POLİTİKA - 06 Eylül 2024 Cuma 23:36 | Son Güncelleme : 06 Eylül 2024 Cuma 23:57

Dışişleri Bakanı Fidan: "Kosova'da Türk toplumu 600 yıldan bu yana ayakta durmaya gayret etti"

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kosova temasları çerçevesinde Prizren'deki Motrat Qirazi Okulu'nda yaptığı konuşmada, "Kosova'da Türk toplumu 600 yıldan bu yana ayakta durmaya gayret etti, gayret etmeye de devam edecektir. Bazen zor dönemler oldu, bazen kolay dönemler oldu. Ama Kosova'daki Türk toplumu hiçbir zaman yılmadı" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kosova temaslarını sürdürüyor. Fidan, başkent Priştine'deki temaslarının ardından Prizren şehrinde Türk mahallesi olarak bilinen Kurila'da Türk soydaşlarla bir araya geldi. Motrat Qirazi Okulunda Kosova ve Türk bayraklarıyla karşılanan Bakan Fidan, çocuklarla hatıra fotoğrafı çekildi. Kosova'nın meşhur bardak folklor oyununu izleyen Bakan Fidan, burada yaşayan Türk soydaşlara seslendi. Fidan, “Prizren'deki Türk varlığı az önce Fikrim Bey'de ifade etti; Balkanlar'daki 600 yıldır devam eden Türk varlığının en müstesna unsurlarından biri. Sizlerle gurur duyuyoruz, iyi ki varsınız. Türk dilini, Türk kültürünü, Türk tarihini burada yıllardır her türlü koşula rağmen yaşatıyor olmanız, buradaki varlığınız, buradaki birliğiniz, dirliğiniz, iriliğiniz gerçekten bizim için çok şey ifade ediyor. Sizlerin iyi olması huzur içerisinde yaşaması, barış içinde olması, refah içinde olması gerçekten bizim de en büyük dertlerimizden biri. Türkiye Cumhuriyeti yıllardır olduğu gibi bundan sonra da sizin yanınızda olmaya devam edecek” dedi.

“Kosova'nın bağımsızlığına kavuştuğu günden itibaren ilk tanıyan devletlerden biri Türkiye Cumhuriyeti oldu”

Fidan, 600 yıldır devam eden buradaki varlığın son 20 yılında bu varlığı, bu kültürü bu dili yaşatmak için beraber çalışmaktan duyduğum gurur duyduğunu belirterek, “Mutluluğu da ayrıca ifade etmek istiyorum. 2003 yılında TİKA başkanlığına atandığımda o dönem buradaki Türk varlığına her türlü yardımı uzatmak için sayın başbakanımızın talimatları olmuştu. Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey o zaman başbakandı. Özellikle Prizren'deki Türk varlığı için yapılması gereken her türlü desteğin yapılmasını faaliyetin yapılması konusunda talimat vermişti. O dönem gerçekten burada belki hepsinin adını anamayacağım çok değerli kardeşlerimiz vardı, dernekler vardı, şu anda bir kısmı hala buradalar. Mahir Bey buradalar Mahir Bey'le yıllarca beraber çalıştık Enis Kervan Bey, Fikrim Bey buradalar. Gerçekten birçok arkadaş, rahmetli Arif Bütüç (Mamuşa Belediyesi Başkanı) vardı” şeklinde konuştu.

Özellikle Türk kültürüyle ilgili faaliyetlerinin, projelerinin TİKA olarak büyük etki oluşturduğunu kaydeden Fidan, “Daha sonra başta Mamuşa olmak üzere buradaki Türk varlığının yaşadığı yerlerde hayata geçirdiğimiz projeler buradaki soydaşlarımızın yaşantılarını bir nebze de olsa kolaylaştırmak için Türkiye Cumhuriyeti'nin elinden gelen her şeyi yapmasının birer nişanesiydi. Tabi bunlar mütevazi katkılar ama daha büyük bir stratejik yaklaşım her zaman için büyük olan etkili olan Türkiye Cumhuriyeti'nin hafızasında ve stratejisinde sizlerin var olması. Kosova'nın bağımsızlığına kavuştuğu ilk günden itibaren biliyorsunuz ilk tanıyan devletlerden biri belki ilki Türkiye Cumhuriyeti oldu. Kosova'daki başta Arnavut kardeşlerimiz olmak üzere buradaki bütün kardeşlerimizin şanlı bağımsızlık mücadelesi Türkiye Cumhuriyeti tarafından başından itibaren desteklenmiştir” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Fidan:

"Balkanlar'daki Osmanlı tarihinin bıraktığı izi, görmek için vatandaşlarımız buralara geliyorlar"

Ellerinden gelen her türlü desteği vermeye devam ettiklerini söyleyen Fidan, “Bugün Priştine'de yaptığım başta dışişleri bakanı daha sonra başbakan ve cumhurbaşkanıyla görüşmelerin hepsinde hem sayın cumhurbaşkanımızın Kosova'yı desteklemedeki iradesini hem de devlet olarak kurumlarımızın her türlü alanda ticaret, eğitim, kültür, enerji, ulaştırma, sağlık, güvenlik bütün alanlarda Türkiye'nin Kosova'nın yanında olduğunu her türlü iş birliğine hazır olduğumuzun altını bir kez daha çizdim” ifadelerini kullandı.

Kosova'daki Türk varlığının, Türkiye'den gelen turist sayısının giderek arttığını belirten Fidan, “Dün Kuzey Makedonya'daydım orada da yani şehrin merkezinde gerçekten çok sayıda Türkiye'den kardeşlerimiz şehri geziyorlardı. Ondan sonra buraya geliyorlardı bir paket içerisinde Balkanlar'daki Osmanlı tarihinin bıraktığı izi, anıları yerinde görmek için vatandaşlarımız buralara geliyorlar. Gerçekten Prizren'e de gelmeye başladılar. Bu etkileşimin artık sadece Kosova'dan Türkiye'ye değil, Türkiye'den de Kosova'ya geliyor olması yeni bir başlangıç bizim için. Bu başlangıçların inşallah artarak devam edeceğini umut ediyorum. Az önce ifade ettiğim gibi bizim Kosova'ya desteğimiz devam edecek” dedi.

“Biz Türkiye olarak her zaman sorunların diyalogla çözülmesine taraftarız”

Kosova'nın barış içerisinde, Balkanların huzur içerisinde olmasının bir numaralı stratejileri olduğunu vurgulayan Fidan, “Üsküp'te de yaptığım basın toplantısında ifade ettiğim bugün de ifade ettiğim değerli soydaşlarımız zaman zaman haberlerde görüyorsunuz Balkanlar da gerek Saray Bosna da, gerek Kosova'da gerilim artıyor belli sorunlar yaşanıyor diye. Biz Türkiye olarak her zaman için sorunların diyalogla, barışla müzakere yoluyla çözülmesine taraftarız. Onun içinde elimizden geleni yapıyoruz. Cumhurbaşkanımızın yıllar içerisinde oluşturduğu siyasi liderliğin birikimiyle bölgedeki diğer siyasi liderlerle iletişime geçerek Türkiye'nin ağırlığını koyarak buradaki sorunların bütün halkların lehine ortak çıkarına ve huzuruna olacak şekilde çözülmesi için elimizden geleni yapıyoruz. İnşallah da yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Bakan Fidan, “1941 yılından itibaren İkinci Dünya Savaşı'nın karanlık günlerinde Türk dilini, Türk kültürünü yaşatmak için Kuzey Makedonya'daki soydaşlarımız Yücel Teşkilatı vesilesiyle Türkçe eğitim için canlarını ortaya koydu, şehitler verdi. Prizren'de de Doğru Yol Türk Kültür ve Sanat Derneğini, Priştine'de de Gerçek Derneğini kuranlar o dönemin sor derece sınırlı imkanlarıyla Türk dilini, Türk kültürünü yaşattılar. Ben 2003 yılından itibaren buradaki projelere çalışmaya başladığımızda o zaman yakılmış olan meşalenin bugün de devam ettirmiş olmasını görmekten gerçekten çok gurur duydum. Ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Kosova'dan gelen Türk gençlerinin ücret ödememesi sistemini kurduk”

Çocukları Türkçe eğitim veren okullara göndererek kendi diline sahip çıkmalarını, kültürlerine sahip çıkmalarını sağladıkları için başta anneler olmak üzere bütün ebeveynlere teşekkür eden Fidan, “Çocuklarımızın diline, dinine, kültürüne, tarihine sahip çıkmaları için verdiğiniz mücadele çaba her türlü takdirin üstündedir. Bunu ne kadar takdir etsek yine de yetmez. Tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Her gün bu okula çocuklarını getiren anneler, onları dışarıda bekleyen anneler, daha sonra alıp götüren anneler ve bunu yıllarca her gün ama her gün yağmurda, karda, çamurda sürekli yapan anneler gerçekten sizlerin varlığıyla sizlerin konuştuğu Türkçeyle, sizlerin dualarıyla, sizlerin ortaya koyduğu örnek şahsiyetle bu çocuklarımız büyüyorlar. Asıl teşekkür, asıl takdir size” diye konuştu.
Burada liseyi bitiren çocuklar için Türkiye'de okuma imkanlarının olduğunu belirten Fidan, “Belli burslarla Türkiye'ye geliyorlar. Bundan sonra sadece sınavı kazanan değil Türkiye'deki üniversitelere her türlü kaydı yaptıran öğrencilerimin ücretleri Türkiye Cumhuriyeti tarafından verilmesi karşılığında eğitim imkanı sunma kararı almıştık. Bunu da Sayın Fikrim Damka Türkiye'ye geçen sene geldiğinde gündeme getirdi. ‘Bütün gençlerimiz için bu elzem' dedi. Biz de çok şükür gereğini yaptık bundan sonra özellikle Prizren'den Kosova'dan gelen Türk gençlerinin Türkiye'de eğitimlerini alırken Türkiye'de okuyan gençlerin ücret ödememesi sistemini kurduk. Bizim gençlerimizden tek bir beklentimiz var bundan sonra Türkiye'de okuyan eğitimini bitiren gençlerimizin tekrar buraya gelmesi, ata topraklarında bayrağın bırakıldığı yerden taşınmaya devam etmesi ve daha yükseklere çıkartılması esas olacaktır” dedi.

Dışişleri Bakanı Fidan:
“İki ülke arasındaki ilişki inanılmaz derecede yakınlaşmış durumda”

Kosova hükümetiyle örnek bir iş birliğinin olduğunu ifade eden Fidan, “Onların ortaya koyduğu imkanlarla, bizim ortaya koyduğumuz stratejiyle iki ülke arasındaki ilişki inanılmaz derecede yakınlaşmış durumda. Türk iş insanları burada giderek yatırımlarını artırıyorlar. THY haftada 14 sefer Kosova'ya uçuş yapıyor. Kosova ile Türkiye arası neredeyse 1 saate inmiş durumda. Bu kadar yoğun bir trafik, gidiş-geliş iki ülkeyi adeta tek bir ülke gibi hareket ettiğimiz tek bir alana getirmiş durumda. İnşallah sizler bu imkanlardan daha çok faydalanacaksınız. Sizin her türlü derdinizi probleminizi dinlemek üzere hem büyükelçiliğimiz hem buradaki başkonsolosluğumuz 24 saat emrinize amadedir. Ben sözlerime son verirken değerli kardeşlerim bu sıcak karşılamanız için, beni ve arkadaşlarımı böylesine coşkulu bir şekilde bağrınıza bastığınız için çok teşekkür ediyorum. Gerçekten beni çok duygulandırdınız sizin sevginiz, sizin hisleriniz, sizin enerjiniz bize de geçti. Allah hepinizden razı olsun. İyi ki varsınız. Türkiye Cumhuriyeti her zaman yanınızda” şeklinde konuştu.

“Kosova'daki Türk toplumu hiçbir zaman yılmadı”

Kosova Demokratik Türk Partisi - KDTP Genel Başkanı ve Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka da, “Sizleri Türklerin Prizren'de en yoğun yaşadığı Kurila semtinde başta öğrencilerimizle, öğretmenlerimizle, STK temsilcilerimizle, yöneticilerimizle ve halkımızla karşılamaktan onur duyduk. Kosova'da Türk toplumu 600 yıldan bu yana ayakta durmaya gayret etti, gayret etmeye de devam edecektir. Bazen zor dönemler oldu, bazen kolay dönemler oldu. Ama Kosova'daki Türk toplumu hiçbir zaman yılmadı. Türkçe eğitimden yılmadı, Türk kültüründen yılmadı, Türkçe konuşmaktan yılmadı. Türklüğü savunmaktan asla ve asla yılmadı, vazgeçmedi” ifadelerini kullandı.

Bundan sonra da bunun devamını daha görkemli bir şekilde getireceklerini belirten Damka, "Bugün anavatanımızın sayesinde yüzlerce çocuğumuz Türkiye'de eğitim alıyor, yüzlerce hastamız şifa buluyor, gençlerimiz kültürel gezi düzenliyor. Yüzlerce çocuğumuz yerinde burs alıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu destekleri bizlerin bu topraklarda devam etmemiz için vesile. Bunlar sizin sayenizde sayın bakanım. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere siz değerli bakanımız, TİKA'mız, YTB Başkanımız, büyükelçilerimiz bütün kurum ve temsilcileriniz Kosova'daki Türk toplumunun yanında. Her derdimize her talebimize aniden cevap veren bir Türkiye Cumhuriyeti var” şeklinde konuştu.

Enis Tabak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Çocuklarının okuduğu sıralarda şimdi kendileri ter döküyor Elazığ’da farklı nedenlerle okul sıralarına oturmayan vatandaşlar, Halk Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen kurslara katılarak okuma yazma öğreniyor. Elazığ Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü okuma yazma öğrenmeyen insanın kalmaması için canla başla çalışıyor. Bu çerçevede kent genelinde 4 kurs açan merkez yaklaşık 120 kişiye eğitim veriyor. Zamanında çeşitli nedenlerden dolayı okuma yazma öğrenemeyen vatandaşlar ise bu kurslarda eğitim görüyor. Hayat şartları gereği okul sıralarıyla tanışamayan kadın ve erkekler, şimdi hem bu özlemlerini gideriyor hem de hayallerinin peşinden ilerliyor. Alacakları diplomalar ile bazıları üniversiteye gitmek isterken bazıları ise devletten alacağı destek ile iş yeri kurmak istiyor ve ehliyet almak istiyor. Öğretmenlerini canla başlaya dinleyen kursiyerler, adeta çocukluğunda yaşayamadıkları duyguları bu sıralarda tadıyor. Elazığ nüfusunun yüzde 98’in okuma yazma bildiğini belirten Halk Eğitim Merkezi Müdürü Kenan Tabar, “Yüzde 2’si ise bilmiyor. Bizde okuma yazma bilme oranı Türkiye ortalamalarındadır. Artık cumhuriyetimizin 100. yılını geride bırakırken okuma yazma bilmeyen kalsın istemiyoruz. Bize ulaşan herkese kurs vermek istiyoruz. Şuanda Elazığ’da 4 tane kurs açtık. 2’sini İstasyon Caddesi’ndeki Tuncay Küçüközer binasında, biri çocuk eğitim evinde ve diğeri ise kapalı ceza evinde açtık. Bununla yetinmek istemiyoruz. Okullarımızla, muhtarlarımızla iletişim halindeyiz. Elazığ’ın hangi mahallesinde olursa olsun okuma yazma bilmeyen her vatandaşımıza ulaşmak istiyoruz. Birince ve ikinci kademe olmak üzere veriyoruz. Birinci kademede okuma yazma ve temel matematik bilgileri veriyoruz. İkinci kademede ise Türkçe, matematik, fen ve sosyal bilgiler becerilerini artıracak eğitimler veriyoruz. Bu ikinci kademe eğitimini tamamladıktan sonra ilkokul diploması yerine geçen ikinci kademe okur yazarlık belgesi veriyoruz. Son 1 yılda Halk Eğitim Merkezi bünyesinde 300’e yakın vatandaşımıza okuma yazma eğitimi verdik. Biz artık okuma yazma bilmeyen insanımız kalmasın istiyoruz” dedi. “7 yaşından bu yana hayvancıkla uğraşıyordum okuma şansım olmadı” Kendini geliştirmek için kursa başladığını aktaran Ömer Akalan, “Gelmeyenler var, onlara da tavsiye ederim. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bize tanıdığı bu şans için minnettarız. Ben 7 yaşından bu yana hayvancıkla uğraşıyorum. Benim okuma şansım olmadı. Sürekli dağlarda geziyordum. Maddi durumlar da derken bu güne geldik. Yine de bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Kendimi geliştirmek için kursa başvurdum. Arabaya hevesim var. Bir araç almak istiyorum. Onun için de ilkokul diploması alıp ehliyet sınavlarına gireceğim” diye konuştu. “Okumanın yaşı yok” Çocuğuyla birlikte kursa gelen Demet Ercan ise “Kursta eğitim görüyoruz. Hocamızdan memnunuz. Okumanın yaşı yok. Zamanında okumadık ve pişmanız. Köydeydik ve şartlar farklıydı. Ailelerden dolayı okuyamadık. Kız çocukları üzerinde durulmuyordu. 2 çocuğum daha var, onlarda okuyor. Küçük çocuğum ile birlikte kursa geliyorum” şeklinde konuştu.
Bilecik Başkan Bakkalcıoğlu il başkanlarını ağırladı Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Marmara Bölgesi İl Başkanlarını Bozüyük’te ağırladı. Cumhuriyet Halk Partisi Marmara Bölgesi İl Başkanları, Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu’na ziyaret gerçekleştirdi. CHP Bilecik İl Başkanı Ali Özdemir, Balıkesir İl Başkanı Erden Köybaşı, Çanakkale İl Başkanı Levent Gürbüz, Kırklareli İl Başkanı Bora Terzi, Kocaeli İl Başkanı Bülent Sarı, Sakarya İl Başkanı Oğuz Can Curoğlu, Tekirdağ İl Başkanı Şenol Özgür Taşmerdivenli, Yalova İl Başkanı İsmail Erdem Doğancı’nın gerçekleştirdiği ziyarette, CHP Bozüyük İlçe Başkanı İsmail Akçasoy, İlçe Yönetim Kurul Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri ve İl Genel Meclis Üyesi Naci Öney de hazır bulundu. Misafirlerini ilçe merkezinde karşılayan Başkan Bakkalcıoğlu, onlarla birlikte Türkiye’de örnek gösterilen vizyon projelerinden olan “BOZTRAM”a binerek şehir turu gerçekleştirdi. Başkan Bakkalcıoğlu, burada misafirlerine BOZTRAM hakkında bilgiler vererek soruları yanıtladı. Ayrıca ziyaret sırasında; Başkan Bakkalcıoğlu, misafirleri ile tek tek görüşerek sohbet etti, fikir alışverişinde bulundu. Programın devamında Başkan Bakkalcıoğlu, İl Başkanları ve beraberindekilerle birlikte Bozüyük Kurtuluş Savaşı ve İnönü Zaferleri Anı Evi’ni ziyaret etti. Başkan Bakkalcıoğlu burada da açıldığı ilk günden itibaren yoğun ilgi görerek ziyaretçi akınına uğrayan, Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşı, İnönü Savaşları, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’imizin ilanı gibi tarihimizin önemli dönüm noktalarının yer aldığı; Anı Evi hakkında misafirlerine önemli bilgiler verdi. Anı Evi ziyaretinin sonunda Marmara Bölgesi İl Başkanları, Başkan Bakkalcıoğlu’na misafirperverliği nedeni ile teşekkür ederek Bozüyük’ten ayrıldılar.
Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının "Dijital Bağımlılık Çalıştayı"na ilişkin ön rapor tamamlandı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının dijital bağımlılıkla mücadele kapsamında gerçekleştirdiği çalıştayın ön raporuna göre, çocuklar bilgisayar oyunlarındaki güçlü karakterlerle kendilerini özdeşleştiriyor, onlardan güven ve cesaret kazanıyor. Oyun sırasında kendine yeni bir kişilik oluşturan çocuklar oyun bittikten sonra yalnız hissediyor, oyun oynayamadıklarında üzüntü ve güvensizlik duygusu yaşıyor. Bakanlık tarafından ilk defa "Dijital Bağımlılık ve Aile Çalıştayı" düzenlendi. Pazartesi yapılan çalıştayın açılışına Bakan Mahinur Özdemir Göktaş da katıldı. Edinilen bilgiye göre, çalıştayla ilgili hazırlanan ön rapor Bakan Göktaş’a sunuldu. Çalıştayda dijital bağımlılık konusu oluşturulan "Uzmanlar Masası", "Çocuklar Masası" ve "Yetişkinler Masası"nda çok yönlü olarak ele alındı. "Uzmanlar Masası" akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşurken "Yetişkinler Masası"nda çocukları oyunların başında saatler geçiren ebeveynler, "Çocuk Masası"nda ise çocuklar yer aldı. Bağımlılık tanımları, çözüm önerileri ve dijitalin sorunlu kullanımının gelecek projeksiyonunun değerlendirildiği çalıştayda, ayrıca çocukların dijital oyunlarla ilgili motivasyonlarını anlamlandırmaya çalışıldı, çocukların oyunda geçirdikleri süre, motivasyonları ve oyunlarına eşlik eden süreçler de ele alındı. Çalıştayın sonuçlarına yönelik hazırlanan ön raporda dijital bağımlılıkla ilgili çarpıcı tespitlere yer verildi. Buna göre, dijital oyunlardaki güçlü karakterler çocuklar üzerinde derin etki bırakıyor. Çocuklar bu karakterlerle kendilerini özdeşleştirirken oyunlarda güçlü, karanlık veya tüm silahları ustalıkla kullanabilen figürleri seçerek kendilerine güven ve cesaret kazandırdıklarını belirtiyor. Çocukların bir kısmı bu karakterlerin gücüne sahip olmayı arzuladıklarını ifade ederken, çocuklar oyun sırasında kendilerine yeni bir kişilik oluşturduklarını hissediyor. Oyun bittikten sonra ise çocuklar sosyal ilişkilerinde zayıflama ve sosyal izolasyon yaşıyor. Çocukların tamamı dijital araçların aileleriyle vakit geçirmelerine engel olmadığını belirtirken, çocuklar telefonlarını eline almadıklarında kendilerini bir boşlukta hissettiklerini, üzüntü ve güvensizlik duygusu yaşadıklarını ifade ediyor. Çalıştaya yönelik değerlendirme süreçleri devam ederken elde edilen sonuç ve önerilerin yeni bir çalıştayda ele alınması planlanıyor. Kamu kurum temsilcilerinin yer alacağı söz konusu çalıştayın yıl sonuna kadar toplanacağı kaydedildi.
Elazığ Başkan Canbay, “Dijital platformlardaki sahte etiketler, markamıza zarar veriyor” Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği markasının tescilli olduğunu belirten Birlik Başkanı Fırat Canbay, “Fakat ürününü satmak isteyen ve bizimle ilgisi olmayan şahıslar, etiketimizin aynısını basıyor ve ürününe yapıştırarak internet üzerinden bazı alışveriş sitelerine koyuyor. Bu şekilde bizim hem vatandaş hem de markamızda zarar görüyor” dedi. Dünyada teknolojinin ilerlemesi ile alışverişin çoğunluğu artık internet ve dijital platformlar üzerinden yapılmaya başlandı. Tüketiciye ulaşmak isteyen birçok üretici, ürünlerini alışveriş sitelerine koyarak satmaya başladı. Bu durum hem üretici hem de tüketiciye de kolaylık sağlasa da dolandırıcılık ve sahte ürünlerde artış yaşandı. Bazı şahıslar ise ellerindeki balları satmak için tescilli olan Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği markasını kullanmaya başladı. Şahıslar yaptıkları sahte etiketleri, ürünlerinin üzerine basarak internet üzerinden satışa koydu. Bu duruma tepki gösteren Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kimyager Fırat Canbay, hem üreticilerin emeği hem de tüketici sağlığı için denetimlerin artması gerektiğini söyledi. Özellikle pandemiden sonra dijital platformlarda satış ağının arttığını vurgulayan Başkan Fırat Canbay, “Ama ne yazık ki bu dijital platformlarda bizlerin etiketleri üzerinden satılan ve bize ait olmayan ballara çok sık rastlanılmaktadır. Dolayısıyla burada satılan ürünler, gıda güvenliği noktasında denetime tabi tutulmuyor. Bunun yanında bizlerinde hakları suiistimal ediliyor. Dijital platformlarda satışları gerçekleştirilen ürün satışlarında ciddi anlamda denetimlerin oluşturulması gerekmektedir. Burada gerçekleştirilecek denetimler hem tüketiciler açısından gıda güvenliği oluşturacak hem de bizim gibi üreticilerin de hakları korunmuş olacaktır” diye konuştu. “Ürün kötü veya sahte çıkınca burada bizim etiketimiz zarar görüyor” İnternet üzerinden yapılan bazı satışlara bakıldığında birliklere ait etiket üzerinden satışlarla karşılaştıklarını dile getiren Başkan Canbay, “Bizlerin sahada ve STK olarak almış olduğumuz güveni buralarda suiistimal ediyorlar. Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği markası tescilli bir markadır. Fakat ürününü satmak isteyen ve bizimle ilgili olmayan şahıslar, etiketimizin aynısını basıyor ve ürününe yapıştırarak internet üzerinden bazı alışveriş sitelerine koyuyor. Bu şekilde bizim markamızda zarar görüyor. Çünkü vatandaşlar bizim markamıza ve ürünümüze güvenerek bunu alıyor. Ürün kötü veya sahte çıkınca burada bizim etiketimiz zarar görüyor. Hatta bundan dolayı oluşabilecek herhangi bir olumsuzlukta, üzerinde etiket olduğu için biz ceza yiyoruz. Alışveriş siteleri hiçbir zaman sorgulamadan ürünü sitesinde yayınlıyor. Bizim bunlarla ilgili hukuku sürecimizde sürüyor” şeklinde konuştu.