GÜNDEM - 18 Haziran 2021 Cuma 15:16

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yerli aşımız kullanıma hazır hale gelince tüm insanlıkla paylaşacağız"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yerli aşımız kullanıma hazır hale gelince tüm insanlıkla paylaşacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Aşının şantaj, baskı veya politika dikta aracı olarak kullanılması yanlıştır. Yıl sonundan önce bitirmeyi planladığımız yerli aşı çalışmalarımızı insan odaklı evrensel bir yaklaşımla yürütüyoruz. Kullanıma hazır hale gelince yerli aşımızı tüm insanlıkla paylaşacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ev sahipliğinde, küresel ve bölgesel meselelerin ele alınacağı, resmi ve hükümet dışı aktörleri bir araya getiren ve zaman içinde kurumsallaşması hedeflenen bir platform olan “Antalya Diplomasi Forumu” (ADF) Belek Turizm Merkezi’ndeki NEST Kongre Merkezi’nde başladı.

“Yenilikçi Diplomasi: Yeni Dönem, Yeni Yaklaşımlar” başlığıyla gerçekleştirilen Forum’un açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katılımcılara Türk turizminin başkenti Türkiye’nin incisi Antalya’ya ‘Hoş geldiniz’ diyerek sözlerine başladı.

Foruma Antalya’nın ev sahipliği yapmasının tesadüf olmadığına değinen Erdoğan, “Antalya tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapmış, insanlık tarihine yön vermiş kıtaların kavşak notası Akdeniz’in en güzel şehirlerinden biridir. Tıpkı Akdeniz gibi Antalya da farklı kültürlerin ortak yuvası ve ortak yurdudur. Asırlardır her kökenden her inançtan insanı barış içinde bir arada yaşatan Antalya’mız diplomasinin de merkezinde yer almıştır. Bu forum ile şehrimizin özelliğine yeni bir boyut daha kazandırmış oluyoruz. ADF’nin inşallah zamanla küresel diplomasinin kalbinin attığı bir zirveye dönüşeceğine inanıyorum. Buradan vereceğimiz dostluk diyalog ve işbirliği mesajı mesajları bölgemizle birlikte tüm dünyaya dalga dalga yayılacaktır. Forum vesilesiyle hem Antalya’nın güzelliklerini görme hem de güvenli turizm sertifikası programının uygulamalarına şahitlik etme imkanı bulacaksınız. Geçen sene başlattığımız bu program sayesinde 2020 yılında 16 milyon turisti sorunsuz, sıkıntısız şekilde ülkemizde ağırladık. 2021 senesinde sistemin kapsamını daha da genişleterek, misafirlerimizin ülkemizin her köşesinde huzur içinde tatil yapabilmelerini mümkün kıldık. Hepinizden her zaman ailenizle sevdiklerinizle birlikte sizi ağırlamaktan şeref duyacak, Antalya’nın keyfini çıkarmanızı istiyorum” diye konuştu.

"Diplomasi daha fazla devreye alınmalıdır"

Erdoğan, diplomasinin insanlığın toplu halde yaşamaya başladığı tarihlerden beri var olan ve kullanılan üzerinde kafa yorulan bir alan olduğuna değindi.

Daha yakın bir tarihteki tanımıyla diplomasinin savaş ve barış güçleri arasındaki dengeyi oluşturan diplomasinin önceliyicilik vasfıyla önemini sürekli arttırmaya devam ettiğini dile getiren Erdoğan, “İletişim teknolojileri, internet, sosyal medya, artan küreselleşmeyle birlikte diplomasinin alanı genişlemiştir. Bugün diplomasi deyince sadece, devlet ve hükümet yetkilileri arasında kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerden bahsetmiyoruz. Bu kavaramlar aynı zamanda kamu diplomasisinden, kültür, turizm diplomasisine, ticaret diplomasisine kadar çok geniş bir yelpazede yürütülen çalışmaları kastediyoruz. Politika aktörleri kadar diplomasinin icra edildiği platformlar da değişiyor, çeşitleniyor. Artık siyasetçiler ve diplomatlarla birlikte STK’lar, iş dünyası, medya ve üniversiteler arasındaki temaslar dış politikayı şekillendiriyor. Dijital diplomasi de yine bu dönemin kazanımlarından biridir. Diplomasinin alanının bu kadar genişlemesi, gerilimlerin azaltılmasında insanlığa şüphesiz büyük fırsatlar sunuyor. Sıcak çatışmaların yıllarca devam ettiği günümüzde diplomasi sanatının önümüze açtığı yeni kulvarlara olan ihtiyacımız da artıyor. Dönem sorunların suhuletle çözümünde diplomasiyi, diplomasinin inceliklerini dışlama değil, daha fazla devreye alma dönemidir” dedi.

"Sıkı yumruğu gevşetecek olan diplomasidir"

“Sıkılı yumruklarla musafaha olmaz, işte bu sıkılı yumrukları gevşetecek en etkili yol hala diplomasidir” diyen Erdoğan, “Dünyadaki değişimi doğru okuyalım, gelecek nesiller için çözümler üretelim. Maziden süzülüp gelen birikimi yeniden yoğurarak istikbale taşıyan vizyonel bir diplomasi pratiğini hakim kılmamız gerekiyor. Karşı karşıya olduğumuz tehditlerin büyüklüğü uluslararası bir dayanışmayı ve işbirliğini zaruri kılıyor. Küresel korona virüs salgınında, bu ihtiyacı bir kez daha hissettik. Uluslararası toplum elindeki tüm araçlara rağmen salgını yıkıcı etkilerini yönetmede maalesef iyi bir imtihan veremedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarihin en büyük sağlık krizini 100 gün sonra gündemine alabildi. Tropik adalardan Sibirya’ya kadar dünyanın en ücra yerlerini dahi etkileyen salgın karşısında işbirliği yerini korumacı ve rekabetçi politikalara bıraktı” diye konuştu.

"Aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemeli"

Milyarlarca insanın yükü sadece dayanışmayla hafifleyecekken Afrikalı, Asyalı, Latin Amerikalıların kaderlerine terk edildiğini ifade eden Erdoğan, “Salgının dünya ölçeğinde adaletsizlikleri keskinleştirdiğini, zenginle fakir arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini görüyoruz. Birçok ülkede toplumsal huzursuzlukların nüksetmesi, düzensiz göç yollarının tekrar hareketlenmesi Akdeniz’de ölümlerin artması bunun en çarpıcı örnekleridir. Bu süreçte Türkiye olarak dost kötü günde çağrılmadan giden inancıyla dostlarımızın imdadına koştuk. Bizden talepte bulunan 158 ülkeye, 12 uluslararası kuruluşa sağlık malzemesi gönderdik. Türkiye’deki misafir ettiğimiz sığınmacıları, vatandaşlarımızdan ayrı tutmadık. Salgın döneminde yapılan hataların tekrar etmemesi için aşının aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi önemlidir. Aşının şantaj, baskı veya politika dikta aracı olarak kullanılması yanlıştır. Yıl sonundan önce bitirmeyi planladığımız yerli aşı çalışmalarımızı insan odaklı evrensel bir yaklaşımla yürütüyoruz. Kullanıma hazır hale gelince yerli aşımızı tüm insanlıkla paylaşacağız” ifadelerini kullandı.

"Sorunun parçası"

Topyekun yeni şeyler söylenmesi gereken bir dönemde olduklarının altını çizen Erdoğan, “Eskinin alışkanlıklarıyla, geçmişin dar kalıplarıyla günümüzün sorunların çözüm bulamayacağımız açıktır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, küresel sistemin üzerine inşa edildiği ana yapılar mevcut halleriyle çözümün değil, sorunun bir parçasıdır. İki kutuplu dünya tasavvurunun bize dayattığı kurumsal yapılarla 21. Yüzyıldaki yolculuğumuzu devam ettiremeyiz. Türkiye olarak, ‘Dünya beşten büyüktür’ sancağı altında yürüttüğümüz mücadelenin gayesi, eskinin yüklerinden kurtularak yeniyi kucaklamaktır. Yaklaşık 8 milyar insanın kaderi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi beş ülkenin insafına bırakılamaz. 190 ülkeye bir süreliğine masada oturma hakkı veren, ancak kendi kaderleriyle ilgili söz hakkı tanımayan bir sistem, adalet üretemez. Adaletin bulunmadığı yerde ise çatışma gerilim ve zulüm eksik olmaz. Yeni dönemde diplomasimizi yoğunlaştırmamız gereken alanların başında Güvenlik Konseyi’nin daha kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması geliyor. Statükodan çıkar sağlayanlar, elbette kendilerine asimetrik güç veren bu imkanı paylaşmak istemeyeceklerdir. Hatta reform taleplerini dile getiren ülkeleri dışlamaya, susturmaya yönelik gizli açık baskılar da olacaktır. Türkiye ile ilgili son dönemde sık sık tedavüle konulan eksen tartışmaları, bu hazımsızlığın işaretidir. Bu art niyetli suni, hakikatlerle bağdaşmayan tartışmaların bizim cesaretimizi kırmasına müsaade etmeyeceğiz. Hem vatandaşlarımızın hem evlatlarımızın geleceği adına, tüm insanlık adına hakkı ve adaleti savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

"4 bin 500 DEAŞ'lı etkisiz hale getirildi"

"Dünya hızla değişirken devletler arası ilişkilere bakışımızı ve diplomasimizi buna uyarlamamız gerekir" diyen Erdoğan, “Girişimci ve insani dış politika anlayışımızın gerisinde de bu yenileşme ve dönüşüm ihtiyacı vardır. Bugünün dünyasında etkin diplomasi, olaylara geniş açıyla bakmaktan, sahadaki gelişmeleri yakından takip etmekten geçiyor. Diplomatik başarı ise gelişmelere hızlı ve ön alıcı müdahalelerde bulunabildiğinizde yakalanabiliyor. Türkiye 252 dış temsilciği ile dünyanın beşinci en geniş diplomatik ağına sahip ülkesi konumundadır. Barışa, istikrara, kalkınmaya ve refaha katkı sağlamak için çaba harcıyoruz. Bu anlayışla atılan adımların meyvelerini alıyoruz. Suriye’de halkın iradesini yansıtacak bir siyasi çözüm için var gücümüzle çalışıyoruz. Yaklaşık 10 yıldır 4 milyona yakın Suriyeli kardeşimizi ülkemizde misafir ediyoruz. Sınırımızın hemen ötesinde zor şartlarda hayata tutunmaya çalışan 5 milyon mazluma da yardım etmeye çalışıyoruz. Suriye'deki PKK, PYD, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı sahada varlık gösteren ilk ülke biz olduk. Suriye’nin yabancı terör örgütlerinin barınma ve eğitim kampı olmasına müsaade etmedik. DEAŞ’ın Suriye'deki varlığına büyük ölçüde son vererek ülkemizle birlikte Avrupa ve dünyanın güvenliğine de katkı sağladık. Şu an itibarıyla DEAŞ’ın 4 bin 500 mensubunu biz etkisiz hale getirdik. Bu güne kadar 430 bin Suriye'nin güvenli olarak topraklarına dönüşünü biz temin ettik. Evlerinden edilenleri çadırlardan kurtarıyoruz" dedi.

"Suriye'de barışın sağlanması herkesin görevidir"

Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"Terör örgütleriyle mücadelemizde gerekse Suriye’yi istikrarlılaştırmak için yaptığımız çalışmalarda uluslararası toplumdan gerekli desteği alamadık. Ülkemizdeki sivilleri katleden caniler siyasi sığınmacı statüsü verilerek yıllarca korundu kollandı himaye gördü. DEAŞ’la mücadele kılıfı altında güney sınırımız boyunca bir terör devleti kurulmaya çalışıldı. PKK’nın her yıl 10 milyonlarca Euro haraç toplamasını engelleyecek birkaç göstermelik operasyon dışında hiçbir kararlı adım ne yazık ki atılmadı. Oysa terörün her türlüsüyle mücadele dünyaya demokrasi ve hukuk dersi verenler başta olmak üzere herkesin görevidir. Suriye’de barış ve istikrarın sağlanması sadece Türkiye’nin değil hepimizin sorumluluğudur. BM’ce tanınan meşru Libya hükümetiyle dayanışmamız ülkede ateşkes ve birliğe giden yolu açtı. Libya’da yaraların sarılmasına yeniden imara kalkınmaya yönelik desteğin bu süreçte artırılması önem arz ediyor."

"Akdeniz konferansı hala masada"

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cenevre’de sunduğu egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm önerisini destekliyoruz" diyen Erdoğan, "Akdeniz’in bir barış ve refah alanı olmasını arzu ediyoruz. Tüm paydaşların katılacağı Doğu Akdeniz Konferansı önerimiz hala masadadır. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının cepheleşmek yerine işbirliğine vesile olması bizlerin elindedir. Komşumuz Yunanistan’la son dönemde yakaladığımız ivmeden memnuniyet duyuyoruz. Müttefikimiz ABD ve Avrupa Birliği ile de olumlu gündem çerçevesinde işbirliğimizi güçlendirmek istiyoruz. Müslümanlarla birlikte Musevi ve Hristiyanların da kutsal mekanlarına ev sahipliği yapan Kudüs’ün asli kimliğinin korunarak tarihte olduğu gibi bugün de selam yurdu olması için gayret gösteriyoruz. Salgınla birlikte vahim hal alan İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadelede en ön safta yer alıyoruz" ifadelerine yer verdi.

İsa Akar-Ahmet Serdar Eser

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Vaatleri unutacak değil, verdiği sözü tutacak başkanları seçeceğiz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sancaktepe ilçe mitinginde vatandaşlarla bir araya geldi. Erdoğan, "Verdiği vaatleri unutan değil, verdiği sözü tutacak başkanları seçeceğiz. İstanbul’un bir 5 yıl daha kaybetme lüksü yok" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sancaktepe’de düzenlenen mitingde vatandaşlarla bir araya geldi. Programa İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar katıldı. "Biz Filistin’in yanında dimdik duruyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Fakir fukarayı daha fazla kollamamız gereken mübarek günlerden geçiyoruz. Dünyanın birçok yerinde kardeşlerimiz sıkıntı çekiyor. İsrail’in zalim hükümeti Gazze’deki kardeşlerimizi vahşice katlediyor. Ellerimizi semayı Gazeli mazlumlar için de açıyoruz. Şimdiye kadar toplam 40 bin tondan fazla yardım malzemesi gönderdik. Dün de 8. yardım gemimizi Mısır’a sevk ettik. İsrail üzerindeki baskının artırılması için yoğun çaba harcıyoruz. Canilerin hukuk önünde hesap vermesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Biz Filistin’in yanında dimdik duruyoruz. Türkiye, tüm kurumları ile Filistin halkının yanındadır. AFAD ve Kızılay başkanımız ile görüştüm ve yoğun şekilde bu yardımları ulaştırma gayretinde olduklarını öğrendim. Erdoğan’ın her türlü bedeli göze alarak verdiği mücadelenin şahidi Filistinli kardeşlerimizin kendileridir. Türkiye Suriye, Somali, Karabağ imtihanını nasıl alnının akı ile verdi ise Gazze imtihanını da verecektir. Filistinliler özgürlüklerine, bağımsız devletine kavuşana kadar durmayacağız. Gazzeli yiğitlere terörist iftirası atanların bize söyleyecekleri tek kelamı olamaz" dedi. "Vaatleri unutacak değil verdiği sözü tutacak başkanları seçeceğiz" Erdoğan, "Geçtiğimiz sene 14-28 Mayıs seçimlerinden önce sizlerle kucaklaşmış sizlerle ahdimizi yenilemiştik. Allah razı olsun Sancaktepeli kardeşlerimiz bize verdikleri söze sadık kaldılar. 31 Mart’ta bu sözü yenileyeceğimize eyvallah diyor muyuz? Sordum, bugün Sancaktepe’de katılım ne durumda diye. Aldığım cevap 25 bin. Bizi bağrınıza bastırığınız için şükranlarımı sunuyorum. Sancaktepe böyle destek verdikçe Türkiye’nin şahlanışını kimse durduramaz. Önümüzde yine kritik bir seçim var. Vaatleri unutacak değil verdiği sözü tutacak başkanları seçeceğiz. İlimizin ilçemizin hangi zihniyet tarafından yönetileceğine sandıkta karar vereceğiz. Bir tarafta taş üstüne taş koymayanlar bir tarafta hayalleri gerçeklere dönüştürenler var. Bir tarafta temiz siyasetin temsilcileri diğer tarafta kaynağı karanlık deste deste dolarlarla avrolarla para kulesi üretenler var. Bir tarafta gerçek belediyecilik, diğer tarafta algı belediyeciliği var. Neymiş tam gaz ileri. Tam gaz ileri değil tam aksine tam gaz geri. Bir tarafta milletine hizmet edenler diğer tarafta şehrin sorunlarına çözüm geliştirenler var. Kırgınlıkla ve öfke ile değil sağduyu ile meseleye yakalayacağız. Oyumuzun gelecek 5 yılı etkileyeceğini aklımızdan çıkarmayacağız. İstanbul’un bir 5 yıl daha kaybetme lüksünün olmadığını biliyoruz" diye konuştu. "Son 21 yılımız cumhuriyet tarihinin altın devri olarak kayıtlara geçti" Erdoğan, "Sancaktepe metro kuyularını dolduranlara yürüyün demeyecek. Sancaktepeli kardeşlerimiz eser ve hizmet siyaseti ile yola devam edilecek. Biz bu aziz şehrin emanetini 30 yıl önce devraldık. Büyükşehir başkanı olarak 4 buçuk yıl şehrimize hizmet ettik. Dağ gibi birikmiş sorunlara çözüm bulduk. İstanbul’u çöp çamur çukur belasından biz kurtardık. Vatandaşımıza İstanbul’da yaşamanın eziyetini değil mutluluğunu tattırdık. Son 21 yılımız cumhuriyet tarihinin altın devri olarak kayıtlara geçti. Avrasya tünelini, Marmara’yı, Yavuz Selim Köprüsü’nü, Kuzey Marmara’yı kim yaptı" şeklinde konuştu.
Kayseri Erciyes Üniversitesi İle TÜZDEV arasında iş birliği protokolü imzalandı Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ile Türkiye Üstün Zekalı ve Dahi Çocuklar Eğitim Vakfı arasında akademik iş birliği gerçekleştirildi. Taraflar arasında eğitim, sertifika programları, öğretim, akademik ve kültürel iş birliği usul ve esaslarını kapsayan protokol için Rektörlük Toplantı Salonu’nda düzenlenen imza törenine; ERÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Oktay Özkan, Prof. Dr. M. Hakan Poyrazoğlu ve Prof. Dr. Hakan Aydın da katıldı. ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, Op. Dr. Kemal Tekden’e bu protokole vesile olması ve desteği nedeniyle teşekkür ederek, “Üniversitelerin görevlerinden biri de eğitim faaliyetlerindeki süreçler. Bu süreçlerin sağlıklı olarak ilerlemesi, gençlerimizin ihtiyaç olduğu donanımlara sahip olması son derece önemlidir. Çünkü artık günümüzde eğitim boyutunda bakıldığında sadece bir dil değil, birden fazla dil bilmek önemli hale gelmiştir. Burada dikkat çekici olan üstün zekâlı ve dahi çocukların eğitim noktası. Bu çok önemli ve hassasiyet gerektiren bir durumdur. Eğitim boyunda bu öğrencilerin ihtiyacı olan dozajı yüklemeyi sağlıklı yapamazsanız özellikle bu çocuklarımızın çok daha başarısızlıkları ve olumsuzlukları ortaya çıkabilmekte. Bu manada biz Erciyes Üniversitesi olarak üzerimize düşen görevi ortaya koymaya ve süreçlere katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi. Türkiye Üstün Zekalı ve Dahi Çocuklar Eğitim Vakfı Genel Başkanı Op. Dr. Kemal Tekden de TÜZDEV’in kamu yararına bir vakıf olduğunu belirterek, “Özellikle zeki, ileri zekâya sahip çocuklarımızla ilgili bir çalışma içerisinde Türkiye’de beşeri sermayenin önemine inanan, bunu ön plana çıkaran, bunun ülke açısından ne kadar önemli olduğunu bilen kurumlarla iş birliği içerisindeyiz. Bu vesileyle Ülkemizin en önemli üniversitelerinden biri olan ve çok üstün başarılara imza atan Erciyes Üniversitemiz ile de büyük protokol yapma ihtiyacı hissettik. Bu ufka sahip olan Sayın Rektörüme çok teşekkür ediyorum. Kendisi, Türkiye’de böyle bir genç ve çocuk kesimin olduğunu ve bunun Ülkemizin geleceği açısından ne kadar önemli olduğu konusuna vakıf. Bu çocuklarımızla hakkıyla ilgilenip ellerinden tutabilirsek, gelecekte Ülkemizin önünü açabilecek şahsiyetler olacaklardır. İlk çalışmamız da 26 Mayıs’ta İstanbul’da bir çalıştay olacak. Buna Erciyes Üniversitemiz de bütün gücüyle katılacak. Bu protokol çok güzel işlere vesile olur İnşallah. Hayırlı uğurlu olsun” şeklinde konuştu. Konuşmanın ardından Rektör Prof. Dr. Fatih Altun ile TÜZDEV Genel Başkanı Op. Dr. Kemal Tekden protokolü imzaladı. Protokol kapsamında; Vakıf tarafından yürütülecek ulusal ve uluslararası kalkınma projeleri, Avrupa birliği projeleri, TÜBİTAK ve tüm hibe programlarına, ilgili birimlerle mutabık kalınmak suretiyle tarafların imkânları doğrultusunda destek verilecek. Kongre, ortak araştırma projesi, konferans, toplantı, seminer, sempozyum, çalıştay ve panel gibi ortak akademik ve bilimsel etkinlikler düzenlenerek, ortak etkinlikler için konferans veya seminer salonlarının ilgili biriminin uygunluk durumuna göre kullanımı sağlanacak ve gerekli personel desteği verilecek. Üniversitenin bulunduğu ilde “Üstün Zekalı Çocuklar Eğitici Eğitimi”, “Akıl Oyunları Eğitici Eğitimi” gibi öğretmen ve velilere yönelik sertifika programlarının düzenlemesinde iş birliği yapılarak, vakfın gerekli şartları sağlaması durumunda üniversitenin eğitimleri sertifikalandırılacak. Üniversiteye bağlı ilgili fakültelerde öğrenim gören öğrencilerin Vakıf bünyesindeki sosyal sorumluluk projelerinde, basın-yayın faaliyetlerinde, toplum hizmet uygulamalarında ve ayrıca her iki tarafça yürütülecek projelerde görev alanlarla ilgili birimlere öncelik sağlanacak.
Eskişehir Eskişehirli kuryeler, Kurye Dostu Belediye Protokolü’ne imza atmayan Ayşe Ünlüce’ye tepki gösterdi Eskişehir Kuryeler Birliği mensupları, pek çok adayın imza attığı ‘Kurye Dostu Belediye Protokolü’ne imza atmayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayşe Ünlüce’ye tepki göstererek, “Bizler için kuryelerin hayatı pazarlık konusu değildir” dedi. Eskişehir Kuryeler Birliği mensupları saat 15:00’te yerel seçimlerle alakalı tutum ve görüşlerini açıklamak üzere bir araya geldi. Birlik Başkanı Gökay Başar tarafından yapılan açıklamada, siyasi partilerle ve adaylarla kuryelerin talep ve sorunlarının görüşüldüğü belirtildi. Başar, seçim sürecindeki çalışmalar çerçevesinde diğer illerdeki kuryelerle birlikte Türkiye genelinde gerçekleştirilen bir çalışma sonucu ‘Kurye Dostu Belediye Protokolü’ hazırlandığını dile getirdi. Pek çok siyasi ismin imza attığı protokole Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayşe Ünlüce’nin imza atmadığını açıklayan Başkan Başar, kuryelerin hayatının bir pazarlık konusu olmadığını vurgulayarak protokolde imzası olan siyasi isimlere birlik adına seçimlerde başarı diledi. “Yurt çapında kuryeler ile yaptığımız çalışmalar sonucu Kurye Dostu Belediye Protokolü hazırladık” Eskişehir Kuryeler Birliği Başkanı Gökay Başar, yapmış olduğu basın açıklamasında, “Eskişehir Kuryeler Birliği olarak dernekleşme sürecimizi seçim öncesi duyurarak siyasi partilere ve adaylara kuryelerin problemlerini ve taleplerini dinleme, kuryelerle hemhal olma çağrısı yapmıştık. Çağrımız üzere siyasi partiler ve belediye başkan adayları ile görüştük. Taleplerimizi ve sorunlarımızı konuştuk. Siyasi partilerden Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Sol Parti ve Demokratik Parti (DEM) ile görüştük. Görüşmelerimiz devam ederken diğer illerdeki dostlarımızla yurt çapında kuryeler arasında yaptığımız çalışmalar sonucu bir ‘Kurye Dostu Belediye Protokolü’ hazırladık. Bu protokolü imzalamaları için adaylara tekrardan çağrıda bulunduk. DEM Parti Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayları Gamze Toprak ve İzzettin Altun, EMEP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hüseyin Öge ve Tepebaşı Belediye Başkan Adayı Berivan Özkara, Bağımsız Türkiye Partisi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Fahri Gürgenburan ve AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Özkan Alp protokolümüzü imzaladılar. Bu saydığımız adaylar kurye dostu belediye başkanı olacaklarına dair bir taahhüt olan protokolümüzü şartsız imzalayan adaylar” dedi. “CHP Adayı Ayşe Ünlüce, Kurye Dostu Belediye Protokolü’nü imzalamamıştır” Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayşe Ünlüce’nin ise protokol üzerine yapılan tüm görüşmelere rağmen imza atmadığını ifade eden Başar, “CHP adayı maddeyi revize edersek imzalanacağını ifade etmiştir. Kuryelerin taleplerinden taviz vermeden yaptığımız revize sonrası da çeşitli maddelere dair revize önerileri gelmiştir. Biz bu protokole dair kimse ile pazarlığa girmiyoruz. Bizler için kuryelerin hayatı pazarlık konusu değildir. Görüşmelerimiz sonucunda CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayşe Ünlüce, Kurye dostu belediye Protokolü’nü imzalamamıştır. Eskişehir Kuryeler Birliği olarak seçimler öncesinde kuryelerin sorunlarını ve taleplerini konuşulmayan masalarda konuşturmanın, muhatap bulamayan kuryelerin Eskişehir siyasetinin gündemini işgal etmesinin yollarını aradık ve kuryelerin gündemini bir şekilde siyasi partilere dayattık. Bizleri tanıyan ve protokolümüzü imzalayan adaylara başarılar dileriz. Seçimleri kazananlar umarız protokolümüzde imzası olan adaylardan olur. Biz kuryeler, kurye dostu belediyeleri de mücadelemizle kazanabileceğimizi biliyoruz. Seçimden sonra da verilen sözlerin, taahhütlerin ve vaatlerin peşini bırakmayacağımızı, hesap soran tarzda kuryelerin mücadelesini yükselteceğimizi ilan ediyoruz” şeklinde konuştu.
Aydın Tuğba Kuruyemiş, 116. şubesini İzmir Güzelbahçe’de açtı Merkezi Aydın’da bulunan ve her geçen gün ülke genelindeki şube sayısını arttıran Tuğba Kuruyemiş, son yıllarda en fazla büyüyen firmalar arasında yerini korudu. Bir yandan üretimi arttırırken diğer yandan da her ay yeni istihdam oluşturan firma İzmir Güzelbahçe’de 116. Şubesini törenle açtı. Yoğun ilgi gören açılışta, vatandaşlar açılışa özel indirimli ürünlerin tadını çıkardı. Aydın’da 1980 yılında kurulan Tuğba Kuruyemiş, 116. şubesini İzmir Güzelbahçe’de açtı. Açılış nedeniyle yapılan kampanya ve fırsatlar Ramazan ayı ile birleşince Güzelbahçe’de yaşayan binlerce kişi açılışı fırsata çevirdi. Tuğba Kuruyemiş olarak üretime ve istihdama büyük önem verdiklerini belirten Bölge Müdürü Yılmaz Bozdağ, “Tuğba Kuruyemiş olarak her yıl üretim, istihdam ve mağaza sayısını yüzde 10’un üzerinde artış sağlanıyor. Burada bir yandan kaliteli üretime odaklanırken diğer yandan da istihdama büyük önem veriyoruz. Her mağaza yaklaşık 10 yeni istihdam demek. Sıcak sıcak taptaze sloganı ile Güzelbahçe’deki yen şubemizle hizmetlerimiz devam edecek” dedi. Tuğba Kuruyemiş Mağazaları’nda müşteriye sunulan tüm ürünlerin kendi imalatları olduğunu belirten Bozdağ, “Ürünlerimizi gıda mühendislerimizin denetiminde tecrübeli ekibimizle özenle hazırlıyoruz. Pek çok ürünümüz üstün lezzet ödülüne sahip. Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da büyümeye devam ediyoruz” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından Tuğba Kuruyemiş Güzelbahçe Şubesi, firmanın İç Mimarı Müberra Perk, Bölge Müdürü Secan Şahin ve Mağaza Yöneticilerinden Melek Özdemir tarafından hizmete açıldı.
Çankırı İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Çankırı’da ziyaretlerde bulundu Çankırı il merkezinde ziyaretlerde buluna İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Eldivan ilçesinde de düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi. Mitingde konuşan Akşener, atanamayan öğretmenler ve emeklilerin oyuna talip olduğunu söyledi. İYİ Parti Genel Başkanı Maral Akşener, seçim çalışmaları çerçevesinde Çankırı’da ziyaretlerde bulundu. İl merkezinde işyerlerini gezen Akşener, esnaflardan İYİ Parti belediye başkanı adaylarına oy vermeleri için destek istedi. Akşener, daha sonra Çankırı’nın Eldivan ilçesini ziyaret etti. Eldivan ilçesinde partisi tarafından düzenlenen mitinge katılan Akşener, vatandaşlara seslendi. Akşener, ilçedeki tatlı seçim rekabetinin tüm Türkiye’ye örnek olması gerektiğini söyledi. “Ben bütün öğretmen kardeşlerimin, meslektaşlarımın oylarına da talibim” Emekli ve öğretmenlerin oyuna talip olduğunu belirten Akşener, “10 bin lira emekli maaşıyla Eldivan’da da emekliler aç, Hakkari’de de aç, Ankara’da da aç, Edirne’de de aç. Şimdi evi kiralık değil, kendinin olsa bile 10 bin liraya geçinmek mümkün değil. Ben bir buçuk aydır Sayın Erdoğan’a seslendim. Dedim ki emeklilerin maaşına 11 bin lira seyyanen zam yap, en düşük emekli maaşını asgari ücret kadar yap, sonra bayram ikramiyesini 7 bin lira yap, emeklilerin oyununa talip ol. Bunu yapmıyorsan bütün emeklilerin oyuna ben talibim. Ve o emeklilere söz veriyorum, şu elimi uzattım, tutun, güç verin, mübarek Ramazan gününde, cuma gününde Allah şahidimdir söke söke alacağım. Karşımda polis memurlarını gördüm. Ilk defa 3600’ü söyleyen benim. Zor zahmet getirdik. Yani şunu söylemek istiyorum. Bakın 3600 eksik ama çıktı. EYT eksik ama çıktı. Şimdi muhalefetin görevi Sizin sesiniz olmaktır, sizin avukatınız olmaktır, sizin adınıza sizin sesinizi duyurup rekabet etmektir. İktidarın görevi ise hizmet etmektir. O sesi duyup gereğini yapmaktır. Yapmıyorsa eğer iktidar o işin gereğini sizin talebinizi, gelen yapmıyorsa o zaman sizin tarafınızdan cezalandırılmaları gerekir. O ceza nedir, oylarınızı vermemektir. Şimdi ikinci konumuz 100 bin öğretmen tayini. Yahu arkadaşlar 2023 seçimlerine giderken hepimiz Cumhuriyetin yüzüncü yılında 100 bin öğretmen tayin edeceğiz dedik. İktidar oldunuz., yapacaksınız. O 100 bin öğretmeni tayin edeceksiniz. Etmezseniz, ben bütün öğretmen kardeşlerimin, meslektaşlarımın oylarına da talibim”dedi.