GÜNDEM - 22 Kasım 2019 Cuma 13:55

Devasa kanyonda 9 bin yıllık tarihin izleri

A
A
A
Devasa kanyonda 9 bin yıllık tarihin izleri

Dünyanın eşsiz mekanları arasında yer alan Çal Kısık Kanyonunun turizme açılması için çalışmalar sürüyor. 9 bin yıllık tarihi içinde barındıran kanyonda Roma ve Bizans dönemine ait kaya mezarları da bulunuyor. Kanyonun drone ile havadan alınan görüntüsü ise görenleri etkiledi.

Doğal güzelliği ile nadir mekanlar arasında yer alan Kısık Kanyonu’nun turizme kazandırılması için Çal Belediyesi’nin hazırladığı projenin yapımı sürüyor. Doğa severlerin özellikle yaz aylarında akınına uğrayan kanyona, ilk etapta 3.5 kilometrelik yürüyüş parkuru yapılacak. Derinliği ortalama 90 metre, genişliği ise yer yer 25-30 metre olan kanyon, Büyük Menderes Nehri’ni içinde barındırıyor.

Devasa kanyonda 9 bin yıllık tarihin izleri

İLERLEDİKÇE 9 BİN YILLIK TARİH GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR

Kanyonun tam anlamıyla turizme kazandırılması için yapılan çalışmalarda, yetkililer ilerledikçe 9 bin yıllık tarihi de gün yüzüne çıkartıyor. Roma ve Bizans dönemine ait kaya mezarları rahatlıkla görülebilirken, geçmişe ait izler de kanyonun içinde bulunuyor.

Proje ve kanyon hakkında bilgi veren Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan, Türkiye’deki ender kanyonlardan bir tanesi olduğuna dikkat çekti. İçinde su olmasının, Büyük Menderes’in geçmesinin kanyonu özel kıldığını ifade eden Akcan, “Çal Kanyonu sadece 3,5 kilometre ile bitmiyor. 847 yıllık tarihe sahip olan koyun atlatma şenliklerimizi düzenlemiş olduğumuz yere kadar gidersek de yaklaşık 8,5 kilometrelik bir kanyon ama biz bunun inşallah ilk etaptaki 3,5 kilometrelik alanını faaliyete geçirmek istiyoruz” dedi.

“KANYONDA 2020 YILINDA KAZI ÇALIŞMASINA BAŞLANACAK”

Başkan Akcan, kanyonun tarihi hakkında da İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine bilgiler vererek kanyonun tarihi bir antik kenti bünyesinde barındırdığını ifade ederek şunları söyledi:

“Kanyonun tarihine baktığımızda bir antik kentimiz var burada Lounda diye bir antik kentimiz var. ‘O’ Lounda Antik Kenti’nin içerisinde bir milatta önce yaşam olan, yaşam süren ve burada yaşam izlerine rastladığımız mağaralarıyla, değişik o döneme ait kalıntılarla süslenmiş bir kanyon burası, inşallah önümüzdeki günlerde, Lounda antik kenti ile de ilgili çalışmalar yapacağız. Şu anda zaten kanyon yolu üzerinde bulunan Dayılar Mahallemizde mevcut olan Ekşi Höyük olan bir antik kentimiz var. Bu Ekşi Höyüğümüzde şu anda kazı çalışmaları, Pamukkale Üniversitesi’nde ki hocalarımızda kazı çalışmalarını yapıyor. Şu ana kadar gelen bilgiler bize 9 bin yıl önceki yaşama doğru gidiyor. Artık aslında baktığımız zaman tarihide yeniden yazılma gibi bir durumda karşı karşıyayız. Yine o Ekşi Höyük’ün yanındaki Aşağıseyit Mahallemizde bulunan bir tane de antik kentimiz var. İnşallah kale şeklinde orayı da bu sene 2020 yılında kazı çalışmasına başlanacak. Yani burası sadece kanyondan ziyade yaşam kentinin de olduğu bir yaşam şekliyle inşallah insanlarımıza hizmet edecek.”

Devasa kanyonda 9 bin yıllık tarihin izleri

"KANYONU ‘MİLLET KANYONU’NA ÇEVİRECEĞİZ"

Yaptıkları proje ile kanyonu Millet Kanyonu’na çevirmek için uğraştıklarını ifade eden Başkan Akcan, “Biz buraya sadece yürüyüş yolu yapmayacağız, sadece yürüyüş yolu yaptıktan sonra bitmeyecek, inşallah hedefimiz 2021’in Nisan ya da Mayıs’ında burayı hizmete açarken en az 2 tane kafeteryamız olacak burada. Dinlenme yerleri, çay evleri ve her şeyden en önemlisi mescidinin olduğu, tuvaletlerinin olduğu ve oturma yerlerinin olduğu bir alan olacak. Ama burayı özel kılan bir Türkiye’de farklı bir boyutunu bunu inşallah çalışıyoruz şu anda, peyzajcı arkadaşlarımız Orman Müdürlüğümüz ile beraber, burayı aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Millet Parkı dediği yeri biz, inşallah biz bunu kanyonda gerçekleştireceğiz. Çal Kanyonunu ‘Millet Kanyonu’na dönüştüreceğiz burayı, burada değişik 101 tane çiçeklerimiz olacak. İşte sümbülünden, sursalından, kekiğinden, lavantasından ve ıhlamur ağaçlarından, iğde ağaçlarından aklınıza gelebilecek olan bütün güzellikleri yaşayabileceğimiz bir alana dönüştüreceğiz, botanik bahçeye dönüştüreceğiz burayı. Bu da nasıl olacak, Mart ayında buraya geldiğinde Kasım, Aralık, Ocak’a kadar, burada bütün çiçekleri, bütün renkleri görebileceğiz inşallah. Hedefimiz amacımız bu, bununla ilgili çalışmalarımızı bitirdik. Fen İşleri Müdürlüğümüz inşallah bunlarla ilgili de çalışmalar güzel gidiyor şu anda, Orman İşletme Müdürlüğümüz destek veriyor. İnşallah vali beyle görüştük kendisi de destek veriyor. Burayı çok farklı bir hale getireceğiz. 2021’in Nisan ayında burayı bütün hem iç hem de dış turizme açmış olacağız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.