POLİTİKA - 08 Nisan 2021 Perşembe 13:21

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yerli aşı açıklaması

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yerli aşı açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye olarak halihazırda insan deneylerini yaptığımız yerli aşımızı süreçlerin tamamlanmasını müteakip kimsenin geri bırakılmaması ilkesi ile tüm insanlığın istifadesine sunacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Teşkilatı 10. Zirve toplantısına canlı bağlantı ile katıldı. Konuşmasının başında D-8’in kuruluşuna öncülük eden merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı rahmetle yad eden Erdoğan, D-8’in bugünlere gelmesinde emeği olan tüm siyaset ve devlet adamlarına şükranlarını sundu. Son bir yıldır korona virüs salgını nedeni ile küresel çapta bir imtihan ile karşı karşıya olunduğunun altını çizen Erdoğan, şimdiye kadar 192 ülkede yaklaşık 3 milyon insanın hayatına mal olan bu salgının dünya genelinde birçok çarpıklığı gün yüzüne çıkardığını söyledi.

Salgınla mücadelede ilk günden beri uluslararası iş birliğinin önemine ve zaruretine dikkat çektiklerini vurgulayan Erdoğan, “Vatandaşlarımıza en ileri sağlık hizmetlerini sunarken dost ve kardeş ülkeleri de asla kaderlerine terk etmedik. 157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa gönderdiğimiz tıbbi yardımlarla bu zor dönemde dayanışmamızı açıkça ortaya koyduk. G-20 üyesi olarak salgının küresel düzeyde borç krizine dönüşmemesi için en yoksul ülkelere yönelik borç ödemelerinin ertelenmesi girişiminin başlatılmasını ve bilahare süresinin uzatılmasını destekledik. IMF ve Dünya Bankası gibi platformlarda bu amaçla başlatılan çalışmalara katkı sağladık” dedi.

Virüse karşı en büyük güç olan aşı meselesinin çıkarlara ve kar hırsına kurban edilmemesi gerektiğini açıkça ifade ettiklerini hatırlatan Erdoğan, “Türkiye olarak halihazırda insan deneylerini yaptığımız yerli aşımızı süreçlerin tamamlanmasını müteakip kimsenin geri bırakılmaması ilkesi ile tüm insanlığın istifadesine sunacağız. Covid-19 hastalığını kurban verdiğimiz tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Rabbimden bizi ve tüm insanlığı bu musibetten biran önce kurtarmasını niyaz ediyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin dönem başkanlığı süresince açıklanan öncelikler doğrultusunda teşkilatı güçlendirmeye ve bölgesel iş birliğini daha da geliştirmeye çalıştıklarına dikkat çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün de Bangladeşli kardeşlerimizin isabetle belirlediği 'Dönüştürücü Bir Dünya İçin İş Birliği: Gençliğin ve Teknolojinin Gücünden Faydalanmak' temasıyla toplanmış bulunuyoruz. 1,1 milyarı aşkın, çoğunluğu gençlerden müteşekkil D-8 nüfusu en değerli zenginliğimizdir. Güçlü ve etkili olmanın yolu iyi eğitim almış gençlere sahip olmaktan geçer. BM Genel Sekreteri Guterres’in 2030 Birleşmiş Milletler gençlik stratejisini destekliyoruz. Bu stratejide belirlenen hedeflere öncülük etmeye yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İstanbul’da ev sahipliği yapmayı arzu ettiğimiz BM Gençlik Merkezi Projesi tamamlandığında bu merkez teşkilatımızın kıymetli gençlerinin bir araya gelecekleri yeni bir platformu teşkil edecektir.

Günümüz ekonomisinin rekabetçi yapısında öne çıkabilmek için ileri teknoloji ve inovasyon anahtar konumdadır. Güçlü ve sürdürülebilir büyüme oranlarının yakalanabilmesi için yüksek teknolojiyi dayalı katma değeri yüksek üretime ağırlık vermek mecburiyetindeyiz.

Bu çerçevede ülkelerimizin en prestijli üniversitelerinin dahil olduğu D-8 Araştırma ve İnovasyon Öncüleri Ağı girişimini memnuniyetle karşılıyoruz. Yenilenebilir enerji, yapay zeka, robotik, nesnelerin interneti, büyük veri, blok zincir ve nanoteknoloji gibi yenilikçi alanlarda üniversitelerimiz ve araştırma kurumlarımız arasında bilgi paylaşımını mümkün kılan bu ağ, ülkelerimizin hak ettiği yere ulaşması bakımından kritik önemdedir. İş birliği potansiyelimizi ticaretten yatırıma, kırsal kalkınmadan tarıma, turizmden enerji ve ulaştırmaya, sağlıktan savunmaya kadar birçok alanda hayata geçirmemiz mümkün.”

D-8 içi ticaret hacminin bugüne kadar 7 kattan fazla artmasının değerli ancak yeterli olmadığını belirten Erdoğan, “D-8 Tercihli Ticaret Anlaşması’nın tüm üye ülkeler tarafından mümkün olan en erken zamanda yürürlüğe konması büyük önem arz ediyor. Türkiye olarak D-8 ülkeleri arasında ticareti kolaylaştırması hususunda bir strateji belgesi hazırlayarak sizlere ilettik.

Önümüzdeki dönemde ticaret bakanlarımızın katılacağı bir toplantıya ev sahipliği yaparak bu konularda da ilerleme sağlamayı hedefliyoruz. İslami finans kurumlarının likidite ihtiyaçlarını ve Müslüman coğrafyanın artan altyapı finansman ihtiyaçlarını aynı anda karşılayacak ve online platforma dayalı bir İslami Megabank fikrinin de yapılabilir olduğuna inanıyoruz. Bu vesileyle D-8’i günümüzün ihtiyaçlarını göre yenilemeli, proje ve sonuç odaklı bir yapıya dönüştürmeli, karar alma süreçlerini hızlandıracak adımlar atmalıyız. Teşkilatımızı bir önceki zirvemizde de belirttiğim üzere yeni üye ve ortaklarla güçlendirerek etki alanını daha da genişletmemiz gerektiğine inanıyorum” dedi.

2017 yılındaki zirvede yerel paralarla ticaret yapma çağrısında bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, geçtiğimiz 4 yılda yaşananların bu çağrının ispatını ve isabetini ortaya koyduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Ülkelerimizi kur kaynaklı risklerden korumak için yerel parayla ticarete ağırlık vermemiz şarttır. D-8 Takas Bankası’nın bu kapsamda çalışmalarını hızlandırmasını, henüz bu mekanizmaya dahil olmamış üyelerin de gerekli adımları atmasını bu bakımdan faydalı görüyorum. Üretimin, istihdamın, inovasyonun temel nüvesi son tahlilde özel sektördür. D-8 çatısı altında özel sektörü destekleyen pek çok yapıyı hayata geçirdik. Başta D-8 Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere tüm bu yapıların daha aktif ve eşgüdümlü çalışması için diyaloğumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz.”

“Vatanlarından kilometrelerce uzakta Covid-19 salgını yanında zulümle, açlıkla, yoksullukla mücadele eden Filistinli mültecilere, Arakanlı, Yemenli, Suriyeli muhacirlere de sahip çıkmanın gayretinde olmalıyız” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Unutmayalım ki kardeşliğimiz ne kadar kavi ise Müslümanlığımız da o derece sağlamdır. Kardeşliğimize sarılmaktan, dayanışmamızı güçlendirmekten, birbirimizi Allah için, onun rızası için sevmekten başka bir çıkış yolumuz yoktur. Kısa bir süre önce Bangladeş’te yanan hastane ve bunun yanında onlarca konut sebebiyle Bangladeş başkan ve yönetimine tekrar geçmiş olsun diyor, biran önce sahra hastanemizi zaten hayata geçirdik. Şimdi de konutları süratle bitirerek Bangladeş’in emrine vermeyi düşünüyoruz.”

İlker Turak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.