GÜNDEM - 10 Kasım 2019 Pazar 14:18

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Osmanlı iddialarına sert yanıt: 'Hepsi yalandır, iftiradır'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Osmanlı iddialarına sert yanıt: 'Hepsi yalandır, iftiradır'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son günlerde yine birileri ağızlarına sakız ettiler. Neymiş efendim Osmanlı’da okuma yazma oranı çok düşükmüş. Osmanlı’nın kendi silah sanayi yokmuş. Osmanlı yönetimi altındaki halklara zulmedilmiş. Hepsi de yalandır iftiradır" dedi.


"Tarihimiz bizim yörüngemizdir"

Bu hakikatler apaçık ortadayken sürekli olarak Osmanlı’ya hakareti ve aşağılamayı bir siyaset tarzı haline getirmenin ya cehalet ya gaflet ya da art niye olduğunu ifade eden Erdoğan, "Tarihimiz bizim yörüngemizdir. Yörüngeden çıkan bir gök cismi nasıl sonsuz karanlık içinde kaybolmaya mahkumsa toplumlar da öyledir. Türk milletini kendi tarihi yörüngesinden çıkarmak için geçmişiyle bağını kopartmaya çalışanların amacı da budur. Milletler ve devletler mezarlığı olan tarih, bunun sayısız örnekleriyle doludur. Allah’a şükür bu güne kadar milletimizi kadim yörüngesinden çıkartmaya kimse muvaffak olamadı" şeklinde konuştu.

"Hepsi de yalandır iftiradır"

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Son günlerde yine birileri ağızlarına sakız ettiler. Neymiş efendim Osmanlı’da okuma yazma oranı çok düşükmüş. Osmanlı’nın kendi silah sanayi yokmuş. Osmanlı yönetimi altındaki halklara zulmedilmiş. Hepsi de yalandır iftiradır. Her ülke ve toplum gibi elbette Osmanlının da eksikleri vardır. Bunların tespitini yapmak tarihçiler ve uzmanların işidir. Bize düşen görev ecdadımızın güçlü yönlerini kendi geleceğimizi aydınlatan bir ışık haline getirmektir. Bugün Afrika’nın derinliklerinden Balkanların uçlarına kadar Osmanlı coğrafyasının neresine giderseniz gidin derin bir muhabbetle karşılanıyorsanız ortada sıkı sıkıya sahiplenilecek bir miras var demektir."

"Türkiye düşmanlığı için malzeme üretenlerin geçmişleri soykırımla, sömürüyle, zulümle bezeli olduğu halde kendilerini tam tersi hikayelerle pazarlamaya çalışıyorlar" diyen Erdoğan, "Bizim ise var olan hakikatleri söylememize, anlatmamıza, nesilden nesile aktarmamıza dahi tahammül edemiyorlar. Ben gençliğimize sesleniyorum. Siz gururlu bir gençlik olmalısınız. Çünkü sizin gururlanacağınız bir ecdadınız var. Siz rastgele bir gençlik değilsiniz. Bizim kendileriyle iftihar edebileceğimiz bir ecdadımız var. Bugün 81 vilayetimiz tamamında eğer bugün tarihi görüyorsak, kültürü görüyorsak işte gidin Erzurum’a her yer tarih, gidin Mardin’e her yer tarih. İstanbul’u söylememe gerek var mı, her yer tarih. Tarihin nakşedilmediği bir şehrimiz neredeyse yok. Bunlarla gururlanmayalım da kimlerle gururlanalım" şeklinde konuştu.
Osmanlı’da okuma yazma bilmeyenlerin oranlarının yüksek olduğu yönündeki iddialara cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rahmetli Kemal Karpat hocamız başta olmak üzere liyakatlerine kimsenin itiraz edemeyeceği tarihçiler geçtiğimiz asrın başında Osmanlı’da okuma yazma bilenlerin oranının nüfusun yarısından fazla olduğunu belirtiyor. Bu, aynı dönemde bölgemizdeki Rusya, İspanya, İtalya başta olmak üzere pek çok ülkeyle karşılaştırıldığında yüksek bir oranı gösteriyor. Balkan Savaşlarıyla başlayan 1. Dünya Savaşı ve İstiklal Harbiyle devam eden süreçte maalesef bu okuryazar nüfusun büyük bölümünü kaybettik. Toplam nüfusumuzun bir kısmı da sınırlarımız dışında kaldı. Bir de buna Cumhuriyetle birlikte gerçekleştirilen harf devrimiyle her şeyin sıfırlandığını eklediğimizde elbette ülkemiz okuma yazma oranının çok düşük olduğu bir dönem yaşadı. Ama bunun suçunu Osmanlı’ya yükleme tam anlamıyla bir bühtandır" ifadelerini kullandı.

"Osmanlı’nın silah sanayisinin olmadığını iddia etmek kadar saçma bir iddia olamaz"

Osmanlı’nın silah sanayisinin olmadığının da koskoca bir yalan olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Coğrafyamızdaki 600 yıllık hükümdarlığı döneminde neredeyse savaşsız tek bir haftası olmayan Osmanlı’nın silah sanayisinin olmadığını iddia etmek kadar saçma bir iddia olamaz. Burada asırlar boyunca dünyaya top, tüfek, gemi başta olmak üzere silah sanayi ihracatı yapan bir ülkeden bahsediyorum. Osmanlı’nın İstanbul’un fethi başta olmak üzere tüm önemli savaşlarını silah sanayisindeki yenilikçiliğine, üstünlüğüne bağlı olduğunu anlamak için ilk öğretim düzeyinde bir tarih bilgisi dahi yeterlidir. Sorun Osmanlı’nın 18. yüzyıldan sonra bu alandaki öncülüğünü ve üstünlüğünü korumayı başaramamış olmasıdır. Hiç olmamasından değil üstünlüğün kaybedilmesinden söz ediyorum" dedi.

"Bunlar gaz ocağı fabrikasına, soba fabrikasına dönüştürüldü"

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tek parti yönetimi şayet Nuri Demirağ’ın Kayseri’ye kurduğu uçak fabrikası, Nuri Killigil’in İstanbul’da kurduğu silah fabrikası gibi girişimlere sahip çıkmış olsaydı bugün Türkiye savunma sanayinde bambaşka bir yerde olurdu. Düşünebiliyor musunuz bunlar gaz ocağı fabrikasına dönüştürüldü, soba fabrikasına dönüştürüldü. Onlar bu şekilde ihanet ettiler. Biz ise 17 yılda ülkemiz savunma sanayiinde dışa bağımlılığını neredeyse tersine çeviriyoruz. Göreve geldiğimizde yerlilik yüzde 20’ydi, şimdi yüzde 70’i yerli hale geldi. Türkiye 2002 yılında toplam bütçesi 5.5 milyar dolar olan sadece 62 savunma sanayi projesine sahipti. Bugün Türkiye toplam bütçesi 60 milyar doları bulan ve yakında 75 milyar dolara ulaşacak olan 700 projeyle dünya çapında bir oyuncu haline geldi."

Erdoğan, "Sakarya’daki tank palet fabrikasında yapılan işletme hakkı sözleşmesini diline dolayanlar daha bu konunun ne anlama geldiğinden habersiz ve sürekli olarak ortalığı karıştırmaya gayret ediyorlar. Onlara sorun satış nedir, işletme devri nedir. Sakarya’daki bu tank palet fabrikasının satımı diye bir şey söz konusu değil tamamıyla BMC fabrikasının yüzde 50’si Katar’ın ortaklığında yüzde 50’si Türk ortaklar olmak üzere kurulan bu şirketle şu anda Karasu’da kendi fabrikalarını yapıyorlar, ayrıca yapılacak. Ve burada da o fabrikanın yapımıyla birlikte buranın işletmesi alınmak suretle bu süreç devam ediyor. Dürüst olun samimi olun milleti aldatmak yoluna gitmeyin. Biz netice diyoruz ama siz farklı yaklaşıyorsunuz. Şöyle etraflarına baksalar hakikatleri görecekler. Şayet gayet göz kamaştırıcı ise hakikatle yüzleşmek işlerine gelmiyor. Biz Cumhuriyete sahip çıkmak ve Cumhuriyeti bize emanet edenlere layık olmak için her alanda gece gündüz çalışıyoruz. İnşallah ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırarak dünyanın en üst ligine çıkartmakta kararlıyız. Atatürk’ü anlamak da anmak da böyle olur, lafla değil" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla MSKÜ’de Turizm Haftası açılış etkinliği düzenlendi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde (MSKÜ) 15-22 Nisan Turizm Haftası dolayısıyla bir dizi açılış programı gerçekleştirildi. MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar, eski çağlarda yaşayan insanların kutsal alanlara, çeşitli dini ve sağlık merkezlerine seyahat etmelerinin modern turizm sektörünün doğuşunda önemli bir temel olduğunu söyledi. “Üniversitemiz sürdürülebilir turizmi teşvik etmektedir” Rektör Kaçar, konuşmasında, “Üzerinde yaşadığımız Muğla’mız ve çevresi de antik çağlardan günümüze insanların inanç ve sağlık turizmi kapsamında hareket ettiği coğrafyadır. Muğla’mız genel manada büyüleyici doğal güzellikleri, iklimi, zengin tarihi ve kültürel mirası, muhafaza ettiği yerel özellikleri, tabiat varlıkları ve canlı turizm endüstrisi ile ülkemizin en nadide birkaç şehrinden birisidir. Muğla, hem ülkemizin en uzun kıyı şeridine sahip olmasıyla hem de coğrafyasını süsleyen antik ve İslami dönem eserleriyle dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerine, eğlence, doğa, kültür, gastronomi, inanç ve sağlık gibi birçok çeşitli deneyimlerin bir arada sunulduğu platformdur. Modern turizm elbette sadece yeni yerleri ziyaret etmek değil, aynı zamanda her destinasyonda karşılaştığımız canlı kültür, gelenek ve deneyime tanıklık ederek ufkumuzu ve anlayış kapasitemizi genişletmektir. Şehrimiz her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist çekerek yerel ve ulusal ekonomimize hayat veren bir bacasız sanayi merkezidir” dedi. “Biz üniversite olarak araştırmalar yapmakla mükellefiz” “Üniversitemiz eğitim ve araştırma başta olmak üzere çeşitli araçlarla sürdürülebilir turizmi teşvik etmektedir” diyen Rektör Kaçar, “Kampüsümüzde bulunan Turizm Fakültemizin yanı sıra, Datça, Fethiye, Ortaca’da, Marmaris’te ve Menteşe merkezde bulunan yüksekokul ve bölümlerimiz sadece verdiği eğitim sayesinde değil, yürüttüğü akademik ve kültürel projelerle de ülke turizminin rafine edilmesine katkılar sunmaktadır. Biz üniversite olarak, turizm sektöründe yeni ortaya çıkan trendleri, teknolojileri ve iyi uygulamaları tespit ederek, turizm endüstrisinin yenilmesine ve gelişmesine katkıda bulundurmak için araştırmalar yapmakla mükellefiz” “Muğla, Türkiye’nin en önemli 3 turizm destinasyonlarından birisi” Muğla Vali Yardımcısı Murat Sarı ise, “Muğla, Türkiye’nin en önemli 3 turizm destinasyonlarından birisi. Geçen sene yaklaşık 6 buçuk milyon yerli ve yabancı turisti misafir etmişiz. Valilik ve Kültür Bakanlığı dışında klasik turizmin dışında kültürel, gastro turizm, spor turizmi ve sağlık turizmi gibi konularda da değişik çalışmalarda bulunuyoruz. Hedefimiz bu çıtayı daha fazla yukarıya taşımak. Daha eko, daha sürdürülebilir, daha fazla gelir getiren turizm anlayışını benimseyerek bu çalışmaları sizlerle birlikte sürdürmek amacımız. Bunu tabi kamu olarak tek başımıza yapmayacağız. Hem turizm profesörlerinin katkıları hem sektördeki arkadaşlarımız hem de üniversitemizin akademik katkılarıyla bu çalışmaları devam ettireceğiz. Turizm Haftasındaki çalışmaların önemli bir kilometre taşı olacak diye değerlendiriyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Ordu Başkan Tavlı: “Yeni dönem Ünye’mize hayırlı olsun” Ordu’nun Ünye ilçesinde, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi sonrası, Belediye Meclisi ilk toplantını gerçekleştirdi. Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, “Seçim sürecinin ardından Ünye’mize hizmet etmek için vatandaşlarımızın teveccühü ile göreve seçildik. Yeni dönemin Ünye’mize ve ilimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Ünye Belediye Meclisi yeni dönemin ilk toplantısını gerçekleştirdi. Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı başkanlığında toplanan üyeler, gündemdeki maddeleri görüştü. İlk toplantıda komisyonlarda görev alacak meclis üyeleri belirlendi. Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, toplantı öncesi yaptığı konuşmada hayatını kaybeden Öğretim Görevlisi Ahmet Birben’in vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Yeni döneme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Başkan Tavlı, “2024 gibi seçimlerini kazasız belasız bir şekilde tamamlayarak hemşerilerimizin teveccühü ve takdiri çerçevesinde oluşan meclisle birlikte inşallah şehrimize hep birlikte bir önceki dönemdeki anlayışla birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu içerisinde hizmet edeceğiz. Ünye‘nin meselelerini geçmişte olduğu gibi birlik ve beraberlik içerisinde meclis ile birlikte şeffaf bir yönetim anlayışıyla çalışarak, sorunların çözümü noktasında irademizi yine ortaya koyacağız. Cumhurbaşkanımızın tensipleri ve kıymetli milletvekillerimizin destekleriyle adaylık sürecimde ve sonrasında hemşerilerimizin bizlere olan teveccühü ile beraber yeniden Ünye’miz için görev yapmaya devam ediyoruz. Burada geçmiş dönemde yapılan işlerimizde de başta Meclis Başkanımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Mehmet Hilmi Güler ile beraber bu memlekete gereken hizmetlerin daha iyi bir şekilde kazandırılması için Türkiye’nin yeni yüzyılı hizmetlerinden Ordu’nun ve Ünye‘nin de nasiplenmesi için elbirliği ile çalışacağımızı ifade etmek istiyorum. Şimdiden yapacağımız çalışmaların memleketimize hayırlı olmasını diliyorum. 2019’dan 2024’e gelinen süreçte hiçbir işe bulaşmadan bu memlekete hizmet ettiysek, 2029 yılına kadar burada hep birlikte Allah bu hizmetleri aynı anlayış ve aynı zihniyet çerçevesinde yürütmeyi nasip etsin” diye konuştu. Toplantıda, komisyonlarda yer alacak meclis üyeleri ile imar komisyon üyeleri de belirlendi. Seçimlerin ardından diğer gündem maddeleri görüşüldü.
İstanbul Hasan Arat: “Aklıselim bir karar alınarak, seçim süreci hızlandırılmalıdır” Beşiktaş Kulübü Başkanı Hasan Arat, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) 18 Temmuz olarak açıkladığı seçimli genel kurul toplantısının daha yakın bir tarihte ve çok adaylı olarak yapılması gerektiğini söyledi. Kulüpler Birliği Vakfı, TFF’nin 18 Temmuz olarak açıkladığı seçimli genel kurul toplantısının daha erken bir tarihe alınmasıyla ilgili vakfın Maslak’ta bulunan ofisinde bir araya geldi. Toplantı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Beşiktaş Kulübü Başkanı Hasan Arat, “Beşiktaş Kulübü olarak seçim tarihi açıklandığından itibaren bu tarihin çok geç olacağını gerekçelerle bildirdik. Bu konuda da ısrarcıyız. Çünkü ligin başlamasına çok az bir süre kala genel kurulun yapılması, kurulların oluşturulması problemlerin çözülmesi gibi birçok sorunlar var. Bugün burada Kulüpler Birliği, aklıselim bir karar alarak bu seçimi hızlandırmalıdır. Seçim bir an evvel yapılmalıdır. Türk futbolu açısından bu durum son derece kritik bir virajdır. Bu yapılanmanın Türk futboluna zararı değil faydası olur. Çünkü çekilen sıkıntılar giderek artıyor” diye konuştu. “Adaylar tarafsızlık sözü vermelidir” Seçimde aday olacak kişilerin kulüplerle bağlarını koparmaları gerektiğini vurgulayan Başkan Hasan Arat, “Demokratik bir seçim olması lazım. Çok adaylı seçimlerde her zaman fayda vardır. Sonrasında da kurulların demokratik seçilmesinin önünü açmamız gerekmekte. Bu seçimde aday olacak başkan adayları, mutlaka bir kulübün sempatizanı veya üyesidir. Adaylık sürecinde kulüplerinde üyeliklerini mutlaka dondurmalıdır ve tarafsızlık sözü vermelidir. Bunu çok çağdaş bir şekilde yapabileceğimizi düşünüyorum. Yapmamız gerekiyor. Çünkü Türkiye, özellikle son 4 ayda dünyada iyi bir izlenim vermiyor. Bu resmi hep birlikte düzeltebiliriz. Demokratik yollarla gelecek bir başkan ve heyetin tüm kulüplerin de desteğiyle, alt liglerdeki takımları da çok ciddi benimseyerek bir birlik ve beraberlik oluşturmalılar. Biz Beşiktaş Kulübü olarak baştan beri söylemlerimiz aynıdır. Geri adım atmayacağız. Bütün dünya Türkiye’de yaşananları görüyor. Bu durumun savunulacak bir yanı kalmadı artık. Gelinen nokta çok kritik. Avrupa’da bu kadar sıkıntılı bir sürecin olduğunu söyleyebilir miyiz? Türkiye buna layık değil. Ülke olarak daha iyilerine layığız. Bu iş sadece stadyum yapmakla, iyi takım kurmakla olmuyor. Hepimiz elimizi taşın altına koyarak, aday olacak kişileri gözden geçirmemiz gerekiyor” açıklamalarında bulundu. “Kullanılan hak, mutlaka doğru bir haktır” Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in imza kampanyasına karşı tutumunun hatırlatılması üzerine Başkan Arat, “Demokrasilerde doğru yol, herkesin mutlaka kendi düşüncesini söylemesiyle olur. Tüzük bunu kulüplere bir hak olarak veriyorsa, kulüpler bu haklarını kullanır. Hangi yolun doğru, hangi yolun yanlış olduğunu kulüpler belirler. Beşiktaş olarak biz her zaman bu konuda öncülük yapmaya hazırız. Ama doğru yolun hangisi olduğunu içerideki kulüpler ve oy hakkı olan insanlar verecektir. Çünkü tüzük gereği onlar haklarını kullanıyorlar. Kullanılan hak, mutlaka doğru bir haktır” ifadelerini kullandı. “Önemli olan Türk futboludur” Aday olacak kişilerin vizyonlu ve Türk futboluna yarar sağlayacak kişiler olması gerektiğini dile getiren Başkan Arat, “Beşiktaş Jimnastik Kulübü, kulüp farkı gözetmeksizin üzerindeki formayı aday olduğu andan itibaren çıkartan, uluslararası niteliğe sahip, Türk futbolunu daha iyi yerlere götürecek her türlü adaya destek olur. O yüzden kişiler burada çok da önemli değil. Önemli olan Türk futboludur. Biz bunu düzeltmek için her türlü öncülüğü yapacağız” diyerek sözlerini tamamladı.