GÜNDEM - 15 Ocak 2019 Salı 17:21

Cumhurbaşkanı Erdoğan Rus gazetesine yazdı

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan Rus gazetesine yazdı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’nın önde gelen gazetelerinden Kommersant için “Türkiye-Rusya işbirliği, Suriye krizinin çözümü için kritik önemde” başlıklı bir makale kaleme aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaleme aldığı makalede şu ifadelere yer verdi:

“Suriye’de 2011 yılından beri devam eden ve yüzbinlerce insanın hayatına mal olan iç savaş, Amerika Birleşik Devletlerinin bölgede bulunan askerlerini geri çekme kararıyla birlikte yeni bir aşamaya geçiyor. ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile Aralık ayında yaptığım görüşmelerde Türkiye’nin bu yeni süreçte Ortadoğu’da barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesi için gereken adımları atmaya kararlı olduğunu ifade ettim.

Bu itibarla Astana sürecini birlikte başlattığımız Rusya Federasyonu ile yakın işbirliğimizi sürdürmek arzusundayız. Amerika Birleşik Devletlerinin Suriye’den çekilmesi, doğru yönde atılmış bir adımdır. Zira Suriye’de yaşanan kriz, ancak Suriye’nin yaralarının iyileşmesinden fayda, derinleşmesinden ise zarar görecek ülkeler tarafından çözülebilir. Bu anlamda Türkiye olarak komşumuzun toprak bütünlüğünü muhafaza edecek, Suriye toplumunun tamamının siyasi temsilini sağlayacak ve şiddet nedeniyle yerlerinden edilen insanların ülkelerine dönmesini sağlayacak bir siyasi çözümden yanayız.

Bu hedeflere ulaşılması için Türkiye ve Rusya Federasyonunun işbirliği ve eşgüdüm içerisinde olmaya devam etmesi gerekmektedir. Nitekim geçen yıl müzakere ettiğimiz İdlib mutabakatı, birlikte çalışmamızın hem ülkelerimizin hem de Suriye halkının çıkarlarının korunması açısından büyük bir önemi haiz olduğunun en açık göstergesidir. Öte yandan son haftalarda Amerika Birleşik Devletlerinde faaliyet gösteren bazı yapıların, Suriye krizinin sona erdirilmesine katkıda bulunacak çekilme kararını engelleme gayreti içerisinde olduğuna şahit olduk. Türkiye açısından bu sürecin referans noktası, Sayın Trump ile gerçekleştirdiğim görüşmelerde ortaya çıkan anlaşma zeminidir.

Öte yandan ‘Türkiye Kürtleri katledecek’ veya ‘Kürt müttefiklerimizi yüzüstü bırakmayalım’ gibi birtakım söylemlerin, Trump yönetimine baskı yapmak amacıyla dolaşıma sokulduğunu görüyoruz. Öncelikle Türkiye Cumhuriyetinin Suriye Kürtleriyle veya komşumuzun sınırları içerisinde yaşayan hiçbir kesimle sorunu olmadığını ifade etmek isterim. Amerika merkezli olarak dolaşıma sokulan mesnetsiz iddialar, gerçekleri değil, birtakım çıkar gruplarının bakış açısını yansıtmaktadır. Öte yandan ne ülkemizin ulusal güvenliğine tehdit oluşturan ne de Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan hiçbir unsurun varlığına tahammül etmeyeceğimizi açıkça ifade ettik, ediyoruz.”

“ABD, kuzuyu kurda emanet etti”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaleme aldığı makalesinde “Amerika Birleşik Devletleri, son yıllarda PKK terör örgütünün Suriye uzantısı olan PYD/YPG teröristlerine silah ve eğitim desteği verdi. Bu stratejik açıdan ve ahlâken sorunlu adımlar, DEAŞ terör örgütüyle mücadele adı altında atıldı. ABD’nin bu yanılgısı, DEAŞ baskısı altında yaşayan Suriyelilerin bir başka terör örgütünün kontrolü altına girmesine neden oldu. Bir başka deyişle ABD, kuzuyu kurda emanet etti. Hatta uygulanan politikanın sorunlu olması sebebiyle önce PKK-PYD bağlantısını kabul eden resmi internet siteleri sansürlendi, sonra da Suriye Demokratik Güçleri adı altında yeni bir sanal yapı kuruldu. Bu yol haritasını oluşturan kesimler, bugün PYD/YPG ile ilgili gerçekleri uluslararası kamuoyundan gizlemeye devam ediyor.

Öncelikle PKK’nın Suriye uzantısı, hiçbir zaman terörle mücadele konusunda samimi olmadı. Tam aksine, bazı ABD’li yetkilileri ikna ederek Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurma hedeflerini DEAŞ ile mücadele bahanesiyle gerçekleştirmeye kalkıştılar. Biz bu projeye cevabımızı, Zeytin Dalı Harekatı’nı düzenleyip, örgütü Afrin bölgesinden çıkararak verdik. Önümüzdeki dönemde dost ve müttefiklerimizle birlikte komşumuzun toprak bütünlüğünü muhafaza etmek için gereken adımları atacağız. Bugün Amerika’da bazı kesimlerin ısrarla gözardı ettiği husus, bu örgütün Suriyeli Kürtleri temsil etmediği; tam aksine Kürt kökenli Suriye vatandaşlarına birçok kötülük yaptığıdır. Nitekim örgütün baskısından kaçan on binlerce Suriyeli Kürdün senelerdir Türkiye’de yaşamaları, bu durumun en somut göstergesidir.

Dolayısıyla son haftalarda dolaşıma sokulan iddiaların, gerçeklerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Öte yandan otuz yılı aşkın süredir vatandaşlarımızı hedef alan bir terör örgütüyle ilgili ne yapılacağını kimseden öğrenecek, terörle mücadele etmek için kimsenin müsaadesini isteyecek değiliz. Koşullar olgunlaştığında Suriye topraklarından ülkemizi tehdit eden teröristleri hedef alma hakkımızı saklı tutuyoruz. Son olarak Rusya Federasyonu ile birlikte Astana Süreci kapsamında elde ettiğimiz kazanımların ve siyasi çözüm yönünde kaydettiğimiz ilerlemenin bu süreçte akamete uğramasını istemiyoruz.

Suriye’nin yeniden güven ve istikrara kavuşturulması ve yeniden inşası noktasında el birliğiyle çalışmak durumundayız. Terörün sona erdirilmesi, DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin yeniden ayağa kalkmasının engellenmesi ve dolayısıyla Suriye’nin dış müdahalelere kapatılmasının tek yolu budur. Suriye konusunda Türkiye’nin pozisyonu çok açıktır. Güney sınırımızda yaşanan istikrarsızlığın ortadan kaldırılması, ancak dost ve müttefiklerimizle işbirliği ve eşgüdüm içerisinde olmamızla mümkündür.

Bu çerçevede hem DEAŞ hem de PKK terör örgütünün Suriye uzantısıyla kararlı bir mücadele etmek zorundayız. Bölgemizde yaşanan sorunlar, ancak kaderi bu coğrafyanın kaderine bağlı olan milletler tarafından kalıcı olarak çözülebilir. Artık gazete manşetlerine, sosyal medya kampanyalarına göre politika belirlemenin zamanı geçmiştir. Suriye iç savaşının başlamasından itibaren Türkiye, bölgedeki insani kriz ve istikrarsızlıkla başa çıkmak için ne yapmayı düşündüğünü açıklayan tek ülke oldu.

Aynı şekilde sözlerini tutan tek ülke olduk. Krizin başından itibaren bir yandan insani yardımlarımızı sürdürürken, diğer yandan meselenin ancak siyasi bir çözümü olabileceğini vurguladık. Bu çerçevede dost ve müttefiklerimizle birlikte terörle mücadeleyi destekleyecek, istikrarı tesis edecek ve barışı sağlayacak işbirliklerine hazırız” ifadelerini kullandı.  

Derya Yetim
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.