GÜNDEM - 28 Ekim 2020 Çarşamba 12:59

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Fransız dergisinin çirkin paylaşımlarına tepki

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Fransız dergisinin çirkin paylaşımlarına tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransız Charlie Hebdo dergisinin çirkin paylaşımlarına tepki göstererek, “Bu tür ahlaksız yayınlara ne yaptığını görmek amacıyla da olsa itibar etmeyi dahi zül kabul ettiğim için karikatüre bakmadım. Ben neyim ki, benim sevgili Peygamberime, sevgililer sevgilisine bu denli hakaret eden bu namussuzlarla ilgili benim herhangi bir şeyde söylememe gerek yok zaten” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Konuşmasının başında geçtiğimiz hafta tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan’a rahmet dileyen Erdoğan, “Bizlerle birlikte bu ülkede gerçekten bir demokrasi mücadelesinde çok aydınlık geleceğe imzalar atan bu kardeşimizde 2 dönem milletvekili, sonunda da bizimle merkez karar yönetim kurulu üyesi olarak çalıştı. Fakat son dönemde gerçekten çok çile çekti. Kendilerine özellikle birlikte arkadaşlarımızla ebedi aleme uğurlarken dünyaya da bir mesajı verdik. O mesajda bizim birlikteliğimizin kadim medeniyetimizin gereği neyse oraya dayalı olduğu anlayışıydı. Kendisine rahmet diliyorum, ailesine, tekrar yakınlarına sabırlar diliyorum” dedi.

Hatay İskenderun’da yaşanan terör saldırısına ilişkin bilgi veren Erdoğan, şunları söyledi:
“Hatay ve İskenderun’a geçmiş olsun dileklerimizi tekrarlamak istiyorum. Amanoslar’dan ülkemize eylem için giren 2 teröristin güvenlik güçlerimizin dikkati ve feraseti sayesinde kısa sürede tespiti büyük bir felaketin önüne geçmiştir. Her ikisi de güvenlik güçlerimize etkisiz hale getirilen teröristlerin daha önce belirlenen bir grubun son üyeleri olduğu anlaşılmıştır. Kahraman güvenlik güçlerimizi tebrik ediyor, her birinin alınlarından öpüyorum.”

Bu olayın Türkiye’nin Suriye merkezli terör saldırıları konusundaki hassasiyetinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, “Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı harekatlarımız ile İdlib’teki ısrarlı duruşumuzun bir bahane değil, somut güvenlik kaygılarına dayandığını hiç kimse inkar edemez. Ayrıca Suriye sınırımız boyunca kontrolümüz altında bulunmayan yerlerdeki terör örgütü varlığının ve ülkemize yönelik tehditlerinin bize verilen tüm sözlere rağmen artarak sürdüğünü görüyoruz. Şayet bize verilen sözler tutularak buralardaki tüm teröristler belirlediğimiz hattın dışına çıkartılmazsa, ihtiyaç duyduğumuz her an harekete geçmek için meşru sebebe sahip olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyorum. Suriye’den ülkemize gelen DEAŞ mensuplarının eylem arayışlarının sürdüğünü de daha geçtiğimiz günlerde yakaladığımız çok sayıdaki teröristten biliyoruz. Suriye’deki varlıklarını DEAŞ ile mücadeleye bağlayanların bahanesinin altı boştur. DEAŞ ile gerçek anlamda sadece Türkiye mücadele etmektedir. Rusya’nın İdlib bölgesindeki Suriye Milli Ordusu güçlerinin eğitim merkezine yönelik saldırısı, bölgede kalıcı barış ve huzurun istenmediğinin işaretidir. Aynı şekilde Amerika’nın, Suriye’nin Irak sınırı boyunca oluşturmaya çalıştığı yapının yeni çatışmaların, acıların habercisi olduğu da açıktır. Suriye halkı bölge dışından gelen güçler ile onların güdümündeki terör örgütlerinin ve rejimin strateji oyunlarının bedelini kanıyla ödüyor. Biz bu riyakarlığa, bu haksızlığa seyirci kalamayız. Çünkü sınırlarımızın hemen yanı başında yaşanan her hadisenin sancısını bizde hissediyoruz. Hatay’daki olay bunun en son ve müşahhas örneğidir. Suriye topraklarına çöreklenen ama DEAŞ ile bizim kadar mücadelesi olmayan güçler artık bu orta oyununu bir kenara bırakmalıdır. Türkiye’nin gücü gerekiyorsa Suriye’yi tüm terör örgütlerinden temizlemeye yeterlidir. Ama biliyoruz ki, Suriye üzerinde yapılan hesapların ülke halkının yaşadığı zulmü sona erdirmek ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bizim tek gayemiz kendi güvenliğimizi sağlamak, Suriye halkının huzura ve esenliğe kavuşmasını sağlamaktır. Bunun dışında kimsenin ne toprağında ne petrolünde ne hakkında ne hukukunda gözümüz bulunmuyor. Bir asırdır emperyalistlerin oyun sahası haline dönüşmüş bu kadim coğrafyanın artık içine sokulduğu cendereden kurtulma vakti gelmiştir. İnşallah bu kutlu çıkışın en büyük destekçisi de Türkiye olacaktır. Suriye’yi dilim dilim bölme çabalarına karşı ortaya koyduğumuz tavır bunun içindir. Libya’nın geleceğini kukla darbeciler eliyle karartma girişimlerini önünü kesmemiz bunun içindir. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarının kurtarılma mücadelesine verdiğimiz destek bunun içindir. KKTC’nin ve ülkemizin Doğu Akdeniz’deki haklarını savunma kararlılığımız bunun içindir. Siyasi ekonomik kültürel ve askeri gücümüzü artırmaya kendimiz yanında kardeşlerimize ve dostlarımıza destek olmak için de ihtiyacımız bulunuyor. Sorumluluğumuz ağırdır. AK Parti olarak Meclis grubumuzla, Genel Merkezimizle, teşkilatımızla, belediyelerimizle bu şuur etrafında çalışmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizi hedeflerine ulaştırarak halkımızın güvenine layık olacağız” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Fransız dergisinin çirkin paylaşımlarına tepki

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik eden Erdoğan, şu mesajları paylaştı:

“Yarın Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yıl dönümüne ulaşıyoruz. Milletimizin Cumhuriyet Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyorum. Geçtiğimiz asrın başlarında Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Karadeniz’den Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada saldırıya uğrayan devletimize Anadolu toprakları bile çok görülmüştü. Bugün ki topraklarımızı parça parça bölerek paylaşmayı, milletimizi Anadolu’da esir hale getirmeyi ve hatta tümden tasfiye etmeyi planlayanların hesaplarını İstiklal Harbimizle bozmuştuk. Dönemin şartlarında razı olabileceğimizin asgarisini oluşturan Misak-ı Milli’nin bile gerisindeki bugünkü sınırlarımızda kendimize yeni bir gelecek kurduk. Milli iradenin üstünlüğü ilkesi üzerine inşa edilen Cumhuriyetimiz işte bu geleceğin sembolüdür. Geçtiğimiz asırda dünyayı kan ve gözyaşına bulayanlar ülkemizi de hiçbir zaman rahat bırakmadılar. Türkiye’yi siyasi ve ekonomik olarak kendilerine bağlı ve bağımlı tutmak isteyenler farklı görünümler ve isimler altında sürekli iş başındaydı. Yeri geldi toplumsal yapımıza saldırdılar, yeri geldi darbe yaptırdılar, yeri geldi terör örgütlerini üzerimize saldılar, yeri geldi vesayet düzeni kurdular. Hamdolsun milletimiz her saldırının ardından yeniden iradesine sahip çıktı, ülkeyi yeniden rayına oturttu. İstiklal Harbimizi yöneten Meclisimiz bugüne kadar yaşadığı tüm badirelerin ardından dimdik ayağa kalkmayı başardı. En son 15 Temmuz’da kuşatılmasına ve bombalanmasına rağmen milletimizle birlikte darbecilere cesaretle direnen meclisimiz ikinci kez Gazilik unvanı ile şereflendi. Cumhuriyetimiz tüm bu badirelerden sıyrılıp gelerek bugünlere ulaştı. Yıkmak kolay, yapmak zordur. Elimizdeki her değer gibi Cumhuriyetimize de sahip çıkacağız. Yakın zamanda bölgemizde yaşananlar bu gerçeğin en açık ispatıdır. Gezmişten bugüne hepimizin bildiği tüm eksiklerine, tüm sıkıntılarına rağmen cumhuriyetimize var gücümüzle sahip çıkarak kendimize güçlü bir gelecek inşa edeceğiz. Nasıl İstiklal Harbimizde Gazi Mustafa Kemal Paşa ordumuza ilk hedefiniz Akdeniz’dir diyerek istikamet göstermişse bugün bizim de ilk durağımız 2023 hedeflerimizdir. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması demek her alanda dünyanın en üst ligindeki varlığın tescil etmesi demektir. Ülkemizin son 7 yıldır kesintisiz yaşadığı saldırı dalgası kimi alanlardaki ilerlememizi yavaşlatmış olsa da 2023 hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız. Böylece bizden sonraki nesillere 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmış olacağız.”

Daha önce Peygamber Efendimize hakaret içeren karikatürle saldıran Fransız Charlie Hebdo dergisinin şimdi de şahsına saldırdığını belirten Erdoğan, “Bu gece Müslümanlar için özel bir gecedir. Bugün Mevlidi Nebiyi yani Peygamberimizin veladeti ile dünyayı şereflendirmesinin yıl dönümünü idrak ediyoruz. Rabbime bizleri adı güzel kendi güzel Muhammed’in dünyaya vasıl oluşunun bir seneyi devriyesine kavuşturduğu için hamdediyorum. Bu mübarek gecenin günahlarımızın affına vesile olmasını diliyorum. Bu kutlu gece hürmetine Rabbimin kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları kabul buyurmasını temenni ediyorum. İslam ve Müslüman düşmanlığının Peygamber Efendimize saygısızlığın özellikle Avrupa’daki yöneticiler arasında adeta kanser gibi yayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Fransa’da Peygamber Efendimiz ile ilgili çıkan çirkin ve ahlak yoksunu karikatürleri yayınlayan derginin şimdi de kapaktan yayınladığı bir karikatür ile şahsımı hedef aldığını duydum. Bu tür ahlaksız yayınlara ne yaptığını görmek amacıyla da olsa itibar etmeyi dahi zül kabul ettiğim için karikatüre bakmadım. Ben neyim ki, benim sevgili Peygamberime, sevgililer sevgilisine bu denli hakaret eden bu namussuzlarla ilgili benim herhangi bir şeyde söylememe gerek yok zaten. Üzüntüm ve öfkem şahsıma yapılan iğrenç saldırıdan değil, aynı mecranın canımızdan aziz bildiğimiz Peygamber Efendimize yönelik terbiyesizliklerin kaynağı olmasındandır. Hedefin şahsımız değil, savunduğumuz değerler olduğunu biliyoruz. Ülkemizde de bunların uzantılarının olduğunu biliyor ve görüyoruz. Hatta hatta bu parlamentonun çatısı altında olanları da biliyoruz” dedi.

”Siz katilsiniz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Ben batıya sesleniyorum, siz değil misiniz Ruanda’da yüzbinlerce insanı katleden, siz değil misiniz milyonlarca Cezayirliyi katleden, siz değil misiniz Afrika’nın her ülkesine sadece elmas, altın var diye giren ve oradaki insanları katleden? Siz katilsiniz, katil” dedi.

AK Parti Grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’da yaşanan İslam ve Türk düşmanlığına dikkat çekerek, adeta Haçlı seferlerinin yeniden başlatılmak istendiğini söyledi. Avrupa’da Fransa’nın başını çektiği İslam ve Türk düşmanlığı ile Charlie Hebdo karikatürlerine ilişkin konuşan ve aynı zihniyetin Türkiye’de de olduğunu belirten Erdoğan, “Böyle bir zamanda yekvücut olmak gerekirken hala bunlar buralardan oy devşireceklerini zannediyor. Bu pazarda size yer yok. İslam ve Türkiye düşmanlarının özgürlük adına girdikleri kin ve nefret bataklığında boğulup gideceklerine inanıyorum. Bunlar Avrupa’nın yeniden barbarlık dönemine geri gidişinin işaretleridir. Fransa ve genel olarak Avrupa, Macron’un ve onunla aynı zihniyeti taşıyanların bu kısır, provakatif, çirkin, nefret tohumları saçan politikalarını hak etmiyor. Sağduyulu Avrupalıların kendileri ve çocukları adına aydınlık bir gelecek için bu tehlikeli gidişe karşı inisiyatif geliştirmeye davet ediyoruz. Müslüman ve Türk düşmanlarını iç politikalarındaki başarısızlıklarını örtmenin kılıfı olarak kullanmaya çalışanlardan o kirli ellerini mukaddes değerlerimizden çekmelerini istiyoruz. Peygamber Efendimize hakareti savunarak, kararmış kalplerini cesaretlendirmeye çalışanlara cevabı 1442 yıl önce Medine halkının verdiği şekli ile tekrarlayalım, ‘ay doğdu üzerimize, veda tepesinden, şükür gerekti bizlere, Allah’a davetinden, ey bize gönderilen elçi, yüce bir davetle geldin, geldin Medine’ye şeref verdin, merhaba ey Sevgili.’ Mekke’ye, Medine’ye, Asya’ya, Afrika’ya, Avrupa’ya, tüm dünyaya, tüm alemlere, tüm zamanlara şeref veren Peygamber Efendimize yapılan saldırılara samimiyetle karşı durmak bizim şeref meselemizdir. Biz son nefesimizi verdiğimiz gün değil, asıl bu saldırılar karşısında sessiz kaldığımız, tepkisiz kaldığımız, mukabelede bulunmadığımız gün öldük demektir. Biz özgürlüğünün sembolleri olarak gördüğümüz ezanı ve bayrağı için gerektiğinde canını veren bir milletiz. Biz bunların karşısında mı boynumuzu büküp, susup duracağız, bunların karşısında mı onurumuzdan vaz geçeceğiz, bunların karşısında mı yönümüzü başka tarafa çevireceğiz? Birileri böyle yapabilir ama Türk milleti inancına ve değerlerine yönelik hiçbir saldırı karşısında böyle cibilliyetsiz bir tavır asla takınamaz. Üstelik biz kendi dinimizle birlikte diğer dinlerin kutsallarına da saygı duyan bir milletiz. Asırlardır bu topraklarda cami, kilise, sinagog hizmet vermiştir. Hatta ecdadımızın koruması altına alınmıştır, devletin koruması altına alınmıştır. İstanbul’dan Hatay’a bunun sayısız örneği hala vardır. Ben batıya sesleniyorum, siz değil misiniz Ruanda’da yüzbinlerce insanı katleden, siz değil misiniz milyonlarca Cezayirliyi katleden, siz değil misiniz Afrika’nın her ülkesine sadece elmas, altın var diye giren ve oradaki insanları katleden? Siz katilsiniz, katil. Bugün hala aynı şeylerin arayışı içindesiniz. Lübnan’a gidiyorsun, ne işin var senin Lübnan’da. Lübnan’da bir felaket yaşanıyor, güya istikamet vermeye gidiyor oraya. Ne oldu, aradığını buldun mu orada? Bulamadın. Niye? Kovdular seni kovdular. Tanındıkça bunlar her yerden kovulacak. Adeta bunlar Haçlı Seferlerini yeniden başlatmak istiyorlar. Haçlı Seferlerinden itibaren ne zaman ki Avrupa üzerinden gelen fitne ve kin tohumları bu topraklara düşmeye başlamıştır, işte o vakit huzur bulmuştur. Bin yıl birlikte yaşadığımız insanlarla bir anda düşman kesilmemiz için hiçbir sebep yoktur. Biz sadece dışarıdan ve içeriden maruz kaldığımız saldırılara karşı kendimizi savunduk. Tehcir ve mübadele gibi hadiseler batılı güçlerin topraklarımızda sahneledikleri oyunların acı sonuçlarıdır. Buna rağmen ülkemizde vatandaşımız veya misafirlerimiz olarak bulunan diğer dinlerin mensupları eşsiz bir hoşgörü ve saygı iklimi içinde hayatlarını sürdürüyorlar. Türkiye genelinde ibadete açık, burası çok önemli, milletime de sesleniyorum, topraklarımız içinde, bu vatanda 435 kilise, sinagog ve havra bulunuyor. Bunlar devletimizin yedieminindedir, güvencesi altındadır. Kimsenin inancına, ibadetine, kutsalına müdahale etmedik, etmiyoruz ve etmeyiz. Hatta son 18 yılda, vakıf mallarının iadesinden kilise ve diğer ibadethanelerin restorasyonuna kadar farklı inançlara mensup vatandaşlarımızın dini özgürlüklerini genişletmek için pek çok adım attık. Bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımızın sıkıntısını, derdini daima kendi sorunumuz olarak gördük. Ülkemizdeki hoşgörü anlayışı Avrupa’daki gibi faşist suratların yüzlerine maske yaptıkları türden bir riyakarlık değil, inancımızın köklerinden ve kalbimizin derinliklerinden gelen samimi bir hissiyattır. İşte Almanya’da Mevlana Camii’ne sabah namazında 100-150 kader Alman polisinin girmesini başa Şansölye Merkel izah edemez. Sadece görüşmek, konuşmak, bunlar çıkar yol değil. Bugün milyonlarca insanın yaşadığı Almanya’da, eğer oradaki vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın inancına. Kimliğine gerekli değeri vermiyorsanız kusura bakmayın. O insanların ciddi bir kısmı senin vatandaşın. Onların inanç hürriyetine, eğittim öğretim özgürlüğüne, yaşam hürriyetine değer vermen lazım. Ama yok böyle bir şey, İstiklalimize ve istikbalimize, değerlerimize saygı duyulması şartıyla biz hiç kimseye inancından, kökeninden, renginden, mezhebinden, meşrebinden ötürü husumet beslemeyiz” diye konuştu.

“Azeri Türkü kardeşlerim de kendilerini savunma noktasına geldi”

Ermenistan’ın Azerbaycan’ın topraklarını işgal etmesinin üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen Amerika, Rusya ve Fransa’dan oluşan Minsk Üçlüsü'nün hiçbir şey yapmadığını belirten Erdoğan, “Tabii ki Azerbaycan da Azeri Türkü kardeşlerimin hakkını korumak durumunda. Onun için de Ermeniler saldırdı, Azeri Türkü kardeşlerim de kendilerini savunma noktasına geldi. Liderlerle görüşmelerimiz var, en son dün akşam Sayın Putin ile görüşmemizde süreci etraflıca ele aldık. 'Artık bu işe Kafkaslar’da bir son verelim. İstersen bu işi birlikte çözeriz. Siz Paşinyan ile bu görüşmeleri yapın, ben İlham kardeşimle bu görüşmelerimi yapayım, tatlı bir yere bağlayalım. Heyetinizi gönderin, heyetlerimizle görüşme yapsın. Ama bir şeye karar vermemiz lazım. Bu işi çözecek miyiz, çözmeyecek miyiz? Atacaksak bu adımı atalım. Burada bu işi bitirmek durumundayız. Biz samimiyiz. Ben sizin de samimi olduğunuza inanıyorum, bu atımı atalım.' Güzel bir görüşme oldu, temennim odur ki inşallah bunu neticelendiririz. Kırmızı çizgilerimizi de söylüyoruz. Kırmızı çizgilerimiz aşıldığında da kimse kusura bakmasın babamızın oğlu olsa gözümüz görmez” şeklinde konuştu.

Derya Yetim - İlker Turak - Ömer Çetin - Abdullah Sarica
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Uysal: "Türkiye’ye örnek olacak bir birlik beraberlik düzenimiz var" Antalya’da Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Güvenlik Mahallesi’nde düzenlenen iftarda belediye başkanlığı görevini kutsal ve mübarek bir nöbet olarak gördüğünü söyleyerek, bu görevi kendisine veren Muratpaşalılara teşekkür etti. Muratpaşa Belediyesi’nin her Ramazan’da, mahallelerde düzenlediği iftarın bu kez adresi Güvenlik oldu. Pazar yerinde kurulan iftara Yıldız, Memurevleri ve Güvenlik mahalle sakinleri katıldı. Başkan Uysal’ın eşi Ümran Uysal’la katıldığı iftarda CHP Muratpaşa İlçe yönetimi, farklı siyasi partilerin yöneticileri, meclis üyeleri, meclis üyesi adayları, muhtarlar, muhtar adayları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri yer aldı. Buradaki konuşmasına mahalle sakinlerine “Hayırlı Ramazanlar” dileyerek başlayan Uysal, “Sizin verdiğiniz belediye başkanlığı görevini kutsal, mübarek bir nöbet olarak gören bir kardeşiniz olarak her birinize ayrı ayrı saygılarımı, hürmetlerimi sunuyorum. Sağ olun var olun” diye konuştu. Başkan Uysal, sözlerine şöyle devam etti: “Muratpaşa’mızda bütün Türkiye’nin imrendiği, her türlü ayrımcılığı aşmış, bütün insanlarına Turunç Masa üzerinden kamu hizmetlerini sunan, insanların rahatça kamuya ulaşabildiği, birbirini sayıp, sevdiği, kimsenin kimseyi yargılamadığı, yaşlılarımıza, gençlerimize, çocuklarımıza ayrı hürmet gösterilen, elini uzatan hiç kimsenin elinin havada kalmadığı bir düzenimiz var. Sizler sayesinde. Ayrışmadan bu memleketin hiçbir menfaati olmaz. Çocuklarımızı aynı geminin güvertesinde büyütüyoruz. İşte Muratpaşa’mızda bütün Türkiye’ye örnek olacak bir birlik, beraberlik düzenimiz var.” Mahalleliye ayrıca dayanışma ve komşuluklarının bütün Türkiye için çok kıymetli olduğunu söyleyen Başkan Uysal, 31 Mart yerel seçimlerinin vatana, millete güç kuvvet ve iyilikler getirmesini temenni etti. Uysal, iftar öncesi ayrıca Soğuksu mahalle esnafını ziyaret etti.
Erzurum DAP Bölgesine 94 yeni kütüphane Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi, bölgede okuma kültürünün geliştirilmesi amacıyla 227 projeyi 520 milyon lira ile destekledi. Bu kapsamda Bölgeye 94 yeni kütüphane kazandırılmış oldu. 2016 yılında başlayan ve 2023 yılını da kapsayan dönemde, DAP Bölgesinde Okuma Kültürünün Geliştirilmesi Projesi destekleriyle; 25’i ilçe halk kütüphanesi olmak üzere 94 yeni kütüphane yapılmış, 168 adet kütüphanenin altyapısı iyileştirilerek, 61 köy okulunun bakım onarımı tamamlanmıştır. Modern, donanımlı ve işlevsel şekilde tasarlanan yeni kütüphaneler, farklı yaş gruplarına hitap edecek geniş bir kitap yelpazesine de sahip. Engelli erişimine uygun olarak düzenlenen kütüphanelerin tamamında bilgisayar ve internet erişimi gibi teknolojik imkanlar da yer alıyor. Elazığ’a dijital kütüphane Bölgedeki eğitim ve kültür seviyesini yükseltmesi beklenen yeni kütüphanelere ek olarak, Elazığ’da DAP destekleriyle, okuyucuların binlerce kitaba bir tıkla ulaşabilecekleri Mehmet Akif Ersoy Dijital Kütüphanesi’nin açılışı yapılarak, hizmete devam ediyor. Geleneksel kütüphane anlayışına yepyeni bir boyut kazandıran, yeni nesil uygulamalar arasında yer alan Dijital Kütüphane bünyesinde; 40 adet bilgisayar ile donatılan 2 adet dijital okuma salonu, kitaplıklarla donatılan okuma salonu, fuaye alanı ve açık teras yer alıyor. Okuyucular, 28 ayrı kategoride 33 bin kaynak esere elektronik ortamda kolayca erişebiliyor. Destekler 2024 yılında da devam edecek Bölgede çok büyük bir memnuniyetle karşılanan kütüphanelerle ilgili proje desteklerinin 2024 yılında da devam edeceği bildirildi. DAP Bölge Kalkınma İdaresi tarafından yapılan açıklamada, Bölgede 2024 yılında Eğitim, Kültür ve Sanat Faaliyetlerinin Desteklenmesi Programı ile çocuklara yönelik 32 Atölye, 2 Çok Amaçlı Salon, 12 Laboratuvar, 3 Kütüphane, 35 Köy Okulunun Altyapısının iyileştirilmesi projelerine toplam 38 milyon 500 bin lira ödenek sağlayacağı belirtildi. Açıklamada ayrıca, insan odaklı bir kalkınma projesi olan DAP Bölge Kalkınma İdaresi’nin 2024-2028 döneminde dijital kütüphane yapımına daha fazla destek vereceği kaydedildi.
Muğla Bodrum Yalıkavak Anaokulu’nun temeli atıldı Bodrum Belediyesi, Yalıkavak Anaokulunun temelini vatandaşların katıldığı törenle attı. Kış nüfusunun yüksek olması ve vatandaşlardan gelen taleplerin artması nedeniyle Bodrum Belediyesi tarafından planlamaya alınan anaokulunun temeli törenle atıldı. Cumhuriyet Halkevleri Bodrum Şube Başkanı Mazhar Karakaya anaokulunun herkese hayırlı olmasını dilerken iş insanı Feridun Öztürk tüm katılımcılara teşekkür etti. Yoğun programından dolayı temel atma törenine katılamayan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın iyi dileklerini ileten Başkan Vekili Emel Çakaloğlu şunları söyledi: “Bodrum’da nüfus artışından dolayı okul öncesi eğitim kurumlarının yetersizliğini yeterli seviyeye getirmeye çalışıyoruz. Ailelerin çocuklarını güvenilir bir eğitim kurumlarına emanet edebilmelidir. Eğitimde fırsat eşitliği sağlamak için anaokulları açılıyoruz. Bugüne kadar dört anaokulunu kentimize kazandırdık” Temel atma töreninde söz alan Bodrum Belediye Başkan Adayı Tamer Mandalinci, “Bodrum için elini taşın altına koyan ve taş üstüne taş koyup Bodrum’da kalıcı eser oluşturmak için gecesini gündüzüne katan herkese yürekten teşekkür ediyorum” dedi. 2024-2025 eğitim öğretim yılında faaliyete geçmesi hedeflenen Bodrum Belediyesi Yalıkavak Anaokulu, 6 sınıflı ve 120 öğrenci kapasiteli olarak planlandı. Yapıda, öğretmenler odası, idare odası, mutfak, yemekhane, 6 sınıf ve dış alanda peyzaj ile oyun etkinlik alanı bulunacak. Temel atma törenine Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ı temsilen Başkan Vekili Emel Çakaloğlu, CHP Bodrum İlçe Başkanı Tuna Işın ve CHP ilçe örgütü, Meclis Üyesi Bodrum Belediye Başkan Adayı Tamer Mandalinci ile belediye başkan yardımcıları, meclis üyesi adayları, belediye birim müdürleri, Yalıkavak Mahalle Muhtarı Ali Çınar, Geriş Mahalle Muhtarı Hayrullah Kayacan, bağışçı Cumhuriyet Halkevleri Bodrum Şube Başkanı Mazhar Karakaya ile iş insanı Feridun Öztürk ve vatandaşlar katıldı.
İstanbul Cengiz Durmuş: "Türkiye’nin teniste dünya lideri olabilecek bir yerde olduğunu herkes biliyor" Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, Türkiye’de tenisin gelişimiyle ilgili yaptığı açıklamada, "Türkiye’nin gelecekte, teniste dünya lideri olabilecek bir yerde olduğunu herkes biliyor" dedi. Antalya’nın ilk WTA Turnuvası Megasaray Hotels Open, 26-31 Mart tarihleri arasında Antalya Belek’te bulunan Megasaray Tenis Akademi’nin kortlarında düzenleniyor. Bu organizasyonu takip eden Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. Bu tür organizasyonların Türkiye’de düzenlenmesinin hem kendileri, hem sporcular ve hem de Türkiye’nin tanıtımı için çok değerli olduğunu söyleyen Durmuş, "Değerli tarafı ise sponsorlarımızın aracılığı ile yapılıyor olması. Şahinler Holding ve Megasaray Oteli’nin organize ettiği bir turnuva olarak düzenleniyor. Maçını beraber izlediğimiz, şu anda maçta olan 16 yaşında olan sporcumuz, 16 yaş milli takımımız ve aynı zamanda Mega Saray Tenis Akademisi sporcumuz. Bu kortlara dünyanın deneyimle sporcuları ile aynı korta olmanın, onlarla yarışmanın ve onları yenerek bir üst tura geçmenin hedefiyle çıkıyorlar. Türkiye Tenis Federasyonu olarak bizler, dünyanın en iyi sporcusunu yetiştirmek için hedefleri olan, stratejiler yapan bir federasyonuz. Bu yüzden bizim en değer verdiğimiz etkinliklerden bir tanesi oldu. Antalya’da bu seviyedeki en yüksek turnuva oluyor. Daha önce İstanbul’da bu turnuvanın benzerlerini yaptık. Hem spor turizmi açısında çok değerli bir etkinlik hem sportif başarı için değerli bir etkinlik. 16 yaşındaki sporcumuz, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir turnuvada kendi ülkemizde olmasa oynayabilme şansı yok. Ancak kendi ülkemizde yaptığımızdan dolayı dünyanın en iyi sporcularıyla aynı korta girme şansı elde ediyor. Bu tür organizasyonlarda, hem grand slamlar, hem olimpiyatlar, hem de sporcumuzun gelişimi için çok değerli buluyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın ’Sporu tabana yayıyoruz’ ilkesiyle birer bir örtüşen bir söylem. Tenisin her yerde izlenir ve bilinir olmasını sağlıyoruz. Tenisin gelişimi açısından bu organizasyonu çok değerli buluyoruz" ifadelerini kullandı. "Tenisin toplumsal ve iletişim anlamında çok değerli katkıları var" Tenisin ve sporun içinden gelen biri olduğundan ve bu nedenle tenisin kişisel gelişime çok büyük bir değer kazandırdığından bahseden Başkan Durmuş, "Türkiye’de her noktasında herkesin mutlaka tenis oynaması gerektiğine inanan birisi olarak bu süreci yönetiyorum. Çünkü tenisin toplumsal anlamda, iletişim anlamında çok değerli katkıları olduğunu görüyoruz. Çocuklarımızın ergenlik diye bir probleminin kalmadığını görüyoruz. Bahsettiğimiz gibi 6 yaşından başlayan çocuğumuz, 30-40 yaşlarına kadar devam ettirdiği bu hikayenin en önemli aşaması çocukluk ve gençlik dönemini çok güzel enerjilerle, doğru bir fiziksel yapıyla geçirdiklerini biliyoruz. Bunu yanına da bir sportif başarı, ünlenen ve tanınan sporcular olarak kendi hayatlarında çok değerli sonuçlar elde ediyoruz" diye konuştu. "Avrupa tenisi yönetiminde, yönetimimizin olması bu basamaklardan biri" Federasyon olarak dünyanın en iyisi sporcusunu yetiştirmeyi hedeflediklerini ve bunun için de dünyanın her yerinde söz sahibi olunması gerektiğini aktaran Cengiz Durmuş, "Avrupa tenisi yönetiminde, yönetimimizin olmuş olması bu basamaklardan bir tanesidir. Geçen dönemde yine yönetimdeydik. Cem kardeşimiz, Türkiye Tenis Federasyonu’nda yönetim kurulu üyesi olarak, orada da yönetim kuruluna seçilmişti. Biz birinci sıradan yönetime girdik. Fransa, İngiltere, Almanya, İspanya gibi ülkelerin olduğu yerde biz birinci seçiliyoruz. Bizim için anlamlı çok değerli. Aynı zamanda sorumluluk getiren şeyler. Bu başlattığımız güzel enerjinin, güzel seviyenin bize sportif açıdan çok büyük imkanlar, çok büyük fırsat tanıyacağını biliyoruz" şeklinde konuştu. "Türkiye’nin teniste dünya lideri olabilecek bir yerde olduğunu herkes biliyor" Tennis Europe Seçimli Genel Kurulu’nun 2025 yılında Antalya düzenlenecek olmasından dolayı çok büyük bir heyecan içerisinde olduklarını söyleyen Başkan Cengiz Durmuş, "Avrupa ve dünyanın lider kıtası Avrupa, teniste de dünyanın lider kıtası. Ülkemizde genel kurulunu ağırlıyor olmamız ve tüm Avrupa ülkesinin tenisi yönetenlerinin Türkiye’ye gelecek olması, bununda oy birliğiyle karara bağlanması bizim için çok değerli ve anlamlı olduğunu biliyoruz. Biz Türkiye olarak tenis ülkesiyiz. ’Tenis, Türkiye’de oynanır’ parolasıyla yapmış olduğumuz turnuvalar Avrupa’da ve dünyada ses getirdiğinin göstergesi olarak Türkiye’de yapılması planlanıyor. Turizm açısından baktığınızda ülkemizi çok iyi tanıttığını, doğal olarak gittiği yerlerde ebeveynler, yöneticilerine Türkiye’deki tenisin gücünü ve güzelliğinin anlattıkları için biz bu sonuçları alabiliyoruz. Avrupa’daki yöneticilerinde toplantı için bir an önce Türkiye’ye gelmek için sabırsızlandıklarını biliyoruz. Hem 2025’e şimdiden hazırlık yapmaya başlıyoruz. Gerçekten çok güzel hafta olacak. Çok güzel bir etkinlik çok güzel bir turnuva olacak. Zaten ülkemizi tanıtma noktasında çok iyi yerdeyiz. Ülkemizin hem gücünü, aynı zamanda Avrupa’da söz sahibi olan bir federasyon olarak en genç nüfusa sahip Türkiye’nin de gelecekte teniste dünya lideri olabilecek bir yerde olduğunu herkes biliyor. Gelecekte bunu göreceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.
Kocaeli Gölcük’ün yeni sosyal alanında deniz göründü Gölcük’te askeriyeden devralınan ve Donanma Parkı olarak ilçeye kazandırılacak 53 dönümlük alanda yıkım çalışmaları tamamlandı. Alanın dış duvarının da yıkılmasıyla Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi denize kavuştu. Milli Savunma Bakanlığı ile yapılan protokol sonrasında Gölcük Belediyesi’ne devredilen 53 dönümlük alanda yıkım çalışmaları tamamlandı. Gölcük Belediyesi’nin Donanma Parkı’na dönüştüreceği alandaki eski lojmanlar ve çevre duvarının yıkılıp enkazının kaldırılmasıyla Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi denize kavuşmuş oldu. Dev alanı çevreleyen duvarların yıkıldığı alanda inceleme yapan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, "Donanma Parkı’nın yapılacağı alanda yıkım çalışmalarını tamamladık. Gölcük merkezinden yaklaşık 500 metre mesafede Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi’ne yürüdüğümüzde, cadde üzerinden atık denizi görebiliyoruz. Bu alanı teslim alabilmek için askeri üssün batı kısmında 48 lojmanı esaslı olarak onardık. Yine J-9 askeri güvenlik duvarını inşa ettik. Milli Savunma Bakanlığı ile yapmış olduğumuz protokol çerçevesinde, deniz kıyısındaki 5335 metrekarelik alanı da Donanma Parkı’na dahil ettik. Deniz kıyısındaki bu alanda Donanma Açık Hava Denizcilik Müzesi yer alacak. Donanma Parkı’nda kafe, restoranlar ve çeşitli sosyal alanlar yer alacak. Ben şimdiden ilçemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" dedi.
Erzurum Erzurum Faydalı Model’de 2’inci sırada yer aldı TÜRKPATENT Şubat ayı Faydalı Model başvuru verilerini yayımladı. Erzurum’dan Şubat ayında 1, bu yılın ilk iki ayı toplamında ise 2 faydalı model başvurusu gerçekleştirildi. İl başvuru sayısı düzeyinde Bölge illeri içinde Elazığ’ın ardından 2, ülkede ise 14’üncü sırayı aldı. Veriler üzerinden DOSİAD tarafından yapılan araştırmaya göre Şubat ayında Erzurum’dan 1, KUDAKA İstatistik Bölgesi illerinde 2, Kuzeydoğu Anadolu istatistik Bölgesi illerinden 2, Doğu Anadolu Bölgesi illerinden 16, ülkede ise 210 faydalı model başvurusu yapıldı. 2024 yılının ilk iki ayında Erzurum’dan 2, KUDAKA istatistiki Bölgesi illerinden 3, Kuzeydoğu Anadolu istatistik Bölgesi illerinden 3, Doğu Anadolu Bölgesi illerinden 18, ülkede ise 377 Faydalı model başvurusu kaydedildi. Erzurum’un 2 aylık düzeyde faydalı model başvuru sayısı bölge toplamında yüzde 11.1’lik dilim oluşturdu. Doğu’dan 4 İl başvuru yaptı Bu yılın ilk iki ayında Doğu Anadolu Bölgesinden yalnızca 4 ilden faydalı model başvurusu yapıldı. Başvuru kaydedilen iller Elazığ, Erzurum, Erzincan ve Malatya olarak bildirildi. Verilere göre Elazığ’dan 14, Erzurum’dan 2, Erzincan ve Malatya illerinden ise 1 faydalı model başvurusu gerçekleşti. Erzurum 14’üncü sırada Erzurum bu yılın ilk iki ayı kaydında faydalı model başvuru sayısı ölçeğinde 14’üncü sırada yer aldı. Ülkede faydalı model başvuru sayısının en yüksek olduğu iller; İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Bursa, Elazığ, Kocaeli, Kayseri, Manisa, Gaziantep, Samsun, Antalya, Balıkesir, Adana, Denizli, Tekirdağ, Eskişehir, Isparta, Aksaray, Çorum, Hatay, Kütahya, Muğla, Tokat, Yalova, Çanakkale, Diyarbakır, Erzurum, Kastamonu, Niğde olarak açıklandı.