GÜNDEM - 15 Temmuz 2019 Pazartesi 17:58

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan S-400 açıklaması

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan S-400 açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişimi sırasında uçak ve helikopterlerden atılan bombalar sonucu hasar gören Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün yerine yapılan yeni hizmet binasının açılış törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, S-400 konusuna değinerek ' Şimdi hedef ortak üretimi Rusya ile beraber yapmak' dedi.

15 Temmuz gecesi polis teşkilatının vatandaşla sırt sırda vererek tarih yazdığını kaydeden Erdoğan, “Kimi zaman 3-5 gözü pek polisimiz FETÖ’cü alçaklar tarafından işgal edilen bazı yerleri kısa sürede kurtararak darbenin bastırılmasında büyük başarı elde ettiler. Özel harekatçılarımız yetişebildikleri her yerde darbecilere kök söktürdüler. Turgut Aslan kardeşimiz bu mücadelede önde gelenlerden bir tanesi oldu ve kendisini burada dinlerken hala yüreğinden gelen ifadeleri de duydunuz. Bizim polisimiz bu. Kendilerine bir kez daha yürekten şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Özellikle o gece burada Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde FETÖ’cülerin her türlü ihanetine direnen tüm yiğitlere ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. 15 Temmuz gecesi darbecilerin hedef tahtasına koyduğu kurumlardan ilki emniyet teşkilatımızdı. Gölbaşı’ndaki Özel Harekat Başkanlığımızla beraber Ankara Emniyet Müdürlüğümüz gece boyunca FETÖ’cü alçaklar tarafından ağır saldırıya maruz kaldı. Ortaya çıkan her görüntü, her kayıt o gece burada yaşanan vahşetin boyutlarını bizlere tekrar hatırlatıyor. Bu hainlerin gözlerini kendi meslektaşlarına karşı vurun, öldürün, üzerine sıkın diyecek kadar kin bürümüştü. Acımasızca şehit ettikleri sivilleri yerde sürükleyecek bir de fotoğraflarını çekecek kadar insanlıktan çıkmışlardı. FETÖ’cülerin bu kin ve nefretinden Ankara Emniyetimiz de nasibini aldı. Tanklarla kuşatılan, helikopterlerle taranan, uçakla bombalanan bu bina oluşan tahribat sebebiyle artık kullanılamaz hale gelmişti. Ne yaptılar? Sakalımızı kestiler ama kesilen sakal çok daha gür bitti. Biz ise onların kollarını kestik. Kolay kolay bir daha ayağa kalkamayacaklar. Yaklaşık 1,5 yıllık yoğun bir çalışmanın ardından toplam kullanım alanı 32 bin metrekare olan yeni binamızı tamamladık. Ankara biliyorsunuz aynı zamanda bir Selçuklu şehridir. Dedik ki Selçuklu mimarisi Ankara Emniyet Müdürlüğü binamıza hakim olsun. Sadece o değil, aynı zamanda burada akıllı bir bina olsun, modern bir bina olsun. 3 özelliği taşısın dedik ve bu özellikle şu anda Ankara Emniyet Müdürlüğü binası yapıldı. Bu güzel bina öncelikle sizin fedakarlığının bir timsalidir. Bu bina aynı zamanda polisiyle, istihbaratçısıyla, askeriyle, siviliyle 15 Temmuz gecesi FETÖ’cülere karşı verdiğimiz mücadelenin de sembolüdür. Ankara Emniyet Müdürlüğümüz bu eserin ruhuna ve temsil ettiği değerlere uygun şekilde insanımıza hizmet etmeyi sürdürecektir” ifadelerini kullandı. 

“82 milyonun tamamının şehit ve gazilerimize can borcu vardır” 

“Türk demokrasisinin kazanımlarına gerektiğinde canı pahasına sahip çıkan kurumlarımız olduğu müddetçe hiç kimse bu millete diz çöktüremeyecektir” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Milletine ve devletine bağlı askerlerimiz, polislerimiz, istihbaratçılarımız olduğu müddetçe hiçbir güç bir daha asla 15 Temmuz benzeri işgal girişimlerine teşebbüs edemeyecektir. Biz şehitleriyle yaşayan, var olan bir milletiz. Dünyanın 34 farklı ülkesinde 78 şehitliğe sahip bir milletin ferdi olmaktan daima gurur duyduk. Anadolu bize aziz şehitlerimizin mübarek kanlarıyla vatan kılınmıştır. Bu topraklar bize şehit ve gazilerimizin emanetidir. Her karışında bir aslanın yattığı bu topraklar aynı zamanda dünyanın en büyük şehitliğidir. Türkiye dün olduğu gibi bugün de şehit ve gazilerinin fedakarlıkları sayesinde dimdik ayaktadır. Bunun için 82 milyonun tamamının şehit ve gazilerimize can borcu vardır. Bu borcu maddiyatla ödemenin mümkün olmadığı biliyoruz. Hiçbir maddi imkan şehit ve gazilerimizin fedakarlıklarının karşılığı olamaz. Bu borcu ancak bir nebze de olsa şehitlerimizin uğruna canlarını fedakar ettikleri mukaddes değerlere sahip çıkarak ödeyebiliriz. Onların çarpıştıkları hatta ölümü göze aldıkları vatan, millet, ezan gibi ortak hasretlerimizi yücelterek ruhlarını şad edebiliriz. Çalışmalarımızı da bu hassasiyetle yürütüyoruz” diye konuştu.

“Nisan 2020’de son noktayı koyuyoruz” 

Türkiye’yi, güvenlikte, ekonomide, savunma sanayinde, dış politikada çok daha ileriye taşıyacak adımları attıklarını kaydeden Erdoğan, S-400 füze ve savunma sisteminin teslimatı ile ilgili, şunları dedi:
“Şu anda S-400’lerimizi almaya başladık. Alamazlar, dediler. Onları bir yere yerleştiremez, dediler. Almanız doğru olmaz, dediler ve bugün itibariyle 8. uçakta geldi. O da içindekileri boşaltmaya başladı. İnşallah Nisan 2020’de son noktayı koyuyoruz. Bununla birlikte hava savunma sistemlerimizde dünyada sayılı ülkeler haline geliyoruz. Şimdi hedef ortak üretimi Rusya ile beraber yapmak. Bunu yapacağız. Daha ileriye gideceğiz.”

“15 Temmuz benzeri ihanetler yaşamamak için gereken tedbiri alıyoruz” 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi tarihi nitelikte reformlarla milli iradenin önündeki engelleri kaldırarak Türkiye’yi demokrasi liginde zirveye taşımanın mücadelesini verdiklerinin vurgulayan Erdoğan, “Bunun yanında bir daha 15 Temmuz benzeri ihanetler yaşamamak için gereken tedbiri alıyoruz. Liyakat, ehliyet ve adalet ilkelerine göre millete ve memlekete sadakat çerçevesinde devletimizin kurumlarını yeniden yapılandırıyoruz. Devletimizi ve milletimizi bünyesine sızmış FETÖ’cü teröristlerden arındırma sürecini 15 Temmuz ihanetinden çok daha önce 17-25 Aralık girişiminin hemen ardından başlatmıştık. Birileri o günlerde FETÖ’nün paçavraları önünde nöbet tutarken, grup kürsülerini FETÖ’nün propaganda aracı haline getirirken biz FETÖ’nün ipliğini pazara çıkarıyorduk. 15 Temmuz darbesi öncesinde emniyet ve yargı teşkilatımız içinde FETÖ ile mücadele noktasında önemli adımlar attık. Polis Akademisi gibi bir dönem adeta FETÖ’nün yuvası haline dönüşmüş kurumları aslına uygun şekilde yapılandırdık. Milletin emaneti silahları millete karşı kullanmaktan çekinmeyen örgütün gizli haberleşme araçlarını kullanan şahısları tespit ettik ve bunların emniyet teşkilatımızla ilişiğini kestik. Bu kapsamda 30 bin 714 FETÖ’cü teşkilattan ihraç edilirken, bin 801 kişi de görevden uzaklaştırılmıştır. FETÖ’cülerin temizlenmesi ile ortaya bir boşluk çıkmaması için gereken tedbirleri aldık. 2017 yılında 2 bin 854 komiser yardımcısı ve 21 bin 846 polis memuru, 2018 yılında 3 bin 26 komiser yardımcısı ve 25 bin 373 polis memuru, 2019 yılında ise 2 bin 500 polis memuru göreve başladı. Ayrıca 19 bin 538 çarşı ve mahalle bekçisi vazife başı yaptı. Böylece emniyet teşkilatımız sadece iç disiplin ve görev bilinci bakımından değil personel sayısı itibariyle de 15 Temmuz öncesinden daha güçlü bir konuma gelmiştir” açıklamasını yaptı.

“Asıl sorumluluğumuz FETÖ’yü doğuran ve besleyen ekosistemi yok etmektir” 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sonlandırdı: 

“Bir Müslüman bir kez ısırıldığı delikten ikinci defa ısırılmaz. Birileri bunu istismar edebilir. Bizim de geçmiş itibariyle bunlara karşı eksiklerimiz, hatalarımız olmuş olabilir. Ama o delikten bir kez daha sokulmamayı 2010 itibariyle ortaya koyduk ve gereğini de yapıyoruz. Basiret ve feraset sahibi olmak aynı hataları tekrarlamamayı gerektirir. Kamu kurumlarını FETÖ’den ve diğer terör örgütü sempatizanlarından arındırmak kadar devletin içinde bir daha böyle yapılar oluşmasının önüne geçmekte önemlidir. Bizim asıl sorumluluğumuz FETÖ’yü doğuran ve besleyen ekosistemi yok etmektir. Bunun yolu da şeffaflıktan, ehliyet ve liyakate dayalı bir sistemi inşa etmekten geçiyor. Maalesef ülkemiz geçmişte ayrımcılığın hüküm sürdüğü bazı kurumların kapılarının toplumumuzun ekseriyetine kapatıldığı dönemler yaşamıştır. Belli bir hayat tarzına, ideolojiye, dış görünüşe sahip olmayan vatandaşlarımız sırf bu farklılıklarından dolayı ötelenmiş, dışlanmıştır. Kimi yerlerde adeta kurumsal bir kimlik kazanan bu ayrımcılık FETÖ’ye de istismar edeceği mümbit bir zemin sunmuştur. FETÖ, 1970’lerden beri devletle millet arasında oluşan fay hatlarını kullanarak buralardan sızarak toplumumuza sirayet etmiştir. Bu ihanet çetesiyle mücadele ederken FETÖ’yü besleyen ve büyüten hataların da tamamen ortadan kaldırılması da şarttır. Bugün atılan adımların kalıcılığı bu alanlarda elde edilecek başarıya bağlıdır. Adalet, liyakat, hukuk ve demokrasi sütunları üzerinde yükselen bir yapıyı çökertebilecek hiçbir sinsi güç yoktur. Biz de bu anlayışla devletle millet arasındaki bağları yeniden tahkim ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin sadece belli kesimlerin değil 82 milyonun her bir ferdinin sahipleneceği bir devlet haline getirmeye çalışıyoruz. Hiçbir vatandaşımızın kendini dışlanmış, ötekileşmiş hissetmeyeceği kuşatıcı, kucaklayıcı bir sistemi ülkemize kazandırmanın gayretindeyiz. Milli iradeyi esas alan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu bakımdan siyasi tarihimiz boyunca bu yönde atılmış en büyük adımdır. Hizipçilik, ekipçilik, dar kadroculuk gibi bürokratik oligarşiye yol açan tüm hastalıkları bu milletin gündeminden kalıcı olarak çıkartacağız. Polis teşkilatımızın en altından en tepesine kadar tüm kademelerindeki terfileri de yine böyle bir hassasiyetle şekillendiriyoruz. Hangi görünüm, hangi iddia, hangi kisve altında olursa olsun kendini devletin ve milletin menfaatlerinin üstünde gören hiçbir anlayışın bir daha buralarda hakim olmasına izin vermeyeceğiz. Sizler Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin polislerisiniz. Sizler gerektiğinde canlarınız pahasına bu ülkenin birliğini, beraberliğini, bağımsızlığını, huzurunu korumakla mükellefsiniz. Sizler ve bizler hep birlikte tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyerek geleceği yürüyeceğiz. Görevinizi yaparken arkanızda devletin ve milletin, elbette bunların temsilcisi olan cumhurbaşkanının bulunduğunu unutmayınız. Rabbim sizleri her türlü ihanetten, her türlü şer niyetten korusun. 15 Temmuz gecesi 63’ü polis, 5’i asker, 183’ü sivil olmak üzere toplam 251 vatandaşımızı şehit verdik. Sadece Ankara Emniyet Müdürlüğü çevresinde 10 kardeşimiz şehadete yürüdü. O gece ayrıca 2 bin 132 insanımızda gazilik payesiyle şereflendi. Milleti bayrağı vatanı devleti için hayatlarını feda eden aziz şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”

Ankara Emniyet Müdürlüğü yeni hizmet binasının açılış törenine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Bakanlar ve Milletvekilleri katıldı.

Törende, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında cuntacılar tarafından başından vurularak yaralanan Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanı Turgut Aslan’ın yanında oturan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aslan ile bir süre muhabbet etti.  

İlker Turak - Derya Yetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Leylek Ormanı şenlendi: 7 bin kilometre uçup geldiler Afrika’dan 7 bin kilometre yol kat ederek Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’ne gelen leylekler, apartmanı andıran ‘Leylek Ormanı’na yerleşti. Leyleklerin, Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti sınırları içerisinde Samsun Bafra Doğanca Mahallesi mevkisinde ağaçlarda oluşturdukları kat kat yuvalar adeta leylek apartmanını andırıyor. Leylek Ormanı’na dişilerinden önce gelen ve yuvalarını tamir eden erkek leyleklerden sonra dişi leylekler de geldi. Bölgede 5 ay kalacak leylekler yavrularını büyüttükten sonra ağustos ayı sonunda daha sıcak ülkelere uçacaklar. Leylek Ormanı’nı gezen emekli öğretmen Nejdet Sungur, “Hobi olarak boş zamanlarımda 7- 8 yıldır kuş fotoğrafçılığı yapıyorum. Havalar güzel olduğu zamanlarda genelde bu bölgeye geliyorum, kuşların fotoğrafını çekiyorum. Leylekler benim de takip ettiğim kuşlardan birisi. Özellikle yavrularını besleme anları da çok güzel. Buradaki kuleye çıkarak yavrularının beslenmesi izlenebildiği için çok keyifli oluyor. Burası Samsun halkı için çok güzel bir nimet. Normalde leyleklerin yuvası yukarıda olduğu için aşağıdan o yavrularını besleme ya da birlikte vakit geçirme çok görünmüyor. Kuleye çıkarak yuvaların içerisi görülüyor. Böylece o güzel anlara şahit olmak mümkün oluyor. Herkese tavsiye ediyorum, insanlarımızın doğaya çıkıp buraya gelip bu güzellikleri görmesi iyi olur diye düşünüyorum” dedi.
İstanbul Yurtta hava durumu Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, Marmara (Balıkesir hariç), Doğu Akdeniz,İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Ordu çevrelerinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yurdun doğu kesimlerinde kuvvetli olması beklenen yağışların genellikle yağmur ve sağanak, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunun karla karışık yağmur ve kar yağışı şeklinde görüleceği, yağışların Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusu ile Gümüşhane ve Rize’de kuvvetli , yükseklerinde kuvvetli karla karışık yağmur ve kar, Hakkari, Van’ın güneyi ile ve Şırnak’ın doğusunda yoğun karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde Marmara ve Batı Karandeniz’de pus ve yer yer sis, doğu kesimlerde buzlanma ve don olayı görüleceği tahmin ediliyor. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda çığ tehlikesi bulunmaktadır. Hava sıcaklığı: Doğu Karadeniz’de 1 ila 3 derece artacağı, batı kesimlerde 2 ila 4 derece artacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik beklenmiyor. Rüzgar: Yurdun batı kesimlerinde kuzeyli, doğu kesimlerinde güney ve doğulu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı, yer yer çok bulutlu 15 İstanbul: Parçalı ve az bulutlu, zamanla çok bulutlu, akşam saatlerinden sonra aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı 15 İzmir: Parçalı ve az bulutlu 19 Adana: Parçalı, yer yer çok bulutlu, akşam saatlerine kadar aralıklı sağanak yağışlı 22 Antalya: Parçalı, yer yer çok bulutlu 24 Samsun: Parçalı ve çok bulutlu 14 Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı 12 Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı karla karışık yağmur ve kar yağışlı olması bekleniyor. Yağışların güneyinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor 3 Diyarbakır: Parçalı ve çok bulutlu, yerel kuvvetli olmak üzere aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı 13
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar: "Gıda ürünlerinde artan taklit üreticilerimiz için ekonomik kayıplara sebep oluyor" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Gıda ürünlerinde artan taklit ve tağşiş üreticilerimiz için ekonomik kayıplara sebep oluyor ve bu durum ihracatımızı da olumsuz etkiliyor” dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı görüntülü basın açıklaması gıda ürünlerinde yaşanan taklit ve tağşiş konusunda uyarılarda bulundu. “Geçtiğimiz yıl Dünya Gıda Fiyat Endeksi yaklaşık yüzde 10 gerilerken ülkemizde 2023 yılı Aralık ayında gıda fiyat endeksi yıllık bazda yüzde 72 oranında arttı” diyen Bayraktar, “2024 yılının ocak ayında aylık yüzde 5,1, artan endeks şubat ayında aylık yüzde 8,2 artarak yıllık yüzde 71,1 seviyesinde gerçekleşti. Tüketici, artan enflasyonun etkisini en fazla gıda fiyatlarında hissediyor” ifadesini kullandı. Hızla yükselen gıda fiyatlarının mutfak harcamalarını artırdığını söyleyen Bayraktar, alım gücünün azaldığını belirterek, “Bu nedenle evdeki hesabın markete uymadığı, gıda fiyatlarının gündemden düşmediği bir dönemdeyiz. Gıda fiyatlarının artmasıyla alım gücü düşen tüketiciler daha ucuz ürünlere yöneliyor. Bu durumu fırsat bilen bazı satıcılar gıda ürünlerinde hile ve sahtekarlığa daha fazla başvuruyor. Gerek merdiven altı yapılan üretimlerle gerekse taklit ve tağşiş yöntemiyle sözde ‘uygun fiyat’ adı altında satışa sunuluyor” açıklamasında bulundu. Ramazan ayı öncesi üretici ve market fiyat çalışmasında zeytinyağının üreticideki bir litre fiyatın 303 lirayken markette 5 litrelik fiyatın bin 710 lira olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Buna rağmen farklı adlar altında satılan 5 litrelik zeytinyağı internette 415 liraya kadar düşük fiyatlara satılıyor. Çiçek balında 2023 yılı üretim maliyeti Üretici Birliği tarafından en az 111 lira olarak belirlendi. Bilindik markalar 300 ile 500 lira arasında 1 kilogram çiçek balını satışa sunarken internette 1 kilogram çiçek balının 140 liraya satıldığını görüyoruz.” “İnternet yoluyla satılan ürünlerin tüketicilerimizin sağlığını tehdit eder hale geldi” Süt ürünlerinde de benzer tablo olduğunu anlatan Bayraktar, “Üretici fiyatları ortadayken özellikle internet yoluyla satılan ürünlerin fiyatlarının bu kadar düşük olması akıllara doğrudan taklit ve tağşişi getiriyor. Maliyetleri düşürmek amacıyla yapılan taklit ve tağşiş artık tüketicilerimizin sağlığını tehdit eder hale geldi” ifadelerini kullandı. “Gıda ürünlerinde artan taklit üreticilerimiz için ekonomik kayıplara sebep oluyor” Artan gıda fiyatlarının üretim yapmayı zorlaştırdığına işaret eden Bayraktar, şöyle konuştu: “Gıda ürünlerinde artan taklit ve tağşiş üreticilerimiz için ekonomik kayıplara sebep oluyor ve bu durum ihracatımızı da olumsuz etkiliyor. Üreticilerimizin bin bir emekle ürettiği ürünlerini her türlü hile ve sahtekârlığa karşı korumak zorundayız. Bu sebeple taklit ve tağşişli ürünlere karşı hem üreticilerimizin emeğini korumak hem de tüketicilerimizi bilgilendirmek adına uyarılarımızı yapmaya devam ediyoruz.” “Sofralarda en çok tüketilen ve sağlıklı beslenmenin temelini oluşturan zeytinyağı, tereyağı, bal ve peynir taklit ve tağşiş yapılan ürünlerin başında geliyor. Tüketicilerin dengeli beslenmesinde önemli yeri olan ürünlerde taklit ve tağşişin artması sağlık sorunlarına neden olurken, güvenilir gıdaya ulaşma endişesi de artıyor” diyen Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Protein kaynağı olan peynirde, süt yağı haricinde başka yağların kullanımı, koyun ve keçi peynirlerine inek sütü karıştırılması, ürün yapısını sertleştirmek için nişasta kullanımı, küf ve maya oluşumunu engellemek amacıyla yasaklı madde kullanımı gibi yollara başvuruluyor. Tereyağında süt kremasına bazı bitkisel ve hayvansal yağların ilavesinin yanı sıra üretilen tereyağlarının gerçeğe yakın görünmesi için sarı renkli gıda boyası ilavesi yapılıyor.” “Sahte balların üretildiği de biliniyor” Zeytinyağında ise içeriğinin belli olmayan yağların katılması gibi birçok farklı taklit ve tağşiş olduğunu ifade eden Bayraktar, “Balda, üretim aşamasından sonra şurupların katılması, farklı özellikteki kalitesiz balların karıştırılması, düşük rutubet içeriğine sahip ballara su katılması gibi tağşişler oldukça yaygındır. Ayrıca, arının hiçbir katkısı olmadan tamamen kimyasal yolla, değişik şeker şuruplarından fabrikalarda veya merdiven altı işletmelerde içeriği belli olmayan sahte balların üretildiği de biliniyor” diye konuştu. Taklit ve tağşişli ürün artışını engellemenin herkesin görevi olduğunu aktaran Bayraktar, “Tarım sektöründe örgütlenme özellikle üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve üreticilerimizin daha kolay ürünlerini pazarlayabilmesi bakımından oldukça önemlidir. Tüketicilerin, küçük üreticilerimizin emeklerini koruyan hakiki ürünleri sofralara ulaştıran birlikler ve kooperatiflerin ürünlerini tercih etmeleri yararlarına olacaktır” ifadesini kullandı. “Sahtekarlık yapan firmaların kamuoyuna ifşa edilmesi” Taklit ve tağşişli ürünlerin tüketiciler tarafından anlaşılması çoğu zaman mümkün olmadığını söyleyen Bayraktar, sahte ürünlerin ancak laboratuvarlarda analiz tespiti yapılabildiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Mübarek Ramazan ayının içinde olduğumuz bugünlerde taklit ve tağşişli gıda ürünlerine karşı denetimler sıklaşmalı ve kesilen cezalar caydırıcı olmalıdır. Sahtekarlık yapan firmaların kamuoyuna ifşa edilmesi, gerekirse kapatılması ve her türlü faaliyetten men edilmesi gerekiyor. Tüketicilerin de bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor. Tüketicilerimiz, alışverişlerini yaparken güvenilir markaları tercih ederek anormal derecede düşük fiyatı olan ürünlerden kaçınmalı, şüpheli gördükleri ürünleri yetkili makamlara bildirmelidir. Yine internet üzerinden satışı yapılan gıda ürünlerine de ayrıca dikkat edilmesi gerekiyor. İnternet üzerinden satılan ürünlerin nerede üretildiği ve hangi koşullarda stoklandığı bilinmiyor. Bu nedenle insan sağlığı için tehdit teşkil eden bu ürünlerin daha sıkı denetlenmesi ve takip edilmesi büyük önem taşıyor.”