POLİTİKA - 02 Nisan 2020 Perşembe 17:06

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Projeyi dinamitlemeye çalışmak gafletten öte bir davranış'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Projeyi dinamitlemeye çalışmak gafletten öte bir davranış'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan milli dayanışma kampanyasına yönelik eleştirilerle ilgili olarak, "Sergiledikleri hukuksuzluk, tehlikeli söylemlerle dayanışma yerine ayrışma peşine olanlara izin vermeyeceğiz. Kendilerini Türkiye Cumhuriyeti’nin dışında ve üstünde görenlere milletimiz hak ettiği cevabı verecektir. Hele 83 milyonun kardeşliğini simge eden bir projeyi dinamitlemeye çalışmak gafletten öte bir davranıştır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Partili Belediye Başkanları’na video konferans yöntemiyle seslendi.

Korona virüs ile mücadele sürecinde belediyelere önemli görevler düştüğünü vurgulayan Erdoğan, “Yere yönetimler başkanlığımız salgının başlamasıyla birlikte bu konuda dikkat edilecek hususlara dair gereken bilgilendirmeleri yapmıştı. Kamu hizmet binaları, toplu taşım, toplu ulaşım ilaçları, pazar yerleri, çöp toplama alanları gibi yerlerin temizliğini ve dezenfeksiyonunu aksatmadan yapmalıyız. İlçe belediyelerimizle işbirliği halinde cadde ve sokakların rutin temizliğinin yürütülmesi hususunda daha fazla hassasiyet göstermeliyiz. Maske, eldiven, kolonya, tulum gibi temizlik ve koruma malzemelerinin temini ve dağıtımını sürdürmeliyiz. Meslek edindirme kursları olan belediyelerimiz buralarda temizlik ve korunma malzemeleri üretimini kendileri yapabilirler. Halkı bilgilendirmeye yönelik kurallara uymaya davet eden her türlü faaliyet kesintisiz devam ettirilmelidir. Gıda ve temizlik ürünlerini vatandaşa ulaştırırken de kurallara riayet edilmesi noktasında titiz davranmalıyız. Yaşlı ve öğrencilerimiz başta olmak üzere evden çıkmamalarını istediğiniz vatandaşlarımızın alıveriş internet kitap ihtiyaçları teminine yardımcı olmalıyız. İşsiz kaldığı için geçim sıkıntıyı yaşayan vatandaşlarımızı asla yalnız bırakmamalıyız. Bu konuda valiliklerimiz ve kaymakamlıklarımızla işbirliği halinde olmalısınız. Evinde tencere kaynamadığı için gözü yaşlı, kalbi kırık her vatandaşımızın vebali sizlerin üzerindedir. Vatandaşlarımızla doğrudan iletişim içinde olan belediye personelinin maske tulum gözlük eldiven gibi korunma amaçlı malzemelerinde en küçük bir eksiklik yaşanmamalı. Belediyelerimizin Nisan, Mayıs, Haziran aylarındaki iller bankası ödeneklerindeki kesintiyi kaldırarak sizlere bu çalışmalar için kaynak sağladık” ifadelerini kullandı.

"Türkiye her alanda kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyede olduğun ispatlamıştır"

Dünyanın korona virüs ile mücadeledeki durumuna dikkat çeken Erdoğan, “Gelişmiş ülkelerin bile pek çoğu kriz karşısında adeta çökerken hamd olsun Türkiye her alanda kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyede olduğun ispatlamıştır. Pek çok dost ülkeye de imkanlarımız nispetinde destek veriyor, zor günlerinde onların yanında olduğumuz gösteriyoruz. En büyük önceliğimiz vatandaşlarımızın geçim sıkıntısına düşmeden temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesini sağlamak. Aldığımız tedbirlerin büyük bölümü dar gelirli vatandaşlarımıza destek içindir. 2 milyon haneye biner lira nakit yardım gerçekleştiriyoruz. Faaliyetine ara veren her işletmenin çalışanların ücretlerini yüzde 60 oranında ödeme yapıyoruz. İstihdamı korumak amacıyla faaliyet ara veren işletmelerimizin telefi çalışma sürelerini iki katına çıkardık. İşletmelerimizin vergi ve sigorta ödemelerini erteleyerek bu dönemi daha rahat geçirmelerini temin ediyoruz. Pek çok bankamız müşterilerinin ödemelerini erteleme yoluna gidiyor. Kamu bankalarımız hane halkı geliri 5 bin altında olan her müşterisine destek olmak için kolları sıvadı. Bankalarımız bu vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için altı ay ödemesiz 36 ay vade ile yüzde 0.49 maliyetle 10 bin liraya kadar destek kredisi veriyor. Aldığımız tedbirlerle çalışanlarımızın, esnaf sanatkarın, sanayicinin yanında olduğumuz göstermeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

"Türkiye Allah’ın izni ile bu salgını yenecek güce ve kapasiteye sahiptir"

Korona virüsün tüm Türkiye’nin ortak sorunu olduğunun altını çizen Erdoğan, “Politika ve söylemlerimizi buna göre belirledik. İşinin ehli hocalarımızdan kurduğumuz bilim kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda aldığımız kararları tek tek hayata geçirdik. Süreci sosyal medyada veya televizyon ekranlarında ahkam kesenlere göre değil, ülkemizin gerçeklerine göre yürüttük. Aldığımız her kararı devlet ciddiyetine uygun şekilde tüm boyutlarıyla değerlendirdikten sonra milletimizle paylaştık. Dünya çapında 1 milyona yaklaşan vak'a ve 50 bine varan ölü sayılarıyla tarihi bir felaketi yaşadığımız şu dönemde hamdolsun pek çok ülkeye kıyasla iyi bir yerdeyiz. Ancak bunu yeterli görmüyoruz. Karamsarlığa kapılmadığımız gibi rehavete de düşmüyoruz. Panik yapmadan, akılcı, dengeli ve gerçekçi adımlarla mücadelemizi kararlılıkla yürütüyoruz. Türkiye Allah’ın izni ile bu salgını yenecek güce ve kapasiteye sahiptir. Daha önceki sıkıntılar gibi milletimiz bu badirenin de üstesinden gelecek inşallah aydınlık ve huzurlu günlere kısa sürede kavuşacaktır. Biz Türk milletini basiret ve ferasetine sonuna kadar güveniyoruz” diye konuştu.

"83 milyonun arasına ayrılık virüsü bulaştırmadığımız sürece korona virüsü ile mücadelemiz çok daha kolay olacaktır"

Korona virüs ile mücadeleyi sekteye uğratacak en büyük tehdidin ümitsizlik ve karamsarlık olduğunu söyleyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“83 milyonun arasına ayrılık virüsünü, fitne ve tefrika virüsünü bulaştırmadığımız sürece korona virüsü ile mücadelemiz çok daha kolay olacaktır. Bu milletin en büyük gücü birliğidir. Bin yıldır sevinç ve hüzünle yoğrulan kadim kardeşliğimizdir. 83 milyon olarak birbirimize kenetlendiğimiz sürece bizi yıkabilecek hiçbir engel yoktur. Bunun için her fırsatta salgına karşı almamız gereken tedbirleri hatırlatırken, ayın zamanda milletimizin birliğine beraberliğine de vurgu yapıyoruz. Pazartesi günü ‘Biz bize yeteriz Türkiyem’ diyerek başlattığımız milli dayanışma kampanyasının hedeflerinde biri de budur. Benzer kampanyaların ekonomik gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun dünyanın diğer ülkelerinde de yürütüldüğü bir gerçektik. Başlattığımız kampanyada toplanacak tutarı doğrudan ihtiyaç sahiplerine aktaracağız. Bu kampanyanın gayesi dayanışmayı ortaya koymaktır"

"Bu projeyi dinamitlemeye çalışmak gafletten öte bir davranıştır"

Milli dayanışma kampanyasına yönelik eleştirileri hatırlatan Erdoğan, "Sergiledikleri hukuksuzluk, tehlikeli söylemlerle dayanışma yerine ayrışma peşine olanlara izin vermeyeceğiz. Kendilerini Türkiye Cumhuriyeti’nin dışında ve üstünde görenlere milletimiz hak ettiği cevabı verecektir. Hele 83 milyonun kardeşliğini simge eden bir projeyi dinamitlemeye çalışmak gafletten öte bir davranıştır. Bu bir iyilik seferberliğidir. Farklı şekilde yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımız da gerek bireysel, gerek gönüllü teşekküllerimiz vasıtasıyla bunu zaten yapıyor. Türkiye’de kimse hukukun ve kanunların üstünde değildir. Korona sağlını ile mücadeleyi sulandırmaya, günlük siyasetin malzemesi haline dönüştürmeye kimsenin hakkı yoktur. Şu an hepimiz vatanımızın geleceğini, milletimizin hayatını tehdit eden sinsi düşmanla mücadele ediyoruz. Düşmanın adı korona virüstür. Bu tehdidin üstesinde ancak dayanışma ile gelebiliriz. Gün siyasi, etnik, mezhebi tüm farklılıklarımızı bir tarafa bırakarak ebedi ve ezeli kardeşliğimiz hatırlama günüdür. Gün İstiklal harbimizde olduğu gibi ortak düşmana karşı birleşme günüdür. Gün küçük hesaplar peşinde koşmak yerine basiretli davranma günüdür. Böyle dönemde siyasi rant hesabı yapanları maşeri vicdan asla unutmayacaktır. Umut vermek, güven aşılamak yerine karamsarlık pompalayanları milletimiz asla affetmeyecektir. Buradan herkesi bir kez daha bir olmaya beraber olmaya, kardeş olmaya, birlikte Türkiye olmaya davet ediyorum”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.