GÜNDEM - 22 Nisan 2019 Pazartesi 20:52

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun'dan şehit cenazesinde yaşananlar hakkında açıklama

A
A
A
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun'dan şehit cenazesinde yaşananlar hakkında açıklama

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Ülkemizde protesto hakkı, anayasal koruma altındadır. Yaşanan olay sırasında bu anayasal sınırları aşarak fiilen şiddete başvuranlarla ilgili adli süreç zaten başlatılmıştır. Ancak CHP Genel Başkanını seçim döneminde kullandığı dil ve kurduğu ittifaklar sebebiyle protesto eden vatandaşlarımıza terörist muamelesi yapılmasını asla kabul edemeyiz.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, şehit cenazesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırı hakkında açıklamalarda bulundu. Altun, "Terör örgütü PKK tarafından şehit düşürülen askerlerimizden Yener Kırıkçı’nın cenazesinde istenmeyen bir olay yaşandı. Haince bir terör saldırısında şehit düşen askerlerimizin acısından ziyade cenaze merasiminde yaşananlar gündem oldu.” ifadesini kullanarak, “Şiddetin hiçbir türü tasvip edilemez. Biz kimilerinin yaptığı gibi şiddetin önüne 'devrimci' sıfatı getirip, şiddeti 'devrimci şiddet' diyerek meşrulaştırmayız. Şiddetten medet ummayız.” diye konuştu. Altun, “Önemli bir yanlışın altını çizmemiz gerekiyor. Dün Kılıçdaroğlu’na tepki gösterenlere ‘bir grup öfkeli marjinal insan’, ‘organize suç şebekesi’ muamelesi yapmak doğru değildir. Oradakiler kahraman şehidimize karşı son vazifelerini yerine getirmek için bir araya gelmiş şehit yakınlarıydı. Kardeşleri, evlatları, bugüne kadar 40 bin canımızı kalleşçe almış terörist bir örgüt tarafından şehit edilmişti. Birileri Erdoğan nefretinden dolayı bu teröristlerin siyasi uzantılarını desteklemeyi, onlarla ittifak kurmayı kendilerine yediriyor olabilir ancak halk bu işbirliğini kesinlikle hazmedemiyor.” ifadelerini kullandı. 

Altun, halka unutkan, istedikleri yöne çekebilecekleri bir kitle muamelesi yapanların sosyal medyanın dışında gerçek bir dünya olduğunu ve burada manipülasyonların kolay kolay tutmadığını anlaması gerektiğini dile getirdi. Altun, “Kardeşlerimizi, evlatlarımızı, babalarımızı şehit vererek bugünlere getirdiğimiz bir mücadeleyi ve bu mücadeleyi kime karşı verdiğimizi unutacağımızı düşünmeleri bu toplumun kodlarına ne kadar yabancı olduklarının bir kanıtıdır.” şeklinde konuştu.

Ortada tarifsiz bir acı olduğunu söyleyen Altun, sözlerine şöyle devam etti: 

“Tarifsiz bir acının yaşandığı böylesi bir atmosferde gerilimin bir parçası olacak davranışlar ne yazık ki bu istenmeyen olaya zemin hazırlamıştır. Ülkemizde protesto hakkı anayasal koruma altındadır. Yaşanan olay sırasında bu anayasal sınırları aşarak fiilen şiddete başvuranlarla ilgili adli süreç zaten başlatılmıştır. Ancak CHP Genel Başkanını seçim döneminde kullandığı dil ve kurduğu ittifaklar sebebiyle protesto eden vatandaşlarımıza terörist muamelesi yapılmasını asla kabul edemeyiz.”

“Atatürk’ün partisinin genel başkanı Ankara’da bir şehit cenazesinde vatandaşın tepkisiyle karşı karşıya kalıyorsa öncelikle şapkasını önüne alıp muhasebe yapması gerekir” diyen Altun, “Bu tepkiyi alan herhangi bir siyasetçinin, kendi sorumluluğunu düşünmek dururken halka ‘marjinal bir grup’ muamelesi yapması gerçekten hayrete şayan bir durumdur. ‘Ben neden milletimin gönlünden bu kadar uzak düştüm’ diye sormak yerine, halka parmak sallaması üzücüdür .Hiçbirimiz bir siyasetçinin böyle bir duruma düştüğünü görmek istemezdik.” açıklamasında bulundu.

“Yaşanan olayın spontane geliştiği, planlı olmadığı gün gibi aşikardır. Her ne olursa olsun soğukkanlılığımızı korumalı ve bu toplumsal öfkenin kaynağına inmeliyiz” diyen Altun, “CHP’nin terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile kurduğu ittifak ve seçimden sonra HDP tarafından yapılan ‘biz kazandırdık’ açıklamaları toplumun kahir ekseriyetinde ciddi bir tepki oluşturdu.” değerlendirmesinde bulundu.

Altun, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Sayın Kılıçdaroğlu, cenazesine katıldığı askerimizin daha seçim öncesinde 'Onlar mı bize saldıracak? Hayır efendim' dediği bir terör örgütünün saldırısıyla şehit olduğunu nasıl görmezden gelebiliyor. Toplumun terör konusundaki hassasiyetini yok sayarak bir siyasal ittifak kurma girişiminin istenmeyen sonuçlar üreteceği aşikardır. Bu rahatsızlığın anlaşılması ve giderilmesi için çalışılması gerekiyor.”

Altun, “Tekrar ediyorum, cenaze merasiminde yaşanan olay elbette üzücü. Şiddete herkesin mesafe koyması gerekiyor. Ancak şehit ailelerinden kızgın tepkiler geldiğinde ayağa kalkanlar terör örgütünün vahşi cinayetleri ve katliamları karşısında sessizliklerini koruyorlar. Milletimizin bu ikiyüzlülüğü teşhis ettiği kanaatindeyiz.” diyerek şöyle devam etti:

“Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun şehit yakınlarının tepkisini, daha önce Artvin’de kendisine yapılan PKK saldırısı ile bir tutmasını da kabul etmek mümkün değildir. Kimse teröristlerle şehit yakınlarını aynı kefeye koymaya kalkamaz. Cenazede olan olay maksadını aşan, tasvip etmediğimiz bir tepkidir ama evlatlarını şehit vermiş, ocağına ateş düşmüş, ay yıldız için bedel ödemiş bu ailemizi PKK ile bir tutmak, henüz daha toprağı kurumamış şehidimizin aziz hatırasına hakarettir, ihanettir.”

Altun, herkese sorumluluk düştüğünü hatırlatarak, “Sayın Cumhurbaşkanımızın iki gün önce ‘Vakit kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi perçinleme vaktidir’ çağrısında bulunduğu bu ortamda bu yaşananlar üzücüdür. Türkiye’nin huzur iklimine zarar verecek nitelikteki sorumsuz davranışlardan uzak durulması gerekiyor. Ortak acılarımız üzerinden gerilim üretecek siyasi söylemlerden ve davranışlardan uzak durmalıyız. Huzur ve güven ortamı için hepimiz, samimi ve ortak bir gayretin içinde olmalıyız.” ifadelerini kullandı.  

Cevdet Fırat Aydoğmuş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Doğaseverler, kıyı kirliliğine dikkat çekti Doğa peyzajlarıyla kendisine hayran bırakan Aydın ve Ege kıyılarına dikkat çeken doğaseverler, kıyıları bu hale getirenlerin tespit edilerek gerekli yaptırımların uygulanmasını istedi. Aydın’ın tarihi ve doğal güzelliklerinin korunması adına önemli çalışmalar yapan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’nin (EKODOSD) her hafta düzenledikleri gezi turlarının bu haftaki durağı Kazıklı Körfezi oldu. Doğal peyzajını koruyan Ege’nin en bakir kıyılarının olduğu Kazıklı Körfezi’nde çevre temalı bir etkinlik yapan doğaseverler, Aydın başta olmak üzere doğal peyzajlarıyla kendine hayran bırakan Ege kıyılarına dikkat çekerek, kıyıları kirletenlere gerekli yaptırımların uygulanmasını istedi. Her zaman olduğu gibi doğa ve kültür gezilerinin devam edeceğini ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, gezi ile ilgili bilgi vererek “Doğal peyzajını koruyan Ege’nin en bakir kıyılarının olduğu Kazıklı Körfezi’nde turist rehberi üyemiz Hakan Bahçecioğlu’yla birlikte çevre temalı bir etkinlik yaptık. 12 yıl önce yaptığımız etkinlik sonrası körfez kıyılarında ne gibi değişimler yaşanmış incelemelerde bulunduk. Balık çiftlikleri açığa alındıktan sonra, denizin daha temiz hale geldiğini ve suların daha berrak olduğunu gördük. Geçmiş yıllarda dünya yatçılarının önemli uğrak yerlerinden biri olan doğa harikası kıyılara balık çiftlikleri kurulduğunda, yatların körfeze girmediklerini, çiftliklerin deniz ekosisteminde nasıl değişimler oluşturduğunu anlattık. 12 yıl geçmesine ve balık çiftlikleri açığa alınmasına rağmen yaklaşık 5 kilometrelik kıyı şeridinde olumlu yönde hiçbir değişikliğin olmadığını, aksine bazı koyların daha da kirlendiğini tespit ettik. Rüzgarın da etkisiyle kıyılardan uçuşan çöplerin makiliklerin, çalıların içini doldurduğunu, eski kireç ocaklarının içlerin dolu olduğunu, ormanlık alanın içlerine kadar taşındığını tespit ettik. Bakir kıyılara vuran yunusların ve carettaların denize atılan atıkları yutarak, sindirim ve boşaltım sistemlerini tıkamasından dolayı öldüklerini düşünüyoruz. Bu kıyıların temizlenebilmesi için yerel yönetimlerle birlikte yüzlerce insanın günlerce temizlik yapması gerekir. Ayrıca kirletenlerin bilindiği bu atıkları niçin başkaları temizlemek zorunda kalsın? Muğla Valiliği ve Muğla Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü bu bölgede bir inceleme yaparak, kıyıları bu hale getirenleri tespit edip, gerekli yaptırımları uygulayarak, kirleten şirketlere temizletmeli ve denizin ve kıyıların kirletilmemesi için önlemler almalıdır. Ege’nin en güzel kıyılarından biri olan Kazıklı Körfezi’nin güzelliğine hayran kaldık, kıyılarının hoyratça kirletilmesini üzüldük” dedi.
İstanbul Büyükçekmece’de vatandaşlar, Çanakkale Şehitleri için yürüdü Büyükçekmece’de, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 109. Yıldönümü kutlamaları kapsamında “Zafer Yürüyüşü” gerçekleştirildi. Büyükçekmece’de, Çanakkale Zaferi’nin 109. Yıl dönümü kapsamında Çanakkale Şehitleri’ni anmak için “Zafer Yürüyüşü” gerçekleştirildi. Mimaroba Mahallesi’nde düzenlenen etkinliğe AK Parti Büyükçekmece Belediye Başkan Adayı Recep Erol ve çok sayıda vatandaş katıldı. Şehitler için saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan etkinlikte vatandaşlar, ellerinde meşale ve Türk Bayrakları ile Büyükçekmece caddelerinde yürüyerek, "Şehitler ölmez, Vatan bölünmez" sloganları attı. Dev Türk bayrağının ve dev Atatürk posterinin de açıldığı fener alayı, Çarmıklı caddesi ve Şükran Caddesinin ardından Mustafa Kemal Bulvarında sona erdi. “Türk ulusu son neferine kadar mücadele eden ve orada yılmadan çalışan, ülkesini vatanını savunan insanlarla dolu” Yürüyüş öncesi konuşma yapan AK Parti Büyükçekmece Belediye Başkan Adayı Recep Erol, “Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109’uncu yıl dönümünde bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve rahmete kavuşan cümle Mehmetçiğimizi rahmetle anıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten tüm komutanlara, tüm Mehmetçiklere kadar bugün ülkesi için, vatanı için, milleti için mukaddesatı uğruna şehit olan tüm Mehmetçiklerimizi rahmetle ve minnetle yad ediyoruz. Bugün Çanakkale’deydim. Birlik, beraberlik içinde ve yan yana yatan şehitlerimizi ziyaret ettik. Diyarbakırlı ile Üsküplünün, Halepli ile Bosnalının yan yana yattığı kardeşçe ülkesi için, vatanı için bir ve beraber olduğu toprakları ziyaret ettik. Bizler de her Çanakkale Zaferi’nde inşallah Büyükçekmece’mizden kardeşlerimizle, öğrencilerimizle bir olarak beraber olarak oradaki ruhu anlayabilmek adına Çanakkale’de olmak, Çanakkale ruhunu anlamak için orada bulunmak zorundayız. Çanakkale, dün yokluklar içinde mücadele eden atalarımızın bizlere neler ifade ettiğini net olarak gösterdi. Çanakkale’de yedi düvele karşı çarpışan, binlerce mermiye göğüs geren askerimizin ve orada yatan kardeşlerimizin ruh halini gördük. Bizler biliyoruz ki Türk ulusu son neferine kadar mücadele eden ve orada yılmadan çalışan, ülkesini, vatanını savunan insanlarla dolu” dedi. “Gençlerimiz güçlüyse, ülkesini her alanda temsil edebiliyorsa bugün İHA’larımızı da SİHA’larımızı da Kızılelma’mızı da yapar” Sonraki dönemlere dair görüşlerini de aktaran Erol, “Bizler biliyoruz ki gençlerimiz güçlüyse, ülkesini her alanda temsil edebiliyorsa bugün İHA’larımızı da SİHA’larımızı da Kızılelma’mızı da yapar. Bundan sonraki dönemde inşallah Türkiye Yüzyılı olacak. Birlikte nice yüzyıllara erişeceğiz diyorum. Bundan sonra da yine bir ve beraber olarak ülkemizin, bölgemizin, ilçemizin gelişmesi için mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu. “Büyükçekmece’yi bu yüzyılda hak ettiği hizmetlerle buluşturmak istiyoruz” Seçim süreci ile ilgili de konuşan Recep Erol, “Büyükçekmece’nin 24 mahallesine hizmet etmek istiyoruz. Büyükçekmece’yi değiştirmek, geliştirmek ve dönüştürmek istiyoruz. Büyükçekmece’yi bu yüzyılda hak ettiği hizmetlerle buluşturmak istiyoruz. Büyükçekmece ilçemiz eğitimden sağlığa altyapıdan ulaşıma kadar her türlü noktada maalesef hizmet almada eksikler yaşıyor. Biz bu eksiklerin tamamını gidermek ve Büyükçekmece halkına 24 Mahallesi ile hizmet vermek istiyoruz. Büyükçekmece özelinde seçimde Cumhur ittifakı olarak öndeyiz. Cumhur İttifakı olarak bizler ne yapacağımızı düşünüyoruz. 1 Nisandan sonra projelerimizi uygulama ve Büyükçekmece’de yapılacak yatırımları eksikler tamamlamak adına elimizden geldiğinde gayret sarf edeceğiz. Projelerimizi hazırlamaya çalışıyoruz” dedi. Yürüyüşe katılan vatandaş Sertaç Elemen, “Duygularımız çok iyi. Bu güzel, anlamlı günde bu ortamı sağladığı için değerli Recep başkanımıza teşekkür ediyoruz. Büyükçekmece’de hemşehrileri olarak arkasındayız” diye konuştu.
Ankara Türkiye-Afrika İşbirliği Platformu Başkanı Genç: “Afrika Savunma Sanayii pazarına, Türkiye bir aktör olarak dahil olmuştur” Türkiye’nin Afrika Açılımı politikasını değerlendiren Afrika-Türkiye İşbirliği Platformu Başkanı Osman Genç, “Yıllık savunma harcamaları yaklaşık 70-75 milyar dolar olan Afrika Savunma Sanayii pazarına Türkiye’de bir aktör olarak dahil olmuştur” dedi. Tarihsel ve kültürel ortak değerlere dayanan Türkiye-Afrika ilişkilerinin, gün geçtikçe gelişen ve çoğalan bir ivme kazandığını belirten Afrika-Türkiye İşbirliği Platformu Başkanı Genç, Türkiye’nin Afrika Açılımı politikasını değerlendirdi. “Afrika Savunma Sanayii pazarına, Türkiye bir aktör olarak dahil olmuştur” Türkiye-Afrika ilişkilerinin sadece savunma sanayii alanında değil diğer tüm alanlarda da başarılı ilerlediğini aktaran Genç, “2002 Yılında yalnızca 12 Afrika ülkesinde elçiliği bulunan Türkiye’nin bugün 54 Afrika ülkesinin 43’ünde Büyükelçiliği bulunmaktadır. Yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son 20 yılda 30 Afrika ülkesini bizzat ziyaret edip, üst düzey temaslarda bulunması da ikili diplomatik ilişkilerin sağlam temellere oturmasını sağlamış, Türkiye 54 Afrika ülkesinin hemen hemen yarısı ile Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşması imzalamıştır. Savunma sanayii alanında yapılan bu iş birliği anlaşmaları, Savunma sanayii ihracatının önünü açmış, yıllık savunma harcamaları yaklaşık 70-75 milyar dolar olan Afrika Savunma Sanayii pazarına Türkiye de bir aktör olarak dahil olmuştur. Çok uzun yıllardan bu yana Afrika ülkelerinin tedarikçileri olan ABD, Almanya, Rusya ve Çin ile rekabet etmek zorunda kalan Türk Savunma Sanayii, kısa zamanda bu devletlerin önemli bir rakibi olarak sahaya inmiş ve 2022 yılı sonu itibariyle ihracatımız 500 Milyon Doları aşmıştır” ifadelerini kullandı. Afrika ülkelerinin yetersiz insan kaynağı ile terör faaliyetleri ile mücadele etmek için bu konuda Türk Savunma Sanayiine başvurduğunu aktaran Genç, Türkiye, Afrika Savunma Sanayii pazarında özellikle Kirpi, Hızır, Ejder, Cobra gibi hafif zırhlı araçlar, Şahingözü, Acar gibi havadan keşif araçları ve TB2, ANKA gibi İHA-SİHA sistemleri konusunda en çok tercih edilen ülke konumuna yükseldiğini kaydetti. Somali’nin güvenli bir bölge devleti olarak uluslararası arenada yeniden boy göstermesi için Türkiye’nin yakın çevre güvenliğinin asli unsurlarından birisi olan Kızıldeniz bölge güvenliğinin sağlanması için imzalanan TÜRKSOM anlaşmasının önemini vurgulayan Genç, Anadolu coğrafyasının güvenliğinin, Barbera, Aden, Cibuti ve Sevakin’den geçtiğini söyledi. “Türkçe dilinin kıtada yaygınlaşmasını temin edecek projelere destek verilmelidir” Türkiye son 20 yılda Afrika’da çok doğru ve akılcı bir politika yürüttüğünü aktaran Genç, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle Çin ve Rusya’nın uzun vadeli finansal krediler ve yatırım taahhütleri ile son 10 yıldan bu yana Afrika’da birçok önemli devlet nezdinde karar verici duruma geldiği de dikkatlerden kaçmamalıdır. Özellikle, Hava ve Deniz Limanları, Demiryolları, Karayolları gibi temel altyapı yatırımları konusunda Türk özel sektör firmalarının bölgeye girişi teşvik edilmeli, büyük tarım işletmeleri kurulması ve işletilmesi konusunda TİGEM ve Tarım Kredi Kooperatifleri gibi milli kuruluşların bölge ülkelerinde kalıcı ortak projeler geliştirmesi sağlanmalıdır. Tüm bu politikaların sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından da İnsani Yardım, Kalkınma, Sağlık ve Eğitim alanlarında Afrika ülkelerine verilen karşılıksız desteklerin devamlılığı sağlanmalı, Türkçe dilinin kıtada yaygınlaşmasını temin edecek projelere destek verilmelidir.”