GÜNDEM - 09 Temmuz 2020 Perşembe 12:13

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Temmuz programı belli oldu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Temmuz programı belli oldu

15 Temmuz destanının 4'üncü yılında milletin zaferini unutturmamak adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımı ile çeşitli programlar gerçekleştirilecek.

Bakanlıklar, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinasyonunda Türkiye başta olmak üzere pek çok ülkede FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletin destansı mücadelesini anacak ve anlatacak faaliyetler düzenleyecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Temmuz programı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde bulunan 15 Temmuz Anıtı'na çiçek bırakılması ile başlayacak. TBMM’de düzenlenecek 15 Temmuz şehitlerini anma programına da katılacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra şehit ailelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırlayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, saat 21.00’de Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirecek.

Demokrasi zaferini anlatacak programlar
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) hain darbe girişimi karşısında aziz milletin ve kahraman güvenlik güçlerinin gösterdiği onurlu mücadelesinin ve demokrasi zaferinin 4'üncü yıl dönümünde düzenlenecek programlar dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından bakanlıklar, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerle koordinasyon toplantıları gerçekleştirildi. İletişim Başkanlığı tarafından program ve faaliyetlerin 15 Temmuz ruhuna uygun bir şekilde gerçekleştirilebilmesi adına “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma 2020 Yılı Etkinlikleri Strateji Belgesi” hazırlanarak tüm kurumlarla paylaşıldı. Program ve faaliyetler, 15 Temmuz darbe girişiminin ve FETÖ’nün tüm yönleriyle etkin şekilde anlatılması, milletin direnişi, devletin mücadelesi ve demokrasi zaferine vurgu yapılması, şehitlerin ve gazilerin anılması, milli birlik duygusunun ve toplumsal hafızanın canlı tutulması ve yurt dışında 15 Temmuz ile ilgili farkındalık oluşturulması çerçevesinde planlandı. Etkinliklerin hazırlık, uygulama ve değerlendirme süreçlerinin takibi ve raporlanması için İletişim Başkanlığı bünyesinde “15 Temmuz Proje Takip Sistemi” kuruldu.

Program ve faaliyet sayısı 3 bini buldu
2019 yılında bakanlıklar, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları tarafından “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” kapsamında yurt içinde ve yurt dışında toplam bin 500 program ve faaliyet hayata geçirilmişti. Bu yıl 15 Temmuz kapsamında düzenlenecek toplam program ve faaliyet sayısı 3 bine ulaştı. Bu yıl yurt içinde bakanlıklar ve kamu kurumları bin 609, üniversiteler 521, sivil toplum kuruluşları 108 adet olmak üzere toplam 2 bin 238 program gerçekleştirecek. Yurt dışında ise 752 faaliyet icra edilecek.

İletişim Başkanlığının 15 Temmuz projeleri
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, genel koordinasyon görevinin yanında Başkanlık olarak da 15 Temmuz ile ilgili yurt içi ve yurt dışında bir dizi program ve projeyi hayata geçirecek. Bütün program ve projelerde içeriğin yanı sıra görsel bir bütünlüğün de sağlanması amacıyla İletişim Başkanlığınca 15 Temmuz logosu başta olmak üzere hazırlanan kurumsal kimlik çalışması da güncellendi. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinliklerinde kullanılması için çeşitli görsel materyaller “15temmuz.gov.tr” adresinde erişime açıldı. Hazırlanan videolar ve diğer görsellerin 15 Temmuz haftası boyunca sosyal medya mecralarında, havalimanlarında, garlarda, THY’nin uçak içi ekranlarında yayımlanması sağlanacak. 15 Temmuz özel tasarımı Üsküdar Belediyesi Valide Sultan gemisine ve TCDD’ye ait Yüksek Hızlı Trenlere giydirilecek. 15 Temmuz temalı kısa videolar da tüm kamu kurumlarının internet sitelerinde 15 Temmuz haftası boyunca açılır pencere olarak yer alacak.

Kuleli yerleşkesi duvarlarında 15 Temmuz
15 Temmuz akşamı darbe girişiminin önemli noktalarından Kuleli yerleşkesinin duvarlarında video haritalama (video mapping) teknolojisiyle FETÖ’nün ihaneti, milletin ortaya koyduğu mücadele ve şehitlerin kahramanlığı görsel bir sunumla anlatılacak.

Darbe girişiminin önemli noktalarından biri olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü üzerinde de 15 Temmuz akşamı Türkiye’de ilk kez 200 drone ile “15 Temmuz temalı ışık gösterisi” gerçekleştirilecek. Ayrıca 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimini ve bunun karşısında kazanılan demokrasi zaferini etkili bir biçimde anlatacak “15 Temmuz Zaferi Dijital Gösterim Merkezi”, Bursa, Çanakkale, Samsun, Konya, Kayseri, Antalya ve Diyarbakır’da şehir meydanlarında 15 Temmuz haftasında vatandaşlarla buluşacak.

Fahir Atakoğlu’ndan “15 Temmuz Destanı Senfonisi”
Türkiye’nin önde gelen bestecilerinden Fahir Atakoğlu da 15 Temmuz şehitlerinin anısına ve demokrasi zaferinin onuruna “15 Temmuz Destanı Senfonisi” besteledi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile koordineli gerçekleştirilecek konser televizyon kanallarından, 15 Temmuz portalından ve sosyal medya hesaplarından izlenebilecek.

FETÖ yapılanması ve 15 Temmuz darbe girişiminin uluslararası kamuoyuna anlatılacağı “15 Temmuz 15 Panel” başlıklı panel serisi ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Kazakistan, Çin, Katar, Arnavutluk, Güney Afrika, Bangladeş İspanya, Guatemala ve Etiyopya’da düzenlenecek. Paneller Covid-19 pandemisi nedeniyle online webinar olarak gerçekleştirilecek.

Uluslararası medyaya 15 Temmuz kiti
İletişim Başkanlığı, dünyanın önde gelen medya kuruluşlarının genel yayın yönetmeleri ile medya mensuplarına 15 Temmuz ve terör örgütü FETÖ ile ilgili belgesel ve materyallerden oluşan bir kit gönderecek. ABD, İngiltere ve seçilecek diğer ülkelerin kalabalık meydanlarında da dijital ekranlı araçlarla 15 Temmuz darbe girişimine dair görseller yayınlanacak.

Kısa Film ve Senaryo Yarışması
İletişim Başkanlığı tarafından FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi ve milletin onurlu direnişini sinema üzerinden anlatacak çalışmaların desteklenmesi ve öne çıkarılması amacıyla 2019 yılında başlatılan 15 Temmuz konulu kısa film ve senaryo yarışmasının ödül töreni de bu yıl içinde gerçekleştirilecek.

Uluslararası Anti-Darbe Hekatonu
Geçen yıl ilki gerçekleştirilen Uluslararası Anti-Darbe Hekatonu, bu yıl da devam edecek. Hekoton ile demokratik işleyişe sekte vuran darbelerin sonuçlarının gözler önüne serilmesi ve askeri darbelere dair büyük verinin oluşturulması hedefleniyor. İletişim Başkanlığı tarafından ayrıca 15 Temmuz temalı kamu spotu, kareografi etkinlikleri, artırılmış gerçeklik uygulaması, hat sergisi ve kum sanatı performansı gerçekleştirilecek. Başta 15 Temmuz olmak üzere tüm şehitlerin kahramanlığını ve milletin mücadelesini anlatan “Yiğitler Destanı” isimli türkünün yanı sıra 15 Temmuz temalı birçok kısa film, video ve ezgi ile sosyal medya mecralarında da milli birlik ve demokrasi zaferinin anılması sağlanacak.

15 Temmuz’un dördüncü yılında bakanlıklar, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları da kendi alanları ile ilgili birçok program, proje ve faaliyeti hayata geçirecek. Anma etkinliklerinden 15 Temmuz temalı resim, şiir, kısa film yarışmalarına, yurt içinde ve yurt dışında sergi ve panellerden konser ve film gösterimlerine kadar geniş bir yelpazede gerçekleştirilecek projelerle 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletin ortaya koyduğu destansı mücadele ve FETÖ’nün ihaneti anlatılacak.

Derya Yetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Taha Akgül: "Olimpiyatlarda hedefim ikinci kez altın madalya almak" Milli güreşçi Taha Akgül, Paris 2024 Yaz Olimpiyatları’nda ikinci kez altın madalyayla dönmek için hazırlıklarını sürdürüyor. Serbest Güreş Milli Takımı’nın teknik kadrosu, Paris 2024 Yaz Olimpiyatları öncesinde kamp çalışmalarını Kastamonu’da tamamladı. Kastamonu Milli Takımlar Olimpiyat Hazırlık ve Kamp Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen kampa katılan milli güreşçi Taha Akgül de geçirdiği sakatlığın ardından yoğun bir tedavi programı sonrası tamamen iyileşerek çalışmalara başladı. “Rusya A Milli Takımı ile kampımız olacak” Kastamonu Milli Takımlar Olimpiyat Hazırlık ve Kamp Eğitim Merkezi’nde çalışmalarını sürdüren Taha Akgül, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, “Allah’a şükür Kastamonu’da hazırlık kampında her şey iyi gidiyor. Sakatlığım da tamamen geçti diyebilirim. Kendi adıma güzel bir hazırlık kampı geçirdik. Olimpiyat vizesi almayan 4 sıklet diğer arkadaşlarımız da kalifikasyon müsabakalarına hazırlandılar. Onlara da moral olduk. Birlikte kampa hazırlandık. Onları da en iyi şekilde hazırladığımızı düşünüyorum. İnşallah 4’te 4 yaparız. Güreş olarak biz 6 sıklette 6 kotayla gitmek istiyoruz. Şu anda 4 tane eksiğimiz var. İnşallah genç arkadaşlarımız bu eksikleri tamamlayacaklar. Genç bir kadromuz var. Bizler de bu kadronun en tecrübeli isimleriyiz. Olimpiyatlara da 3 ay gibi kısa bir zaman kaldı. Bu 3 ayı en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Gelecek ay Rusya A Milli Takımı ile kampımız olacak. Onlar da Dünyanın en iyi takımı. Onlarla orada ikili kamp yapmanın özellikle genç kardeşlerimiz açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum. Bana da çok faydası olacak. Ben de antrenman partneri sıkıntısı yaşıyorum. Bu açığı da iyi güreşçilerle antrenman yaparak kapatmayı planlıyoruz. Olimpiyatlarda hedefim ikinci kez altın madalya almak. Bunun için gecemi gündüzüme katıyorum” dedi. “Kastamonu bize uğurlu geldi” Kastamonu’nun kendilerine uğurlu geldiğini söyleyen Akgül, “Kastamonu bize uğurlu geldi. Kastamonu’nun manevi havasını iyi biliyoruz. Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerinde duamızı ettik, kurbanımızı kestik. Ben bunun bize fayda sağlayacağını düşünüyorum. Buradaki kampımız sonrasındaki Avrupa şampiyonluğu yolculuğumuz çok iyi geçmişti. Arkamızda bir güç bir dua vardı. Bunun Kastamonu’nun havasından olduğunu düşünüyorum. Biz Kastamonu’yu olimpiyatlardan önce tekrar değerlendireceğiz. En az 2 kamp daha gelmeyi düşünüyoruz. Kondisyon ve kuvvet kamplarını Kastamonu’da yapmayı planlıyoruz. Artık bizler de Kastamonu’nun birer evladı olduk” diye konuştu. Abdullah Çakmar: “Taha ile Paris Olimpiyatlarında ikinci şampiyonluğu kazandırmak istiyoruz” Serbest Güreş A Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Çakmar ise, Taha Akgül ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “Taha tedavi oldu. Hem fizik tedavi hem de kök hücre tedavisi oldu. Şu an durumu çok iyi. Kastamonu’da çok iyi çalışma yaptı. Taha, Rio olimpiyatlarında altın madalya alan tek güreşçimiz. Takım kaptanımıza 2024 Paris Olimpiyatlarında ikinci şampiyonluğu kazandırmak istiyoruz. Şu an tek olan olimpiyat. 11 kez Avrupa şampiyonluğu, 3 dünya şampiyonluğu var. İnşallah bizler bunu da 2 altın madalya yapmak istiyoruz. Taha’yı anlatmaya gerek yok. 150 yıllık başarıya imza attı. Serbest güreşte Yaşar Doğu’nun 3 Avrupa şampiyonluğu varken Taha’nın 11 Avrupa şampiyonluğu var. Olimpiyatlara güzel bir şekilde çalışıyoruz. Taha burada genç arkadaşlarımıza rol model oluyor, abilik yapıyor. Güzel bir aile olduk. İnşallah olimpiyatlara güzel bir şekilde gitmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Eskişehir Eskişehir’de ilkokul velisinin ‘pes’ dedirten iddiaları Eskişehir’de akran zorbalığı yüzünden kulağından yaralanan öğrencinin annesi, çocuğu ile ilgilenilmediğini iddia ederek, "Hastaneye benimle birlikte bir öğretmen, bir müdür ya da müdür yardımcısı hiçbir şekilde gelmedi. Beni hiçbir şekilde arayıp bir geçmiş olsun demediler” dedi. Odunpazarı ilçesinde ikamet eden R.Ç. evinin karşısındaki 23 Nisan İlkokulu’na 7 yaşındaki A.Ç. isimli oğlunu kaydettirdi. 1’inci sınıfa başlayan öğrenci iddiaya göre geçtiğimiz günlerde arkadaşları tarafından akran zorbalığına uğradı. Dengesini kaybeden öğrenci kalktıktan sonra başka bir arkadaşının çarpması sonrası kulağını kalorifer peteğine çarptı. Kulağı oldukça derin kesilen öğrenciye doktorlar tarafından 4 dikiş atıldı. Konu hakkında iddialarını belirten öğrencinin annesi R.Ç. nöbetçi öğrencilerin yeterince yaralı çocuğu ile ilgilenmediğini, öğretmenleri tarafından rencide edildiğini iddia edildi. Gerekli yerlere şikâyetlerini ilettiğini belirten veli, çocuğunun okula gitmek istemediğini belirtti. “Öğretmen ’Tamam gelirim’ diyor, 10 dakika sonra çocuğuma bakıyor” 7 yaşındaki oğlunun başına gelenleri anlatan anne R.Ç., “Çocuğum teneffüs sırasında tuvalette arkadaşı tarafından ittirilip düşürülüyor. Tekrar kalmak istediğinde kapıya gelen başka bir arkadaşı hızlı bir şekilde çarptığı zaman oğlumun kulağı peteğe denk geliyor. Öyle olunca kulağı yırtılıyor ve kanlar içinde o şekilde yere düşüyor. Korkuyor ve çığlık çığlığa ağlıyor. Oğlum arkadaşları tarafından kaldırılıp sınıfa götürülüyor. Tuvaletten sınıfa götürüldüğü sırada nöbetçi öğretmen neredeydi? Benim çocuğum kanlar içinde orada ağlarken neredeydi? Yine çocuğumun arkadaşlarından birisi üst kata öğretmeni çağırmaya gidiyor. Öğretmen ’Tamam gelirim’ diyor, 10 dakika sonra çocuğuma bakıyor. Aradan süre geçiyor, ardından önce ambulansı sonra da beni arıyorlar. Benim iş yerinden okula gelmem zaten 30 dakika sürüyor. Bu süre zarfında benim oğlum acı çekiyor ve hiçbir şekilde sorumluluk yok. Ortada müdür, müdür yardımcısı yok. Öğretmenler sonradan geliyor. Benim tek amacım nöbetçi öğretmen neredeydi sorusuna cevap bulmak. Sorumsuzluktan başka bir şey değil. Şu an çocuğum okula gitmiyor, gitmek istemiyor. Öğretmeni sevmediğini söylüyor ve ben de göndermiyorum” dedi. “Çocuğu orada küçük düşürüp aşağılaması gibi çok sorunlar yaşadık” Olaydan öncede çocuğunun öğrencilerinden kötü muamele gördüğünü belirten R.Ç. şöyle devam etti; “Zaten okul içerisinde sürekli Ayşe öğretmenden hakaretler ve aşağılayıcı sözler işittik. Çocuğu başka çocukla kıyaslaması, sınıfın içerisinde beni arayarak, ’Çocuğunuz bunları yaptı’ demesi ve benim de, ’Hocam böyle bir şey olmaz’ demem üzerine hoparlörü açıp, ’Çocuklar böyle bir şey yapmadı mı?’ diye sesimi duyurması, çocuğu orada küçük düşürüp aşağılaması gibi çok sorunlar yaşadık. Şu olay bardağı taşıran son damla oldu bizim için. Daha okul kaydım alınmadan okul bahçesinden çıkar çıkmaz öğretmen beni sınıf grubundan çıkartıyor. Yani belki okula kayıt ettirene kadar çocuğumun oradaki ödevlerini ben yaptırırım. Neden hemen çıkartılıyorum? Ben karakol, Milli Eğitim ve CİMER olmak üzere her gerekli yere şikâyette bulundum.” “Öğretmen, bir müdür ya da müdür yardımcısı hiçbir şekilde gelmedi” Çocuğunun kulağında hasar kalacağını doktordan öğrendiğini belirten R.Ç., “Doktor hasar kalacağını söyledi. 4 tane dikiş atıldı. Ufak bir çıkıntı kalacakmış. Şunu da söylemek istiyorum, hastaneye benimle birlikte bir öğretmen, bir müdür ya da müdür yardımcısı hiçbir şekilde gelmedi. Beni hiçbir şekilde arayıp bir geçmiş olsun demediler. Çocuğumun duyma kaybı yaşayıp yaşamayacağını dikişler çıktıktan sonra öğreneceğiz. Sonuçta başından darbe yedi, orası şişti ve beyin kanaması da geçirebilir, hatta ölebilirdi de. Çok büyük bir travma atlattı. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Zaman kaybından başka hiçbir şey değil. Çocuğum eğitimden geri kaldı” ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş Şehit annesi Ergüzel: "Keşke o gün telefonu hiç kapatmasaydım" Şehit Ali Suna’nın annesi Elif Ergüzel Suna, “Şehit annesi olarak çok gururluyum, Allah razı olsun devletimizden ve milletimizden. Onun gururu hiçbir zaman anlatılamaz. Son konuşmamızda 15 Temmuz olayı yeni geçmişti, bana anne ölüm her yerde var dedi, oraya gelsem ayağım taşa değse orda da ölebilirim vadem yettiyse dedi. Ama burada olursa en azından şehit olurum dedi. Öyle güldük, şakalaştık konuştum, keşke hiç kapamasaydım bu telefonu sabaha kadar konuşsaydım" diye konuştu. Şırnak’ta 2016 yılında PKK’lı teröristlerin saldırısında şehit olan Ali Suna’nın annesi Ergüzel Suna ve abi İbrahim Suna, 2013 yılında Mardin’de teröristler tarafından düzenlenen saldırıda şehit düşen polis memuru Cengiz Engizek’in babası Hanifi Engizek ve anne Elif Engizek, 14-20 Nisan Şehitler Haftası vesilesi ile bir araya geldi. 6 Şubat depremlerinde evlerini kaybeden şehit aileleri, BAYKAR tarafından kurulan 2 bin kişilik konteyner kentte yaşamlarını sürdürüyor. Şehitler Haftası vesilesi ile bir araya gelen Suna ve Engizek ailelerinin evlat acıları yıllar geçse de halen ilk günkü gibi. Vatan için canlarını feda eden evlatlarının hatıralarını her zaman yaşatan aileler, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerde yaşadıkları acı dolu hatıralara rağmen güçlü bir şekilde hayatlarına devam ediyor. “Allah orada doyursun, burada doymadı” Şehit Ali Suna’nın annesi Ergüzel Suna, “Şehit annesi olarak çok gururluyum, Allah razı olsun devletimizden ve milletimizden. Onun gururu hiçbir zaman anlatılamaz. Son konuşmamızda 15 Temmuz olayı yeni geçmişti, bana anne ölüm her yerde var dedi, oraya gelsem ayağım taşa değse orda da ölebilirim vadem yettiyse dedi. Ama burada olursa en azından şehit olurum dedi. Öyle güldük, şakalaştık konuştum, keşke hiç kapamasaydım bu telefonu sabaha kadar konuşsaydım. Namaz kıldım, selam verdim ve beni bir titreme tuttu. Ne oldu dediğimde kimse cevap vermedi. Kardeşimin hanımı söyledi, Ahmet vurulmuş, şehit olmuş dedi. Allah mekanını cennet etsin, kurban olduğum Allah orada doyursun, burada doymadı. Devletimize de milletimize de zeval gelmesin” dedi. “Şehit ailelerinin hepsi ile gurur duyuyorum” Abi İbrahim Suna ise, “Bu hafta şehitler haftası, şehir ailesi, şehit abisi ve bir depremzede olarak Aile Bakanlığı’na teşekkür ediyorum bizlere böyle bir hizmet sundukları için. Şehit ailesi olmak bir ayrıcalıktır, şehit ailesi kimliğini taşımak şeref verici bir şey. Biz bu vatanı seven insanlarız kardeşimiz şehit oldu, şehitlik ona nasip oldu. Kardeşim Ali Suna, 2016 yılında darbeden 25 gün sonra roketatarlı saldırıya maruz kaldılar. Mekanı cennet olsun, kendisini kıskanıyorum hem şehit oldu hem de arkasından o kadar çok Kur’an’ı Kerim hatmi okundu ki, dediğim şuydu ben ölsem arkamdan bu kadar hatim okunmazdı dedim. Mekanları cennet olsun, şehitlerimiz var olsun. Şehit ailelerinin hepsi ile gurur duyuyorum” diye konuştu.
İstanbul “Türkiye, 2030’da yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçebilir” Türkiye’nin yüzde 55-60 oranında yenilenebilir enerjiye geçtiğini belirten Avrupa Yenilenebilir Enerjiler Birliği (EUROSOLAR) Türkiye Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, bunun kısa sürede yüzde 100’e çıkabileceğini söyledi. Prof. Dr. Uyar, yapılacak çalışmalarla 2030’a kadar ‘yüzde 100 yenilenebilir enerji’ kullanabileceğini ifade etti. IRENEC 2024 14. Uluslararası Yüzde 100 Yenilenebilir Enerji Konferansı, 17 Nisan’da İstanbul Beykent Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. 3 gün sürecek olan konferansta; ulusal ve uluslararası birçok katılımcı yer alırken alanında uzman kişiler ‘yenilenebilir enerji’ hakkında çeşitli bilgilendirmelerde bulunuyor. Etkinliğin moderatörlüğünü yapan Avrupa Yenilenebilir Enerjiler Birliği (EUROSOLAR) Türkiye Başkanı ve İstanbul Beykent Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar da konu hakkında çeşitli bilgilendirmelerde bulundu. Her yıl 8,7 milyon kişi sadece hava kirliliğinden ölüyor İlk olarak yüzde 100 yenilenen enerji hakkında konuşan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Fosil yakıtlardan arınmış, sadece doğal olan güneş ışığı, rüzgârın kinetik enerjisi ve suyun potansiyel enerjisinden yararlanarak bütün enerji ihtiyaçlarının karşılanabilmesidir. 14 yıldır bunu yapıyoruz. Çünkü diğer kullanılan yakıtlar hem atmosferi kirletiyor hem de her yıl 8,7 milyon kişi sadece hava kirliliğinden ölüyor. Bu sorunları halletmek için bütün dünya ülkeleri; Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler 2015’ten beri bu sorunu gündeme aldılar. Dünyada bunun için çalışan alanında uzman hocalarımız ise burada konuşuyor. Fosil yakıtlar, temizmiş gibi her yerde. Üniversitemiz ise dünyada tek olan bu konferansa ev sahipliği yaparak sorunların çözümü için liderlik yapmış oluyor” şeklinde konuştu. Konferansa asıl belediyelerin katılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Çünkü bu konuları bilmiyorlarsa enerji ve iklim alanlarında 30-40 yıl geride kalmışlar demektir. Şimdi burada belediyeden yetkililer var. Yenilenebilir enerji için belediyelere büyük sorumluluk düşüyor” dedi. 1 trilyon euro ayırdılar Dünyada yapılan çalışmalar hakkında konuşan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar şunları söyledi: “Avrupa, 2019’da Yeşil Mutabakat ile ‘bütün bu sorunları’ aşalım dedi. 27 ülkenin parlamentolarından gelen, Avrupa Parlamentosu’nun onayladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı diyor ki ‘2050 yılında Avrupa’yı iklim nötr ilk kıta yapacağız.’ Bunun için bir trilyon euro ayırdılar. Çalışmaları sürüyor. Avrupa’da yaklaşık 112 şehir seçtiler. 33’ü bu işi yapabileceğini kanıtladı, belge aldılar. Hedeflerine ulaşmak için 5 görev belirlediler. Bunlardan birincisi iklim değişikliğine adaptasyon. İklim değişiyor ama ‘insan ölsün’ diyemeyiz. Sel, yangın gibi durumlara önlem almak gerekir. İkincisi, şehirler bir an önce fosil yakıtsız hale getirilmelidir. Üçüncüsü kanser misyonu, dördüncüsü toprakların korunmasıdır. Beşincisi ise deniz ve suların korunmasıdır. Birleşmiş Milletler de ise yenilenebilir enerji kuruluşu yoktu, kuruldu. O da bütün ülkelere yenilenebilir enerji konusunda nasıl daha çok adım atabileceklerini anlatıyor.” “Yenilenebilir enerjiyi kullanınca savaşmanıza gerek kalmıyor” Türkiye’nin bütün enerjisini rüzgârdan sağlamanın mümkün olduğunu da belirten Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Zaten herkes güneşlenmeye Türkiye’ye geliyor. Ama Almanya’nın bizden 5 misli fazla güneş paneli var. Yani Türkiye’nin bu konuda potansiyeli çok iyi. Yenilenebilir enerjiyi sınırsız, en ucuza, kimseyi öldürmeden kullanabiliyorsunuz. İnsanlar; doğal gaz, petrol, kömürle ilgili savaşıyor. Güneş enerjisini kullanmak için kimseyi öldürmeniz gerekmiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.