POLİTİKA - 07 Mayıs 2019 Salı 11:42

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'YSK tam tersi karar verse de uyacaktık'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'YSK tam tersi karar verse de uyacaktık'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimler ile ilgili, 'YSK tam tersi karar verse de uyacaktık' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısında konuştu. Türkiye’nin 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerine geride bıraktığına dikkat çeken Erdoğan, “50 günlük resmi seçim kampanyamız boyunca Sivas’tan başlayıp uşak’ta sona eren 59 il, 4 ilçe mitingi yaptık. İstanbul’un 28 ve Ankara’nın da 11 ilçesinde mitingler yaptık. Emeğimizin karşılığını da aldık. Yüzde 51,7 ve belediye başkanlığı sayısına göre de yüzde 54,2 düzeyinde bir başarı kazandık. Seçim sonuçlarını önceki hafta Kızılcahamam’da yaptığımız istişare toplantısında değerlendirdik. AK Parti olarak bu seçimlerde 15 büyükşehir, 24 il, 516 ilçe ve 203 belde belediyesini yönetme hakkını elde ettik. Milletimiz bize bin 389 belediyenin 758’nin sorumluluğunu vermiştir. Büyükşehir, il, ilçe ve belde olarak kaybettiğimiz belediyelerin her biri ile ilgili ayrı ayrı çalışma yapıyoruz. Bu başarısızlığa yol açan sebepleri genel merkezimizden il teşkilatımıza, adaylarımızdan milletvekillerimize kadar teker teker tespit edecek ve gereğini yerine getireceğiz. Bu işler aceleye gelmez. Tespiti ne kadar sağlam yaparsak, çözümü de o derece güçlü ve kalıcı olarak hayata geçirebiliriz” ifadelerini kullandı.

“Yaptığımız her itirazın gerisinde inkarı mümkün olmayan somut deliller vardır” 

Seçimlerin bittiğini ancak tartışmaların henüz bitmediğini vurgulayan Erdoğan, “Yapılan itirazlar sebebiyle 3 ilçemizdeki belediye başkanlığı seçimlerinin 2 Haziran’da yenilenmesiyle ilgili karar daha önce verilmişti. Bu seçimlerin en tartışmalı konusu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sonuçları olmuştur. Bu seçimi önce yaklaşık 25-28 bin arası bir farkla AK Parti’nin kaybettiği ilan edildi. Biz milli iradeye seçim ve sandık sonuçlarına olan teslimiyetimiz sebebiyle bu durumu saygıyla karşılamaya hazırdık. Seçim gecesi yaptığımız basın toplantısında ve Genel Merkez’de yaptığımız balkon konuşmasında bu durumu ifade ettik. İlerleyen saatlerde ve günlerde arkadaşlarımız yaptığı sandık sonuç tutanaklarıyla, ilçe birleştirme tutanaklarıyla geçersiz oylarla ilgili itirazlar netleştikçe karşımıza bambaşka bir manzara çıktı. Bu süreçte gördük ki AK Parti’ye oy veren 15 bin seçmenin iradesi alenen gasp edilmiştir. Bu hataların bir kısmı sehven yapılmış olsa da önemli bir bölümünde kasıt olduğu açıktır. Hatalar, yanlışlar diğer partilerde aynı oranlarda yapılmamış sadece AK Parti’nin oylarında belirgin bir farklılık ortaya çıkmıştır. Meseleyi biraz daha araştırınca hem seçmen listeleriyle hem de sandık kurulu üyeleriyle ilgili ciddi yolsuzluklar, kanuna aykırı uygulamalar olduğunu gördük. Konuyu YSK’ya taşıdık. Sunduğumuz belgeler gayet sağlamdır. Yaptığımız her itirazın gerisinde inkarı mümkün olmayan somut deliller vardır. Aradaki fark neredeyse yarı yarıya azalmamış olsaydı mesele buralara kadar gelmezdi. Gözümüzün önünde tüm çıplaklığıyla duran hukuksuzluğu, bir irade gaspını görmezden gelemeyiz. Biz bu yapılanların hesabını milli irade hırsızlarından sormazsak milletimiz bizden hesap sorar. Sadece iptal oylarının sayımıyla ve birleştirme tutanaklarının düzeltilmesiyle böylesine büyük bir oy sayısının ortaya çıkması dahi içimize kurt düşürmeye yetmiştir. Birilerinin suyu bulandırarak balık avına çıktıkları intibahına kapıldık. İstanbul’daki yaklaşık 62 bin sandık görevlisinden neredeyse 20 bine yakınının seçim kanunundaki açık emre rağmen kamu görevlileri arasından değil de banka ve özel okul çalışanları arasından seçilmiş olması şüphelerimizi daha da artırdı. Seçimler öncesinden başlayarak bir takım kirli ellerin işin içine girdiği ve konuyu buralara getirdiği anlaşılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde organize bir yolsuzluk, tam kanunsuzluk, usulsüzlük hali olduğuna inanıyoruz. Tek tek yanlışlar, kusurlar maruz görülebilir ama sandık kurulu üyelerinin, başkanlarının neredeyse 3’te birinin kanuna aykırı atanmış olmasını iptal edilen oyların çok büyük bir bölümünün AK Parti’ye ait çıkmasını kimse masum bir hata veya yanlış olarak izah edemez. Hukuk mücadelemizi seçim kanunumuz çerçevesinde dün akşama kadar sürdürdük. AK Parti’nin seçimden çıkan sonucu kabullenmemek, hakkı olmayan bir seçimi kazanmış gözükmek gibi bir derdi yoktur. Sadece gasp edilen haklarımızın ve yapılan açık yolsuzluktan, usulsüzlükten kaynaklanan hataları düzeltmenin peşindeyiz. Durum tam tersi olsaydı, AK Parti az bir farkla seçimi kazanmış gözüküp ardından fark yarı yarıya azalsaydı ve aynı usulsüzlükler tespit edilseydi inanın ensemizde her gün boza pişiriliyor olurdu. Böyle bir durumda bize söylemedikleri, etmedikleri bırakmayacak olanların şimdi hukuki haklarımızı kullandığımız için aynısını yapıyor olmalarındaki ikiyüzlülüğü milletimizin takdirine bırakıyorum” açıklamasını yaptı.

“Ülkemizin yeniden siyaset ve toplum mühendislerinin operasyon alanı haline gelmesine izin vermeyeceğiz”
YSK’nın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin 23 Haziran 2019 tarihinde yenileneceği kararına değinen Erdoğan, konuya ilişkin şunları söyledi: 

“YSK, hem bizim hem diğer partilerin temsilcilerini dinlemiş, verilen bilgi ve belgeleri inceleyip kararını ortaya koymuştur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri 23 Haziran 2019 Pazar günü yenilenecektir. Kararın ülkemize ve İstanbul’a hayırlı olmasını diliyoruz. Bu kararı siyasetçiler olarak sorunlarımızı demokrasi ve hukuk içinde çözme irademizi güçlendirecek, hakemliği milli iradeye bırakacak en doğru adım olarak görüyoruz. 23 Haziran’a kadar olan sürede çok daha fazla çalışarak İstanbul’daki tüm hemşehrilerimizin gönlüne girerek seçimleri kazanmaya çalışacağız. İstanbul halkının 23 Haziran’da gelecek 5 yılı için en isabetli kararı vereceğine inanıyorum. Türkiye bir demokrasi ve hukuk devletidir. YSK tam tersi bir karar vermiş olsaydı daha önce ilan ettiğimiz gibi biz yine buna uyacaktık. Türkiye’de demokrasiyi gerçek anlamda aya kaldıran, tüm kural ve kurullarıyla işler hale getiren parti biziz. İstanbul seçimlerinin üzerindeki gölgenin kalkmasını sağlayacak bu kararı demokrasimizi güçlendirecek önemli bir adım olarak görüyoruz. Türkiye geçmişte kendini milletin ve devletin üstünde gören sözüm ona elitlerin yol açtığı tahribatlar yüzünden ağır bedeller ödemiştir. Ülkemizin yeniden siyaset ve toplum mühendislerinin operasyon alanı haline gelmesine izin vermeyeceğiz. Milli iradenin önünden arkasından dolaşarak sandığa gölge düşürmeye çalışanlara meydanı bırakmamakta kararlıyız. Perde arkasından sinsice operasyon yürütenlerin, sahada kendine yer açmaya çalışanların hepsini biliyoruz. Armut piş ağzıma düş misali oturdukları yerden sadece bize hata yaptırarak ülkenin yönetimine el koymayı hesaplayan karanlık odaklara bekledikleri fırsatı asla vermeyeceğiz.”

"Yanlış yapıyorsunuz, önce herkes haddini bilecek" 

“Bazı iş adamı gurupları dün açıklanan bu karardan sonra baktık ki garip garip açıklamalar yapıyorlar” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Bundan sonra da tabii ki bizden bu tavırlarınızla ülkemizin geleceğine yönelik bir normalleşmeyi konuştuğumuz dönemde sizler burada seçim hukukunun işletildiği bir yerde böyle bir açıklamayı yaparsanız bunlar anormalleşmeyi getirir. Yanlış yapıyorsunuz, önce herkes haddini bilecek. Herkes işini yapacak. Ekonomiyle mi uğraşıyorsun, iş adamı mısın, sen işini yap, sana düşeni sandığında git kullan ama kalkıp seçim yargısının bu noktada verdiği karara adeta müdahale mahiyetinde açıklamalar yaparsanız sizin de nerede olduğunuzu, nereye oturduğunuzu gayet güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Müsaade edin de bizim de size bakışımız ona göre değişecektir. İlk olarak da bu seçimde gördüğümüz eksikliklerin, aksaklıkların, yanlışların bir daha tekerrür etmemesi için gereken hukuki düzenlemeleri süratle gerçekleştireceğiz. Önce teşkilatıma sesleniyorum; sandıklar noktasında çok kararlı ve bu işi en ideal şekilde kontrol etmemiz gerekliliğini hatırlatmak istiyorum. İşi hafife almamak gerekiyor. Burada buna benzer bazı yanlışların olduğu ortada. Arkadaşlarımız süratle yoğun bir çalışmaya başladılar. Konuyu en kısa zamanda meclis gündemine de getirecekler” ifadelerini kullandı.

"Felaket tellalları istedikleri kadar tamtamlarını çalsınlar" 

Konuşmasının bir diğer bölümünde ekonomiye değinen Erdoğan, ekonominin güvenliğini sınırların güvenliği ve nesillerin geleceği kadar önemli gördüklerini belirterek, son dönemde ekonomide yaşanan dalgalanmaların sebebinin doğru okuması gerektiğine dikkat çekti. Yaşanan bu dalgalanmaların sebebinin yanlış okunduğu takdirde yanlış sonuçlara varılmasının da kaçınılmaz olacağını kaydeden Erdoğan, “Ülkemizi küresel bir senaryo doğrultusunda yeniden dizayn etmek isteyen bir projeyle karşı karşıya olduğumuz artık su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Bu dayatmaya karşı biz milletimizle birlikte istikbalimize ve istiklalimize sahip çıktıkça ülkemize yönelik saldırılar, özellikle de ekonomimize yönelik sabotajlar artıyor. Ekonomide 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu geceye kadar gayet iyi giden göstergelerin birdenbire allak bullak olmasını, tem başına ülkemizin kendi dinamikleriyle açıklayabilmek mümkün değildir. Bizim eksiklerimiz olabilir ama bugün önümüzde duran manzara tam bir ekonomik sabotaj halidir. Ne yapacağız? Bir dönem şehirlerimizi kana ve ateşe bulayan teröristlere ne yaptıysak bundan sonra da onu yapacağız. Sınırlarımıza dayanan teröristlere ne yaptıysak onu yapacağız. Ülkemize uluslar arası alanda köşeye sıkıştırmak isteyen kumpaslara karşı ne yaptıysak onu yapacağız. İktidara geldiğimiz 2002 yılında her bakımdan yıpratılmış, hırpalanmış, zayıflatılmış Türkiye’nin büyümesi, güçlenmesi için ne yaptıysak onu yapacağız. Önce bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bunu başardıktan sonra çok çalışacağız. 82 milyon hep birlikte çok çalışacak, Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Hep beraber sağlam durursak hiçbir saldırı ekonomimizde arzu edilen tahribata yol açamaz. Üstesinden geldiğimiz her saldırının ardından ekonomimizin daha da güçlü bir şekilde yoluna devam ettiğini biliyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de ülkemize ve özellikle de ekonomimize millet olarak hep birlikte sıkı sıkıya sahip çıkacağız. Felaket tellalları istedikleri kadar tamtamlarını çalsınlar, tüm göstergeler ekonomide iyiye, olumluya doğru ümit verici bir kıpırdanmanın yaşandığını ortaya koyuyor. Üretim kıpırdıyor, ihracatımız artmayı sürdürüyor, istihdam yükselişe geçti, turizmde rekorlar kırıyoruz. Kur faiz enflasyon şer üçgenine ülkemizi hapsedip ekonomik olarak çökertme gayretlerinde elbette vazgeçilmeyecektir. Siyasi ve ekonomik yaptırım tehditleriyle bizi taciz etmekten geri durmayacaklar ama biz yönümüzü geleceğe çevirip ve elimizdeki imkanları üretime, yatırıma, istihdama yönelik kullanırsak bu çabalar sonuçsuz kalmaya mahkumdur. İnşallah bu dalganın üstesinden de hep birlikte geleceğiz” diye konuştu.  

İlker Turak - Ömer Çetin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.