GÜNDEM - 20 Haziran 2014 Cuma 17:11

DEÜ Hastanesi Türkiye’de bir ilke imza attı

A
A
A
DEÜ Hastanesi Türkiye’de bir ilke imza attı

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi çevresini heykellerle donatmak üzere Türkiye’de bir ilk olarak düzenlenen 40 günlük Asklepios Uluslararası Taş Heykel Sempozyumunun kapanışı, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde 7 eserin sergilendiği görkemli bir törenle yapıldı.

Yabancı heykeltıraşlar Aldo Shiroma Uza (Peru), Michail Vouzounerakis (Yunanistan), Sequoyah Aono (Japonya), Volodymyr Kochmar (Ukrayna), Michail Vouzounerakis (Yunanistan), Sequoyah Aono (Japonya), Volodymyr Kochmar (Ukrayna) ve DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) mezunu Türk heykeltraşlar Kadriye Kantık, İsmail Atar ile Tonguç Sercan’ın birbirinden güzel eserleri, 40 günlük çalışma görüntülerinin yer aldığı 40 fotoğrafla sergilendi.

"HEPSİ AYRI MESAJ VERİYOR"

Heykeltıraşların çalışmalarını yansıtan film gösterimi ve müzik dinletisi ile başlayan sempozyumda heykellerin kurdelelerini açan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, yaptığı açıklamada, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin, bugüne kadar gerek bilim gerek araştırma gerek sanatta birçok ilklere imza atmış bir üniversite olduğunu söyledi.

Dokuz Eylül Üniversitesi'nin bugün Türkiye’de bir ilke imza attığını anlatan Prof.Dr. Füzün, şöyle konuştu: "Hastane bahçesinde sergilenmek üzere bir heykel sempozyumu yaptık ve bugün bu heykelleri açtık. 7 heykel değişik temaları işliyor ama ana hatları sağlıkla ilgili konular. Hepsinin verdiği ayrı ayrı mesajlar var. Hem mesaj veriyor hem de çocuk hastanesi karşısına konulacak olanlar onları gülümsetiyor, onlara neşeli anlar geçirtecek. Değişik özellikleri olan 7 heykeli bugün açmış olduk. Ben hep şunu söylerim ‘Sanat geçmişimizle geleceğimiz arasında çok önemli köprülerden bir tanesi.’ O yüzden bu köprüyü yeterince kullanmak her zaman gerekli diye düşünüyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi de her zaman sanata çok önem veren bir üniversite. Bizim 6 özelliğimiz var üniversite olarak, bunların hepsini sayacak değilim ama biri sanat ve sanatçıya değer vermektir. Bu hastane bahçemizde sergilenmek üzere yıllarca yaşayacak heykeller.”

DEÜ Rektörü Prof.Dr. Füzün, 7 eseri hayata geçiren yerli ve yabancı heykeltıraşlar ile projeye katkı veren sponsorlara birer teşekkür plaketi ve çiçek takdim etti.

12 Mayıs -20 Haziran tarihleri arasında yoğun çalışma ile tamamlanan 2-3 metre boyundaki heykellerin, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde bir hafta sergilendikten sonra DEÜ Hastanesi çevresindeki uygun alanlara yerleştirileceği belirtildi.

ALİ GÖZETEN - FERRUH SERÇE

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Balkondaki sepete nişan almışlar Rize’de çamaşır asmak için balkona çıkan vatandaş, sepetindeki deliği ve yerde bulunan mermi çekirdeğini görünce şoke oldu. Rize’de Yeniköy Mahallesi Papatya Caddesinde 6 katlı binanın en üst katında yaşayan Burçin Öksüz, çamaşırlarını asmak için balkona çıktı. Marketten alışveriş için balkonundan sarkıttığı sepetin kırık olduğunu fark eden Öksüz, sonrasında 2,5 yaşındaki kızı Özge’nin yerden mermi çekirdeğini aldığını görünce şoke oldu. Öksüz, olayın ardından hemen polise haber verdi. Öksüz yaşadığı olayın ardından yapılan eğlencelerde havaya sıkılan mermilerden ötürü can kayıplarının yaşanmaması için vatandaşların daha duyarlı olması gerektiğine vurgu yaptı. Yaşadığı olayı anlatan Burçin Öksüz, vatandaşların eğlencelerde daha duyarlı olmaları gerektiğini ifade ederek “Çamaşırları balkona asmak için içeriden geldim. O sırada aşağıya doğru saldığım sepetim vardı. Onun parçalarını yerde buldum. Rüzgardan yere düşüp kırılmış zannettim. Kızım Özge, yerde bir şey buldu. O alıyordu dokunmasın diye ben aldım. Sonra dikkatimi çekti. Sepete bakmamla çift taraflı mermi deliği gördüm. Bir taraftan girmiş diğer taraftan çıkmış. Korktum, panikledim çocuğu içeriye götürdüm. Çok korktum. Yüksek bir yerde oturuyorum. Ben kızımla balkona çıkıyorum. Balkonun demirlikleri de boşluk var. Benim kız çocuğum buralarda geziyor. Yaz geldi, biz balkonda oturacağız. Şu an ben bu korkuyla balkonda oturamam. İnsanlar düğün yapacak, eğlenecek diye onların düğünü benim cenazem olmamalı. Bu konuda insanları duyarlılığa davet ediyorum. Burası atış poligonu değil. Burada resmen benim kovamı hedef almışlar. Böyle bir durum asla yaşanmamalı. Benim evimde 2 buçuk yaşında kız çocuğum var. Ne zaman atıldığını bilmiyorum. Çocuk kovanı görünce ondan önce ben aldım” şeklinde konuştu.
Erzurum Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesi’nde ve Erzurum’da bugünlerde çarşı pazarda sıkça görülen "çiriş otu" dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzurum’un yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Kendini doğaya veren ve İspir ilçesinde yaşayan Bülent Erkan, yaptığı gözlemlerde yaban keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen cirişten bir çok yemek yapıldığını anlatan Bülent Erkan, “kiriş gulik turşusu”nun ise vazgeçilmez bir lezzet olduğunu söyledi. Halk tarafından tedavi için de kullanılıyor İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede asphodelus aestivus l. olarak bilinen ve zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alıyor. Cirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp içerisine bulgur katılarak katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.