GÜNDEM - 03 Aralık 2020 Perşembe 17:51

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Uğur Şahin ve Özlem Türeci'ye tebrik

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Uğur Şahin ve Özlem Türeci'ye tebrik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu Kovid-19’la Mücadele Özel Oturumu’na video mesaj gönderdi. "Aşı çalışmalarında önemli bir başarıya imza atan oturuma da çevrimiçi iştirak eden BionTech kurucuları Prof. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci'yi huzurlarınızda şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum" dedi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Covid-19’la Mücadele Özel Oturumu'na bir video mesaj ile katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası toplumun 21’inci yüzyılın en büyük küresel imtihanıyla karşı karşıya olduğunu, bu zorlu dönemi aşabilmenin anahtarının uluslararası işbirliği ve küresel dayanışmaya bağlı olduğunu söyledi. Covid-19’la Mücadele Özel Oturumu'nun bu nedenle faydalı olduğunun altını çizen Erdoğan, Bağlantısızlar Hareketi Dönem Başkanı olarak bu girişime öncülük eden ve “Değerli Kardeşim” dediği Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır’a teşekkür etti.

“Bugüne kadar 156 ülkeye ve 9 uluslararası kuruluşa yardım sağladık”

Türkiye’nin salgının ilk günlerinden itibaren uluslararası toplumla işbirliği içinde hareket ettiğini belirten Erdoğan, “Birleşmiş Milletlerin yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü, G-20, MİKTA, Türk Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer uluslararası platformlardaki faaliyetlerde hep ön saflarda yer aldık. Bugüne kadar 156 ülkeye ve 9 uluslararası kuruluşa yardım sağladık” diye konuştu.

Türkiye’nin salgın şartlarında gıda güvenliği sorunu yaşayan ülke ve bölgelere destek olduğunu, yaşlılar, engelliler, kimsesiz çocuklar gibi dezavantajlı gruplara yönelik 16 ülkede özel programlar gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, “Gelişmekte olan bazı ülkelerde yerel kaynaklar kullanılarak kişisel koruyucu malzeme üretilmesine yönelik eğitim programları düzenliyoruz. Salgın nedeniyle ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalan bazı ülkelere bütçe desteği vermeye çalışıyoruz. Özel sektörümüz de kamusal alandaki çabalarımıza katkı sağlamaktadır. Bugüne kadar 50’yi aşkın Türk firması 20’nin üzerinde ülkenin salgınla mücadelesine çeşitli şekillerde destek olmuştur” şeklinde konuştu.

Dünyanın aşı üretimi kapsamında gelen haberlere ümit bağladığının altını çizen Erdoğan, aşı çalışmalarında önemli bir başarıya imza atan, oturuma da çevrimiçi iştirak eden BİYONTEK firmasının kurucuları Prof. Uğur Şahin’i ve Dr. Özlem Türeci’yi tebrik etti. Erdoğan, “Türkiye olarak yürüttüğümüz 12’si Dünya Sağlık Örgütü listesinde bulunan 16 aşı çalışmasından birinin insan denemelerine başlanmasından da büyük memnuniyet duyuyoruz. Ülkemizin öncülük ettiği çabalar neticesinde 2021 senesi Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı’ ilan edilmiştir. Bu kapsamda dünyanın dört bir yanında fedakârca görev yapan tüm sağlık çalışanlarına şükranlarımı iletiyorum. İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık Dünya Sağlık Örgütü Coğrafi Ayrık Ofisi Eylül ayında İstanbul’da açılmıştır. Türkiye’nin Dünya Sağlık Örgütünün çalışmalarına verdiği desteğin tezahürü olan bu ofis, salgınla yürütülen çabaları güçlendirecektir” dedi.

“Genel Kurulun güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum”

Türkiye olarak güçlü tarım, gıda ve imalat sektörü, şehir hastaneleri, tecrübeli ve özverili sağlık çalışanları, kuşatıcı sosyal güvenlik sisteminin bu süreçte ülkenin en önemli avantajları olduğunu kaydeden Erdoğan, tüm dünyada bu süreçten daha fazla etkilenen hassas gruplar olduğunu, tedbirlerin kapsayıcı olması, hassas ve dezavantajlı grupların ihtiyaçlarına özen gösterilmesinin elzem olduğuna işaret etti. Erdoğan, "Bunun bilinciyle kadınların, çocukların, yaşlıların ve engellilerin haklarının korunmasına özel önem atfediyoruz. Korumamız altındaki 3,6 milyon Suriyeli, ülkemizdeki sağlık hizmetlerinden aynı vatandaşlarımız gibi yararlanabiliyor” açıklamasında bulundu.

“Covid-19 hastalığının bir süre daha bizimle olacağının farkındayız” ifadelerini kullanan Erdoğan, son haftalarda dünya genelinde vaka, hasta ve vefat sayılarında yaşanan tırmanışın bu gerçeği herkese hatırlattığını belirtti. Erdoğan, “Bu süreçte sadece salgınla değil, aynı zamanda artan İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve ırkçılıkla da mücadele edilmesi gerekiyor. Malum, üyesi olduğumuz G-20 platformu tarafından başlatılan ‘Borç Erteleme Girişimi’ni başından beri destekledik. Sürdürülebilir tedarik zincirleri ve dağıtım ağları konusu dahil ‘yeni normal’e geçişi teminen çalışmalarımızı hızlandırmak mecburiyetinde olduğumuzu da hatırlatmak isterim” şeklinde konuştu.

Salgının hatırlattığı bir diğer hususun da Birleşmiş Milletler sisteminin günümüz tehdit ve ihtiyaçları ışığında reforma tabi tutulması gereği olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı:
“Birleşmiş Milletler sisteminin daha etkin, demokratik, adil ve şeffaf hale getirilmesi için Genel Kurulun güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Özel oturumun uluslararası toplumun salgına karşı yürüttüğü mücadeleye ivme kazandırmasını diliyorum.”

Derya Yetim
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dilan ve Engin Polat hakkında ara karar: Tutukluluk devam Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında mahkeme ara kararını açıkladı. Mahkeme, Dilan Engin ve Sezgin Polat’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dilan Polat kızına “seni çok seviyorum” diyerek ağladı. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan, Engin ve Sezgin Polat’ın ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine Küçükçekmece Adliyesi’nde devam edildi. Dilan ve Engin Polat çiftinin ardından savunma yapan Engin Polat’ın babası Sezgin Polat suçlamaları kabul etmeyerek “Banu hanımın iş yerinin kurşunlanmasıyla bir alakam yok” dedi. Banu Parlak’ın iş yerini kurşunlayan sanıklardan biri olan Nizamettin Bilgili ise, “Bu insanları burada ilk defa görüyorum. Olay günü evde alkollüydüm. Yunus Emre geldi. ‘İş yeri kurşunlanacak yapar mısın?’ dedi. Alkolün de etkisiyle çekindiğim için kabul ettim. Konumu alıp gittim. Silah ilkinde tutukluluk yaptı. 4 el ateş ettim” dedi. Tutuklu sanık Yunus Emre Yıldız ise, “Polat ismini sadece televizyondan biliyorum. Banu Parlak’ı da tanımam. Küçük yaşta babamı kaybettim. Evin yükü benim üstümdeydi. Bize hiçbir canlıya zarar gelmeyeceği söylendi. Sadece camların aşağı indirileceği söylendi. Bizim de paraya ihtiyacımız vardı. Bu işi sadece para için yaptık. Onu da elimize yüzümüze bulaştırdık” dedi. İfadelerin alınması sırasında Dilan Polat kızına dönüp “seni çok seviyorum” diyerek ağlamaya başladı. Sanıkların ardından müşteki Banu Parlak beyanda bulundu. Parlak şikayetinin devam ettiğini söyleyerek, dükkanının kurşunlandığı akşam Dilan Polat’ın kendisini aradığını anlattı. Banu Parlak, “Dilan bana, ‘Sıla’yı içeri aldılar. Engin’i ve beni de alacaklar bak yapma’ dedi. O gece benim dükkanım kurşunlandı. Story çekip dükkana gittiğimi söyledim. Tekrar kurşunlandı. Ben bu suçun mala zarar verme olduğunu düşünmüyorum” dedi. Engin Polat’ın kendisini tanımadığına yönelik ifadesine değinen Parlak, “Engin beni tanımadığını söylüyor ama bizim videolarımız var Engin’le birlikte mahkemeye sunabilirim” dedi. Dilan Polat ile 2019 yılına kadar arkadaş olduklarını söyleyen Banu Parlak, “Ben güzellik merkezi açınca bütün olaylar başladı. Bu kurşunlama olayından sonra benim dükkanlarım kapandı. Ben kendimden çok kızımın can güvenliğini düşünüyorum” dedi. Banu Parlak’ın beyanlarına karşı diyeceği sorulan Dilan Polat, “Ben şaşkınlık içerisinde izledim. Tamamen beni hedef gösterip karalama amaçlı böyle bir şey yaptığını düşünüyorum. 130 şube işleten göz önünde bir insanım” dedi. Engin Polat ise, “Benim hayatımın hiçbir zaman kıyısında köşesinde olan biri değil. Kendisi bizi hayatının merkezine koymuş. Ben kendisini tanımıyorum” dedi. Öte yandan müşteki beyanlarının ardından Dilan Polat duruşma salonunda kızına sarılarak ağladı. Duruşma hakimi Polat’a peçete verilmesini istedi. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı Barış Boyun, Batın Can Gökdemir ile Beratcan Gökdemir’in yakalama emirlerinin infazının beklenmesini ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Duruşmaya ara karar için ara verildi. Ara kararını açıklayan mahkeme, yakalama kararlarının ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dosyanın İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosya ile birleştirilmesine hükmedilerek duruşma ertelendi. Öte yandan tutukluluk devam kararını duyan Dilan Polat sinir krizi geçirdi. Polat ‘Nida’ diye çığlık atarak duruşma salonundan jandarma ile ayrıldı.
Bursa Yıldırım’da ‘Dönüşüme cam, doğaya can’ projesi hayata geçti Yıldırım Belediyesi, ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can Projesi’ çerçevesinde, 7 ayda 90 ton atık cam toplayarak bunları yeniden üretime kazandırdı. Yıldırım Belediyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayelerinde başlatılan ‘Sıfır Atık Projesi’ne tam destek veriyor.2019 yılından bu yana ilçe geneline yerleştirdiği 208 cam kumbarasından 6 bin ton atık cam toplayan Yıldırım Belediyesi, vatandaşlarda farkındalık oluşturacak bir projeye imza attı. Eylül ayında hayata geçirilen ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can Projesi’ çerçevesinde ilçedeki kahvehane, çay ocağı ve kafeteryalarda sıfır atık masaları oluşturuldu. İşletme sahipleri ve vatandaşlar sıfır atık konusunda bilgilendirilirken cam atığı toplayan işletmelere masa örtüsü, çay, kesme şeker, çay bardağı gibi hediyeler veriliyor. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ekipleri tarafından belli periyotlarla toplanılan atık camlar geri dönüşüme kazandırılıyor. 90 ton atık cam dönüştürüldü İlçenin dört bir yanına yerleştirilen atık cam kumbaraları ve gerçekleştirilen kampanyalar ile çalışmaların kesintisiz devam ettiğini söyleyen Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Atıkları kaynağında ayrıştırma noktasında gerek belediyemizde gerekse düzenlediğimiz kampanyalarla ilçemizde önemli çalışmalar yürütüyoruz. ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can’ sloganıyla hayata geçirdiğimiz proje çerçevesinde 240 işletmeye 4 bin 700 masa örtüsü dağıtımı gerçekleştirdik ve hemşehrilerimizi proje ile ilgili bilgilendirdik. İlerleyen süreçte projemizi sitelerimizde de devam ettireceğiz. Cam doğada 4 bin yılda yok olmakta. Gelecek nesillere daha yaşanılır bir kent bırakmak adına hayata geçirdiğimiz projemiz ile 7 ayda 90 ton cam atığını toplayarak geri dönüşümünü sağladık. Gerçekleştirdiğimiz geri dönüşüm çalışmaları sayesinde hem çevremizi koruyor hem de ekonomimize artı değer katıyoruz. Yıldırım Belediyesi olarak, Yıldırım’ı tam anlamıyla çevre dostu bir kent haline getirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Çorum Taşkından korkan köylülerden ıslah talebi Çorum’un Dodurga ilçesindeki Obruk köyünde yaşayan vatandaşlar, Karadeniz’de son dönemde yaşanan seller sebebiyle korktuklarını belirterek, köy merkezinden geçen derenin ıslah edilmesini talep etti. Çorum’un Dodurga ilçesine bağlı Obruk köyünde yaşayan vatandaşlar, köyden geçen 1,5 kilometrelik dere sebebiyle taşkın korkusu yaşıyor. Karadeniz’de son dönemde yaşanan seller sebebiyle korktuklarını söyleyen vatandaşlar, köylerinden geçen derenin taşkına karşı ıslah edilmesini istedi. ’Karadeniz’de yaşanan sel baskınları korkutuyor’ Sel tehlikesi ile karşı karşıya kalmak istemediklerini belirten Köy Muhtarı Ali Ekber Sever, “Dere yatağı ile ilgili sıkıntılarımız var. Köyümüz büyük tehlike altında. Dere yatağı yok, yağmur yağdığı zaman sel gelecek diye köylü dışarıda bekliyor. Karadeniz’de sellere neden olan ani dere taşkınlarının köyümüzde yaşanmamasını istiyoruz" dedi. "Korkuluk, üzerine de yeni yaya köprülerinin yapılması konusunda yardım istiyoruz" Muhtar azası Mustafa Ertaş ise, köylüler tarafından yapılan geçitlerin de tehlike saçtığını belirterek, “Köyümüzde yaşayan 300 kişi için dere yatağı tehlike arz ediyor. Dere yatağının köyden geçen bölümünün ıslah edilmesini kalan bölümün ise temizlenmesi gerekiyor. Dere üzerinde bulunan yaya geçitleri köy halkımız ve önceki muhtarlar tarafından yapılmış. Ahşap olan köprüler de tehlike arz ediyor. Her an birileri düşebilir. Dere kenarına korkuluk, üzerine de yeni yaya köprülerinin yapılması konusunda yardım istiyoruz. Mevcut araç köprülerinin de dayanıklı olup olmadığını incelemesini, derenin ıslah edilmeyen kısmının üzerine de en az bir köprü daha yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu. "Ahşap köprüler sağlam değil" Derenin üzerinde bulunan yaya köprülerinin sağlam olmadığını belirten köy sakinlerinden Arif Doğar da, “Dereden sel geldiği zaman mağdur oluyoruz. Çocuklarımız taşımalı olarak servis ile okula gidiyor. Sel geldiği zaman ya yolda kalıyor eve geçemiyor ya da evden okula gönderemiyoruz. Yağmur yağdığında sel gelir diye korkuyor, evde kalamıyoruz. Acil bir durum olsa, hastamız olsa evde kalıyor, dereden atlatamıyoruz. Bu sıkıntıların giderilmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.