GÜNDEM - 27 Haziran 2019 Perşembe 13:21

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Japonya’da fahri doktora unvanı verildi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Japonya’da fahri doktora unvanı verildi

G-20 Liderler Zirvesi dolayısıyla Japonya'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Mukogawa Üniversitesinde fahri doktora unvanı verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "(Japonya'daki) 80 kadın üniversitesini incelemek suretiyle ülkemde de bunun adımını atacağız" ifadesini kullandı.

G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Japonya'ya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mukogawa Kadın Üniversitesinde çay seremonisine katıldı. Sonrasında Mukogawa Kadın Üniversitesinde düzenlenen törenle Erdoğan’a fahri doktora unvanı tevdi edildi. Törende konuşma yapan Erdoğan fahri doktora unvanı için teşekkür ederek, “Bugün Japonya’da yeni bir tespiti yapma fırsatı bulduk. Mukogawa Kadın üniversitesinin Bahçeşehir Üniversitesi ile ve ülkemizle geliştirdiği yakın işbirliğinin güçlenerek devam edeceğine inanıyorum. Japonya’da 800 üniversite var. Bu 800 üniversitenin yüzde 10’u yani 80 tanesi kadın üniversitesi. Bu bizler için çok anlamlı. Japonya bu noktada çok önemli bir örnek” dedi. Bu vesileyle üniversite yönetimini kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “G20 Zirvesi vesilesiyle gerçekleştirdiğim Japonya ziyaretime böylesi anlamlı bir programla başlamak benim için ayrıca bir mutluluk kaynağıdır. Gerek G20 marjında gerekse ziyaret sırasında yapacağımız temasların ülkelerimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

“Hep birbirimizin yanında durmaya özen gösterdik” 

Türkiye ve Japonya’nın Asya’nın doğu ve batı ucunda yer alan iki ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, “Aramızdaki binlerce kilometrelik mesafeye rağmen Türkler ve Japonlar arasındaki dostluk ve yakın işbirliği takdirle karşılanıyor. Ulaşım imkanlarının geliştiği günümüz dünyasından çok daha önce de bizler iyi ve kötü günlerimizde hep birbirimizin yanında durmaya özen gösterdik. Farklı kültürlere, farklı inançlara, farklı dillere sahip ancak birbirine bu kadar yakın, bu derece sevgi besleyen, ortak noktaları olan başka iki ülke yoktur. Japonların dirayetini anlatmak için ‘Yedi defa düşse bile sekiz defa ayağa kalmayı başaran bir halk’ olduğu söylenir. Japon halkı çalışkanlığıyla, cesaret, disiplin ve azmiyle her türlü zorluğun üstesinden gelmeyi başarmışlardır. Tarihlerinde çok ağır travmalar yaşasalar dahi her seferinde yepyeni bir başlangıç yapmıştır” şeklinde konuştu.

“Ertuğrul Fırkateyni faciası Türkiye ile Japonya arasında dostane ilişkilerimizin başlamasına vesile olmuştur” 

Türk milletinin 2 bin 200 yılı aşan tarihinin de tıpkı Japon halkı gibi yeni başlangıçların, küllerinden yeniden doğuşun tarihi olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımıza göre her zorluğun ardında muhakkak bir kolaylık vardır. Yine inancımıza göre ilk başta sıkıntılı görünen aleyhimize görünen pek çok şeyin ardından hayır olabilir. Gerek kişisel siyasi serüvenimizde gerekse milletimizin mazisinde bu tarz yüzlerce örnek bulunuyor. Şahsımın siyasi hayatında okuduğum bir şiirden dolayı çarptırıldığım hapis cezası, bazı çevreler tarafından adete bir son olarak görülürken bizim önümüzde yepyeni bir yol açıldı. 1999 yılında bir mahkeme kararıyla nokta koyulmak istenen hikayemiz, 2001’den itibaren yeni bir kimlikle yeni bir dinamizmle çok daha güçlü bir kadroyla adete yeniden dirildi. Aynı şekilde milletimizin mazisinde de ilk başta bize acı çektiren üzüntü ve sıkıntı veren hadiselerin daha sonra hayırlara vesile olduğunu görüyoruz. Bizim tarihimizde bir İnebahtı olayı var. Bu İnebahtı zaferinde öyle diyordu komutan, ‘Onlar İnebahtı’nda bizim sakalımızı tıraş ettiler. Ama biz öyle bir an gelir ki kollarını keseriz. Kesilen sakal gür biter. Ama kol yerine gelmez.’ Onun için bu tür yenilgiler bir bitiş değil, ardından bazen öyle olur ki aynen az önce ifade ettiğim gibi ayağa kalkmaya vesile olur. Bugün bir çok ülkenin imrenerek baktığı Türk-Japon dostluğunun temelleri işte böyle elim bir hadisenin neticesinde atılmıştır. 129 yıl önce meydana gelen ve 532 denizcimizin şehit olduğu Ertuğrul Fırkateyni faciası Türkiye ile Japonya arasında dostane ilişkilerimizin başlamasına vesile olmuştur” diye konuştu. 

Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile gerçekleştirilecek görüşmelerde ikili ilişkilerin her alanda derinleştirilmesi üzerinde durulacağını belirten Erdoğan, “Biliyorsunuz 2019 senesini Japonya’da Türk kültür yılı olarak ilan ettik. Yıl boyunca Türkiye’nin zengin kültürel mirasını Japon dostlarımıza tanıtacak pek çok etkinlik düzenliyoruz. Programlardan ilkini geçtiğimiz günlerde Tokyo’da gerçekleştirdik. Hazineler ve Osmanlı İmparatorluğu’nda Lale Geleneği adlı Topkapı Sarayı sergisi Tokyo’da oldukça yoğun ilgiyle karşılandı” dedi.

“Suriye'de en ağır bedeli ödeyenler ne yazık ki kadınlar oldu” 

Türkiye’nin hem coğrafi konumu hem de tarihi, kültürel ve beşeri bağları sebebiyle kriz kuşağında yaşanan her hadiseyle ilgilenmek zorunda kaldığını ifade eden Erdoğan, “Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgemizdeki tüm krizlerde demokrasinin, özgürlüklerin, adaletin ve hakkın yanında yer aldık. Sınırlarımıza dayanan, az önce de ifade edildi. 3,6 milyonu aşkın Suriyeli göçmen. Bunun dışında Irak ve Afganlıları da kattığımız zaman 4 milyona ulaşıyor. Hiçbir ayrım gözetmeden kapımızı ve gönlümüzü açtık. Birilerine rağmen bunu yaptık. Birlemiş Milletler hesaplamalarına göre bugüne kadar Suriyeli mülteciler için 37 milyar doları aşan harcama yaptık. Ülkemiz son 2 yıldır insani kalkınma yardımlarında milli gelirine oranla dünyada ilk sırada yer alıyor. Peki bize gelen destek nedir diye sorarsanız. Şu an ortalama veriyorum 2 milyar Avro. Bu süreçte ne yazık ki pek çok batılı komşumuz yüksek duvarlar arkasına saklanmayı tercih etti. Bölgemizde ve dünyada yaşanan hemen her kriz öncelikle kadınları hedef alıyor. Suriye'de en ağır bedeli ödeyenler ne yazık ki kadınlar oldu” şeklinde konuştu.

“Son 17 yılda kadın hakları konusunda birçok tarihi reforma imza attık” 

Yemen, Myanmar, Irak ve Afganistan’da en büyük acıları yine kadınların yaşadığını vurgulayan Erdoğan, “Batılı ülkelerde artan kültürel ırkçılığın en büyük mağdurlarını kadınlar, bilhassa da mülteci kadınlar oluşturuyor. Çoğu zaman ucuz iş gücü olarak görülen kadınların emeği ve alın teri sömürülüyor. Çalışma ücretinden sosyal haklara kadar kadınlara hak ettikleri imkanlar ne yazık ki verilmiyor. Ayrımcılığın arttığı, kadınlara yönelik dışlayıcı politikaların arttığı yaygınlık kazandığı, aile kavramının erozyona uğradığı bir dönemde Türkiye olarak son 17 yılda kadın hakları konusunda birçok tarihi reforma imza attık. Siyasette sorumluluk üstlendiğim her yerde kadınlarımızla birlikte yol yürümeye, onlarla işbirliği içerisinde çalışmaya daima özen gösterdim. 40 yıllık siyasi hayatımda elde ettiğim tüm başarıların gerisinde mutlaka kadınların emeği, gayreti bulunuyor. Kamu istihdamında kadın oranı yüzde 38'i geçiyor. Çalışma hayatındaki 9 milyonu aşkın kadın ülkemizin gücüne güç katmıştır” diye konuştu.
Erdoğan, Japonya’daki 80 kadın üniversitesinin incelenmesi için büyükelçiliği görevlendirdiğini belirterek, “Ülkemde de bunun adımını atacağız” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Balık çok alan yok Karadeniz’de son zamanlarda sezonun en bereketli sezonu yaşanırken faklı balık çeşitleri tezgâhları süslüyor. Balıkçılar balık fiyatlarının Ramazan öncesine göre daha ucuz olmasına rağmen vatandaşın pek rağbet göstermediğini belirtirken en ucuz balık kilosu 40-50 TL’den satılan istavrit oldu. Trabzon Balık Hali’nde farklı balık çeşitleri tezgahları süslerken balıkçılar, satışların bugünlerde durgun olmasından yakınıyor. Ramazan’da balığa olan ilginin Ramazan öncesine göre azaldığını fiyatlarında gayet makul olduğunu belirten balıkçılar en ucuz olan istavrite bile ilginin olmadığını belirtiyorlar. Balıkçı esnaflarından Erkan Keleş, Ramazan’da satışların durgun geçtiğini belirterek “Her şey bol. Ramazandan önce balık daha çok satılıyordu Ramazan geldi satışlar durdu. Mezgit 75 TL, istavrit 40 TL, Somon Ramazandan önce 150-200 TL idi şimdi 125 TL. Dolayısıyla fiyatlar bayağı düştü ama vatandaş yemiyor sebebini de bilmiyoruz. Balık Ramazandan önce daha bol idi daha pahalı idi Ramazan’da da bol fiyatı ise daha ucuz. En ucuz balık istavrit kilosu 40 TL” dedi. Balıkçı esnaflarından Mehmetcan Örseloğlu, balık fiyatlarının makul olmasına rağmen vatandaşın balığı tercih etmediğini kaydederek, “Bu sezon bolluk bereket sezonu diyebiliriz. Sezon başından beri balık hiç hız kesmedi fiyatlarda gayet makul. Balık ucuz olmasına rağmen vatandaş daha çok tavuk ete yöneliyor. Balık ucuz olmasına rağmen vatandaşın tüketmemesine şaşırıyoruz. İstavrit 50 TL, mezgit 125-150 TL, sargan 250 TL, sarıkulak 75-100 TL, hamsi 100 TL, levrek 200 -300, somon 150 TL, tirsi 50 TL, kupez 50 TL, barbun 200-250 TL. Fiyatlarımız Ramazan öncesine göre aynı gayet makul “diye konuştu. Balıkçı esnaflarından Emin Avcı ise balık çeşidinin çok olduğunu ancak alan olmadığından yakınarak“ Fiyatlarımız gayet normal. İstavrit 40-50 TL, somon 150, alabalık 125 TL, levrek, çupra 200-250 TL, mezgit 150-300 TL, yerli hamsi 150 TL, sargan 300 TL, barbun 250-300 TL. Fiyatlarımız Ramazan öncesine göre daha ucuz daha uygun. Ramazan’da balığa fazla talep yok. Genelde Ramazan’da balığa talep daha fazla olur ama bir haftadan beri fazla talep yok. Çeşit bol alan yok” ifadelerini kullandı.
İstanbul “Vaatler kararsız seçmen için yetersiz kalıyor” Kararsız seçmenler ve depremzedelerin yerel seçimlerde önemli rol oynayacağını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan, belediye başkan adaylarının kentin sorunlarına odaklanması gerektiğini vurguladı. 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerine günler kala belediye başkan adayları sahalarda hızlarını artırarak çalışmalarını sürdürüyor. Birçok belediye başkan adayı mega projeleri ile seçmenden oy isterken, seçmenin adaylar tarafından sunulan vaat ve projelere karşı tepkisi ise merak ediliyor. Konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan İstanbul Arel Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan, seçimlerde kararsız ve genç seçmemin sonuçları önemli derece de etkileyeceğini ifade etti. Gençlerin son günlerde gündeme gelen siyasi tartışmamalardan rahatsız olduğunu belirten Ercan özellikle istihdam anlamında izlenecek politikaların gençler tarafından daha çok önemsediğini söyledi. “Gençlerimiz şu an kararsızlar” Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan; “Önemli bir seçmen profiline dikkat çekmek istiyorum. Kararsız seçmenler. Kararsız seçmenlerin şu anda olumlu ya da olumsuz yaklaşacakları belli değil. Bu kararsız seçmenlerin içerisinde de belli bir kitle var; genç kitle. Gençlerimiz şu an kararsızlar. Gençlerimiz bu siyasi olaylardan rahatsızlık duyuyorlar. Umut verici; politikalar anlamında, istihdam anlamında izleyecek politikaları önemsiyorlar. Bir diğer önemli kesim ise depremzedeler. Biliyorsunuz 6 Şubat 2023 tarihinde büyük bir deprem yaşadılar ve bu durumdan muzdaripler. Sağlam binalarda yaşamak istiyorlar. Bu tüm insanların hakkı. Depremzedeler korunaklı sağlam binalar istiyorlar. Daha umut verici kentlerde yaşamak istiyorlar. Bunun içinde partilerin uyguladığı politikalar çok önemli. O nedenle benim önerim bu vaatler gençleri de düşünerek, depremzedeleri de düşünerek bu hassasiyet çerçevesinde gerçekleşirse çok daha güzel ilerler” şeklinde konuştu. “Vaatler arasında çok eksikler var” Açıklamasının devamında İstanbul’un kent sorunlarına odaklanılması gerektiğinin altını çizen Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan özellikle deprem riskinin gündemde tutulması gerektiğini vurguladı. Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan; “Trafik ve ulaşım İstanbul için temel bir sorun. Konut kira fiyatlarının artıyor olması, çevre kirliği tüm Türkiye’de büyük bir problem. Bunun önüne geçilmesi için çözüm geliştirilmeli. Siyasi partilerin buna odaklanması gerekiyor. Su kirliliği, su kıtlığı bunlar gündemimiz olmalı. Alt yapı ve yerleşim sorunları. Deprem riski gündemimiz olmalı. Sosyal ve kültürel çatışmalar var. Buna ilişkin yine vaatler benimsenirse ve önlemler alınırsa güzel olur” dedi. “Gençler düşünce ve fikirlerini dile getirmek istiyor” Yerel seçimlerin ülkemiz için hayırlı olmasını dileyen Ercan; “Gençler düşünceleri, fikirlerini dile getirmek istiyorlar. Şu anda bu şartlarda rahatça, özgürce dile getiremediklerini, korktuklarını, ilgi duymadıklarını, siyasi olaylardan bir şeylerin beslendiğini ifade ediyorlar. Katılımcı demokrasi ne demekse, o gerçekten gerçekleşsin. Seslerinin duyulmasını istiyorlar. Biz derslerde olabildiğince onlara söz hakkı vermeye çalışıyoruz. Güzel etkileşimli dersler yapıyoruz. Onlar bu dersleri hayatta da yaşamak istiyorlar” ifadelerine yer verdi.
Mersin Başkan Tarhan: "İstihdam imkanlarını geliştirecek projelerimizi hayata geçireceğiz" Mersin’in merkez ilçe Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, ilçe geneline dağılmış olan küçük sanayi esnafını sektörel bazda ortak çalışma alanlarında bir araya getirmek amacıyla yeni imar planları hazırladıklarını belirterek, "İmar planları bu hizmet dönemimiz içerisinde tamamlandı. Önümüzdeki dönemde ise planlanan başta Küçük Sanayi Sitesi olmak üzere, bu çalışma alanlarının uygulanmasını, ilçenin ekonomik durumunu ve istihdam imkanlarını geliştirecek projelerimizi hayata geçireceğiz" dedi. Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan Atatürk Mahallesi’nde bulunan Küçük Sanayi Sitesi’ni ziyaret ederek sanayi esnafıyla bir araya geldi. Ziyaret sırasında, gelecek dönem için sanayi sitesiyle ilgili önemli projelerini açıklayan Başkan Tarhan, ilçenin ekonomik gelişimine katkı sağlayacağını belirttiği yeni dönem projelerinden de söz etti. Başkan Tarhan, yeni dönemde Küçük Sanayi Sitesi’nin modernizasyonu ve genişletilmesi için kapsamlı bir çalışma programı hazırladıklarını belirtirken, mevcut sanayi sitesinin yetersizliğinden kaynaklı olarak ilçe geneline dağılmış olan küçük sanayi esnafını bir araya getirmeyi hedeflediklerini vurguladı. "Daha modern bir Küçük Sanayi Sitesi’ni ilçemize kazandıracağız" Mezitli’nin ekonomik durumunu ve istihdam imkanlarını geliştirecek projelerin uygulanması için hazırlıkların tamamlandığını ve önümüzdeki dönemde hayata geçirileceğini belirten Başkan Tarhan, “Önümüzdeki beş yıllık çalışma programımızda, artık ilçe merkezi içerisinde kalmış olan mevcut Küçük Sanayi Sitesinin tasfiye edilmesi, bunun yerine daha yeterli büyüklüğe sahip, daha doğru yer seçimiyle, daha modern bir Küçük Sanayi Sitesini ilçemize kazandırılmasını planladık. Alternatif ekonomik sektörleri desteklemek, mevcut Küçük Sanayi Sitesi’nin yetersizliğinden kaynaklı ilçe geneline dağılmış olan küçük sanayi esnafını sektörel bazda ortak çalışma alanlarında bir araya getirmek amacıyla hazırladığımız imar planları bu hizmet dönemimiz içerisinde tamamlandı. Önümüzdeki dönemde ise planlanan başta Küçük Sanayi Sitesi olmak üzere, bu çalışma alanlarının uygulanmasını, ilçenin ekonomik durumunu ve istihdam imkanlarını geliştirecek projelerimizi hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.