POLİTİKA - 12 Şubat 2020 Çarşamba 11:21

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Rejim güçlerini her yerde vururuz'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Rejim güçlerini her yerde vururuz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gözlem noktalarındaki veya diğer yerlerdeki askerlerimize en küçük bir zarar gelmesi halinde bugünden itibaren İdlib’le ve Soçi muhtırası sınırları ile bağlı kalmadan rejim güçlerini her yerde vuracağımızı buradan ilan ediyorum. Türkiye’yi hedef alan herkes bunun bedelini sadece saldırı alanında değil her yerde ödeyeceğini bilmelidir” dedi.

AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta gerçekleştirilen grup toplantısında Elazığ ve Malatya depremlerinden etkilenen vatandaşlar için bir yardım kampanyası başlattıklarını hatırlatarak, şu ana kadar bu kampanya hesabında yaklaşık 1 milyon lira yardım toplandığını kaydetti. Kampanyayı il, ilçe, belde teşkilatları, belediye başkanları, belediye ve il genel meclis üyelerini kapsayacak şekilde genişlettiklerini söyleyen Erdoğan, “Ziraat Katılım Kızılay şubesinde AK Parti adına açılan yardım hesap numaramız şu anda ekranda gözükmektedir. Ayrıca bu hesap numarası tüm milletvekillerimize ve teşkilatlarımıza mesajla da gönderilmiştir. Teşkilat mensuplarımızı ve tüm vatandaşlarımızı bu hesaba katkıda bulunmaya davet ediyorum. Bu sıkıntılı dönemde milletimizin yanında olmak bizim en büyük görevimizdir” ifadelerini kullandı.

Önceki gün rejim güçlerinin ateşi sonucu İdlib’te şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu son saldırı ile bugüne kadar İdlib’te verilen şehit sayısının 14’ü, yaralı sayısının ise 45’i bulduğunu kaydetti. “Ülkemizin kontrolü altında tuttuğu yerlerdeki huzur ortamından rahatsız olan terör örgütleri sürekli insanlık dışı eylemleriyle kana susamışlıklarını gösteriyor” diyen Erdoğan, 2 gün önce Afrin’de meydana gelen bombalı araç saldırısında aralarında çocukların da olduğu tamamı sivil 8 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

“Artık lafa değil sadece sahadaki gerçeklere bakarak hareket edeceğiz”

Benzer tacizlerin diğer harekat bölgelerindeki sivillere de yöneltildiğini ifade eden Erdoğan, “İdlib’te rejim ve onlarla birlikte hareket eden Rus güçleri ile İran destekli militanlar sürekli sivil halka saldırıyor, katliam yapıyorlar. Söze gelince insan haklarını çocukları kadınları sivil hassasiyetini ağızlarından düşürmeyenler tüm bu saldırılar karşısında derin bir sessizliğe gömüldüler. İdlib ile ilgili kimi endişe ifadelerinin de insan hayatına ve onuruna olan saygıdan değil başka saiklerden kaynaklandığını biliyoruz. Herkes gözünü kapatsa sırtını dönse de Türkiye bu duruma seyirci kalmayacaktır. İdlib’te rejim ve Ruslar ile yine rejim ile birlikte hareket eden güçlerin çoğu saldırılarının teröristleri değil doğrudan sivil halkı hedef aldığı gerçeğinin altını çizmek istiyorum. Amaç kolayca işgal etmek için bölge halkını ülkemiz sınırlarına doğru hareketlenmeyi zorlayarak sahayı tamamen boşaltmaktır. Bugüne kadar yapılan anlaşmalara verilen sözlere riayet edilmesini bekleyerek en az fiili müdahale ile süreci yönetmeye çalıştık ama bize verilen sözler yerine getirilmediği gibi anlaşmalara da kimse uymuyor. Üstelik bir süredir bu saldırılar doğrudan askerlerimizi, dolayısıyla doğrudan Türkiye’yi de hedef almaya başladı. Madem durum bu, öyleyse bizde artık lafa değil sadece sahadaki gerçeklere bakarak hareket edeceğiz” açıklamasını yaptı.

“En küçük bir ihlali dahi affetmeyeceğimiz bir döneme girdik”

Şubat ayı sonuna kadar rejimi Soçi muhtırası sınırları dışına, yani gözlem noktalarının gerisine çıkartmakta kararlı olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun için karada ve havada her ne gerekiyorsa çekinmeden, hiçbir oyalamaya meydan vermeden bunu yapacağız. Bitmez tükenmez toplantıların sonucunu beklemeden hemen şimdi ne yapmamız gerekiyorsa onun adımlarını atacağız. Bu amaçla son günlerde İdlib’teki askeri gücümüzü ciddi oranda tahkim ettik. Bölgedeki muhalif gruplardan başı bozuk hareket ederek rejime saldırı bahanesi verenlere de artık tavizsiz davranacağımızın mesajını ilettik. Geldiğimiz noktada artık kimsenin taşkınlığına, bağnazlığına, satılmışlığına göz yumacak değiliz.

Ülkemizde birlikte mücadele eden Suriyeli kardeşlerimiz rejimi Soçi mutabakatı sınırlarının ötesine atmak için harekete geçtiler. İdlib’te sivil yerleşim yerlerini vuran hava araçları artık eskisi gibi hareket edemeyeceklerdir. Karada da rejim güçlerini aynı şekilde belirlediğimiz sınırların ötesine kadar kovalayacağız. Adana Mutabakatının gereği bu. Bu süreçte gözlem noktalarındaki veya diğer yerlerdeki askerlerimize en küçük bir zarar gelmesi halinde bugünden itibaren İdlib’le ve Soçi muhtırası sınırları ile bağlı kalmadan rejim güçlerini her yerde vuracağımızı buradan ilan ediyorum. Türkiye’yi hedef alan herkes bunun bedelini sadece saldırı alanında değil, her yerde ödeyeceğini bilmelidir. Harekat bölgelerimize yönelik tacizlere ilişkin karşılık özellikle hakkımızdır, hakkımızı da gerektiğinde bire on misliyle vereceğimiz, en küçük bir ihlali dahi affetmeyeceğimiz bir döneme girdik.”

“Hesap vermemiz gerekiyorsa her platformda göğsümüzü gere gere veririz”

“Şehitlerimizin bir tek damla kanını dahi teröristlerin ve rejimin tüm güçlerine değişmeyiz” diyen Erdoğan, “İdlib başta olmak üzere Suriye halkının hayatta kalma ve onurunu koruma mücadelesine destek vermek hem tarihi hem ahlaki hem insani sorumluluğumuzdur. Şayet bunun için hesap vermemiz gerekiyorsa her platformda göğsümüzü gere gere ve her türlü bedeli ödeyerek onu da yaparız. Mehmetçiklerin kanının döküldüğü bir yerde kendini ne kadar büyük görürse görsün hiç kimsenin güvende olamayacağını da burada açıkça söylüyorum. Bugün Suriye’de vermekten imtina edeceğimiz mücadeleyi yarın kendi topraklarımızda yürüteceğimizin bilinciyle tüm gücümüzü kullanacağız. Unutulmamalıdır ki Suriye halkının özgürlük mücadelesi aynı zamanda 83 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının beka mücadelesidir.

Bu mücadeleyi başarıya ulaştırırsak önümüzdeki yarım asırda, bir asırda Anadolu topraklarında huzurla yaşayabiliriz. Eğer Suriye terör örgütlerinin ve ipi başkalarının elinde kukla rejimlerin elinde kalırsa bizim de burada güvenliğimiz ve istikrarımız tehdit altına girer. Suriye güvende olacak ki biz de kendi evimizde rahat edebilelim. Türkiye’nin Suriye’de ne işi var diye soranlar aslına bakılırsa terör örgütlerinin ne için ülkemizde değil de hala Suriye’de faaliyet gösterdiğine hayıflananlardır. Ülkemizin ne terör örgütlerinin eylem sahası haline getirilmesine ne de kukla rejimlerin burnunun dibinde sürekli tehdit unsuru olarak kalmasına izin vereceğiz. Milletimden ülkemizin Suriye’deki mücadelesine bu gözle bakmasını ve desteklerini artırarak sürdürmesini bekliyorum. Bugün gösterdiğimiz çabalarla gelecekte evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri bir ülke bırakmayı hedefliyoruz. Rabbim bu yolda gayret gösteren kahraman ordumuz başta olmak üzere herkese güç versin, zafer nasip eylesin” ifadelerini kullandı.

İlker Turak - Ömer Çetin



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Prof. Dr. Alaeddinoğlu: “Van’daki çığların temel nedeni sulu kar" Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van’da art arda meydana gelen çığ olaylarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, “Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu” dedi. Geçtiğimiz günlerde olumsuz hava şartlarının etkili olduğu Van-Çatak ve Van-Bahçesaray karayolu üzerinde bulunan çok sayıda bölgeye çığ düştü. İki gün içinde 10’dan fazla çığın meydana geldiği Çatak ve Bahçesaray karayolları ise ulaşıma kapanmıştı. Birkaç gün içinde çok sayıda çığın düşmesi bölge insanını endişelendirirken, uzmanlar ise yaşanan duruma ilişkin uyarıda bulundu. Özellikle mart ayındaki yağışların sulu bir kar yapısıyla düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Alaeddinoğlu, bu durumun yüksek kesimlerdeki kar birikintilerinin ağırlaşmasına ve çığ riskinin artmasına neden olduğuna dikkat çekti. Eğimli yamaçlardaki kar birikintilerinin ağırlaşmasıyla birlikte, eğim doğrultusunda aşağı kayması ve çığ oluşumu riskinin arttığını vurgulayan Alaeddinoğlu, son 10 gün içerisinde bölgede yaşanan ciddi çığ olaylarının temel nedeninin ise bu olduğunu bildirdi. Alaeddinoğlu, bu tür durumlarda ilgili kurumların bölgedeki insanını bilgilendirmesi ve önlem alınması gerektiğini kaydetti. “Düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı” İHA muhabirine konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, geçmişte genellikle mart ayında meydana gelen çığların küresel ısınma ve havaların sıcak gitmesiyle birlikte ocak ve şubat aylarında da meydana geldiğini belirtti. Mart ayında düşen yağışların sulu kar şeklinde olmasının çığ riskini artırdığını ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Mart ayında yaşanan yağışın sulu bir kar yapısı vardı. Dolayısıyla daha önceden havzada yüksek kesimlere düşmüş olan karın önemli bir kısmı orada duruyordu. Eğim doğrultusunda havaların ısınmasıyla birlikte toprakla kar örtüsünü de birbirinden tutacak o yapı ortadan kalkmıştı. Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu. Özellikle son 10 gündür ciddi sayıda çığ olayının gerçekleşiyor olmasının temel nedeni budur” diye konuştu. “İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemeli” Meydana gelen çığların bir faciaya dönüşmemesi için gerekli önemlerin alınması gerektiğini dile getiren Alaeddinoğlu, “Kısa süreli kar yağışı ve sonrasında çığların olması mümkün. Çünkü toprakla karı tutan herhangi bir bağ kalmayınca düşen yeni karın ağrıyla birlikte eğim doğrusundan akışa geçen o kar örtüsü çığa neden olur. Dolayısıyla bu tarz yağışların gerçekleştiği zamanlarda ilgili kurum ya da birimler, kesinlikle o bölgede yaşayan ve o güzergahını kullanan insanları bilgilendirmelidir. İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemelidir. Aksi takdirde kontrollü patlatma veya diğer önlemler devreye girmeden insanların canına ya da malına zarar verebilir. Tabi bunun önüne geçmek, onların hayatlarını korumak bütün kurumların görevidir” şeklinde konuştu.
Antalya AŞT’nin ‘Huysuz’ oyununu beğeni topladı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde Antalya Şehir Tiyatroları’nın sahnelediği ‘Huysuz’ oyununu izleyerek, Genel Sanat Yönetmeni ve oyunculara çiçek takdim etti. AŞT’nin 40 yıldır sahnelerde perde açmasının önemine değinen Başkan Böcek, sanata ve sanatçıya sahip çıkmaya devam edeceklerini söyledi. Antalya Şehir Tiyatrosu (AŞT) 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde ‘Huysuz’ oyunu ile izleyiciyle buluştu. Sahnelendiği ilk günden itibaren izleyiciden büyük beğeni toplayan ve kapalı gişe oynayan ‘Huysuz’ yine izleyenleri büyüledi. Oyunu izleyenler arasında yer alan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’te oyun sonrasında sahneye çıkarak, AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ve oyunculara çiçek takdim etti. “Tiyatro emekçilerinin günlerini kutladı” “40 yıldır perdesini hiç kapatmayan, yurt içi ve yurt dışında oyunları ile izleyiciyle buluşan tüm AŞT oyuncularının ve Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum” diyen Başkan Muhittin Böcek, “AŞT bu sahneye 2.5 yıl önce taşındı. Tüm oyuncularının ve çalışanlarının büyük emekleri var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözü ile sanata olan önemini belirtmiştir. Bizde sanata ve sanatçılarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür başta olmak üzere siz değerli sanatçılarımız iyi ki varlar. Hepsinin bu özel gününü kutluyorum” ifadelerini kullandı. “Perdemiz 40 yıldır açık” Oyun sonrasında ‘Huysuz’ oyuncuları performansları ile uzun süre ayakta alkışlandı. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ise bu sahnede izleyicilerin karşısında kendilerini çok iyi hissettiklerini belirterek, “27 Mart’ta çok güzel şeyler oldu. 3 sahnemizde tarihimizde ilk defa perde açtık. Anadolu’da 40 yılını dolduran ve hiç kesintisiz perde açan tek tiyatro olma unvanını taşıyoruz. Bu muhteşem bir şey. Bizlere her konuda destek olan Muhittin Başkanımıza da çok teşekkür ederiz. 40 yıldır tiyatromuzda emeği olan herkese, 40 yıldır bu sahnelerde alkışlayan tiyatroseverlere minnettarız” diye konuştu. 40. yıl sergisini gezdi Daha sonra ise Başkan Muhittin Böcek, Mehmet Özgür ve tüm oyunculara çiçek takdim etti. Başkan Böcek, oyuncularla 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü anısına öz çekim yaparak, bu anı ölümsüzleştirdi. Başkan Böcek, AŞT fuayesinde açılan, oyunlarının afişleri, oyunlardan fotoğraflar, ödüller ve oyunlarla ilgili gazete kupürlerinin yer aldığı AŞT’nin 40. Yıl Sergisi’ni de ziyaret etti.