GÜNDEM - 18 Ekim 2021 Pazartesi 09:52

Dere üstündeki yapıların kaldırılmasıyla onlarca tarihi yapı gün yüzüne çıktı

A
A
A
Dere üstündeki yapıların kaldırılmasıyla onlarca tarihi yapı gün yüzüne çıktı

Bitlis’te Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen ‘Dere Üstü Islah Projesi’ kapsamında yapılan yıkımın ardından onlarca tarihi yapı gün yüzüne çıktı.

Tarihi dokunun ön plana çıkarılması ve şehrin nefes alması için başlatılan proje kapsamında yıkılan iş yerlerinin altında kalan özellikle köprüler ilk günkü ihtişamını koruyarak tekrardan ortaya çıktı. Ayrıca yapıların altında kalan köprüler gibi yine betonarme yapıların arkalarında kalan kale, hamam ve cami gibi yüzlerce yıllık eserler, yine tam anlamıyla gün yüzüne çıkarıldı. Yıkım çalışmalarında sona gelindiği bugünlerde rusubatların temizliğinin ardından çarşı merkezinde geçen Bitlis Çayı ve etrafında peyzaj düzenlenmesi de yapılacak. Projenin kısa sürede tamamlanması için çalışmaların aralıksız sürdüğü Bitlis’te ortaya çıkan tarihi köprüler de vatandaşlar tarafından merakla izleniyor.

Dere üstündeki yapıların kaldırılmasıyla onlarca tarihi yapı gün yüzüne çıktı

“Bitlis çok eski medeniyet şehri”

Projenin tamamlandığında Bitlis’i eskiden olduğu gibi bugün de cazibe merkezi haline getireceğini belirten Bitlis Eren Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, Bitlis’in tarihi geçmişi ve dokusu ile bölgenin cazibe merkezi olduğunu söyledi. Demirtaş, yaşadığı her medeniyetten izler taşıyan Bitlis’in Mitanilerle başlayan tarih yolculuğunda birçok medeniyete de ev sahipliği yaptığını belirtti. Demirtaş, “Bitlis çok eski medeniyet şehri. Binlerce yıllık tarihi olduğu zaten biliniyor. Araştırmalar neticesinde milattan önce 2 binlerde kurulduğu ortaya çıkmıştır. Bitlis ilk defa Mitaniler döneminde kurulmuş. Kurulduktan sonra da gelişimini kısa sürede sağlıyor. Çünkü alternatifi olmayan bir şehir. Bitlis Deresi güzergahı özellikle kuzeyden güneye, güneyden doğuya gelen bütün kervanların, bütün devletlerin geçmek zorunda olduğu bir yer. Böyle olduğu için her dönem insanların ilgi odağı olmuş. Daha sonra bu alanda bir kale inşa edilmiş. Bu tarihi doku binlerce yıldan bu yana oluşmaya başlamıştır. İslam hakimiyeti öncesine baktığımızda Mitanilerden sonra Asurlular, Urartular, Medler, Persler var. En sonunda İslam orduları bu bölgeye gelmiş. İslam ordularının zaferleri sonunda Abbasi ve Emeviler 200 yılı aşkın bir süre hüküm sürmüş. Bizanslıların Sasanilerle mücadele döneminden sonra yerel beylikler ve İslam devletleri hüküm sürüyor. Mervaniler ve Ahlat merkezli Sökmenşahlar bunlardan bazılarıdır. Rojikiler denilen Şerefhanlar bu bölgede 600 yıllık hakimiyetleri söz konusudur. Osmanlı ile birlikte Bitlis’te daha ileri bir hamle var. Özellikle Abdal Han döneminde kendi medeniyetinin zirvesini yaşamıştır” dedi.

“Dere üstünde onlarca köprü var”

Bitlis’teki medeniyetlerin yaşadıklarına dair çeşitli alametlerin de halen günümüzde mevcut olduğuna değinen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bitlis’te birçok medeniyet yaşamıştır. Bunun çeşitli alametleri var. Bitlis’e baktığınızda kalesinin dışında çok sayıda tarihi yapı var. Camiler, medreseler, kiliseler, hamamlar ve köprüler var. Şimdi yapılmak istenen şey bu tarihi dokuyu ortaya çıkarmaktır. Bunun en büyük engeli dere üstünün işgal edilmiş olmasıdır. Şimdi bunu ortaya çıkarmak için başlatılmış bir proje vardır. Bitlis Deresi’nin üstünün açılması projesi yerinde ve son derece güzel yürüyen bir projedir. Şehrin tarihi dokusunun ortaya çıkarılması için önemli bir projedir. Bir takım aksaklıklar var. Bunu inkar edemeyiz. Dere üstünde onlarca köprü var. Bu tarihi köprüler eğer sağlam bir şekilde, tahrip edilmeden ortaya çıkarılabilirse gerçekten projenin en önemli ayaklarından biri gerçekleşmiş olur.”

“Bitlis geçmişte Anadolu’nun en güzel kentlerinden birisiydi”

Demirtaş, dere üstü projesinin yerinde bir proje olduğunu, ancak tek başına bu projenin tarihi ortaya çıkarmaya yetmeyeceğini de ifade ederek, “Burada İslam medeniyeti öncesine dair yığınla tarihi dokuyu ortaya çıkarmak mümkündür. Bana göre bu proje Bitlis’in tarihi dokusunu tamamıyla ortaya çıkarmaya yetmez. Daha başka projelerle bunu daha ileriye götürmek gerekir. Betonarme yapılan tasfiyesi, ıslahı mümkünse ıslahının yapılması, modern yapılara izin verilmemesi, tarihi Bitlis evlerinin restorasyonu amacıyla bir büyük projeye daha ihtiyaç vardır. Bu olduğunda Bitlis gerçek hüviyetine kavuşmuş olur. Antik kent vasfına zaten sahiptir. Bu özelliğini de ortaya çıkarmış olur. Bu proje hayata geçirildiğinde Bitlis geçmişte Anadolu’nun en güzel kentlerinden birisiydi, bugünde o hale gelecektir. Yine cazibe merkezi olacaktır. Bitlisliler bundan çok daha fazla istifade edeceklerdir” diye konuştu.

“Her şey insan içindir”

Demirtaş, projenin hayata geçirilirken insan merkezli olmasına dikkat edilmesi gerektiğinin de altını çizerek, “Burada yapılması gereken en önemli şey, insan merkezli düşünmektir. Yani bu restorasyon, dere üstünün açılması, diğer projelerin yapılması faaliyetlerini insan merkezli yapmak gerekir. İnsanımıza zarar vermeden onların talep ve beklentilerini karşılamak suretiyle yapmak lazım. Çünkü sonuç olarak tarihte medeniyette her şey insan içindir. Böyle düşündüğümüzde projemizin başarı şansı daha yüksek olur” şeklinde konuştu.

Vahit Olcay - Özkan Olcay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Trabzon’un yöresel ürünleri başkente taşınacak Trabzon’un yöresel ve kültürel ürünleri, Başkent Millet Bahçesi’nde vatandaşlar ile buluşacak. Başkent Millet Bahçesi, 25-28 Nisan tarihleri arasında Trabzon Tanıtım Günleri’ne ev sahipliği yapacak. Trabzon Valiliği, Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Başkent Trabzon Dernekler Federasyonu koordinesinde düzenlenecek tanıtım günlerinde kemençe şovu yapılacak. Tanıtım günleri hakkında basın toplantısı düzenleyen Başkent Trabzon Dernekler Federasyonu Başkanı Ali Hacıfazlıoğlu, “Bu tür etkinlikler şehirlerimizin doğal ve kültürel değerlerinin, turizm ve ticaret potansiyellerinin tanıtılması için de çok önemli. Trabzon’umuz yemyeşil ormanlarıyla, başı dumanlı dağları ve yaylalarıyla, eşsiz gölleriyle, coşkun dereleriyle, Karadeniz’iyle, hamsisiyle, kemençesiyle adeta cennetten bir köşedir” ifadelerini kullandı. Trabzon’un Türkiye’de en yaşanabilir şehirler arasında 10’uncu sırada olduğunu belirten Hacıfazlıoğlu, “2023 yılında yaklaşık 1 milyar 58 milyon dolar ihracat gerçekleştirerek Doğu Karadeniz illeri arasında en fazla ihracat yapan şehir oldu. Ticaret faaliyetleri sürekli büyüyen bir şehir” dedi. Trabzon Tanıtım Günleri ile şehri daha iyi tanıtmayı amaçladıklarını ifade eden Hacıfazlıoğlu, “Trabzon’un iktisadi kalkınması ve sosyal gelişmesine yardımcı olmak, doğal, kültürel ve sanatsal varlıklarının tanıtılması ve korunmasını sağlamak adına çalışmalarımızı asla kesmeyeceğiz, aksine arttırarak devam edeceğiz” diye konuştu. Tanıtım günlerinin açılışında çok sayıda bürokratın da olacağına işaret eden Hacıfazlıoğlu, şunları kaydetti: “Hemşehrilerimiz, ziyaretçilerimiz Trabzon’umuzun yöresel yemekleri ve ürünlerinin sergileneceği fuar alanıyla, yöresel sanatçılarımızla, kemençe ve horon eşliğinde doya doya 4 gün geçirecekler. Gurbette olan hemşehrilerimize, Trabzon sevdalılarına memleket havasını bir nebze de olsa hissettirmek istiyoruz.” Tanıtım günlerinde birçok faaliyetin gerçekleştirileceğini aktaran Hacıfazlıoğlu, “Yöresel yemeklerimiz, el sanatlarımız, kıyafetlerimiz, horonumuz ve kemençemizin de eşlik edeceği bu güzel günlerimize tüm halkımızın davetli olduğunu da duyurmak istiyorum. Bu düşüncelerle Başkent Trabzon Dernekler Federasyonu adına bizleri yalnız bırakmayan başta Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız olmak üzere tüm devlet büyüklerimize ve hemşehrilerimize teşekkür ediyorum. Trabzon Tanıtım Günleri etkinliğimizin şimdiden neşe içerisinde geçmesini temenni ediyorum” açıklamasında bulundu.
Balıkesir Canbey, Avrupa Konseyi’nde Gazze’nin sesi oldu Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu’nda İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları görüşüldü. AKPM’deki Türk delegasyonundan AK Parti Balıkesir Milletvekili Dr. Mustafa Canbey, Gazze’deki masum sivillerin İsrail’in haksız ve hukuksuz saldırılarına maruz kaldığını ifade etti. Canbey, "Çatışmaların başladığı 7 Ekim’den bu yana 33 binden fazla insan öldürüldü ve bu sayı halen artmaya devam ediyor" dedi. Merkezi Fransa’nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisine (AKPM) dünyadan çok sayıda milletvekili katıldı. AKPM Genel Kurul’unda söz isteyen Dr. Mustafa Canbey, "Ne yazık ki bugün burada modern tarihin en karmaşık ve yıkıcı insanlık felaketlerinden biri olan Gazze katliamını görüşüyoruz. Meclis olarak, masum siviller için empati kurarak bu meseleyi ele almak ve sürdürülebilir bir çözüm geliştirmek çok önemlidir. Çatışmaların başladığı 7 Ekim’den bu yana 33 binden fazla insan öldürüldü ve bu sayı halen artmaya devam ediyor. Avrupa Konseyi üye devletlerinin temsilcileri olarak, Orta Doğu’nun ve dünyanın en yıkıcı felaketlerinden biriyle karşı karşıyayız. Gazze’deki masum siviller İsrail’in haksız ve hukuksuz saldırılarına maruz kalmaktadır. Dahası, İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı abluka nedeniyle masum siviller yıkıntılara, açlığa ve susuzluğa mahkûm edilmiştir. Hayatını kaybedenlerin çoğu, gıda ve temel insani ihtiyaç sıkıntısı çeken kadın ve çocuklardan oluşuyor. Bu durum küresel barışı da tehdit etmektedir" ifadelerini kullandı. İsrail’in orantısız sivil kayıplardan sorumlu olduğunun açık olmasına rağmen hiçbir şey yapılmadığını belirten Canbey, "Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD), İsrail’in ateşi kesmesi, sivilleri öldürmeyi durdurması ve bölgeye insani yardımın girmesine izin vermesi gerektiğine hükmetmiş olsa da insanlar hala acı çekmektedir. İsrail ve İran arasında yaşanan son silahlı çatışma bir kez daha göstermiştir ki Gazze’de kalıcı bir çözüme ulaşılmadığı sürece Orta Doğu’da barış ve istikrar olmayacaktır. Meclis, İsrail’den UAD’nin kararına uymasını ve bu kararı uygulamasını istemelidir. Bu karar kalıcı bir çözüm olmasa da Gazze’deki siviller için önemli bir rahatlama sağlayacaktır" dedi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin ahlaki pusulasının sağlam olduğuna ve hukukun üstünlüğü ile insan haklarını korumak için çaba sarf edeceğine inandığını belirten Mustafa Canbey, Meclisi, kalıcı bir ateşkes sağlanması ve Gazze Şeridi’ne derhal yardım gönderilmesine izin verilmesi için İsrail üzerinde baskı oluşturacak bir süreç başlatmaya davet etti.
Bursa İnegöl trafiğine MODEF düzenlemesi Pazartesi günü başlayacak 50. Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı öncesi fuar alanı bölgesinde bir dizi düzenleme yapan İnegöl Belediyesi, yoğunluğa sebebiyet vermemek adına Kültür Park girişi ile Ahmet Türkel Çevreyolu Gazi Yaşamkent Sitesi önündeki girişin de araç trafiğine açıldığını duyurdu. İnegöl Belediyesi, 22 Nisan Pazartesi günü 50’nci kez kapılarını açacak Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı öncesi trafikle ilgili bir dizi düzenleme yaptı. Okullar bölgesinin de bulunduğu fuar alanı bölgesinde yoğunluğu azaltmak ve alternatif girişler oluşturmak adına fuar alanı bölgesine 2 yeni giriş daha açıldı. İnegöl Belediyesi’nden konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Şehrimiz 22-27 Nisan tarihlerinde 50. Uluslararası Mobilya Fuarına ev sahipliği yapacak. Yurt içi ve yurt dışından on binlerce misafirin ağırlanması beklenen fuar öncesi, Zabıta Müdürlüğümüz trafikle ilgili bir dizi düzenlemeyi hayata geçirdi. Özellikle fuar alanı girişinin okullar bölgesiyle aynı yerden olması nedeniyle burada oluşacak yoğunluğu azaltmak adına MODEF Fuar alanına 2 yeni giriş oluşturuldu. Fuar alanında okullar bölgesi girişine ilave olarak; Kültür Parkın Lunapark girişi ile Ahmet Türkel Çevreyolu Gazi Yaşamkent Sitesi önünden giriş çıkışlar yapılabilecektir. Düzenlemeler tamamlanmış olup, 19 Nisan Cuma (bugün) itibariyle alana 3 girişten de ulaşım sağlanacaktır. Fuar sonrası Kültürpark giriş ve çıkışları yeniden eski düzende devam edecektir.”