POLİTİKA - 12 Şubat 2020 Çarşamba 12:24

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan FETÖ'nün siyasi ayağı açıklaması

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan FETÖ'nün siyasi ayağı açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarıyla ilgili olarak AK Parti Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Kılıçdaroğlu bize çamur atmaya çalışırken, elinde çamurla yakalanmıştır. Çünkü bu ülkede FETÖ’nün en önemli siyasi ayağı, bizatihi Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi ve ekibidir.Seni oraya getiren FETÖ'dür." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün siyasi ayağı açıklamalarına tepki göstererek, "FETÖ hukuk tarafından terör örgütü olarak tanımlandığı halde ısrarla bu yapının yanında yer almıştır. FETÖ'nün MİT müsteşarımıza karşı sinsi kumpasında CHP’nin ortaya koyduğu tavır, FETÖ’nün siyasi ayağının bir başka örneğidir. MİT bu kumpasın önüne geçmeye çalışırken, dönemin CHP milletvekilleri 'MİT müsteşarı yetmez, başbakan da soruşturmaya dahil edilsin' diyerek FETÖ tezlerinin borazanlığını yapıyorlardı. Kılıçdaroğlu’nun tavrı farklı değildi. Her sözü, eylemi FETÖ medyasında manşet olan Kılıçdaroğlu, FETÖ’ye karşı atılan her adımda karşımızda yer almıştır.

FETÖ'nün en önemli kaynak kapısı olan dershanelerin kapatılması tartışması CHP‘yi ele veren başka tartışmadır. Dershanelerin kapatılmasını seçim beyannamesine koyan bu parti, biz aynı amaçla harekete geçtiğimizde karşımıza en büyük dershane destekçisi olarak çıktı. Çünkü bu zat ve ekibi omurgasızdır, tek dertleri AK Parti ve şahsıma zarar vermektir. CHP milletvekilleri çıkıp 'Dershaneler kapatılırsa eğitimde sorunlar büyür' diyebilecek kadar zıvanadan çıkabilmişlerdir. CHP’liler düzenlemeyi FETÖ'nün talebine uygun bir şekilde AYM’ye taşıyarak bu yapıyla aynı safta olduğunu iyice belli etmiştir. FETÖ mensupları tarafından hazırlanan dokümanlar Mecliste CHP milletvekilleri tarafından soru önergesi, konuşma olarak sürekli gündemde tutulmuştur.

Biz FETÖ'nün üstüne gittikçe Kılıçdaroğlu, ‘Biz cemaat dahil bu grupların özgürlük alanını genişletmek istiyoruz’ diyerek siyaseten nerede durduğunu gösteriyor. FETÖ’nün siyasi ayağını soranların bakacakları yerler oralardır. Gezi olayları FETÖ ile CHP’nin birlikteliğini ortaya koyan olaylardan, hadiselerden biridir. Türkiye'nin tüm büyük projelerinin, yatırımlarının, huzur ve güven ikliminin hedef alındığı bu süreçte FETÖ‘nün sunduğu her argümana dört elle sarılmıştır" dedi.

"Devleti bu terör unsurlarından temizleme çalışmalarının hepsinde karşımızda öncelikle CHP ve başındakiki zatı bulduk"

Kılıçdaroğlu'nun tutumunu eleştiren Erdoğan, "Avrupa ülkelerine FETÖ tezleriyle mektup yazıp ülkemizi şikayet eden bu zat, İstanbul Havalimanı ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün inşaatının durdurulmasını bizzat istemiştir. Bu işin asıl dönüm noktası 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimi sürecidir. Bu süreçteki iş birliklerini aynı mesajları kopyala yapıştır yaparak atacak kadar aleniyete dökmüşlerdir. Heybe dolu, bugün hepsi kaçak konumunda olan FETÖ mensubu savcılar ile CHP yöneticileri, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimi yapanlara gösterdiğimiz tepkiye aynı refleksle karşı çıkıyorlar. Devlet görevlilerini 'Sanmayın bu devran böyle gidecek' diyerek tehdit eden bizzat Kılıçdaroğlu’nun kendisidir. Aynı Kılıçdaroğlu 15 Temmuz’dan sonra ne diyor, 'Askerler her koşulda emre itaat eder' diyerek darbecileri savunmaktan geri kalmamıştır. 17-25 Aralık’tan sonra CHP grup kürsüsü aylarca Kılıçdaroğlu tarafından FETÖ mensuplarının montaj ve iftira kasetlerinin dinletildiği bir mecraya çevrilmiştir.

FETÖ ne demişse Kılıçdaroğlu aynını tekrar etmiştir. Biz paralel devlet yapısı adıyla FETÖ üstüne giderken, Kılıçdaroğlu emniyet ve yargı içinde çöreklenmiş bu yapıyı devletin vicdanı diye tabir ediyor. Bu şekilde tabir ettiği kişiler arasında Sayın Baykal’a kaset kumpası kuranların bulunduğunu özellikle hatırlatmak istiyorum. Devleti bu terör unsurlarından temizleme çalışmalarının hepsinde karşımızda öncelikle CHP ve başındakiki zatı bulduk. Bundan ala siyasi ayak olur mu?" diye konuştu.

"Kılıçdaroğlu doğrudan devletimizi hedef alan kumpası savunarak FETÖ'nün siyasi ayağı olduğunu bir kez daha göstermiştir"

"CHP ile FETÖ’nün iş birliği yaptığı bir başka olay ise Adana’da MİT tırlarının durdurulmasıydı. Bu kumpasın amacı Türkiye’yi Suriye’deki radikal gruplara silah gönderen bir ülke gibi göstererek uluslararası müdahaleye açık hale getirmektir" diyen Erdoğan, "FETÖ'nün tüm unsurları ve CHP yönetimi bu olaya adeta dört elle sarılmıştır. Kılıçdaroğlu doğrudan devletimizi hedef alan kumpası 'Savcının görevi değil mi?' diye savunarak FETÖ'nün siyasi ayağı olduğunu bir kez daha göstermiştir. CHP’nin yayın organı gibi çalışan Cumhuriyet gazetesi, bu operasyonu yürüten savcı görevden alınınca hemen kendisiyle röportaj yapıp 'MİT suç işledi' başlığı atıyor. Genel yayın yönetmeni nerede, şimdi Almanya’da. 5 yıla mahkum olan adam Almanya’da, onunla birlikte ajanlık yapan CHP’de milletvekili cezaevine girdi. Bir müddet yattı. Şimdi nerede; CHP ve parlamentoda. Siyasi ayak kim?

Halihazırda CHP Meclis Başkanvekili olan dönemin CHP grup başkanvekili, FETÖ’cüler gibi Lahey Adalet Divanı'nda yargılanmayı gerektirecek savaş suçu işlemekle itham ediyor. FETÖ’nün siyasi ayağı tabirine en çok bu örgütün üyelerinin gözaltına alınmasını 'cadı avı' olarak niteleyene CHP yönetimi yakışıyor. Genel başkanı başta olmak üzere CHP milletvekilleri kapatılan FETÖ gazetelerinin binalarına giderek dayanışma gösterisi yaparken, aynı zamanda siyasi ayağın kimliğini ilan etmiş oldular. Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz'dan sonra da FETÖ elebaşının kitaplarının toplatılmasına karşı çıktığını hatırladığımızda bu tavrın bilinçli olduğu anlaşılıyor. Kendilerini yıllarca Atatürkçü olarak pazarlayan CHP destekçisi kimi yazarların bir anda en büyük FETÖ sevdalısı kesilmeleri projenin kapsamının genişliğini gösteriyor. Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesinden Rus Büyükelçi Karlov suikastına, 6-8 Ekim hendek olaylarına kadar ülkemizin karşı karşıya kaldığı her krizde CHP yönetimi ile FETÖ ortak dil ve tavır geliştirmiştir" dedi.

15 Temmuz'un itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını belirten Erdoğan, "15 Temmuz’u kontrollü darbe olarak niteleyen Kılıçdaroğlu’na o aklı ve tabiri veren kim; o da FETÖ. ByLock dahil pek çok dahille FETÖ üyeliğinden hapiste olanların yazışmalarında o durum zaten anlatılıyor. FETÖ'cü danışman, ByLock’ta yazıştığı örgüt ağabeylerine Kılıçdaroğlu’na istediklerini söyletebileceklerini belirtiyor. Her şey açık net ortada. Kıçdaroğlu adalet yürüyüşünü FETÖ’cüler için yapmıştır. PKK destekçileri ile kol kola yürümüşlerdir. Dünyada terör örgütüne destek için bunca yol yürüyen bir siyasetçinin aynı yapının bir ayağı olmadığına kimseyi inandıramazsınız. 15 Temmuz’u itibarsızlaştırma çabasıyla darbe girişiminin ardından FETÖ’yü devletten ve toplum hayatından tasfiyeye yönelik her adımı engelleme çabası örgütün siyasi ayağı olduğunun en büyük delilidir. FETÖ'nün hain yüzü ortaya çıktıktan sonra bu yapının en büyük savunucusu haline geldiler. Ya ikazları yalandı ya sonrasında ortaya koydukları tavır yalandı" ifadelerini kullandı.

15 Temmuz ile beraber FETÖ'cülerin büyük oranda TSK'dan temizlendiğini kaydeden Erdoğan, sürecin devam ettiğine işaret ederek, "Netice itibarıyla bunların hayatı yalan. Madem bu işler soru sorarak oluyor. Öyleyse ben de burada birkaç soru sorayım. FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ'nün devirmeye çalıştığı siyasetçi midir yoksa yükseltmeye çalıştığı siyasetçi midir? FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ'nün darbe gecesi öldürmeye çalıştığı siyasetçi midir, FETÖ'nün yol verdiği siyasetçi midir? FETÖ'nün siyasi ayağı bu yapı tanımlanmadan önce görüntü veren midir, devlet bu yapıyı terör örgütü olarak tanımladıktan sonra yanından ayrılmayan mıdır? FETÖ'nün siyasi ayağı FETÖ'yle mücadeleye tam destek vermek yerine süreci bulandıran mıdır, FETÖ’nün siyasi ayağı bu yapıyla canı pahasına mücadele eden midir?

Genel başkanlık koltuğu dahil CHP Genel Merkezi'ni işgal etmiş olan FETÖ’nün ayak talkımı mıdır? Bugünlerde eski genelkurmay başkanlarından birisi vasıtasıyla doğrudan Meclisin yasama yetkisine karşı bir kampanya başlattılar. Buradan ben soruyorum; malum genelkurmay başkanı, bir diğeri öldü. Genelkurmay başkanı bunlar bildiriyi hazırladılar, bu bildiri yetmez soruyorum. Her ikisinin de genelkurmay başkanlığı döneminde çıksınlar şunu söylesinler, biz şu kadar subayı FETÖ'cülükten ihraç ettik. Bu görev benim değil, çıksın söylesinler. Önümüze gelir imza atılırdı. Bunların çoğu FETÖ'cü değil, nurcuların içinde Kurdoğlu takımı vardır. Biz bunlara imza atmadık. Ben de atmadım, Milli Savunma Bakanım da atmadı. Bunlara onlar atıyordu imzayı. Yalan söylüyorsun yalan. Aranızda rahatlıkla ihraç edebileceğiniz FETÖ'cü subaylar vardı, neden bunların tespitini yapmadınız. Neden bunları çıkartmadınız, kimi aldatıyorsunuz?

Genelkurmay başkanını Savunma Bakanı yaparak sivilleşme sürecine girdiyse sivilleşme sürecinin anlamı budur. 15 Temmuz ile birlikte FETÖ'cüler büyük oranda TSK’dan temizlendi. Avukatlığına kim soyundu, Kılıçdaroğlu soyundu. Çok anlamlı. Resmi kıyafeti varken boruyu çıkartıp gösteriyordu. Şu anda onlar yok" dedi.

İlker Turak - Ömer Çetin - Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, Mahalli İdareler seçimleri için hazır 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine sayılı günler kala Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, seçim tedbirleri ve güvenlik çalışmaları ile alakalı toplandı. Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar başkanlığında İl Emniyet Müdür Yardımcıları ve ilgili Birim Amirlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, seçimlerde alınacak tedbirler detaylı şekilde ele alındı. Oy kullanılacak okullarda görev yapacak personelin belirlenmesi ve gerçekleştirilecek güvenlik uygulamaları hakkında bilgi sunumları yapıldı. Toplantının ardından açıklamada bulunan Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine hazır olduklarını vurguladı. İpar, "Ağrı’da huzurlu ve güvenli bir seçim ortamı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Seçim boyunca tüm sandıklar ve oy kullanma yerleri 7/24 emniyet güçlerimiz tarafından korunacak" dedi. İpar, şunları kaydetti: "Seçimlerde herhangi bir provokasyona ve yasa dışı faaliyete izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımız oy kullanırken rahat ve huzurlu bir ortamda oy kullanabilecekler. Tüm hemşehrilerimizden de seçimlere demokratik olgunluk içinde katılmalarını ve herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemelerini rica ediyoruz." Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerinin huzur ve güven içinde tamamlanması için tüm imkanlarını seferber etmeye devam edeceğini bildirdi.
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.
İzmir Karşıyaka, stadyum için taraftar mitingi düzenledi Yıllar önce yıkılan stadyumunu geri isteyen Karşıyaka taraftarı, bir ilke imza atarak taraftar mitingi düzenledi. Mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve artık biz stadyumumuzu geri istiyoruz” dedi. İzmir’in en köklü kulübü olan Karşıyaka, 31 Mart Yerel Seçimlerine az bir süre kala yönetim, sporcular, camia ve binlerce taraftar birleşip, senelerdir yapımını bekledikleri yeni stadyum için Türkiye’nin ilk taraftar mitingini gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni stadyum projesi kapsamında yıkılan eski Karşıyaka İlçe Stadı’nın atıl kalan arazisinde düzenlenen mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Öncelikle değerli vaktini ayırıp buraya gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Taraftarımızın bu hafta başı yaktığı ateşe biz de yönetim olarak eşlik ettik. Sonucu da şu anda gördüğüm kadarıyla muhteşem oldu. Karşıyaka Spor Kulübü her şeyden önce bir eğitim öğretim kurumudur. Yıllarca birçok gence spor hayatıyla birlikte kötü alışkanlıklara bulaşmadan büyüme imkanı sağlamıştır. Birçok sporcu yetişmesini sağlamıştır. Burası da bizim okul binamızdır. 10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve biz artık geri istiyoruz. İzmir’in önde gelenleri bize destek olmalı ve Karşıyaka stadyumunu geri almalı. Sizlere de bunun için büyük bir iş düşüyor. Hep beraber bunu başaracağız” dedi. “Karşıyaka’nın stada ihtiyacı var” Söz hakkı verildiği için mutlu olduğunu ifade eden Karşıyaka Spor Kulübü Kaptanı Haydar Yılmaz, “Bu tarz konuşmalara çok alışık değilim. Karşıyaka’nın bu stada çok ihtiyacı var. Bu haklı bir isyan ve haklı bir direniştir. Karşıyaka stadını istiyor. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi. “Yeter diyoruz” Karşıyaka Voleybol oyuncusu Selen Naz Kıran, “Kulübümüzün stadyumu yıkıldı maalesef yıllar geçmesine rağmen yerine bir türlü yeni tesis yapılmıyor. Artık bu duruma sessiz kalmak mümkün değil. Yıllardır umutla gelecek günleri bekliyoruz fakat artık sabrımız tükeniyor. Buradaki o eski heyecanı yıkıntılar ve umutsuzluklar almış durumda. Yıllarca emek verdiğimiz ter döktüğümüz ve ruhumuzu verdiğimiz bu alanı geri istiyoruz. Sadece bir spor tesisi değil aynı zamanda topluluk merkezi olacak stadyumumuz için yetkililerden bir adım bekliyoruz. Karşıyaka Spor Kulübü olarak artık yeter diyoruz” şeklinde konuştu. “Stadyumu hak ediyoruz” Karşıyaka’da doğup büyüdüğünü ve bu kulüpte yetiştiğini dile getiren Mert Celep: “Buradaki herkese verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Çok mutluyum. Tüm çocukluğum bu stadyumda geçti. Çoğu zaman idmanlarımızı burada yaptık. Ama maalesef bilmediğimiz sebeplerden dolayı birkaç sene önce bu stadyumu yıktılar. Artık bize yıllardır verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ben Karşıyaka Spor Kulübü’nün ve taraftarının bu stadyumu sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Öte yandan düzenlenen taraftar mitingine CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, İYİ Parti Adayı Ümit Özlale, İYİ Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Yetkin Hafızoğlu AK Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı İsmail Çiftçioğlu katılım gösterdi.
Diyarbakır DTSO’da “Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamın Artırılması Projesi” düzenlenen etkinlikle başladı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Bilim Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen AB destekli "Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamının Arttırılması Projesi" açılışı düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Diyarbakır Gastro İnovasyon Merkezin’de düzenlenen DTSO Başkanı Mehmet Kaya, DTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Kuruluş Temsilcileri ve Sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Kaya, "Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentte işletmelerin büyümesi, yeni girişimlerin kurulması ve daha katma değerli üretim ve hizmet sunumu için insan kaynağının oldukça önemlidir. Bu nedenle kendi kurduğumuz merkezlerde gençlere ve kadınlara yönelik çalışmalara son yıllarda öncelik vermeye başladık” dedi. “Ekonomimiz için oldukça önemli bir avantaj olan gençlerimizin ve kadınlarımızın işgücüne katılımının düşük olması en temel sorunlarımızdan biri” diyen Kaya, “Gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. İşletmelerimiz de son yıllarda artan bir şekilde çalışan bulmakta zorlanıyor. Bunun nedenlerine odaklanmak, çözümler üretmek ve projeler geliştirmek önceliğimiz oldu. Bu kapsamda da Diyarbakır Sanayi Mektebi başta olmak üzere merkezlerimiz bünyesinde eğitimler, farkındalık çalışmaları, etkinlikler düzenliyoruz. Şimdi de işletmeler tarafında eşleştirme, gençler ile bir araya getirmeye odaklanmaya başlayacağız” ifadelerinde bulundu. Genç nüfusun kalıcı işsiz olması, ev genci denilen, görünmeyen, iş aramayan gençlerin sayısında artışın kent için önemli toplumsal ve ekonomik sorunlar barındırdığına değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek dönemde en çok eğilmemiz ve üzerinde durmamız gereken hususun gençlerimizin iyi eğitim alması, eğitimlerden sonra desteklenmesi ve istihdama aktif ve sürdürülebilir bir şekilde katılması olmalı. Elbette bu sadece oda olarak bizim işimiz değil ve tek başımıza da yapabileceğimiz bir husus değil. Biz iki yıldır farklı işbirlikleri ile bu alanda çalışıyoruz ve hem gençlerin hem de işletmelerin karşılaştıkları sorunları kısıtları daha iyi görüyoruz. Şimdi tüm STK’larımızın ilgili kurumlarımızın ve yerel yönetimlerimizin bu soruna birlikte daha çok odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız hibe desteği ile başlattığımız çalışmaları sizlerle paylaştık. Bunları yaparken de yerelde işbirlikleri sağladık. Ben proje süresince işbirliği sağladığımız İŞ-KUR Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Yenişehir Halk Eğitim Müdürlüğüne, Karacadağ Kalkınma Ajansına, Gençlik ve Değişim Derneğine çok teşekkür ediyorum." Daha sonra konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Faruk Korkmaz, “Genç nüfusumuz ilimiz ekonomisi için en önemli avantajlardan biri. Ancak gençler sürdürülebilir bir şekilde istihdama katılamıyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Bu sorunun çok fazla nedeni var elbette. Önemli yapısal sorunlarımız da var. Ancak yerelde çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin bu sorunu sahiplenmesi oldukça önemlidir. Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni 2019 yılında açtık. Önceleri yaygın nitelikli eğitimler ile başladık. KOBİ’ler, çalışanlar, kadın girişimciler için 100’ün üzerinde eğitim düzenledik ve yaklaşık 5 bin kişiye ulaştık. 1,5 yıldır eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayan gençlere yönelik çalışma yapıyoruz. Moda tasarım, aşçı yardımcılığı, barista, yazılım dilleri gibi eğitimler düzenledik ve sonrasında da işletmeler ile nasıl eşleştirebileceğimize bakmaya başladık. Sanayi Mektebi’nde düzenlediğimiz eğitimleri, İŞ-KUR İl Müdürlüğü, Milli İl Eğitim Müdürlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı, Yenişehir Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Değişim Derneği ile yapıyoruz. Şu an Sanayi Mektebinde animasyon, web tasarım, kısa film ve grafik tasarım eğitimlerimiz var” şeklinde konuştu.