GÜNDEM - 07 Ağustos 2020 Cuma 14:35

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "TL’nin yerli yerine oturacağına inanıyorum"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "TL’nin yerli yerine oturacağına inanıyorum"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan altın ve dolardaki yükselişe ilişkin olarak, "Türkiye’de ekonomi sistem olarak oturmuştur. Bazı zamanda tırmanışlar inişler olabilir. Ben özellikle TL’nin yerli yerine oturacağına inanıyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde kıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“Beyrut’ta felaketin boyutu çok büyük”

Namaz çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Beyrut’ta yaşanan patlama ile ilgili olarak “Beyrut patlaması tabii neticeleri itibariyle failleri kimdir henüz bu belirlenmiş değil. Şu anda konu ile ilgili başta Lübnan Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmede ve bizim istihbarat teşkilatımızın muhatapları ile yaptıkları görüşmelerde henüz kimdir hangi kuruluştur bir bilgi yok. Tabii buna benzer alınmış bir bilgi olmadığı için bizim şunlar yapmıştır dememiz biz siyasilere yakışmaz. Orada kardeş Lübnan halkının bizlere vereceği bilgileri önemle takip ediyoruz. Bu gerçekten çok ama çok büyük bir felaket. Benzerini Hariri zamanında da yaşamıştık. Şimdi çok daha ileri seviyede böyle bir şey gerçekleşti. Bu konu ile ilgili söylenenleri biliyorsun. Nitrat kaynaklı olduğu söyleniyor. Çok açık net olarak bilgilendirmeler yapıldı diyemeyiz. Bizler de takip ediyoruz. En son Başkan Yardımcım Fuat Bey ile Dışişleri Bakanım Lübnan’a bir ziyarette bulunup oradaki gelişmeleri yerinde takip ediyorlar. Daha da ileri bir adımla bir Koca Yusuf kargo uçağımızla oraya çok çeşitli yardımları gönderdik. Bunların içerisinde askeri diyebileceğimiz birçok yardımlar var. Bütün bunlarla beraber sağlık noktasında yardımlar var. Sahra hastanesi türü yardımlarımız var. Sayın Cumhurbaşkanı’na ‘hastanelerimiz sizin hastanelerinizdir. Yaralıları bize nakletme noktasında her an yanınızdayız. Ambulans uçaklarımızla yaralıları ülkemize taşıyabiliriz’ dedim. Bu konu ile ilgili Sağlık Bakanım Lübnan Sağlık Bakanı ile görüşüyor. Kardeş Lübnan’ı yalnız bırakamayız ama felaketin boyutu çok büyük. Lübnan özellikle Beyrut limanı ile bölgede çok büyük önem ifade eden bir limandı. Böyle bir limanın bu durumla karşı karşıya kalması bölgede ciddi bir sıkıntının da sebebi olmuştur. Şu anda tabii buranın yeniden inşası kaç yılı olur onlar da ayrı bir sorun. Biz madden manen her şeyimizle Lübnan’ın yanında olacağız” ifadelerini kullandı.

“Yunanistan ile Mısır arasında yapılan bu anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok”

Mısır ile Yunanistan arasında imzalanan “Deniz Yetki Alanlarını Sınırlandırma Anlaşması” konusunda değerlendirmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yunanistan ile Mısır arasında yapılan bu anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Buralaral baktığımız zaman özellikle Yunanistan’ın Libya ile ilgili olarak buradaki kıyıdaş olma konusunda bir alakası var mı. Ne işi var orada. Mısır’ın aynı şekilde bir alakası var mı yok. Biz Libya ile böyle bir anlaşmayı yaptıktan sonra bunların hepsi bu işin üzerine atladılar. Bize oralardan gelen bilgiler de biz bunu size karşı yapmış değiliz, burada yanlış anlaşılma olmasın gibi bilgileri de bize yansıtıyorlar. Olsa da olmasa da biz şu anda Libya ile yaptığımız anlaşmayı kararlılıkla sürdürüyoruz. En son Dışişleri Bakanım Malta Dışışleri Bakanı ile Libya Dışişleri Bakanı ile Malta ve Libya’da görüşmeler yaptılar. Bu görüşmelerimiz de kararlı bir şekilde devam ediyor. Bizler burada özellikle deniz yetki alanlarında hiç hakkı olmayanlarla buraları görüşmeye bile gerek duymuyoruz. Bakın Şansölye Merkel benden ricada bulundu. ‘Buradaki sondaj çalışmalarını durdursanız benim işimi kolaylaştırırsınız’ dedi. Ben de Merkel’e ‘eğer siz Yunaninstaa güveniyorsanız biz şöyle 3 haftalığına bu sondaj çalışmalarına ara veririz ama ben bunlara güvenmiyorum göreceksiniz bunlar sözünü durmayacaklar’ dedim. Nitekim öyle de oldu. Biz bu arada da Yunanistan’dan onların kendi gerek dışişleri bakanı gerek danışmanları benim Dışişleri Bakanım üçlü görüşmeler başlattılar. Almanya, Türkiye, Yunanistan arasında. Şimdi sözde durmayınca ne olacak. Şimdi sondaj çalışmalarına yeniden başladı. Barbaros Hayrettin’i de görevine gönderdik” açıklamalarında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“Türkiye adeta bir uçuşun içerisinde ama gözü olup görmeyenler var”

Ekonomide yaşanan gelişmeleri değerlendiren Erdoğan, “Dünyada şu anda ekonomik gelişmeleri gözden geçirecek olursanız Amerika olmak üzere Rusya Avrupa baktığınız zaman ekonomide korona virüs seyrinden sonra ciddi zikzaklar olduğunu görürsünüz. Ben içerideki düşmanları gündem getirmek istemiyorum. Bize zaten dışarıdakiler yetiyor ama içeridekiler de gayet güzel pompalama görevi ifa ediyorlar. Biz 2002 Kasımda göreve geldik. Göreve geldiğimizde toplam milli gelirimiz 236 milyar dolardı. 2019’da 754 milyar dolara çıktı. Aynı şekilde fert başı milli gelir 3 bin 581 dolardan 2019’da 9 bin 127 dolara çıktı. Bunun dışında otomobil noktasındaki satışlara bakalım. 2002’de otomobil yurt içi satışlar 91 bin. 2019 bu rakam 387 bine çıktı. 2016’da 756 bine çıktı. Türkiye bir tırmanışta. Ama bizim bu tırmanışımızı görmek istemeyen, gözü olup da görmeyenler var. Bu belgelere dayalı olarak konuşurken sadece açılan şirket sayılarına bakıyorsunuz 30 bin 842 iken, şu anda 2017 yılında 85 bin şirket açılmış. Devamlı artış. İstihdama bakıyorsun 19,6 milyon iken şu anda 28 milyon 80 bin istihdam var. Bazı sıkıntılar yok değil. Türkiye adeta bir uçuşun içerisinde ama gözü olup görmeyenler hala bu gerçekleri yanlış yansıtmaya çalışıyorlar. Biz Türkiye olarak bu kalkınmamızı yüksek oranda devam ettireceğiz. Şu anda gerek TL’de gerek dövizde gerek altın rezervinde, göreve geldiğimizde Türkiye’nin IMF borcu 23.5 milyar dolardı. Mayıs 2013 ne oldu sıfırladık. Döviz rezervi 27.5 milyar dolardı şu an 105 milyar dolar. Türkiye dimdik ayakta. Kimse halkımızı yanıltmaya çalışmasın. Biz güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. Bugün dünde daha güçlüyüz, yarın daha güçlü olacağız” diye konuştu.

Terörle mücadelede gelinen noktayı vurgulayan Erdoğan, “Türkiye’de 17 yıl önce terörle verilen mücadeleyi bir düşünün. Bu terör ile mücadelede 17 yıl önce neredeydik bugün terörle mücadelede neredeyiz. Terörle mücadele ücretsiz yapılmıyor. Ciddi manadan harcamalarımız oluyor. Savunma sanayiinde terörle mücadeleye yönelik ciddi harcamalar yaptık. Bunların hepsi belli bir maliyeti getiriyor. Bu maliyetle beraber Türkiye şu anda bölgede değil dünyada farklı bir yerde. İHA’larla SİHA’larla gerek içeride, gerek Suriye kuzeyinde, Irak kuzeyinde ciddi mücadeleler veriyoruz. Biz Libya’ya zevk için gitmedik. Libyalı kardeşlerimiz özellikle Türkiye’yi bu yaptığımız anlaşma ile davet ettiler ve orada da bizim kendi askerimiz var. Şu anda orada da bu mücadele sürüyor. Bu mücadeleyi de onurlu şekilde sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“Yetişemedikleri üzüme ‘koruk’ diyorlar”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a yönelik sosyal medyadan yapılan karalamalarla ilgili konuşan Erdoğan, “Benim Ekonomi, Hazine Maliye Bakanımla ilgili sosyal medya yaptıkları karalamalar, bunlar yetişemedikleri üzüme ‘koruk’ diyorlar. Sen ülkeye bak ülke nerede. Türkiye nerede, batı nerede, dünya nerede. İşte korona virüste biz şu anda 150'ye yakın ülkeye korona virüs salgını ile ilgili maskeden tuluma varıncaya kadar her şeyi gönderiyoruz. Bunlar bedelsiz olmuyor. Bunları görmüyor musunuz. Bunlara şunu söyleyin ‘siz kör müsünüz’. Böyle bir dönemde biz Çam ve Sakura hastanesini bitirdik. 45 günde iki hastane bitirdik. Bunlar neyle oluyor. Bu Türkiye’nin gücünü gösteriyor. Biz gücümüzü milletimizden alıyoruz ama bu millete bunlar layıktır bunları yapacağız. Milletimizi biz birilerine muhtaç etmeyeceğiz” dedi.

“Sayın Bahçeli’nin daveti yadırgadığım bir davet değil”

Muharrem İnce’nin parti kurma çalışmalarını ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik ‘eve dön’ çağrısını yorumlayan Erdoğan, “Bu tür şeylere yabancı değiliz. Bizim içimizden de birileri ayrıldı, gitti partilerini kurdular. Bu parti kuruşları nereye varır bilemem. Şu anda sayın Muharrem bey ile ilgili olarak o da onun en doğal hakkıdır. Eski bir siyasetçidir, yeni değildir. Sayın Bahçeli’nin daveti ise doğrusu benim yadırgadığım bir davet değildi. O da olabilecek makul bir çizgide davettir. Temenni ederim ki birlik beraberliğin tesisine yönelik inşallah bir adım olabilir. Dağınıklıkta bir şey yok. Ne kadar birlik beraberlik artarsa hele hele HDP ile terör örgütleri ile el ele olmak milli ve yerli olarak düşündüğümüz İYİ Parti'ye hiç uygun da düşmeyebilir. Böyle bir sıkıntının olması hasebiyle böyle bir davet gerçekleşmiştir diye düşünüyorum. Ülke genelinde bir bütünleşmenin gereği bana göre önemlidir diye düşünüyorum” diye konuştu.

“TL’nin yerli yerine oturacağına inanıyorum”

Altın ve dolardaki yükselişe ilişkin görüşlerini de açıklayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Bunun yerli yerine oturacağı inancındayım. Bu konulardan hiç rahatsız olmayın. Türkiye’de ekonomi sistem olarak oturmuştur. Sistem oturduğu için bazı zamanda tırmanışlar inişler, birkaç ay yılbaşı itibariyle 10 TL’den bahsediyorlardı. İş nerelere geldi bulunduğumuz noktalara geldi. Tüm mesele korona virüs önemli. Beyrut gelişmeler ortada. Bunları aşmak suretiyle ben özellikle TL’nin yerli yerine oturacağına inanıyorum. Dövizin de yerli yerini bulacağına, altının bulacağına inanıyorum. Bunlar gelip geçici bu dalgalanmalar her zaman olur bunu görmemiz lazım. Dün Merkez Bankası ile özellikle bankalar birliğinin toplantıları bunlara yönelik atılan adımlardır.”

Açıklamalarının ardından Ayasofya önünde toplanan vatandaşlara da hitap eden Erdoğan, korona virüs önlemlerini hatırlatarak maske, mesafe ve hijyen uyarısında bulundu.

Volkan Kayalar - İsmail Coşkun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yeniden Refah Partisi Altındağ Belediye Başkan Adayı Altıngöz: “AK Parti de, CHP de karşılıklı suçlamalarında haklılar” Yeniden Refah Partisi Altındağ Belediye Başkan Adayı Mehmet Altıngöz, “AK Parti de, CHP de birbirlerine yaptıkları açıklamada son derece haklılar” dedi. Yeniden Refah Partisi Altındağ Belediye Başkan adayı Mehmet Altıngöz, belediye işçileri ile ilgili açıklama yaptı. Yaptığı açıklamada, belediye işçilerinin eylemlerine devam ederken, AK Parti ve CHP tarafından yapılan açıklamaları ibretle izlediklerini ifade eden Altıngöz, “Sorunun çözümü bir yana dursun CHP tarafından yapılan açıklamada Altındağ Belediyesinin batırıldığı, işçilerin maaşlarının bile ödenemediği noktasında açıklama yapılmıştır. Bu açıklama son derece CHP zihniyeti ile uyuşan bir açıklamadır. CHP, her zamanki gibi sorunları çözmek yerine sorunu siyasi malzeme haline getirmiştir. Daha sonra ise AK Parti kanadından konu ile ilgili yapılan açıklamada ortada hiçbir sorun yokmuş gibi, işçiler hak arayışında değilmiş gibi, alev afakı sarmamış gibi hiçbir sorun olmadığını her şeyin yolunda gittiğini, Altındağ Belediyesinin yatırımlarına devam ettiğini söylemişlerdir. CHP’nin kirli siyasi oyunlarına bu olayı alet ettiği beyan edilmiştir. Bu açıklama da bizi şaşırtmamıştır. AK Parti zihniyetinin son 22 yılda yaptığı halı altına süpürmek, görmezden gelmek ve sonra da hiçbir şey yokmuş gibi ’bu dönem bize oy verin düzelteceğiz’ demesi artık siyasi alışkanlık haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. Altıngöz, AK Parti ve CHP tarafından birbirlerine yapılan açıklamaların haklı olduğunu dile getirerek, “Her iki taraf da millete faydası olmayan bu zihniyetlerini 31 Mart sonrası sürdüremeyeceklerdir. Çünkü demir çarıklarını giyen Erbakanlar artık sahadadır. Hizmet siyasetini sürdürecek kadrolar artık yarışa girmiştir. Altındağ 31 Mart sonrası değişecek. İşçi kardeşlerimizin sorunlarının tamamı ilk 30 gün içinde çözülecek. Hakları ödenecek ve bu zihniyetler artık Altındağ’da tarihe karışacaktır” değerlendirmesinde bulundu. “Baba ocağına dönüş başlamıştır, anketler Yeniden Refah zaferini müjdeliyor” Altıngöz, sözlerine şöyle devam etti: “Altındağ’da baba ocağına dönüş başlamıştır. Anketlerde ikinci parti olduğumuz çok açık ve nettir. Altındağ’da değişimi başaracak tek parti ise Yeniden Refah Partisidir. Bu nedenle diğer partilere oy verecek kardeşlerimden bilhassa rica ediyorum. Gelin, Erbakan çatısı altında Milli Görüş belediyeciliğini tekrar inşa edelim. Gelin hep beraber işsiz ve umudu olmayan gençlerimizin olmadığı, çocuklarımızın ve kadınlarımızın yolda rahat yürüdüğü, çocuklarının mutlu olduğu, esnafının her gün mutlu bir şekilde kepenk açtığı, emeklilerimizin ayakkabı boyamadığı, yaşlılarımızın pazar ve ekmek kuyruğunda olmadığı üreten, mutlu ve geleceğe güvenle bakan Altındağ’ı birlikte inşa edelim.”
Ankara Pursaklar’da 5 yıldır çözüm Beyaz Masa’da Odak noktası her zaman hemşehrilerinin mutluluğu olan Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin, 2019 yılında göreve gelir gelmez vatandaşların taleplerine cevap vermek adına Beyaz Masa’yı hizmete aldı. Pursaklar Belediyesi Halka İlişkiler Müdürlüğüne bağlı Beyaz Masa birimi 5 yıldır vatandaşların taleplerini çözmek için özverili bir hizmet anlayışıyla hareket ediyor. Vatandaşların sıkıntı ve beklentilerini öğrenerek taleplerin hızlı bir şekilde yanıtlayan Beyaz Masa birimi; çağrı merkezi ve santral şefliği, istihdam şefliği, danışma ve çözüm şefliği gibi pek çok hizmeti de beraberinde getiriyor. ‘‘Vatandaşlarımızın yüzünün gülmesi ve taleplerinin en kısa süre içerisinde çözüme kavuşturulması noktasında Beyaz Masa birimimiz 5 yıldır görevini başarılı bir şekilde yerine getiriyor’’ 5 yıldır her talebi dikkatle dinleyerek vatandaşların, beklentilerini ve isteklerini en etkili şekilde çözüme kavuşturduklarını belirten Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin, ‘‘Vatandaşlarımızın yüzünün gülmesi ve taleplerinin en kısa süre içerisinde çözüme kavuşturulması noktasında Beyaz Masa birimimiz 5 yıldır görevini başarılı bir şekilde yerine getiriyor. Bu birimimiz sayesinde hemşehrilerimizin istek ve görüşlerini dinleyip anında ilgili birimlere iletilerek çözüm sağlıyoruz. Beyaz Masa, belediyemiz ile vatandaşlarımız arasında inşallah bundan sonra da köprü görevi görmeye devam edecek. Dün olduğu gibi bugünde, yarında yaptığımız her uygulama ile ilçe halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz’’ dedi. Yalnızca şikâyet, istek ya da beklentilerin dile getirilmediği bu birimde vatandaşların yeni hizmetlerden haberdar olması, belediyenin sunduğu fırsatlardan faydalanması ya da bilgilendirmeler yapılıyor. Beyaz Masa birimine başvuru yapan vatandaşa kısa süre içerisinde geri dönüş yapılarak, başvuru sonucu bildiriliyor. Bu uygulama sayesinde hemşehrilerin belediyeden mutlu ve huzurlu bir şekilde ayrılması sağlanıyor.
İstanbul bp Türkiye birlikte çalıştığı müteahhit firmaları ödüllendirdi Bu yıl 8’incisi düzenlenen bp müteahhitleri buluşmasında gerçekleştirilen Müteahhit Ödülleri kapsamında 13 müteahhit firma ve 9 bireysel müteahhit personeli 10 farklı kategoride ödüle layık görüldü. bp’nin tüm operasyonlarında bir numaralı kural olarak belirlenen emniyet ve güvenlik, şirketin temel değerleri arasında da öncelikli geliyor. Müşterilerden bayilere ve istasyonlara, genel müdürlüklerden işe alım süreçlerine kadar tüm hizmet alanlarında emniyet ve güvenlik hedefleri sıfır kaza, insanlara ve çevreye sıfır zarar olarak belirlenmiş durumda. Şirket de yenilikçi ve çevreci yaklaşımlarından dolayı birlikte çalıştığı müteahhit firmalarını ödüllendirmek ve akaryakıt yatırım projeleri çerçevesinde birlikte çalıştığı iş ortakları arasında sağlık, emniyet, çevre ve güvenlik (SEÇ-G) kültürünü yaygınlaştırmak, sürdürülebilir ve çevreci saha uygulamalarını teşvik etmek amacıyla her yıl düzenlediği bp müteahhitleri buluşması ve ödül töreninin 8’incisini gerçekleştirdi. Her yıl olduğu gibi yüksek katılımla gerçekleşen organizasyonda bp’nin güncel stratejisi hakkında bilgi verildi. SEÇ-G hedefleri ve son dönemde dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler sonucunda etkilenen ticari koşullar karşısında yapılabilecekler konusunda da fikir alışverişinde bulunuldu. Şirketin akaryakıt operasyon süreçlerinin üst düzey standartlarla yönetilmesinde katkısı olan iş ortaklarını ödüllendirme amacıyla gerçekleştirilen 2023 Müteahhit Ödülleri, SEÇ-G performans ödülünden emniyet programı ödülüne, yenilikçi düşünceden çözüm odaklılığa, çevrecilik ve sürdürülebilirlikten süreç sadeleştirmeye, proje yönetiminden iletişim liderliğine uzanan kategorilerde sahiplerini buldu. 2023 Müteahhit Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada enerji ve akaryakıt konusunda sürdürülebilirliğin her zaman en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu belirten bp Türkiye Kıdemli Perakende Akaryakıt Operasyon Müdürü Mehmet Aydın Özdemir, “bp’de, bulunduğumuz sektöre de baktığımızda, emniyet ve güvenlik tüm operasyonumuzun temelini oluşturuyor. Emniyette yarış olmayacağının bilinciyle hareket ediyoruz ve iş ortaklarımız, tedarikçilerimiz, rakiplerimiz ve düzenleme kurumları ile yakın bir şekilde çalışarak sektörün standartlarını yükseltme konusunda adımlar atıyoruz. İnsan ve çevreye verdiğimiz değer ile iş güvenliği standartlarını en üst seviyede uyguluyoruz. 2023 yılını, perakende operasyonlarımızda herhangi bir yaralanma ve kaza yaşanmadan tamamlamak bizler için mutluluk ve gurur kaynağı. Bu başarıyı sürdürmek en büyük hedefimiz. SEÇ-G prensiplerimiz bp’nin vazgeçilmez kurallarıdır. Bu doğrultuda tüm bp çalışanları da bu bilinçle müşterilerine hizmet veriyor. Gelenekselleşen müteahhit ödül törenimizde de bizimle aynı bakış açısı ile çalışan ve bu konuda örnek teşkil eden iş ortaklarımızı ödüllendiriyoruz” dedi. Kazasız geçen bir yılın ardından hedef bu başarıyı sürdürmek bp Türkiye SEÇ-G Müdürü Emir Özdemir, şirket olarak tüm paydaşlarıyla bir emniyet kültürü oluşturmak için çalıştıklarını vurguladığı konuşmasında, “Herhangi bir kaza yaşanmadan geçirdiğimiz 2023’ün ardından hedefimiz bu başarıyı sürdürülebilir kılmak ve önümüzdeki yılları da bu şekilde tamamlamak. Tüm operasyonlarımızda emniyeti her zamanki gibi ilk iş olarak görmeli ve alacağımız basit önlemlerle olası büyük kazaların önüne geçebileceğimizin farkına vararak çalışmalıyız. Bu törende ödüllendirdiğimiz tüm iş ortaklarımıza da SEÇ-G ilkeleri doğrultusunda çalıştıkları ve örnek oldukları için bir kez daha teşekkür ederim” dedi. Ödül töreninde; SEÇ-G Performans, Emniyet Programı “Herkes Görür Sen Fark Et”, SEÇ-G Saha Lideri, İletişim Liderliği, Çevrecilik ve Sürdürülebilirlik, Yenilikçi Düşünce, Saha Destek, Proje Yönetimi, Çözüm Odaklılık ve Süreç Sadeleştirme kategorilerinde 10 ödül, 13 farklı müteahhit firma ve 9 çalışan ile paylaşılırken, yıl içerisinde gösterdikleri başarı ve titiz yaklaşımları için teşekkür edildi. Farklı kategorilerde; RM İstanbul Reklamcılık, Tora, Turpak, Sistem Holding, Gasgrup, Doğuş Mühendislik, Dünya Haberleşme, Mepsan, Elfi Mühendislik, FE Yapı, İsar Mühendislik, İSEÇ Danışmanlık ve Fasad Mühendislik ödül kazandı. 8’inci bp Müteahhitleri Buluşması ödül kazananları SEÇ-G Performans Ödülü Tora Petrol Ürünleri Müh. Elektrik ve Elektronik San. Tic. A.Ş. RM İstanbul Reklamcılık San. ve Tic. A.Ş. SEÇ-G Saha Liderliği Ödülü Okan Aras - İsar Mühendislik Enerji Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. Emniyet Programı “Herkes görür, Sen Fark Et” Ödülü Turpak Elektromanyetik Yakıt İkmal Sistemleri Tic. A.Ş. Tuncay Tecer - Doğuş Mühendislik Doğalgaz İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Proje Yönetimi Ödülü Sistem İnşaat Sanayi ve Tic. A.Ş. FE Yapı Müh. Müt. İnş. San. ve Tic. A.Ş. Fasad Mühendislik İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Çevrecilik ve Sürdürülebilirlik Ödülü İsar Mühendislik Enerji Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. Yenilikçi Düşünce Ödülü Doğuş Mühendislik Doğalgaz İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Süreç Sadeleştirme Ödülü Dünya Haberleşme Entegre Bina Kontrol Sistemleri İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. İletişim Liderliği Ödülü Evin Tekin - Turpak Elektromanyetik Yakıt İkmal Sistemleri Tic. A.Ş. İsmail Erdiker - Mepsan Petrol Cihazları San. ve Tic. A.Ş. Çözüm Odaklılık Ödülü Merve Akgül - Sistem Reklamcılık Aydınlatma ve İnş. ve San. A.Ş. Muharrem Yeşilyurt-Tora Petrol Ürünleri Müh. Elektrik ve Elektronik San. Tic. A.Ş. İSEÇ İş Sağlığı Emniyet Çevre Yönetim Danışmanlık Enerji Tur. Tarım Gıda Tic. Ltd. Şti. Saha Destek Ödülü Emre İnan Zabun - Gasgrup Enerji Sistemleri İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. Bora Demirer - Doğuş Mühendislik Doğalgaz İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Emre Savahil - Elfi Mühendislik San. ve Tic. Ltd. Şti.
İstanbul Orak: “Kentsel dönüşüm süreci vatandaşın belini bükmemeli” Kentsel dönüşüm sürecinin hem kamu hem de vatandaş açısından sağlıklı ilerleyebilmesi için sürecin finansal açıdan doğru planlanmasının kritik öneme sahip olduğunu dile getiren Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, “Türkiye’deki 7 milyon konutun kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilenmesi veya güçlendirilmesi gerektiği öngörülüyor. Biz de tasarruf finansmanı sektörü olarak kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşlarımızın finansal açıdan herhangi bir mağduriyet yaşamasını önlemek için çalışmalarımızı başlattık. Bu süreçte faizsiz ve peşinatsız finansmana ihtiyaç duyan tüm vatandaşlarımızı tasarruf finansmanından faydalandırmak istiyoruz. Kentsel dönüşümü iç kaynaklarla yani tasarruflarla yönetebilir, böylece finansal dönüşümü de sağlayabiliriz” dedi. Muhtemel doğal afetlere karşı eskiyen yapıların yenilenmesi ve güçlendirilmesi çerçevesinde başlatılan kentsel dönüşüm sürecinin finansal açıdan vatandaşın belini bükmemesi gerektiğinin altını çizen Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, “Türkiye’de afet riski bulunan 14 milyon konutun afet riski yönünden incelenmesi gerekiyor. Söz konusu incelemenin sonucunda konut stoğunun yaklaşık yüzde 40‘ına tekabül eden 6-7 milyon konutun da yenilenmesi yada güçlendirilmesi gerektiği tahmin ediliyor. Dolayısıyla kentsel dönüşüm, yaşam kalitesinin artırılması ve korunması için elzem olan bir dönüşümdür. Bu noktada devletimiz ve kamu kurumlarımız aracılığıyla atılan adımları kıymetli buluyor ve tasarruf finansmanı sektörü olarak elimizi taşın altına koymak için çok ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Çünkü dönüşümün temelinde ‘insan’ faktörü var ve biz Tasarruf Finansmanı sektörü olarak insanın olduğu yere ‘fayda’ unsurunu getirmek zorundayız” ifadelerini kullandı. Orak, “Kredi imkanının kısıtlı, faiz oranlarının yüksek olduğu bir dönemdeyiz ve evi kentsel dönüşüm kapsamına alınan vatandaşlarımızın finansal açıdan mağduriyet yaşaması riski söz konusu. Kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşımızı finansal zorluklarla baş başa bırakıp belinin bükülmesine izin veremeyiz. Çünkü bu süreç, hem kamunun hem de vatandaşımızın finansal kaynağa ihtiyaç duyacağı kritik bir süreç. Finansmanı dış kaynaklarla yönetmeye kalkarsak bu durum milli ekonomiyi de vatandaşımızı da çıkmaza sokabilir. Dolayısıyla süreci iç kaynaklarla yani tasarruflarla finanse edebilme kabiliyetimizin olması gerekiyor. Kentsel dönüşüme girecek konutlarda ya da bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın konfor alanında kalarak evini yenilemesi için tasarruf finansmanı, şu an var olan en güçlü seçenektir. Çünkü tasarruf finansmanı, peşinatsız ve faizsiz finansman sağlayarak borçlanmadan ev sahibi yapan tek sistemdir. Tasarruf finansmanı sektörü olarak vatandaşımıza kapılarımız sonuna kadar açık” diye konuştu.
İstanbul ‘Para sayma’ görüntülerine ilişkin ifadeler ortaya çıktı: "Sözleşmenin karşı tarafı olan Canan Kaftancıoğlu’nu noterde gördüm" CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ’para sayma’ görüntülerine ilişkin soruşturmada İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz ve satılan binanın sahibi Ali Rıza Braka’nın ifadeleri ortaya çıktı. Braka’nın ifadesinde, "CHP adına süreci o tarihte il başkanı olan Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu. Her ne kadar gerçekte taşınmazları 41 milyon TL bedelle atmış olsam da satış vaadi sözleşmesinde ve resmi olarak 24 milyon 360 bin TL göstermiş olmanın herhangi bir sakıncası olduğunu düşünmedim. Sözleşmenin karşı tarafı olan Canan Kaftancıoğlu’nu sadece o gün noterde gördüm" dedi. Sosyal medyada Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ‘para sayma’ görüntülerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespiti için re’sen soruşturma başlatılmıştı. 5 şüpheli ifade verdi Soruşturma çerçevesinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, CHP eski İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın eski basın danışmanı Can Poyraz, söz konusu binayı sattığı öne sürülen Ali Rıza Braka ve İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz ’şüpheli’ sıfatıyla Savcılığa ifade vermişti. Ayrıca CHP eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da ’şüpheli’ sıfatıyla Savcılığa ifade vermeye çağrıldığı öğrenilmişti. ‘’Pazarlık neticesinde tüm taşınmazlar 41 milyon lira bedelle satılmış oldu’’ Öte yandan Braka’nın avukatı Gökhan Taşkapan’ın da bilgi sahibi olarak Savcılığa ifade verdiği öğrenildi. Taşkapan’ın ifadesinde, ‘’Şu anda CHP İstanbul İl Başkanlığı Binası olarak kullanılan yer 2019 tarihinde aramızda vekalet ilişkisi bulunan müvekkilim Ali Rıza Braka’ya aitti. Bir emlakçının aracı olmasıyla CHP tarafından bize teklifte bulunuldu. Son fiyat olarak kendilerine 43 milyon lira olarak bildirildi. Görüşmeler neticesinde toplam olarak 41 milyon lira olarak anlaşmaya varıldı. CHP tarafı taşınmazları satın alırken Gül İnşaat sahibi Metin Gül’ün binanın alınmasına 2 milyon lira yardım etmesini istedi. Bu nedenle birçok kez Gül’ün de bulunduğu toplantılar gerçekleştirdik. Gül bana, kendisinin Büyükçekmece’de ve Sarıyer’de çok fazla yatırımı olduğunu, CHP’den Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Fatih Keleş’in arada bulunan 2 milyon lirayı kendisinden istediklerini, bu parayı vermezse bu kişilerin yatırımlarını durduracaklarını söylediklerini, Keleş’in Ekrem İmamoğlu’na yakın olması nedeniyle bu durumdan korktuğunu ve mecburen parayı ödemek zorunda olduğunu söyledi. Bu nedenle bize ‘bu 2 milyon liranın 1 milyon lirası sizden olsun, geri kalan 1 milyon lirayı da ben ayrıca size elden vereceğim’ dedi. Biz de kendisi zor durumda kalmasın diye 41 milyon lira olarak güncelledik ve bu şekilde pazarlık neticesinde tüm taşınmazlar 41 milyon lira bedelle satılmış oldu’’ dedi. ‘’Durumu Kaftancıoğlu’na ilettim, o da bu konuya müdahale ederek gerekli önlemi aldı’’ Taşkapan ifadesinin devamında, ‘’Sözleşmeye istinaden resmi alım bedeli 24 milyon 360 bin lira olarak kararlaştırıldı. Kalan rakamın ise haricen ödenmesi konusunda CHP’nin isteği üzerine mutabık kılındı. Bu işlemler sırasında bizden 2 milyon lira CHP yetkilisi ve yöneticisi olduğunu öğrendiğimiz bir kişi tarafından, bu kişinin kim olduğunu bilmiyorum ancak Canan Kaftancıoğlu’nun bu kişiyi tanıdığını ve kendisinin bu konu hakkında bilgi sahibi olduğunu biliyorum, satışı bize yönlendirilmiş olması sebebiyle para istedi. Bu durumu Kaftancıoğlu’na ilettim, o da bu konuya müdahale ederek gerekli önlemi aldı. Bizden de herhangi bir tahsilat yapılmasının önüne geçilmiş oldu. Nihayetinde 10 Aralık 2019’da benim ofisimde kalan paranın haricen ödenmesi konusunda mutabık kılındı. Burada önemli olan benim ofisimi kesin olarak CHP yöneticilerinden ısrarlı talep üzerine seçilmiş olması ve ödemenin de bu sebeple benim ofisimde gerçekleşmesi şeklinde olmuştur. Görüntüler tarafımdan ifşa edilmemiş olup böyle bir şeye tevessül etmem mümkün olmadığı gibi CHP camiasını karşıma almayı düşünmem mümkün değildir’’ şeklinde konuştu. "1 milyon liranın İBB’den gönderildiğini ve ihaleyi verecekleri kişinin ayarladığını söyledi’’ Satın alma sürecinin Kaftancıoğlu’nun başlattığını ancak sürecin ilerleyen kısmında kendisinin adeta el çektirildiğini belirten Taşkapan, ‘’Süreci bizzat Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz yönetmiştir. Kamera kayıtlarının tamamı Yılmaz’a verildi diye hatırlıyorum. Ofise çeşitli yerlerden, farklı miktarlarda yaklaşık 3 saat boyunca para getirilmiştir. Orada sayılan para Euro ve dolar, liraya çevrilerek hesaplanmış ve toplamda 15 milyon 510 bin lira olarak satıcı Braka’ya elden teslim edilmiştir. Ayrıca kapalı halde 2 adet çanta daha getirildi ancak bu çantalar açılmadı. Ofiste otururken gelen giden paraları Fatih Keleş not alıyordu, o sırada bir çanta para ile bir şahıs daha geldi, 1 milyon lira olduğunu ve bunun İBB’den gönderildiğini ve ihaleyi verecekleri kişinin ayarladığını söyledi. Gelen giden tüm para notları en son Yılmaz’a teslim edildi. Elden teslim edilen para toplam 17 milyon olarak haricen ödenmiş oldu. Sonuç olarak taşınmazlar CHP’ye toplamda 41 milyon lira karşılığında satılmış olup bu paranın 24 milyon lirası resmi hesaplardan gönderilmiştir’’ ifadelerini kullandı. ‘’Gittiğim yer Sarıyer Belediye Başkanlığı binasıydı’’ Arnavut uyruklu olduğunu ve 2021 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını aldığını belirten Ali Rıza Braka ise tercüman aracılığıyla alınan ifadesinde yatırımcı olduğunu söyleyerek, ‘’Soruşturmaya konu İstanbul Sarıyer’de bulunan 14 adet daireyi 15 Ağustos 2018’de toplam 22 milyon 533 bin TL’ye satın aldım. Daireleri satın aldıktan sonra bir yatırımcı olarak kar etmek amacıyla daireleri satmaya karar verdim. Tüm taşınmalar için toplamda 43 milyon TL istediğimi, fiyat konusunda anlaşabilirsek bütün dairleri satabileceğimi söyledim. Bu kişi görüştüğümüzde çok düşük teklif etiği için binayı satamayacağımı söyledim ve oradan ayrıldım. Daha sonra avukatım Gökhan Taşkapan ile iletişime geçmişler. Tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir gün avukatımın bana attığı konuma gittim. Gittiğim yer Sarıyer Belediye Başkanlığı binasıydı. Belediye başkanın odasında toplandık. Bu sırada odada ben, avukatım Gökhan Taşkapan, CHP Parti teşkilatından tanımadığım birisi ve muhtemelen belediye başkanı olan kişi bulunuyordu. Yine aramızda pazarlık yürütüldü ancak bir sonuca ulaşamadık’’ dedi. "Hiçbir siyasi parti ile işim olmaz, oy dahi kullanmam’’ Braka ifadesinin devamında, ‘’Avukatım Gökhan Taşkapan 41 milyon TL bedelle taşınmazı CHP’ye satacağımızı söyledi. CHP adına süreci o tarihte il başkanı olan Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu. Her ne kadar gerçekte taşınmazları 41 milyon TL bedelle atmış olsam da satış vaadi sözleşmesinde ve resmi olarak 24 milyon 360 bin TL göstermiş olmanın herhangi bir sakıncası olduğunu düşünmedim. Sözleşmenin karşı tarafı olan Canan Kaftancıoğlu’nu sadece o gün noterde gördüm. Ofise gittiğimde paranın bir kısmı oradaydı. Bu sırada sürekli olarak dışardan birileri çantalarla içeri para getiriyordu ve ben sayıyordum. Paranın tamamı TL idi. Kesinlikle Euro veya Dolar cinsinden para yoktu. Çükü para Euro veya Dolar olsaydı bu kadar valiz para taşımak zorunda kalmazdım. Her ne kadar taşınmazı 41 milyon TL’ye satmış olsamda elime geçen para resmi olarak 24 ilyon 360 bin TL ve elden aldığım 15 milyon 510 bin TL, toplamda 39 milyon 870 bin TL’dir. Geriye kalan meblağın ise komisyon ve diğer giderler olduğunu söyleyerek bana vermediler. Ben zaten daireleri satmış olduğum için mutluydum ve paramı da almıştım. Hiçbir siyasi parti ile işim olmaz, oy dahi kullanmam’’ diye konuştu. "Sadece benden yardım isteyen Fatih Keleş’i kırmayarak bir çanta parayı aldım ve onun dediği yere götürdüm’’ İmamoğlu İnşaat’ın genel müdürü olarak görev yaptığını belirten Tuncay Yılmaz ise ifadesinde, ‘’Soruşturmaya konu görüntülerin çekildiği gün Fatih ağabey beni aradı, görüşmek istediğini söyledi. Beylikdüzü’nde yüz yüze görüştük. Bana arabada bir miktar emanet para olduğunu, bu parayı tek başına götürmekten korktuğu için bir kısmını benim taşımamı rica etti. Yanlış hatırlamıyorsam para çantalarından bir tanesini bana verdi. Parayı götüreceğim yerin konumunu da gönderdi. Paranın nereden geldiğini sormadım. Çantayı açıp içinde ne kadar para olduğunu da bakmadım. Bana paranın emanet olduğunu ve CHP il binasının satın alınması için harcayacaklarını söyledi. Kendime ait aracımla tek başıma bir çanta para olduğu halde Fatih ağabeyimin attığı konuma gittim. Gittiğimde Fatih ağabey benden önce varmış bekliyordu. Ofiste başkaları da vardı. Ancak ben bu şahısların hiçbirini tanımıyorum. Bana verilen para çantasını ofiste Fatih ağabeye teslim ettim. Fatih ağabeyin bana ihtiyacı olabilir diye biraz bekledim. Yaklaşık yarım saat ofiste durduktan sonra tek başıma ayrıldım. CHP il binasının kimden hangi tarihte ve ne kadar bedelle satın alındığını bilmiyorum. Sadece benden yardım isteyen Fatih Keleş’i kırmayarak bir çanta parayı aldım ve onun dediği yere götürdüm. Üzerime atılı herhangi bir suçlamayı kabul etmiyorum. İsmim ve çalıştığım şirketin isminin soruşturma dosyasında geçmesinden rahatsızlık duymaktayım. Yardım isteme konusu ile ayrı araçlarla gitmemiz hususu arasında bir çelişki olduğunu düşünmüyorum. Muhtemelen kendisi 3-4 farklı para dolu çantayı sadece kendi arabasında taşımak istemedi ve bu nedenle bir tanesini benim taşımamı istedi’’ ifadelerini kullandı.