POLİTİKA - 11 Aralık 2019 Çarşamba 16:10

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Nobel ödülünün Handke'ye verilmesine sert tepki!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Nobel ödülünün Handke'ye verilmesine sert tepki!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Medeni bir dünya için Nobel’in böyle bir ödülü Handke denilen bu vampir aydınlar grubunun temsilcisine vermesi adeta bir vampirler topluluğunun oluştuğunu ortaya koymaktadır. Nobel diye bir örgüt artık gerçekten adil, hakkaniyet içerisinde ödüller veren bir örgüt olarak değerlendirilemez. Tamamıyla siyasallaşmış bir örgüt, terör örgütlerinin yanında yer alan bir örgüt” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Şurası programına katıldı. ATO Congresium’da düzenlenen programda konuşma yapan Erdoğan, “Siyaset kurumunda kadınların temsil oranını yüzde 4.5 seviyesinde, mesela TBMM’de yüzde 17’nin üzerine çıkartmayı dönemimizde başardık. Kadınlara seçme hakkının verildiği 5 Aralık tarihini sadece kadın hakları günü olarak kutlamakla kalmayacak icraata dönüştüreceğiz. Geldiğimiz seviye elbette eterli değildir. 

Mart ayında yapılan mahalli seçimlerde belediye meclis üyeliklerinde kadınlarımıza en az üçte bir oranında yer verilmesini istedik. Seçilenler arasında bu orana ulaşılamamışsa da eskisine göre çok daha fazla kadının belediye meclislerinde sorumluluk üstlendiğini görüyoruz. Bundan sonraki seçimlerde kadınlarımızın daha yüksek oranlarla hem aday listelerinde hem de belediye meclislerinde yer bulabilmesi için çalışacağız.

Tüm kadınlarımızdan siyasetin her kademesinde daha aktif bir şekilde yer almalarını bekliyorum. İnşallah bugün ki şuramız bu bakımdan önemli bir milat olacaktır. Hayatın her alanında başarılı olan kadınlarımızın siyasette de hedeflediğimiz yere geleceklerine inanıyorum. AK Parti’nin başarısının sırlarından biri de kadınlara ulaşmayı, onların gönüllerine girebilmeyi başarmış olmasıdır. Birileri yıllarca kadının ismini, sıkıntısını, beklentisini, istismar ederek kendine siyasi rant sağlamanın peşine düşerken biz her meselelerinde onların yanında olduk. Kadını dışlayan bir toplum gücünün ve potansiyelinin yarısından vazgeçmiş demektir” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şırnak’ta imha etmeye çalıştığı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşen PAMİT Komutanı Astsubay Esma Çevik’e Allah’tan rahmet dileyerek, “Terör örgütü tarafından haince şehit edilen Aybüke öğretmen ve Esma astsubay sınırlarımız içinde ve dışında alçakça katledilen yüzlerce kadın bu mücadelenin günümüzdeki bayraktarlarıdır. Esma astsubayımız ile ilgili komutanlarımız ve içişleri bakanımın şu tespitleri ilginçtir. Özellikle bomba imha olaylarında bir kadın olarak onun kadar cesur, maharetli olan hemen hemen yok gibiydi. Bomba imha olayında da bunu yaparken şehit oldu. Rabbim makamını cennet eylesin” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Parlamentonun içerisinde terör örgütlerinin desteği ile bulunan ve şu anda bizim bu hanım şehitlerimizi görmemezlikten gelen ve şehit edilen yavrularımızı görmemezlikten gelen bu terör sevicilerini neyle izah edeceğiz. Lafa geldiği zaman parlamentoda ve dışarda hep öldürülen çocuklardan bahsederler. Van’daki, Bingöl’deki katliamlardan hiç bahsetmezler. İstanbul’da stadyumun hemen yanında 41 şehidimizden bahsetmezler. Adınızın parti olması bunu izah etmez. 

Er veya geç bunun hesabını sandıklarda, şurada burada vereceksiniz. Ağızlarını her açtıklarında insan haklarından söz edenlerin terör örgütünün istismar ettiği hayallerini ve geleceklerini söndürdüğü çocukların ve kadınları görmezden geldiğini de unutmadık. Diyarbakır’da nöbet tutan annelerin fendi eli kanlı teröristleri yenmiştir. 100 günü geride bıraktık. Bu duruş dimdik devam ediyor. Bu annelerden bir tanesinin yavrusu kendisine kavuştu. İnşallah diğerleri içinde aynı durum söz konusu olacak. Tüm dünyayı bu Diyarbakır’daki annelerin haklı duruşuna destek vermeye davet ediyorum.”

2019 Nobel Edebiyat Ödülü’nün Bosna soykırımını inkar eden Peter Handke’ye verilmesine tepki gösteren Erdoğan, şunları dedi:

“Bir Nobel skandalı yaşandı. Özellikle Nobel skandalı ile ilgili Begoviç kardeşimizin teşekkürüne ben de tabi ki bir teşekkürle Türkiye’den cevap veriyorum. Bu onurlu duruşa destek veren tüm siyasi liderlere şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Medeni bir dünya için Nobel’in böyle bir ödülü Handke denilen bu vampir aydınlar grubunun temsilcisine vermesi adeta bir vampirler topluluğunun oluştuğunu ortaya koymaktadır. Nobel diye bir örgüt artık gerçekten adil, hakkaniyet içerisinde ödüller veren bir örgüt olarak değerlendirilemez. Tamamıyla siyasallaşmış bir örgüt, terör örgütlerinin yanında yer alan bir örgüt. 

Sizin verdiğiniz bu ödüller kimseyi ikna etmez. Bu verdiğiniz ödül bir Aziz Sancar hocamıza verilen bir Orhan Pamuk’a verilmiş ödül değildir. Bizler bu duruşumuzu her zaman olduğu gibi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.”

Kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 35’e ulaştığına dikkat çeken Erdoğan, “İstihdamdaki kadın oranı da yüzde 30’a ulaştı. Eğitim, sağlık, akademi alanları başta olmak üzere pek çok sektörde kadınların istihdam oranı oldukça yüksek seviyelere çıktı. Üniversitelerimizde eğitim öğretim gören evlatlarımız arasındaki cinsiyet dağılımının neredeyse eşit olması kadın istihdamındaki artışın süreceğine işaret ediyor. Kadına yönelik şiddet başta olmak üzere mücadeleye devam etmemiz gereken sorunlarımız var. 

Kadın meselesinin her şeyden önce bir insan meselesi olduğunu kabul ettiğimizde pek çok şey yerli yerine oturacaktır. İnsana bu kutlu sıfatına uygun şekilde muamele edildiğinde dünya hepimiz için çok daha güzel hale gelecektir. Kadın insan içinde ayrıca istisna bir makamı olan varlıktır. Nedir? Annedir anne. Annelerin ayaklarının altı öpülür, orada cennet var. Ben öptüm, o kokuyu aldım. Tavsiye ederim sizde öpün. Anne bambaşka bir varlık onun için o kokuyu olmak lazım. 

Hep birlikte kadına yönelik haksızlıkları, zorbalıkları, adaletsizlikleri, yanlış veya eksik algı ve uygulamaları ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Kararında ve doğru şekilde atılan her adım kadının statüsünü güçlendireceği gibi yanlış adımların da çabaların boşa çıkmasına sebep olur. Kadınlarımızın haklarını sonuna kadar savunacağız. Türkiye’nin geleceğini kadınlarımızla birlikte inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

İlker Turak - Derya Yetim - Ömer Çetin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.