GÜNDEM - 17 Nisan 2018 Salı 11:50

Devlet desteğiyle kurduğu tesiste günde 3 ton süt üretiyor

A
A
A
Devlet desteğiyle kurduğu tesiste günde 3 ton süt üretiyor

Muş Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumundan (TKDK) aldığı 2 milyon TL destekle modern bir büyükbaş hayvan çiftliği kuran yatırımcı, günde 3 ton süt üretiyor.

Muş'un Korkut ilçesinde 30 dönümlük arazisine devlet desteği ile modern bir tesis kuran yatırımcı Haşim Yumlu, Avusturya ve Almanya'dan getirdiği simental ırkı 120 inek ile kentin süt ihtiyacını karşılıyor. Modern tesiste her bir inekten 25 kilogram süt elde eden Yumlu, ilk etapta bu hayvanlardan 20 buzağı elde etti.
Tesisle ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Haşim Yumlu, tesisin 3 milyon TL'ye mal olduğunu söyledi. Yaklaşık 2 milyon TL'nin devlet tarafından karşılandığını hatırlatan Yumlu, "Bu tesisimizi yaklaşık olarak 3 milyon TL'ye mal ettik. Yaklaşık olarak 2 milyon TL'si devlet tarafından ödendi. Hayvan kapasite sayımız ise 120'dir.

Şu anda günlük süt üretimimiz ise hayvan başı 25 kilogramdır. Bunun 10 kilogramını buzağılara ayırıyoruz. Bu arada buzağıları da çoğaltıyoruz. Bunları da satmayı düşünüyoruz. Geri kalan 15 kilogram hayvan başı sütü de dışarıdaki firmalara satmayı düşünüyoruz. Şu anda bu şekilde işletmemizde faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Hayvanlarımızın ırkı genelde simentaldır. Avusturya ve Almanya'dan ithal olarak getirdik" dedi.

"Devlet desteği olmasa kesinlikle böyle bir işletme açamazdık"

Devlet desteği olmadan kendi imkanlarıyla böyle bir tesisi kuramayacaklarını ifade eden Yumlu, "Böyle bir devlet desteği olmadan bu tür projeler, bu tür kapsamlı bir işletmeyi kendi imkanlarımızla yapamayız. Bunu sağ olsun devletimiz, özellik TKDK Koordinatörümüz Beytullah Uygur, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürümüz Ergün Çolakoğlu, valiliğimiz, özellikle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın katkılarıyla bu duruma geldik. Bu duruma gelmemizden dolayı şükrediyoruz. Yeni doğan hayvanları büyütüp, biraz daha çoğaltmayı düşünürsek, ilk kapasitemiz 2 yıl içerisinde 700 hayvanı bulmaktır. 700 hayvan olduğu zaman, aynı bu şekil üretimler devam edecektir. Önümüzdeki aylarda bütün hayvanlarımız doğum yaparsa, günlük kapasitemiz 4-4,5 ton olur. Bir yatırımın bu bölgede yapılması tabi ki hem bölgemiz açısından hem Türkiye'nin ekonomisi açısından inşallah daha iyi, daha da hayırlı olur.

Bu sektöre ilk girdiğimizde bizi korkuttular; 'zarar edersiniz' diye. Böyle bir şey yok. Bu tür yatırımların arttırılmasıyla her bölgeye 5-6 işletme kurulduğu zaman, inşallah yurtdışından ne ithal ete, ne de ithal süt ve süt ürünleri ihtiyaç duyarız" ifadelerini kullandı.

TKDK Muş İl Koordinatörü Beytullah Uygur ise işletmenin Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun IPARD-I programı çerçevesinde 15. Çağrıda ‘Ersat’ adı ile kendilerine sunulan bir proje olduğunu hatırlatarak, "120 başlıklı bir süt işletmemiz bu. Bu tesisin proje tutarı yaklaşık 3 milyon TL civarında. Yaklaşık 2 milyon TL kurumumuz tarafından destek verilmiş durumdadır. Bu işletmemiz IPARD-I programı çerçevesinde sunuldu bize. Muşumuzun Korkut ilçesinde faaliyet gösteren bir işletmemiz. 120 baş kapasiteyle çalışıyor ve tam kapasite şeklinde çalışıyor. İşletmemizde simental ırkı hayvanlar mevcut. Günde hayvan başına 25 kilogram süt alabilmekteler. Faal haldedir. Tabi biz bu tür yatırımlara, yatırımcılarımızı teşvik ediyoruz. Yatırımcılarımızı çağırıyoruz, öneriyoruz. İl koordinatörlüklerimize uğrayıp, bu şekilde projeler hazırlayıp, destek verebiliyoruz. Çok güzel bir işletmemiz. İşletmemiz gerçekten faal. İlimizin süt üretimine ciddi anlamda bir katkı sağlamakta. Tabi ki diğer işletmelerimizde aynı şekilde.

İşletme sayılarımızı Muş ilimizde arttırmamız gerekiyor. Et ve süt üretiminde özellikle 250 başa kadar desteğimiz var. Süt üretiminde de 120 başa kadar biz destek veriyoruz. 120 baş aşıldığı zaman işletmecinin yeni bir proje sunması gerekiyor. Yeni bir proje hazırlaması gerekiyor. Yatırımcımız 120 başla açmış olduğu işletmesine yeniden bir kapasite ekleme yapamıyor. Farklı bir proje adı altında il koordinatörlüğümüze başvuru yapıp istifade edebiliyor. Kapasitesini diğer bir işletmede, diğer bir projede arttırabiliyor" diye konuştu.  

Uğur Ulu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.
Bingöl Bingöl’de asayiş şube müdürlüğü nisan ayı faaliyetlerini açıkladı Bingöl’de İl Emniyet Müdürlüğü, asayiş şube ekiplerinin nisan ayı içerisinde yaptığı faaliyetlerini açıkladı. Açıklamada kesinleşmiş hapis cezası bulunan 2 şahsın tutuklandığı belirtildi. Bingöl İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Son 1 yıl içerisinde silahlı yaralama, silahlı tehdit, oto kurşunlama, yağma, 6136 sayılı kanuna muhalefet, mala zarar verme, genel güvenliği kasten güvenliği tehlikeye sokma olaylarına karışan ayrıca birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit, kasten yaralama suçlarından 8 ay 22 gün kesinleşmiş hapis cezası ile ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçlarından aranan şüpheli şahıs ruhsatsız tabanca ve tabancaya ait 17 (on yedi) adet fişek ile birlikte yakalanarak adli makamlarca tutuklanmıştır. 9 Nisan 2024 günü ilimiz şehit Mustafa Gündoğdu Mahallesi insaf sokak üzerinde meydana gelen silahla yaralama ve ilimiz Yenimahalle gümüş sokak üzerinde meydana gelen kasten yaralama, tehdit, hakaret, mala zarar verme, 6136 sayılı kanuna muhalefet olaylarının faili olan şüpheli şahıslar yakalanarak adli tahkikata başlanmıştır. Yine hakkında toplam 22 yıl 5 ay kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kaydı olan 1 şahıs yakalanmış, adli işlemlerinin akabinde tutuklanarak cezaevine teslim edilmiştir” denildi.