SAĞLIK - 23 Haziran 2015 Salı 14:44

Demir eksikliği en sık kimlerde görülür?

A
A
A
Demir eksikliği en sık kimlerde görülür?

Diyetisyen Mustafa Tilekli, Demir Eksikliği Anemisi’nin (DEA) demir ihtiyacının en çok arttığı dönemler olan bebeklik, çocukluk ve gebelik dönemlerinde sık görüldüğünü söyledi.

Demirin vücutta çok büyük önem taşıyan, gıdalarla günlük olarak ihtiyacın karşılanması gereken bir mineral olduğunu belirten Özel FBM Tıp Merkezi Estetik Kliniği Diyetisyeni Mustafa Tilekli, “Çoğunlukla karaciğerde ve dalakta depo edilir. Hücrenin temel yapı taşlarından olan DNA nın ve bağışıklık sisteminde görev alan enzimlerin yapısına katılır. Bu sayede vücudun enfeksiyonlara karşı korunmasına yardımcı olur. Demir kanda oksijenin taşınmasını sağlayan hemoglobinin yapısında bulunur” dedi. Gıdalarda bulunan demirin 2 türlü olduğunu belirten Tilekli, “Bunlar, organik (hem) ve inorganik (non-hem) olarak iki türlüdür. Vücutta en etkili kullanılan, bağırsaklardan emilimi en yüksek olan hem demirdir. Besinlerde bulunma oranlarına göre ise bu durum tam tersidir. Hem demirin kaynağı kırmızı ettir. Kırmızı et grubundan ise en çok koyun ve sığır etinde bulunur. Hem olmayan demir kaynağı olarak yumurta, kurubaklagiller, koyu-yeşil yapraklı sebzeler ve yağlı tohumlar olarak sıralanabilir. Demirin günlük alınan miktarı kadar vücutta emilebildiği oranda çok önemli bir konudur. Hem demirin yüzde 15-25 arası emilime katılırken hem olmayan demirde bu oran yüzde 2-15’e kadar düşmektedir. Hem demirin emilimini özellikle asidik ortam, protein varlığı ve C vitamini arttırmaktadır. Hem olmayan demir emilimi ise hem demirle artar. Yani etli yemeklerin yanında limon suyu eklenmiş salatalar tercih edilerek veya kurubaklagil yemekleri yine C vitamininden zengin sebzelerle hazırlanmış salatalarla tüketilirse demir emilimi azami seviyeye çıkartılır. Yumurtada non-hem demir bulunduğundan emilimi arttırmak için salatalarla birlikte tüketilmesi önerilir. Diğer yandan diyette fazla miktarda fitat (tahıllar, kurubaklagiller), kalsiyum bulunması demir emilimini olumsuz yönde etkilemektedir. Fitatlar en çok tahıl kurubaklagil grubunda bulunur. Pişirme sırasında ve ekmeğin mayalanması sonucu fitat oranı düşer. O yüzden tercihimiz mayalı ekmek yönünde olmalı ve bakla yemeklerini hazırlarken iyi pişirdiğimizden emin olmalıyız. Kalsiyum da demirin emilimini olumsuz etkileyen etmenler arasındadır. Kalsiyumu günlük ihtiyacın çok üzerinde almak veya demir içeren gıdalarla birlikte tüketmek emilimi azaltacaktır. Teneke konserve gıdalarında açıldıktan sonra uzun süre bekletilmesi sonucu içeriğinin değişmesi demir emilimini azaltan diğer sebeptir. Yemeklerle birlikte içilen çay ve kahve içlerinde bulundurduğu tanen, polifenol gibi maddeler yüzünden emilimi azaltır” diye konuştu.

Demirin uzun süreli alımının azaltılması veya çeşitli emilim bozuklukları sebebiyle vücutta demir eksikliğine bağlı aneminin oluşacağını belirten Tilekli, “Demir Eksikliği Anemisi (DEA) oluşumu bir anda gerçekleşmez önce vücudun demir depoları boşalır daha sonra demirin yapısına katıldığı kan hücrelerinin (hemoglobin) sayısında azalma gözlenir. DEA kendini iştahsızlık, dikkat dağınıklığı, sık sık hastalanma gibi belirtilerle gösterebilir. Demir ihtiyacının en çok arttığı dönemler olan bebeklik, çocukluk ve gebelik dönemlerinde DEA sık gözükür. Demir eksikliği anemisi oluşmadan beslenme ile demir seviyesinin korunması çok önemlidir. Diyette et grubundan besin tüketimine önem verilmeli. Yumurta ile sebze yenilmesi tercih edilmelidir. Bitkisel kaynaklı demiri hayvansal kaynaklı demirle birlikte tüketmek emilimi arttıracaktır. Aşırı posalı gıda demir emilimini olumsuz etkileyeceğinden bu miktara da dikkat edilmelidir. Kullanılmasında herhangi bir engel oluşturacak hastalıklar mevcut değilse pekmez ve kuru meyve tüketimine de ağırlık verilmelidir. Düzenli aralıklarla demir seviyesi kontrol edilmelidir. DEA oluşmuş ve demir takviyesi alınıyorsa bu konuda doktor gözetimi çok önemlidir. Demirin azıda çoğu da zararlıdır” şeklinde konuştu. 

GÖKHAN İÇKİLLİ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.