POLİTİKA - 04 Ekim 2015 Pazar 17:00

Davutoğlu AK Parti’nin seçim beyannamesini açıkladı

A
A
A
Davutoğlu AK Parti’nin seçim beyannamesini açıkladı

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize proje karşılığı 50 bin liraya kadar karşılıksız nakdi destek vereceğiz" dedi.

CHP, MHP ve HDP’nin ardından AK Parti de bugün 1 Kasım seçimleri için hazırladığı seçim beyannamesini ATO Congresium’da açıkladı. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı "Huzur ve İstikrarla Türkiye’nin Yol Haritası" başlıklı 46 sayfalık seçim beyannamesinde çocuklara, gençlere, işçilere, kadınlara, engellilere, yaşlılara, emeklilere ve memurlara yönelik birçok vaat yer alıyor. 81 ilde yapılacak 100 önemli projenin de açıklandığı seçim beyannamesinin önemli başlıklarını içeren broşürler de basıldı.

"HAYAL TACİRLİĞİ, UMUT SİMSARLIĞI VE AFAKİ PROJELER YOK"

"Hazırlamış olduğumuz bu beyanname ile 1 Kasım’dan sonra yeniden iktidara geldiğimizde bakış açımızı, vizyonumuzu ve yapacaklarımızı ortaya koyuyoruz" diyen Davutoğlu, "Laf olsun’ diye, ’seçim geleneğidir’ diye bir beyanname hazırlamadık. Milletin sesine, duygusuna her zaman olduğu gibi kulak verdik ve beyannamemizi milletimizin talepleri doğrultusunda yazdık. Yenilenmenin, dirilmenin, akit tazelemenin adıdır bu beyanname. Tekrar ’haydi Bismillah’ diyerek yola çıkmanın adıdır, bu beyannamede Türkiye için kurduğumuz hayaller, hazırladığımız ve projeler var. Gelin bu hayalleri, projeleri birlikte hayata geçirelim. Bu beyannamede hayal tacirliği, umut simsarlığı ve afaki projeler yok. Çünkü AK Parti siyasetinde millete yalan söylemek yoktur. 13 yıl boyunca milletimize verdiğimiz her sözü tuttuk, buna da milletimiz şahittir. Bu beyannamede sadece ve sadece yapabileceklerimize yer veriyoruz, milletimize tutacağımız sözü veriyoruz" ifadelerini kullandı.

"BEKLENTİLERİ, İHTİYAÇLARI TESPİT ETTİK"

Türkiye’nin 13 yılda her alanda büyüdüğünü vurgulayan Davutoğlu, bu beyannameyle daha da ileriye gideceğini kaydetti. Davutoğlu, "Bugün yeni hedeflere yürürken biliyoruz ki ülkemiz büyüdükçe, ilerledikçe her alanda yeni ihtiyaçlar, yeni talepler ortaya çıkıyor. AK Parti hiçbir zaman sadece bugünün meselelerinin çözümüne odaklanmış bir parti olmadı. Yenilenmenin, değişimin, dinamik bir ülke olmanın getirdiği yeni ihtiyaçları ve yarının ihtiyaçlarını düşünerek hesabımızı yapıyoruz. Toplumumuzun her kesimiyle konuşarak bu beklentileri, ihtiyaçları, talepleri tespit ettik" diye konuştu.

"İNSAN ONURUNU ESAS ALACAĞIZ"

Hukukun üstünlüğü ilkesinin gereği olarak bütün vatandaşları kuşatan demokratik düzeni kalıcı bir hukuk zeminine oturtacaklarını belirten Davutoğlu, "Bütün vesayet odaklarının kalıntılarıyla mücadele edecek, millet iradesini gölgeleyecek, milletimizin ülkesine aidiyetini yaralayacak hiçbir odağa fırsat vermeyeceğiz. Bu çerçevede de yine sözleşmemizin bir parçası olarak bugün de diyoruz ki insan onurunu esas alan ve insan onurunu esas almayı reddederek insan onurunu zedeleyen hiçbir uygulama, politika meşru görülemez ve gösterilemez. Yeni Anayasamızın da çerçevesini oluşturacak en temel ilke budur. İnsan onuruyla taçlandırılan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı taşıyan hiç kimse hiçbir makam ve güç sahibi tarafından tahkir edilemez. İnancı, rengi, dili, cinsiyeti, ırkı, siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz, herhangi bir şekilde nefret söyleminin muhatabı kılınamaz. Demokratik düzenin sağlam temeller üzerinde inşa edilmesi ve bir daha asla müdahaleye maruz kalmaması, vatandaşlarımızın ülkemize aidiyetlerinin güvence altına alınmasına bağlıdır. Bunun için özgürlüklerle toplumsal güvenin, hukuk devletinin teminat altında olması şarttır. Demokratik gelişme, ekonomik gelişmenin olmazsa olmaz şartıdır" ifadelerini kullandı.

"İLK OLARAK YENİ BİR ANAYASA VAAT EDİYORUZ"

Başbakan Davutoğlu, demokratik ve ekonomik istikrarın, ekmeğin, aşın en temel güvencesi olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:

"13 yılda gerçekleştirdiğimiz, sessiz devrimlerin kalıcı bir düzen kavuşması ve cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemizin bütün demokratik düzenlerde dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmesi için AK Parti olarak beyannamemizin ilk ve esası olarak yeni bir anayasa vaat ediyoruz. Yeni bir anayasa yeni Türkiye’nin en temel taşıdır. Vaatler, vaat edenlerle birlikte değerlendirilir. Sözün önce sahibine bakılır, sonra kimin söz verdiğine bakılır ve bunu milletimiz çok iyi bilir. AK Parti Genel Başkanı olarak sizler adına söz veriyorum. Verdiğimiz sözün arkasında milletimizin iradesi vardır. Verdiğimiz sözün arkasında 13 senelik muazzam birikimimizle yönetim tecrübemiz vardır. Allah’ın izniyle ve milletimizin bize vereceği destek sayesinde neler yapacağımızı beyannamemizde detaylı olarak göstereceğiz. Özgürlükçü, katılımcı, kurumsallaşmış bir demokrasiyi esas alan yeni bir anayasa yapacağız. Temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınması başta olmak üzere demokrasinin tüm kurum ve süreçlerinin hayata geçmesi için uluslararası sözleşmelere tam uyum sağlayacağız."

"HİÇBİR SURETTE EŞİT VATANDAŞLIK ZEDELENMESİNE İZİN VERİLMEYECEK"

Demokratikleşme ve adalet reformu çerçevesinde atılacak adımları anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"AK Parti olarak 1 Kasım’dan sonra da demokratikleşme ve hukuk devletinin güçlenmesi için var gücümüzle çalışacağız. Herkes inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refahtan hak ettiği payı aldığı, emniyet ve huzur içinde yaşayan bir toplumu birlikte inşa edeceğiz. Bu çerçevede özgürlüğü, demokrasi ve insanı odağa alan, yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal çeşitliliğin temsil edildiği, merkezi ve yerel yönetimin güç kazandığı, karar alma süreçlerinin hızlandığı, her türlü vesayetin engellendiği yeni bir siyasal sistemi hayata geçirecek yeni anayasa yapacağız. Bu çerçevede daha önce de zikrettiğimiz gibi, birçok kez vurguladığımız gibi dinamik tarihi akış içinde hedefimiz bütün unsurlarıyla milletimizi tarihin nesnesi değil öznesi, millet iradesine dayanan devletimizi tarihin takipçisi değil öncüsü kılacağız. Eşit vatandaşlık ilkesini çağdaş siyasal meşruiyetin temeli olarak egemen kılacağız. Bu temelde hiçbir surette eşit vatandaşlık zedelenmesine izin verilmeyecektir. Bu temel üzerinde cumhuriyetimizin yüzüncü yılına girerken önceliğimiz ülkemizin katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü, demokratik ve sivil bir anayasayla yönetilmesini sağlamaktır. Özgürlük ve eşitlik, adalet değerleri üzerine inşa edilecek yeni anayasal düzenimizin en temel ilkesi insan onurudur. İnsan onuru ancak ve ancak insanın tercih ve irade gücünü yansıtan özgürlüklerle hayat bulabileceğinden yeni anayasal düzenimizin odağında insan hak ve özgürlükleri olacaktır. Kadim kültürümüzde esasları korunmuş olan, canın, aklın, neslin, inancın ve mülkün korunması kamunun sorumluluk alanlarını, çağdaş toplumsal hayatın temelini dokuyan evrensel insan hakları beyannamesi ise vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını tanımlayacak. Bu çerçevede düşünce, ifade, inanç ve girişim özgürlüğü insan onurunun ayrılmaz parçaları olarak koruma altına alınacaktır. Bu ilkeler ekseninde Türkiye’nin katılımcılığı ve çoğulculuğu esas alan ve etkili bir hükümet modeline kavuşmasını arzu ediyoruz."

BAŞKANLIK SİSTEMİ

AK Parti olarak seçimlerden sadece temsilin değil aynı zamanda güçlü bir hükümeti de mümkün kılan, istikrarsızlığa geçit vermeyen, vesayet odaklarının önünü kapatan çağdaş ve etkin bir hükümet sisteminin hayata geçmesini arzu ettiklerini belirten Davutoğlu, "Bu çerçevede de bu mantıkta kurgulanarak demokratik doğasından koparılmış bulunan, demokratik doğasını kaybeden parlamenter sistemin yol açtığı siyasi istikrarsızlıklar karşısında yeni Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim anlayışına dayalı, özgürlükçü başkanlık sisteminin daha uygun bir model olduğunu düşünüyoruz. Yeni sistemde meşru siyasi otoriteye ve hukuk düzenine tabi olmayan hiçbir paralel yapıya kesinlikle izin verilmeyecektir. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin, iç hukuka dahil edilmesine devam edeceğiz. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik perspektifini koruyacak, ülkemizin AB üyeliği çalışmalarına hız kazandıracağız. Uluslararası sözleşmelere ilişkin özgürlükçü, demokratik düzlem mantığıyla bağdaşmayan şerhleri, bütün hükümleri kaldıracağız. Avrupa’ya uyumlu olarak merkezi idari ve yerel yönetimler arasındaki ilişkileri yeniden düzenleyeceğiz. Ayrıca yerel yönetimlerin güçlendirilmesini ve suistimallerin önüne geçilebilmesi için etkin bir denetimi esas alan yasal düzenlemeleri hayata geçireceğiz" ifadelerini kullandı.

"SİYASİ PARTİLER KANUNU’NU KALDIRACAĞIZ"

Davutoğlu, askeri dönemlerden kalan yürürlükteki Siyasi Partiler Kanunu’nun kaldırılarak yerine siyaset kurumunu güçlendirmek üzere siyasi parti özgürlüğünü güvence altına alacak, parti içi demokrasiyi güçlendirecek, siyasete katılımı teşvik edecek yeni bir siyasi partiler kanununun ivedilikle çıkarılacağını bilirdi. Demokratik düzenin sağlam temeller üzerinde gelişmesi için siyaset kurumunu her manada güçlendireceklerini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Toplumun denetiminde olan demokratik siyasete ve bu siyasetin öncülerine güç ve güven kazandırmak amacıyla açıklık, saydamlık, hesap verilebilirlik, tarafsızlık, dürüstlük ve objektiflik ilkelerine dayalı siyasi etik kanunu çıkaracağız. Siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanının şeffaflaştırılmasına yönelik Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Siyasi Partiler Kanunu’nda acilen değişiklikler yapacağız. Milletvekili ve belediye başkan adaylarına yapılacak nakdi yardımların kendi adlarına açılmış seçim hesaplarına yatırılmasını ve şeffaflığı sağlayacağız. AK Parti bir erdemliler hareketi olarak başladı ve siyasete de erdemi temel maya, temel doku olarak egemen kılacağız İnşallah. Adaylara ve siyasi partilere yapılacak ayni ve nakdi yardımlara bazı sınırlamalar getireceğiz. Siyasi partilere yapılan bağış miktarının elektronik ortamda ilan edilmesini ve seçim hesaplarıyla yapılan harcamalarının yapılmasını ve sonuçlarının elektronik ortamda ilan edilmesini sağlayacağız. Yüksek Mahkeme başkan ve üyeleriyle daire başkanlarının TBMM Başkanlığı’na mal bildiriminde bulunmasını sağlayacağız. Siyasi partileri güçsüz kılan, millet iradesinin adaleti temsilini ve siyasi çoğulculuğu engelleyen ülke seçim barajıyla ilgili yeni bir düzenleme yapma yoluna gireceğiz. Seçim barajının temsilde adalet, yönetimde istikrar ilkesine göre yeniden düzenleyeceğiz. Sosyal sorunları ve ihtilaf alanlarını toplumsal uzlaşı yoluyla aşacağız."

"BÜTÜN KESİMLERE DÖNÜK ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR YAKLAŞIMI EGEMEN KILACAĞIZ"

"Bütün toplum kesimlerine dönük olarak özgürlükçü bir yaklaşımı egemen kılacağız" diyen Davutoğlu, "Cemevleri, Alevi öğretisiyle ilgili eğitim sisteminde sağlıklı bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi konularda Alevi kanaat önderleriyle diyalog içinde, demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Türkiye’de Kürt-Türk, Sünni-Alevi gibi ayrım yapmak isteyenlere karşı bütün kimliklerin serbestçe ifade edilmesi AK Parti iktidarı döneminde mümkün olmuştur. 2010 yılından bu yana yürütülen Alevi çalıştaylarında kanaat önderleriyle hükümetlerimiz arasında çok yoğun istişareler gerçekleştirildi. Sayın Cumhurbaşkanımız ve ben birçok kere Alevi kanaat önderleriyle bir araya geldim. Hacı Bektaş-ı ve Tunceli ziyaretlerinde de hep bu hususlara vurguda bulunduk. Bundan sonra da Alevi toplum kesimlerimizin, kardeşlerimizin sorunlarının çözümü için gerekli her adımı atacağız" şeklinde konuştu.

GELENEKSEL İRFAN MERKEZLERİ VE CEMEVLERİNE HUKUKİ STATÜ

Bu noktada geleneksel irfan merkezleri ile cemevlerine hukuki statü tanınacağını açıklayan Davutoğlu, "Aynı şekilde geleneksel irfan merkezlerinin ve cemevlerinin ihtiyaçlarının karşılanması için Belediyeler Kanunu, İmar Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu’nda gerekli değişiklikleri yapacağız. Buradan Hacı Bektaş-ı Veli’ye selam olsun. Onun yolunda yürüyen ehlibeyt ve Anadolu İslamı içinde geleneğini sürdüren bütün Alevi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanması bizim için vatandaşlık görevleri bağlamında en önemli sorumluluk alanlarından biridir. Hacı Bektaş’ta ve Tunceli’de yaptığımız konuşmalarda vurguladığımız hususları tek tek hayata geçireceğiz. Önümüzdeki dönemde bir başka toplum kesimiyle ilgili başta istihdam, iskan ve eğitim sorunları olmak üzere bütün toplum kesimlerinin ve Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne hız vererek her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız. Bu ülkede hiçbir vatandaş ait olduğu kültür, etnik ve mezhebi geçmiş dolayısıyla tahkir edilemeyecek, dışlanamayacak, ötekileştirilemeyecek. Hepsi devletin başının üzerinde olan vatandaşı olarak en saygın konuma oturtulacak" dedi.

"ÇÖZÜM SÜRECİNİ KESİNLİKLE KORUYACAĞIZ"

Davutoğlu, çözüm sürecini güvence altına almak ve nihayete erdirmek, kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkarılan "6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun" ile silahın, şiddeti ve terörün tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacaklarını belirtti. "AK Parti olarak, uzun yılların yaralarını sarmayı, eşit vatandaşlık temelinde birlik ve beraberliği tesis etmeyi amaçlayan ve hiçbir zaman dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız çözüm süreci perspektifimizi kesinlikle koruyacağız" ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Çözüm sürecinin muhatabı ve sahibi millet, taşıyıcısı ise başta AK Parti olmak üzere, ülkemizde huzur, istikrar ve barışı isteyen herkestir. Çözüm sürecini sabote etmeye, akamete uğratmaya çalışan terör örgütü; kamu düzenini yok sayarak yeniden eline silaha sarılmıştır. 2013’de verdiği sözlerin tam aksine, eylemsizlik yerine her türlü baskı ve şiddete başvuran terör örgütü, ne Türkiye’yi terk etmiş ne de silahı bırakmıştır. Çözüm sürecini varlığına tehdit gören örgüt yeniden terör eylemlerine başlamıştır. Terör örgütünün eylem ve sabotajları süreci sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır. Halkın hakkını hukukunu koruyabilmek için kamu düzenini tahkim ederek özgürlük- güvenlik dengesini mutlaka kuracağız. Kamu düzeni tesis edilinceye kadar terörle mücadelemize; hukuk ve kardeşlik tam anlamıyla tesis edilinceye kadar da çözüm süreci anlayışımızı korumaya devam edeceğiz. AK Parti reformlardan, hizmetlerden, yatırımlardan asla vazgeçmeyecek, geri adım atmayacaktır. Süreçte farklı sebeplerle oluşan güvenlik risklerini gidermek, bölge insanını ceberut ve zalim örgütün baskısından korumak devletimizin öncelikli görevi olmaya devam edecektir."

"ÇÖZÜM SÜRECİNİN MİMARI AK PARTİ’DİR"

"Çözüm sürecinin mimarı, yürütücüsü ve lokomotifi AK Parti’dir" diyen Davutoğlu, "AK Parti’nin güçlü olması sürecin neticeye ulaşması, şiddetin son bulması, terör örgütünün önce halka ve devlete yönelttiği silahların gömülmesi açısından önem taşımaktadır. Süreci bozan, zehirleyen, sabote eden yapılara rağmen özgürlük-güvenlik dengesini koruyarak her vatandaşımızın huzur içinde yaşadığı Türkiye hedefimize yürüyeceğiz" dedi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nu etkinleştireceklerini belirten Davutoğlu, bu kurumların AİHM ve BM kapsamında Türkiye’nin üstlendiği sorumlulukları hayata geçirmesi için gerekli tedbirleri alacaklarını kaydetti.

ADALET REFORMU

Davutoğlu, yargıda etkinlik, hızlılık, hesap verebilirlik, ekonomiklik ve şeffaflığı sağlayacaklarını vurgulayarak, "Anayasal değişikliklere bağlı olarak yüksek yargıda içtihat düzeyinde dağınıklığı gidereceğiz. Bu çerçevede, askeri yargı disiplin mahkemeleri çerçevesinde faaliyet gösterecektir. Yeni Yargı Reform Stratejisi Belgesi’ni etkin bir biçimde uygulayarak hayata geçireceğiz. Temyiz mahkemelerinin, alt derece mahkemeleri üzerindeki hukukilik denetiminin ötesine taşan etkilerini azaltacağız ve temyizi, hukuki denetim ile sınırlandıracağız. Yargı üst yönetimi ile temyiz mahkemelerinin oluşumunda TBMM’nin rolünü güçlendireceğiz, böylece yargının toplumsal meşruiyetini artıracağız. Yüksek Mahkemeler, bölge adliye ve idare mahkemeleri ile ilk derece mahkemelerinin faaliyet raporları hazırlayıp kamuoyuna duyurmalarını sağlayacağız. Yüksek mahkeme üyeliklerini ömür boyu kazanılmış hak olmaktan çıkarıp Avrupa örneklerine benzer şekilde makul sürelerle sınırlayacağız. İhtisas mahkemelerinin sayısını artıracağız. Ticaret ve iş mahkemesi gibi bazı ihtisas mahkemelerinde meslekten olmayan hakimlerin de yer almasını sağlayacağız" dedi.

"HSYK YENİDEN YAPILANDIRILACAK"

"HSYK’yı yeniden yapılandırarak Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu kuracağız" diyen Davutoğlu, bu alanda yapılacak reformları şöyle sıraladı:

"Yargı mensuplarının mesleki etik ve davranış kurallarını uluslararası ölçütlere göre belirleyeceğiz. Bilirkişilik müessesesini yeniden yapılandıracağız. Bilirkişilerin seçimi ve görevlendirilmesine yönelik standartlar belirleyerek, sertifikalandırma sistemine geçeceğiz. Hakimlerin bilirkişiye müracaatlarını uyuşmazlıkların hukuki mahiyeti dışında, tamamıyla teknik bir meselenin vuzuha kavuşturulmasıyla sınırlandıracağız. Hukukun tüm dallarında alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına ağırlık verecek, yargıya ulaşılabilirliği kolaylaştırmak amacıyla savunma hakkı ve adli yardımı güçlendireceğiz. Koruyucu ve önleyici hukuk yaklaşımını yaygınlaştıracağız. Ülke genelinde ideal yargılama sürelerinin belirlenmesini ve yargıda zaman yönetiminin uygulanmasını sağlayacağız. Vatandaşlarımızın daha kolay adalet hizmeti alabilmesi için birçok gelişmiş ülkede uygulanan Hukuki Yardım (Himaye) Sigortası Sistemi geliştireceğiz. Noterlik sistemini yeniden yapılandırarak, noterliklerden idarenin ve yargı organlarının iş yükünün azaltılması için faydalanacağız. Adli ve idari yargıda istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesini sağlayacağız. Ceza infaz sistemini mükerrer suçluluğu önleyecek şekilde etkili hale getireceğiz."

"KENDİ İŞİNİ KURMAK İSTEYEN GENÇLERE KARŞILIKSIZ 50 BİN LİRA"

Gençler için atılacak adımları açıklayan Davutoğlu, "Seçilme yaşını 18’e indireceğiz. Seçme yaşını biz 18’e indirmiştik, seçilme yaşını da 18’e indiriyoruz. 21 yaşında bir çağı kapatıp bir çağı açan bir sultanın nesilleri olarak 18 yaşındaki gençlerimizin dahi ülke yönetiminde etkin bir sorumluluk alabilecek altyapıya sahip olduklarına inanıyoruz" dedi.

Gençlere nerede olurlarsa olsunlar sınırsız ve ücretsiz internet müjdesi veren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Yine iş kurma konusunda sorular gelmişti, kendi işini kurmak isteyen gençlerimize proje karşılığı 50 bin liraya kadar karşılıksız nakdi destek vereceğiz. Yani bir genç meslek lisesini bitirmiş olabilir, bir ustadan bir eğitim almış olabilir, üniversite mezunu olabilir ne olursa olsun bir proje getirip ’ben yeni bir iş kuracağım’ dediğinde bakın kredi değil karşılıksız destek verilecek. Cebine 50 bin lira konulacak, denilecek ki ’Buyur, madem bu projede iddialısın, bunu hayata geçir.’ Yine eğer 50 bin lira nakdi destek yetmiyorsa kendi işini kurmak veya geliştirmek isteyen gençlerimize 100 bin liraya kadar faizsiz kredi vereceğiz. 50 bin lirayı hibe olarak aldı cebine koydu, dedi ki ’Bu yetmiyor’ bu sefer 100 bin lira da faizsiz olarak ona kredi verilecek. Peki gençler faizsiz kredi almaları için nereden kefalet bulacaklar? Gençlerimizin kullanacağı 100 bin lira kredi için Kredi Fonu aracılığıyla yüzde 85 oranında kefaret imkanı sağlayacağız. İşimizi sağlam kazığa bağlıyoruz. Yeni iş kuran gençlerimize 3 yıl boyunca gelir vergisi muafiyeti sağlayacağız. 50 bin lirayı aldı, 100 bin lira da faizsiz krediyi aldı, kefareti de var, 3 yıl da gelir vergisi ödemeyecek. Yeter ki iş kurabilsin."

"İLK KEZ ÇALIŞAN GENÇLERİN MAAŞI DEVLETTEN"

Gençler için devrim mahiyetinde bir adım atacaklarını vurgulayan Davutoğlu, "İlk kez iş bulan her gencimizin maaşının bir yıl boyunca devlet tarafından karşılanmasını sağlayacağız. Bu çift yönlü bir destektir, aynı zamanda işverene bir destektir. Yani işveren genç istihdam ettiği zaman 1 yıl maaşı devlet tarafından karşılanacak. Gençlerimizin istihdamının bu derece desteklendiği dünyada herhangi bir örnek yok. Yeter ki gençlerimiz her an bir işe ulaşabilsinler ya kendi işini kursunlar ya da bir işe müracaat ettiklerinde avantajlı bir şekilde müracaat edebilsinler" dedi.

"GSS GİDERLERİ 2 YIL SÜREYLE ÜCRETSİZ"

Başbakan Davutoğlu, "Yine bugünlerde çok gündemde olan bir husus, lise veya üniversite mezunu gençlerimizin Genel Sağlık Sigortası (GSS) giderlerini 2 yıl süreyle gelir testi yapmaksızın ve prim almaksızın karşılayacak ve böylece gençlerimize ücretsiz sağlık hizmeti sunmuş olacağız" diye konuştu.

Önümüzdeki dönemde yüksek öğrenimde yurt için müracaat eden tüm gençlere barınma imkanı sağlayacaklarını bildiren Davutoğlu, "Gençlerimizin orta öğretimden yüksek öğretime geçişte eğitim ve kariyer planlamasına yardım edecek kariyer merkezleri kurulacak. Kritik eşikler vardır, ben de bir öğretmen, geçmişte ve şimdi de gençlerle beraber olarak birçok hayat planlaması içinde yardım olmaya çalışmış birisi olarak en kritik eşiğin liseden üniversiteye geçiş esnasındaki meslek tercihi olduğunu bilirim. Kariye merkezleri kurup gençlerimizin yönlendirilmesi ve bilgilerine, becerilerine en uygun tercihlerde bulunması için yardımcı olacağız. Yeni bir destek programı geliştiriyoruz, Gençdes. Bu program ile gençlerimizin kısa film, ilk film, kitap, dergi ve benzeri sanatsal ve sportif faaliyetlerine proje bazlı karşılıksız destek vereceğiz" açıklamasında bulundu.

"HER ŞEYE ENGEL OLURSUNUZ DA AŞKIN ÖNÜNE GEÇİLMEZ"

"Her şeye engel olursunuz da aşkın önüne geçilmez" diyen Davutoğlu, gençlere ve engellilere yönelik vaatleri şöyle sıraladı:

"Gençlerde evliliğin teşvik edilmesi amacıyla çeyiz hesabı uygulaması başlatacağız. İş, aş, eş. İşi üniversite eğitimiyle en uygun şartlarda bir meslek suretiyle elde ettikten, aşını kazandıktan sonra da çeyiz hesabıyla da gençlerimizin rahat ve kolay bir evlilik süreci yaşamalarının önünü açacağız. Çeyiz hesabında yani anne babaların evlatlarını evlendirmek için açtıkları çeyiz hesabında biriktirilen paranın yüzde 20’si oranında devlet destek verecek. Yani 100 bin lira aile biriktirdiyse devlet de 20 bin lira evlilik hediyesi verecek. Engelli vatandaşlarımızın bizim dönemde ne kadar büyük, devrim mahiyetinde imkanlara kavuştukları herkesin malumudur. Engelsiz bir hayat için bundan sonra da gerekli her türlü altyapıyı oluşturacağız. Engellilerin bilgi ve iletişim teknolojilerine erişim imkanlarını artıracağız. Görme ve ortopedik engelliler başta olmak üzere ihtiyaç sahipleri için gerekli yazılım ve donanımı teşvik edeceğiz. Yaklaşık 350 bin engelli vatandaşımızın bilgi ve iletişim teknolojisini kullanmasını sağlayacağız. Yine sadece engellileri değil aileleri de ilgilendiren devrim mahiyetinde bir adım, engelli genç ve çocukların kısa süreli gündüz ve yatılı bakımı için güvenli bir biçimde kalabilecekleri engelli yaşam merkezleri kuruyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM’de Çocuk Zirvesi TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Sadece kötü alışkanlıklar, uyuşturucu ve benzeri alışkanlıklar, yanlış yönlendirmenin ötesinde aileyi yok sayan, aileyi değersizleştiren, aileyi dağıttığı için çocuğu kimsesiz bırakan bazı zararlı akımların insanlığın en büyük virüslerinden biri olduğunu bilmek ve ona göre tedbir almak zorundayız” dedi. TBMM Tören Salonu’nda ‘Geleceğin Dünyasında Çocuk ve Çocukluk’ teması ile Çocuk Zirvesi düzenlendi. Zirvenin açılışında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, çocuklara yapılan yatırımın en akılcı yatırım olduğunu belirterek, “Devlet olarak, kamu, özel sektör olarak yapılabilecek en güzel işlerin çocuklarla ilgili yatırımlar olduğunu biliyoruz. Çocukları risklerden, öncelikle zararlı akımlar, alışkanlıklardan korumak. Bugün dünyada nesilleri tehdit eden şeylerin en önemlilerinden biri belki de savaş, açlık, kıtlık, bunların üzerinde sayabileceğimiz zararlı akımlarla gelecekten kopartılmasıdır. Sadece kötü alışkanlıklar, uyuşturucu ve benzeri alışkanlıklar, yanlış yönlendirmenin ötesinde aileyi yok sayan, aileyi değersizleştiren, aileyi dağıttığı için çocuğu kimsesiz bırakan bazı zararlı akımların insanlığın en büyük virüslerinden biri olduğunu bilmek ve ona göre tedbir almak zorundayız” dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise, çocukların hayatın güzel bir hediyesi olduğunu dile getirerek, “Hayatlarımıza sevinç, neşe ve coşku katan çocuklarımız geleceğimizin mimarlarıdır. Bu ülke kıymetli evlatlarımızın azmi, çalışkanlığı ve başarılarıyla ebediyete kadar var olacaktır. İstiklal Marşımız gök kubbede her daim yükselecek, ay-yıldızlı bayrağımız dünyanın dört bir yanında dalgalanacaktır. Bütün insanlığa rehber olan kadim medeniyetimizin taşıyıcısı çocuklarımız olacaktır. Çocukları korumak, ülkemizin değerlerini korumak, insanlığı yüceltmek demektir” ifadelerini kullandı. Göktaş, başta Gazze olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında bazı çocukların en temel ihtiyaçlarından mahrum kaldığına değinerek, “Gazze başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında en temel ihtiyaçlarından mahrum olan çocukların geleceğinden endişe duyuyoruz. Hiç kimse, hiçbir kurum, hiçbir vicdan buna sessiz kalmamalıdır. Biz Türkiye olarak çocukların bu tabii hakkını her platformda büyük bir kararlılıkla dile getirmeye devam edeceğiz. Çocuklar savaşların, krizlerin neden olduğu acıların suskun tanıkları haline gelmemelidir. Hiçbir çocuk yaşadığı coğrafyalardaki krizlerin, savaşların, çatışmaların sorumlusu değildir ve olmamalıdır” şeklinde konuştu.
Aydın Aydın’da 2 ayda 364 öğrenciye balık tüketiminin önemi anlatıldı Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından çocuklara balık tüketimini özendirmek amacıyla son 2 ayda toplam 364 öğrenciye eğitim verildi. Aydın Su Ürünleri Şube Müdürlüğü ve Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü su ürünleri mühendisleri tarafından balık ve balık dışındaki su ürünlerinin tanıtılması ve tüketilmesinin artırılmasına yönelik eğitimler aralıksız devam ediyor. Bu çerçevede il genelinde ilkokul öğrencilerine yönelik “Balık yiyorum sağlıklı büyüyorum” konulu eğitimler veriliyor. Balık ve suda yaşayan diğer canlıları tanıtmak, dünyanın en sağlıklı besin kaynağı olarak tüm dünyada yüksek tüketim alışkanlığı bulunan balık tüketimini çocuklara da özendirmek, yasalarla koruma altına alınmış balık türlerinin yasal boylarını öğretmek amacıyla eğitim çalışması gerçekleştirildi. Su ürünleri mühendisleri, öğrencilere balık ürünlerini tanıtarak, balık tüketiminin sağlık açısından önemine dikkat çekti. Bu çerçevede Mart ve Nisan aylarında gerçekleştirilen eğitimlerde il genelinde toplam 364 öğrenciye balık tüketiminin önemi anlatıldı. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “2023-2024 eğitim öğretim yılı süresince ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik, ‘Su Ürünlerinin Tüketilmesinin Artırılması ve Sağlığımız Üzerindeki Faydaları’ konusunda eğitim çalışmalarımız devam ediyor. Eğitim programı kapsamında, Mart ayı içerisinde Köşk’te 121 öğrenciye, Kuyucak’ta 75 öğrenciye, Nisan ayı içerisinde de Yenipazar’da 54 öğrenciye, Söke’de toplam 114 öğrenciye ‘Balık Yiyorum Sağlıklı Büyüyorum’ konulu eğitim verildi” ifadeleri yer aldı.
Şanlıurfa Türkiye’de tarımsal sulama için tüketilen enerjinin yarısı DEPSAŞ enerji bölgesinde harcanıyor DEPSAŞ Enerji, tarımsal sulama döneminin başlamasına sayılı günler kalırken elektrik gücüne dayalı tarımsal sulama yapmaya hazırlanan abonelere yönelik basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Şanlıurfa’da düzenlenen basın buluşmasında konuşan DEPSAŞ Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel, güncel alacaklarının yaklaşık 28 milyar TL’ye ulaştığını söyledi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan 6 ilde sürdürülebilirlik odaklı proaktif yaklaşımla elektrik perakende satış hizmeti veren DEPSAŞ Enerji, bölgeye değer katma hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. 1.8 milyon aktif abonesine yönelik yenilikçi hizmetlerine kesintisiz devam eden DEPSAŞ Enerji, hem güncel faaliyetlerini aktarmak hem de bölgede yaşanan tüketim sorunlarına dikkat çekmek adına basın mensuplarıyla bir araya geldi. Basın etkinliğine ev sahipliği yapan DEPSAŞ Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel, bölgedeki tarımsal sulama faaliyetlerine ilişkin çarpıcı detayları bir kez daha gözler önüne serdi. Pamuğun yüzde 54’ü, mısırın yüzde 28’i bölgede üretiliyor Basın toplantısında konuşan Genel Müdür Karagüzel, 6 il ve 59 ilçede 6.5 milyon nüfusa 69 merkezde hizmet verdiklerini belirtti. 10 yılda diğer bölgelerde nüfusun yüzde 11, kendi bölgelerinde ise yüzde 15 artış gösterdiğini belirtti. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yetişen ürünlerin Türkiye’deki üretim oranlarından da bahseden Karagüzel, “Toplam pamuk üretiminin yüzde 54’ü, mısırın yüzde 28’i bölgemizde üretiliyor. Bu üretimde elektrikli sulama oranı yüzde 70 düzeyinde” ifadelerine yer verdi. Türkiye’deki tarımsal sulamada kullanılan elektriğin yüzde 50’si Dicle Bölgesinde tüketiliyor Karagüzel basın toplantısında, bölgedeki tarımsal sulama faaliyetleri çerçevesindeki elektrik tüketim oranlarına da değindi. Elektrikle sulama oranının yüzde 70’e ulaştığına dikkat çeken Karagüzel, “Tedarik bölgemizde büyük bölümü Şanlıurfa ve Mardin’de olmak üzere bulunan toplam 135 bin çiftçimizin 31 bini tarımsal sulama abonelerinden oluşuyor. Tüm Türkiye’de yer alan tarımsal sulama aboneleri içerisindeyse, bölgemizdeki abonelerin oranı sadece yüzde 4,2. Küçük bir oran gibi görünen bu kesim, 2023 yılında tarımsal sulama için 6.5 milyar kWh elektrik tüketti. Söz konusu abone grubu tüm Türkiye’de tarımsal sulama için tüketilen elektriğin yaklaşık yüzde 50’sini kullanıyor. Bu da bölgede tarımsal sulama için ne denli fazla elektrik tüketildiğini açıkça ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı. Alacak miktarı 28 milyar TL’ye ulaştı Karagüzel, toplam alacaklarının yaklaşık 28 milyar TL’ye ulaştığını, borçlu abone sayısının ise 20 bini aştığını belirterek, “Bölgemizde en fazla borç ve borçlu aboneler Şanlıurfa ve Mardin’de bulunuyor. Şanlıurfa’da 13 bin abonemizin yaklaşık 16 milyar TL, Mardin’deki 5 bin abonemizin ise yaklaşık 10 milyar TL’ye ulaşan tarımsal sulama kaynaklı borcu bulunurken; Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt’teki tarımsal sulama abonelerimizin toplam elektrik borcu 2 milyar TL’yi aşıyor” dedi. Ödeme için sağlanan imkanlar görmezden gelindi Geçmişte tedarik şirketi tarafından borçlu çiftçilerin ödeme yapabilmesi için Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan kolaylıklar sağlandığı halde beklenen ödemelerin gerçekleşmediğine de dikkat çeken Genel Müdür Murat Karagüzel, “Tarımsal faaliyet gösteren çiftçilerimizden borcu bulunan çok sayıda vatandaşımıza yönelik devletimizin sunduğu imkanlar ve şirketimizin destekleri maalesef karşılık bulmadı. Aralarında faizsiz ve 5 yıl geri ödemesiz kredi desteği, hasat bitiminde ödeme kolaylığı, borçtan gecikme bedeli alınmaması, borcun kişiye özgü yapılandırılması, üç zamanlı tarifeye geçiş kolaylığı gibi çok sayıda imkan oluşturulmasına rağmen, tarımsal faaliyetlerini sürdüren çiftçilerin çok büyük bölümü ne yazık ki borcunu ödemedi. Şanlıurfa’da, kaçak tüketimi hariç tuttuğumuz zaman tarımsal sulama alanında bizi ancak yüzde 54 oranında bir tahsilat oranı karşılıyor. Ödenmeyen borçlar sebebiyle geride bıraktığımız 2023 yılında milli ekonomimiz yaklaşık 6 milyar TL tutarında zarara uğratıldı” dedi. Gücünü çalışanından, güveni hizmetinden alıyor Açıklamalarını sürdüren Karagüzel, 69 hizmet merkezinde toplam 500’e yakın çalışanla hizmet veren DEPSAŞ Enerji’nin yılda ortalama 290 bin sözleşme gerçekleştirdiğini belirtti. Görevli tedarik şirketi olarak Türkiye’de sadece Güneydoğu illerinde değil, her bölgeden müşterileri olduğunu ifade eden Karagüzel, yüksek hizmet kalitesi ile Türkiye’de bulunan abonelerin yüzde 5’ine hizmet götürdüklerini hatırlattı. Genel Müdür Karagüzel, abonelerine sundukları ödeme kolaylıklarını DEPSAŞ Enerji mobil uygulamasıyla daha pratik ve erişilebilir hale getirdiklerini de sözlerine ekledi. Karagüzel açıklamalarını, “Mobil uygulamamızla abonelerimizin fiziki kanallara gelmeden başvuru yapabilmelerine, bilgi alabilmelerine ve şirket hizmetlerine kolayca erişebilmelerine imkan tanıyoruz. Mobil uygulamamızı kullanan 170 bini aşkın abonemizden çok olumlu dönüşler alıyoruz. Kullanıcı dostu DEPSAŞ Mobil uygulamamızı zamanı hizmete dönüştürmek isteyen tüm abonelerimizin indirmesini tavsiye ediyorum.” dedi. Kaliteli hizmet sürekliliği ve zaman tasarrufu için abonelerin otomatik ödeme talimatı vermesinin de önemline dikkat çeken Karagüzel “Otomatik ödeme talimatı veren abonelerimizin sayısı ise 455 bine ulaştı. Hizmetin devamı için son derece önemli olan bu kolaylık diğer yandan abonelerimizin ödeme merkezlerine gitmesine gerek kalmadan faturalarını anında ödemesini de mümkün kılıyor” şeklinde konuştu. DEPSAŞ Enerji Spor Kulübü başarıya doymuyor İnsan odaklı çalışmaları ile bölgede önemli sosyal sorumluluk çalışmalarına imza atan DEPSAŞ Enerji, sosyal fayda temelindeki hizmetlerini bölgeye değer katan sosyal projelerle de pekiştiriyor. Bu çerçevede Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2013 yılında kurulan GAP Gençlik Spor Kulübü’nü devralan şirket, yeni adıyla DEPSAŞ Enerji Spor Külübü’nün başarılarına büyük katkılar sağlıyor. Gerçekleştirilen basın toplantısında kulübün devir sürecinden bu yana 27’si altın olmak üzere toplam 97 madalya kazanarak bayrağımızı dünyanın farklı ülkelerinde gururla dalgalandırdıklarından da bahseden Karagüzel, “Geçtiğimiz yıl şampiyon olarak Alpaslan Endüstri Erkekler Voleybol 1. Ligi B Grubu’na yükselen kulübümüz bu sezon zirve mücadelesi verdi. Hentbol takımımız da bu sezon verdiği zirve mücadelesinin ardından dörtlü finallerde üçüncü oldu. Ampute futbol takımımız ise Süper Lig yolculuğunu sürdürüyor. Bireysel branşlarda art arda kazandığımız madalyalarla hem ülkemizin hem de bölgemizin sportif puanını artırmaya devam ediyoruz. Diğer taraftan kulübümüz bünyesinde dünya şampiyonu olmuş paralimpik sporcularımız da yer alıyor.” dedi. Spora verdikleri desteğin engelsiz yaşam farkındalığına katkı sunduğunu ifade eden Karagüzel, “Özellikle bedensel engelli gençlerimizin daha fazla sportif alışkanlık edinmelerini sağlamayı hedefliyor, bu alanda kulübümüzde yer alan sporcuların onlara ilham olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Balıkesir "Minik eller büyük hayaller" etkinlikleri başladı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde, Bandırma Halk Eğitimi Merkezi, "Hayat Boyu Öğrenme Kurumları, Geleceğimiz Olan Çocuklarımızla Buluşuyor" projesi kapsamında "Minik Eller, Büyük Hayaller" temasıyla öğrencileri geleneksel Türk el sanatlarıyla buluşturdu. Etkinlik, anaokulu, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine geleneksel Türk el sanatlarını tanıtma ve kültürel mirası aktarma amacıyla yapıldı. Bandırma Halk Eğitimi Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu Aslan, öğrenciler, öğretmenler ve veliler katıldı. Ebru Sanatı’nda Usta Öğretici Zekiye Tatlı, Seramik’te Usta Öğretici Nail Yurdusev ve Tokat Tahta Baskı’nda da Usta Öğretici Dilek İkizçelli alanlarında öğrencilere eğitim verdi. Etkinlikte çocuklar eğlenirken öğrenmelerine de destek olmayı hedeflendi. Bu etkinlikler, çocukların düşünce gücünü geliştirmeyi ve sosyal becerilerini artırmayı amaçladı. Bandırma Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Ahmet Özdemir, "Minik Eller, Büyük Hayaller" etkinliğinin geleneksel sanatları yaşatmayı ve nesilden nesile aktarmayı amaçladığını belirtti. Proje kapsamında farklı okullardan öğrencilerle yapılacak etkinliklerin yıl boyunca devam edeceği planlanıyor. Özdemir "Hayat Boyu Öğrenme Kurumları, Geleceğimiz Olan Çocuklarımızla Buluşuyor" projesi kapsamında "Minik Eller Büyük Hayaller" temalı etkinliğimizde Şehit Teğmen Doğuş Uran Anaokulu, 17 Eylül İlkokulu ve Ticaret Borsası Ortaokulunda öğrenim gören öğrencilerle birlikte geleneksel sanatlarımı yaşatmak ve bunları nesilden nesile aktarmak için yapılmaktadır. Amacımız kültürel mirasımıza ilgi duymak, sizlerde var olan yetenek ve ilgi alanlarınızı geliştirmektir. Müdürlüğümüzce ilçemizdeki farklı okulların talepleri doğrultusunda proje kapsamında yapılacak etkinliklerin yıl boyunca devam etmesini planlıyoruz" dedi.
Kayseri Bir daireyi farklı kişilere sattığı iddia edilen müteahhidin yargılanmasına başlandı Kayseri’de bir daireyi farklı kişilere sattığı iddia edilen müteahhidin yargılanmasına başlandı. Kayseri Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya başka davadan tutuklu sanık T.Ç. SEGBİS ile katılırken, Müşteki A.Ç. ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Sanık T.Ç. savunmasında dolandırmak niyetinde olmadığını, muhasebe servisinde yapılan hatadan kaynaklı müştekiye verilen dairenin başka birine satıldığını iddia etti. Müştekiye istediği takdirde aynı binada bulunan başka bir daireyi verebileceğini söyleyen sanık, suçsuz olduğunu belirterek beraatini istedi. Müşteki A.Ç. ise savunmasında 2020 yılında bedensel engelli çocuğu olması hasebiyle zemin kattan ev almak için sanık T.Ç. ile 270 bin TL karşılığında anlaştıklarını söyledi. Ödemeyi yapmak için aracını 120 bin TL karşılığında müteahhide verdiğini, kalan 150 bin TL’yi ise zaman içinde parça parça ödeyerek borcunu bitirdiğini, bunun karşılığında makbuz değil ama toplu olarak borcu yoktur kağıdı verildiğini söyledi. Ayrıca Müşteki A.Ç. 2023 yılında evinin son durumuna bakmaya gittiğinde bir başka şahısla karşılaştığını ve o şahsın bu dairenin kendisine ait olduğunu, tapunun da kendi üzerinde olduğunu söylediğini ifade etti. A.Ç.; bu durumun ardından sanık T.Ç.’ye gittiğini ve durumu anlattığında T.Ç.’nin bir yanlışlık olduğunu ve ’yerine 1. kattan daire verelim’ dediğini, ancak bu görüşmeden 9 gün sonra o dairenin de başka birine satıldığını öğrendiğini söyledi. A.Ç., zararının karşılanmadığını ve ev sahibi olamadığını, halen kirada oturduğunu da ifadesinde belirtti. Müşteki avukatı ise sanığın bu olay dışında birçok kişiyi de bu şekilde mağdur ettiğini ve buna benzer 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması devam eden davayla birleştirilmesini ve sanığın cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı başka bir tarihe erteledi.