POLİTİKA - 03 Mart 2017 Cuma 13:54

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Sosyal medyanın kültürümüzü yiyip bitirmesine göz yumamayız'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Sosyal medyanın kültürümüzü yiyip bitirmesine göz yumamayız'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Televizyonun, internetin, sosyal medyanın kültürümüzü yiyip bitirmesine göz yumamayız. Tam tersini bu imkanları kendi kültürümüze yeni kuşaklara aktarma konusunda etkin yolları bulmalıyız. Medeniyetimizden koparsak her şeyimizi kaybederiz" dedi.

3. Milli Kültür Şurası 28 yıl sonra İstanbul’da toplandı. Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleşen toplantıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Dr. Selim Temurci ve çok sayıda davetli katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şuranın yeniden toplanmasını sağlayan Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’ya teşekkür ederek, "Kültür ve medeniyeti birbirinden ayırmak mümkün değildir. Kültürümüz üzerinde kafa yormak, büyük mirasa hakkıyla sahip çıkmak için daha fazla çalışmamız gerek. Bu sadece devletin sorumluluğu değil toplum olarak, iş dünyası olarak, sivil toplum kuruluşları olarak ele ele vermeli sahip olduğumuzu imkanları iyi değerlendirmeliyiz" dedi. Tarihi yerlere ziyaretçi sayılarını da açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ayasoyfa’ya 3,5 milyon, Sultanahmet’e 3,2 milyon kişi geldi. Nitekim ülkemizin kültür harcamalarına baktığımızda 2014 yılında 33 milyarlı liralık meblağının yarısına yakını televizyon ve yayınları, kitap gazeteye yüzde 13, sinema harcamaları ise 5,7 kültür ekonomisinde yer alıyor. Geçtiğimiz 14 yılda çok önemli işler yapıldı. Doğrudan Bakanlığa bağlı müze sayısı 93’ten 198’e çıktı. Sinemaya giden seyirci sayısı 23,5 milyondan 58 milyonun üzerine çıktı. Yerli filme giden 31 milyon seyirci ile tarihimizin en yüksek seyirci potansiyeline ulaştı" dedi.

"ÇAĞIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU KÜLTÜREL SIĞLAŞMA"

Niteliksiz etkinlikler konusunda da uyarılarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Niteliksiz milli kültürümüze uymayan etkinlikler konusunda dikkatli olmalıyız. Çağımızın en büyük sorunu kültürel sığlaşma. Günlük üretilip günlük tüketilen işlerle bir kültür medeniyeti inşa edilemez. Kalıcı uzun vadeli işlere yoğunlaşmalıyız. Gençlerimiz, bir üstadın dizinin dibinde öğrenmeli. Siyasetteki tecrübem bunu gösteriyor. Televizyonun, internetin, sosyal medyanın kültürümüz yiyip bitirmesine göz yumamayız. Tam tersini bu imkanları kendi kültürümüze yeni kuşaklara aktarma konusunda etkin yolları bulmalıyız. Bir dönem ’Küçük Ağa’ dizisi gibi bir neslin üzerinde etkilendiği gibi ’Diriliş Ertuğrul’ dizisi de benzer bir şekilde ilgiyle takip ediliyor. Eğer benim 6 yaşındaki torunum, 12-13 yaşındaki torunum normali izlemekle birlikte tekrarını da izliyorsa bunu kazanmışız. Müzik alanındaki yozlaşmaya rağmen müziğin farklı alanlarında çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Itri’nin, Dede Efendi’nin, Tamburi Cemil Bey’in ölümsüz eserleri icra ediliyor, ilham kaynağı oluyor. İrfandan yoksun bir kültür hamallıktan başka bir şey değildir. Ahlaktan yoksun kültür anlayış bizi yozlaşmaya götürür. Akli ve ahlaki kemale ulaştırmaktır sanat ve kültür anlayışı. İstanbul’a Fatih’in gözüyle bakmazsanız sadece taş ve beton yığınları ile denizin karışımından ibaret bir şehir görürsünüz. Gönderde dalgalanan bayrağımıza şehitler ve gazi nazarıyla bakmazsanız, ay ile yıldıza grafik unsuru olmanın ötesinde söz söyleyemezsiniz" dedi.

Arif Nihat Asya’nın "Bayrak " şiirini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bayrağımızı bu şekilde görmek için milli kültür şuuruna ihtiyacımız var. Siyasi iktidar seçimle oyla olunabilir, kültür iktidar için çok daha farklı bir alın teri dökmeye ihtiyacımız var" diye konuştu.

"KÜLTÜRÜMÜZÜ KAYBEDERSEK YOK OLURUZ"

Türk kültürüne zaman zaman karalamalar da yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Halbuki üzerine çamur sıçratıldı diye mücevher değerini kaybetmez. Türk kültürü, tüm saldırılara rağmen en kaliteli en kıymetli kültürleri arasındaki yerini korumaktadır. Kültür sadece kitap sadece müzik mimari değil, bütün bunları içine alan hayat biçimidir. Dünya son birkaç asırdır kültürel bakımdan tek düzeleşme yolunda hızla ilerliyor. Bu tüm kültürler için tehdit. Fırsata dönüştürebiliriz. Bizim kuşağımız deyimlerden mahalli kültürümüz zenginliğinin son şahitleridir. Eğer bugün İstanbul sokaklarında yürüyen bir kişinin kıyafetinden, ayakkabısından, şapkasından, vücut çalımından o kişinin hangi kültürden olduğunu anlamıyorsak, kültürel kuraklığının pençesindeyiz demektir. Bizim farkımız var medeniyet birikimimiz, tarihimiz, geçmişimiz, devlet geleneğimiz açısından farklı bir milletiz.

Çağ kapatıp çağı açmış bir ecdadın torunları olarak kendimize yeni ve büyük gelecek inşa etme iradesine sahibiz. Onun için büyük Türkiye, Güçlü Türkiye diyoruz. Onun için 2023 hedeflerine ulaşmak istiyoruz. İşte bunun gençlerimize 2053 ve 2071 vizyonlarını miras bırakıyoruz. Bunun için anayasa değişikliğiyle ülkemize yeni bir yönetim sistemine kavuşturmanın mücadelesini veriyoruz. Her konuda siyasetimizin, hareket noktamızın merkezine yerli ve milli olanı yerleştirmemizin sebebi budur. 2023 vizyonu çerçevesinde kendimize yeni kültür hedefleri belirlemek durumdayız. Ricam ve beklentim bize 2023 vizyonumuza uygun derinliği gelecek vizyonu uygulanabilir bir yol haritası hazırlayın. Çok iyi çalışın. Biz de bunu hem çalışalım hem de uygulama alanına koyalım.

Bu şurada ortaya konulan makul ve uygulanabilir önerinin bizzat takipçisi olacağımı bununla ilgili bir heyeti de oluşturacağımı açıklamak istiyorum. Medeniyetimizden koparsak her şeyimizi kaybederiz. Kültürümüzü kaybedersek yok oluruz. Kimliğimizi kültürümüzü kaybedersek yığınların içinde kayboluruz. Onun için her fırsatta tek millet tek bayrak tek vatan tek devlet diyoruz. Bu ilkeler istiklalimizin ve istikbalimizin emniyet kilididir. Dağılıp parçalanmamak için bizi bölmek isteyenlerin karşısında çok daha diri olmak için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız bu amaca yönelmek için milli kültürümüze sahip çıkmalıyız. Fırtınaya tutunduğumuz sığınacağımız yegane liman olan kitaplarımıza, kültürümüze medeniyetimize sahip çıkmalıyız. Kültürümüzden uzaklaştıkça kendimize yabancılaştığımızı, kendimizden yabancılaştıkça güçlü olanların boyunduruğuna biraz daha gireceğimizi biliyoruz. Sık sık kültürdeki eğitimdeki eksiklere dikkat çekiyor, yeni dönemde bu alanlara yoğunlaşmamız gerektiğini ifade ediyorum."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Terörden temizlenen dağlarda yetişen otlar adeta şifa deposu Şırnak’ta güvenlik güçlerinin başarılı operasyonları ile teröristlerden temizlenen dağlarda artık güvenli bir şekilde gezilebilirken, vatandaşlar bahar mevsiminin gelmesi ile birlikte şifalı otları toplamak için dağlara akın ediyor. Beytüşşebap ilçesinde 3000 rakımlı karla kaplı dağlarda bahar aylarında yetişen endemik bitkiler bölge halkı tarafından hastalıklarda şifa olarak da kullanılıyor. Hengedan, bik ve ment otlarının yanı sıra, çevr, luşk, kenger, heliz, alilo ve daha birçok bitkinin yetiştiği dağlara giden vatandaşlar, günlerce topladıkları bitkileri at sırtında köylerine getiriyor. Zorlu yolculuk 2 gün sürüyor. 6 kilometre boyunca atların sırtında dağa çıkan köylüler, kamp kurup geceyi dağlarda geçiriyor. Sabahın ilk ışıklarıyla bitkileri toplamaya başlayan köylüler, kilolarca otu toplayıp at sırtına yükleyerek köylerine getiriyor. Kimi topladığı bitkileri satarken, kimisi de kış aylarında tüketmek için saklıyor. İlkbahar aylarında yalnızca 20 gün ömrü olan bu bitkileri toplama mesaisi günlerce devam ediyor. Dağlarda şifalı otları toplayan Servet Ermağan, topladıkları bitkileri guatır ve kanser tedavisinde kullandıklarını söyledi. Ermağan, "Sabah yola çıktık, 6 kilometre yol geldik. Burada pancarları toplayıp evimize götürüyoruz. Bu bitkiler guatır ve kanser ilacı olarak kullanılıyor’’ dedi. Caner Gükçe isimli genç ise, "Günler önce buraya çıkıyoruz. Dün kamp kurduk, uyuduk, sabah pancar topladık. Her sene olduğu gibi bu yıl da geldik. Kimisi topladıklarını satıyor, kimisi ilaç olarak götürüyor’’ diye konuştu.
Antalya Teleferik kazasında hayatını kaybeden Memiş Gümüş ve ailesinin kabine biniş anları görüntüleri ortaya çıktı Antalya’da yaşanan, bir kişinin ölümü ile 17 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan Tünektepe Teleferik kazasına dair güvenlik kamerası görüntüleri, olayın ayrıntılarını ortaya çıkardı. Görüntülerde, kazada hayatını kaybeden Memiş Gümüş ile yaralı olarak kurtulan ailesinin kabine bindiği anlar da kayıt altına alınırken yolcuların uyarıları ve kazadan sadece saniyeler önce yapılan müdahaleler dikkat çekiyor. Antalya’daki Tünektepe Teleferik kazasında, güvenlik kamerası görüntüleri son anda yapılan uyarıları ve kazanın detaylarını gözler önüne serdi. Güvenlik kamerası görüntülerinde, kazadan önceki beş dakika içinde, yolcuların üst istasyonda teleferik görevlilerini teknik bir sorun olduğuna dair uyardıkları görülüyor. İlk uyarıdan sonra teleferik, 25 saniye süreyle durduruluyor; ancak daha sonra tekrar çalıştırılıyor. Bu sırada, Avukat Memiş Gümüş ve ailesinin de içinde bulunduğu kabin, harekete geçtikten 50 saniye sonra, halat geçemediği için direğe takılarak kaza meydana geliyor. İhmal, kazaya sebep olan ana etkenlerden biri Kazaya ilişkin güvenlik kamerası görüntülerinde, yolcuların ve operatörün etkileşimleri net bir şekilde gözlemleniyor. Operatör Serkan Yellice, yolcuların uyarısı üzerine teleferiği kısa bir süre durdurmasına rağmen, yeterli kontrolleri yapmadan sistemi tekrar çalıştırıyor. Bu durum, kazanın yaşanmasına sebep olan ana etkenlerden biri olarak değerlendiriliyor. Kaza sonrası ikinci rapor hazırlanıyor Teleferik kazasının ardından olay yersi savcısının ikinci kez inceleme yaptığını açıklayan Av. Figen Çalıkuşu, hazırlanan yeni rapor sonrasında, ANET’in önceki yönetim kurulu başkanı, mevcut Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün avukatlarının, tekrar tutuklanma kararına itiraz edeceklerini söyledi. Çalıkuşu, "Bu rapor üzerine itiraz tekrar yapılacak. Savcı ikinci kez inceleme yaptı. İlk ön rapor vardı, tekrar bilirkişilerle olay yerine gidildi. Çok detaylı, uzun zamana yayılan bir inceleme yapıldı. Yeni bir rapor çıkacak, cinayet bürosunun döktüğü görüntüler de yeniden incelenecek. Mesut Kocagöz’ün çıkması gerekiyor. Kepez halkı Mesut beyi belediye başkanı olarak seçti, burada menfaatleri dengelemek lazım. Kamuoyunun menfaati aynı zamanda belediye başkanından hizmet almaktır. Kusuru olmadığı açık. Böyle bir dosya varken, Serkan Yellice’nin dosyayı kararttığı ortadayken, neden bu dosyanın üstüne gidilmiyor?" dedi.
İzmir 59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu İzmir Etabı 27 Nisan’da Bu yıl 59.’su düzenlenen ve 21 Nisan’da Antalya’da başlayan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun İzmir etabı 27 Nisan Cumartesi günü yapılacak. 59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun heyecanı 4. günde Marmaris-Bodrum etabıyla yaşanıyor. Kuşadası-Spil Dağı olarak ifade edilen 6. etapta bisikletçiler Kuşadası’ndan başlayarak Selçuk, Özdere, Gümüldür, Yeniköy, Menderes, Havalimanı Kavşağı, Kısıkköy, Yeşilköy, Karaağaç, Nazarköy ve Kemalpaşa istikametinden Spil Dağına ulaşacaklar. İzmir etabı olarak adlandırılan 7. Etapta ise, Çeşme Kalesi’nden start alan bisikletçiler; Ilıca, Şifne, Germiyan, Ildır, Urla-Barbaros Köyü, İçmeler, Urla, Narlıdere ve Balçova güzergâhını takip edecek, Mustafa Kemâl Sahil Bulvarı’ndan devam edecek, Konak, Bayraklı Sahili, Anadolu Caddesi istikametinden Yalı Caddesi’ne girecek ve Karşıyaka İskele’de bitiş noktasına ulaşacaklar. Yarışın 7. etabı 27 Nisan Cumartesi günü İzmir’de koşulacak. Vali Elban yakından takip etti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun, İzmir’in tanıtımına önemli katkılar sağlayacağını belirten İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, bisiklet tutkunlarını ve İzmirlileri yarışı takip etmeye davet etti. Vali Elban, İzmirlilerden tur dolayısıyla belirtilen güzergahlarda yapılacak trafik düzenlemelerini dikkate almalarını ve yarış heyecanının sona ereceği Karşıyaka’da final noktasında gerçekleştirilecek etkinliklere ortak olmalarını istedi. Final Karşıyaka İskelesi’nde olacak Yarışın 6. etabı olan 125,4 kilometrelik İzmir Etabı, cumartesi günü Çeşme Kalesi önünden başlatılacak. Turun Ilıca, Şifne, Germiyan, Ildır, Urla-Barbaros Köyü, İçmeler, Urla, Narlıdere ve Balçova güzergahını takiben Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndan devam ederek, Konak, Bayraklı Sahili, Anadolu Caddesi istikametinden Yalı Caddesi’ne girerek Karşıyaka İskele önünde final yapacağı açıklandı. Öte yandan, 26 Nisan Cuma günü koşulacak 6. Etap olan 160,1 kilometrelik Kuşadası-Spil Dağı güzergahında ise Selçuk, Özdere, Gümüldür, Yeniköy, Menderes, Havalimanı Kavşağı, Kısıkköy, Yeşilköy, Karaağaç, Nazarköy ve Kemalpaşa istikametinden Spil Dağı’na ulaşılacağı için belirtilen istikamette de İzmirlilerin trafik düzenlemelerine dikkat etmeleri istendi.
İstanbul İstanbul’da lüks otomobil kaçakçılığı operasyonu: 20 Kişi yakalandı İstanbul’da düzenlenen otomobil kaçakçılığı operasyonda, yabancı kişilerce yurt dışından turistik amaçla getirilip usulsüz yöntemlerle satıldığı belirlenen piyasa değeri yaklaşık 60 milyon lira değerinde çeşitli marka ve modelde 17 lüks araca el konulurken, 20 kişi gözaltına alındı. Otomobillerin bazıları İnterpol listesinde ‘çalındı’ kaydı yer alıyor. Alınan bilgiye göre, İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, bazı yabancı uyruklu kişilerin yurt dışından Türkiye’ye çalıntı otomobil getirip ülkede usulsüz yollarla sattıktan sonra çıkış yaptığı bilgisine ulaştı. İl genelinde lüks oto kaçakçılığının men edilmesi ve takibine yönelik geniş kapsamlı çalışma başlatan polis, yurda turistik amaçla yolcu beraberinde getirilen lüks araçların, yasal süresi içerisinde ülkeden çıkış yapmadığını ve şase numaraları değiştirilen bazı araçlara, sahte evraklarla tescil işlemi yapılarak Türkiye plakası çıkarıldığını tespit etti. Araçlara yönelik yapılan detaylı araştırmalarda otomobillerin bir kısmının Almanya, İsveç ve Polonya‘dan çalındığı ve İNTERPOL listesinde “çalıntı” kaydı bulunduğu ortaya çıkarıldı. Söz konusu araçların Türkiye’de aktif olarak kullanıldığı anlaşılınca operasyonun düğmesine basıldı. Lüks otomobil kaçakçılığına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, teknik ve fiziki takip başlatan polis, el değiştiren yeni araç sahiplerinin kimlik ve adres bilgilerini tek tek tespit etti. Sahte belgelerle tescil işlemi gerçekleştirilen ve kullanıldığı belirlenen piyasa değeri yaklaşık 60 milyon lirayı bulan 17 otomobile el konulurken, 20 şüpheli düzenlenen operasyonla yakalandı. Zanlılara ait ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda, sahte olduğu değerlendirilen çok sayıda araç satış evrakı ele geçirildi. Operasyonda, yurt dışından temin edilip usulsüz yöntemlerle satıldığı belirlenen çeşitli marka ve modelde 17 lüks otomobil ise el konulduktan sonra bugün İstanbul Emniyet Müdürlüğü avlusunda sergilendi. Yakalanan otomobil kaçakçıları sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şubesine götürüldü. Buradaki ifade işlemleri tamamlanan 20 zanlının, farklı tarihlerde sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece ‘adli kontrol’ şartıyla serbest bırakıldıkları öğrenildi.
Manisa Görmese de yaptığı müzikle mutluluklara tanık oluyor Manisa’nın Gördes ilçesine bağlı Kaşıkçı Mahallesi’nde yapılan düğün programına orkestrasıyla birlikte gelen görme engelli müzisyen bir yandan çalıp, bir yandan seslendirdiği şarkılarla herkesi kendine hayran bıraktı. Kütahya’nın Simav ilçesine bağlı Karamanca Mahallesi’nde müzikle geçimini sağlayan görme engelli Dursun Çimen (54), yaşadığı zorluklara rağmen sanatını icra etmekten vazgeçmiyor. Müzik sektörüne 6 yaşındayken İzmir Bornova Körler Okulunda öğretmenlerinin keşfetmesiyle başlayan ve 48 yıldır sanatını devam ettiren Çimen, sergilediği performansıyla görenleri hayran bırakıyor. Görmese de hayata müzikle sımsıkı sarıldığını anlatan Dursun Çimen, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, "Müziğe 6 yaşımda İzmir Bornova Körler Okulunda başladım. Rahmetli, nur içinde yatsın Şükran Kırıcı öğretmenim, sağ olanlar Mustafa Gençyılmaz ve Kazım Bozkurt çok iyi müzik öğretmenlerimdi. Ben 6 yaşında körler okuluna gider gitmez de sağ olsunlar benim müziğe olan yeteneğimi keşfettiler. Ben de o yaşımdan beri hiç ara vermeden müziğe devam ettim. İnşallah daha da edeceğim. Bornova Körler Okulunda 6 yaşından itibaren 11 yıl boyunca 17 yaşıma kadar eğitim aldım ve müzikle hiç alakamı kesmedim. Lise eğitimi için Simav ilçesine geldim ve lisede müzik kolu başkanı ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulundum. Arkadaşlarım arasında rahattım sağ olsunlar. Zaten ondan sonra profesyonel olarak düğünlerde sahneye çıkarak bu işe başladım" dedi. İzmir’den iyi bir eğitim alarak doğup büyüdüğü Simav’a geldiğini anlatan Çimen, "Simav Belediyesi Eynal kaplıcalarında aralıksız 20 yıl boyunca hiç değişmeden çalıştım. Talihsiz bir deprem olayımız oldu bizim. Hatta şehir dışındaki otellerden çok teklifler aldım ama iş yerimi çok sevdiğim için gidemedim. Arkadaşlarımı da çok seviyordum. Deprem olunca otellerimiz yıkıldı. Ben de düğünlere de gitmeye başladım. Profesyonel olarak düğünlere gidiyorum. Ekstra restoran ve turistik otellerde günübirlik gidip geliyorum. Ekibim var, benim şoförüm ve elemanım var onlarla gidip geliyorum. Görmemek engel değil. Hatta görmemem benim için daha iyi çünkü gördüğüm zaman şurada kaç kişi var gözüm onlara kayar mesleğimi icra ederken dikkatim dağılır. Görmemem benim için avantaj. Allah ömür verdiğince yine devam edeceğim. Bana ulaşmak isteyen olursa zaten beraber olduğumuz kardeşim Ali Osman Sönmez var ona ulaşabilirler veya bana ulaşabilirler zaten genelde beraber gidiyoruz. Bezen de ayrılıyoruz ama zaten bizi birbirimizden bulmanız mümkün. Benim yerim Simav’ın Yeşilova Mahallesi, Ali Osman kardeşime de Şaphane Karamanca Mahallesi’nden ulaşabilirler" şeklinde konuştu.
İstanbul PKK’nın Türkiye yapılanmasındaki uzantılarına 3 ilde operasyon: 9 gözaltı İstanbul, Ankara ve Şanlıurfa’da bölücü terör örgütü PKK/KCK’nın yurtiçi yapılanmasında yer alan kişilere yönelik düzenlenen operasyonda 9 şüphelinin yakalandığı bildirildi. Yakalanan şüphelilerin, örgütün ülkemizdeki yapılanmalarını bir araya getirmek ve koordine etmek amacıyla hayata geçirilen sözde Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Demokratik Örgütlenmesi (KCK/TDÖ) İdeolojik Alan yapılanmasına bağlı olarak faaliyet gösteren Basın/Yayın Komitesinin YRD(Yekitiya Rewşanberi Demokratik-Demokratik Aydınlanma Birliği) içerisinde yer alan kişiler olduğu belirtildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube ekipleri ile TEM birimlerince bölücü terör örgütü PKK’nın faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yeni bir çalışma gerçekleştirildi. Örgütün Türkiye’deki yapılanmalarını bir araya getirmek ve koordine etmek amacıyla hayata geçirilen sözde Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Demokratik Örgütlenmesi (KCK/TDÖ) ‘ideolojik alan yapılanmasına’ bağlı olarak faaliyet gösteren sözde Basın/Yayın Komitesinin YRD(Yekitiya Rewşanberi Demokratik-Demokratik Aydınlanma Birliği) içerisinde faaliyet gösteren 12 kişi tespit edildi. Güvenlik ve istihbarat birimlerince yerleri tek tek belirlenen 12 şüphelinin yakalanması için dün İstanbul, başkent Ankara ve Şanlıurfa’da eş zamanlı operasyon düzenlendi. Üç ilde 11 farklı adrese peş peşe yapılan baskınlarda haklarında yakalama kararı bulunan 12 kişiden 9‘u yakalanarak gözaltına alındı. Bu kişilere ait ikametlerde yapılan aramalarda dijital materyallere ve yasaklı yayınlara el konuldu. Yakalanan PKK/KCK üyesi 9 şüpheli sorgulanmak üzere İstanbul TEM Şubeye getirildi. Şüphelilerin emniyetteki sorgusu devam ederken firari durumda olan 3 zanlının yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.