POLİTİKA - 12 Kasım 2024 Salı 14:11 | Son Güncelleme : 12 Kasım 2024 Salı 15:34

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''İklim kanunumuzu çok yakında meclise sunacağız"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''İklim kanunumuzu çok yakında meclise sunacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) Dünya Liderleri İklim Eylemi Zirvesi'nde (WLCAS), “Toplam kurulu güç içerisinde yenilebilir enerjinin payını yüzde 59’a yükselttik. Bu oranla Avrupa'da 5’inci, dünyada 11’inci sıradayız. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz için temel önceliklerimiz yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) Dünya Liderleri İklim Eylemi Zirvesi'nde (WLCAS) konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu başarılı organizasyon ve samimi ev sahiplikleri için Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kardeşimi özellikle tebrik ediyorum ve böyle anlamlı bir buluşmada gerçekten iklim krizinin menfi etkilerinin en yoğun hissedildiği ülkeler arasındayız. 2053 yılı için net sıfır emisyona ulaşma ve Yeşil Kalkınma vizyonumuz ekseninde kilit sektörlerimizi dönüştürüyoruz. Yeşil finans stratejisini uygulama ve ulusal yeşil taksonomi oluşturma gayretlerimiz devam ediyor. Emisyon ticaret sistemini de ihtiva eden iklim kanunumuzu çok yakında Meclisimize sunacağız” ifadelerini kullandı.

“2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz için temel önceliklerimiz yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjidir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 öncesinde 2 yıllık şeffaflık raporunu ve uzun dönemli iklim stratejilerini sekreterliğe ilettiklerini belirten Erdoğan, “2024-2030 yıllarını kapsayan İklim Değişikliği Azaltım ve Uyum Strateji Eylem Planlarımızı uygulamaya aldık. Toplam kurulu güç içerisinde yenilebilir enerjinin payını yüzde 59’a yükselttik. Bu oranla Avrupa'da 5’inci, dünyada 11’inci sıradayız. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz için temel önceliklerimiz yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjidir. Bugün 31 bin megavat olan rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücümüzü 2035 yılında 120 bin megavata çıkaracağız. Nükleer enerjide ise 2050 senesinde 20 bin megavatlık bir kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz" şeklinde konuştu.

“5.9 milyon ton sera gazı emisyonunun önüne geçtik”
Türkiye’nin 2024-2030 yıllarını kapsayan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’yla 100 milyon ton karbondioksite eş değer emisyon azaltımını öngördüklerini ifade eden Erdoğan, “Elektrikli milli otomobilimiz Togg'u yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Eşim Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan ve küresel düzeye taşınan ‘Sıfır Atık’ projesi iklim değişikliğiyle mücadelemize ilave güç katıyor. Bu sayede projenin başlangıcından bu yana 5.9 milyon ton sera gazı emisyonunun önüne geçtik. Su kaynaklarımızın etkin kullanımı için su verimliliği seferberliği ilan ediyoruz. Milli Ağaçlandırma Günü olarak belirlediğimiz her 11 Kasım'da milyonlarca fidanı toprakla buluşturuyoruz. Tabi tüm bu gayretlerin ekonomik maliyeti çok yüksektir. Küresel mücadelemizi daha güçlü ve etkili kılmak bakımından bilhassa gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verecek bir iklim finansmanı hedefinin bu zirvede belirleneceğine inanıyorum” diye konuştu.

“İsrail'in Filistin ve Lübnan'ı hedef alan hukuk, ahlak ve vicdan dışı saldırıları devam ediyor”

Gelecek nesiller için adil sürdürülebilir ve doğaya saygılı bir dünyayı inşa etmek için Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu'nda Gelecek Paktı'nı kabul ettiklerini hatırlatan Erdoğan, “Bugün burada gelecek nesillere daha adil bir dünya bırakmayı konuşurken İsrail'in Filistin ve Lübnan'ı hedef alan hukuk, ahlak ve vicdan dışı saldırıları devam ediyor. Mevcut hükümet maalesef çocuk, kadın ve yaşlı demeden insanları katletmeyi, büyük bir çevre kıyımına yol açmayı sürdürüyor. İsrail saldırıları nedeniyle toprağa ve yeraltı sularına sızan kimyasallar, Gazelli çocukların geleceğini şimdiden karanlığa bürümüştür. Bu ağır insani ve çevre felaketine sebep olanların uluslararası mahkemelerde bunun hesabını vermeleri gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

Erdoğan, "2026 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 31. Taraflar Konferansı'na ev sahipliği yapmak için adaylığımızı açıkladık. Adaylığımıza destek veren ülkelere teşekkür ediyor, değerlendirmeleri sürenlerin desteğini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul KOAH’ta ‘Sigara’ uyarısı: “İçenlerin yüzde 70’inde gelişiyor, rol, model kişiler bırakmaya teşvik etmeli” Dünyada ve Türkiye’de çok sayıda kişiyi etkileyen KOAH’a karşı uzmanlar uyarıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Kıyık, “Sigara tütün ürünleri, elektronik sigara, pipo, puro gibi tütün ürünlerini içmemek, tozlu, dumanlı ortamlarda bulunmamak gerekiyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 20’sinde görmekteyiz. Sigara içenlerin yüzde 70’inde KOAH gelişiyor. Belirtiler, kalp hastalıklarıyla da karışabilir, kalp yetmezliğinde de nefes darlığı olabilir. Topluma rol, model olan kişilerin özellikle sigarayı bırakmaya teşvik etmesi lazım. Toplu ortamlarda içilen sigaranın başkalarına da çok zarar vereceğini düşünmek gerekiyor” dedi. Dünyada ve ülkemizde önemli bir sağlık sorunu olan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), solunumla akciğerlere alınan havanın kolay bir şekilde dışarı verilememesi durumu olarak ifade ediliyor. Solunum güçlüğü, öksürük, nefes darlığı ve balgam gibi belirtilere neden olan kronik bir hastalık olarak ifade edilen KOAH’a karşı uzmanlar uyarıyor. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Murat Kıyık da hastalığa ilişkin bilgi verdi. Uzman Dr. Kıyık, sigara kullanımı, hava kirliliğinin olduğu ortamların hastalık üzerindeki etkisine dikkat çerken tedavi süreçlerine ilişkin bilgi verdi. “Sigara içenlerin yüzde 70’inde KOAH gelişiyor” Kişilerin yaşam şeklinin hastalıkların oluşmasında etkili olduğuna dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Kıyık, “Akciğerlerimiz çok önemlidir ama birçok iyi bakmayı bazen ihmal ediyoruz. Sigara, kirli, dumanlı işler gibi şeylerden dolayı bronş dediğimiz yapılar daralıyor. Daralması sonrası da ciddi hastalıklar ortaya çıkabiliyor, KOAH bunlardan bir tanesi. Sadece bununla kalmıyor akciğer kanseri başta olmak üzere başka akciğer hastalıkları da ortaya çıkabiliyor. Bu maruziyete neden olan şeyleri ortadan kaldırmak gerekiyor. Sigara tütün ürünleri, elektronik sigara, pipo, puro gibi tütün ürünlerini içmemek, tozlu, dumanlı ortamlarda bulunmamak gerekiyor. KOAH’ta en önemli belirti; hastalar nefes darlığıyla gelir. Buna öksürük ve balgam eşlik eder, bazen yürüdüğü zaman çabuk yorulma, halsiz düşme gibi belirtiler. Pandemi döneminde daha çok KOAH alevlenmeleri gördük. Tedavide nefes açıcı ilaçlar veriliyor, bunlar KOAH’ın erken ve orta evrelerinde, daha ileri evrede oksijen hatta bazen evde yoğun bakım makineleri veriyoruz. Nüfusun yaklaşık yüzde 20’si gibi bir oranda KOAH görmekteyiz. Sigarayı daha az içen ülkelerde daha az, daha çok içenlerde daha çok. Biz Türkiye olarak maalesef burada şanssızlar grubundayız. Bir yılda gördüğümüz akciğer kanseri sayısı 50 bin civarında Türkiye’de bunlar çok büyük rakamlar. Sigara içenlerin yüzde 70’inde KOAH gelişiyor zaman içerinde bazen 15-20 yıl içinde olabildiği gibi bazen daha uzun yıllarda oluyor” dedi. “Mikrobik hastalıklar, KOAH’taki alevlenmeyi artırır KOAH’ta belirtilerin başka hastalıklarla ortak olabildiğini ancak uzmanların doğru tanıyla tedavi süreçlerini planladıklarını aktaran Uzm. Dr. Kıyık, “Kalp hastalıklarıyla da karışabilir, kalp yetmezliğinde de nefes darlığı olabilir. Kalp kapak hastalıklarında olabilir bazen çok kilolu olmak da nefes darlığı yapabilir. Belirtiler karışabilir ama bir hastamızda uzun yıllar sigara içme öyküsü varsa ve hasta gerçekten gittikçe artan bir nefes darlığı çekiyorsa burada KOAH ön plandadır diye her zaman düşünürüz. Erkeklerde daha fazla görülmesinin nedeni erkeklerde sigara içme oranının daha fazla olmasından kaynaklanıyor. Uyumadığımızda mikrobik hastalıklara yakalanmayı çok daha fazla görebiliriz ve bu da KOAH’taki alevlenmeyi artırır. Bizim çocukluk çağımızda bu kadar sigara içilmiyordu, biz onlar gibi yaşamalıyız. Topluma rol, model olan kişilerin özellikle sigarayı bırakmaya teşvik etmesi lazım. 171 Sigara Bırakma Hattı var, sağlık kuruluşlarında sigara bırakma üniteleri var, oradan yardım alabilirler. Sigara bırakma isteği çok önemli. Mikrobik Hastalıklara karşı bugün elimizde 2 tane önemli aşı var, birisi zatürre birisi grip aşısı bu aşıları zaten KOAH’lı hastalarımıza öneriyoruz. 65 yaş üstü hastalarımıza KOAH olmasa bile öneriyoruz. Bir nefes darlığı varsa sebeplerden biri KOAH olabilir, Pasif içiciler şöyle; insanın sevdiklerini zehirlenmesi gibi bir şey. Ev içerisinde olabilir, çalıştığı ortamda arkadaşları olabilir böyle toplu ortamlarda içilen sigaranın başkalarına da çok zarar vereceğini düşünmek gerekiyor. Sigara dumanı her türlü kanserojeni içeren bir dumandır. Önce kendimize zarar veriyoruz ama yanımızdaki sevdiğimiz insanları da zehirlemeyelim. KOAH’ı tespit etmişsek önce bir derecelendiriyoruz. Hafif, orta, ağır, çok ağır mı ona göre bir basamak tedavisi var” şeklinde konuştu.
İstanbul Sultangazi’de 250 çocuğu tepeden tırnağa giydirdiler Sultangazi’de bir grup yardımsever, ihtiyacı olan 250 çocuğu baştan aşağıya giydirip çok sayıda aileye ise soba ve yakacak odun dağıttı. Çeşitli bölgelerde yardım çalışmalarına katılan bir grup, bu kez Sultangazi Merkez Habibler Mahallesi’nde buluşarak mahalle muhtarı Hakan Taşçı tarafından, önceden belirlenmiş olan ailelerle iletişime geçti. Aileleriyle birlikte buluşma noktasına gelen 250 çocuk, hayırsever arkadaşlar tarafından baştan aşağıya giydirildi. Mont, bot, atkı, bere ve çorap hediye edilen çocuklar büyük sevinç yaşadı. Bununla da yetinmeyen hayırseverler aynı zamanda her bir çocuğa okul harçlığı verdi. Hayırsever arkadaşlar, çok sayıda aileye ise soba ve tonlarca yakacak odun dağıttı. 6 yıldır mahallede benzer yardımlar yaptıklarını ifade eden Volkan Ünal, "Sinopluyum, 20 yıldan beri Almanya’da ikamet ediyorum. İstanbul’da dostlarımızla beraber 10-12 yıldan beri Ramazan aylarında koli yardımları dağıtıyoruz. Ayrıca ihtiyaç sahibi çocuklara da yardım dağıtıyoruz. Bunları da tabii ki Almanya’daki eş, dost, hısım, akraba etrafımızda bize güvenen, bizi seven dostlarımızın yardımlarıyla toparlayıp buraya getiriyoruz. Burada bu yardımları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Aşağı yukarı 5-6 yıldan beri de Sultangazi Habibler Mahallesi’ndeyiz. Muhtarımızla dostluğumuz vardı zaten. Çok şükür bugün de buraya geldik. Yine 250 çocuğumuzu kışlık, bot, mont, atkı, bere, şal. Zarfların içerisinde okul harçlığı. Daha sonra yiyecek, içecek küçük böyle hediyemiz olsun. Bu şekilde bir kampanya başlattık ve çok şükür çok da başarılı oldu. Ben burada sizin aracılığınızla öncelikle Almanya’da bu şekilde yardımları burada yapabilmeme imkan tanıyan eşe, dosta, hısım akrabaya herkese çok çok teşekkür ederim. Allah herkesin hayrını kabul eylesin. Bunun yanı sıra başta muhtarım Hakan Taşçı olmak üzere Kuyumcu Mehmet İskender Topuz ağabeyim. Yıllardan beri zaten beraberiz. Çok şükür Almanya’dan da bir ekiple geldik. En hızlı bir şekilde bu mahallenin acil odun yardımı ihtiyacı var. Burada Hakan ağabeyin başlattığı, muhtarımızın bir meşe odunu kampanyası vardı. Bu kampanyaya da bizler yine destek çıkacağız" ifadelerini kullandı.
İstanbul Work and Travel’da son gelişmeler Kültürel değişim programı Work and Travel’a bu sene de ilgi oldukça yoğun. Dünyanın dört bir yanından üniversite öğrencilerinin katıldığı program öğrencilerin kültürel, vizyonel, mesleki ve dil konusunda gelişmesinin önünü açıyor. Öğrenci değişim programı denilince akıllara ilk gelen program Work and Travel oluyor. Uzun senelerdir dünya öğrencileri arasında popülaritesini asla kaybetmeyen Work and Travel her yıl binlerce gence Amerika Rüyası’nı yaşama fırsatı sunuyor. Dünyanın dört bir yanından, her yıl 100 bin öğrencinin katıldığı programda bu sene dengeler değişecek mi merak konusu oldu. ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkan olarak seçilmesinin Work and Travel üzerindeki etkisi bu alandaki uzmanlar tarafından çeşitli şekillerde yorumlanıyor. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Oxford House Work and Travel Genel Müdürü Deniz Akar “Work and Travel gibi köklü bir programın ABD’deki seçim sonuçlarından olumsuz olarak etkileneceğini düşünmüyoruz. Hatta aksine turizm kökenli bir iş insanı olan Trump’ın çoğunluğu hizmet sektöründe çalışmak üzere Work and Travel ile ABD’ye giden öğrencilere olumlu bir tavır sergileyeceği hakkındaki inancımız tam. Trump’ın göçmenlikle ilgili politikalarının Work and Travel ile ABD’ye giden eğitim seviyesi yüksek üniversite öğrencilerine yönelik olmadığını biliyoruz. Bu sebeple öğrencilerimizin içini rahat tutmasını öneriyoruz” dedi. “Amaç para kazanmak değil, kültürel değişimi deneyimlemek” Akar sözlerine şöyle devam etti: ’’Work and Travel öğrencilerin yaz aylarında 3 ay süreyle ABD’de çalışıp 1 ay da özgürce ABD içerisinde seyahat hakkı kazanılan bir programdır. Yaşları 18 ile 25 arasında değişen üniversite öğrencilerinin başvurabildiği program kapsamında öğrenciler genellikle hizmet ve gastronomi sektöründe, güvenli bir şekilde çalışma imkanı kazanır. Öğrenciler, ABD’nin önde gelen otel, restoran, cafe, su parklarında çalışıp 3 ayda biriktirdikleri para ile seyahat eder. Öğrencilerimize para biriktirmeye değil de kültürel, vizyonel ve dil becerileri olarak mümkün ölçüde kendilerini geliştirmelerini söyleyerek ABD’ye gönderiyoruz. Öğrencilerin buna rağmen ciddi birikimler yaparak Türkiye’ye döndüklerini gözlemlediklerini belirtti." Work and Travel’daki asıl amacın hiçbir zaman para kazanmak olmadığını fakat buna rağmen öğrencilerin kazançlarının azımsanmayacak seviyede olduğunu belirten Akar, “Öğrencilerin Work and Travel’da kazançları oldukça iyi oluyor. Bazıları çalışma izinleri ölçüsünde fazla mesai yapıyor ya da ek işlerde çalışıyor. Bu da gelirlerinin artmasını sağlıyor. Bazı öğrencilerimizin biriktirdikleri meblağları duyduğumuzda inanamıyoruz” dedi. "Kazançları saatlik 19 dolara kadar yükseliyor" Öğrencilerin ABD’de yoğun olarak hizmet ve gastronomi sektöründe çalıştığını belirten Akar, Work and Travel’a katılan öğrencilerin saatlik kazançlarının ortalama 15-16 dolar olduğunu fakat kimi iş yerlerinde 19 dolara kadar yükselebildiğini söyledi. Akar, ’’Öğrenciler haftalık 35-40 saat çalışma hakkına sahiptir. Maksimum seviyede çalışan bir gencin aylık kazancı 3 bin doları bulur. Bu da öğrencilerin ABD’de yaşaması için oldukça iyi bir rakamdır. Konaklama konusunda genellikle işverenler öğrencilere konaklama imkanı sunarken arzu eden gençler konaklamalarını kendileri ayarlayabilmektedir’’ dedi. “İş başvurusu yapmada geç kalınmaması lazım” Deniz Akar, ABD’nin en sevilen eyaletlerinde, en iyi işverenlerle çalışmak isteyenlerin iş başvurularında gecikmemelerini önerdi. Akar, ABD’li şirketlerin Work and Travel’da çalışmak üzere öğrenci seçmek için Türkiye’ye geldiğini belirtip tüm öğrencilerin bu iş fuarlarına katılmalarının kendileri için en iyisi olacağını vurguladı. Akar, 7 Aralık’ta Oxford House Work and Travel’ın Hilton İstanbul Bosphorus’da gerçekleşecek olan WAT İş ve Kayıt Günlerine Amerika’nın güçlü işverenlerinin katılacağını belirtti. Pleasure Pier, Elitch Gardens, Food Lion, Premier Pool Management, Great Wolf Lodge, The Omni Homestead Resort Cafe, Beechmont Country Club gibi gözde işverenlerin katılacağı fuara yüzlerce öğrencinin katılması bekleniyor. Yapılan açıklamaya göre, 2 aşamalı olarak gerçekleşecek olan Work and Travel İş ve Kayıt Günleri’ne ABD’den onlarca işveren katılacak, doğrudan Work and Travel’a kayıtlı öğrencilerle mülakatlar yapacak ve işlere yerleşimlerini sağlayacak. Henüz kayıt yaptırmamış üniversite öğrencileri Oxford House yetkililerince Work & Travel hakkında detaylı bilgi alarak programa kayıt yaptırabilecekler. Work and Travel 4 yıllık üniversite öğrencilerinin katılabildiği, yaz aylarında hem çalışıp hem dillerini geliştirip pratik yapabildikleri bir program. WAT kapsamında başarılı öğrencilere burs imkanı sunulmaktadır. Başarılı üniversitelerin 4 yıllık lisans bölümlerinde okuyan, not ortalaması 2.5’un üzerinde olan, İngilizce seviyesi minimum B1 olan ve tercihen ara sınıf öğrencisi olan gençler 400 dolara kadar burs imkanından faydalanabiliyor.