POLİTİKA - 09 Aralık 2019 Pazartesi 14:36

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Macron'a: 'Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Macron'a: 'Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a tepki göstererek, "NATO zirvesinde Fransa Cumhurbaşkanı hala kalkıyor İslami terörden bahsediyor. Kendisine kaç kere söyledim. Karşımızda susuyor sonra NATO zirvesinde yine aynı ifadeleri kullanıyor. Paris’te sarı yelekliler çıktı. Hadi çöz bakalım, durdur bakalım. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Bunu böyle bilesin” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı Sosyal İşler Bakanları Zirvesi’ne katıldı. Zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Müslüman dünyanın günümüzde yaşadığı sıkıntıların iyi analiz edilmesi ve çözüm yolları üretilmesi gerektiğini belirterek, aksi halde sadece dövünmekle bir yere varılamayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Macron'a: 'Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste'

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın henüz beklentiyi karşılayacak çalışma düzeyi ve etkinliğe kavuşamadığına dikkat çeken Erdoğan, “İslam ülkelerin her birinin ayrı sıkıntısı var. Kimi halkının sesine yeterince kulak vermeyen yönetimlerden muzdarip, kimi sefalet düzeyinde yoksullukla imtihan oluyor, kimi terör belası ve kardeş kavgası ile boğuşuyor. Çeşitli sebeplerle kendi içine kapanan İslam ülkeler enerjilerin boşa harcıyor. Şayet İslam İşbirliği Teşkilatı’nı tüm kurumları ile hayat ettiğimiz düzeye çıkartabilirsek hep birlikte bu tür sıkıntıların üstesinden gelebileceğimize inanıyorum” diye konuştu.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kuruluşu temelinde Kudüs davasının bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, “Maalesef Kudüs’teki ve Filistin’deki durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor. İsrail’in hak hukuk adalet, insanlık tanımayan tavrı, bölgedeki krizi Müslümanlar aleyhine sürekli derinleştiriyor. Son dönemde kimi ülkelerin uluslararası hukuka aykırı şekilde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve yasadışı yerleşimi desteklemesi sıkıntıları yeni bir boyuta taşıdı. Bugün sokaklarında masum genç kızların, babaların, anneleri, çocukların, İsrail tarafından alenen infaz edildiği, acımasızca öldürüldüğü bir Filistin fotoğrafı ile karşı karşıyayız. Üstelik İsrail’in bu hoyratlığı batı ülkeleri ve kimi Arap devletleri tarafından adeta teşvik ediliyor. Türkiye olarak Kudüs ve Filistin’deki zulüm konusunda dile getirdiğimiz itirazlarda çoğu defa yalnız kaldığımız hissediyoruz. Son yıllarda maruz bırakıldığımız terör saldırıların ve ekonomik sabotajların gerisindeki sebeplerden birinin bu ilkeli duruşumuz olduğunun farkındayız. Bedeli ne olursa olsun hakkın hakikaten mazlumun yanında yer almayı sürdüreceğiz. Filistinlilerin haklarını savunmakta vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

"Biz bunlara ses çıkarmadığımız sürece daha çok dayak yeriz"

Batıda yükselen İslam düşmanlığına tepki gösteren Erdoğan, “Yaşanan sıkıntıların bir kısmı doğrudan cana ve mala saldırı şeklide. Bir kısmı sinsi asimilasyon politikaları görünümünde, bir kısmı ise körü körünü düşmanlık biçiminde tezahür ediyor. Sonuçta mağdur olan hep Müslümanlar. Camilerimize saldırıyorlar mı, saldırıyorlar. Müslümanlar görüldüğü yerde öldürülüyor mu, öldürülüyor. Biz bunlara nereye kadar sessiz kalacağız. Eğer biz bunlara ses çıkarmadığımız sürece daha çok dayak yeriz. Her biri proje ürünü olan ve dinimizin adını istismar eden terör örgütleri de bu zulümlerin bahanesi olarak kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
"Macron hala İslami terörden bahsediyor"

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a da tepki gösteren Erdoğan, “Son Nato zirvesinde Fransa Cumhurbaşkanı hala kalkıyor İslami terörden bahsediyor. Kendisine kaç kere söyledim. İslam kelime anlamı itibariyle barıştır. Siz İslami terör ifadesi ile barış ile terörü nasıl bir araya getiriyorsunuz. Böyle bir şey olamaz. Karşımızda susuyor sonra NATO zirvesinde yine aynı ifadeleri kullanıyor. Ne oldu şimdi Paris’te sarı yelekliler çıktı. Hadi çöz bakalım, durdur bakalım. Niye durduramıyorsun. Niye onları barış havzası içerisinde yola koyamıyorsun. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Bunu böyle bilesin” açıklamalarında bulundu.
"Sınırlarımızı korurken, zihinlerimizin teslim alınmasına yol açacak her türlü boşluğu, çatlağı süratle doldurmalıyız"

Müslümanlıkta aile kurumunun önemine işaret eden Erdoğan, “Daha da güçlendireceğimiz aile yapımız, sağlam eğitim öğretim sistemimizle geleceğimizi gönül rahatlığı ile emanet edeceğimiz bir gençlik yetiştirebilir. Batı kaynaklı tehditlere karşı çocuklara kadınlara yaşlılara ne kadar sahip çıkarsak aile yapımızı o derece korumuş oluruz. Sosyal medya ve tv gibi iletişim araçlarının batı kaynaklı içeriklerinin yaygınlaşması ile ortaya çıkan erozyona karşı teyakkuz halinde bulunmalıyız. Sınırlarımızı korurken, zihinlerimizin teslim alınmasına yol açacak her türlü boşluğu, çatlağı süratle doldurmalıyız. Bu konuda iyi imtihan veremdiğimizi itiraf etmek durumundayım. Kötü gidişi durdurma şansına hala sahibiz. Hep birlikte neler yapabileceğimiz konuşmalı, sürate uygulamaya geçirmeliyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Macron'a: 'Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste'

"Müslümanlar olarak kardeşlerimizin emanetlerine sahip çıkmak boynumuzun borcu"

Bölgede yaşanan krizler sebebiyle milyonlarca çocuğun öksüz ve yetim kaldığına dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi:

“Suriye’de, Somali’de, Sudan’da, Irak’ta olanlar ortada. Dikkat edin tüm bunlar hep İslam ülkelerinde devam ediyor. İslam ülkelerini böl, parçala, yut anlayışı ile emperyalist anlayış devam ediyor. Bütün bunlardan bir kısmının çeşitli yollarla diğer ülkeler götürülüp hiç arzu etmediğimiz şekilde bu yavruların yetiştirildiğini duyuyoruz. Bu çocukların suç örgütleri tarafından istismar edildiğini biliyoruz. Müslümanlar olarak kardeşlerimizin emanetlerine sahip çıkmak boynumuzun borcu. Yetimhane benzeri yapılardan ziyade ailelerin sahip çıkmasıyla bu çocukları topluma kazandırma konusunda bir seferberlik başlatmalıyız”

"Eninde sonunda yeni yerleşim yerlerinin inşası projesine gereken destek verilecektir"

Türkiye’nin özellikle Suriyeli sığınmacılar konusunda yaptığı çalışmaları detaylarıyla anlatan Erdoğan, “Sadece bu yıl diğer ülkelerin adeta ölüme terk ettikleri 57 bine yakın kişiyi denizlerden toplayıp hayatlarını kurtardık. Ülkemizde bulunan sığınmacılara kendi vatandaşlarımızla ayın düzeyde hizmet veriyoruz. Bu hizmetler için harcadığımız para 40 milyar doları aştı. AB’nin bize verdiği destek sadece 3 milyar avrodur. Suriye’de güvenli hale getirdiğimiz bölgelere de 370 bin kişi kendi isteği ile dönerek yerleşmiştir. Sınır hattında 1 milyon kişiyi iskan edebileceğimiz yerleşim yerleri ile ilgili çalışmalara başladık. NATO zirvesinde bütün liderlere plan projeleri dağıttım. Ne yazık ki buralarda biz de destek veririz diyenleri henüz göremedik. Bu konuda tüm çağrılarımıza rağmen henüz bir ülke dışında Türkiye’ye somut destek veren olmadı. Sadece ülkemizde bulunan Suriyelilerin yarıya yakının 18 yaşından küçük olduğunu düşündüğümüzde ortaya sürdürülmesi oldukça zor bir yük çıkıyor. Ekonomik bakımdan bizde çok daha iyi olan AB ve bazı Arap ülkeleri sınırları kapatırken biz ekmeğimizi bölüşmekten çekinmiyoruz. Toplam 9 milyon kişiyi bulan potansiyel sığınmacı yükünü yüklenmeye kimsenin cesaret edemeyeceği açık. Dolayısıyla eninde sonunda yeni yerleşim yerlerinin inşası projesine gereken destek verilecektir” ifadelerini kullandı.

"Müslümanlar Arnavut kardeşlerine de ellerinden gelen desteği vermeliler"

Deprem felaketinin yaşandığı Arnavutluk’a yardım çağrısını tekrarlayan Erdoğan, “Deprem neticesinde orada 51 kardeşimiz öldü. Tüm ailelerine baş sağlığı diliyorum. Yüzlerce Arnavut kardeşimiz yaralandı. Dün sayın Başbakan Edi Rama toplantımıza katıldı. Bizler bir vücudun azaları gibiyiz. Biz Müslümanlar Arnavut kardeşlerine de ellerinden gelen desteği vermelidirler diye düşünüyorum. İlk andan itibaren tırlarla gıda ilaç, giyim, çadır gönderdik gönderiyoruz. Bu arada kendilerine bir sözümüz var. O da 500 konut inşallah orada yapacağız. Şu anda çevre şehircilik bakanlığı ekipleri çalışmaları yapıyor. 3 ayrı bölgede biz bu konutları süratle inşa edip artık kış mevsiminin de içinde olmamız nedeniyle bir an önce bu konutlara yerleşimi sağlayalım istiyoruz. Aynı zamanda kış çadırları gibi çadırlarla desteklerimizi sürdüreceğiz. Sizlerde de bunları bekliyorum. Bugün burada alınacak kararları hayata geçirilmesinin bizzat takipçisi olacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Macron'a: 'Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste'

"Türkiye ilk kez ‘çok yüksek insani gelişme’ kategorisine girmeyi başarmış oldu"

Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hazırlanan ve İnsani Gelişme Endeksi raporunu da değerlendirerek şunları söyledi:

“Bugün yayınlanan İnsani Gelişme Endeksi raporuna göre Türkiye 2018 yıl bazlı insani gelişme endeksinde 0,806’lık değere ulaşarak 189 ülke arasında 59’uncu sıraya yükseldi. Türkiye ilk kez ‘çok yüksek insani gelişme’ kategorisine girmeyi başarmış oldu. Bundan sonra inşallah daha yüksek derecelere de ulaşacağız”.

Adem Gürer - Murat Ergin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.
Sivas Muhabbet sofrası iftar programı düzenlendi Sivas Belediyesi tarafından şehirdeki okul idarecileri ve din görevlilerine yönelik ‘Muhabbet Sofrası’ iftar programı düzenlendi. İftara; TBMM Ak Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Sivas Milletvekili Rukiye Toy, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, mahalle muhtarları, okul müdürleri ve din görevlileri katıldı. Programda konuşan Başkan Bilgin, şehri bir bütün olarak gördüklerini ifade ederek okullar, camiler, hastaneler ve kamu kurumlarının talep ettiği her türlü hizmeti büyük bir hassasiyetle karşıladıklarını ifade etti. “Çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” Çalışmalarına hız kesmeden devam edeceklerini belirten Bilgin, “Gerçekleştirdiğimiz hizmetlerin hayata geçmesine vesile olan öğretmenlerimize, imamlarımıza ve muhtarlarımıza teşekkür ediyorum. Toplumumuzu yakından ilgilendiren, pahada küçük ancak hizmette önemli olan çalışmalar gerçekleştirdik. Bunu yaparken bizim sizlerden tek istediğimiz dualarınızda yer almak oldu. Bundan sonraki süreçte de çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” şeklinde konuştu. İl Milli Eğitim Müdürü Necati Yener de, “Eğitim camiasının sürekli yanında olan, okullarımızdan, öğrencilerimizden, öğretmenlerimizden giden her talebin yerine getiren, kurumlar ile çok uyumlu çalışan ve bizlere her konuda destek olan Belediye Başkanımız Hilmi Bilgin’e çok teşekkür ediyoruz” ifadesini kullandı.
İstanbul Bağcılar’da kadın muhtar adayına 4 gün içinde ikinci kez silahlı saldırı Bağcılar Yavuz Selim Mahallesi’nde 3 adayın yarıştığı muhtarlık sürecinde, adaylardan biri olan Münevver Adan büyük panik yaşadı. Adan’ın seçim ofisi olarak kullandığı yere kimliği belirlenemeyen şahıslar tarafından ikinci kez silahlı saldırı düzenlendi. İlk seferde fiziksel bir zarar görmediğini belirten kadın aday saldırıların tekrarlanmasından endişe ediyor. Olay saat 22.00 sıralarında Bağcılar Yavuz Selim Mahallesi 1063. Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Yavuz Selim Mahallesi muhtar adaylarından biri olan Münevver Adan, seçim yarışının sonuna gelinirken 4 gün arayla ikinci kez silahlı saldırıya uğradı. Son yaşanan olaydan yaklaşık 4 gün önce gece saatlerinde yine aynı kişiler olduğundan şüphelenilen şahısların, Adan’ın seçim ofisi olarak kullandığı yerin önüne gelerek 5 el ateş ettiği öğrenildi. Kadın aday Münevver Adan ve yakınları saat 22.00 sıralarında gerçekleşen silahlı saldırı nedeniyle büyük panik yaşadı. Plakasız bir motorla gelerek ateş eden yüzü kapalı şahısların kimliği belirlenemedi. Saldırının dört gün içerisinde ikinci kez tekrarlandığını ve kendilerini korkutmak amaçlı yapıldığını belirten Münevver Adan, “Yavuz Selim Mahallesi muhtar adayıyım. Çalışmalarıma devam ediyorum. Yaklaşık 4 gün önce büronun önünde havaya 5 el ateş ettiler. Bugün tekrar havaya ateş ettiler. Sanırım bizi korkutmak amacıyla yapıyorlar. Kim olduklarını bilmiyoruz. Benimle birlikte 3 aday var, bunu yapan adaylardan biri. Polis ekipleri geçen gün çalışma yürüttü ancak plaka yok ve kafalarında kask olduğu için bir şey bulamadılar. Tutanaklarımız var. Bugün de geldiler ve tutanak tuttular. Sözlü bir tehdit de ulaşmadı. Geçen sefer de saat 02.00 civarlarıydı, havaya 5 el ateş edip gittiler. Büroya bakarak havaya ateş edip gidiyorlar. Biz bunun nedenini anlayamadık, bir can güvenliğimiz yok” ifadelerini kullandı. Can güvenliğinden endişe ettiğini belirten Adan, şahısların bir an önce yakalanarak adalete teslim edilmesini bekliyor. Polis ekiplerinin olayla ilgili çalışması devam ediyor.