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın. 911 kilometre bizim sınırımız var. Sürekli terör örgütleri oradan bizi taciz ediyor. Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki, sen ne zaman ortaya çıkacaksın. Sürekli ben, arkadaşlarım bunları mı söyleyecek. Ama maalesef şu ana kadar olumlu bir ses ve söz yok. Aynı şekilde diğer bir takım hususlarda çıkarlarımızın çatıştığı kimi başka güçlerle de bölgedeki fiili durumlar çerçevesinde ortak hareket etmenin yollarını aradık. Elbette bu çabaların içinde çok ciddi sıkıntılar ve engellerle karşılaştık. Ama milletimizin 15 Temmuz'da koyduğu iade öyle güçlüydü ki kimsenin bu kıyam karşısında direnme şansı kalmadı. Önce Fırat Kalkanı harekâtıyla terör koridorunun bağrına adeta bir hançer sapladık. 3 bin DEAŞ'lıyı oralardan derbest ettik. Kuzey Irak'ta oradaki oyunu da bozduk. Şimdi de Afrin bölgesinde Zeytin Dalı Harekatı'nı yürütüyoruz. Bölgede teröristlerden arındırdığımız alanın büyüklüğü bin kilometre kareye yaklaşıyor. Tabii ki bu mücadele bedelsiz olmuyor. Terörle mücadelede, 15 Temmuz'da, sınır harekâtlarımızda bedel ödedik. Biz bin yıldır bu toprakları kanlarımızla sulayarak vatanımız haline getirdik. Tüm şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, milletimize sabır ve gazilerimize şifalar diliyorum. Bugünkü özgürlüğümüzü ecdadın dün yaptığı fedakarlıklara borçluyuz. Bugünde biz bu fedakarlığı yapacağız ki bizden sonrakilere güvenli, güçlü, huzurlu, müreffeh bir Türkiye bırakalım. Rabbim istiklali ve istikbali için gerektiğinde canını ortaya koyan milletten Allah razı olsun."

"Topraklarımız 780 bin kilometre kare. Biz buraya 18 milyon kilometre kareden geldi" 

Türkiye'nin sınır içi ve dışındaki operasyonlarının amacının ortak olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Türkiye'nin gerek sınırları içinde ve ötesinde yaptığı operasyonların amacı ortadadır. Haklıya hakkını, haine de cezasını vermekten ibarettir. Bu ülkenin ve bu milletin canından aziz bildiği değerlere karşı yapılan saldırılar karşısında susup oturmak bize yakışır mı? Birliğimizi beraberliğimizi, vatanımızı savunmak bizim namus borcudur. Asıl bunu yapmazsak milletimizden aldığımız emanete sahip çıkmazsak ne milletimizin karşısına başımız dik çıkamayız. Türkiye yıllarca ne ben kimseye dokunayım, ne de kimse bana dokunsun diyen idare-i maslahatçılardan çok çekti. Ülkesine âşık işadamları çıktı. Fabrika kurdu, uçak yaptı, silah yaptı. Kimileri çıktı eserler verdi, gayret ortaya koydu. Sonra başka birileri çıktı silindirle ezercesine bunları yaptı. Kimi menfaat için, kimi ihanet için taammüden yaptı. Bu ihanete karşı çıkması gereken siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz sırf kendi ikballeri ve beklentileri için hep seyirci kaldı. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda 2. Dünya Savaşı'nda beraber yola çıktığımız ülkelerin fersah fersah önümüzde olduğunu görüyoruz. Bizim topraklarımız 780 bin kilometre kare. Biz buraya 18 milyon kilometre kareden geldik. Devamlı kaybettik, devamlı verdik. Kimse o kaybedenlere nasıl bu toprakları kaybettik diye sordu mu? Dik duracağız. Biz iktidara geldiğimizde attığımız her adımda bize olmaz, yapamazsınız, başarmamızsınız, haddinizi aşmayın dediler. IMF ile masaya oturduk, 'Paranı al ama bizi yönetmeye kalkma. Türkiye'yi yönetecek olan benim' dedi. 2013'te 23.5 milyar dolar borcumuzu tamamen bitirdik, sonra IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi. Bugün borç alan yarın da emir alır. Bunlar zaten o mantıkla çalışıyor. Merkez Bankamızın döviz rezervi şimdi 129 milyar dolar civarında dolaşıyoruz. Şimdi hamdolsun 160 milyar dolar ihracatımız var. Sadece bu değil ki, artık savunma sanayinde yüzde 60-65 yerli üretim yapıyoruz. Artık bizi kapılarında silahlı, silahsız İHA almak için müracaat ettiğimizde süründürenler, şimdi artık biz kendimiz üretiyoruz. Hepsini de biz kendimiz üretir hale geldik. Hani olmaz diyorlardı, bak oldu işte. Yanlış komşular, bizi mülk sahibi yaptılar. Daha neler olacak neler. Olmaz dedikleri ne varsa hayata geçirdik. Başaramazsınız dedikleri ne kadar mücadele varsa hepsinin de içine adeta gözü kapalı daldık. Haddinizi aşmayın diyenlere hadlerini bildire bildire bugünlere geldik. Türkiye Marmaray projesine başladığında pek çokları dudak bükmüştü. 'Yapamazlar, edemezler' dediler. Ne oldu yaptık" şeklinde devam etti.

"2023'de 150 milyon kapasiteli havalimanını açıyoruz" 

Yıllık kapasitesi 90 milyon olacak olan havalimanı hakkında bilgi veren Erdoğan, "Şimdi dünyanın en büyük bilemedin ilk üç içerisindeki havalimanını açıyoruz. Yıllık kapasitesi 90 milyon, 2023'te bu 150 milyona çıkacak. Bununla da kalkmıyoruz. Kanal İstanbul'u açıyoruz. Onun da ihalesi yapılıyor. Dünyaya en ileri teknolojide bir kanal yapıyoruz. Bunu da sizler de göreceksiniz, bizler de görecek ve yaşayacağız. Yapacağız, bize bu yakışır. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak böyle olur, lafla olmaz. Öyle terör estirerek, terörize ederek, bu şekilde parlamentoya girerek bir yere varamazsınız. Onlarla kol kola girerek bir yere varamazsınız. Bunlar için önce bu millete aşık olacaksınız. Bu vatana aşık olacaksınız. Ve sizin bu aşkınız Allah'ın izniyle bu yatırımların da neticeye ulaşmasını sağlayacaktır. Dün bize dudak bükerek bakan birileri bugün Türkiye'nin bu işlerin nasıl yapıldığına şaşıyorlar. Ziyaretimize gelen liderler şaşkınlıklarını ifade ediyorlar. Bakıyorsunuz bir başkası, '10 sene önce geldiğimde İstanbul başkaydı, bugün bir başka' diyor. Dert, dert, dertli olmak. Bolu'nun 20 yıl öncesinde böyle miydi? Daha da başka olacak. Daha çok şaşıracaklar. Kendilerini dev aynasında görenler 2023 hedeflerinde herhalde dudakları uçuklayacaktır" şeklinde konuştu.

"Elde ettiğimiz her başarı bizimle birlikte dostlarımızın da yüzünü güldürüyor"


Özellikle savunma sanayindeki gelişmeleri değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin teknolojik alandaki başarısının dost ülkelerin de yüzünü güldürdüğüne dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:
"Son dönemde yaşayacağımız hadise bir gerçeği adeta yüzümüze şamar gibi çarpıyor. Eğer bölgenizde ve dünyada söz sahip olmak istiyorsanız hiçbir konuda kimseye muhtaç olmayacaksınız. Nasıl olsa filanca yerde bunun hazırı var, öyleyse uğraşmaya gerek yok demek bizi hürriyetimizden mahrum edecek noktaya götürür. Elin oğlu en kritik anda musluğu keser. Hele hele savunma sanayi gibi kritik alanlarda bu durumun maliyeti çok ağırdır. Bir anda telsizler sustu. Buna susturma harekatı derler. Susunca askerimiz telsiz muhaberatını yapamadı. O bize Aselsan'ı kazandırdı. Biz geldik bu sefer bu kendi tesislerimizi kurduk. İnsansız hava araçları konusu da böyle oldu. Türkiye olarak bu araçların en iyisini yapan ülkelere gittik. Talip olduk, yok dediler vermediler. En son birisini ikna ettik. Her biri 30 milyon dolar. Şimdi biz onun çok çok altında bunu üretiyoruz. Tamir bakım, parça falan da vermiyor. En kritik anda vermiyor. Şimdi bunlar artık yapılıyor. Bu işi yapanlar o genç mühendislerimiz şimdi arazide. Askerimizle yan yana, el ele birlikte. İsrail gelir de senin askerinle zor günde yan yana durur mu? İşte onun için kendine yeteceksin. Şimdi kendimize yetiyoruz. Aynı yöntemi diğer savunma sanayi ürünlerinde de kullanıyoruz. Yüksek teknolojiye dayalı üretimleri uzun zaman da olsa Allah'ın izniyle yapacağız. Sabırlıyız, her konuda. Tasarımdan araştırma geliştirmesine, yazılımdan donanımına, testinden fiilen kullanımına kadar bu işleri de başaracağız. Biliyorsunuz bu konudaki kararlılık dağları bile aştırır. Bunu da yapacağız. Elde ettiğimiz her başarı bizimle birlikte dostlarımızın da yüzünü güldürüyor. Bu tür ürünlere sahip ülkeler öylesine tekel oluşturmuş ki hem maddi hem de siyasi olarak adeta kök söktürüyor. Biz de kullanım aşamasına getirdiğimiz her ürünü dostlarımızla paylaşıyoruz. Bugün geldiğimiz yer her şeyden önce milletimizin başarısının ifadesidir. Yanı sizin ifadenizdir. İnşallah 2019 seçimleriyle birlikte hem yeni yönetim sistemimizle, hem de tazeleyeceğimiz mücadele azmiyle ülkemizin önünde bambaşka dönem açacağız. Bolu'ya da çok büyük görev düşüyor. AK Parti olarak ak kadrolar olarak yeni dönemde de ülkemizi yönetme sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirmek için gece gündüz çalışmak zorundayız. Ben sizlere güveniyorum." 

Erdoğan'a kongrede günün anısına çeşitli hediyeler verildi.  

Ali Yıldız - Faruk Çidem - Oğuzhan Eke
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul İçin Hızlı ve Sağlam Adımlar lansmanında konuşan Kurum: "5 yılda yaptığının 2 katını biz 1 yılda yapacağız” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Şişli’de düzenlenen ‘İstanbul İçin Hızlı ve Sağlam Adımlar’ lansmanında ilk 6 ay ve 1 yıllık acil eylem planını detaylı bir şekilde anlattı. Programda konuşan Kurum, İBB yönetimin 5 yılda yaptığının; 1 yılda 2 katını yapacaklarını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi personeline yönelik projelerini de açıklayan Murat Kurum, “Buradan Büyükşehir personeline de sözümü veriyorum. Performans ücretlerini de eşit olarak dağıtacağız. Sosyal denge tazminatı ekleyerek yılda iki kez ikramiye vereceğiz. Kadrolu ve taşeron işçilerimizin maaşları arasındaki fark bir haksızlıktır; biz bu haksızlığı, adaletli bir düzenlemeyle gidereceğiz. Yani; İBB personelinin, 5 yıldır yaşadığı tüm adaletsizlikleri hızlı bir şekilde gidereceğiz” ifadelerini kullandı. Kurum ayrıca “Biz, ilk yıl içerisinde İstanbul’da tam 100 kreş açacağız. İşte bu kreşlerin bir bölümü 7 gün 24 saat esasına göre çalışacak. Gece çalışan kardeşlerimizin evlatları, büyükşehire emanet olacak” dedi. Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Şişli’de düzenlenen ‘İstanbul İçin Hızlı ve Sağlam Adımlar’ lansmanında ilk 6 ay ve 1 yıllık acil eylem planını detaylı bir şekilde anlattı. Lansmanda Kurum’a, TBMM Adalet Komisyon Başkanı Cüneyt Yüksel, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, milletvekilleri ve çok sayıda gazeteci eşlik etti. Kurum göreve gelince ilk 6 ay içerisinde gerçekleştirmeyi planladığı projelerini tek tek anlatırken, simülasyonu ve filim gösterimi ise sahneye yansıtıldı. Kurum program sonunda ise protokol eşliğinde sahnede fotoğraf çektirdi. “Gerçek belediyecilik dönemini hep birlikte başlatıyoruz” İstanbul’un köklü bir değişimin arifesinde olduğunu dile getiren Murat Kurum, “Pazar günü İstanbul’da gerçek belediyecilik dönemini hep birlikte başlatıyoruz. Aylardır sahadayız. Ve gördüğümüz şudur ki; İstanbul, artık yeni dönem için gün saymaktadır. Yediden yetmişe tüm kardeşlerimiz; İstanbul gibi kutsal bir emanetin; son beş yıldır korunmamış olduğunu, gerekli özenin gösterilmediğini yaşayarak tecrübe etmiştir. Biz yola çıktığımız günden bu yana milletimizle aynı duyguları paylaşmanın mutluluğu içerisindeyiz” dedi. “Projelerimizin hazırlanması noktasında yoğun bir mesai içinde olduk” İstanbul’u gelecek nesillere en güzel şekilde armağan etmek amacıyla çıktıkları yolda dört büyük tanıtım toplantısı düzenlediklerini söyleyen Kurum, “Bu toplantılarımızın istisnasız hepsinde; İstanbul’un acilen çözülmesi gereken sorunları olduğunu, detaylı bir acil eylem planına ihtiyacımız olduğunu ifade ettik. Halkımızdan da bu konuda çok güçlü bir destek aldık. Bir yandan sahada çalışırken; bir yandan da projelerimizin hazırlanması noktasında yoğun bir mesai içinde olduk. İstanbul’un güncel ve potansiyel sorunlarına hâkim hocalarımıza danıştık. Hızlıca acil eylem planımıza dair kararlarımızı aldık” şeklinde konuştu. “1 Nisan’da İstanbul’un yolunu açmaya geliyoruz” Hazırlanan acil eylem planıyla birlikte İstanbulluların birinci günden itibaren gerçek belediyeciliğin ilk 6 ay ve 1 yılda tamamlanacak projeleri sıraladı. İstanbul’un en büyük sorunlarının başında trafik çilesinin geldiğini sözlerine ekleyen Kurum, “İstanbulluların yaşlısı-genci, erkeği-kadını herkes artık bu çileden bıkmıştır. Biz, 5 yıl boyunca, İstanbulluların omuzlarına ağır bir yük gibi çöken bu trafik çilesini süratle bitireceğiz. Uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyor ve 1 Nisan’da İstanbul’un yolunu açmaya geliyoruz” ifadelerini kullandı. “Çekmeköy- Samandıra hattı arasındaki Sancaktepe Hastane istasyonunu hizmete alacağız” Murat Kurum, acil olarak yapılacak raylı sistem ve metro hatlarını şu şekilde sıraladı: “İlk 6 ayda, mevcut yönetimin açamadığı, İkitelli-Ataköy arasında bulunan 1 istasyonu yani Mimar Sinan İstasyonu’nu biz hemen açacağız. İlk 6 ayda, yarım yamalak açtıkları Çekmeköy- Samandıra hattı arasındaki Sancaktepe Hastane istasyonunu hizmete alacağız. 13 kilometre uzunluğundaki, AK Parti döneminde ihalesi yapılan ancak tamamlanmayan Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metro hattını da ilk yılda hizmete açacağız. Bu hattımızla alakalı olarak şunun altını hemen çiziyorum. Biz Avrupa’nın en büyük finans merkezini açtık ama bunlar ihtiyaç duyulan bu hattı bir türlü bitiremediler. İşte bu metro hattı, İstanbul’u dünya ekonomisinin en büyük aktörlerinden biri haline getirecek olan İstanbul Finans Merkezi’nde çalışacak on binleri ilgilendiriyor. Fakat 5 yıldır tek bir adım atılmıyor. Adeta İstanbul’un gücü durduruluyor. Biz bu hattı süratle hizmete açarak, inşallah İstanbul’un gücüne güç katacağız. Yine bizim dönemimizde ihalesi yapılan ancak mevcut yönetim tarafından tamamlanamayan 5,6 kilometre uzunluğundaki Samandıra-Sultanbeyli hattımızı da biz ilk yılda hizmete açacağız. Bunun yanında 4,5 kilometre uzunluğundaki Kabataş-Yıldız hattımızı da ilk yılda hizmete almış olacağız. Yine ilk yılımızda; 17,5 km’lik Arnavutköy-Halkalı Metrosu da hizmete alınmış olacak.” Kurum, ilk görev yılının sonunda mevcut 379,5 km olan raylı sistem uzunluğunun 40,6 km’lik 4 yeni hat ile 420,1 kilometreye çıkacağını, mevcut yönetimin 5 yılda yapamadığını 1 yılda başaracaklarını sözlerine ekledi. “Kaynarca-Tuzla arasındaki 7,9 kilometrelik hattın yapımına ilk 6 ayda başlayacağız ve süratle bitireceğiz” AK Parti döneminde ihalesi yapılan ve inşasına başlanan metro projelerinin de teker teker bitirileceğini ifade eden Kurum, “Bizim dönemimizde başlanan, sonrasında ihalesi iptal edilen Kaynarca-Tuzla arasındaki 7,9 kilometrelik hattın yapımına ilk 6 ayda başlayacağız ve süratle bitireceğiz. 9,7 kilometre uzunluğundaki Bağcılar(Kirazlı)- Küçükçekmece(Halkalı) metro hattının ilk 6 ayda yapımına başlayacağız. Buraya da bir parantez açmamız gerekiyor. Bizim zamanımızda, bu hatta dair ihalemiz yapıldı. Ardından bu hattı yüzde 10 seviyesine getirdik. Ama bunlar gelir gelmez bu hattın ihalesini hemen iptal ettiler. 4 sene boyunca yüzde 10’da olan bu hatta hiçbir işlem yapmadıkları gibi, şimdi de apar topar bir göz boyama ihalesi yapmaya kalktılar şov malzemesi yaptılar; ama onu da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Dediğim gibi biz bu gidişi durduracağız, hemen ilk altı ayda yapımına başlayacağız ve hızla milletimize armağan edeceğiz” dedi. “Mevcut liyakatsiz yönetimin 5 yılda yaptığını, biz 1 yılda tam 2 katını yapacağız” İBB yönetimin 5 yılda yaptığının; 1 yılda 2 katını yapacaklarını sözlerine ekleyen Kurum, “18,1 kilometre uzunluğundaki Mahmutbey-Halkalı-Bahçeşehir-Esenyurt hattımızı biliyorsunuz. Bu hattın içinde, henüz yapımına hiç başlanmamış olan Halkalı-Bahçeşehir-Esenyurt hattının inşasına da; ilk 6 ayda yine biz başlayacağız. Eş zamanlı olarak süratle 18 kilometre uzunluğundaki Sefaköy-Avcılar-Beylikdüzü / 17,4 km uzunluğundaki Vezneciler-Sultangazi / 5,4 km uzunluğundaki Sultanbeyli-Kurtköy / 6 kilometre uzunluğundaki Kurtköy-Sabiha Gökçen hatlarının yapımlarına da ilk altı ayda başlayacağız. Yine; 21,3 km uzunluğundaki Üsküdar-Kadıköy-Kartal-Maltepe tramvayının 3,1 kilometre uzunluğundaki Eyüp Sultan- Bayrampaşa tramvayının 2 km uzunluğundaki Eyüp Sultan-Pierre Loti teleferik hattının yapımlarına ilk 6 ayda hemen start vereceğiz. Yine ilk 6 ay içinde; 14.5 km uzunluğundaki Sefaköy-Yenikapı / ilk 1 yıl içinde, 28 km uzunluğundaki İncirli-Söğütlüçeşme / yine ilk 1 yıl içinde 62,4 km uzunluğundaki Samandıra-İstanbul havalimanı Raylı Sistem hatlarının yapımlarına başlayacağız. AK Parti döneminde başlattığımız 9 hattı da hızlandıracağız. Bunun yanı sıra toplamda 184,7 km uzunluğunda 11 yeni raylı sistem hattına da başlayacağız. Böylece; ilk yıl içinde aynı anda 20 hat ve 270,6 km raylı sistem çalışmasını sürdürmüş olacağız. Yani mevcut liyakatsiz yönetimin 5 yılda yaptığının; biz 1 yılda tam 2 katını yapacağız” diye konuştu. “Mevcut yönetim tarafından beton dökülen Dolmabahçe-Levazım Tüneli’nin inşasına ilk 6 ayda yeniden başlayacağız” Yeni tünel ve yol projeleri ile trafiğin rahatlatılacağını sözlerine ekleyen Kurum, “7,8 kilometre uzunluğa sahip olan ve bizim dönemimizde başlatılan ancak mevcut yönetim tarafından beton dökülen Dolmabahçe-Levazım Tüneli’nin inşasına; ilk 6 ayda hemen yeniden başlayacağız. 7,2 kilometre uzunluğundaki Levazım-Armutlu bölümünün yapımını da ilk 6 ayda; 4,8 kilometre uzunluğundaki Armutlu-Cendere ve 1,8 kilometre uzunluğundaki Cendere-Ayazağa Tünellerinin yapımlarını ilk yıl içerisinde başlatacağız. Yine; 4,5 kilometre uzunluğundaki Ayazağa-Çayırbaşı Tünelini ilk 6 ayda inşasına başlayacağız. Çayırbaşı, Ayazağa, Levazım ve Dolmabahçe etabında 25,7 kilometrelik tünel projesini hızla tamamladığımızda, Büyükdere caddesi ve sahil yoluna alternatif; Dolmabahçe’den başlayıp Kilyos’a uzanan tünel zincirini hayata geçirmiş olacağız. Yine 11,6 km’lik Kâğıthane-Bayrampaşa; 10,2 km’lik Göztepe-Bostancı Tünellerinin de inşasına ilk 6 ayda süratle başlayacağız” diyerek tünel projelerini sıraladı. Trafik çilesini çok daha detaylı çözümlerle bitirmenin gayreti içerisinde olduklarını söyleyen Murat Kurum, ilk 6 ayda 260 kilometrelik ana yol ve yan yolun, 45 kavşağın yapımını başlatacaklarını ve bu kavşakların tümünün ilk yıl tamamlamış olacağını sözlerine ekledi. “50 km motosiklet yolunu, 100 kilometre motosiklet güvenlik bariyerini ilk 1 yılda yapacağız” İstanbul’daki motosiklet kullanıcılarının güvenliği için motosiklet yollarının yapılacağını dile getiren Kurum, “1 yılın sonuna kadar 50 km motosiklet yolunu hemen hizmete açacağız. Ben yolların nerelerde olduğunu da söylemek istiyorum. Bakırköy Sahil Yolu, Barbaros Bulvarı, Büyükdere Caddesi, Kozyatağı, Maltepe Sahil Yolu ve Samatya... Tabi motosiklet yollarımızın yanında motosiklet kullanıcılarının bizden ısrarla istediği ve dünyanın hemen tüm şehirlerinde uygulamaya geçen motosiklet güvenlik bariyeri noktasında da hamle yapacağız. İstanbul’un en çok kullanılan yollarında toplam 100 kilometre motosiklet güvenlik bariyerini ilk 1 yılda hemen yapacağız” ifadelerini kullandı. Otopark sorununu çözmek için 250 bin araçlık otopark yapacaklarını ifade eden Kurum, ilk 1 yılda 50 bin araçlık otoparkın yapımını başlatacaklarını, 25 binini 1 yılın sonunda hizmete alacaklarını belirtti. Her otoparkta şarj istasyonlarının olacağının, sıfır atığa ve engelsiz ulaşıma uygun şekilde dizayn edeceklerinin altını çizdi. “İstanbul’un gündeminden taksi sorununu çıkaracağız” Taksi probleminin ilk 6 ay içerisinde çözüleceğini açıklayan Kurum, “Taksi problemini vatandaşımızın, esnafımızın, tüm paydaşların lehine olacak şekilde çözeceğiz. İstanbul’un gündeminden taksi sorununu çıkaracağız. Taksi eksiğini şehrimizin ihtiyaçlarına göre gidereceğiz. Yine dijital uygulamaları tek merkezde buluşturarak çok başlılığa son vereceğiz. İstanbul Taksisini marka haline getireceğiz” dedi. “Metrobüs hattının kapasitesini artıracağız” Metrobüs ve otobüs sayılarının artırılacağını ifade eden Kurum, “İlk 6 ayda mevcut metrobüs hattında yeni işletme planımızı tesis ederek, metrobüs hattının kapasitesini artıracağız. İlk yıl tamamlandığında toplam 100 yeni metrobüs, 250 yeni otobüs filolarımıza dâhil olacak. Bir yandan filolarımızı büyütürken bir yandan da metrobüs hattımızın istasyonlarının kapasitesini arttıracağız. Hazırladığımız ‘Yeni Metrobüs İşletme Planı’ sayesinde; metrobüs kapasitesini yüzde 20 arttıracağız. Altunizade, Zincirlikuyu, Yenibosna gibi yoğun olan alanlardaki yığılmayı artık sonlandıracağız. Bozuk metrobüsleri süratle onaracak; yine metro hatları için de sıkıntılı tüm araçları iyileştireceğiz.” Şeklinde konuştu. Metro, tünel, yol ve kavşak projelerinin tamamlanması ile ilk bir yılda trafikte kalma süresinin yüzde 64’ten 59’a düşeceğini belirtti. “Göreve gelir gelmez 650 bin konutun inşa sürecine 39 ilçemizde başlıyoruz” İstanbul için bir diğer acil ihtiyacın deprem hazırlığı olduğunu belirten Murat Kurum, kentsel dönüşüme yönelik projelerini şu şekilde sıraladı: “İstanbul’u depremin risklerinden korumak, İstanbul’u depreme hazır hale getirmek sorumluluk hissi taşıyan herkesin boynunun borcudur. Biz göreve gelir gelmez, milletimize vaadimiz olan 650 bin konutun inşa sürecine 39 ilçemizde başlıyoruz. 300 bin konutumuzu yarısı büyükşehirden diyerek Kiptaş eliyle yapacağımızı duyurmuştuk. Başvuruları hemen 15 Nisan’da almaya başlayacak, 1 ay içerisinde başvuru sürecini tamamlayacağız. İlk 6 ayda 20 bin konutun yapımına başlayacağız. Yine ilk yılın sonunda 60 bin konutun yapımına başlamış olacağız. Yani 6 ay gibi kısa bir sürede; mevcut yönetimin, 5 yılda yaptığının tam 4 katının yapımına başlayacağız. 100 bin sosyal konut çalışmamıza da eş zamanlı olarak başlayacak, ilk 6 ayda 20 bin sosyal konutun yapımını başlatacağız. 250 bin konut projemize geldiğimizde; orada da bir yıl içerisinde anlaşıp müracat eden vatandaşlarımızın imar düzenlemelerini tamamlayacağız. Dönüşümü İstanbul’un her sokağında eş zamanlı olarak başlatacağız” diye ifade etti. “80 bin yeni yuvamızı milletimize armağan etmiş kadrolarız” Geçtiğimiz 5 yılda İstanbul’un 39 ilçesinde 173 bin konutun dönüşümünü başlattıklarının altını çizen Kurum, “80 bin yeni yuvamızı milletimize armağan etmiş kadrolarız. Milletimizin dualarını alma bahtiyarlığına erişmeyi en büyük şeref olarak görüyoruz ve inşallah önümüzdeki 5 yılda da milletimize layık olmak için çalışacağız” dedi. “Birinci yılın sonuna geldiğimizde, İstanbul’umuz muhtemel bir afete çok daha hazır hale gelecek” Depreme hazır olmak için kapsamlı bir afet yönetim sisteminin kurulacağını sözlerine ekleyen Kurum, “İlk 6 ayda Anadolu ve Avrupa yakalarına birer adet afet müdahale merkezinin yapımına başlayacağız. İlk yılın sonu gelmeden, kalan 7 afet müdahale merkezimizin yapımına da başlamış olacağız. Yine ilk yılımızda Anadolu ve Avrupa yakalarına birer adet lojistik merkezimizi de yapacağız. Yine yıl bitmeden, hem İstanbul’da afet çantası dağıtımına başlayacağız hem de afet akademisini kuracağız. Yine ilk altı ay içinde 39 ilçemizde, tam donanımlı geçici yaşam alanları yapımına başlayacağız. İlk yıl Anadolu ve Avrupa yakalarında birer adet hasta yakını konaklama merkezi yapımına da başlayacağız. Yine afetlerde bizi son derece destekleyecek olan dijital ikiz projemizin; veri bilgi altyapısını ilk 6 ayda kuracağız. Ve ilk yılın sonuna kadar hizmete alacağız. Birinci yılın sonuna geldiğimizde, İstanbul’umuz mbir afete çok daha hazır hale gelecek” ifadelerini kullandı. “İstanbul için; ‘İstanbul Medeniyet Kentsel Tasarım Rehberimizi’ hazırlayacağız” İstanbul’un sosyal ve kültürel hayatının canlanması için de bir dizi proje açıklayan Murat Kurum, “İstanbul için; ‘İstanbul Medeniyet Kentsel Tasarım Rehberimizi’ hazırlayacağız. İlk yıl içerisinde 39 ilçemizin tamamında meydan düzenlemelerine başlayacağız. Yine ilk 6 ay içerisinde; 39 ilçemizin mahalle bahçesi çalışmalarını başlatacağız; İstanbul Botanik Bahçesi’nin 1 yılın sonuna gelmeden ilk etabını açacağız. Yine 1. Yıl içerisinde bizim dönemimizde inşaat ilerleme oranı yüzde 70 olan ve 5 yıldır çivi çakılmayan İstanbul Müzesi’ni tamamlayacağız. Şehir kütüphanelerimizin çalışmalarına ilk 1 yıl içerisinde başlayacağız ve bunlardan bir tanesini de aynı yıl tamamlayacağız. Olimpiyat şehri İstanbul hedefiyle; ilk 6 ay içerisinde her mahallemizde spor tesislerinin yapımına başlayacağız” dedi. “İlk yıl içerisinde İstanbul’da tam 100 kreş açacağız” Mevcut yönetimin 5 yılda yapamadığı kreşleri 1 yılda yapacaklarını söyleyen Murat Kurum, “Biz, ilk yıl içerisinde İstanbul’da tam 100 kreş açacağız. İşte bu kreşlerin bir bölümü 7 gün 24 saat esasına göre çalışacak. Gece çalışan kardeşlerimizin evlatları, büyükşehire emanet olacak” dedi. “Geçici sahipsiz hayvan bakım merkezlerini ilk yılda hizmete alacağız” Sahipsiz sokak hayvanları için de harekete geçeceklerini ifade eden Kurum, “39 ilçemize geçici sahipsiz hayvan bakım merkezleri yapacağız. Tamamını ilk yılda hizmete alacağız. Sokak hayvanlarını aşama aşama bu tesislere getireceğiz. Bakıma ihtiyaç duyan hayvanların ön bakımlarını buralarda yapacağız. Yine 1 yıl içerisinde iki yakada 50 bin kapasiteli hayvan yaşam merkezlerinin yapımına da başlayacağız. Burada da kimliklendirme, kısırlaştırma, aşılama gibi uygulamaları hayata geçireceğiz” dedi. Mevcut yönetimin ihalesini iptal ettiği ve temel atmama töreni yaptığı Silahtarağa Arıtma Tesisi için ilk 6 ay içerisinde yeniden temel atma töreni düzenleneceğini de sözlerine ekledi. “İlk 6 ay içerisinde 39 ilçemize hizmet edecek şekilde paylaşımlı ofislerimizi açıyoruz” Gençlerin kendi işlerini kurabilmeleri için her türlü desteği vereceklerini ifade eden Kurum, “Gençlerimize yeni işlerini kurabilecekleri, görüşmelerini yapabilecekleri ve onları profesyonel yaşamlarında destekleyecek olan paylaşımlı ofisler vaad etmiştik. İlk 6 ay içerisinde 39 ilçemize hizmet edecek şekilde paylaşımlı ofislerimizi açıyoruz. Yine ilk 6 ay içerisinde İSMEK’imizi büyütecek, yeni kurslar açacağız. Müfredatını güncelleyecek; eğitmen ve bina sayısını süratle arttıracağız. Eğitim fakültelerinde okuyan genç öğretmen adaylarımıza belli bir ücret karşılığı İSMEK’te görevler vereceğiz. İSMEK’imizi yeniden özüne döndüreceğiz” diye konuştu. “Emeklilerimizin İstanbul kartlarına 2 bin 500’er lirayı yükleyeceğiz” Emeklilerin yaşamını kolaylaştırmak için her anlarında hep yanlarında olacaklarını sözlerine ekleyen Murat Kurum, “Emeklilerimiz için tüm adımları, ‘Yarın Değil Hemen Şimdi’ düsturunda göreve gelir gelmez hızlıca atacağız. Emeklilerimizin İstanbul kartlarına 2 bin 500’er lirayı yükleyeceğiz” dedi. “Su tüketimlerinde, faturanın yüzde 50’si İBB’den olacak” Aynı anlayışla sosyal su tarifesinin hayata geçirileceğini dile getiren Kurum, “Öğrenci evlerinin, 65 yaş üstü aboneler ile ihtiyaç sahibi tüm emekli abonelerimizin, kamu kurumlarından sosyal destek alan kardeşlerimizin, 10 metreküpe kadar su tüketimlerinde, faturanın yüzde 50’si büyükşehirden olacak. Yani bugün, 237 lira olan faturalarınızı, ilk ay itibariyle 118 lira olarak ödeyeceksiniz. Küçük Esnaf tarifemizle, 5 metreküpe kadar tüketimde yüzde 50 indirim uygulayacağız. Yani şu an 5 metreküpe 310 lira ödeyen benim esnaf kardeşim, bundan böyle sadece 155 lira ödeyecek” şeklinde konuştu. “İstanbul gençler için çok daha keyifli ve huzurlu bir şehre dönüşecek” Ücretsiz ulaşım ve toplu taşımaya dair sözlerini göreve gelir gelmez yerine getireceklerini sözlerine ekleyen Kurum, çocuklara, gençlere ve kadınlara yönelik projelerini de şu şekilde sıraladı: “İlköğretim öğrencilerimize ücretsiz ulaşımı hemen hayata geçireceğiz. İstanbul gençler için çok daha keyifli ve huzurlu bir şehre dönüşecek. Evet, Üniversite öğrencilerimize mevcut tarifeden yüzde 40 indirimi ilk ay içinde uygulayacağız. Yani öğrencilerimizin aylık abonmanları mayıs ayında 150 lira olacak. Sözleşmeli, memur fark etmeksizin tüm öğretmenlerimize indirimli ulaşımı başlatacağız. Deniz ulaşımında da ücretsiz aktarma sistemine ilk ay itibariyle geçeceğiz. Eş zamanlı olarak üniversite öğrencilerimizin hesaplarına 10 bin liralık eğitim desteğini hemen başlatacağız. Yine öğrenci evlerimize aylık 25 metreküplük doğalgaz desteğimizi; yeni evlenecek genç çiftlerimize 50 bin liralık evlilik desteğini ilk altı ayda başlatacağız. Ayrıca kadın girişimcilerimize 100 bin lira hibe ödemesini ve ilk işini kuran gençlerimize de 100 bin lira destek ödemelerimizi ilk 6 ayda başlatacağız. Mekân İstanbul’ları 1 yıl içinde hemen 39 ilçemizde açacağız. Sosyal tesislerde gençlerimize indirim uygulamalarımızı göreve geldiğimiz hafta başlatacağız. Yine ilkokul öğrencilerimizin tamamen doğal ürünlerden oluşan beslenme desteğini bu eğitim yılı içerisinde başlatacağız. Göreve geldiğimiz ilk hafta itibarıyla okullarımızda güvenlik ve temizlik uygulamalarını Büyükşehir yapacak. Büyüklerimize de yemek ve temizlik hizmetine hemen başlayacağız” diye belirtti. “Tüm köylerimize doğrudan destek paketlerini hemen sunacağız” 151 köyün tamamına ‘Kırsal Kalkınma Projesi’ desteklerini vermeye başlayacaklarını dile getiren Kurum, “Buna göre; ilk ay itibariyle tüm köylerimize, tohum, fide, gübre, yakıt, büyükbaş / küçükbaş hayvan, makine, teçhizat ve sulama noktasında doğrudan destek paketlerini hemen sunacağız” dedi. “İBB personelinin, 5 yıldır yaşadığı tüm adaletsizlikleri hızlı bir şekilde gidereceğiz” İstanbul Büyükşehir Belediyesi personeline yönelik projelerini de açıklayan Murat Kurum, “Buradan Büyükşehir personeline de sözümü veriyorum. Göreve geldiğimiz anda, 1 ay içerisinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden haksız yere işten çıkarılmış tüm kardeşlerimizi görevlerine geri alacağız. Ve bizim dönemimizde hiç kimse haksız bir şekilde işinden, ekmeğinden olmayacak. Performans ücretlerini de eşit olarak dağıtacağız. Sosyal denge tazminatı ekleyerek yılda iki kez ikramiye vereceğiz. Kadrolu ve taşeron işçilerimizin maaşları arasındaki fark bir haksızlıktır; biz bu haksızlığı, adaletli bir düzenlemeyle gidereceğiz. Yani; İBB personelinin, 5 yıldır yaşadığı tüm adaletsizlikleri hızlı bir şekilde gidereceğiz” diye konuştu. “Vatandaşımız tüm projelerimizi ve ilerlemelerini kurumsal hesaplarımızdan anlık olarak takip edebilecekler” İlk 6 ay ve 1 yılda yapılacak projelerin Büyükşehir Belediyesi tarihinde ilk kez açıklandığının altını çizen Murat Kurum, “Bizim dönemimizde vatandaşımız tüm projelerimizi ve ilerlemelerini kurumsal hesaplarımızdan anlık olarak takip edebilecekler. Yorumlarını, eleştirilerini, önerilerini oradan bize hemen iletebilecekler; biz de hemen uygulamaya geçeceğiz. Bakanlık döneminde onlarca, yüzlerce projeyi toplu olarak hizmete sunan, her gün mutlaka bir temel atma veya açılış yapan bir kardeşiniz olarak diyorum ki; İstanbul bizi daima projelerde, daima eserlerde görecek. Aziz İstanbullular öyle bir belediyecilik yapacağız ki, her gün, ‘Murat Kurum ve arkadaşları, İstanbul’da acaba yeni ne yapıyor’ diye merak edecek, kendi eserlerinizle gurur duyacaksınız. Biz İstanbul’un göğsünü kabartacağız. Çünkü biz İstanbul için aşkla çalışacağız ve İstanbul’a hizmette tarih yazacağız! Sizler de şahit oldunuz, 6 ay ve 1 yıllık icraat planımızı özetin özeti olarak bile anlatmamız, bir hayli uzun sürdü” diye konuştu. “Gelin, vakit İstanbul vakti diyelim ve bu şehri geleceğe birlikte taşıyalım” İstanbul’un kaybedecek vakti olmadığını dile getiren Kurum, “Vakit kaybına hiçbir insanımızın artık tahammülü yoktur. Ben bu vesileyle, İstanbullu her hemşerimden, her haneden oylarını istiyorum. İstanbul’un 5 yılını kayıp bilerek; 2 kat, 3 kat daha fazla çalışacağıma söz veriyorum. Hepinizden bu kardeşinize dua ve desteklerinizi bekliyorum. Gelin, vakit İstanbul vakti diyelim ve bu şehri geleceğe birlikte taşıyalım. Biz İstanbul’umuzu asla ve asla kendi haline terk etmeyeceğiz. Milletimizin her anında hep yanında olacağız. ‘Sadece İstanbul’ diyeceğiz, ‘Daima İstanbul’ diyeceğiz. Bu söz, eser adamlarının sözüdür. Bu söz, sağlam adamların sözüdür, bu söz Murat Kurum sözüdür” ifadelerini kullandı.
Ankara Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Canpolat: “AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık” Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin, “AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık” dedi. Canpolat, parti genel merkezinde 3 gün sonra yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin açıklama yaptı. Türkiye genelinde çeşitli illerde çok zor şartlar altında aday çıkardıklarını dile getiren Canpolat, “Beş ayda seçime girme özelliği kazanan Ocak Partisi, İstanbul’da, Ankara’da, Malatya’da, Adana’da ve çeşitli illerde adaylarını çıkardı. Kendi memleketim Erzurum’da ve hiçbir ilçede aday çıkarmadık. Bunların nedenleri oldu. Bizler, ‘Cumhurbaşkanımızın kefenli askerleriyiz’ sloganlarıyla harekete geçen Ocak Partisi, Osmanlı Ocakları’nın kurmuş olduğu bir siyasi parti olması münasebetiyle her zorlukta, her karanlık gecede ülkemizin ve devlet liderimizin yanında boy gösterdik” ifadelerini kullandı. “Yeniden Refah Partisi gibi siyasi partilerin AK Parti’nin önüne çelme takması, önünde engel teşkil etmesi, bizleri de bir hayli üzdü” diyen Canpolat, sözlerine şöyle devam etti: “Cumhur İttifakı’nda olan bir siyasi partinin yeniden FETÖ’yle siyasal anlaşmaya çalışması Cumhur İttifakı’na, partiye, özellikle bizce Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a karşı yapılmış bir hamleydi ve biz buna kayıtsız ve şartsız kalamazdık. Biz de üzerimizdeki sorumluluğu gördük, hissettik ve anladık. Bu anlamda da 31 Mart seçimlerinde sandığa gitme aşamasında hepimizin de bir vicdanı var, bir sorumluluğu var. Biz Cumhur İttifakı’nın ve millet ittifakının taraftarı olmamakla birlikte yapılacak olan bu seçimlerde de kayıtsız şartsız kalmamak adına kendimizi yeniden Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye’nin geleceği için hep birlikte karar aldık ve dedik ki; AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık.” Canpolat, partililerle yapılan istişarelere de değinerek, “Bugün de arkadaşlarımızla yapmış olduğumuz istişareler sonucunda Ankara’mıza Turgut Altınok’un güzel şeyler yapacağını, daha öncesinde yapmış olduğu belediye başkanlığını da göz önünde tutarak Mansur Yavaş’ın da yapmış olduğu faaliyetleri kıyas tutarsak arasında uçurumlar var. Biz de Ocak Partisi olarak adayımızı Turgut Altınok’tan yana çekme kararı aldık. Hayırlı uğurlu olsun” açıklamasında bulundu.
Çorum Çorum Belediyesi’nden Gazze’ye anlamlı destek Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, bir Ramazan geleneği olan mahya ile Gazze’deki direnişe destek verdi. Türkiye’de ilk kez mahya ile Gazze’ye direnişini açıklayan ilin Çorum olduğunu vurgulayan Başkan Aşgın, “Gazze’ye selam, direnişe devam ifadesini Türkiye’de belki de ilk kez mahyada kullanan bir il olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz” dedi. Düzenledikleri etkinliklerle Ramazan ayını tüm gelenekleriyle yaşatmaya çalıştıklarını ifade eden Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, “Akşemseddin Camiizin birbirinden güzel dört minaresinin arasına bir gerdanlık, bir mahya takalım istedik. Mahya, bizim geleneğimizde Selçuklu’dan Osmanlı’ya Ramazan demek. Mahyalarla ecdadımız orada yaşayan insanlara bir takım mesajlar vermiş. Kimi zaman ’11 Ayın Sultanı Ramazan Hoş Geldin’ demiş, kimi zaman ’Ramazan Berekettir’ demiş, kimi zaman ’Zekat Malı Artırır’ demiş. Biz de hem bu mahya geleneğini yaşatalım, Akşemseddin Camii’nde geleneksel hale getirelim, hangi mesaja ihtiyacımız varsa o mesajı hemşehrilerimize duyursun, ışıl ışıl mahyalar şehre renk katsın istedik” şeklinde konuştu. “Gölgesinde gölgelendiğimiz, yüce Türk milletini ve devletini simgeleyen Türk bayrağımızı da mahyaya yansıttık” diyen Başkan Aşgın, “Bugün mahyamızda özellikle şu ifadenin yazmasını istedik; Gazze’ye selam, direnişe devam. Gazze’de kardeşlerimiz, asrın firavunlarına karşı direnmeye devam ediyor. Gazze’yi asla unutamayız. Gazze, bizim her şeyimiz. Filistin bizim her şeyimiz. Kudüs, bizim her şeyimiz” ifadelerini kullandı. Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da ifade ettiği gibi Kudüs’ün coğrafi değil, imani bir mesele olduğunu söyleyen Başkan Aşgın, “Her anımızda Kudüs’ü, Gazze’yi düşünmemiz, Filistinli kardeşlerimizin mücadelesini düşünmemiz lazım. Dualarımızın başında hep Gazze olmalı, Kudüs olmalı, oraların özgürlüğü olmalı. Orada aylardır direniş var. Orada tüm Müslümanlar direniyor. Bizler de dualarıyla, yardımlarıyla Gazzeli kardeşlerinin yanında olmaya, onlara güç vermeye, onlara destek olmaya devam ediyoruz. Kadeş Barış Anlaşması’nın yapıldığı bu şehirde, yeryüzündeki ilk barış anlaşmasının yapıldığı bu şehirde ’Gazze’ye Selam Direnişe Devam’ mahyasını Akşemseddin Camii’nin minarelerine yerleştirdik” diye konuştu.
Kocaeli 5 kişiyi ölüme götüren 17 kişinin yaralanmasına sebep olan şoförün tahliyesi talep edildi Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir kadın ve 4 öğrencinin hayatını kaybettiği, 17 öğrencinin yaralandığı servis kazasına ilişkin biri tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Sanık şoför Mehmet Ö’nün avukatı, müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesi’nde 9 Kasım 2021’de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki 41 P 0860 plakalı servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp, ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından Mehmet Ö., serviste bulunan 20 kişi ve Birsen Giriş yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Birsen Giriş, öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece, "taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö.’nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesiciye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö.’nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti. Servis sürücüsü Mehmet Ö. ile araç sahiplerinden İ.A. ve C.A., okul servis firması sahiplerinden C.Ö. ve H.Ö. ile firmanın servis sorumlusu S.D. ve okul müdürü Z.A.Y. hakkında dava açılmıştı. Davanın ardından hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise servis aracında emniyet kemeri olmadığı bilgisine yer verilmişti. Yargılamaya devam edildi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması, Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda müştekiler, yakınları ve taraf avukatları ile lisede servis denetimi için oluşturulan kuruldan sorumlu 2 öğretmen hazır bulundu; şoförü tutuklu sanık Mehmet Ö. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. “İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum” 11 servis aracını 3 öğretmenin 3’er araç şeklinde pay ederek denetlediklerini ifade eden tanık öğretmen Şenol B. mahkeme salonunda yaptığı konuşmada, “Aracı kim denetlediyse ilk imzayı o öğretmenimiz atıyordu. Bu aracın denetimini Soner hocamız yaptı. Bir aracı aynı anda 3 öğretmen denetleyemiyorduk. Biz sadece araçlarda gördüğümüz detayları formda işaretleyip okul müdürümüze teslim ediyorduk. Bu yüzden bana sorup göstermiş olduğunuz denetim formundaki imza bana aittir. İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum. Ayrıca benim bildiğim kadarıyla da araçları denetledikten sonra bizim işlem yapma hükümlülüğümüz yoktur" dedi. “Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti” Servis şoförlerinin ve araç plakalarını Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı personeli astsubaya attığını ifade eden tanık Müdür Yardımcısı İbrahim Ali Ç., "Okul Müdürü benden astsubaya servis araçlarının plakalarını, şoförlerini ve kimlik bilgilerini öğrenmemi ardından da astsubaya göndermemi istedi. Bende servis firmasının okuldaki temsilcisi Seyfettin beyden listeleri aldım. Astsubaya gönderdim. Ancak gönderdikten sonra jandarmanın herhangi bir denetim yaptığını görmedim. Olay günü başka bir şoförün aracı kullandığından da haberimiz yoktu. Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti. Ayrıca idarecilikte ikinci yılımdı. İlk yıl pandemiyle geçildiği için okullar kapalıydı. Denetimlerle ilgili çok fazla bilgim yoktu. Denetimleri biz 1 ay arayla yapmayı planlamıştık. İlk denetimin ardından kaza oldu. Şu anda okulda müdür yardımcısı değilim ayrıldım” diye konuştu. Sanığın avukatı tahliye talep etti Sadece sanık Mehmet Ö’nün suçlu olmadığını dile getiren Mehmet Ö’nün avukatı Beste Aslan ise müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Gözyaşlarını tutamayan sanık Mehmet Ö’de çocuklar için üzgün olduğunu ve avukatının söylediklerine katıldığını ifade etti. Mahkeme heyeti, gerekli bilgilerin mesaj atılarak iletildiği astsubayın tanık sıfatıyla dinlenmesi için gerekli makamlara yazı yazılmasına, Okul Müdürü Z.A.Y.’nin avukatının gösterdiği mesajların mahkeme zaptına eklenmesi, Ali Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin hazırladığı raporda sadece sürücünün kusurlu olduğu, hayatını kaybeden yayanının kendi ölümü neticesinde kusurlu belirtildiği, olaya sebep olan diğer kusurlar için kimlerin sorumlu olduğunun belirtilmediği, sanığın uyuşturucunun etkisinde olduğu fakat sanık avukatının söylediği araçta oluşan problemin kusuru böldüğü kanında uyuşturucu olmasa bile aracı durduramayacağını savunduğu, aracın bakımıyla ilgilenen kişiler ve aracın kullanılmasına müsaade eden denetim yetkisindeki kişilerin yetki mekanizmasını çalıştırmadığı, diğer kusurluların kimler olduğu, hangi nedenlerle kusurlu olduğu rapor haline getirilerek dosyaya sunulmasına, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün duruşmaya getirilmesiyle ilgili talebin değerlendirmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.