POLİTİKA - 26 Ocak 2020 Pazar 09:33

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Vatandaşların mağduriyet yaşamaması için her türlü çabayı gösteriyoruz'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Vatandaşların mağduriyet yaşamaması için her türlü çabayı gösteriyoruz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Elazığ'da meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremle ilgili açıklama yaptı.

Elazığ merkezli 6.8 büyüklüğündeki deprem için tüm bölge halkına geçmiş olsun dileklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yerin 7 kilometre derinliğinde meydana gelen depremde 31 vatandaşımız hayatını kaybetti. 1607 vatandaşımız da yaralındı. Enkaz altında kurtarılan vatandaşlarımızın sayısı da 45. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı olanlara da acil şifalar diliyorum. Devletimiz deprem anından itibaren tüm kurumları ve imkanlarıyla vatandaşlarımızın yanında koşmuştur. İçişleri, Sağlık, Çevre ve Şehircilik bakanlarımız bölgeye giderek çalışmalara nezaret etmiştir. İhtiyaç duyulan her türlü personel, araç, gereç ve teçhizat kısa sürede deprem bölgesine ulaşmıştır. Arama kurtarma çalışması, yaralıların tahliye ve tedavisi, evi yıkılan vatandaşlarımız için gerekli olan tüm tedbirler süratle alınmıştır. Biz de Elazığ ve Malatya’ya intikal ederek bölgeyi inceledik. Yaralıları ziyaret ettik. Kış günü evleri yıkılan veya hasar gören vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması için her türlü çabayı gösteriyoruz. Türkiye bu büyük felaketin yaralarını birlik ve beraberlik içinde sarmaya başlamıştır. Dünyadaki dost ve kardeş ülkelerden de pek çok dayanışma mesajları aldık. Depremi hisseden tüm vatandaşlarımız ile milletimize geçmiş olsun diyorum. 36 saattir büyük fedakarlıkla insanlarımıza yardım eden AFAD, Kızılay, Silahlı Kuvvetler, jandarma, tüm kamu görevlilerine teşekkür ediyorum" dedi.

“Türkiye - Afrika ilişkileri her geçen gün güçleniyor”

Açıklamalarında daha sonra Afrika turuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Afrika turumuzun ilk durağı olan Cezayir'le 5 asra dayalı tarihe sahibiz. İlişkilerimiz 2006’daki ziyaretim sırasında imzaladığımız dostluk ve iş birliği temelinde her geçen gün daha da gelişiyor. Cezayir geride bıraktığımız yıl zorlu bir süreci başarıyla atlattı. Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un iş başına gelmesi çalkantılı dönemin atlatılmasına da vesile oldu. Yapacağımız görüşmelerde ikili ilişkilerimizi ele alma fırsatımız olacak. İnşallah iş forumu da düzenleyeceğiz. Bölgemizdeki güncel gelişmelere ilişkin fikir teatisinde bulunacağız. Cezayir’in ardından Pazartesi günü Gambiya'yı ziyaret edeceğiz. Ülkemizden cumhurbaşkanı düzeyinde yapılacak ilk resmi ziyaret olması açısından ayrı bir önem atfediyor. Gambiya bizim için Afrika'da FETÖ okulunu ilk kapatan ülke olması hasebiyle ayrı bir öneme sahiptir. Gambiya ile ilişkilerimizi ticaret ve turizm başta olmak üzere her ilişkimizi arttırmak istiyoruz. Gambiya’nın ardından aynı günün akşamı Senegal'e geçeceğiz. Senegal ile ilişkilerimizi daha da güçlendirmek amacındayız. Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler tarihinin adeta altın çağını yaşıyor. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemimizde 27 Afrika ülkesini ziyaret ettik. İlk defa gideceğimiz Gambiya ile bu sayıyı 28'e yükselteceğiz. Karşılıklı saygı, eşitlik, kazan kazan temelinde Türkiye - Afrika ilişkileri her geçen gün güçleniyor" dedi.

“Hasar tespitini yapıp süratle yeniden inşa çalışmaları başlatacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Elazığ’daki depremin ardından TOKİ'nin yapacağı çalışmaya yönelik soru üzerine “Hasar tespit çalışmalarını Çevre Şehircilik Bakanlığımız sürdürüyor. Elazığ'da da daha çok köylerde sıkıntı var. Binaların durumu nedir, bunların hasar tespitini yapıp süratle buralardaki yeniden inşa çalışmaları başlatacağız. Yıkılması gerekenler de varsa bunları yıkmak zorundayız. Artçı sarsıntılar devam ediyor. Dün akşam Malatya'da 5.1'lik sarsıntıya bizzat yaşayarak şahit oldum. Bu konuda gecikemeyiz. Şu anda 3 bakanımız orada, vekillerimiz orada, onları da bıraktık. Bakanlarımız ekipleriyle birlikte hasar tespit çalışmalarını sürdürüyorlar" diye konuştu.

“İnsanı tahrik eden bazı mesajlar var ki onlar çok çok beter, ahlaksızca”

Depremin ardından sosyal medyada yapılan provokatif paylaşımlara ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her şeyden önce birlik beraberliğe destek veren vatandaşlarımız varken bir diğer taraftan siyasi istismar vesilesi yapan, millet can derdindeyken mal derdinde olup fırsat devşirmeye çalışan ve karalama kampanyası sürdürüyorlar. İnsanı tahrik eden bazı mesajlar var ki onlar çok çok beter, ahlaksızca. Örneğin 20 yıldır bu hükümet depreme ne yapmış diyecek kadar... Depremi durdurma şansınız var mı. Öyle bir imkan söz konusu değil. Depremden sonra ne yaptığınıza gelince özellikle bizim iktidarımızda yaşadığımız önemli depremler oldu. Bingöl depreminde anında deprem bölgesine gittik. Adeta Bingöl’ü yeniden inşa ettik. Van depremi. Van’ı yeniden inşa ettik. Soma depremi yaşadık. Soma’yı da öyle. Anında bölgeye intikal ederek bu adımları attık. Artık kurumlarımız bu tür olaylar karşısında çok ciddi yeteneklere sahip oldular. Kızılay'ımızın durumu malum. Yardımda, iaşe konularında başarılı. AFAD aynı şekilde. Kurtarma olayında da AFAD'ın çok ciddi başarıları olduğunu gördük. Jandarmanın, Silahlı Kuvvetlerimizin başarılı olduğunu gördük. Bunlar bizi bir yerde memnun ediyor. 45 kurtarılan, nereden çıkardılar bunu? Artık umutların kesildiği yerden. Bu insanı mutlu ediyor. Her ne kadar 31 vatandaşımız hayatını kaybettiyse de öbür tarafta 1607 yaralı çıkarıldı buralardan. Bunların 1503'ü taburcu edildi. 104’ünün de tedavisi devam ediyor" dedi.

“Hafter darbecidir”

Hafter'in Libya'daki saldırılarına devam etmesi ve İdlib'de de ihlallerin devam etmesine yönelik soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cuma günü sayın Merkel buradaydı. Kendisiyle Libya konusunu ele aldık. Hafter darbecidir. Darbeci Hafter'e niçin bu kadar destek verdiklerini ben Merkel'e de söyledim. Şımartıyorsunuz dedim, kendisi de kabul ediyor. Bu darbeci adam Libya'da bölünmeye, sürekli olarak ateşkes ihlallerine neden oluyor. Hafter gerek Moskova sürecine destek vermemiştir. Putin 'Ben Hafter'i halledeceğim, sen de Sarrac'ı hallet' demiştir. Sarrac ricalarımızı kırmamış, ricalarımıza Moskova'da da Berlin'de de uymuştur. Ama Hafter Moskova'dan kaçmıştır adeta, Berlin'de de otele gizlenmiştir. Hafter'in kimlik ve kişilik noktasında ne olduğunu, böyle birisinden hala ateşkes noktasında merhamet beklemek mümkün değil. Her türlü imkanlarla saldırılarına devam ediyor. Bu işte başarılı olmayacak. 5+5 asker vermek suretiyle süreç başlatıyor. İdlib meselesinde ise rejim halen ihanetini devam ettiriyor. Rejimin bu konudaki duyarsızlığını görmemek mümkün değil. Putin'le görüşmek suretiyle bu sivil halkı güvence altına almak istiyoruz. Sınırımızdan Suriye tarafından 30-40 kilometre derinlikte briketten inşa edilmiş konutlar yapmayı planladık. Bunların inşası başladı. İstiyoruz ki İdlibli kardeşlerimiz bu kış mevsimine buralarda barınsınlar. Daha ideal olanına vardığımızda onları ciddi manada koruma altına almış olalım" ifadelerine yer verdi.

Alper Suat Tutaşı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Hiperbarik Oksijen Tedavi Ünitesi Hizmette Sivas Numune Hastanesi’nde Hiperbarik Oksijen Tedavi Ünitesi hizmete alındı. Birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilen ünite ile Sivas ve çevre illere hizmet verilecek. Sivas Numune Hastanesi Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Uzmanı Dr. Soner Uludağ, hastanede hizmet sunmaya başlayan Hiperbarik Oksijen Tedavi Ünitesi ile ilgili bilgiler verdi. Uzm. Dr. Uludağ, “Bugünkü durumu ile Hiperbarik Oksijen Tedavisi bazı hastalıklarda birincil tedavi, bazı hastalıklarda da ihmal edilmemesi gereken önemde, hastalığın seyrini belirleyen, bu hastalıklara bağlı sakat kalma ve ölüm oranları üzerinde belirgin etkisi olan bir yardımcı tedavi metodudur” dedi. “Hiperbarik Oksijen Tedavisi oldukça önemlidir” Hiperbarik Oksijen Tedavisinin kullanım alanlarından ve hasta gruplarından bahseden Uzm. Dr. Soner Uludağ, “Hiperbarik Oksijen Tedavisi olarak adlandırdığımız Yüksek Basınçlı Oksijen Tedavisi vücutta oksijene olan ihtiyacın arttığı durumlarda kullanılmaktadır. Bu durumlar çok çeşitlilik göstermektedir. Bunlardan biri dalgıçlarda görülen vurgun hastalığının tedavisidir. Bundan öte bazı hastalıklar bulunmakta ki bunlarda da Hiperbarik Oksijen Tedavisi oldukça önemlidir. Örneğin şofben zehirlenmeleri veya soba zehirlenmeleri olarak bilinen, birçok kişinin sakat kalmasına hatta ölümüne de sebep olabilen acil bir durum olan Karbonmonoksit zehirlenmeleri gibi hastalıklarda Hiperbarik Oksijen Tedavisi neredeyse ana tedavi ajanı olarak etkilidir. Özellikle kış mevsiminde ilimizin de içerisinde olduğu bölgelerde yaygın olarak karşılaşılan bu acil durum göz önüne alındığında, merkezimizin açılmasının oldukça kritik bir öneme sahip olduğu görülmektedir. Bunun yayında Hiperbarik Oksijen Tedavisi’nin damar tıkanıklığı sebebi ile oluşan aniden gelişen görme ve işitme kaybı hastalarında da etkili olduğu bilinmektedir. Ani İşitme Kaybı ve Ani Görme Kaybı tanıları ile erken dönemde yönlendirilen hastalar Hiperbarik Oksijen ile acil tedavileri sayesinde şifa bulabilmektedir. Avasküler Nekroz gibi son dönemlerde yayın olarak karşılaşılan bazı kemik hastalıklarında da Hiperbarik Oksijen tedavisi etkili olarak kullanılmaktadır. Yine hastalar erken dönemde tedavi için yönlendirildiklerinde Hiperbarik Oksijen Tedavisi beslenemeyen, oksijensiz kalan veya damarı tıkanmış müdahele edilmezse ölecek olan kemik dokunun kurtarılmasında önemli bir role sahiptir. Yine bunların dışında oksijen varlığında üreyemeyen mikroorganizmaların sebep olduğu Gazlı Gangren gibi bazı ciddi seyreden hastalıklarda Hiperbarik Oksijen Tedavisi başarılı olarak kullanılmaktadır. Hiperbarik Oksijen Tedavisi Sualtı Hekimliği kapsamındaki uygulamaların dışında, Nekrotizan Yumuşak Doku İnfeksiyonları gibi bazı infeksiyon hastalıkları, Crush yaralanması, Kompartman Sendromu, çoklu travmalar, İyatrojenik Arteriyel Gaz Embolisi, Karbonmonoksit Zehirlenmesi, Ani Görme Kaybı, Ani İşitme Kaybı gibi acil durumlar, radyasyona bağlı doku hasarı ve çeşitli kronik yara problemleri Hiperbarik Tıbbın ilgi alanına giren hastalıklardan bazılarıdır” dedi. Hastanede yer alan Hiperbarik Oksijen Tedavi Ünitesi’nin Sivas için oldukça değerli olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Uludağ, “Zaman içerisinde Hiperbarik Oksijen Tedavisinin yürütülen çalışmalar ile etkinliği kanıtlanmış hastalık sayısı giderek artmaktadır. Yine zaman içerisinde ülkemizdeki Hiperbarik Oksijen Tedavi merkezlerimiz giderek yaygınlaşmaktadır. Bu durum ele alındığında ilimizdeki merkezimizin açılması hastalarımızı tedavi ile buluşturmak açısından oldukça değerli olarak görülmektedir” dedi.
Eskişehir Eskişehir’de yağmurla birlikte gelen çamur araç sahiplerini üzdü Eskişehir’de sabaha karşı toz taşımıyla birlikte oluşan yağmur sonrasında araçlar üzerinde çamurların meydana gelmesi vatandaşları üzerken, oto yıkamacıları sevindirdi. Eskişehir’de toz taşınımı nedeniyle sabaha karşı yağan yağmurla karışık çamur park halindeki araçlarının üzerini kapladı. Araçlarını yıkayıp evlerinin önüne par eden vatandaşlar durum karşısında şaşkınlık yaşandı. Araçlarını tekrar yıkayacağını söyleyen sürücüler durumdan mustarip olduklarını belirtti. “Tertemiz yapmıştım, maalesef yağmurla karışık toz yağmış” Aracını dün yıkadığını fakat sabah tozlu bulduğunu belirten Mehmet Taşdelen, “Dün arabamı yıkamıştım aslında. Sabah kalktığımda bu şekilde aracımı buldum, toz yağmış. Böyle görünce içime sinmedi, oruçluyuz malum bir yere de çok çıkmıyorum. Canım sıkıldı arabayı yıkayayım dedim. Sultandere Mahallesi’nde bir evim daha var onun bahçesinde yıkarım arabamı” dedi. Aracı toz içinde kalan bir başka sürücü Hasan Baş ise şöyle konuştu; “Yağmurlu ve çamurlu halde sabah sabah gördük aracımızı. Toz içeresinde kalmış aracım. Aslında önceki gün yıkamıştım arabamı, tertemiz yapmıştım. Maalesef yağmurla karışık toz yağmış. Biraz kalın bir toz tabakası var kaporta üzerinde. Yeni yıkatmıştım, yıkamalarda pahalı malum, yeniden yıkatmak zorunda kalacağım.”
Sivas Muhtar adayından ilginç vaat, duyan bir kez daha düşündü Sivas Mevlana Mahallesi muhtar adayı Burak Zakir Baş, seçilmesi halinde 5 kişiyi umreye göndereceği vaadinde bulundu. 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlere sayılı günler kala muhtarlık yarışları da kızıştı. Bazı muhtarlar vaatleriyle hayrete düşürdü. Sivas Mevlana Mahallesi muhtar adayı Burak Zakir Baş, alışagelmiş muhtar vaatlerinin dışında vaatlerde bulununca adeta seçmenlerin oy verirken bir kez daha düşünmesine neden oldu. Muhtar adayı Baş, seçildiği takdirde görevinin ilk yılında kura sistemiyle belirlenecek olan 2’si genç 3’ü yaşlı olmak üzere toplamda 5 kişiyi umreye göndereceğini söyledi. Kimisi inandı kimisi yalan dedi Muhtar adayı Burak Zakir Baş, umre vaadine inanmayanların olduğunu ifade ederek, “Biz projelerimize klasik bir muhtar adayı olarak park, kaldırım, güvenlik kamerası olarak sunmak istemedik. Muhtarın görevi zaten mahallesindeki eksileri tamamlamak bunu belediyeye sunabilmek. Bizde insanların gönlüne dokunabilmek için hizmeti daha farklı şekilde gösterebilmek için 5 kişiyi umreye, 100 gencimizi Kapadokya turuna, Kuran-ı Kerime geçen her öğrencimize de ödüller vermeye aynı zamanda muhtarlıkta yapılan sosyal yardımlar kapsamında elimizden gelen hizmeti sunabilmeyi hedefledik. Başta bizi tanımayan insanlar tepki verdi, ‘Bizlere yalan projelerde vaatlerde bulunmayın’ dediler. Biz esnafız ve Sivas’ta bilinen bir firmayız o yüzden kimseye yalan vaatte bulunamayız. Umreye 5 kişiyi göndereceğimizi söyledik 2’si genç diğer 3 kişi ise orta yaşlı ve yaşlı olmak üzere. Kura çekerek belirleyeceğiz. Yıl sonunda umre kura çekilişini yapacağız. Muhtar olduğumuz gün ilk on gün içeresinde mahallemizin dört bir köşesine kedi yuvası yapacağız. Buna projemizde yer vermedik ama çok sıkı bir şekilde çalıştığımız için yetişmedi” dedi. Vatandaşlar ise muhtar adayının vaadinin güzel olduğunu ve seçilmesi takdirde göndereceğine inandığını söyledi.
Eskişehir Millî helikopter motorunda önemli bir eşik daha aşıldı TEI, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) süreçlerini başarıyla tamamlayarak yerli ve millî havacılık motorlarının tip sertifikasyonu için gerekli olan “Tasarım Organizasyonu Onayı”nı (TOO) almaya hak kazanarak, havacılık motoru tasarımı yetkinliğini kanıtladı. TOO için SHT-21/EASA Part 21 mevzuatına göre sistematik, planlı, risk yönetimini merkeze alan bir yaklaşım ile organizasyon ve süreçlerin prosedürlerinin oluşturulması, personel yetkinliklerinin geliştirilmesi, yetki ve sorumlukların tanımlanması gerekiyor. SHGM tarafından ilgili mevzuata uygunluk konusunda yapılan denetimler sonucunda TEI’nin uluslararası sertifikasyon kriterlerine uygun tasarım yetkinliği tescillenmiş oldu. Yerli ve millî olarak geliştirdiği motorların sertifikasyonunu bu yetki kapsamında yürütecek olan TEI, Türkiye’de sivil havacılık motorları sertifikasyonu için TOO onayı alan ilk şirket oldu. SHGM tarafından TEI’ye verilen, “Tasarım Organizasyonu Onayı” hakkında değerlendirmede bulunan Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin ilk Tasarım Organizasyonu Onayı (TOO) alan kurumu olmayı başaran TEI, bu haberle hepimizi gururlandırdı. Gayretleri ve özverileriyle süreçte emekleri olan TEI yönetimini ve çalışanlarını tebrik ediyorum. İnanıyorum ki, savunma sanayii kuruluşlarımız, daha nice önemli başarılara imza atacak. Gayemiz bir; “Türkiye Yüzyılı, Savunmanın Yüzyılı” olacak.” GÖKBEY Helikopteri’ne güç verecek Türkiye’nin ilk millî helikopter motoru TEI-TS1400’ün uluslararası sivil sertifikasyon süreci, TOO sonrasında tip sertifikasyonu süreci ile tamamlanacak. TEI, millî motor projelerinin yanı sıra, 2018 yılından bu yana A400M askerî kargo uçaklarında kullanılan TP400 motorlarına sunduğu parça bakım hizmeti ile EASA (Avrupa Sivil Havacılık Ajansı) tarafından verilen Part 145 Bakım Organizasyonu Onayı’nı da almıştı. Millî motorlar alanındaki bir kilometre taşını daha geride bırakan TEI, Türkiye’nin askerî ve sivil havacılık alanında ihtiyaç duyduğu motorları sertifikalı olarak geliştirerek, ülkemizin motor alanındaki özgürlüğü ve global ölçekteki rekabetçiliği açısından önemli roller üstlenmeye devam edecek.
Kayseri Hunat Hatun İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinden Kayseri’yi gururlandıran başarı Türkiye’nin ilk ulusal ve uluslararası Sosyal Bilimler Festivali olan Sosyalfest’e katılan Hunat Hatun İmam Hatip Ortaokulu; 3 bin 783 proje arasında 2. olarak büyük başarı elde etti. Karabük’te düzenlenen ve 3 bin 783 projenin katıldığı Sosyalfest’e davet edilen 154 projeden birini geliştiren Hunat Hatun İmam Hatip Ortaokulu, ’Meslek Öğreniyorum Projesi’ ile yarışmalarda 2. olarak Kayseri’ye döndü. Hedeflerinin benzer yarışmalara katılmak olduğunu söyleyen Hunat Hatun İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Harun Ayaydın, Teknofest için 10 proje ile başvuru yaptıklarını da söyledi. Ayaydın; "Okulumuz; İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gelen yazılar istikametinde Karabük’te ilk defa yapılan ’Sosyalfest’ yarışmalarına katılmak için başvurdu. Sosyal Model Tasarım kategorisinde ’Yaz Tatili’nde Meslek Öğreniyorum’ projesi geliştirdi öğrencilerimiz. Rehber öğretmenimiz ile birlikte 3 öğrencimiz bu yarışmaya başvurdu. Yarışmalar sonucunda finallere davet edildik. 5 proje bu davete katıldı ve okulumuz ikinci olarak Kayseri’ye döndü. Bundan sonraki hedefimiz yine benzer yarışmalara katılmak. Şu anda 10 projemiz Teknofest Yarışmaları’na başvuru yaptı. Bunların ilk kategorisini geçtik. Diğer kategoriler için bekliyoruz" dedi. Sosyal Bilgiler Öğretmeni Hülya Sabur da Türkiye ikinciliğini kazanan proje hakkında bilgiler vererek; "Okul müdürümüzden gelen yazı istikametinde Sosyalfest projesine katıldık. Karabük’te düzenlenen ulusal ve uluslararası alanda ilk projeydi. Öğrencilerimizle birlikte katılım sağladık. 3 bin 783 proje arasında 154 proje davet edildi. Bizim ’Meslek Öğreniyorum’ projesi de kendi kategorisinde ilk üçe kalarak dereceye girdik. Türkiye ikincisi olarak okulumuza döndük. Hem ilimizi hem de okulumuzu en iyi şekilde temsil ettik. Projemiz ’Yaz Tatilini Değerlendiriyorum’ modeliydi. Bu kategoride de ’Meslek Öğreniyorum’ projesini seçtik. Projemiz genel olarak çocukların daha eğlenceli, verimli bir yaz geçirebilmeleri adına, teknolojinin zararlı etkilerinden uzak durmaları adına çocukların faydasına yönelik bir uzmanın yanında bir nevi eski kültürümüzde var olan Ahilik Teşkilatı gibi usta çırak ilişkisine dayalı olarak kısa bir mesleki tecrübe edinmelerini sağlamak" ifadelerini kullandı. Öğrenciler Fatma Uğur, Elif Rana Kafalı ve Umame Araç ise; elde ettikleri başarıdan dolayı mutlu olduklarını ifade ederek, ilerleyen dönemdeki hedeflerinin çok daha büyük başarılara imza atmak olduğunu kaydetti.