KÜLTÜR SANAT - 13 Mayıs 2020 Çarşamba 11:56

‘Dijital virüs’ korona virüsten daha tehlikeli

A
A
A
‘Dijital virüs’ korona virüsten daha tehlikeli

Yazar Hayati Sır’ın 'Kıyamet Öncesi Âlem Bilgisi -Dijital Virüs-' adlı yeni kitabı raflardaki yerini aldı.

Yazar Hayati Sır’ın korona virüsten daha tehlikeli olduğunu ifade ettiği dijital virüsü konu aldığı Kıyamet Öncesi Âlem Bilgisi -Dijital Virüs- adlı kitabı, Hayy Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. “Her gün yeni felaket haberleriyle uyandığımız ve her şeyin çok hızlandığı dünyamızın büyük bir kaosa sürüklendiği zamanlarda kaosun en büyük müsebbibi dijital teknolojiyi, yapay zekâyı elinde bulunduranlardır” diyen Hayati Sır, yazdığı tüm kitaplarda okuyucuları dijital tehlikeye karşı uyarıp, neslimizi, bedenimizi, ruhumuzu korumak için tavsiyeler veriyor. Kitabı hakkında İHA’ya konuşan Yazar Hayati Sır, ’dijital virüs’ü tanımlarken İngiliz Fizikçi Stephen William Hawking’in, “Dünyadaki hayat; nükleer savaş, genetik olarak değiştirilmiş bir virüsün üretilmesi ya da yapay zekâ tehdidi nedeniyle sona erebilir” sözüne dikkat çekerek, yapay xekâ, korona virüs, 5G ilişkisi üzerine bir defa daha düşünmemiz gerektiğini ifade etti.

“Yaşadıklarımız ‘dijital virüs’ için bir hazırlık”
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) eski uzmanlarından Peter Koenig'e göre korona virüsün çıkarılmasındaki asıl hedefin ID2020 projesi olduğunu söyleyen Sır, Gates ve Rockefeller vakıflarının finanse ettiği ID2020 projesi ile planlananın, virüs aşılarının içerisindeki mikroçipleri hastalara yerleştirip insanları robotlaştırmak olduğunu belirtti. ID2020 projesinin ürkütücü planlamalar içerdiğini ifade eden yazar, dijital kimlik olarak tanımlanan proje ile insanlara aşılar ve ilaçlar içerisinde 5 mikromilimetrelik çipler yerleştirilebildiğini, Davos'ta görüşülen ID2020 ile her insana bir dijital ID numarası verileceğini öne sürdü. ID2020'nin kurucularından birisinin Dijital Gates, diğer ortağının ise dünyanın en büyük aşı ittifakı Gavi The Vaccine Alliance olduğunu belirten Sır, DSÖ, UNICEF, Dünya Bankasının bu projeye destek verdiklerini bugün yaşadıklarımızın ise tüm bunlara, yani ‘Dijital Virüs’e hazırlık için olduğunu, hedefin ise herkesi çiplemek olduğunu söyledi.

“Küresel şirketlerin amacı Yapay Zeka’ya bilinç kazandırmak”
Nörobiyologların artık zihin ve bedenin aynı olduğunu savunduğunu belirten Sır, bu bilginin kuantum mekaniği üzerinden ‘Yapay Zekâ’ üzerine aktarılmasına çalışıldığını, ‘Yapay Zekâ’ya bağımlı kuantum bilgisayarlar üzerinden kitlesel bir zombileşme ve önlenemeyecek bir yayılma hızına sahip dijital virüsler üretileceğini belirtti. Sır, “İnternet sayfaları arasında bir trilyon kadar, insan beynindeki nöronlar arasındaysa bunun yüz katı kadar bağlantı vardır. Ancak internet boyutu birkaç yılda bir iki katına çıktığından on yıl içinde insan beyninin karmaşıklığına sahip olması beklenmektedir. Bu küresel şirketlerin tüm yapmak istedikleri, ‘Yapay Zekâ’ya bilinç kazandırmaktır” ifadelerini kullandı.

“Dijital Virüs korona virüsten daha tehlikeli”
“Korona virüs aslında yaşlılarımızı öldürmekle kalmıyor, hafızayı da yok ediyor diyen Sır, Dijital Virüs’ün korona virüsten daha tehlikeli olduğunu belirtti. Sır, “Bu virüs, geçmişi hatırlayan bir nesli yok ediyor. Hiçbir anımız kalmıyor. Siliyorlar hafızamızı. Geçmişte başka yaşam biçimlerinin olduğunu unutturuyorlar. Korona virüsü gözümüze bu kadar yaklaştırınca arkasındakileri göremiyoruz. Dijital bir dünya kuruluyor. İnsanlara çip takıp onları birer Siborg’a dönüştürmek isteyen bir senaryo da var. Dijital Virüs’ yayılmaya başlarlarsa, onunla nanorobotlar kendilerini hızla kopyalayacak ve çok kısa zamanda yeryüzündeki biyolojik hayatın sonunu getirebileceklerdir. Bütün gezegen tehdit altındadır. İnsanlar bütün gün gözlerine, ellerine verilmiş o ekranlardan hiç ayırmazken, onlar yeryüzündeki biyolojik hayatı bitirmek niyetindeler. İşte onların bütün hedefleri biyolojik zekânın yerine ‘Yapay Zekâ’yı koyabilmektir” dedi.

“Bu zor süreci yönetenlere biz de katkıda bulunalım: Evde kalalım”
‘Dijital virüse karşı uyaran yazar, “Kendimizi her duruma hazırlayalım. Bu sadece bir biyolojik savaş değil, aynı zamanda psikolojik bir savaş. Aynı zamanda bir ekonomi savaşı, finans savaşı, sanayi devlerinin savaşı, bu savaş bir teknoloji savaşı! Bu zor süreci yönetenlere bizler de katkı da bulunalım. Dua edelim. Suyu daha dikkatli kullanalım. Her şeyi daha iktisatlı kullanalım. Kıt kaynakları etkin ve verimli kullanmalıyız. Endüstriyel gıdaları daha az kullanalım. Evhama, vesveseye gerek yok. Panik hali işleri kolaylaştırmaz zorlaştırır. Kur'an okuyalım. Bol dua edelim. Rabbimizden yardım isteyelim. Hz. Ali’ye sormuşlar; ‘Başımıza gelen sıkıntılar, imtihan mıdır? Yoksa Allah'ın bir cezası mıdır?’. İlmin Kapısı cevap vermiş; ‘Eğer bizi Allah'a yaklaştırıyorsa imtihandır, O'ndan uzaklaştırıyorsa cezadır’. Herkes şu soruya cevap versin: Evde kendi yatağında mı yatmak daha iyidir? Yoksa yoğun bakımda mı? Ya da toprak altında mı? Evde kalalım” ifadelerini kullandı.

‘Dijital virüs’ korona virüsten daha tehlikeli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Simge Aköz: “Motivasyonumuz tam, kupayı eve götürmek istiyoruz” Sultanlar Ligi final serisinin şampiyonluk maçında Fenerbahçe ile karşılaşacak olan Eczacıbaşı Dynavit’in milli voleybolcusu Simge Aköz, “Bizim motivasyonumuz tam, kupayı eve götürmek istiyoruz. Onu da inanıyorum ki final maçında göstereceğiz” dedi. Eczacıbaşı Dynavit’in milli voleybolcusu Simge Aköz, 25-21’lik setlerle 3-0 kazanarak Sultanlar Ligi final play-off serisinde durumu 2-2’ye getirdikleri Fenerbahçe maçı sonrası İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. İlk olarak iyi bir reaksiyon göstererek şampiyonluk yarışını son maça taşıdıklarını söyleyen başarılı libero, “Bugün tertemiz bir oyun vardı sahada. Final serisine başladığımızda yolun uzun olacağına inanıyorduk. Aslında güçleri çok denk iki takımız. Çok da güzel bir voleybol ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. 3-0 kaybettiğimiz maçtan sonra 3-0 kazanarak çok iyi bir reaksiyon verdiğimizi düşünüyorum. Biz maça çıkmadan önce birbirimize sözler verdik. Bütün agresifliğimizi sahaya yansıtacağımızı söyledik ve bu takımın her bir bireyi bunu sahaya yansıttı. Çok büyük gurur duyuyorum” diye konuştu. “12 sene sonra umarım bu kupayı evimize götüreceğiz” Taraftarların desteğinden etkilendiğini ve 12 yıl sonra kupayı kazanmayı çok istediklerini belirten Simge Aköz, “Taraftarlarımız harika. Onlara çok teşekkür ediyorum. Bizleri hiç yalnız bırakmıyorlar. Tabii ki bir camia kulübüyle yarışmak mümkün değil ama onları işitmek, bizimle birlikte olduklarını bilmek çok güzel. Finalde görüşürüz diyorum. 12 sene sonra umarım bu kupayı evimize götüreceğiz” sözlerini kaydetti. “Motivasyonumuz tam, kupayı eve götürmek istiyoruz” Şampiyonluk için tam anlamıyla motive olduklarını ve finalde kupayı kazanmak için kenetlendiklerinin altını çizen milli voleybolcu, “Hem setler, hem de maçlar eşit şartlarda ilerliyor. Bir set 25-14 biz kazanıyoruz, bir set onlar kazanıyor. Bir maç 3-0 onlar kazanıyor, bir maç biz kazanıyoruz. Çok yoğun bir tempo. İki günde bir maç oynuyoruz. Hem mental, hem fiziksel olarak iyi olan takımın kupayı alacağına inanıyorum. Bizim motivasyonumuz tam, kupayı eve götürmek istiyoruz. Onu da inanıyorum ki final maçında göstereceğiz” ifadelerini kullandı.
Manisa Kaymakam Özdemir ve Başkan Aşkın Cemar’ı fuarda yalnız bırakmadı Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir ve AK Parti Kula İlçe Başkanı Eyüp Yavuz Aşkın, bu yıl 29. kez düzenlenen Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nın ana sponsoru olan Cemar Mermer ve Traverten’in standını ziyaret etti. Kula’nın istihdam ve ihracat noktasında önde gelen firmalarından biri olan Cemar Mermer ve Traverten’i doğaltaş sektörünün en büyük küresel buluşması Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nda Kaymakam Özdemir ve Başkan Aşkın, VR sanal gerçeklik gözlüğü ile teknolojik bir gezinti yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen doğal taş sektörünün en büyük küresel buluşması Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, bu yıl 29. kez ziyaretçilerine kapılarını açtı. Son yıllarda olduğu gibi bu yıl da sektörün devleri arasında yerini alarak fuarın ana sponsoru olan Cemar Mermer ve Traverten, yerli ve yabancı ziyaretçilerinin yanı sıra protokol üyelerini de fuarın en gözde noktasındaki standında konuk ediyor. Bu çerçevede Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir ve AK Parti Kula İlçe Başkanı Eyüp Yavuz Aşkın, Cemar Mermer ve Traverten’in standını ziyaret ederek firmanın Genel Müdürü Yusuf Yalçın ile bir süre sohbet etti. Fuarın sektöre olan faydaları hakkında görüş alışverişinde bulunan Kaymakam Özdemir ile Genel Müdür Yalçın, Kula’nın tanıtılmasına da büyük katkı sağlayan fuarda bir süre ziyaretçiler ile sohbet etti. Gelişen teknolojiye de ayak uyduran Cemar Mermer ve Traverten tarafından hazırlanan VR sanal gerçeklik gözlüğü ile firmada teknolojik bir gezinti yapan Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir, Cemar Mermer ve Traverten’in Kula’ya sağladığı katkılardan dolayı firma adına Genel Müdür Yusuf Yalçın’a teşekkür etti. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Cemar Mermer ve Traverten Genel Müdürü Yusuf Yalçın ise Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir ve AK Parti Kula İlçe Başkanı Yusuf Yalçın’a teşekkür ederek hem firmanın sektördeki gelişimine hem de Kula’nın dünya genelinde tanıtılmasına katkı sağlamaya devam edeceklerini söyledi.
Antalya Mide ülserine karşı doğal probiyotik arı ekmeği tavsiyesi Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, sağlık faydaları bilimsel çalışmalarla ortaya koyulan arı ekmeğinin, mide ülserinin önlenmesi ve tedavisinde potansiyel faydalar sunabilecek doğal bir arı ürünü olduğu belirtti. BEE’O Propolis Ar-Ge Merkezi’nde analizleri yapılmış olan Anadolu arı ekmeğinin mide ülseri üzerine karşı olumlu etkilerini gösteren bilimsel çalışma, 2023 yılı Kasım ayında Türk Fizyolojik Bilimler Derneği tarafından Sakarya Üniversitesi’nde düzenlenen 48. Ulusal Fizyoloji Kongresi’nde poster olarak sunuldu. BEE’O Propolis Kurucusu ve Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Ülkemizde yapılan bilimsel çalışmada, arı ekmeğinin mide ülseri üzerine antiinflamatuvar ve antioksidan etkileri araştırılmıştır. Araştırma iki ana gruba ayrılan ratlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bir grup rata, ülser oluşmadan 10 gün önce ve ülser oluştuktan sonra 3 gün boyunca arı ekmeği takviye edildi, diğer grup ise aynı dönemlerde sadece serum fizyolojik tuzlu su aldı. Diğer grupta ise ülser oluşmadan önce herhangi bir takviye yapılmadı, bu gruplar yalnızca ülser oluştuktan sonra 10 gün boyunca arı ekmeği veya serum fizyolojik aldılar. Araştırmacılar, ülserin şiddeti, inflamasyon ve oksidatif stres zarflarını çeşitli yollarla ölçtüler. Araştırmanın verileri; arı ekmeği takviyesi alan ratlarda, kontrol gruplarına göre mide ülseri şiddeti, myeloperoksidaz aktivitesi ve inflamatuvar sitokin seviyelerinin (TNF-, IFN-, IL-1, IL-6, IL-8) anlamlı düzeyde düşük olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, oksidatif stresle ilişkili zarflarda azalma gözlenmiştir. Sonuçlar, arı ekmeğinin mide ülserinin önlenmesi ve tedavisinde antioksidan ve antiinflamatuar etkileri sayesinde potansiyel bir fayda sağlayabilecek doğal bir arı ürünü olabileceğini göstermektedir” dedi. Arı ekmeği, diğer adıyla perga, kovanda arılar tarafından polenin daha uzun süre saklanabilmesi amacıyla üretiliyor. Doğal bir arı ürünü olan arı ekmeğinin yaklaşık yüzde 20-35 protein, yüzde 3 lipit, yüzde 24-35 karbonhidrat ve yüzde 3 vitamin ve mineral içeriğine sahip olduğu belirtiliyor.