POLİTİKA - 25 Mart 2020 Çarşamba 21:05

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Her türlü senaryoya karşı hazırlığımız var'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Her türlü senaryoya karşı hazırlığımız var'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye hastalığın ilk çıktığı günden sonra tedbirleri en erken alan ülke olduğunu söyleyerek, “Her türlü senaryoya karşı hazırlığımız var. İyi bir izolasyonla hastalığın yayılma hızını 2-3 hafta içinde kırarak bu süreçten olabildiğinde en kısa sürede ve olabilecek en az hasarla mutlaka çıkacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ulusa Sesleniş” konuşması yaptı. Yeni tip korona virüsle (Covid-19) mücadele konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak çevremizdeki ülkeler başta olmak üzere tüm dünya ile birlikte yakın tarihte eşine az rastlanan bir tehditle karşı karşıyayız.

Bu tehdit bulaşıcı bir hastalıktır. İlk defa Çin’de başlayan ve yeni korona virüs salgını olarak bilinen Covid-19 hastalığı neredeyse tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Türkiye hastalığın ilk çıktığı günden bu yana gelişmeleri yakından tedbirleri yakından takip eden ve tedbirleri alan ender ülkelerden biridir.

Sağlık Bakanlığımız ocak ayı başında yani henüz Çin’de bile ölüm vakası yaşanmamışken, bünyesinde kriz merkezini kurmuş hemen arkasından bilim kurulunu oluşturmuştur. Ülkemizde Covid-19 ile ilgili fiili tedbirler 20 Ocak’tan itibaren alınmaya başlamıştır.

Şubat’ın ilk günü Çin’in Wuhan şehrindeki vatandaşlarımız ülkemize getirilerek karantina altına alınmış, hepsi de sağlıklı olarak evlerine gitmiştir. Hastalığın ilk çıkış yeri olan Çin’den başlayarak hastalığın salgın düzeyine ulaştığı yerlerle uçak seferleri hemen durdurulmuş, kara sınırlarımız kontrol altına alınmış, gerektiğinde kapatılmıştır. Yurt dışından gelen vatandaşların tamamı ülkemize girişte sağlık kontrolünden geçirilmiş, durumu şüpheli görünenler karantinaya alınmıştır.

Ülkemizdeki ilk Covid-19 hastası vatandaşımız 10 Mart’ta tespit edilmiştir. Bunu izleyen günlerde okulların tatil edilmesi yurt dışı görevlerin ertelenmesi insanların toplu olarak bulunduğu mekanların faaliyetlerine ara verilmesi, etkinliklerin ertelenmesi gibi çok sayıda tedbiri seri bir şekilde hayata geçirdik. İlk tespitten bir hafta sonra hasta sayımız 47’ye ulaştı ve ilk can kaybımızı 18 Mart’ta verdik.

Bu tarihte kapsamlı değerlendirme ardından yaklaşık 100 milyar liralık bir ekonomik destek programını milletimizle paylaştık. bu çerçevede meclisimiz gereken düzenlemeleri yaptı. İlave kaynak aktararak işsizlik fonunu güçlendirerek çalışanların kredi garanti fonunu güçlendirerek, esnaf ve sanatkarımızın yanında olduğumuzu gösterdik. Ayrıca en düşük emekli maaşını bin 500 çıkarttık bayram ikramiyesini nisan başına aldık. İstihdam için kısa çalışma ödeneğini şartlarını kolaylaştıran, sosyal yardımları artıran düzenlemeyi hayata geçirdik" dedi.

Korona virüs vaka sayısını açıkladı

Ülkedeki korona virüs vakalarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hem hastalıkla mücadele ve ekonomik sonuçların telafisi için tedbirleri tek tek açıkladık. Bu süreçte gereken adımları atacağız. Bugün itibariyle dünya çapında Covid-19 hastası sayısı 426 bine, ölü sayısı 19 bine ulaşmıştır.

Ülkemizde ise 53 bin vatandaşımızı evlerinde izlemeye 8 bin 554 vakayı ise hastanelerde takibe aldık. Bunlardan 797 kişi tamamen iyileşip taburcu olurken 4 bin 603 kişiden numune alınarak ileri tetkik yapıldı. Covid-19 teşhisi konan bin 872 kişinin tedavisine devam ediliyor. Tedavi altındaki hastalarımızdan maalesef 44’ünü ise maalesef kaybettik. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyorum” dedi.

“Büyüklerimizi incitecek en küçük saygısızlığı dahi kabul edemeyiz“

Kronik hastalığı olanlar ve yaşlılarla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu virüs daha çok kronik hastalığı olanlar ve yaşlılarda ölümcül sonuçlara yol açıyor. Hasta ve yaşlılarımıza virüs bulaşmasını önlemenin tek yolu kendimize gönüllü karantina uygulamaktır. Yani mecbur kalmadıkça evden dışarıya çıkmamaktır. Nitekim vefat eden hastalarımızın tamamında virüsün yanında ilave rahatsızlıklar söz konusuydu.

Özellikle yaşlılarımızın hem kendilerinin hem de diğer insanların sağılığı için bu süreçte kesinlikle ve kesinlikle dışarıya çıkmadan hayatlarını evlerinde sürdürmeleri şarttır. Büyüklerimizle ilgili hassasiyetimizin sebebi onların diğerlerine hastalık bulaştırıyor olması değil, onlara hastalık bulaşmasının önüne geçmektir. Bunun için yaşlılarımızı sevgiyle ve saygıyla korumalıyız. Büyüklerimizi incitecek en küçük saygısızlığı dahi kabul edemeyiz” diye konuştu.

“Türkiye dev bir sağlık ordusuna sahiptir”

Sağlık sektörüyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlık hizmetlerinin kapasitesi ve kalitesi konusunda kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye bu sürece son 17 yılda dünyanın en güçlü ve yaygın genel sağlık sigortasını hayata geçirmiş, dünyanın en modern hastanelerini inşa etmiş, bir milyonu aşkın sağlık personeliyle en yüksek standartlarda hizmet kalitesine ulaşmış ülkesi olarak girmiştir.

Bugün ülkemiz Sağlık Bakanlığı üniversiteler ve özel sektördeki 165 bin doktoru 205 bini hemşire olmak üzere 490 bin diğer sınıflardaki sağlık personeli ve 360 bin destek personeliyle dev bir sağlık ordusuna sahiptir. İlave 32 bin sağlık personeli alımıyla ilgili çalışmaları başlattık. Gelişmiş üretim gücümüzle sağlık sektörünün ihtiyaç duyduğu pek çok malzemede kendi kendimize yeterliyiz. Geçmişte bu tür kriz dönemlerinde kendimize dünyada yardım isteyen bir ülke durumundaydık. Bugün ise dünyanın 69 ülkesi Türkiye’den talep etmiş, bunların 17’sine gereken yardım gönderilmiştir. Dostlarımız bu sıkıntılı günlerinde yalnız bırakmamak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz” şeklinde konuştu.

“Her türlü senaryoya karşı hazırlığımız var”

Hastalığın yayılma hızını iyi bir izolasyonla önüne geçilebileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Her türlü senaryoya karşı hazırlığımız var. İyi bir izolasyonla hastalığın yayılma hızını 2-3 hafta içinde kırarak bu süreçten olabildiğinde en kısa sürede ve olabilecek en az hasarla mutlaka çıkacağız. Aksi takdirde çevremizde pek çok örneği olduğu gibi daha ağır sonuçlarla ve buna bağlı olarak daha ağır tedbirlerle karşılaşmamız kaçınılmazdır.

Devlet olarak tüm kurumlarımızla üzerimize düşenleri yaparken, vatandaşlarımızdan destek bekliyoruz. Sağlık güvenlik ve sosyal yardım kuruluşlarımız başta olmak üzere bu hastalığın yayılmasını önleyecek tüm birimlerimiz tam bir seferberlik anlayışıyla çalışmaları sürdürüyor. Belediyelerimizin gıda ve temizlik malzemeleri tedarik zincirinde çalışanların ekonomiyi ayakta tutmak için üretimde ve hizmet sektöründe faaliyetlerine devam eden kuruluşlarımızın gayretlerini de takdirle takip ediyoruz. Vatandaşlarımızdan tek ricamız, önümüzdeki kritik günlerde hastalığın yayılma zincirini kırmak için Sağlık Bakanlığımızdan, İçişleri Bakanlığımızdan ve diğer ilgili kurumlardan gelen ikazlara harfiyen uymalarıdır.

Böylece hep birlikte mümkün olan en kısa sürede normal hayatımıza dönme imkanımıza kavuşabiliriz. Önce insan diyen bir yönetim anlayışıyla hareket ettiğimiz için her vatandaşımızın canı bizim için aynı derecede değerlidir. Bunun için ‘Evde kal Türkiye’ diyoruz.

Bunun için sosyal mesafeye dikkat edilmesini yani diğer insanlarla aramızda hastalık bulaşmasına imkan tanımayacak mesafe bırakılmasına özen gösterilmesini istiyoruz. Bunun için temizliğe önem verilmesini, özellikle dış temasların ardından ellerimizin mutlaka yıkanmasını kolonya ile dezenfekte edilmesini tavsiye ediyoruz. Bunun için yaşlılarımıza ayrı bir özen gösteriyoruz. Bunu niçin vatandaşlarımızdan destek sabır ve anlayış bekliyoruz” dedi.

“Hiçbir düşman milletimizin birliğinden, beraberliğinden, gücünden, dirayetinden daha üstün değildir”
“Ülke ve millet olarak bugüne kadar bütün sıkıntıların, uğradığımız her saldırının üstesinden birliğimize beraberliğimize, kardeşliğimize daha sıkı sarılarak geldik” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İnşallah bu korona virüs tehdidini de aynı şekilde yeneceğiz.

Velev ki gözle görünmeyen bir virüs olsun, hiçbir düşman milletimizin birliğinden, beraberliğinden, gücünden, dirayetinden daha üstün değildir. Bugünler habillerle kabillerin ayrıştığı, bencillerle, diğer gamların arasındaki farkın ortaya çıktığı günlerdir. Biz bu hasretlerin hayırlı olanını tercih edeceğini özellikle bu konuda milletimize güveniyoruz. Her meselede olduğu gibi Rabbimizin yardımının bu sıkıntı da yanımızda olacağından şüphe duymuyoruz. Rabbimizin sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır olabilir emri ilahisinin hikmetine bir kez daha muhatap olacağımıza bütün kalbimizle inanıyoruz” diye konuştu.

“Türkiye bu yeni döneme çok büyük avantaj ve güçlü bir alt yapıyla giriyor”

Dünyanın bu salgın hastalıktan sonra eskisi gibi olmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya bu salgın hastalığın ardından hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, yepyeni bir küresel siyasi, ekonomik, sosyal sistemin inşa edileceği bir döneme gitmektedir. Türkiye olarak bu yeni döneme çok büyük avantaj ve güçlü bir alt yapıyla giriyoruz.

Önümüzdeki 2023 hedeflerimize umduğumuzdan daha kısa sürede ulaşabileceğimiz bir fırsat diliyorum. İnşallah aydınlık yarınlar bizi bekliyor. Yeter ki ikazlara riayet edelim, sabırlı olalım, dikkatli olalım, dikkati elden bırakmayalım. Kendimizin ve çevremizin temizliğine ihtimam gösterelim. Tedbir, mücadele bizden takdir Allah’tandır” dedi.

Mehmet Başa
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.